Ana Sayfa Haberler ABD İle Çin A...

ABD İle Çin Arasında Birinci Faz Ticaret Anlaşması İmzalandı

 

16.01.2020 – Dün küresel piyasaların gündeminde ABD ile Çin arasında birinci fazı imzalanan ticaret anlaşması vardı. Trump, Beyaz Saray’da canlı yayında düzenlenen törendeki konuşmasında, anlaşmanın dönüm noktası olduğunu ifade etti. Ancak, ABD – Çin arasındaki ticaret savaşının piyasa gündemindeki yerini koruması bekleniyor, zira anlaşmanın ikinci fazının ABD başkanlık seçimlerine kadar (3 Kasım 2020) gerçekleşmesi çok mümkün görünmüyor. Bununla birlikte, ikinci fazın tamamlanmasına kadar ABD’nin Çin’e yönelik tarifleri koruyacağına yönelik Salı gününden bu yana gelen haber akışı da küresel risk iştahını önemli ölçüde olumsuz etkilemiş durumda.

 

Faz 1 beklenirken önemli ayrıntılar… Enver Erkan

Piyasalar ABD ile Çin ticaret anlaşmasının birinci fazının imza töreninin bekleyedursun, bunun öncesinde iki önemli gelişmenin üzerinde durmakta fayda var.

Birincisi; ABD Hazinesi’nin Çin üzerindeki kur manipülatörü etiketini kaldırması… Faz 1 öncesinde önemli bir iyi niyet jesti veya ödün gibi görünebilir. Bunun altında da zaten Çin’in kuru devalüe ederek rekabetçi, avantaj sağlamayacağı taahhüdü yatıyor. Ancak bu konu muhtemelen çok kısa bir sürede yeniden tartışmaya açılacaktır. Çin’de büyüme zayıflıyor ve bu konu sadece ticaret savaşı belirsizliğiyle değil aynı zamanda ekonominin iç dinamikleriyle alakalı… PBOC gerek munzam karşılıklarıyla, gerek faizlerle oynayarak piyasa ve ekonomiye likidite desteği sağlıyor. Çin’de bir serbest kur rejimi beklemek zaten normal şartlarda da rasyonel olmaz. Çin, parası üzerinde müdahaleci olmaya devam edecektir ve yuan zayıfladıkça kur manipülasyonu konusu tartışmaya açık olacaktır.

İkincisi; Çin tarifelerinin ABD Başkanlık seçimlerine kadar kalacak olması… İşte iyimserliği azaltan bir durum, seçimlere kadar olan 10 ay boyunca gelişmelere bakılacak. Çin açısından da beklemek bir opsiyon, Trump’ın kaybedip de Demokrat bir başkanla müzakere yapma, böylece Trump öncesi döneme dönme ihtimalini değerlendiriyor olabilirler. Ancak Kasım’da ABD çok büyük olasılıkla “Trump’la 4 yıl daha” diyecektir. Trump’ın azil soruşturmasından bir şey çıkmayacak, hatta Trump bu süreçten artı puanlar kazanarak çıktı. İran krizi de Trump’ın lehine işledi ve Trump şu anda kendi seçmen kitlesini konsolide etmiş durumda.

Faz 1 en basit konuları içeren ve anlaşmazlıkların çok önemli bir kısmını sonraya bırakan bir anlaşma… Çin, ABD’den daha fazla mal alacak ancak olay “mal al, mal sat” olmadığından bundan sonraki aşamalar çok daha zorlu geçecektir. Olay teknoloji transferi ve fikri mülkiyet üzerinden dönüyor zaten… Çin’in ABD’nin teknolojik ilerlemesini transfer etmesi, bunu ucuza mal etmesi ve maliyet avantajıyla küresel pazarda rekabetçi avantaj sağlaması, bu konunun ana hattını oluşturuyor. Çinli şirketler telefon, tablet ve bilgisayar alanında büyük pazar sıçraması içindeler bu pazar payını da Japonya veya Kore’den değil, ABD’li şirketlerden çalıyorlar. Çin kesinlikle bu avantajı tersine çevirecek bir anlaşmaya yanaşmayacağı ve ketum duracağı için nihai ticaret anlaşmasına daha çok var.

 

Alan Yatırım yazdı: Birinci Faz Ticaret Anlaşması Küresel Ekonomideki Belirsizlikleri Ortadan Kaldırmak İçin Yeterli mi? 

18.12.2019 – ABD Ticaret Bakanlığı Temsilcisi Robert Lighthizer gazetecilere yaptığı açıklamada birinci faz ticaret anlaşmasının tamamlandığını, metinde bazı biçimsel düzenlemelerin yapıldıktan sonra yayınlanacağını ve 2020 yılının ilk haftasında tarafların anlaşmayı imzalayacağını belirtti. ABD Başkanı Donald Trump da geçtiğimiz hafta Cuma günü Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, Çin’in büyük miktarda tarım, enerji ve sanayi ürünü almayı kabul ettiğini ve 15 Aralık tarihinde devreye girmesi planlanan ek vergi tarifelerinin durdurulacağını kamuoyuna duyurmuştu.

Yaklaşık 2.5 yıldır devam eden ticaret savaşında taraflar ilk defa anlaşmaya hiç olmadıkları kadar yakınlar. Birinci faz anlaşma genel çerçevede önümüzdeki iki yıl içerisinde Çin’in 200 milyar dolar değerinde tarım, enerji ve sanayi ürünü alımını kabul etmesi karşılığında ABD’nin gümrük vergilerini düşürmesini içeriyor. Ticaret savaşının yoğunlaştığı fikri mülkiyet hakları probleminin de Çin’in atacağı hukuki adımlarla çözüme kavuşması bekleniyor. Trump, ikinci faz anlaşma için görüşmelerin hemen başlayacağını ifade etse de, ticaret temsilcilerinden gelen açıklamalar bunun birinci faz anlaşmanın uygulanabilirliğine bağlı olduğunu ortaya koyuyor. Piyasalar ilk aşamada bu gelişme karşısında her ne kadar olumlu bir reaksiyon gösterse de ticaret anlaşmasına yönelik bir takım belirsizlikler varlığını sürdürüyor. ABD’nin imzaladığı ticaret anlaşmalarının genellikle binlerce sayfadan oluşmasına rağmen, Çin ile imzalanması beklenen bu önemli ticaret anlaşmasının sadece 86 sayfa olması, anlaşmanın yüzeysel olduğu endişelerini beraberinde getiriyor. Taraflardan gelen açıklamalar doğrultusunda anlaşmanın tam olarak nerede ve ne zaman imzalanacağına dair bir bilgi de paylaşılmış değil.

Eylül ayında OECD, Dünya Bankası ve IMF gibi kurumların makroekonomik görünüm raporları küresel ekonomik büyümenin son 10 yılın en düşük seviyesine gerilediğini ortaya koyuyordu. Ticaret anlaşması ve Brexit gibi önemli meselelerdeki belirsizlikler neticesinde OECD yılsonu büyüme beklentilerini yüzde 3,2’den yüzde 2,9’a çekmiş, 2020 yılı beklentileri ise Çin’deki yavaşlamaya bağlı olarak küresel büyümenin yüzde 3 düzeyinde gerçekleşeceği yönündeydi. Ekonomik büyüklük bakımından dünyanın en büyük iki ülkesi arasında tırmanan gerilim ve tarife tehditleri, piyasalardaki güven duygusunu ve yatırım yapma iştahını sekteye uğratıyordu. ABD ve Çin arasında imzalanması beklenen ticaret anlaşmasının detaylarının netleşmemesi ve yüzeysel bir anlaşma olacağına yönelik emareler kafalarda soru işareti yaratıyor. Peki önümüzdeki günlerde ABD ve Çin’in birinci faz ticaret anlaşmasını imzalaması küresel ekonomideki belirsizlikleri ortadan kaldırmak için yeterli olacak mı? Bu sorunun yanıtını verebilmek için 2020 yılında karşımıza çıkması muhtemel diğer risk unsurlarını tanımlamak gerekiyor. 

Yapılan çalışmalar 2020 yılı öncesinde global ekonomi açısından en önemli risk unsurunun ABD-Çin ticaret savaşı ve anlaşmasız Brexit olduğunu ortaya koysa da irili ufaklı risk unsurları buzdağının görünmeyen yüzünü oluşturuyor. Daha önceki raporlarımızda da değindiğimiz üzere 2020 yılında ABD’de gerçekleştirilecek Başkanlık Seçimleri 2020 yılının en büyük belirsizlik kaynağı olarak karşımıza çıkıyor. Başkanlık seçimleri öncesinde Demokratlarla Cumhuriyetçiler arasındaki gerilim azil soruşturmasıyla birlikte yükselirken, siyasi tansiyon bütçe görüşmelerinde anlaşmazlığa hatta daha önceki yıllarda olduğu gibi hükümetin kapanmasına neden olabilir.

Seçim sürecine dönecek olursak Demokratların başkan aday adayları arasında dahi vergilendirme ve ekonomik konularda derin görüş ayrılıklarının bulunması belirsizliğin bütün bir yıla yayılmasına sebep olabilir. Kuzey Amerika’da hal böyle iken Güney Amerika’nın emtia ihracatçısı ülkelerinde ortaya çıkan toplumsal olaylar gitgide artan gelir eşitsizliğinin bir göstergesi olarak karşımıza çıkmakta, bu durum küresel bir kelebek etkisi yaratma potansiyeli bulunmaktadır. Artan nüfus artış hızına rağmen düşen verimlilik ve büyüme hızı da bir başka demografik risk olarak karşımıza çıkıyor.

Birinci faz ticaret anlaşmasının imzalanması, yukarıda sıraladığımız ekonomik, siyasi ve demografik risk unsurlarını ve global ekonomide yarattığı belirsizlikleri ortadan kaldırmayacaktır. ABD’nin dış ticaret açığını sürdürülebilir seviyelere çekmesi için sadece Çin ile değil Euro Bölgesi ve Japonya ile açtığı ticaret savaşı cephesini de kalıcı bir anlaşma ile kapatması gerekebilir. Birinci faz anlaşma imzalansa bile, metnin içeriği piyasalar açısından tatmin edici olmayabilir. Önceki raporlarımızda belirttiğimiz üzere altının ons fiyatındaki yukarı yönlü hareketin devam edeceğine yönelik temel görüşümüzü korumakla beraber, haber akışına bağlı meydana gelen geri çekilmelerin sınırlı kalacağını, küresel ekonomideki diğer risk unsurları belirginleştikçe 1530 $-1680 $ aralığına doğru hareketin devamını beklemekteyiz.

 

ABD-Çin Faz 1 Ticaret Anlaşmasının Ana Hatları…

16.12.2019 – Hatırlayacağımız üzere ABD Başkanı Donald Trump, 15 Aralık’ta yürüklüğe girecek ve Çin’e karşı uygulanacak olan yeni tarife paketini iptal eden anlaşmayı geçtiğimiz hafta onaylamış ve bununla birlikte birinci faz ticaret anlaşması gerçekleşmişti (anlaşmanın Ocak ayında imzalanması bekleniyor). Geçtiğimiz hafta onaylanan anlaşmaya göre ABD, 15 Aralık’tan itibaren yürürlüğe girmesi planlanan Çin mallarına yönelik gümrük vergisi artışını erteleyecek, Çin ise 2020 yılında ABD’den 50 milyar dolarlık tarım ürünü satın alacak.

Geçtiğimiz haftaki anlaşma sonrasında ABD ve Çin cephesinden konuya ilişkin açıklamalar gelmeye devam ediyor.

Açıklamalar Var Ancak Çin Henüz İmzayı Atmadı

Çin Ticaret Bakan Yardımcısı Wang Shouwen, Pekin’de yaptığı basın toplantısında, “ABD, Çin ürünlerine vergileri kademeli olarak kaldıracak” dedi. Shouwen konuşmasında, “Birinci aşama görüşmeler önemli gelişme kaydetti. Anlaşma Çin’in reform hedefleriyle uyumlu. ABD’den ve diğer ülkelerden yapılan ithalat artacak. Bu anlaşma küresel piyasalardaki güveni artıracak. Bu anlaşma Çin ve ABD arasındaki ekonomik işbirliği için uygun. ABD ile metin üzerinde anlaşmaya vardık. Çin en kısa zamanda anlaşmanın yasal incelemesini tamamlayacak” yorumunu yaptı.

ABD Başkanı Donald Trump ise sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, “Anlaşmayı yaptığımız için 15 Aralık’ta planlanan cezai vergi artışları yapılmayacak. Çin ile ikinci faz görüşmeleri hemen başlayacak. Çin büyük miktarda tarım, enerji ve sanayi ürünü almayı kabul etti” dedi. ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin, kısmi ticaret anlaşmasının yalnızca ABD ekonomisi için değil küresel büyüme için de çok iyi olacağını belirtti. Mnuchin, “Bu anlaşma fikri ve sınai mülkiyet haklarını içeriyor, teknoloji transferini içeriyor, yapısal tarım konularını içeriyor, finansal hizmetler açılıyor, para birimi anlayışı ve ABD’den alımı gerçekleştirilecek tarım ürünü taahhütlerini de içeriyor” dedi. Mnuchin ayrıca, Çin ile eşit şartlarda bir oyun alanının küresel ekonomiye fayda sağlayacağını savunarak, ABD’nin kurallara dayalı ticaret sistemini geri ittiği fikrini reddetti.

İkinci fazın içeriği henüz belli olmamakla birlikte, ABD’deki başkanlık seçimlerinin (Kasım 2020) öncesinde bir anlaşma imzalanması beklenmiyor. İki taraf birinci aşama anlaşma üzerinde uzlaşmış olsa da, en zorlu ve karmaşık konular çözümsüz kalmaya devam ediyor. Trump yönetimi Pekin’i sürücüsüz otomobil ve yapay zeka gibi gelişmiş teknoloji alanlarında üstünlük sağlama çabasında sahtekarlıkla suçluyor. Birinci faz üzerinde anlaşılmış olsa dahi, anlaşmanın ikinci fazının ABD başkanlık seçimlerine kadar (3 Kasım 2020) gerçekleşmesi çok mümkün görünmüyor.

Enver Erkan yazdı: Faz 1 ticaret anlaşmasının ana hatları…

16.12.2019 – ABD ve Çin; fikri mülkiyet, teknoloji transferi, tarım, finans hizmetleri, kur rejimi, yapısal reformlar ve Çin’in ekonomik ve ticaret rejiminde başka değişiklikler gerektiren ticaret anlaşmazlığında Faz 1 ticaret anlaşması konusunda anlaşmaya vardı. Faz 1 anlaşması, Çin’in gelecek yıllarda önemli miktarda ABD’den mal ve hizmet alacağı taahhüdünü içeriyor. ABD de Bölüm 301 tarife eylemlerini önemli ölçüde değiştirmeyi kabul etti.

Anlaşmanın detaylarına bakacak olursak;

Fikri Mülkiyet: Fikri mülkiyet bölümü; ticari sırlar, ticari markalar, korsan ve imitasyon ürünlere karşı uygulama alanlarında uzun zamandır devam eden anlaşmazlıkları ele almaktadır.

Teknoloji Transferi: Teknoloji transferi bölümü, Çin’in haksız teknoloji transferi uygulamalarının birçoğunu ele almak için bağlayıcı ve uygulanabilir yükümlülükler ortaya koymaktadır. Çin ilk kez piyasaya erişim, idari onaylar almak ya da hükümetten avantajlar elde etmek için yabancı şirketleri teknolojilerini Çin şirketlerine aktarmaya zorlama uygulamasına son vermeyi kabul etti.

Tarım: Tarım bölümü, ticaretin önündeki yapısal engelleri ele almaktadır ve Amerikan gıda, tarım ve deniz ürünleri ihracatını artırarak daha fazla kırsal ekonomik faaliyet alanı oluşturmak ve büyümeyi artırmak açısından önemli bir katkı sağlayacaktır. Et, kümes hayvanları, deniz ürünleri, pirinç, süt ürünleri, bebek maması, bahçecilik ürünleri, hayvan yemi ve yem katkı maddeleri, evcil hayvan yemi ve tarım biyoteknolojisi ürünleri dahil olmak üzere ABD tarım ve deniz ürünleri ürünlerine yönelik birçok tarife dışı engel ele alınmaktadır.

Finansal Hizmetler: Finansal Hizmetler bölümü, ABD’nin sağladığı hizmet sağlayıcılar için bankacılık, sigorta, menkul kıymetler ve kredi derecelendirme hizmetleri de dahil olmak üzere uzun zamandır devam eden ticaret ve yatırım engellerini ele almaktadır. Bu engeller, yabancı sermaye sınırlamalarını ve ayrımcı düzenleme gereksinimlerini içerir. Bu engellerin kaldırılması, ABD’deki finansal servis sağlayıcıların daha yüksek bir oyun alanında rekabet etmelerini sağlayacaktır.

Kur: Makroekonomik Politikalar ve Döviz Kuru bölümü, döviz kuru rejimiyle ilgili politika ve şeffaflık taahhütlerini içermektedir. Bu bölüm, rekabetçi devalüasyonlardan ve döviz kuru hedeflemesinden kaçınma konusunda yüksek standartlar taahhüt etmektedir. Çin, ABD ihracatçılarına karşı haksız rekabet için kur devalüasyon uygulamalarını kullanmayacağını taahhüt ediyor.

Ticaretin Genişletilmesi: Çin’in gelecek 2 yıl boyunca çeşitli ABD mal ve hizmetlerini ithal etme konusundaki taahhütlerini içermektedir. Çin’in bu mal ve hizmetlere ilişkin ithalat tutarı 2017’deki tutar olan 200 milyar USD’nin altına düşmeyecek şekilde olacaktır. Çin’in taahhütleri ABD’nin gıda, tarım ve deniz ürünleri ile enerji ürünlerini ve çeşitli hizmetlerini kapsıyor. ABD mal ve hizmet ihracatındaki artışın 2021’den sonraki birkaç yıl boyunca da devam etmesi ve ABD – Çin ticaret ilişkisinin yeniden dengelenmesine önemli ölçüde katkı yapması bekleniyor.

Uyuşmazlıkların Çözümü: Uyuşmazlıkların Çözümü bölümünde, anlaşmanın etkili bir şekilde uygulanmasını sağlamak ve tarafların uyuşmazlıkları adil ve hızlı bir şekilde çözmelerini sağlamak için bir düzenleme yer almaktadır.

 

Ticaret Anlaşması Görüşmelerinde Haber Akışı ve Etkileri…

05.12.2019 – Dün yurt dışında yer alan haber akışlarında, bazı kaynakların “ABD Başkanı Donald Trump’ın Salı günü yaptığı ve ticaret anlaşmasının acil olmadığını ima eden yorumlarının görüşmelerin sekteye uğradığı anlamına gelmediğini, zira Başkan’ın bu konuşmayı hazırlıksız yaptığını” ifade ettiği belirtildi. Yapılan açıklamalarda, ABD’de son dönemde Hong Kong ve Sincan bölgesinde insan haklarına aykırı uygulamalardan dolayı bazı Çinli yetkililere yaptırım getirilmesine ilişkin yasaların muhtemelen görüşmeleri etkilemeyeceğini belirtildi. Bunun yanı sıra, yine yurt dışı basında yer alan haber akışı, ABD ve Çin’in Hong Kong ve Sincan bölgesine ilişkin gerilimin artmasına rağmen ticaret anlaşmasının birinci fazında geri çekilecek tarifelerin miktarı konusunda anlaşmaya varmaya yaklaştığını belirtti. Kaynaklar, ABD’li müzakerecilerin, Çin ile birinci faz anlaşmanın ABD tarifelerinin yürürlüğe gireceği 15 Aralık’tan önce imzalanmasını beklediklerini belirttiler. Aynı kaynaklar, görüşmelerde öne çıkan konular arasında Çin’in ABD’den tarım ürünleri alımını nasıl garanti edeceği ve hangi tarifelerin geri çekileceğinin yer aldığını ifade ettiler.

ABD Başkanı Donald Trump’ın hafta başında Çin ile bir ticaret anlaşması yapmak için bir yıl daha bekleyebileceğini ifade etmesi sonrasında bozulan risk iştahı, dünkü haber akışı ile birlikte yeniden iyileşme kaydetti.

Yükselen risk iştahı ile birlikte ABD’de hisse senetleri günü yükselişle tamamladı. Kapanışta, Dow Jones endeksi %0,53 artışla 27.649,78 puan, S&P 500 Endeksi, %63 artışla 3.112,76 Nasdaq endeksi %0,54 değer kazancıyla 8.566,67 puan seviyelerinde seyretti.

Avrupa’da işlem gören hisse senetleri ABD ve Çin’in ticaret anlaşmasına yaklaşmakta olduğuna yönelik haberin ardından yükselişini sürdürürken, ABD Hazine tahvilleri ve altın kazançlarını geri verdi.

Dolar endeksi dün öğle saatlerinde 97,43 seviyesine kadar gerilemesinin ardından 97,70 seviyesi üzerine doğru yükselerek kayıplarını telafi etti ve gün boyunca 97,40 – 97,80 seviyeleri arasında geniş bir bantta dalgandı. Ons altın ise 1480 seviyesi üzerinden 1470 seviyesine doğru geriledi.

Bu sabah saatlerinde Asya piyasalarında da alıcılı bir seyrin olduğu görülüyor.

 

Ticaret Anlaşması 2019 Yılında Olmayabilir

04.12.2019 – ABD Başkanı Donald Trump, dün Londra’da yaptığı basın açıklamasında, Çin ile bir ticaret anlaşması yapmak için bir yıl daha bekleyebileceğini ifade etti. Trump dünkü ifadelerinde, Çin ile ticaret anlaşması için bir nihai tarihi olmadığını, ancak Kasım 2020’de yapılacak ABD başkanlık seçimi sonrasını beklemenin daha iyi olabileceğini söyledi. NATO liderler zirvesine katılmak için bulunduğu Londra’da gazetecilere konuşan Trump, “Bir nihai tarihim yok. Bazı açılardan, Çin ile anlaşma için seçim sonrasına kadar beklemenin daha iyi olabileceğini düşünüyorum” dedi. Ancak Çin’in şimdi bir anlaşma yapmak istediğini de belirten Trump, “Anlaşmanın doğru bir anlaşma olup olmayacağını göreceğiz. Çin ile şu anda oldukça iyi iş çıkarıyoruz. Çin ile ticaret anlaşması, benim bu anlaşmayı yapmak isteyip istemediğime bağlı. Doğru bir anlaşma olmalı” diye konuştu. ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross ise, Başkan Donald Trump’ın, Washington ve Pekin’in anlaşmaya varamaması durumunda Çin’e yönelik tarifeleri yükseltileceğini belirtti. Ross, 15 Aralık gibi mantıklı bir tarih var. Eğer bir gelişme yaşanmazsa, Başkan tarifeleri yükselteceğini net bir şekilde ifade etti” dedi. Tüm bunların yanı sıra ABD Temsilciler Meclisi, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki Uygur Türklerine yönelik baskı politikalarından dolayı Çinli yetkililere yaptırım uygulanmasını öngören yasa tasarısını kabul etti. ABD Kongresinin her iki kanadından da geçen tasarının önce birleştirilmesi, daha sonra imzalanması için Beyaz Saray’a gönderilmesi bekleniyor.

Son dönemde ABD – Çin arasında birinci faz anlaşmanın imzalanacağına yönelik artan umutların küresel piyasaları olumlu etkilediğini ve küresel risk iştahını arttırdığını gözlemlemiştik. Ancak bültenlerimizde, ABD – Çin arasındaki birinci faz anlaşmanın kısa vadede yapılması durumunda dahi ABD – Çin arasındaki ticaret savaşının piyasa gündemindeki yerini korumasının beklendiğini, zira anlaşmanın ikinci fazının ABD başkanlık seçimlerine kadar (3 Kasım 2020) gerçekleşmesinin çok mümkün görünmediğini sıklıkla belirtiyorduk. Trump’ın dünkü açıklamaları ve dün Temsilciler Meclisinden geçen yasa tasarısı sonrasında küresel piyasalarda ABD – Çin arasındaki anlaşmaya varılabileceğine ilişkin umutlar azalırken, küresel risk iştahına önemli bir bozulma görüldü. ABD ve Avrupa’da endeksler satış baskısına maruz kalırken, artan güvenli liman talebi ile birlikte ons altın fiyatları sert bir zıplama kaydetti.

Ons altın dün sabahki 1460’lü seviyelerden 1480 seviyesi üzerine yükselirken, yende görülen güvenli liman alımları ile birlikte USDJPY paritesi 108,81 seviyesine indi.

Bozulan risk algısı ile birlikte küresel hisse senetlerinin de değer kaybettiği görüldü. ABD’de endeksler günü satıcılı tamamladı. Kapanışta Dow Jones endeksi %1,01 azalışla 27.502,81 puan, S&P 500 endeksi %0,66 kayıpla 3.093,20 puan ve Nasdaq endeksi %0,55 değer kaybıyla 8.520,64 puan seviyelerinde seyretti. Aysa hisse senetlerinde bu sabah saatlerinde satış ağırlıklı bir seyrin olduğu takip ediliyor.

ABD 10 yıl vadeli tahvillerinin faizi yüzde 1,6930’A gerilerken, Almanya’nın 10 yıllık tahvil faizi -%0,35’e indi. İngiltere’nin 10 yıl vadeli tahvillerinin faizi ise 6 %0,663 seviyesini gördü.

Pazartesi günü, güçlü euro ve sterlin ve ABD’den gelen zayıf ISM verisi sonrasında sert satış baskılarına maruz kalan dolar endeksi ise Trump’ın ifadeleri sonrasında düşüşünü hızlandırarak 97,74 seviyesine geriledi.

Dolar endeksindeki gerilemenin sürmesi ile birlikte USDTRY paritesi de dün gün içerisinde düşüş eğilimi sergiledi. Dün sabah saatlerinde 5,75 seviyesi üzerinde hareket eden USDTRY paritesi, Trump’ın açıklamaları sonrasında 5,73 seviyesine doğru geriledi.

 

Çin’den Hong Kong Yasası’na Misilleme

03.12.2019 – Çin, Hong Kong Yasası’na misilleme olarak ABD donanmasının Hong Kong ziyaretlerini askıya alacağını açıkladı…

ABD Başkanı Donald Trump’ın Hong Kong’daki gösterilerde uygulanan şiddet ve insan hakları ihlallerinden sorumlu olan Çinli yetkililere yaptırım uygulanmasını öngören Hong Kong yasa tasarısını onaylamasının ardından Çin tarafından tepkiler gelmeye devam ediyor. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Çunying, ABD’de Kongre’nin her iki kanadından geçen Hong Kong İnsan Hakları ve Demokrasi Yasası’nın Hong Kong’un iç işlerine ciddi biçimde müdahale ettiğini yineledi. Hua, yasaya misilleme olarak ABD donanma gemileri ve uçaklarının Hong Kong’a resmi ziyaretlerini askıya alacaklarını ayrıca Hong Kong’da son dönemde yaşanan karışıklık konusunda “kötü performans sergileyen” sivil toplum kuruluşları Ulusal Demokrasi Vakfı, Ulusal Demokratik Enstitü, İnsan Hakları İzleme Örgütü ve diğerlerine yaptırım uygulanacağını belirtti. Hua, sivil toplum kuruluşlarına yönelik planlanan yaptırımlar konusunda detay vermedi.

Hatırlanacağı üzere ABD Başkanı Trump 11 Ekim’de, Çin’in ABD’den tarımsal ürün ithalatını artıracağı, ABD’nin fikri mülkiyet haklarını koruyacağı, para birimi manipülasyonundan kaçınacağı ve finans sektöründe açılıma gideceği alt başlıklarını içeren kısmi ama önemli bir ticaret anlaşması gerçekleştirileceği konusunda anlaşmaya varıldığını belirtmişti. Bu tarihten bu yana iki taraf da anlaşmanın metni ve Çin’in taahhütleri karşılığında ABD tarifelerinin geri çekilmesi konusunda temaslarını sürdürüyorlar. Ancak, ABD – Çin arasındaki birinci faz anlaşmanın kısa vadede yapılması durumunda dahi ABD – Çin arasındaki ticaret savaşının piyasa gündemindeki yerini koruması bekleniyor, zira anlaşmanın ikinci fazının ABD başkanlık seçimlerine kadar (3 Kasım 2020) gerçekleşmesi çok mümkün görünmüyor. Bunun yanı sıra, ABD 15 Aralık’ta devreye girmesi beklenen tarifeleri devre dışı bırakma taahhüdünde bulunmuştu. Ancak yurt dışı basında yer alan haberler, ABD’nin bu taahhüdünün var olan vergileri geri almayı kapsamayabileceği belirtiliyor.

Son dönemde ABD – Çin arasında birinci faz anlaşmanın imzalanacağına yönelik artan umutların küresel piyasaları olumlu etkilediğini ve küresel risk iştahını arttırdığını gözlemlemiştik. Ancak, ABD Başkanı Trump’ın Hong Kong İnsan Hakları ve Demokrasi Yasası’nı imzalaması sonrasında küresel piyasalardaki alıcılı seyrin bir miktar bozulduğunu görülüyor.

Bununla birlikte geçtiğimiz hafta 11,44 seviyesine kadar gerileyerek Nisan ayından bu yana en düşük seviyesine inen VIX endeksi, dün itibarıyla 12,87 seviyesine yükselirken, ons altın fiyatları 1450 seviyesi üzerinde tutunmaya devam ediyor.

 

ABD Başkanı Trump, Protestocuları Destekleyen Hong Kong Tasarısını Onayladı

28.11.2019 – ABD Başkanı Trump, protestocuları destekleyen Hong Kong tasarısını onayladı.

Hatırlayacağımız üzere Cumhuriyetçi Senatör Marco Rubio tarafından sunulan ve Kongrenin her iki kanadından da geçen “Hong Kong İnsan Hakları ve Demokrasi Yasası” geçtiğimiz hafta Başkan Trump’a gönderilmişti. Trump dün, Hong Kong’daki gösterilerde uygulanan şiddet ve insan hakları ihlallerinden sorumlu olan Çinli yetkililere yaptırım uygulanmasını öngören yasa tasarısını onayladı. Açıklamada Trump, “Bu tasarıyı, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Hong Kong halkına olan saygımdan dolayı imzaladım. Bu tasarı, Çin ve Hong Kong hükümetlerinin aralarındaki farklılıkları çözerek, uzun süreli barış ve refaha yol açmasını amaçlamaktadır.” ifadelerini kullandı.

ABD Başkanı Donald Trump, Çarşamba günü yurt dışı basına verdiği röportajında, ABD ve Çin üst düzey temsilcilerinin telefon görüşmelerinin ardından birinci aşama ticaret anlaşmasının tamamlanmaya çok yakın olduğunu bildirmişti. Son dönemde ABD – Çin arasında birinci faz anlaşmanın imzalanacağına yönelik artan umutların küresel piyasaları olumlu etkilediğini ve küresel risk iştahını arttırdığını gözlemlemiştik. Ancak, ABD Başkanı Trump’ın Hong Kong İnsan Hakları ve Demokrasi Yasası’nı imzalaması sonrasında küresel piyasalardaki alıcılı seyrin bir miktar bozulduğunu gördük.

Asya hisse senetleri Trump’ın Çin’in misilleme tehditlerine rağmen Hong Kong’daki protestocuları destekleyen yasa tasarısını onaylamasının ardından bu sabah saatlerinde satıcılı seyrediyor.

VIX endeksi 5 günlük düşüşünün ardından yönünü yukarı çevirerek 11,79 seviyesine yükselirken, ons altın fiyatları ise 1450 seviyesi eşiğinden yükselişe geçerek 1458 seviyesi üzerine çıktı.

 

ABD, Çin Görüşmelerinde Birinci Faz Anlaşma Yakın…

27.11.2019 – ABD Başkanı Donald Trump, dün yurt dışı basına verdiği röportajında, ABD ve Çin üst düzey temsilcilerinin telefon görüşmelerinin ardından birinci aşama ticaret anlaşmasının tamamlanmaya çok yakın olduğunu bildirdi. Trump, dünkü açıklamasında, ticaret anlaşmasını iyi koşullarla güvencede tuttuğunu ifade ederek, “Anlaşmayı bekletiyorum çünkü iyi bir anlaşma olacak, eşit bir anlaşma yapamayız, bizim daha iyi konumda olduğumuz bir anlaşma yapmalıyız. Çünkü geri kalmamak zorundayız” dedi. Bunun yanı sıra Trump, dün bir gazetecinin Çin ile ticaret anlaşması görüşmeleri ve Hong Kong’daki seçimlere ilişkin sorusuna, “Çin ile ticaret anlaşmaları çok iyi gidiyor ancak Hong Kong’da da işlerin iyi gittiğini görmek istiyoruz. İyi gideceğini de düşünüyorum.” diye yanıt verdi. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile de iyi ilişkileri olduğunu kaydeden Trump, Şi’nin Hong Kong’daki olayların çözülmesi için elinden geleni yapacağını aktardı. ABD Başkanı Trump 11 Ekim’de, Çin’in ABD’den tarımsal ürün ithalatını artıracağı, ABD’nin fikri mülkiyet haklarını koruyacağı, para birimi manipülasyonundan kaçınacağı ve finans sektöründe açılıma gideceği alt başlıklarını içeren kısmi ama önemli bir ticaret anlaşması gerçekleştirileceği konusunda anlaşmaya varıldığını belirtmişti. Bu tarihten bu yana iki taraf da anlaşmanın metni ve Çin’in taahhütleri karşılığında ABD tarifelerinin geri çekilmesi konusunda temaslarını sürdürüyorlar. Ancak, ABD – Çin arasındaki birinci faz anlaşmanın kısa vadede yapılması durumunda dahi ABD – Çin arasındaki ticaret savaşının piyasa gündemindeki yerini koruması bekleniyor, zira anlaşmanın ikinci fazının ABD başkanlık seçimlerine kadar (3 Kasım 2020) gerçekleşmesi çok mümkün görünmüyor.

Son dönemde ABD – Çin arasında birinci faz anlaşmanın imzalanacağına yönelik artan umutların küresel piyasaları olumlu etkilediğini ve küresel risk iştahını arttırdığını gözlemlemekteyiz. Dün Trump’tan gelen açıklamalar sonrasında ise ABD borsaları rekor tazelerken, VIX endeksindeki değer kaybının sürdüğü görüldü. Asya piyasalarında da bu sabah saatlerinde alıcılı bir seyrin hâkim olduğu görülüyor.

  • ABD’de S&P500, Nasdaq ve Dow Jones endeksleri rekor seviyelere yükseldi. Dow Jones endeksi %0,20 artışla 28.121,68 puan, S&P 500 endeksi %0,22 kazançla 28.121,68 puan, Nasdaq endeksi %0,18 değer kazancıyla 8.647,93 puan seviyelerinden günü tamamladı.
  • Avrupa’da ise endeksler günü Almanya hariç yükselişle tamamladı. Gösterge endeks Stoxx Europe 600 %0,10 artışla 408,49 puana çıktı. İtalya’da FTSE MIB 30 endeksi %0,37 artarak 23.553,76 puana, İngiltere’de FTSE 100 endeksi %0,9 değer kazanarak 7.403,14 puana, Fransa’da CAC 40 endeksi %0,08 yükselerek 5.929,62 puana ulaştı. Almanya’da DAX 30 endeksi ise günü %0,08 kayıpla 13.236,42 puandan kapattı.
  • VIX endeksi ise, küresel piyasalarda azalan güvenli liman talebi ve iyileşen risk algısı ile birlikte 11,42 seviyesine inerek Nisan ortasından bu yana en düşük seviyesine geriledi.

 

26.11.2019 – Ticaret görüşmelerinde ilk faz anlaşmanın imzalanmaya çok yakın olduğuna ilişkin ifadeler gelmeye devam ediyor. Dün Çin Ticaret Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre bu sabah saatlerinde Çin Başbakan Yardımcısı Liu He, ABD Ticaret Temsilcisi Robert Lighthizer ve ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin arasında bir telefon görüşmesi gerçekleştirildi. Telefon konuşmasında ABD ve Çin’in, ticari konuların uygun yolla çözülmesi ve birinci faz anlaşma için geri kalan konularla alakalı olarak da temasların devam etmesi hususunda mutabık kaldıkları belirtildi. Hatırlayacağımız üzere ABD Senatosu ve Temsilciler Meclisi tarafından onaylanan Hong Kong’daki protestolara destek veren yasa tasarısı geçtiğimiz hafta ABD Başkanı Donald Trump’a gönderilmişti. Başkan Trump, Cuma günü yaptığı açıklamasında, yasa tasarısının Beyaz Saray’a gönderildiğini ve tasarıya yönelik dikkatli bir inceleme gerçekleştireceklerini belirtti. Trump’ın söz konusu yasa tasarısını Cuma günü onaylamasına kesin gözüyle bakılıyordu. Dolayısı ile Trump’ın tasarıyı onaylayıp onaylamayacağına yönelik net bir açıklama yapmaması, piyasalar tarafından olumlu fiyatlandı, zira söz konusu tasarı Hong Kong’daki gösterilerde uygulanan şiddet ve insan hakları ihlallerinden sorumlu olan Çinli yetkililere yaptırım uygulanmasını öngörüyor. Bu yasa tasarısının geçmesinin, halihazırda kaotik bir düzlemde devam eden ABD – Çin ticaret müzakereleri sürecini olumsuz etkilemesi bekleniyor.

ABD’de hisse senetleri şirket birleşmeleri ve ticaret anlaşmasına yönelik ılımlı sinyallerden destek bularak günü yükselişle tamamladı. Kapanışta Dow Jones endeksi %0,68 artışla 28.066,47 puan, S&P 500 endeksi %0,75 kazançla 3.133,64 puan, Nasdaq endeksi %1,32 değer kazancıyla 8.632,49 puan seviyelerinde seyretti.

Asya hisse senetleri bugünkü işlemlerde ticaret anlaşmasına yönelik artan umutlarla yükseldi. Asya’da Hong Kong hisse senetleri negatif ayrışırken, Şangay Bileşik Endeksi, yatay seyretti. Güney Kore, Avustralya ve Japonya’da ise endeksler yükseldi.

Birinci aşama ticaret anlaşmasına dair görüşmeler tarafların gıda ithalatı, fikri mülkiyet hakları ve Huawei konularında taahhütleriyle, Ekim ayında duyurulduğundan bu yana devam ediyor. Ancak, ABD – Çin arasındaki birinci faz anlaşmanın kısa vadede yapılması durumunda dahi ABD – Çin arasındaki ticaret savaşının piyasa gündemindeki yerini koruması bekleniyor, zira anlaşmanın ikinci fazının ABD başkanlık seçimlerine kadar (3 Kasım 2020) gerçekleşmesi çok mümkün görünmüyor.

ABD – Çin anlaşmasının nasıl olacağı başta Altın fiyatları olmak üzere gelişmekte olan ülkelerin borsalarını, para birimlerini de etkiliyor. Altın fiyatlarındaki son yükselişler iki ülke arasındaki sürtüşmelerden etkilenmişti. Güncel Ons ve Gram Altın Yorumları ve Analizleri

 

ABD, Çin Görüşmeleri Devam Ediyor…

18.11.2019 – ABD – Çin görüşmelerine ilişkin gelen haber akışı piyasalar üzerinde etkili olmaya devam ediyor. En son gelen haber akışında Çin Ticaret Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre Çin Başbakan Yardımcısı Liu He, ABD Ticaret Temsilcisi Robert Lighthizer ve ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin ile Pekin saatiyle Cumartesi sabahı bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Açıklamada, tarafların birbirlerinin temel mevzularına dair görüşmeler gerçekleştirdikleri ve yakın iletişim halinde görüşmelere devam etmek konusunda mutabık oldukları belirtildi. ABD Ticaret Temsilciliği tarafından görüşmenin gerçekleştiği teyit edildi.

Hatırlayacağımız üzere Beyaz Saray Ekonomi Danışmanı Larry Kudlow’un ABD-Çin ticaret görüşmelerinde sona yaklaşıldığını belirtmesi Cuma günü piyasalara güç kazandırdı.

ABD ve Çin’in bir anlaşmaya yaklaştıklarına yönelik iyimserliğin etkisi ile birlikte ABD’de endeksler Cuma günü rekor seviyelere ulaştı. Dow Jones Endeksi ilk defa 28,000 puanı aşarak rekor kırarken, S&P 500 endeksi günü %0,77 artışla 3.120.46 seviyesinden, Nasdaq endeksi ise %0,73 oranında artışla 8,540.83 seviyesinden kapadı.

Avrupa Borsaları, haftanın son işlem gününü yükselişle tamamladı. Kapanışta, gösterge endeksi Stoxx Europe 600 %0,40 yükselerek 406,04 puandan kapandı. Fransa’da CAC 40 endeksi %0,65 artarak 5.939,27 puana, İtalya’da FTSE MIB 30 endeksi %0,46 değer kazanarak 23.588,59 puana yükseldi. Almanya’da DAX 30 endeksi günü %0,47 yükselişle 13.241,75 seviyesinden, İngiltere’de FTSE 100 endeksi %0,14’lik artışla 7.302,94 seviyesinden kapandı.

Asya’da hisse senetleri yatırımcıların ticaret anlaşmasına dair yeni gelişmeler beklemesiyle haftaya sakin başladı. Japonya’da endeks yatay seyrederken, Hong Kong haftaya hafif artıda başladı, Avustralya ve Hong Kong’da ise hisse senetleri düştü.

 

ABD – Çin Arasında Gerilimin Dozu Yükseldi

06.08.2019 – ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşında kılıçların çekilmesiyle borsa kırmızıya boyandı. Endekslerdeki kayıplar %3,47’ye ulaştı Kapanışta Dow Jones endeksindeki düşüşe en fazla katkı Apple’dan geldi. S&P 500’de değer kazanan hisse senedi sayısı 11 / Asya’da hisse senetleri ABD-Çin cephesinde tansiyonun artmasıyla sert satışlar yaşadı; Asya’da endeksler dolar/yuan paritesinin 2008’den bu yan ilk 7 seviyesinin üzerine çıkmasının akabinde ABD’nin Çin’i kur manipülatörü ilan etmesiyle sert satışlar yaşadı. Endeksler ticaret geriliminin derinleşeceğine yönelik algıyla tarihi düşüşler yaşayan ABD seansının ertesinde % 2.5’u aşan kayıplar yaşadı.

ABD, Çin’i kur manipülatörü ilan ederek gerilimin dozunu artırdı…Enver Erkan

 Trump yönetimi Çin’i resmen kur manipülatörü olarak nitelendirdi ve PBOC’nin CNY’nin değersizleşmesine izin vererek ABD tarifelerine misilleme yapmasının ardından Pekin’le olan ticaret savaşının dozajını daha da artırdı. ABD ile Çin arasında devam eden ticaret savaşları yeni bir boyut kazanarak kur savaşına doğru değişmiştir. Çin’in para birimini değersizleştirerek ABD’ye karşı hamle yapması yeni normal olarak risk algısında yer almaktadır. Bu durum varlık fiyatlarında Fed ile başlayan tüm pozitif havayı tamamen tersine çevirerek varlık fiyatlarında bir nevi kara Pazartesi yaşanmasına neden olmuştur.

Riskten kaçış fiyatlamasında altın 6 yılın yüksek seviyelerine ulaşırken, ABD borsa endekslerinde sert düşüşler öne çıkmıştır. S&P500 endeksi 2800 seviyesinin altında 2770 seviyelerini test ederken düşüler 2019 yılının en kötüsü olarak yorumlanabilir.

ABD 10 yıllık tahvil faizi %1.6705 düşük seviyesine kadar geriledikten sonra toparlanarak %1,7648 seviyelerinde dengelenmektedir. Bu noktada Çin’in Yuan değerinde stabilizasyonu sağlayacağı açıklamaları risk algısında bir miktar toparlanmaya neden olmuştur.

Özetle riskten kaçış modunun ana belirleyici Trump ve Trump’a karşı kur hamlesi alan Çin olduğundan oynaklığın kısa sürede normalleşme ihtimali zayıf olabilir. Son sözü Trump söyleyeceğinden varlık fiyatlarında en kötüsünün geride kaldığını söylemek için erken olabilir. 

 

ABD-Çin Arasında Anlaşma Yok

13 Mayıs 2019 – ABD – Çin arasındaki görüşmelerde bir anlaşmaya varılamadı. Geçtiğimiz hafta Washington’da iki gün süren ABD – Çin ticaret görüşmelerinden bir sonuç alınamadı. Hatırlayacağımız üzere ABD, ABD Çin’den ithal ettiği 200 milyar dolarlık ürünün gümrük vergilerini %10’dan %25’e çıkarmış ve söz konusu vergi artırımı Cuma günü itibarıyla yürürlüğe girmişti. Çin ise ABD’nin kararına misilleme yapılacağını ifade etmişti.

ABD Başkanı Trump, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, geçtiğimiz iki gün boyunca iki ülke arasındaki ticaret ilişkisinin durumu hakkında samimi ve yapıcı görüşmeler gerçekleştirildiğini ve görüşmelerin devam edeceğini ifade etti. Trump ayrıca, ABD’nin gelecekteki müzakerelere bağlı olarak uyguladığı yaptırımları kaldırabileceğini, diğer yandan yaptırımların belki de hiç kaldırılmayacağını belirtti.

ABD ile kapsamlı ekonomik diyalogda baş temsilcilik görevini üstlenen Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi Siyasi Bürosu Üyesi ve Başbakan Yardımcısı Liu He ise, müzakerelerin ardından basına verdiği demeçte, Çin ile ABD ilişkilerinde iş birliğinin tek doğru seçenek olduğunu ifade etti. Liu He, Çin ile ABD’nin ekonomik ve ticari ilişkilerinin iki ülke arasındaki ilişkilerin temel taşı olduğu gibi dünya barışı ve refahıyla da sıkı ilişkisinin bulunduğunu kaydetti. İşbirliğinin iki ülke için tek doğru seçenek olduğuna dikkat çeken Başbakan Yardımcısı Liu He, ancak bu işbirliğinin ilkeli olması gerektiğini ve Çin’in ilkelerinden asla taviz vermeyeceğini belirtti. Çin’in Washington’daki müzakerelere iyi niyetle katıldığının altını çizen Liu He, ABD ile içten ve yapıcı diyalog kurduklarını ve iki tarafın müzakereleri sürdürmeyi onayladıklarını vurguladı. Çin’in ABD’nin ek tarife uygulamasına kararlılıkla karşı çıktığını kaydeden Liu He, bunun iki ülke başta olmak üzere tüm dünya ülkelerinin çıkarlarına uymadığını, Çin’in bu nedenle gerekli karşılığı vermek zorunda kalacağını belirtti.

Diğer yandan, Trump’ın üst düzey ekonomi danışmanı Larry Kudlow, yaptığı açıklamada henüz belirlenmeyen bir tarihte ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin ve ABD Ticaret Temsilcisi Robert Lighthizer’ın tekrar Pekin’e bir ziyaret gerçekleştireceğini, ABD Başkanı Donald Trump ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in ise G20 Liderler Zirvesi’nde bir araya gelebileceklerini söyledi. Çin tarafından özellikle zorunlu teknoloji transferi ve fikri mülkiyet hakları konularında belli bir noktaya gelmesini umduklarını söyleyen Kudlow, “Tamamen tatmin olacağımız noktaya varana kadar bu hataları düzeltecek güçlü bir anlaşmaya ulaşmalıyız.” değerlendirmesini yaptı.

ABD – Çin arasında iki gün süren görüşmelerden bir sonuç alınamaması ve Çin’in ABD’nin yaptırım hamlelerine gerekli karşılığı vereceklerini yinelemesinin üzerine bu sabah saatlerinde gelişmekte olan ülke para birimlerinde genel bir satış eğiliminin olduğu görülüyor…

 

ABD – Çin Arasındaki Ticaret Ateşkes Süresi Uzatıldı

25 Şubat 2019 – ABD Başkanı Donald Trump, Pazar günü Washinton’da gerçekleşen ticaret müzakerelerinin son halkasının ardından Çin ürünlerine uygulanması planlanan ek gümrük vergileri için belirtilen tarih olan 1 Mart’ı katedilen önemli mesafeyi gerekçe göstererek uzatacağını söyledi. Trump sosyal medya hesabından yaptığı açıklamasında “ABD Çin ile ticaret müzakeleri kapsamında fikri ve sınai mülkiyet hakları, teknoloji transferi, tarım, hizmetler, kur gibi yapısal meseleler üzerinde azımsanmayacak bir yol kat etmiştir. Bu verimli sürecin sonucu olarak vergilerin yükseltilmesi için belirtilen tarih olan 1 Mart’ı erteliyorum” dedi. Ancak tarihle konusunda başka bir detay paylaşılmadı. Trump geçtiğimiz hafta içerisinde de bu tarihi uzatabileceğini belirtmişti. Trump’ın dünkü açıklamasının ardından küresel piyasalarda risk iştahının önemli ölçüde arttığını ve Asya piyasalarının hafta başlangıcında değer kazandığını gördük.

Asya hisse senetleri ABD Başkanı Donald Trump’ın 1 Mart tarihini ertelemesi haberiyle yükselirken, yükselişe Çin hisse senetleri öncülük etti. Ticaret geriliminden çok fazla etkilenen Japonya’da da hisse senetleri alıma geçti.

Petrol fiyatları, ABD’nin Çin ile ticaret savaşında ateşkesi uzatılmasının ardından küresel ticaret koşullarının iyileşeceğine yönelik beklentiler ile birlikte kazançlarını korudu. Brent petrol fiyatları bu sabah saatleri itibarıyla varil başına 67$ seviyesi üzerindeki seyrini sürdürüyor.

Geçtiğimiz hafta Cuma günü öğle saatlerinde, ABD – Çin arasındaki ticaret görüşmelerine ilişkin piyasa iyimserliği ile birlikte dolar endeksi sert bir şekilde değer kaybetmiş ve 96,70 seviyesi üzerinden 96,50 seviyesi altına gerilemişti. Cuma günkü düşüşünün ardından, ABD Başkanı Donald Trump’ın dünkü açıklamaları ile birlikte dolar endeksinin yeni haftanın ilk işlem gününde düşüş eğilimini sürdürdüğünü görüyoruz.

 

 

Ticaret Savaşlarına tekrar mı ara yoksa anlaşma yakın mı?

30.12.2018 – ABD Başkanı Donald Trump sosyal medya hesabından Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini açıkladı. Trump yaptığı açıklamada, “Xi ile uzun ve çok iyi bir telefon görüşmesi gerçekleştirdik. Anlaşma çok iyi ilerliyor. (ABD – Çin arasındaki ticaret anlaşması) Eğer anlaşma gerçekleşirse tüm konuları, alanları ve anlaşmazlık noktalarını kapsayan çok kapsamlı bir anlaşma olacak. Büyük ilerleme sağlandı” ifadelerini kullandı.

 

Trump’ın Ticaret ve Kur Savaşları

Trump’ın ticaret ve kur savaşları, 1987 tarihsel döngüsü, Çin ve Almanya konusu…

17.04.2018 – ABD ve Çin arasında fikri mülkiyet hakları çerçevesinde teknoloji transferi etrafında dönen yaptırım ve kısıtlamalar süredursun, Çin ekonomisi karizmatik ve güçlü lider Xi Jinping’in ekonomi doktrini çerçevesinde dışa açılma hamlelerini sürdürüyor. Çin, otomotiv sektöründe yabancı sermaye sınırlandırmasını 5 yıl içerisinde kaldıracağını duyurdu ve böylece sektörü yabancı yatırıma daha çok açmış olacak. Yabancı şirketlerin Çin’de daha fazla ortaklık kurmalarına da imkan tanıyacak. Ticari araçlar için limit 2020’de, binek araçları için 2022’de kalkacak.

Enver Erkan
Enver Erkan

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, tarife savaşlarının en hareketli dönemine denk gelen 10 Nisan konuşmasında bunun sinyallerini vermişti. Çin ekonomi politikası, yeni dönemde daha çok dışarıya açılma üzerine kurulu ve bu hamlelerin birçok sektörde de tekrarlanması mümkün. Çin’de hali hazırda yabancı oto üreticileri yerli şirketlerle 1994’ten beri ortaklık kurabiliyor, ancak ortaklık oranı %50’den fazla olamıyor.

Son olarak; Trump buna ne cevap verecek bilinmez, ama Çin ekonomi politikalarının dışarıya açılıyor olması itibariyle küresel piyasalar için olumlu. Ticaret savaşları fasılları açısından da dindirici bir etkisi olup olmayacağını izleyip göreceğiz. Peki, ticaret savaşlarının ekonomik boyutları ve varlık sınıflarındaki yansımaları ne şekilde olabilir? Trump’ın geçen gün attığı Rusya ve Çin twitinden başlayarak yazalım ve tarihten bir örnek verelim.

“ABD faizleri artırırken Rusya ve Çin kur devalüasyonu oyunu oynuyor. Kabul edilemez!”

Trump’ın tiwitini biraz daha Türkçe’ye çevirmek gerekirse; Rusya ve Çin kendi kurlarını bilerek düşük tutarak (yani manipüle ederek!) ihracatlarını artırıyor, dış ticarette rekabetçi avantaj elde ediyorlar.

Rusya yerine Almanya’yı katsa anlardık, ama Rusya’yı şu anda diline dolaması şu an daha çok Orta Doğu siyaseti ile alakalı. Çünkü Almanya Orta Doğu’da müttefik, Rusya ise karşı kutupta ve savaş muhtemelen 2014’teki gibi mecazi bir savaş olarak, yani ekonomi silahı kullanarak gerçekleştirilecek. Bu bakımdan Rusya’nın güçlü bir ekonomisinin olmaması ABD için avantaj; ancak 2015 yılındaki krizden çıkmış olması da Rusya adına bir tecrübe olabilir. ABD’nin ve Batı’nın elinde yeni yaptırımlardan tutun da, USD ile fiyatlanan petrole kadar her şey var. Hazine’nin Çin’i resmen kur manipülatörü ilan etmese de, Trump’ın defacto olarak bunu sürekli dile getirmesi de ilginç; zayıf USD desteklediği bilinen (arada sıradaki güçlü UISD söylemlerine aldanmayın) Trump, özellikle Çin’e ve Uzak Asya’ya karşı gard almak için USD’nin daha da zayıflatılmasını ister mi?

1987 yılında, 19 Ekim 1987’deki Kara Pazartesi’den önceki 18 Ekim 1987 tarihli NY Times gazete arşiv haberini paylaşıyorum:

https://www.nytimes.com/1987/10/18/world/us-said-to-allow-decline-of-dollar-against-the-mark.html

Haberi özetlemek gerekirse;

Zamanın ABD Hazine Bakanı James A. Baker 17 Ekim 1987’de Batı Almanya’nın (evet, o zamanlar Almanya henüz iki parçaydı) Alman Markı’nın (DEM) değerini yükseltmesi gerektiğini, yoksa USD’nin değer kaybetmesine müsaade edeceklerini söyledi. O zamanlar ABD, “adaletsiz ticaret” koşullarından şikayetçiydi ve Almanya ile Japonya’yı yakından izlemekteydi. Baker’ın bu açıklamasını daha sonra bir Hazine yetkilisinin “eğer gerekirse USD’yi aşağı çekeriz” açıklaması takip etmişti.

Sonrası; 19 Ekim 1987’de “Kara Pazartesi”nin yaşandığı gün, bütün dünya endeksleri çökmüştü.

O zamanki EUR olan Alman Markı’nın 1986 – 1988 dönemindeki çeyreklik grafiğini paylaşıyorum: 1986’nın 3. Çeyreğinde 2,19 olan USDDEM paritesi, 1988’in başında 1,57 seviyesine kadar gerilemişti.

Acaba kur savaşları borsalarda domino etkisini tetikler mi? Bu konu ileride daha çok su götürür hale gelirse bunun endişelerini sıkça yaşayacağız gibi görünüyor.