Ana Sayfa Haberler En Çevreci Fo...

En Çevreci Fosil Yakıt BioLPG

19.03.2021 – Küresel Isınma’nın etkilerini göstermeye başlaması devletleri ve devletler üstü kurumları harekete geçirdi. Avrupa Birliği 2030 için karbon salımı hedeflerini yüzde 60 oranında azaltmayı planlarken, İngiltere ve Japonya ‘sıfır emisyon’ hedefleri kapsamında dizel ve benzin yakıtlarını yasaklamayı planlıyor. En çevreci fosil yakıt olarak nitelendirilen LPG’ nin sürdürülebilir hali BioLPG, üretiminde atık malzemelerin kullanılması, kolay üretimi ve çevreci oluşuyla geleceğin yakıtı olarak öne çıkıyor.  

2020 Küresel Isınma’ nın etkilerini en çok hissettiğimiz yıl olarak tarihe geçti. Küresel Isınma’ nın tetiklediği iklim değişiklikleri, ülkelerin tarihinde kayda geçen en sıcak kış günlerinin yaşanmasına sebep oldu. İklim değişikliğinin tetiklediği, doğal felaketler artış gösterdi.  Tüm bu değişiklikleri gözlemleyen devletler ve devletler üstü kurumlar Küresel Isınma’ nın etkilerini hafifletmek ve karbon salımını azaltmak için harekete geçmeye başladı.

Geçtiğimiz yılın Haziran ayında karbon salımı değerlerini 2030 yılında yüzde 60’a kadar indirgeyeceğini açıklayan Avrupa Birliği, 2050 yılında ise sıfır emisyon hedefini ortaya koydu. Avrupa Birliği’ni İngiltere’nin 2030 vizyonu olan ‘Yeşil Plan’ izledi. Yeşil Plan’a göre İngiltere enerji üretimini tamamen çevreci seçeneklere yönlendirirken, benzin ve dizel gibi kirletici fosil yakıtların yasaklanması planlanıyor. Yılın son ayında ise Japonya, İngiltere’ninkine benzer bir şekilde 2030 yılında benzin ve dizel otomobillerin satışlarının yasaklanacağını açıkladı.

BioLPG a Renewable Pathway Towards 2050 (BioLPG, 2050’ye yenilenebilir bir yol) raporunda yer alan verilere göre BioLPG ciddi avantajlar sağlıyor: 

BioLPG’ye hızla geçilebilir  

BioLPG a Renewable Pathway Towards 2050 raporuna göre, LPG ile benzer özellikler gösteren bioLPG, LPG’nin kullanıldığı tüm alanlarda özel bir dönüşüm gerektirmeden kullanılabilir. Enerji üretimi, ulaşım ve ısınmada günümüzde var olan teknoloji ile kolaylıkla işleyebilecek bioLPG, kolay ve büyük oranlarda üretilebiliyor.

Tamamen atık maddelerden üretiliyor 

Rapora göre, bioLPG üretiminde atık palm yağı, mısır yağı, soya yağı gibi bitkisel temelli yağlar kullanılabilirken ayrıca biyolojik atık olarak görülen, atık balık ve hayvan yağları, gıda üretiminde atık haline dönüşen yan ürünlerden de faydalanılıyor.

LPG’den bile daha az karbon açığa çıkartıyor

En çevreci fosil yakıt olarak bilenen LPG’den bile daha az karbon salımı gerçekleştiren bioLPG, LPG’ye kıyasla yüzde 80’e varan daha az emisyon değerlerine ulaşıyor. LPG Organizasyonu (WLPGA) verilerine göre LPG’nin karbon salımı 10 CO2e/MJ’lik iken Dizelin emisyon değeri 100 CO2e/MJ, benzinin karbon salım değeriyse 80 CO2e/MJ olarak ölçülüyor.

“Çevreci dönüşümün anahtarı bioLPG” 

BioLPG’nin avantajlarını değerlendiren BRC Türkiye CEO’su Kadir Örücü, “Karbon salımı değerlerinin tüm dünyada düşürülmeye çalışıldığı, fosil yakıtlara elveda diyeceğimiz bir döneme yaklaşıyoruz. Sıfır emisyonu vadeden elektrikli araçlarda kullanılan Lityum bataryaların ömürleri kısıtlı ve değişim gerektiriyor. Hâlihazırda elektronik cihazlarımızda kullandığımız bu teknoloji “geri dönüştürülemez” atıklar oluşturuyor. Gelecekte daha iyi ulaşım teknolojileri geliştirene kadar fosil yakıtlarla çalışan araçlarımızın LPG dönüşümünü sağlayabilir, atıklardan üretilen bioLPG ile sürdürülebilir ve çevreci bir seçeneğe erişebiliriz.  Üretiminde atık dönüşümünü sağlayan bioLPG, sağladığı düşük karbon salımıyla da dikkatleri üzerine çekiyor” dedi.

‘BioLPG’li hibritler geleceği kurtarabilir’

Fosil yakıtlardan karbon salımı düşük alternatiflere geçiş sürecinde hibrit araçların önem kazanacağını vurgulayan Kadir Örücü, “LPG’li hibrit araç uzun bir süredir otomotiv devlerinin ilgisini çekiyor. BioLPG’nin devreye girmesiyle daha az karbon salımına sahip, yenilenebilir ve atık yönetimi gerçekleştiren gerçek bir çevreci seçeneğe sahip olabiliriz” ifadelerini kullandı.

 

Türkiye Otogazda Dünya Birincisi

24.12.2020 – Koronavirüs pandemisi nedeniyle aracı olan vatandaş toplu taşıma araçlarını kullanmamaya başladı. Trafikte giderek artan araç sayısı yakıt tüketimini artırırken, LPG dönüşümü sağladığı yüzde 40’ı aşan tasarrufla tercih nedeni oldu. LPG diğer fosil yakıtlar içerisinde en çevreci yakıt olarak öne çıkıyor. Türkiye’de trafiğe kayıtlı 5 milyona yakın LPG’li araç her yıl 2 milyon ton karbon salımını azaltıyor. Dünyanın en büyük alternatif yakıt sistemleri üreticisi BRC’nin Türkiye CEO’su Kadir Örücü, LPG dönüşüm sektörünün dünü, bugünü ve geleceğini değerlendirdi. 

Türkiye, LPG sektöründe öncü ülkeler arasında yer alıyor. 90’ lı yıllarda başlayan LPG’li araç kullanımı, teknolojik gelişmeler paralelinde her gün daha da geliştirilen standartlar sayesinde güvenilirlik kazandı. Vatandaşın gözündeki LPG’li araç algısını olumlu yönde etkileyecek adımları atan BRC’nin Türkiye CEO’su Kadir Örücü giderek büyüyen sektörün dünü, bugünü ve geleceğini değerlendirdi.

‘LPG DÖNÜŞÜMÜNDEKİ BAŞARIMIZ DÜNYA TARAFINDAN İLGİYLE İZLENİYOR’

BRC Türkiye CEO’su Kadir Örücü sektörün bugün geldiği noktayı, “Ülkemizde 1995’den itibaren araçlarda LPG kullanımı hız kazandı. Başlangıçta hiçbir teşvik olmadan, sadece ekonomik bir yakıt olduğu düşüncesiyle vatandaşımız tarafından tercih edildi ve talep gördü. Artan talep pazarı büyüttü ve Ar-Ge çalışmalarını yoğunlaştırdı. Teknolojiyi yakından takip ederek verimliliği, Avrupa Birliği’nin uyguladığı güvenlik standartlarını birebir uygulayarak LPG’li araçların güvenliğini garanti altına aldık. Bugün dünyanın dört bir yanına otogaz ekipmanları ihraç ediyoruz. Ülkemizdeki sistemler, istasyonlar, LPG dönüşüm sektörü Dünya LPG Örgütü (WLPGA) gibi uluslararası kuruluşlarca örnek göstermesi açısından takip ediliyor ve raporlanıyor” ifadeleriyle anlattı.

‘OTOMOTİV FİRMALARI LPG’Lİ ARAÇ AYRIMI YAPMIYOR’ 

LPG’li araç sektörünün artan talep karşısında yıllar içerisinde hızla geliştiğini ortaya koyan Kadir Örücü, “LPG’li araçların 90’lı yıllardaki dönüşümleri herhangi bir standarda ayak uydurmayan, altyapısı hazırlanmamış sistemlerle, halk arasında ‘tüplü’ dediğimiz ev tipi LPG tüplerin araçlara uyarlanmasıyla sağlandı. Artan talep standartların oluşturulmasına ve otomotiv firmalarının LPG’ye yönelmesine neden oldu. Bugün, Avrupa Birliği’nin kullandığı ECE 67.01 standartlarına uygun dönüşüm ekipmanları üretiyoruz. Bu standart sayesinde LPG’li araçlar, benzinli araçlardan daha güvenli hale geldi. Otomotiv firmalarının sıfır araç satışında LPG’li araç seçeneklerini de pazara sunması, LPG’li araçlarla, benzinli araçları aynı garanti kapsamında değerlendirmesi sektörün güvenilirlik kazanmasına büyük katkı sağladı. Ayrıca akaryakıt ve LPG şirketlerinin dağıtım ağına yaptığı istasyon yatırımları bugün her yerde LPG’nin kolay bulunuyor olmasını sağlayarak otogaz sektörünün hızla gelişmesinin önünü açtı” dedi.

‘TÜRKİYE DÜNYANIN EN BÜYÜK OTOGAZ TÜKETİCİSİ’ 

Dünya LPG Örgütü (WLPGA) verilerine değinen Kadir Örücü, “Ülkemiz 2018 yılında trafiğe çıkan LPG’li araç sayısıyla otogaz tüketiminde Güney Kore’yi geçerek birinci sıraya oturdu. WLPGA’nın 2020 değerlendirme raporuna göre Türkiye’de 10 yılda otogaza olan talep yüzde 46 oranında arttı. 2020 yılında sıfır kilometre LPG’li araç satışları bir önceki yıla nazaran üç kat artarak rekor kırdı” ifadelerini kullandı.

‘OTOGAZ İLE İLGİLİ ŞEHİR EFSANELERİ SEKTÖRE ZARAR VERİYOR’ 

Otogaz dönüşümünün belirli standartlara uymadan, merdiven altı tamirhanelerde gerçekleştiği yıllardan kalma söylemlerin halen basında dile getirildiğini bunun da LPG dönüşüm sektörüne zarar verdiğini belirten Örücü, “ECE 67.01 standartlarının uygulanmasıyla, LPG’li araçların yakıt tankının patlaması, gaz sıkışması yaşanması, teknik anlamda mümkün değildir. LPG’li araçların yakıt tankı askeri araçların zırh standardı olarak bilinen DIN EN 10120 çelik sacdan üretilirler. Yakıt sistemindeki sızdırmazlık, multivalf adı verilen bir ekipmanla sağlanır. Fabrikasyon araçların tercih ettiği ve TÜVTÜRK tarafından denetlenen yakıt sistemlerinde yakıt tankının patlaması mümkün değildir” şeklinde konuştu.

‘AVRUPA LPG’YE YÖNELİYOR’

LPG’nin bilinen en çevreci fosil yakıt olduğuna dikkat çeken Kadir Örücü, “Karbon salımının dünyanın tahammül seviyelerini aşması küresel ısınmaya, küresel ısınma ise iklim değişikliğine sebep oluyor. Ne yazık ki bugün iklim değişikliğinin yarattığı etkileri ülkemizde de görmekteyiz. Ulaşım araçları karbon salımında önemli bir etkiye sahip. Bu nedenle Avrupa Birliği, 2021 yılından itibaren araçlara kilometre başına 95 gram karbon emisyonu sınırı getirdi. 2030 yılı hedefiyse 60 gram olarak belirlendi. Bu nedenle Almanya’nın başlattığı dizel yasakları diğer ülkelerde de uygulanmaya başlandı. Nihai hedef sıfır emisyon olsa da, karbon emisyonunun azaltılması için hızla uygulanacak ilk önlem LPG dönüşümüdür” dedi.

‘OTOGAZ TEŞVİK EDİLMELİ’ 

En çevreci fosil yakıt olarak nitelendirilen LPG’nin dünyanın dört bir yanında teşvik paketleriyle desteklendiğini belirten Kadir Örücü, “Dünya çapında AB ülkeleri dışında Cezayir, Japonya, Güney Kore, Avustralya ve İngiltere’de LPG’li araçlara çevreci ve ekonomik olduğu için teşvik uygulanıyor. AB ülkelerinde uygulanan emisyon değerlerine göre vergilendirilme Türkiye’de de uygulanabilir. Motorlu Taşıtlar Vergisi’nde çevreci araçlara teşvik uygulamasına gidilebilir. LPG’li araçların ücretli otoyol ve köprülerden indirimli geçmesi sağlanabilir. Her yıl 200 bin ağacın sönümlediği karbonu daha ortaya çıkmadan engelleyen LPG’li araçlar için desteğe ve teşvike ihtiyacımız var” diyerek sözlerini sonlandırdı.

 

LPG’li Araç Satışları Rekor Kırdı

05.03.2020 – Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) 2020’nin ilk iki ayını kapsayan otomotiv pazarı verilerini yayınladı. ODD verilerine göre, geçtiğimiz yıla kıyasla otomobil ve hafif ticari araç pazarı yüzde 89,44 oranla büyüdü. Özellikle hafif ticari araç satışları 2019’a kıyasla yüzde 96 artış gösterdi. Satılan araçlarda ilk kez liderliği dizelden benzinli ve LPG’li araçlar aldı. ODD verilerine göre benzinli otomobillerin oranı yüzde 47’yi aşarken, dizel satışları yüzde 43’e geriledi. Fabrikasyon LPG’li araç sayısı da geçtiğimiz yıllara göre üç kat arttı. ODD rakamlarını değerlendiren BRC Türkiye CEO’su Kadir Örücü, “ Hafif ticari araç sahipleri dizel yakıt yerine LPG’yi tercih etmeye başladı. Fabrikasyon LPG’li araçlar çok daha tasarruflu, işletme maliyeti düşük ve performans beklentilerini en iyi şekilde karşılıyor” ifadelerini kullandı.

Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) 2020’nin ilk iki ayını kapsayan otomotiv pazarı verilerini açıkladı. ODD raporuna göre geçtiğimiz yıla kıyasla hafif ticari ve otomobil satışları yüzde 89,44 oranla arttı. Özellikle hafif ticari araçların satış grafiği yüzde 96’lık bir artış kaydederek 19 bin 504’ten 37 bin 727 adede yükseldi.

Satılan araçların yakıt türünü de belirten ODD raporu, dizel araç satışlarının yüzde 43’e gerilediğini ortaya koydu. Benzinli otomobillerin satış oranı yüzde 47’yi yakalarken, fabrikasyon LPG’li araçların satış rakamları da geçtiğimiz yıla oranla üç kat arttı.

LPG en çok tercih edilen yakıt haline geldi’

ODD rakamlarını değerlendiren BRC Türkiye CEO’su Kadir Örücü, “2019 yılı otomotiv sektörü için zorlayıcı geçti. 2020’nin ilk aylarında toparlanmanın etkilerini hissediyoruz. Araç sahipleri sınıfı ne olursa olsun giderek daha tasarruflu, işletme maliyeti daha düşük araçları tercih etmeye başladı. LPG’li araçların satış grafiği bunu doğruluyor. Dizel yakıtın çokça tercih edildiği hafif ticari sınıfında bile LPG’nin tercih edilmesi attığımız adımların bir sonucu. LPG’ye talep arttıkça daha fazla sınıfta fabrikasyon LPG’li araçları göreceğiz” ifadelerini kullandı.

‘Düşük maliyet, yüksek tasarruf’

LPG’li araçların tercih sebebini düşük maliyete ve yüksek tasarrufa bağlayan BRC Türkiye CEO’su Örücü, “LPG düşük bakım maliyeti ve sağladığı yüksek yakıt tasarrufu sayesinde tercih ediliyor. Yeni teknolojilerle sürücülerin performans beklentisini en iyi şekilde karşılayabiliyoruz” şeklinde konuştu.

10 yılda ikiye katlandı

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre 2010-2019 yıllarında trafiğe kayıtlı araç sayısı yüzde 53 artışla 23 milyonu geçti. 2010 yılında 2 milyon 900 bin olan LPG’li araç sayısı, 2019’un son aylarında 4 milyon 661 bine yükseldi.

 

“Avrupa’daki Dizel Yasağı Türkiye’yi de Etkileyecek”

14.01.2020 – İtalya’nın tarihi kenti Milano’nun ardından, İspanya’nın Barselona ve Madrid şehirlerinde de uygulanmaya başlanan dizel yasağı diğer Avrupa şehirlerine de sıçrıyor. 2020 yılı içerisinde Fransa, Hollanda ve Norveç’te de uygulanması beklenen ‘dizel yasağı’nın Türkiye’yi de etkileyeceğini belirten Dünyanın en büyük alternatif yakıt sistemleri üreticisi BRC’nin Türkiye CEO’su Kadir Örücü, “Dünya Sağlık Örgütü tarafından hem çevreye hem de insanlara zarar verdiği kanıtlanan dizel motoru araçlar, benzinli araçlara göre 10 kat daha fazla zararlı gaz salınımı yapıyor. 2030 yılında dizel araçlar kademeli olarak üretimden kaldırılacak. Tarihi dokuyu korumak ve hava kalitesini arttırmak için başlatılan dizel yasağının yakın zamanda başta İstanbul olmak üzere büyük şehirlerimizde göreceğimize inanıyorum” ifadelerini kullandı.

Almanya’da başlayan dizel yasakları tüm Avrupa şehirlerine yayılıyor. İlk olarak 2018 yılında Köln’de başlayan ‘dizel yasağı’ Hamburg, Stuttgart, Bonn ve Essen’in ardından geçtiğimiz sene İtalya’nın tarihi kenti Milano’da da uygulanmaya başlanmıştı. Almanya ve İtalya’da dizel araçların satışının yavaşladığı, dizel araç sahiplerinin ikinci el satışında büyük maddi kayıplara uğradığı gözlemleniyor.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından yapılan laboratuvar testlerinde çevreye 10 kat daha fazla zarar verdiği kanıtlanan dizel yakıtı, yanarken ortaya çıkardığı katı parçacıklar nedeniyle yalnızca havayı kirletmekle kalmıyor, tarihi yapılara da zarar veriyor.

Milano’nun ardından 2020 yılına dizel yasağıyla giren Barselona ve Madrid’in ardından Fransa, Hollanda ve Norveç şehirlerinde de uygulanması beklenen ‘dizel yasağının’ Türkiye’de de ses getirmesi bekleniyor.

‘İSTANBUL’DA DİZEL YASAĞI GÖRMEMİZ MÜMKÜN’

Dizel yakıtın zararlarını açıklayan Dünyanın en büyük alternatif yakıt sistemleri üreticisi BRC’nin Türkiye CEO’su Kadir Örücü, “Hava kirliliği ve insan sağlığı açısından en önemli kirleticiler PM olarak adlandırılan katı parçacıklar ve NOx olarak kısaltılan azot oksitlerdir. Avrupa Birliği ülkelerinde PM’den kaynaklanan sağlık harcamalarının ton başına 75 bin Euro, NOx’dan kaynaklananın ise 12 bin Euro olduğu hesaplanmaktadır. Almanya’da Münster Mahkemesi’nin Köln’de başlattığı dizel yasağı bugün İtalya ve İspanya’da uygulanıyor. Bu yıl bitmeden de Fransa, Hollanda ve Norveç’te yürürlüğe konması bekleniyor. Tarihi değerine paha biçilemeyen İstanbul’da da dizel yasağını görmemiz mümkün. Kent merkezi bu denli yoğun olan bir şehirde PM değerlerinin ne denli yüksek olduğunu sıkışık trafikteki hava kalitesinden anlayabilirsiniz” ifadelerini kullandı. Tüm dünyada üretimi yavaşlatılan dizel motorlu araçların 2030 yılında tamamen üretimden kaldırılması bekleniyor.

 

LPG’nin Geleceği Var!

10.12.2019 – Amerikan Enerji Enformasyon Ajansı’nın yayınlandığı raporda dünyada ilk kez doğalgaz rezervlerinin 200 yıl daha yetebileceğini öngören veriler ortaya kondu. Bugün her geçen gün bir yenisi eklenen yeni doğalgaz sahalarıyla, doğalgaz türevli yakıtların petrole göre çok daha uzun süre tüketimde kalacağı biliniyor. British Petroleum’un (BP) 2017 yılı verilerine göre var olan 1 milyar 637 milyon varillik petrol rezervi artan talep nedeniyle önümüzdeki 50 ila 75 yıl içerisinde tükenecek.

Dünyanın en büyük alternatif yakıt sistemleri üreticisi BRC’nin Türkiye CEO’su Kadir Örücü; “BP Dünya Enerji Raporu verilerine göre 2017 yılında dünyadaki toplam doğalgaz rezervi 193,5 trilyon metreküp olarak hesaplandı. Doğalgaz rezervlerine her gün bir yenisi ekleniyor. Bu verilere dayanarak petrolün bir gün biteceğini ancak doğalgazın belki de tek fosil kaynaklı yakıt olarak birkaç yüzyıl daha kullanabileceğini söyleyebiliriz.

Bu durumun LPG kullanıcıları açısından önemi, LPG üretiminin yüzde 70’i doğalgazdan sağlandığı göz önünde bulundurulursa, uzun vadede LPG teminde bir sıkıntı yaşanmayacağını gösteriyor” ifadelerini kullandı.

Dünyanın petrol kaynakları giderek artan tüketim ve rezervlere yenisinin eklenmemesi nedeniyle giderek azalıyor. BP Dünya Enerji Raporu 2017 verilerine göre 1 milyar 637 milyon varillik petrol rezervinin artan talep nedeniyle gelecek 50 ila 75 yıl içerisinde tükeneceği öngörülüyor. Fosil yakıtlara alternatifler geliştirilse de devam eden üretim ve talep nedeniyle içten yanmalı motorların devri kısa vadede kapanacak gibi görünmüyor. Amerikan Enerji Enformasyon Ajansı’na göre üretiminin yüzde 70’i doğalgaza, yüzde 30’u ise petrol rafinajına dayanan LPG ise çevreci oluşu, biyolojik kaynaklarla üretilebilmesi nedeniyle en az 200 yıl daha fosil yakıtlar arasında en önemli alternatif olacak.

Petrole ömür biçiliyor

BP Dünya Enerji Raporu verilerine göre 1 milyar 637 milyon varillik kanıtlanmış petrol rezervinin bugünkü tüketime göre önümüzdeki 48 yıl içerisinde biteceği öngörülüyor. Ancak Amerika Birleşik Devletleri Jeoloji Araştırmaları Kurumu’nun (USGS) tahminlerine göre dünyada halen 560 milyar varile varan keşfedilmemiş petrol rezervleri bulunuyor. Bu rezervlerin büyük bir kısmının Kuzey Kutbu’nda yer aldığı belirtilse de nasıl çıkartılacağına dair soru işaretleri henüz yanıt bulabilmiş değil. Gelişen teknolojiler, deniz sondajcılığı, kaya petrolü gibi yeni veriler ışığında Amerikan Enerji Enformasyon Ajansı’nın tahminlerine göre petrolün 75 yıla varan ömrü kaldı.

Doğalgaz rezervleri daha yaygın

Petrole göre görece tüketimin daha az oluşu ve kanıtlanmış 193,5 trilyon metreküplük rezerv ile doğalgaz tabanlı yakıtların petrole göre daha uzun süre kullanımda kalacağı biliniyor. Amerikan Enerji Enformasyon Ajansı’nın (EIA) tahminleri doğalgaz kaynaklarının en az 200 yıl daha yeteceğini ortaya koydu. EIA’nın 2015 verilerine göre yalnızca ABD’de de 1,3 trilyon metreküplük keşfedilmemiş doğalgaz kaynağı bulunuyor. USGS verilerine göre, başta İran, Türkiye, Libya ve Rusya’nın kuzeyinde olmak üzere keşfedilmemiş doğalgaz kaynakları bulunuyor.

‘LPG hem çevreci hem de geleceği var’

Dünyanın en büyük alternatif yakıt sistemleri üreticisi BRC’nin Türkiye CEO’su Kadir Örücü, “ABD başta olmak üzere pek çok ülke fosil yakıtların ömrünü uzatmak için çalışmalarını sürdürüyor. Kaya/shale olarak özetleyebileceğimiz kayadan petrol çıkarma teknikleriyle ABD ve Kanada’da petrol üretimi yeniden canlandırılmaya çalışırken, Rusya Kuzey Kutbu’nda bulunduğunu varsayılan petrol kaynaklarına güveniyor. LPG üretiminin yüzde 70’i doğalgazdan yüzde 30’u ise petrol rafinajıyla üretiliyor. BP Dünya Enerji Raporu verilerine göre 2017 yılında dünyadaki toplam doğalgaz rezervi 193,5 trilyon metreküp olarak hesaplandı. Doğalgaz rezervlerine her gün bir yenisi ekleniyor. Bu verilere dayanarak petrolün bir gün biteceğini ancak doğalgazın belki de tek fosil kaynaklı yakıt olarak birkaç yüzyıl daha kullanabileceğini söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.

LPG’nin en çevreci fosil yakıt olduğunun altını çizen BRC Türkiye CEO’su Örücü, “Birleşmiş Milletler Uluslararası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) verilerine göre küresel ısınma potansiyeli (GWP faktörü) karbondioksitte 1, doğalgazda (metan) 0,25 ve LPG’de 0 olarak açıklandı. Diğer hidrokarbon tabanlı yakıtlara göre daha düşük karbon-hidrojen oranına sahip LPG hem çok daha az karbondioksit gazı açığa çıkartıyor hem de diğer fosil yakıtlarla karşılaştırıldığında kilogram başına çok daha fazla enerji üretebiliyor. Hava kirliliği ve insan sağlığı açısından en zararlı kirleticiler ‘katı parçacıklar’ (PM) ve azot oksitlerdir (NOx).LPG’nin katı parçacıklar (PM) salınımı odun ve kömürden 25-35 defa, dizelden 10 defa, benzinden yüzde 30 daha azdır. Otomotiv yakıtları arasında azot oksitler salınımı en düşük yakıt otogazdır. LPG’li bir araç kilometre başına benzinli bir araca göre yüzde 75, dizel araca göre yüzde 200 daha az NOx üretmektedir” şeklinde konuştu.

 

Dizel Araçların Sonu Yakın

26.11.2019 – Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından da hem çevreye, hem de insanlara zarar verdiği onaylanan dizel motorlu araçların laboratuvar testlerine göre yaklaşık 10 kat daha fazla zararlı gaz salınımı yaptığının ortaya çıkması, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere tüm dünyada dizel araçların yasaklanması sürecini başlattı. İlk adımı Almanya ve İtalya atarken, Fransa, Hollanda ve Norveç’te de 2020 yılından itibaren dizel araçla girilemeyen ‘greenzone’lar (yeşil alan) yaratılacak. En sert tedbirlerin uygulandığı İtalya’nın Milano şehrindeyse 25 Mart 2019 tarihinden bugüne katı bir ‘greenzone’ uygulaması işletiliyor.

Dünyanın en büyük alternatif yakıt sistemleri üreticisi BRC’nin Türkiye CEO’su Kadir Örücü, “2030 yılına kadar dizel araçlar kademeli olarak üretimden kalkacak. Özellikle nüfus yoğunluğu yüksek ve tarihi dokusu olan şehirlerde bu tarih çok daha erkene çekilebilir. Avrupa’da başlatılan ‘greenzone’ uygulamalarını büyük şehirlerimizde görebilmemiz mümkün” şeklinde konuştu.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından hem çevreye hem de insanlara zarar verdiği onaylanan dizel motorlu araçların laboratuvar testlerine göre yaklaşık 10 kat daha fazla zararlı gaz salınımı yaptığının ortaya çıkması başta Avrupa ülkeleri olmak üzere tüm dünyada dizel araçların yasaklanması sürecini başlattı.

Almanya ve İtalya’daki şehirlerde dizel araçların giremediği ‘greenzone’ (yeşil bölge) uygulamaları başlatılırken, 2020’de Fransa, Hollanda ve Norveç’te de yeni yeşil bölgelerin oluşturulacağı açıklandı.

Dev ekonomik güce sahip Çin, Dev ekonomik güce sahip Çin, Almanya, İngiltere, Fransa, Hindistan, Norveç, Avustralya, Japonya gibi ülkelerde ise dizel araçların kademeli olarak yasaklanacağı belirtiliyor.

‘2030’A KADAR DİZEL ARAÇLAR ÜRETİM KALDIRILACAK’

Dünyanın en büyük alternatif yakıt sistemleri üreticisi BRC’nin Türkiye CEO’su Kadir Örücü, dizel araçlara olan talebin bir tek Türkiye’de arttığına dikkat çekerek, “2030 yılına kadar dizel araçlar kademeli olarak üretimden kalkacak. Özellikle nüfus yoğunluğu yüksek ve tarihi dokusu olan şehirlerde bu tarih çok daha erkene çekilebilir. Avrupa’da başlatılan ‘greenzone’ uygulamalarını büyük şehirlerimizde görebilmemiz mümkün. Dizel araçlar yolun sonuna geldi. Ülkeler birbiri ardına dizel otomobillerin satışını yasaklayan kanunları onaylıyorlar. Costa Rica’da yürürlükte olan kanuna göre 2021 yılından itibaren eski – yeni ayırt etmeksizin tüm dizel araçların satışı yasağı uygulanmaya başlanacak. Bu yönde dizel araç satışını yasaklayan kanunlar çıkaran diğer ülkelerden Danimarka, İrlanda, İsrail, Hollanda, İsveç ve Hindistan’da ise bu yasaklar 2030 yılından itibaren uygulanacak. İskoçya’da 2032, İngiltere, Çin ve Fransa’da ise 2040 yılından itibaren dizel araç satış yasağı uygulanmaya geçilecek” ifadelerini kullandı.

DİZELE KARŞI EN SERT TEDBİRLER MİLANO’DA UYGULANIYOR

İtalya’nın Milano kentinde uygulanmaya başlanan ‘greenzone’ uygulaması en katı dizel karşıtı yasakları içeriyor. Kent Meclisi’nde alınan karara göre, tüm dizel araçlar yasaklandı. Şehre yalnızca, Euro 5 ve 6 benzin kullanan araçlar, LPG, Metan, Çift yakıt, hibrid ve elektrikli araçlar, 2 zamanlı Euro 5 ve 4 zamanlı Euro 4-5 motosikletler, LPG’li motosikletler giriş yapabiliyor.

Türkiye LPG Tüketiminde Avrupa’da Birinci

16.07.2019 – Türkiye, otomobillerde LPG tüketiminde Avrupa’da birinci, dünyada ikinci sırada yer alıyor. Ülke genelinde tüketilen tüm LPG’nin yüzde 80’i otogaz olarak kullanılıyor. Ayrıca Türkiye, benzinli araçtan daha fazla LPG’li araç kullanan tek ülke konumunda. Benzinin litre fiyatının 7 lirayı aşması ve dizel yakıtın ekonomik olma avantajını kaybetmesiyle LPG’li araçlara yönelim trendi artışını sürdürüyor. 30 milyar TL’lik ekonomik büyüklük üreten ve 100 bine yakın çalışanıyla istihdama katkı sağlayan Türkiye’nin LPG endüstrisi, trafikteki dizel ve benzinli araçların sayısını azaltmayı hedefleyen diğer ülkeler için kendini kanıtlamış bir başarı öyküsü teşkil ediyor.

Temiz enerji kaynağı olan LPG pazarı hızla büyüyor. Çevreci bir yakıt olması sebebiyle birçok ülke, LPG’li otomobillerin kullanımını artırmak için çeşitli teşvikler uygularken, Türkiye, LPG sektörü için dünyaya örnek olacak seviyede otogaz kullanım oranlarına sahip bulunuyor. Ülkemizde trafikte yer alan LPG’li otomobillerin sayısı 5 milyona yaklaşmış durumda. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın yürüttüğü çalışma sonucunda LPG’li araçların kapalı otoparka girmesi yönünde mevzuat değişikliğinin yapılması halinde ve Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV) ile köprü ve otoyol geçişlerinde indirim uygulanması durumunda LPG’li araç kullanımının yüzde 50 artacağı öngörülüyor.

Türkiye’deki LPG endüstrisinin ulaştığı seviyenin önemli olduğunu belirten dünyanın lider LPG dönüşüm kiti üreticisi BRC’nin Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Kadir Örücü, “Türkiye, otomobillerde LPG tüketiminde ulaştığı oran ile diğer ülkelere de ilham kaynağı olmuş durumda. Otomobillerde LPG tüketiminde Avrupa’da birinci, dünyada ikinci sırada yer alıyoruz. LPG sektörü Türkiye pazarında 30 milyon TL’lik ekonomik büyüklüğe sahip. 2018 yılında 4.146.448 tonluk LPG tüketildi. Bunun yüzde 79,18’i otomotiv yakıtı olarak kullanıldı. Otogaz segmentinde 3.283.170 tonluk hacmimizle, dünyanın en büyük ikinci pazarıyız. Bu, göz ardı edilemeyecek bir büyüklük. Şu an LPG’nin Türkiye ekonomisi için önemli getirileri var. Öte yandan, LPG’li araçların kapalı otoparklara girmesinin önündeki engelin kaldırılması ve hükümet tarafından verilmesini beklediğimiz teşviklerin gerçekleşmesi halinde bu rakamların katlanacağını çok rahat söyleyebilirim.” açıklamasını yaptı. Kadir Örücü, trafikteki benzinli ve dizel araçların karbon emisyonları ile çevreye verdikleri zararı telafi etmek için milyonlarca yeni ağaç dikmeye ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, “LPG kullanan 5 milyona yakın otomobil, her yıl 2 Milyon ton daha az karbon emisyonuyla 300 bin ağaç dikmiş kadar çevreye katkı sağlıyor” değerlendirmesini yaptı.

Türkiye’de fabrika çıkışlı LPG’li araç satışları artacak

Türkiye’de otomobil firmalarının LPG’li sıfır araçları satışa sunmaları ile OEM satışlarının önümüzdeki yıllarda öne çıkacağı öngörülüyor. 2018 yılında birçok Avrupa ülkesinde gözlendiği gibi, Türkiye’de de son 12 ayın verilerine göre, dizel araç satışlarında bir düşüş trendi var. Pazar dinamiklerindeki bu değişim, potansiyel olarak LPG’ye dönüştürülebilecek araç sayısının artması olarak değerlendiriliyor.

Dünyanın otomobil üreticileri fabrika çıkışlı LPG’li otomobil üretiyor

BRC, fabrika çıkışlı LPG’li araç üretiminde dünyanın önde gelen otomobil üreticileri ile iş birliği yapıyor. BRC ürünleri ile donatılmış olarak fabrikadan LPG’li olarak satışa sunulan otomobil markaları arasında Mercedes-Benz, Volvo, Audi, Volkswagen, Peugeot, Chevrolet, Citroen, Ford, Fiat, Honda, Kia, Mitsubishi, Subaru, Suzuki, Daihatsu gibi dünya devleri yer alıyor.

LPG’li Araçlar Sayesinde Türkiye AB’nin 2020 Hedefini Geçti…

22.04.2019 – Son dönemlerde insan ve çevreye verdiği zararlardan dolayı birçok firma tarafından üretimine son verilen dizel otomobiller, laboratuvar testlerine göre sürüş sırasında yaklaşık 10 kat daha fazla zararlı gaz salınımı yaparak dünyanın sonunu hazırlıyor. Dizel araçlardan yayılan gazlar ve zararlı maddeler, astım ve KOAH gibi solunum yolu hastalıkları, kalp ve damar hastalıkları başta olmak üzere çok sayıda hastalığa da sebep oluyor. Ayrıca Dünya Sağlık Örgütü (WHO), dizel araçların egzozundan çıkan asbest, arsenik, hardal gazının sigaradan daha zararlı olduğunu raporlarla ortaya koydu. 

Dizel araçların egzozlarından havaya yayılan zararlı gazlar ve partiküller toplum sağlığını tehdit ederken, solunum yolu hastalıklarına da zemin hazırlıyor. Avrupa’daki sıkı emisyon kanunları ile birlikte dizel otomobillerin sonuna yaklaşıldı. 2020’den itibaren, çevre ve insan sağlığı için büyük tehdit oluşturduğundan dolayı Toyota, Fiat, Jeep, BMW, Nissan, Alfa Romeo, Honda, Masarati, Suziki, Mitsubishi, Volvo ve Porsche gibi dünya devleri dizel araçlarının üretimini durdurma kararı aldı.

Avrupa’da Yeni Kurallar Belirlendi

Avrupa Birliği (AB) çevreyi kirleten egzoz gazı emisyonunu kontrol altında tutmak için 2021’den itibaren satılan araçlarda karbondioksit (CO²) miktarını kilometre başına ortalama 95 grama indiriyor. Avrupa Birliği (AB) 1990’ların başından bu yana çevreyi kirleten egzoz gazı emisyonunu kontrol altında tutma amaçlı kurallar belirlerken, en büyük hamleyi 2020 sonunda itibaren başlatıyor. 2021’den itibaren AB içinde satılan tüm otomobillerde karbondioksit (CO²) miktarı kilometre başına ortalama 95 grama indirilmek zorunda. Ayrıca 2025 yılına kadar 2021 yılı seviyelerinin yüzde 15 altına, 2030’da ise 2021 yılı seviyelerinin yüzde 35 altına inecek. Tutulması imkânsız gibi görünen bu hedefler için LPG ve CNG gibi alternatif yakıtlarla çalışan araçlara yönelik hem yatırımlar hem de uluslararası işbirliktelikleri hızla artıyor.

Türkiye Avrupa Birliği’nin Hedefini Geçti

Trafikte araçların karbon emisyonları ile çevreye verdikleri zararı telafi etmek için milyonlarca yeni ağaç dikmek gerektiğine vurgu yapan dünyanın en büyük LPG üretim markası BRC’nin Türkiye CEO’su Kadir Örücü, “LPG kullanan 5 milyon otomobil, her yıl 2 milyon ton daha az karbon emisyonuyla 300 bin ağaç dikmiş kadar çevreye katkı sağlıyor” dedi.

LPG’nin doğaya ve insana olan katkılarını saymakla bitiremeyen Örücü, “Çoğu hidrokarbon yakıtlara göre LPG’nin karbon-hidrojen oranı düşüktür. Dolayısıyla ürettiği birim enerji başına çok daha az karbondioksit (CO2) açığa çıkar. LPG diğer hidrokarbon yakıtlara göre daha fazla enerji üretir. Avrupa Birliği ülkelerinde 2020 yılı için konulmuş hedefe göre, otomotiv yakıtları içinde LPG otogazın günümüzde yüzde 2 olan payının yüzde 10’a çıkarılması öngörülmektedir. Ülkemizde LPG otogaz otomotiv yakıtları arasında yüzde 12’lik bir paya erişmiştir. Bu açıdan Türkiye, Avrupa Birliği’nin 2020 hedefini şimdiden yakalamış ve geçmiştir” ifadelerinde bulundu.

Lpg’li Araç Sahipleri Yüzde 40 Tasarruf Sağlıyor

Türkiye yollarında yaklaşık 5 milyon LPG araç yakıt ekonomisinin rahatlığını yaşıyor. Pompa fiyatı benzinin yaklaşık yarısı düzeyinde bulunan LPG, araç sahiplerine ortalama yüzde 40 tasarruf sağlıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK), 2019 yılı Ocak ayı motorlu kara taşıtları istatistiklerine göre trafiğe kayıtlı 12 milyon 437 bin 250 adet otomobilin yüzde 37,8’ini oluşturan 4 milyon 703 bin 163 araç LPG kullanıyor. Çevreci yakıtların daha da yaygınlaşması için onlara ayrıcalık tanımalı ve daha çok teşvik etmeliyiz.

Atmosfere yayılan zararlı gazların ve bunlara bağlı olarak ortaya çıkacak hastalıkları bile bile dizel araçları kullanmamalı ve dünyanın sonunun gelmemesi için bu toplumsal farkındalığı oluşturmalıyız.

LPG’li Araçların Otoparklara Girişi Hangi Şartlarda Olacak?

25.03.2019 – Son dönemlerde insan ve çevreye verdiği zararlardan dolayı birçok firma tarafından üretimine son verilen dizel otomobiller, laboratuvar testlerine göre sürüş sırasında yaklaşık 10 kat daha fazla zararlı gaz salınımı yaparak dünyanın sonunu hazırlıyor. Dizel araçlardan yayılan gazlar ve zararlı maddeler, astım ve KOAH gibi solunum yolu hastalıkları, kalp ve damar hastalıkları başta olmak üzere çok sayıda hastalığa da sebep oluyor. Ayrıca Dünya Sağlık Örgütü (WHO), dizel araçların egzozundan çıkan asbest, arsenik, hardal gazının sigaradan daha zararlı olduğunu raporlarla ortaya koydu. 

Dizel araçların egzozlarından havaya yayılan zararlı gazlar ve partiküller toplum sağlığını tehdit ederken, solunum yolu hastalıklarına da zemin hazırlıyor. Avrupa’daki sıkı emisyon kanunları ile birlikte dizel otomobillerin sonuna yaklaşıldı. 2020’den itibaren, çevre ve insan sağlığı için büyük tehdit oluşturduğundan dolayı Toyota, Fiat, Jeep, BMW, Nissan, Alfa Romeo, Honda, Masarati, Suziki, Mitsubishi, Volvo ve Porsche gibi dünya devleri dizel araçlarının üretimini durdurma kararı aldı.

Avrupa’da Yeni Kurallar Belirlendi

Avrupa Birliği (AB) çevreyi kirleten egzoz gazı emisyonunu kontrol altında tutmak için 2021’den itibaren satılan araçlarda karbondioksit (CO²) miktarını kilometre başına ortalama 95 grama indiriyor. Avrupa Birliği (AB) 1990’ların başından bu yana çevreyi kirleten egzoz gazı emisyonunu kontrol altında tutma amaçlı kurallar belirlerken, en büyük hamleyi 2020 sonunda itibaren başlatıyor. 2021’den itibaren AB içinde satılan tüm otomobillerde karbondioksit (CO²) miktarı kilometre başına ortalama 95 grama indirilmek zorunda. Ayrıca 2025 yılına kadar 2021 yılı seviyelerinin yüzde 15 altına, 2030’da ise 2021 yılı seviyelerinin yüzde 35 altına inecek. Tutulması imkânsız gibi görünen bu hedefler için LPG ve CNG gibi alternatif yakıtlarla çalışan araçlara yönelik hem yatırımlar hem de uluslararası işbirliktelikleri hızla artıyor.

Türkiye Avrupa Birliği’nin Hedefini Geçti

Trafikte araçların karbon emisyonları ile çevreye verdikleri zararı telafi etmek için milyonlarca yeni ağaç dikmek gerektiğine vurgu yapan dünyanın en büyük LPG üretim markası BRC’nin Türkiye CEO’su Kadir Örücü, “LPG kullanan 5 milyon otomobil, her yıl 2 milyon ton daha az karbon emisyonuyla 300 bin ağaç dikmiş kadar çevreye katkı sağlıyor” dedi.

LPG’nin doğaya ve insana olan katkılarını saymakla bitiremeyen Örücü, “Çoğu hidrokarbon yakıtlara göre LPG’nin karbon-hidrojen oranı düşüktür. Dolayısıyla ürettiği birim enerji başına çok daha az karbondioksit (CO2) açığa çıkar. LPG diğer hidrokarbon yakıtlara göre daha fazla enerji üretir. Avrupa Birliği ülkelerinde 2020 yılı için konulmuş hedefe göre, otomotiv yakıtları içinde LPG otogazın günümüzde yüzde 2 olan payının yüzde 10’a çıkarılması öngörülmektedir. Ülkemizde LPG otogaz otomotiv yakıtları arasında yüzde 12’lik bir paya erişmiştir. Bu açıdan Türkiye, Avrupa Birliği’nin 2020 hedefini şimdiden yakalamış ve geçmiştir” ifadelerinde bulundu.

Lpg’li Araç Sahipleri Yüzde 40 Tasarruf Sağlıyor

Türkiye yollarında yaklaşık 5 milyon LPG araç yakıt ekonomisinin rahatlığını yaşıyor. Pompa fiyatı benzinin yaklaşık yarısı düzeyinde bulunan LPG, araç sahiplerine ortalama yüzde 40 tasarruf sağlıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK), 2019 yılı Ocak ayı motorlu kara taşıtları istatistiklerine göre trafiğe kayıtlı 12 milyon 437 bin 250 adet otomobilin yüzde 37,8’ini oluşturan 4 milyon 703 bin 163 araç LPG kullanıyor. Çevreci yakıtların daha da yaygınlaşması için onlara ayrıcalık tanımalı ve daha çok teşvik etmeliyiz.

Atmosfere yayılan zararlı gazların ve bunlara bağlı olarak ortaya çıkacak hastalıkları bile bile dizel araçları kullanmamalı ve dünyanın sonunun gelmemesi için bu toplumsal farkındalığı oluşturmalıyız.

 

LPG’li Araçlar Avrupa’da Kapalı Otoparklara Girebiliyor…

25.03.2019 – 5 milyon LPG’li araç kullanıcısı ve LPG sektörü, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un vereceği müjdeye kilitlendi. Bakan Kurum’un AVM’lere, otellere ve kapalı otoparklara LPG’li araçların girmesine ilişkin yasal düzenleme yapılacağına dair açıklaması, LPG’li araç kullanıcıları kadar, otopark işletmelerini, LPG donanım şirketlerini ve oto gaz bayilerini de yakından ilgilendiriyor. Müstakil Likit Petrol Gazcıları Kit Satıcıları ve Otogaz Bayileri Derneği Başkanı Yılmaz Cömert, “Avrupa’da LPG’li araçlar uzun yıllardır otoparklara serbestçe girebiliyorken Türkiye’de haksız bir yasak sürdürülüyordu. Sayın Bakan’ın bu yasağın kaldırılması yönündeki çalışmalarını destekliyoruz” açıklamasında bulundu.

Türkiye karayollarında yaklaşık 5 milyon LPG’li araç seyrediyor. Ancak bu araçlar, kapalı otoparkların gerekli altyapıya sahip olmaması ve yasal mevzuatın engellemesi sebebiyle kapalı otoparklara giremiyor. LPG’li araçlara otopark yasağı Avrupa ülkelerinde ve diğer ülkelerde artık bulunmazken, araçların LPG’li olduğunu belirten etiket taşıma zorunluluğu da yer almıyor. Ancak dünyanın en çok LPG’li aracına ve en yaygın LPG dolum istasyonlarına sahip olan Türkiye’de ise durum tam tersi.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un AVM’lere, otellere ve kapalı otoparklara LPG’li araçların girmesine ilişkin yasal düzenleme üzerinde çalıştıklarını açıklaması tüm dikkatleri bu konuya çekti. Bakan Kurum, TSE’nin kurallarına uyulması gerektiğini vurgulayarak, İçişleri Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Yangın Yönetmeliği’nde düzenleme yapması gerektiğini açıkladı. Kapalı otoparkların gerekli tedbirleri almalarının ardından LPG’li araçların da diğer ülkelerde olduğu gibi başta AVM’ler ve oteller olmak üzere kapalı otoparklara girebileceğini belirten Bakan Kurum, düzenlemelerin Nisan ayında yapılacağını açıkladı.

Müstakil LPG’ciler Derneği kararı destekliyor

Müstakil Likit Petrol Gazcıları Kit Satıcıları ve Otogaz Bayileri Derneği Başkanı Yılmaz Cömert, Bakan Murat Kurum’un açıklamalarını memnuniyetle karşıladıklarını ifade ederek “Avrupa’da ve dünyanın diğer ülkelerinde LPG’li araçlar uzun yıllardır otoparklara serbestçe girebiliyorken Türkiye bu konuyu gündemine alamamıştı. LPG ekosistemindeki tüm paydaşlar olarak milyonlarca çalışanı da yakından ilgilendiren bu konuda Türkiye’nin de gerekli adımları atmasını memnuniyetle karşılıyoruz ve AVM’lerin ile diğer kapalı otoparkların da bu yönde gerekli hazırlıklara bir an önce başlamasını arzu ediyoruz.” açıklamasını yaptı.

Yılmaz Cömert, LPG’nin yaygın tedariği bulunan en çevreci yakıt olduğunu vurgulayarak “Türkiye gerek LPG ile çalışan araç sayısı gerekse LPG dolum istasyonu yaygınlığı açısından dünyanın ilk sırasında yer alıyor. Avrupa ülkelerinde LPG’li araç kullanmak aynı zamanda çevreye ve insan sağlığına saygılı bir sürücü olmanın gereği olarak algılanırken, Türkiye’de araçların otoparklara alınmaması, LPG’nin hak ettiği saygınlıkla anılamamasına sebep oluyordu. Çok sayıda araç kullanıcısı gerek ekonomik olması gerekse çevreci bir yakıt olması sebebiyle LPG’li araç kullanmak istese de ailesi ile AVM’ye gittiğinde aracını ara sokaklara park etmek zorunda kalacağı için bu tercihinden uzak durmak zorunda kalıyor. İnsanımız çok daha yüksek bedel ödeyerek, ekonomik bir alternatif olarak gördüğü ancak çevreye ve insan sağlığına çok zararlı olan, tüm gelişmiş ülkelerin terk etmeye hazırlandığı dizel araçları kullanmak zorunda kalıyor. LPG’li araçlara uygulanan bu haksız yasağın kaldırılması, mevcut 5 milyon LPG’li araç kullanıcısını doğrudan ilgilendiriyor. Ama bunun da ötesinde ülkemizde çevreye saygılı olan çok sayıda vatandaşın da LPG’li araç kullanmaya geçmesini teşvik edecektir. Türkiye için çok hayırlı bir karar olacağına inanıyoruz ve İçişleri Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın gerekli düzenlemeleri yapmasını destekliyoruz, bir an önce bu haksız uygulamanın son bulmasını diliyoruz” dedi.

Otomobillerin yaklaşık yarısı LPG’li

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK), 2019 yılı Ocak ayı motorlu kara taşıtları istatistiklerine göre trafiğe kayıtlı 12 milyon 437 bin 250 adet otomobilin yaklaşık yarıya yakınını oluşturan 4 milyon 703 bin 163 araç LPG kullanıyor.

Yasaklayan Yönetmeliklerin Değişmesi Bekleniyor

LPG’li araçlara, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından 17.08.2000 tarihli ve 24143 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan, “Araçların İmal, Tadil ve Montajı Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” doğrultusunda kapalı otopark yasağı uygulanıyor. Bu yönetmelik doğrultusunda, araçların arka ve ön camlarına “BU ARAÇ KAPALI YERLERE PARK EDEMEZ” yazılı bir etiket yapıştırılması gerekiyor.

LPG’li araçlara bir diğer yasaklama Aralık 2007’de 26735 sayı ile Resmî Gazete’de yayımlanan “Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik”teki, madde 60-4’te yer alıyor. Bu maddede “LPG veya sıkıştırılmış doğalgaz (CNG) yakıt sistemli araçlar kapalı otoparklara giremez ve alınmaz” ifadesi yer alıyor.

Bakan Murat Kurum’un üç bakanlığın ortak çalışma yürüttüğüne dair açıklamalarının ardından, otopark yasağına yasal dayanak teşkil eden bu yönetmeliklerin değişmesi bekleniyor.

LPG’li araçlar 2004 yılından bu yana hazır

Avrupa’nın birçok ülkesinde LPG’li araçların kapalı otoparklara girmesi serbest ve araçların LPG’li olduğunu belirten herhangi bir etiket veya benzeri bir tanımlama işareti yapıştırma zorunluluğu bulunmuyor. Türkiye’deki LPG’li araçlar da Avrupa’dakiler ile aynı standartlarda üretiliyor ve 2004 yılındaki düzenlemeyle birlikte LPG’li araçların yakıt tanklarının emniyet valfi ile donatılması bir zorunluluk. LPG’li araçların yakıt tanklarında söz konusu emniyet valfi standart olarak bulunuyor ve araç yangında kalsa dahi tank patlamayarak ileri seviye güvenlik özellikleri sunuyor.

Otoparkların uygun havalandırmaya ve gaz sensörüne sahip olması gerekiyor

LPG’li araçların kapalı otoparkları girmesini engelleyen söz konusu yönetmeliklerin yanı sıra, bu yasağın altında yatan bir diğer sebep ise otoparkların havalandırma sistemlerinin, zeminde gaz birikmesine izin vermeyecek şekilde sirkülasyonu sağlayacak uygun bir havalandırma sistemine sahip olmaması. Bunun yanı sıra otoparklara, herhangi bir gaz kaçağı oluşması halinde bunu tespit edecek gaz sensörleri konuşlandırılmış olması gerekiyor. Yapılacak yönetmelik değişikliklerinin AVM’lere, otellere ve kapalı otopark işletmelerine gerekli altyapıyı sağlama yükümlülüğü getirmesi bekleniyor.

 

LPG’li Araçların Kapalı Alanlara Girişi İçin Adım Atılacak

20.03.2019 – Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, LPG’li araçların kapalı alanlara girmesine ilişkin yönetmelikle yapılacak düzenlemelerin, nisandan itibaren hayata geçeceğini bildirdi. Kurum, tedbirlerin alınmasının ardından LPG’li araçlar için AVM, otel ve konutların otoparklarına giriş izni vermeyi düşündüklerini açıkladı.

Vakıf Yatırım konu ile ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu:

“2018 yılı itibariyle yakıt türüne göre trafikte tescilli araçların %38’ini otogaz kullanan araçlar (4,7 mn adet) oluşturmaktadır. Otogaz pazarında ise Aygaz (AYGAZ) %22,2 ile lider konumdadır. OMV PO (%12,1 Pazar payı) ile Shell (%11,7 Pazar payı) Aygaz’ı izlemektedir. İstasyon adeti olarak Aygaz’ın Pazar payı %16, OMV PO’nun %13 ve Shell’in ise %8 seviyesindedir.

Türkiye’de yılda ortalama 117 bin araç otogaza dönüştürülürken, ortalama dönüşüm maliyeti 500 $ seviyesindedir. Haberin Aygaz hisse performansına kısa vadede olumlu yansıması beklenebilir. Aygaz hisseleri yılbaşından beri endekse göre %10 negatif ayrışmıştır.”

 

 

LPG Kullanan Araçlar İçin Önemli Uyarı

10.11.2017 – BRC Türkiye Distribütörü, 2A Mühendislik A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Kadir Örücü, LPG dönüşümünde merdiven altı montajların önlenmesi ve korsan uygulamalara son verilmesinin gerektiğini belirtti. Örücü, bunun da ancak denetim ile mümkün olabileceğini, yapılan yeni düzenlemenin denetimi zorlaştıracağını söyledi.

BRC Türkiye Distribütörü, 2A Mühendislik A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Kadir Örücü, LPG dönüşümü gerçekleştiren firmaların artık kendi kendilerini denetleyebilmesinin önün açan düzenlemenin denetimi zorlaştıracağını söyledi. Örücü, “AİTM yönetmeliğinde Haziran ayı içerisinde bir değişiklik yapıldı. Bu değişiklik ile daha önce Makine Mühendisleri Odası (MMO) veya Türk Standartları Enstitüsü’nden alınması gereken montaj tespit raporu, gaz sızdırmazlık raporu aranmayacak. Dönüşümü yapılacak firmalar 2018 yılından itibaren mecburi olarak yürürlüğe girecek kararla kendileri iki nüsha montaj tespit raporu düzenleyecekler ve bununla tadilatı yaptıran vatandaş direkt araç muayene istasyonlarına giderek kontrollerini yaptıracak. Eskiden araç dönüşümleri yapıldığı zaman makine mühendisleri gaz sızdırmazlık istasyonlarına gidiyor ve bu istasyonlarda 100 noktadan araçların kontrolleri yapılıyordu” ifadelerini kullandı.

“Biz denetimden yanayız”

Denetimin belirleyici unsur olduğunu belirten Örücü, “Tek tek ürünlerin kontrolleri yapılıyor. Kullanılmış ürün olup olmadığı kontrol ediliyordu. Artık bu kontroller araç muayene istasyonlarında yapılmaya çalışılacak. Bu nereye kadar yapılabilir bilemeyiz. Daha önceki ürünlerin seri numaraları veri tabanında olmadığı için kullanılmış, eski, bakım görmüş ürünlerinde kullanılması mümkün olabilecek. Bu da birçok sıkıntıyı beraberinde getirecektir. Biz denetimden yanayız otogaz sektörü diğer sektörlerde olmayan iki kez kamu denetimine tabi bir denetim mekanizmasıyla çalışıyordu. Artık bu denetimin bir ayağı devreden çıkıyor sadece araç muayene istasyonlarında gaz kaçar kontrolü yaptırarak araçlar trafikte seyretmeye başlayacak.” dedi.

“Bu Yönetmelik değişikliği daha önce de denenmişti ve birçok sıkıntı yaşattı”

Bu tür yönetmelik değişikliğinin daha önceden de kullanılıp çeşitli sıkıntıların yaşandığını vurgulayan Örücü şunları söyledi: “Yıllardan beri otogaz sektöründe yönetmelikler değişiyor. Devamlı sorumlular değişiyor. Benzeri uygulamayı 2000’li yıllarda 5 yıl firmaların inisiyatifine bırakılmıştı. Bu süreçte birçok sıkıntılar yaşanmıştı. Kazalar, evrak ticareti, vergi kaçırma, sahte evrak düzenlemelerine varan olumsuz durumlar yaşandı. Bu sıkıntılar üzerine 2005 yılında tekrar kontroller MMO verildi. Bugün ise araçların yüzde 80’i kontrollerden geçmiş durumda bunu yüzde 100 yapmaya çalışıyoruz. Bunun içinde trafik denetlemelerinin yapılması gereklidir. Maalesef yeterince trafik denetlemesi yapılamıyor. Denetim olmadığı zaman korsan uygulamalar merdiven altı montajlar devreye giriyor. Bu işi layığı ile yapan fatura kesen yetkili mühendis istihdam eden firmalar zor durumda kalıyor. Haksız rekabet ortamında bunu idame ettirmeleri mümkün değil. Bu haksız rekabetin, merdiven altı montajların önlenmesi ve korsan uygulamalara son verilmesi gerekir. Bu da ancak denetim ile mümkün olabilir.”

Diğer yandan söz konusu yönetmelikte bir başka en önemli değişiklik 3.9 maddesinde yer alan ECE R 115 regülasyonuyla ilgilidir. Bu maddeye göre yapılan tadilatta kullanılan setlerin BM/AEK regülasyonu 115’ in ilgili maddelerine uygunluğu teknik servis tarafından teşvik edilmesi istenmektedir. ECE R 115 regülasyonu LPG ve CNG sistemlerinin onayı ile ilgili hususları düzenlemekte; Egzoz emisyonlarının ölçümü ve dinamometre ile güç testlerini istemektedir. E3 ve üzeri araçlarda yüzlerce otomobil markasının 115 uygunluğunu belgelemek firmalar için hem çok maliyetli ve hem de ülkemizde ilgili laboratuvarların yeterli olmaması nedeniyle yerine getirilmesi imkansız bir regülasyon olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Aksi halde firmalardan ECE R 115’ in bu şekliyle uygulanmasının istenmesi sektörün durmasına , hiç bir firmanın dönüşüm yapamamasına ve dolayısıyla firmaların kapanmasına yol açacaktır”.

”MTV ve ÖTV’nin kaldırılması konusunda devlet desteği istiyoruz”

BRC Türkiye Distribütörü, 2A Mühendislik A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Kadir Örücü sözlerine şöyle devam etti: “Bütün dünyada çevreci yakıt olması nedeniyle otogaz yerel yönetimlerce ve hükümetlerce teşvik ediliyor. Ancak ülkemizde 4 milyondan fazla araç LPG’li olduğu halde bunun tam tersi cezalandırılıyoruz ve üvey evlat muamelesi görüyoruz. LPG’li araç kullanan vatandaşlar olarak motorlu taşıtlar vergisi (MTV), ÖTV alınmaması gibi teşviklerden yararlanmak istiyoruz. En son AİTM yönetmeliğinde işleri durma noktasına getirebilir. Bugün otogaz sektörü Türkiye’de gelmiş olduğu nokta itibari ile on binlerce kişiye istihdam sağlayan yurtdışına ihracat yapan bir sektör haline gelmiştir. Biz sektör olarak gerek Bakanlık gerek TSE ile her türlü işbirliğine hazırız. Sektörümüzü doğrudan ilgilendiren bu ve benzeri konularda sektörün görüşlerinin alınmasını özellikle talep ediyoruz. İHA