Ana Sayfa Haberler IMF Küresel E...

IMF Küresel Ekonomik Büyüme Raporunu Açıkladı

15.04.2020 – IMF dün yayımladığı Küresel Ekonomik Büyüme raporunda ülkelerin makroekonomik göstergelerine dair tahminlerini açıkladı.

IMF Nisan ayı “Dünya Ekonomik Görünüm” raporunu yayınladı. Kurumun beklentilerine göre gelişmiş ekonomiler 2020 yılında %6,1 daralırken (Avro bölgesi %6,6, ABD %5,9 daralma) gelişmekte olan ülkeler Çin ve Hindistan’ın büyümeye devam etmesi sayesinde sadece %1,0 daralacak. IMF Türkiye’nin 2020 yılında %5 daralmasını ve 2021 yılında %5 büyümesini bekliyor. IMF aynı zamanda 2020 yılında Türkiye için ortalama %12 enflasyon, milli gelirin %0,4’ü kadar cari fazla ve %17,2 işsizlik bekliyor.

IMF global ekonominin 2020’de sert daralmasını, 2021’de toparlanmasını bekliyor…

Daha önceki raporlarında dünya ekonomisinin 2020’de %3,3 büyümesini bekleyen kurum, salgın yüzünden ekonomik aktivitenin durmasıyla, şimdi %3,0 daralma beklediğini açıkladı. IMF, yılın ikinci yarısında salgının etkilerinin kontrol altına alındığı baz senaryoda, 2021’de ekonomik aktivitenin normale dönmesiyle, %5,8’lik bir büyüme bekliyor. IMF 2020’de ABD ekonomisinin %5,9 Euro bölgesinin %7,5 daralmasını, Çin ekonomisinin ise sadece %1,2 büyümesini bekliyor. 2021 için ise sırasıyla %4,7, %4,7 ve %9,2’lik büyüme bekliyor.

IMF 2020 yılı Türkiye büyüme beklentisini de %3,0’ten ciddi biçimde -%5,0’e indirirken, 2021’de %5,0 büyüme bekliyor. Kurumun 2020 ve 2021 yılı için TÜFE enflasyon beklentileri de, hem yıllık ortalama, hem de sene sonu için %12,0 seviyesinde bulunuyor. IMF cari dengenin de 2020 sonunda GSYH’nin %0,4’ü kadar fazla vermesini, 2021’de ise %0,2’si kadar açık vermesini bekliyor.

 

IMF Küresel Ekonomik Görünüm Raporunu Yayınladı

21 Ocak 2020 – IMF, Küresel Ekonomik Görünüm güncelleme raporunda, 2019 yılına ilişkin küresel ekonomik büyüme tahminini %3 seviyesinden %2,9’a indirirken, 2020 için ise %3,4 seviyesinden %3,3’e revize etti. 2021 yılı için ise büyüme tahmini %3,6’dan %3,4’e güncellendi.

Raporda, büyüme beklentilerinde yapılan aşağı yönlü revizyonun, özellikle Hindistan olmak üzere, birkaç gelişmekte olan piyasada ekonomik faaliyetlere yönelik olumsuz gelişmeleri yansıttığı, ABD ve Çin ticari ilişkilerinde gelen olumlu haberlerin ve İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden (AB) anlaşmasız ayrılması ihtimalinin düşmesinin piyasa beklentilerini canlandırdığına yer verildi.

 

IMF, Türkiye’nin Büyüme ve Enflasyon Tahminlerini Revize Etti

24.09.2019 – IMF heyeti, Türk ekonomisinde daralma beklemiyor

Uluslararası Para Fonu (IMF), Türkiye’nin büyüme ve enflasyon tahminlerini olumlu yönde revize etti. Revizyonlarda değişiklikle beraber mevcut ılımlı görünümün kırılgan olabileceği konusunda da uyarılarda bulundu.

IMF 4. Madde değerlendirmesi kapsamında yayınladığı raporda, genişleyici maliye politikası, kamu bankaları aracılığıyla kredi genişlemesi, net ihracat katkısı ve iyileşen risk görünümü gibi faktörlerin yardımıyla yeniden büyüme sürecine girildiğini belirtirken, 2019 GSYH büyüme tahminini -%2,5’ten %0,25’e revize etti. Kurum TÜFE enflasyon tahminini de %15,0’ten %14,0’ün altına çekti.

Bunlara karşın, IMF rezervlerin düşük seviyesi ve özel sektör dış borçluluğu ile finansman ihtiyacının yüksekliği nedeniyle, mevcut ılımlı havanın kırılgan göründüğü konusunda da uyarılarda bulunuyor. IMF mevcut kırılganlıklara bağlı olarak, kalıcı büyüme potansiyelinin zayıfladığını ve risklerin aşağı yönlü olduğunu belirtiyor.

 

IMF Küresel Ekonomik Görünüm Raporunu Açıkladı

IMF Nisan Küresel Ekonomik Görünüm Raporunu Açıkladı

10.04.2019 – Uluslararası Para Fonu (IMF) dün Küresel Ekonomik Görünüm Raporunun Nisan sayısını açıkladı. Küresel büyümenin 2017’de %4 ile tepe noktasına ulaştığını söyleyen IMF, geçtiğimiz yıl %3,6’a gerileyen büyümenin bu yıl 3,3’e kadar düşmesini bekliyor. IMF’ye göre %3,3’lük büyüme halen makul görünse de birçok ülke için kısa vadedeki belirsizlikler nedeniyle görünüm zorlu olacak. Kurum bu yılın ikinci yarısında büyümede toparlanmanın başlamasını ve 2020 itibariyle %3,5’te stabilize olmasını bekliyor.

Türkiye için Yeni Ekonomik Programın ekonomideki sorunlar için bir çerçeve çizdiğini söyleyen IMF makroekonomik istikrar için kapsamlı ve güvenilir politika setinin gerektiğini not ediyor. IMF tahminlerine göre bu yıl Türkiye %2,5 daraldıktan sona 2019’da %2,5 büyüyecek. Enflasyon cephesinde IMF yıl sonunda %15,5’e gelen TÜFE’nin 2020’de %14’e gerilemesini bekliyor. Büyümedeki daralmanın da etkisiyle 2019’da 4,9 milyar dolar cari fazla öngören IMF (milli gelirin %0,7’si), gelecek yıl 3,4 milyar dolarlık bir açık (milli gelirin %-0,4’ü) bekliyor.

 

IMF Türkiye Raporunu Yayınladı

01.05.2018 – Uluslararası Para Fonu IMF, Türkiye ile ilgili 4. Madde Konsültasyon Raporu’nu yayımladı. Söz konusu rapor ( Madde IV Konsültasyonları) IMF’nin tüm üye ülkelerle her yıl gerçekleştirdiği, ekonomik ve mali politikalara ilişkin diyalog süecine ait bir çalışmadır.
 
Raporda, 2016’daki darbe girişiminin ardından uygun dış koşulların ve güçlü politika uyaranlarının yardımıyla Türkiye’de büyümenin 2017’de güçlü şekilde toparlandığı vurgulandı. Kredi garanti fonu ve teşviklerin ülkede yatırımları ve tüketimi canlandırak ekonomiyi güçlü şekilde canlandırdığı anlatıldı. Bununla beraber genişlemeci politikaların başlangıçta benimsenmiş olmasına rağmen, ekonomide aşırı ısınmanın açık belirtilerinin ortaya çıkması ile artık uygun olmadığı dile getirildi.
 
Raporun devamında konu ile ilgili şu ifadelere yer verildi:
 
“Para politikası çok gevşek görünüyor ve kredibilitesi düşük; ve bütçe dışı uygulamalar (kredi garanti programları ve satın alma gücünü artıran unsurlar), Türkiye’nin zorlu kazanılmış mali kredibilitesini baltalayan genişlemeci unsurlardır ve risklidir. 
 
IMF, söz konusu raporu 13 Şubat’ta hükümet ile gerçekleştirilen görüşme ve elde edilen verilere dayandırarak raporun 30 Mart’ta tamamlandığını not düştü.
 
Raporun sonuç kısmında, Türkiye ekonomisinin iç ve dış dengesizliklerle karşı karşıya olduğu belirtildi. Bu dengesizliklerin pozitif bir çıktı açığı, enflasyon hedefin üzerinde bir artış ve GSYİH’nın yüzde 5’inden fazla bir cari açık olduğu vurgulandı. Risk unsuru olarak ise, politik belirsizlik ve bölgesel istikrarsızlık devam ediyor olması ve birçok mültecinin entegrasyonu Türkiye için zorluk yaratması sıralandı.