Ana Sayfa Raporlar Ekonomi Raporları ve Gelişmeleri Betam –...

Betam – Türkiye’de Yoksulluk Tartışması, Kim haklı? Yoksulluk arttı mı, azaldı mı?

BETAM

TÜRKİYE’DE YOKSULLUK TARTIŞMASI

Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi, Betam, “Türkiye’de Yoksulluk Tartışması: Kim haklı? Yoksulluk arttı mı, azaldı mı?” başlıklı araştırma notunu yayınladı.

Prof. Dr. Seyfettin Gürsel, Yrd. Dç. Bülent Anıl ve Araştırma Görevlisi Ayşenur Acar tarafından hazırlanan araştırmada “Kim haklı? Yoksulluk arttı mı, azaldı mı?” sorusuna alternatif yoksulluk ölçütleri kullanılarak yanıt aranıyor. Araştırmacılar, bu sorunun yanıtının yoksulluğun doğru olarak ölçülmesine bağlı olduğunu ifade ederek, Türkiye için, mevcut ölçütlere alternatif yeni bir yoksulluk ölçütü de öneriyorlar.

Farklı yoksulluk ölçütleri farklı yoksullar

Araştırmada, yoksulluk yazınının çeşitli yoksulluk ölçütleri geliştirdiği, esas olarak iki genel ölçüt kullanıldığı ancak bu ölçütlerin Türkiye gibi bölgeler arası gelir eşitsizliğinin yüksek olduğu ülkelerde yoksulluğu gerçekçi bir şekilde saptayamadığı vurgulanıyor. Araştırmacılar notta önerdikleri ve Temel Maddi Yoksunluk adını verdikleri ölçütün halihazırda kullanılmakta olan diğer iki ölçüte kıyasla Türkiye için daha gerçekçi bir yoksulluk profili ortaya çıkardığını savunuyorlar.

Gelire dayalı yoksulluk: Ulusal yoksulluk sınırı- Bölgesel yoksulluk sınırı

Araştırmaya göre, Ulusal Yoksulluk Sınırı ölçütüne dayalı yoksulluk oranı 2005’den 2009’a az da olsa azalıyor. Araştırmacılar, Türkiye’de bölgeler arası gelir farklarının çok yüksek olması nedeniyle, bu ölçüte göre İstanbul’da yoksul sayısının çok düşük, Güneydoğu Anadolu’da ise abartılı bir şekilde yüksek çıktığını belirterek, bu ölçütün yoksulluğu gerçekçi bir şekilde ölçtüğünün şüpheli olduğunu ifade ediyorlar.

Araştırmada göreli yoksulluğu daha gerçekçi ölçmenin bir yolunun, Bölgesel Yoksulluk Sınırı’na dayalı ölçüm yöntemini kullanmak olduğu belirtiliyor. Bu yöntemde her bölge için yoksul sayısı ayrı ayrı saptanıp, toplanarak ülke genelinde yoksul sayısı belirleniyor. Araştırmacılar, bu ölçüte göre de yoksulluğun 2005-2009 döneminde bir miktar azaldığını, ancak Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yoksulluğu fazlasıyla düşük ölçmesi nedeniyle bu ölçütün de sorunlu olduğunu savunuyorlar.

Temel Maddi Yoksunluk

Araştırmacıların önerisi ise “Temel Maddi Yoksunluk“ olarak adlandırdıkları alternatif yoksulluk ölçütünü kullanmak. Bu ölçüte göre, “1) Her iki günde bir et, tavuk ya da balık yiyor musunuz? 2) Evinizi yeterince ısıtabiliyor musunuz? 3) Eskiyen giysilerinizi, yenileri ile değiştirebiliyor musunuz?” sorularının üçüne birden hayır yanıtını veren bireyler yoksul kabul ediliyor. 2006’da bu üç sorunun hepsine HAYIR yanıtını veren fert oranı yüzde 29’dan, 2010’da yüzde 21’e geriliyor. Böylece TMY ölçütü kullanıldığında 2006-2010 yılları arasında yoksullukta belirgin bir azalma olduğunu ortaya konuyor. Ayrıca araştırmada TMY ölçütünün bölgesel yoksulluk oranı farklarını diğer iki ölçüte göre daha gerçekçi bir şekilde tahmin ettiği gösteriliyor.

Sonuç ve politika önerileri

2000’li yıllardaki kişi başına yüksek gelir artışları ve bu artışların özellikle düşük gelirli kesimde daha yüksek olması sonucu, hangi ölçütü kullanırsak kullanalım Türkiye’de yoksulluğun azalmış olması bir vakadır. Bununla birlikte Türkiye’de yoksulluk halen yaygındır. Gelire dayalı Göreli Yoksulluk ölçütüne (BYS) kıyasla ülkemizde yoksulluğu daha gerçekçi bir şekilde yansıttığını düşündüğümüz Temel Maddi Yoksunluk ölçütüne göre 2010 yılı itibariyle her beş kişiden biri üç temel gereksinimini (gıda, ısınma ve giyim) yeterince karşılayamamaktadır.

Dolayısıyla, yoksullukla mücadelenin öncelikli politika olduğu açıktır. Yoksullukla mücadelede etkili politikalar tasarlayabilmenin üç ön şartı vardır: Türkiye’ye olabildiğince uygun bir yoksul tanımı yapmak, bu tanıma göre yoksulları olabildiğince eksiksiz saptamak ve yoksulluğun nedenlerini doğru olarak belirlemek. Halen bu ön şartların ülkemizde yerine getirebilindiği söylenemez. TÜİK’in Ulusal Yoksulluk Sınırına dayalı Göreli Yoksulluk ölçümleri bu notta gösterildiği gibi gerçekçi bir yoksul profili vermemektedir. Bölgesel Yoksulluk Sınırları kullanılarak belirlenen göreli yoksulluk Ulusal Yoksulluk sınırına kıyasla daha gerçekçi bir yoksulluk profili ortaya çıkarmakla birlikte, bu ölçütün de tatmin edici olduğu, özellikle Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde yoksulluğu düşük tahmin etmesi nedeniyle söylenemez. Bu araştırma notunda yoksulluk ölçütüne bir alternatif olarak önerilmekte olan üç temel gereksinime dayalı Temel Maddi Yoksunluk (TMY) ölçütünün diğer iki ölçüte kıyasla daha gerçekçi bir yoksulluk profili ortaya çıkardığı söylenebilir. Ancak bu ölçüt de bu notta gösterildiği gibi sorunsuz değildir. Özellikle, Ortadoğu Anadolu’da TMY oranının kimi batı bölgelerine kıyasla daha düşük çıkması bu ölçütün de yeterince tatmin edici olmadığına işaret etmektedir.

TMY ölçütünün bir sorunu beslenme gereksinimi (her iki günde bir et, tavuk ve balık yeme durumu) karşılayamama oranının ülke genelinde çok yüksek çıkmasından (2010’da yüzde 63,3) kaynaklanıyor olabilir. Beslenme alışkanlıkları bölgeden bölgeye önemli farklar gösterdiği takdirde TMY bölgesel ölçümlerinde aşırı sapmalar mümkündür.

Sonuç olarak Türkiye’de yoksulluğun daha iyi ölçülmesine acil ihtiyaç vardır. Bu ihtiyacı karşılamak için TÜİK’in çalışmalar yürüttüğünü hatırlatıp, yoksulluk konusunda daha çok akademik çalışmaya ve daha ayrıntılı veriye ihtiyaç olduğunu vurgulayalım.