Ana Sayfa Haberler Sağlık ve Yaşam Reflü Nedir? ...

Reflü Nedir? Belirtileri, Tedavisi ve Bilinmesi Gerekenler

Reflü Nedir? Neden Olur?

Reflü mide içeriğinin kişiyi rahatsız edici bir biçimde yemek borusuna doğru kaçarak şikayetlere neden olmasıdır. Göğüs orta bölgede yanma ve ağza gıda parçacıkları ile birlikte acı su gelmesi reflü hastalığı ile ilişkili tipik şikayetler olup tekrarlayan farenjit, larenjit, sinüzit, kronik öksürük, astım ve diş çürükleri de atipik şikayetler olarak ortaya çıkabilir.

Reflü Neden Olur?

Reflüden kaynaklanan şikayetler genelde insanlar yemek yedikten sonra görülmektedir. Yemek borusu, çevresinde her zaman kapalı olan ve açıldığında yemek borusunun içerisine gıdanın girmesine izin veren bir kasa sahip olması nedeniyle sıradan bir kas değildir. Bu, mide asidinin “yükselmesini”, diğer bir deyişle reflü olmasını önlemektedir. Ancak yemek borusu kasının zayıflaması durumunda midedeki asitli sıvılar yemek borusundan yukarı çıkarlar..Yemek borusu kasının gevşemesine, zayıflamasına neden olan önemli etkenlerden biri de nikotindir. Yani sigara içmek reflünün öne çıkan sebeplerinden biridir….

Reflü Tanısı Nasıl Yapılır?

Türkiye’de her 4-5 kişiden birinde görülen reflünün tanısı endoskopik olarak yemek borusunun görüntülenmesi ve/veya kateter veya kapsül kullanılarak yemek borusunun asit maruziyetinin gösterilmesi ile konulur. Liv Hospital Gastroenteroloji Uzmanı Yard. Doç. Dr. Ekrem Aslan reflü hastalarına önerilerde bulundu.

Reflü Hastaları Ne Yemeli, Ne Yememeli? Tedavi İçin Neler Yapmalı?

• Yemekler sık aralıklarla ve küçük porsiyonlar halinde yenmelidir. Lifli gıdaların tüketilmesi reflü gelişimini azaltır. Kafeinli içecekler, baharatlı ve tuzlanmış gıdalar, gazlı içecekler, yağlı gıdalar ve çikolata reflü yakınmalarını arttırabilir. Bu gıdaları tüketirken dikkatli olunmalı ve şikayete yol açıyorsa tüketiminden kaçınılmalıdır.

• Gece atıştırmaları reflü yakınmalarını belirgin şekilde arttırır. Yatmadan 3 saat önce yemek yenilmemesi reflü şikayetlerini azaltacaktır.

• Sigara içmek, miktarına bağlı olarak reflü yakınması gelişiminde önemli bir risk faktörüdür. Sigara ve alkol tüketiminin kesilmesi reflü yakınmalarını azaltacaktır.

Reflüye Karşı Alınacak Önlemler, Uzak Durulması Gereken Besinler

Mide içeriğinin mideden yemek borusuna doğru kaçması ile ortaya çıkan şikayetlerden oluşan reflü hastalığı, midede ekşime, yanma, ağza acı su gelmesi, yenilen yemeklerin ağza geri gelmesi, göğüs gerisinde yanma şeklinde görülür. Daha nadiren de atipik (alışılmadık nadir görülen) öksürük, ses kısıklığı, ses yorgunluğu veya seste çatallanma gibi reflü yakınmaları ortaya çıkabilir. Liv Hospital Ulus Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Binnur Şimşek reflü nedenleri ve tedavisini anlatarak önerilerde bulundu.

Obezite en önemli neden

Toplumun yüzde 15-20’sini etkileyen reflü sık görülen bir hastalıktır, son 20 yıl içinde giderek de sıklığında artış olmuştur. Özellikle gelişmiş ülkelerde daha sık; hazır gıda tüketimi, sedanter (hareketsiz) yaşam, obezite bu artışın en önemli nedenlerini oluşturur.

BU TİP BESLENMEDEN UZAK DURUN

Reflü tedavisinin en önemli basamaklarından biri uygun diyet yapmaktır. Reflüjenik diyet, reflü yakınmalarının artmasına veya ortaya çıkmasına yol açan bir grup besin veya besin öğelerinin alımı, hastalığın tetiklenmesine ve/veya yakınmaların ortaya çıkmasına sebep olmaktadır ve bu nedenle bu tip beslenmeden kaçınmak gerekir.

Yoğun kahve ve çay tüketimi; kafein ve tein içeren bu içecekler yemek borusu ile midenin birleştiği bölgedeki (halk arasında mide kapakçığı olarak bilinen bölge) kasların gevşemesine yol açarak reflüyü artırır.

Asidik meyveler ve meyve suları; özellikle portakal, greyfurt, ananas gibi ürünler az tüketilmelidir.

Domates ve türevi yiyecekler (salça) reflü yakınmalarını arttırır.

Gazlı içecekler; mide içindeki basıncı artırarak, mide içeriğinin yemek borusuna doğru reflü olmasını kolaylaştırır.

Çikolata; kakao ağacından elde edilen bir metilksantin türevidir ve kafein gibi davranarak, reflünün artışına yol açar.

Nane, soğan ve sarımsak; mide – yemek borusu bileşkesindeki kasları (mide kapakçığı) gevşeterek, yiyecekler ve mide asidinin yemek borusuna doğru reflüsüne neden olur.

Yağlı, bol baharatlı ve yağda kızartılmış yiyecekler; hem mide kapakçığı diye bilinen kasları gevşeterek hem de ön hazım sonrası mide boşaltımının yavaşlamasına (mide ön hazmı tamamlayınca gıdaları on iki parmak bağırsağına doğru gönderir, mide boşaltımı yağlı ve baharatlı gıdalarda daha uzun süre alır) sebep olarak reflüyü artırır.

Pizza, şarküteri ürünler (sucuk, sosis, pastırma vs) gibi yiyecekler bol baharatlı, yağlı olmaları nedeniyle reflüyü tetikler.

REFLÜDEN KORUYUCU DİYET

Sebzeler; yağdan ve şekerden fakir besinler olup, mide asidini azaltırlar. Yeşil fasulye, kuşkonmaz, karnabahar, yeşil yapraklılar, patates, salatalık tüketimi yararlıdır.

Zencefil; doğal anti-inflamatuvar özelliği olan bir besindir. Özellikle reflüye bağlı yanma yakınmasını azaltır. Rendelenmiş veya dilimlenmiş şekilde taze tüketilebileceği gibi çay şeklinde de tüketilebilir.

Yulaf; iyi bir lif kaynağı olan yulafın kahvaltıda tüketimi mide asidini azaltır ve reflü yakınmalarını hafifletir.

Asidik olmayan meyveler; muz, elma, armut, kavun gibi asidik olmayan meyveler reflü hastaları tarafından da rahatça tüketilebilirler.

Yağsız et ve tavuk, balık, hindi, deniz ürünlerini ızgara, haşlama şeklinde tüketimi, haşlanmış yumurta (özellikle de beyazı) de reflü yakınmalarının azalmasına katkıda bulunur ve serbestçe tüketilebilir.

Yağlar içinde de zeytinyağı, susam yağı, ceviz ve keten tohumu yağı daha iyi bir opsiyondur, margarinler gibi doymamış yağlar yerine tercih edilmelidir.

REFLÜ HASTALARININ DİKKAT EDECEĞİ NOKTALAR

  • Küçük porsiyonlar halinde 3 öğün yemek olmalı ve gereğinde küçük ara öğünlerle beslenmelidir.
  • Yemek sonrasında tok karına ilk 1 saat içinde ağır egzersiz yapılmamalıdır.
  • Akşam yatmaya yakın büyük porsiyonlu bir öğün tüketilmemelidir.
  • Tüm yiyeceklerde pişirme yöntemi olarak kızartma veya kavurma tercih edilmemelidir.
  • Çok dar kıyafetler ve çok sıkı kemer kullanılmamalıdır.
  • Yüksek yastık ile yatılmalı ve mümkünse sol yan pozisyon tercih edilmelidir.
  • Sigara, nargile gibi tütün içeren maddelerin tüketimi reflü riskini arttırmaktadır

Obezite de reflü yakınmalarını arttırabilmekte veya reflü gelişmesine sebep olmaktadır.

Reflü Yastığı Yastığı Kullanmak Faydalıdır

• Özellikle gece reflü yakınması olan hastalarda yatak başının 15-20 santim kadar yükseltilmesi ve sol yan pozisyonda yatılması reflü yakınmalarını azaltır. Sırtüstü ve sağ yan pozisyonda yatılmasının reflü yakınmasını arttırdığını bildiren çalışmalar mevcuttur.

• Obezite, karın bölgesi yağlanmasında artış ve artmış vücut yağ dokusu reflü için risk faktörleridir. Reflü şikayetleri olan hastalarda kilo vermek yakınmaları belirgin biçimde azaltacaktır.

• Ağırlık kaldırma ve mekik gibi egzersizler reflü yakınmalarını arttırır. Ancak, hafif-orta düzey egzersizler ile (tempolu yürüme, yüzme, aerobik egzersizler gibi) reflü şikayetlerinde azalma sağlanabilir.

• Dar çamaşırlar ve kıyafetler karın içi basınç artışına neden olduğundan reflü yakınmalarını arttırır. Reflü hastalığı olanların sıkmayan rahat kıyafetler giymesi önerilir.

• 50 yaşın üzerinde yeni başlayan reflü yakınması olanlar veya 5 yıldan uzun süredir haftada birden fazla reflü atağı olanların endoskopi yaptırması gerekir.

• Ailesinde yemek borusu kanseri öyküsü olanlar ile kilo kaybı, kansızlık, reflü şikayetlerine eşlik eden yutma güçlüğü veya ağrılı yutma ve kanlı kusma gibi alarm semptomu olan hastaların yaşına bakılmaksızın endoskopi ile değerlendirilmeleri gerekir.

 

Ramazan’da Mide Sağlığı ve Reflüsü Olanların Dikkat Etmesi Gerekenler

Ramazan ayında oruç tutmak vücudu alkol, sigara gibi zararlı maddelerden uzaklaştırır, kilo verilir, düzenli kılınan teravih namazları ile spor alışkanlığı oluşturulur. Ramazan ayının vücut, özellikle gastrointestinal sistem için sınav ayı gibi olduğunu söyleyen Liv Hospital Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Pata “Uzun süren açlık dönemleri mide asit ve pepsin salgısını arttırır ve bu durum şişkinlik, gaz, hazımsızlık gibi şikayetlere yol açar. Göğüs bölgesinde yanma, ağza acı su gelmesi öksürük gibi reflü yakınmalarında Ramazan ayında artış olabilir. Az az, sık sık yemek son derece önemli iken uzun açlıklar ve sonrası ağır öğünler reflü hastalığının aktifleşmesine yol açabilir” diyor. Prof. Dr. Cengiz Pata reflü ve ülseri olanların isterlerse oruç tutabileceğini ama şikayetleri belirginse gastroenteroloji hekimine başvurmaları gerektiğini söylüyor ve önerilerde bulunuyor.

    • Haziran ayı gibi gündüzlerin uzun ve sıcak olduğu yaz dönemlerinde oruç tutulurken dikkat edilmesi gereken en önemli konu vücudun sıvı ihtiyacıdır. Günlük 2-4 litre arasında olan sıvı ihtiyacı yaz aylarında daha da artar. Sıvı ihtiyacını karşılamak için tüketilmesi gereken ana içecek sudur.
    • İftar sofrasında çorba, cacık ve kompostogibi sıvı-elektrolit oranı yüksek besinlerin tüketilmesi, iftar ile sahur arasında soda, ayran gibi içeceklerin aralıklı olarak içilmesi de sıvı ihtiyacını karşılamak için gerekli. Doğrusu iftarla yatak arasında geçen sürede en az 2 litre, sahurda ise 1 litre su veya sulu gıda alınmasıdır.
    • Uzun süreli açlık döneminden sonra boş mideye birden ve aşırı miktarda besin girmesi özellikle reflü ve gastriti olan hastalarda yakınmalara yol açabilir. İftara çorba veya su gibi sıvı besinlerle başlayın ve 5-10 dakika gibi bir bekleme süresinden sonra az yağlı veya tercihen yağsız et veya sebze yemeği ve/veya salata ile devam edin.
    • Özellikle reflü hastalarında mide boşalmasını geciktiren kızartmalar gibi aşırı yağlı yiyecekler ve karbonhidrattan zengin hamur işi gıdaların alımı reflü yakınmalarında artışa neden olacaktır.
    • İrritabl bağırsak sendromu ve reflüsü olanların iftar sırasında besinleri iyi çiğneyerek yutmaları, yemek yedikten sonra sırt üstü yatmamaları ve sindirimi kolay sulu, lifli, zeytinyağlı besinleri seçmesi gerekir.
    • İftardan sonra tatlı veya meyve tüketilecekse tatlıların ağır şerbetli hamur işi tatlılar yerine sütlü tatlılardan az miktarda tercih edilmesi ve akşam saatlerinde sindirimi güç olan kabuklu meyveler yerine çilek, kiraz, muz gibi lif içeriği yüksek olan meyveler tercih edilmelidir.
    • İftar ile sahur arasında sık aralıklarla az miktarda ara öğün almak sahur sırasında daha az yemek tüketilmesine neden olacağından önerilir.
    •  
    • Sahurda da yağlı kızartmalar, hamur işi beslenmekten kaçınılmalı ve sahurdan sonra hemen uyumak yerine mide boşalması için 1-2 saat süre geçtikten sonra uyumak basitçe alınacak önlemlerin başında gelir.