Ana Sayfa Haberler Nüfus İstatis...

Nüfus İstatistikleri ve Mülteciler Üzerine, Tunç Şatıroğlu

12.05.2022 – TÜİK bugün Türkiye’deki aile ve doğum istatistiklerini açıkladı. Rakamlara göre:

Ortalama hanehalkı büyüklüğü 3,23 oldu. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre, Türkiye’de 2008 yılında 4 kişi olan ortalama hanehalkı büyüklüğünün, azalma eğilimi göstererek 2021 yılında 3,23 kişiye düştüğü görüldü.

Toplam doğurganlık hızı ise 1,70 çocuk oldu. Toplam doğurganlık hızı, bir kadının doğurgan olduğu dönem olan 15-49 yaş grubunda doğurabileceği ortalama çocuk sayısını ifade etmektedir.

Toplam doğurganlık hızı, 2001 yılında 2,38 çocuk iken 2021 yılında 1,70 çocuk olarak gerçekleşti. Yani, bir kadının doğurgan olduğu dönem boyunca doğurabileceği ortalama çocuk sayısı 2021 yılında 1,70 oldu. Bu durum, doğurganlığın nüfusun yenilenme düzeyi olan 2,10’un altında kaldığını gösterdi.

Kaynak: TÜİK, Doğum İstatistikleri, 2021
Kaynak: TÜİK, Doğum İstatistikleri, 2021

Toplam doğurganlık hızına dair rakamları aşağıdaki grafikte incelersek Avrupa Birliği ile karşılaştırıldığında Türkiye sadece Fransa ve Romanya’nın gerisindedir.

Buradan yola çıkarak eğer hükümetin göçmen politikasının amacı Türkiye nüfusunun yaşlanmasını önlemek ve daha genç ve dinamik bir demografiye kavuşmaksa bu modası geçmiş 20. yüzyılın düşüncesidir.

21. yüzyılda artık bilgi ekonomisi vardır. Bilgi ekonomisi, verimlilik artışının ana kaynağıdır. Artık genç ve cahil değil çok iyi eğitimli ve uzun ömürlü nüfus makbuldür. Eğer göçmen alınacaksa bunlar Rus ve Ukraynalı yazılım geliştiriciler, mühendisler gibi kişiler olmalıdır.

Bir yandan da Türkiye son derece değerli olan yetişmiş doktor nüfusunu kaybetmektedir. Gençler ne yapsak da Türkiye’den gitsek diye düşünmektedir. Üstelik bu konu otoritelerce “giderlerse gitsinler” şeklinde ele alınmaktadır.

Zamanında Nazilerden kaçan profesörlerin Türkiye’de nitelikli insan kaynağı oluşturulmasına çok faydası olduğunu biliyoruz. Günümüzün bilgi ekonomisi çağında tarlada çalışan, çobandan ziyade iyi kodlama yapacak insana ihtiyaç vardır. Bu tür göçmenlerin Türkiye’ye çok faydası olur.

Amele, ırgat, çoban vs ithal etmenin bu çağda bir anlamı yok. Yanlış yoldur. İthal edeceksiniz yazılımcı, mühendis gibi insanlar veya ihtiyaç duyulan hemşire gibi meslekten insanları ithal edin.

Şu anda dünyada bir ekonomik paradigma değişimi yaşanıyor. Sermaye, toprak ve emek (buna girişimcilik ekleyen de olur) anlayışına dayalı ekonomi paradigmasına bir “bilgi işleme” parçası ekleniyor. Buna da emek deyip geçemezsiniz. Sadece emek değil organizasyonlar da buna dahildir.

2,1’lik doğurganlık nüfusun yenileme oranıdır ve bunun altında nüfus artışı bir yerden sonra duracak ve nüfus yaşlanacak demektir. Bu bir sorundur lakin yeni ekonomik paradigmanın dışında kalmak çok daha büyük sorundur. 21 YY’da nüfusta artık nicelik değil nitelik önemlidir.

Liseyi, ilkokulu geçtim, bizde birçok üniversite var, buralarda da profesörler var. Ama kaç tanesinden çıkanlar çok iyi eğitim aldı diyebiliyoruz? Kaç tane Prof. Dr. unvanlı rektör çıkıp bizim üniversitede verdiğimiz eğitim dünya seviyesinde, çocuklar zehir gibi diyebiliyor?