Ana Sayfa Raporlar Altın Yorumları, Brent ve WTI Ham Petrol Analizleri Petrolde Dip ...

Petrolde Dip Göründü mü?

Petrolde Dip Göründü mü? Umut Tuncer yazdı

12.03.2020 – OPEC+ tarafında Rusya’nın daha fazla üretim kısıntısını çıkarına görmemesi ardından mevcut kota anlaşmasının da uzatılmayacağı görülmüş oldu. Bununla birlikte petrol fiyatlarında önceki haftanın ikinci yarısından bu yana devam eden sert satışlar görüldü. Peki bundan sonraki süreçte fiyatı daha aşağı veya yukarı çekebilecek faktörler neler?

OPEC+

Anlaşamama durumu ve Suudi Arabistan tarafından gelen açıklamalara dayanarak kızgınlık hali henüz çok sıcak. Dolayısıyla bu Örgüt’ün ileride bir adım atıp atmayacağını iki faktöre bağlayabiliriz: Cari petrol fiyatının ne kadar kalıcı olacağı ve daha aşağıyı görüp görmeyeceği. Rus ve Suudi ekonomileri yüzdeleri değişse de petrol gelirine bağımlı halde. Dolayısıyla bu düzeydeki petrol fiyatları iki ülke için de resesyon anlamına gelebilir. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri üretim kapasitelerini yukarı çekeceklerini duyurdu. Rusya’nın önümüzdeki süreçte anlaşma sağlanamaması halinde üretimini artırması şaşırtıcı olmayacaktır.

Koronavirüs

Türkiye’de baş gösteren Koronavirüs salgınının ekonomileri ne denli tehdit edebileceği ilginç şekilde yeni yeni panik fiyatlamasına dönüşüyor. ABD’nin Avrupa tarafından seyahatleri 30 gün boyunca askıya alması, fakat bunun ticareti etkilemeyeceğini belirtmesi piyasayı ikna etmedi. Mevcut önlemlerin hepsi, azalan/azalabilecek talebe karşı tedarik zincirini ayakta tutma amacı taşıyor. Dolayısıyla talep yönlü gelişmeler için virüsün seyri önemli.

ABD kaya petrolü

Son on yıllık dönemde petrolü etkileyen faktörler arasında sürekli yer alan ABD petrol üreticileri zincirin en önemli halkası olmaya devam ediyor. Cari fiyatlar kaya petrolü üreticileri için yıkıcı etki oluşturabilir. Ancak 2014 – 2016 arasındaki düşüş maratonundan daha çok değil. ABD Başkanı Trump, kaya petrolü üreticilerinin finansal yapılarını koruyabilmeleri için planlar hazırlıyor. Dolayısıyla 2014 – 2016 döneminde bile çoğu ayakta kalan ve güçlenen kaya petrolü şirketlerinin, bu krizden de sağ çıkması halinde petrolde yeni zirveler alışılmışın çok daha altındaki bölgelerde oluşabilir.

Petrolde “dip” bulanık

Mevcut koşullar değerlendirildiğinde, petrolün daha aşağıdaki seviyeleri test etmemesi için neden yok gibi görünüyor. Ancak bir finansal varlık olmasının yanı sıra aynı zamanda emtia sınıfında yer alması dip tartışmasını gündeme getiriyor. Teknik anlamda cari fiyatlardan 30 – 50% arasında düşüş yaşama potansiyeli bulunuyor. Buna rağmen, düşüşlerde oluşacak her kademe, üretim koşullarını negatif etkileyerek yükselişe ilişkin başlıkların canlanmasına yol açacaktır. Burada da dikkat edilmesi gereken ilk husus, sermaye yeterliliklerinin daha sağlam olması gerektiği bilincinin yerleşmesi, olası yükselişlerin de çok uzun ömürlü ve büyük ölçekli olmayabileceği ihtimalinin göz ardı edilmemesidir.

OPEC tarafında anlaşma sağlanamamasıyla birlikte makasın daralması, iki petrol türü için de seviyelerin yaklaşmasına yol açıyor. Aşağıda 17 Dolar bölgesi 2000 – 2001 yıllarından bu yana görülen en düşük alan olarak karşımıza çıkıyor. Bu da mevcut fiyatlardan 30 – 50% arası düşüş potansiyelini destekliyor. İyimser senaryolarda ise Batı Teksas Petrolü için 42 Dolar, Brent için 50 Dolar bariyeri olası düşüş potansiyelini destekleyebileceği için takip edilecek.

 

 

 

OPEC+ Piyasayı Dengeleme Güce Sahip mi? Umut Tuncer yazdı…

04 Mart 2020

Petrol piyasalarında uzun süredir devam eden bol arz gündemi güncelliğini koruyor. Fakat fiyatların geldiği seviyeler nedeniyle OPEC ve OPEC+’ya ilişkin beklentilerin artması, piyasa hassasiyetiyle birleşerek bulanık bir ortam oluşmasına yol açıyor. Tüm bu süreçte petrol fiyatlarının tahmin edilenden çok daha önce beklenti aralığının alt sınırına ulaşması, hatta kırması, üretim maliyetinin söz konusu olduğu bir varlık açısından belirsizliği daha da artırıyor. İncelememizde bu belirsizliğin altında kolay kolay değişmeyecek faktörleri aktarmaya çalışacağız.

Petrol fiyatlarında istikrar yakalamaya çalışan bir örgüt olarak OPEC, genellikle raporlarında iyimser tahminlere ağırlık vermesi nedeniyle eleştirilir. Hatta yılın başlarında verdiği iyimser tahminler, yılsonuna doğru rakamlar tahminden nihai sonuca ulaştığı için bolca revize edilir. Yazının kalanında bahsedeceğimiz tüm veriler, OPEC raporlarına dayalı olacağı için bu bilgilendirme gereklidir.

Talep sorunu… OPEC Şubat ayı raporunda 2019 yılı petrol talebi büyümesinin bir önceki yıla göre 0,92% olduğunu belirtiyor. Faz1 öncesi en karamsar zamanların da dahil olduğu dönemde 0,92%’lik bir talep artışı söz konusu. OPEC’in 2020 yılı talep artış beklentisi ise 2019 yılına göre 0,99% düzeyinde. Bu bölümde iki kısma vurgu yapıyoruz. Birincisi ticaret savaşının en sıcak döneminde bile Fed, sürpriz bir toplantı ile faiz indirim kararı almamıştı. 3 Mart tarihinde Fed, 2008 kriz döneminden bu yana ilk kez program dışı şekilde, hem de 50 baz puanlık faiz indirimine gitti. Bu karara arz kısmında tekrar değineceğiz.

İkinci sorun ise virüs etkisi. Çin’de aktivite göstergeleri gerek üretim, gerek hizmet tarafında oldukça düşük büyüme rakamlarını işaret ediyor. Çoğu zaman piyasa hassasiyetine yorabileceğimiz bu gelişme bu kez oldukça somut şekilde karşımıza çıkıyor. Birçok üretim ve teknoloji şirketi ya hizmetlerini askıya aldı, ya da virüs nedeniyle çalışma koşullarını değiştirerek verimlilikten feragat etti. Her halükarda büyüme hızını negatif etkileyebilecek bir gelişme yaşandı. Sonuç olarak OPEC raporunda yer alan talep büyüme hızını gerçekçi bulmak zor.

Arz sorunu…  Petrol piyasasını istikrara sokmak istiyor ve bunun yıllara yayılmasını istemiyorsanız, talep gibi esnekliği düşük bir koşula değil, arz gibi kolayca değiştirilebilen bir koşula müdahale etmeniz gerekir. Fakat sorun şu ki, dünyanın en büyük petrol üreticisi olan ABD’nin, OPEC+ tarafındaki üretim kesintisi rakamlarını kolayca telafi etme gibi bir lüksü bulunuyor. Bu da OPEC’in yıllardır uyguladığı kota kararlarından en çok karı ABD’nin yaptığını gösteriyor.

ABD ham petrol üretimi 2020 yılına rekorla başladı. Yatay kazı yöntemiyle birlikte artan verimlilik, azalan kuyu sayısına rağmen rekor düzeyde üretimi destekleyen ana faktör. Çok dikkat edilmesi gereken diğer husus da, kaya petrolü üretiminin yavaşlayabileceğine ilişkin rapor&analizlerin düşük petrol fiyatı dayanak gösterilerek hazırlanması. Dolayısıyla OPEC veya virüse ilişkin iyimser haberlerle petrol fiyatında oluşabilecek yükselişler, agresif ABD üreticilerini tekrar harekete geçirerek petrolde yeni normal denebilecek fiyat seviyelerini daha aşağı çekebilir.

Fed’in faiz indirimi ve indirimlerin devamının beklenmesi de ABD üreticisinin borçlanma maliyetlerini düşürerek, petrol fiyatında olası yükselişler de dahil olmak üzere her türlü senaryoda daha sağlam finansallarla dünya pazarına katılım sağlamasını kolaylaştırabilir.

Arz kısmında ek olarak dikkat çekebileceğimiz iki ülke Norveç ve Brezilya. Potansiyeli gittikçe artan bu iki ülkenin üretim rakamları da önümüzdeki süreçte hassas dengeleri değiştirebileceği için takip edilebilir.

Olası OPEC+ kararı… OPEC üretimi Ocak döneminde 28,9 milyon varil/gün oldu. Riski yükselen taraf ise aynı dönemde küresel üretim günlük 98 milyon varilden 100 milyon varilin üzerine çıktı. Yani OPEC tarafında oluşan üretim açığı, aynı dönemde hızla Örgüt dışındaki ülkeler tarafından telafi edildi.

OPEC+’nın 5 – 6 Mart tarihindeki toplantısında 600 bin ile 1 milyon varil/gün arasında ek üretim kısıntısı kararı alması ana senaryo olarak görülüyor. Son günlerde gerçekleşen toparlanma da buna yoruluyor. Fakat yukarıda verilen rakamlarda da görüleceği üzere, OPEC+’nın bu tür kararlarında oluşabilecek üretim açığı, diğer ülkeler tarafından kolayca karşılanabiliyor. Bu nedenle OPEC+’nın olası aksiyon kararının uzun ömürlü etkiye sahip olacağını düşünmüyoruz.

Olası yükseliş senaryosu… Petrolde tüm arz – talep dinamikleri negatif seyri işaret etse de, söz konusu varlığın üretim maliyetleri nedeniyle teori olarak da olsa bir tabanı bulunuyor. Teknik anlamda bakarsak Batı Teksas Petrolü için 42 Dolar altındaki seyir sürdürülebilir görünmüyor. Fakat 56 Dolar bölgesi üzerinde de, daha önce 65 Dolar olarak belirlediğimiz üretim faktörlerinin devreye girme ve bol arzı körükleme potansiyeli oluşabilir.

Brent petrol tarafında ise 50 Dolar altında uzun süreli deneyim toparlanma süreci dışında sadece 2014 ortasında başlayan serbest düşüşte görülmüştü. Bu nedenle bu bölgeden olası yükselişler 63 Dolar bölgesine kadar iyimser senaryolu tablolarda doğal karşılanabilir. Fakat bu petrol türünde de 70 Dolarda devreye girebilecek üretim faktörlerinin, bu kez 63 Dolarda devreye girebileceğini düşünüyoruz.

 

 

2020 Petrol Dinamikleri Hakkında, Umut Tuncer yazdı…

24 Ocak 2020

Petrol piyasasını genel olarak etkileyen faktörler;

  • Üretim miktarı ile stoklar ve bu ikilideki değişimler
  • Talep miktarı ve değişimi
  • Jeopolitik gelişmeler
  • İşlem koşulları, piyasanın üstteki üç maddeye karşı hassasiyeti

Yukarıdaki maddelerden üretim, geçmişte olduğu gibi esnekliği en açık ve buna bağlı olarak vade açısından etkisini en çok hissettiren başlık. Ancak sorun şu ki, son birkaç yılı sürekli OPEC+ çabalarına odaklı geçirdik. OPEC+’nın çabalarını sürekli baltalayan ve üretim kapasitesini çok daha yukarılara çıkarabilecek ABD tehlikesi ise çoğu zaman gölgede kaldı.

ABD tarafında rekor üretime ulaşıldı

ABD 10 Ocak haftasında günlük ortalama 13 milyon varil petrol üretti. (Kaynak ABD Enerji Bilgi Dairesi – EIA) Rekor üretim, ABD’deki petrol kuyu sayısı 2014 yılındaki kuyu sayısının neredeyse yarısında iken bu üretim gerçekleşirken, özellikle Teksas’ı içine alan Permian petrol alanı ile Güney Amerika’da keşif harcamaları artış gösterdi. Bu da yeni üretim sahalarının açılacağı anlamına geliyor. Kısaca, OPEC+ çabalarını tamamıyla gölgeleyebilecek ABD politikaları önem derecesinde ön sıradadır. OPEC+ çabaları ise, ABD politikası değişmediği veya devrim niteliğinde bir kesinti kararı çıkmadığı müddetçe özellikle toplantılar öncesi ve sonrası oluşturabileceği maraton-düzeltme hareketleriyle gündemde kalabilir.

2020’nin ikinci yarısına ilişkin petrol için pozitif senaryoların önünde diğer bir engel ise ABD Başkanlık seçimleri olabilir. Kasım ayında gerçekleşecek seçim öncesi ucuz benzin fiyatı sloganı daha önce de duyulan başlıklardandı. Buna Stratejik Petrol Rezervleri’nin ticari stoklara dahil edilmesi gibi planlar da dahil edilirse, fiili olarak arz fazlası artış gösterebilir.

Rusya’da pazar payı – kota çelişkisi oluşabilir

Asya tarafına bakarsak, Rusya ve Çin tarafındaki gelişmeler önemli olabilir. Ticaret görüşmeleri sonrasında Çin’in ABD’den enerji ithalatı için öngörülen hedeflerin yakalanabileceğine ilişkin güçlü şüpheler var. Bu istikrarlı bir şekilde sürdürülebilir ise, Çin’in talebiyle artabilecek Batı Teksas petrolü ile Brent petrol arasındaki makas dikkat çekici şekilde azalabilir. Görece ucuzlaşacak OPEC petrolü karşısında Çin’in bu durumu ne kadar sürdürebileceği belirsiz. Öte yandan Çin’in ABD’den petrol ithalatına 5%, doğalgaz ithalatına 25% vergi tarifesi uygulaması sürüyor. Bunun satıcılar tarafından mı karşılanacağı, yoksa tüketiciye mi yansıtılacağı soru işareti.

Çin’in istikrarlı alımlar yapması veya bunun bir kısmını bile karşılaması, Rusya tarafında pazar payı endişesini doğal olarak ortaya çıkaraktır. Yıllardır Çin’in enerji pazarında payını artırmaya çalışan Rusya, OPEC+ çabalarının derinleştirmesine daha fazla katkı sağlama konusunda çekince yaşayabilir. Çünkü kararlar karşısında üretimi artırarak Pazar payını rahatça büyütebilecek bir ABD var.

OPEC+ için planlanan toplantı Mart ayında. Üretim için uygulanan kota için yeniden değerlendirme gerçekleştirilecek. İran gerilimi ve Suudi Aramco saldırılarında bile 70 Doları aşamayan Brent petrol bu gelişmeler ardından 10% civarında değer kaybı yaşadı. Dolayısıyla kotanın kaldırılmasına izin verilmesi zor görünüyor.

Mali yapılar yakından izlenecek

Düşüş senaryosunu destekleyebilecek tüm bu konulara karşın, düşük fiyatlarda üretimin azalması, ABD tarafında zararlarını daha fazla üretimle kapatmaya çalışan üreticilerin mali yapılarının bozulması, bunun kredi notlarına da yansıması dikkat çekici gelişmeler. Dolayısıyla 2014 ortasında başlayan serbest düşüşten çok, dip bölgelerinde daha belirgin oluşabileceği, fakat yükselişlere karşı hassasiyetin artmış olabileceği bir yıl bizi bekliyor olabilir.

Teknik anlamda Batı Teksas Petrolü için 65 Dolar, Brent petrol için 70 Dolar altında aşağı yönlü beklentimiz korunuyor. Ham petrol için 50 Dolar sıkışma alanının alt sınırı olarak gündeme gelebilir. Bu durum Brent petrol için 57,50 seviyesi olarak karşımıza çıkıyor. Sıkışma alanlarının altındaki fiyatlamalar olası düzeltmelerle yükselişi destekleyebilecekken, bantların üst bölgelerinin aşılması olası düşüşün daha agresif yapıda oluşmasına yol açabilir.

 

Umut TUNCER
Kıdemli Analist, GCM Yatırım