Ana Sayfa Raporlar Ekonomi Raporları ve Gelişmeleri Euler Hermes,...

Euler Hermes, Gratti: Türkiye Platform Ekonomisiyle Başarı Hikayesi Yazabilir

Türkiye platform ekonomisiyle başarı hikayesi yazabilir

  • Dünya ekonomisinde ABD kaynaklı belirsizlik her geçen gün artarken zaman zaman döviz atakları nedeniyle kırılganlaşan Türkiye’nin asıl başarıyı platform ekonomisinde yakalayabileceği belirtildi.
  • Euler Hermes Makroekonomik Araştırmalar Direktörü Alexis Garatti: “Türkiye, bölgeselleşme ve dijitalleşmenin gücünü arkasına alarak kendi başarı hikayesini yazabilir” dedi.

İSTANBUL – 4 Kasım 2018 – Dünyanın lider alacak sigortası şirketi Euler Hermes’in Makroekonomik Araştırmalar Direktörü Alexis Garatti, ABD Merkez Bankası’nın 2019 yılında iki faiz artırımına daha gidebileceğini, bunun de gelişmekte olan ülkelerden ek sermaye çıkışlarına neden olabileceğini söyledi. Garatti, Türkiye’nin hızlı sermaye çıkışlarından en az şekilde etkilenmesinin ise platform ekonomisi ile mümkün olabileceğini belirtti. Garatti’ye göre Türkiye, bölgeselleşme ve dijitalleşmenin gücünü arkasına alarak kendi başarı hikayesini yazabilecek konumda.

ABD’nin uyguladığı gümrük vergileri ve buna bağlı olarak ortaya çıkan ticaret savaşlarının gelişmekte olan ülkelerdeki etkilerine değinen Garatti şu değerlendirmede bulundu: “Türkiye ve Arjantin FED’in faiz artışından ve sermaye akışlarının gelişmiş ülkelere geri dönmesinden olumsuz etkilense de Güney Afrika, Brezilya ve Rusya da bu trend değişikliğinden payını alabilir. Bununla birlikte ticarette bölgeselleşme kaynaklı yeni bir model görüyoruz ve Türkiye konumu sebebiyle önemli bir avantaja sahip. Çin ile başlayan ticaret savaşlarının ardından tüm dünya yeni ticaret yollarını araştırıyor ve bölgeler, ülkeler kendi aralarında inisiyatifler alarak yeni ticaret anlaşmaları için müzakerelere başladılar. Türkiye; Avrupa, Asya ve Afrika blokları arasındaki ticaret akışı için kritik önem taşıyor.” 

Şeffaflık ve inovasyonun önemi artıyor

Türkiye’nin ticaretteki potansiyel avantajlarına dikkat çeken Garatti, “Yüksek fonlama gerektirmeyen, özellikle KOBİ’lerin ihracata özendirilmesiyle yaratılacak yeni dış projeler ve politikalarla nakit akışı sağlanabilir. Uzun vadeli bir bakış açısı ile platform ekonomisi yaratılarak Türkiye’de ticaret kaynaklı bir başarı hikayesi yazabilir. Bölgeselleşme, e-ticaret yani ekonominin dijitalleşmesi, yeni limanların açılması ve diğer lojistik projelerle aracılık koşulları elverişli hale getirilebilir. Türkiye jeopolitik konumunu değerlendirerek ekonomide şeffaflığı ve inovasyonu ön plana çıkarırsa ticarette avantajlı konuma geçebilir.” dedi.

Türkiye’de ihracat yapan şirketlerin durumunu değerlendiren Euler Hermes Türkiye CEO’su Özlem Özüner, “Ulusal para biriminde çalkantılar yaşanması ticarette dalgalanmalara yol açsa da Türkiye’deki şirketlerin yurt dışı pazarlara yöneldiğini ve güvenli ihracat için yeni yöntemler aradığını görüyoruz. Özellikle alacak sigortası gibi alacakların tahsil edilmeme riskini yönetmek adına sigortalılara teminat ve tazminat hizmeti sunan hizmetler şirketlerin küresel rekabette öne çıkabilmeleri için çözüm ve fırsat oluşturuyor. Son dönemde Euler Hermes Türkiye olarak aldığımız talepler de şirketlerin bu yönde eğilimi olduğunu bize gösteriyor.” dedi.

6 Kasım 2018 tarihinde gerçekleşecek ABD ara seçimleri ve ülkenin değişken politikalarına rağmen dünyadaki büyümenin 2018 ve 2019 yıllarında dirençli olacağını belirten Garatti, ABD’nin makro seviyede büyük bir girdabın merkezinde olduğuna dikkat çekti. Garatti: “ABD’nin uyguladığı mali ve ticari politikalar, likiditenin yüksek olduğu bir ekonomi yaratırken ülkeyi küresel likiditeyi çeken bir girdabın merkezine yerleştiriyor. Euro Bölgesi, Çin ve Japonya likidite şokları ve ticaretteki belirsizlikten daha yavaş büyüyerek daha istikrarlı durabilirken gelişmekte olan ülkeler girdabın çalkantılı kısmında yer alıyor. Küresel büyümenin 2018 için yüzde 3,2, 2019 için yüzde 3,1 olmasını bekliyoruz.” dedi.

“2019 yılında FED’den iki faiz artışı bekliyoruz”

Alexis Garatti, düşük faiz oranları sebebiyle 2012-2016 yılları arasında ABD’den çıkan milyarlarca dolarlık sermayeyle birlikte ülke ekonomisinin açık vermesi ve aşırı ısınmasını kaçınılmaz olarak değerlendirirken “ABD’deki faizler artmaya devam ederken sermaye akımları da geri dönecek. Öte yandan bütçe açığının hızla artmasından dolayı artan fonlama ihtiyacın nedeniyle ülkenin borç miktarı dünyanın kalan borcuyla rekabete girdi ve FED’in çok yüksek faiz vermesini beraberinde getirdi. 2019 yılı için 2 faiz artışı daha bekliyoruz.” dedi.

ALACAKTA VADE ARTIŞI İŞLETME SERMAYESİ İHTİYACINI AZALTTI

  • 2017 yılında alacak tahsil sürelerinde küresel olarak yaşanan 2 günlük uzama, sıkı stok yönetimine neden oldu ve şirketlerin İşletme Sermayesi İhtiyaçları (İSİ) 69 gün seviyesine ulaştı.
  • Çin, Brezilya, Rusya ve Doğu Avrupa, Afrika ve Orta Doğu işletme sermayesi ihtiyacının ciddi şekilde azaldığı bölgeler oldu. Türkiye de işletme sermayesi ihtiyacının azaldığı ülkeler arasında. Bu durum Türkiye’deki şirketlerin finansman ihtiyaçlarında artış olduğuna işaret ediyor.
  • ABD, Almanya, Japonya, Fransa ve Asya’daki gelişmekte olan pazarlarda ise işletme işletme sermayesi ihtiyaçları arttı.
  • İşletme sermayesi ihtiyacında küresel anlamda yaşanan 5 günlük artış ise ödeme davranışlarındaki gevşeme veya stok fiyatlarındaki artıştan kaynaklanıyor.

01.07.2018 – Dünyanın lider alacak sigortası şirketi Euler Hermes, 40 ülkede ve 20 sektörde faaliyet gösteren şirketlerin finansallarına dayanarak hazırladığı ödeme davranışlarını inceleyen raporun ikincisini yayımlandı. Alacak hesapları, stok ve alacaklılar hesabı gibi değişkenlerden oluşan şirketlerin işletme sermayesi ihtiyaçlarını analiz eden rapora göre, Çin, Brezilya, Rusya ve Doğu Avrupa, Afrika, Orta Doğu ve Türkiye’de işletmelerin finansman ihtiyacı artıyor. Öte yandan, 2017 yılında küresel bazda alacak tahsil süresinde 2 günlük uzama yaşanmasına rağmen işletme sermayesi ihtiyacı – üst üste 5. kez – ortalama 69 gün seviyesinde kaldı.

İşletme sermayesi ihtiyacı, bir şirketin üretimine devam edebilmesi ve hem borçlarını hem de işletme giderlerini karşılaması için gereken finansman seviyesini bulmaya yarıyor. İşletme sermayesi ihtiyaçlarında artış ya da düşüş; yeni ürün geliştirilmesi, coğrafi yayılma, şirket satın alması, modernizasyon veya borçları azaltma gibi hedeflere yönelik finansal kaynakların azalması ya da artması anlamına geliyor.

Euler Hermes Türkiye CEO’su Özlem Özüner, Türkiye’deki şirketlerin işletme sermayesi ihtiyaçlarındaki azalmayla ilgili olarak şu değerlendirmede bulundu: “2017 yılında Türkiye’deki alacak tahsil süresi 3 gün daha uzayarak 83 güne ulaşsa da bu durum alacak vadesinin artması ve en önemlisi de stok vadesinde az değişim yaşanması sebebiyle işletme sermayesi ihtiyacının azalmasına neden oldu. Türkiye ile birlikte Çin pazarında da benzer tepkiler gözlemliyoruz.”

Gelişmiş ekonomilerde ve Asya pazarında işletme sermayesi ihtiyacı arttı!

2017 yılında Kuzey Amerika, Batı Avrupa ve Asya’daki gelişmekte olan pazarlar dahil olmak üzere dünya çapında her üç ülkeden ikisinde işletme sermayesi ihtiyacı arttı. Artışlar; ABD’de 5 gün, Almanya’da 7 gün, Japonya’da 8 gün ve Fransa’da 3 gün olarak gerçekleşti. Gelişmekte olan 9 Asya ülkesinden 7’sinde de durum aynıydı. Bu durum; ödeme davranışlarındaki gevşemenin yanı sıra özellikle İskandinav ülkeleri, Japonya ve Güney Kore’deki stoklarda ani artıştan kaynaklandı. İşletme sermayesi ihtiyacının azaldığı ülkeler arasında 14 gün ile İtalya, 13 gün ile Çin ve Belçika ve 5 gün ile Singapur bulunuyor.

Doğu Avrupa ve Orta Doğu’da işletme sermayesi ihtiyacı düştü!

Gelişmiş ekonomilerin aksine Doğu Avrupa, Afrika, Orta Doğu ve Latin Amerika bölgelerindeki ülkelerin neredeyse tamamındaki işletme sermayesi ihtiyacında 2017 yılında düşüş yaşandı. Bunun başlıca sebebi ise gelişmekte olan ve Doğu Avrupa’daki ülkelerin stoklarında 2017 yılı için ortalama 10 günlük ciddi bir düşüş yaşanmasıydı.  Bu durum üretim döngüsünün yönetiminde batılı rakiplerine yetişmeye başlayan şirketlerin stok rotasyonunda devam eden iyileştirmeden yani tedarik zinciri verimliliğinden kaynaklanıyor. Ayrıca, stok değerindeki düzenlemeler de özellikle Afrika ve Orta Doğu gibi emtia fiyatlarına duyarlı ülkelerdeki şirketlerin işletme sermayesi ihtiyaçlarında 6 günlük keskin düşüş kaydetmesine sebep oldu.

Her iki ülkeden birinde işletme sermayesi gereksinimi artış gösterdi!

2017 yılında neredeyse tüm sektörlerin yarısında işletme sermayesi ihtiyacı arttı. Bunlardan belirgin şekilde öne çıkanlar: Teknoloji, Metal, İnşaat ve Elektronik sektörleri oldu. Ayrıca, Ulaşım ve Telekom sektörlerinde de işletme sermayesi gereksinimi arttı. Öte yandan işletme sermayesi ihtiyaçlarında düşüş olan sektörler daha önceki yıllarda da düşük olan; Havacılık, Makine ve İlaç gibi sektörler oldu Yelpazenin diğer ucunda; Hizmet, kamu hizmetleri ve perakende sektörleri küresel ortalamaya göre daha düşük işletme sermayesi ihtiyacı olan sektörler olarak yer aldı.

Çalışmanın tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

 

KÜRESEL ALACAK TAHSİL SÜRELERİ 67 GÜNE UZADI

  • Alacak tahsil sürelerinin küresel ortalaması 2007’den beri en yüksek seviyesine ulaşarak 2017’de 66 güne uzadı. Ekonominin küresel büyümeye odaklandığı yıllarda şirketler de en kısa sürede ödeme yapmaları için müşterilerini zorlamak yerine onlara güvenme eğilimi gösteriyor.
  • Euler Hermes, alacak tahsil süresinin küresel ortalamasının 2018’de 67 güne ulaşarak 1 gün daha uzamasını bekliyor
  • 2017’de alacak tahsil sürelerinde uzama yaygınlaşarak araştırma yaptığımız ülkeler ve sektörlerin üçte ikisinde artış gösterdi.
  • Elektronik, makine ve inşaat sektörleri en uzun alacak tahsil süresine sahip sektörler olarak başı çekerken hanehalkı tüketimini ilgilendiren sektörler ise son sıralarda yer alıyor.
  • En uzun alacak tahsil süresine sahip olan ülkelerden Çin ve Yunanistan’ı ortalama 83 gün ile Türkiye takip ediyor.

31.05.2018- Dünyanın lider alacak sigortası şirketi Euler Hermes’in 36 ülkeden 20 sektörü inceleyen alacak tahsil süresi raporu yayımlandı. Rapora göre alacak tahsil süreleri 2017 yılında 2007 yılından beri en yüksek seviyesine ulaşarak 66 güne uzadı.2018 yılında da küresel ortalamanın 1 gün daha uzayarak 67 güne ulaşması bekleniyor. Elektronik, makine ve inşaat sektörleri 85 günü aşan alacak tahsil süresiyle dikkat çekiyor. Hanehalkı tüketimiyle bağlantılı olan tarımsal gıda, ulaşım ve eğlence sektörlerinde faaliyet gösteren şirketlerin ise küresel ortalamadan daha kısa sürede ödemelerini aldıkları görülüyor.

2007-2008 ekonomik krizi şirketlerin ödeme vadelerini yakından takip etmesine ve hızlandırmasına neden olmuştu. Son 5 yıldır 64 günde sabitlenen alacak tahsil süresi son 10 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Dahası, her dört şirketten biri müşterilerinden ödemelerini 31 gün içerisinde alırken, yine her dört şirketten biri 90 gün sonrasında alıyor.

Bu durum şirketler arasındaki ödeme standartlarında rahatlama olduğunu gösteriyor. Küresel ekonomi büyüdükçe alacak tahsil sürelerinin uzadığını ispatlayan bu çalışma aynı zamanda küresel çaptaki ekonomik faaliyetlerle ödeme vadeleri arasında net bir korelasyon olduğunu da gösteriyor.

Çin’de keskin yükseliş!

Amerika, Euro Bölgesi’nin bir kısmı ve Çin, 2017 yılında 2 gün gecikmeyle alacak tahsil sürelerinde en yüksek artışı yaşayan bölgeler olarak dikkat çekiyor. Euro Bölgesi’ndeki ortalama alacak tahsil süresi 2 günlük gecikmeyle 66 güne ulaştı. Bunda İspanya, Portekiz, Yunanistan ve Hollanda’da yaşanan önemli orandaki artışı gizleyen İtalya, Danimarka ve Finlandiya’daki düşüş etkili oldu. Çin’deki alacak tahsil süresi ise 3 günlük gecikmeyle – son 10 yılın en yüksek seviyesine – 92 güne ulaştı.

Alacak tahsil süresinin en uzun olduğu ülkeler arasında Türkiye de var

Euler Hermes Türkiye CEO’su Özlem Özüner, alacak tahsil sürelerinin Türkiye’deki durumuyla ilgili olarak “Türkiye ise ortalama 83 günlük alacak tahsil süresiyle Çin ve Yunanistan’ın ardından en uzun alacak tahsil süresine sahip olan ülkeler arasında yer alıyor. Tekstil, Kimya ve Elektronik sektörlerinde ise ödeme süreleri 100 günün üzerine ulaşıyor. Perakende, Hizmet ve Ulaşım sektörlerinde alacak tahsil süreleri ise küresel ortalamanın altında kalıyor.” dedi.

Çalışmanın tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

 

EULER HERMES TÜRKİYE, BROKER’LARIYLA BİR ARAYA GELDİ

21 MAYIS 2018, İSTANBUL – Dünyanın lider alacak sigortası şirketi Euler Hermes’in Türkiye’de üçüncü kez düzenlediği Broker Day etkinliği geçtiğimiz günlerde Ortaköy’de gerçekleşti. Euler Hermes Türkiye, brokerlarıyla bir araya geldiği toplantıda 2018 yılı hedef ve öngörülerini paylaşarak birlikte nasıl daha iyi çalışabilecekleri konusunda fikir alışverişinde bulundu.

Açılış konuşmasını yapan Euler Hermes Türkiye CEO’su Özlem Özüner, dünyadaki ve Türkiye’deki makroekonomik görünüme ışık tuttu. Özüner toplantıda yaptığı değerlendirmede Türkiye ekonomisinde 2017 yılında sağlanan büyüme ivmesinin 2018 yılında da devam edeceğini belirterek, “Dünya geneline baktığımızda 2017 yılı Brexit görüşmeleri, ABD-Çin ve AB arasında artan korumacılık önlemleri, Orta Doğu’da devam eden belirsizlik, emtia fiyatlarında artış, hızla yükselen petrol fiyatları, gelişmekte olan ülkelerde finansmana erişim olanaklarının daralması ve pahalılaşması gibi olumsuzluklar yaşanmasına rağmen 2018 yılında dünya GSMH büyümesinin yüzde 3,3 seviyesinde olmasını bekliyoruz. Türkiye ekonomisinde de 2017 yılında kazanılan büyüme ivmesinin 2018 yılında devam edeceğini ve yüzde 4,6 seviyesinde seyredeceğini tahmin ediyoruz. Biz de Euler Hermes Türkiye olarak 2018 yılı için stratejimizi sürdürülebilir büyüme üzerine kurguladık. Hedefimiz karlılığı ve operasyonel verimliliği koruyarak büyümek” dedi.

Euler Hermes Akdeniz, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi MMCD Direktörü Vassili Christidis ise Euler Hermes’in güncel analizleri ile hazırlanan dünya risk haritasını paylaşarak, şirketin 241 ülke ve bölgeyi izleyerek risk analizi yaptığını, bu sayede müşterilerinin planlı ve bilinçli şekilde ticari kararlarını vermelerine yardımcı olduğunu vurguladı. Dünya genelindeki gelişmeleri değerlendiren Christidis, “Euler Hermes olarak uluslararası arenada faaliyet gösteren tüm iş kollarımız sayesinde yeni büyüyen pazarlara yatırım yapıyoruz; gelişimi destekleyen, performansı ön plana çıkaran ve kendimizi dönüştürecek teknolojilere odaklanıyoruz. Bu sayede müşterilerimizin ihtiyaçlarına göre portföyümüzü esnek hale getiriyoruz. Dijitalleşmenin sosyalleştiren ve bilgiye yakınlaştıran etkisinden faydalanarak tüm dünyayla daima irtibat kurabiliyoruz. Çünkü yeni dönemde şirketlerin ihtiyaçlarını doğru sigorta ürünleri ile birleştirme, proaktif olarak bilgi verme ve sigortalıları veriyle beslemenin her zamankinden daha da kritik olacağını düşünüyoruz.” dedi.

Etkinlikte, Euler Hermes Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Gürcan Köseoğlu de şirketin 2017 ticari performansı, 2018 hedefleri ve risk yönetimi gibi konulara değinen sunumlar yaptı. Euler Hermes Türkiye yetkilileriyle fikir alışverişi yapma fırsatını yakalayan brokerlar toplantının ardından Boğaz’ın eşsiz manzarası eşliğinde tekne gezisinin tadını çıkardı.

 

TİCARETTE KÜRESEL KORUMACILIK ÖNLEMLERİ YAKINDAN İZLENMELİ! 

9 MAYIS 2018, İSTANBUL – Dünyanın lider alacak sigortası şirketi Euler Hermes’in hazırladığı ve tüm dünyada yeniden gündeme gelen korumacılık yaklaşımını inceleyen “Ticaret oyunları, ticaret davası ya da ticaret savaşı mı?” raporu yayımladı. Allianz Makroekonomik Araştırmalar Küresel Başkanı ve Euler Hermes Baş Ekonomisti Ludovic Subran ve araştırma ekibi tarafından düzenlenen rapor, risk altında olabilecek sektörlerin yanı sıra küresel ticaret açısından olası sonuçları ve senaryoları da değerlendiriyor. 

Elektronik, elektrik, makine ve otomotiv sektörleri risk altında!

Mart 2018’de ABD Başkanı Donald Trump, ABD’ye ithal edilen ürünlere gümrük vergisi uygulamasını başlatarak “korumacılık” yaklaşımını yeniden gündeme getirmesi üzerine geç olmadan bu vergilerin asıl hedefi olan Çin’den de bir misilleme geldi ve bu gelişmeler ticaret savaşlarına dair endişelerin yeniden gündeme gelmesine neden oldu. Şimdilik sadece ufak çaplı ticari çatışmalar olsa da rapor, korumacılık yaklaşımının yaygınlaşması durumunda en çok risk altında kalabilecek sektörlerin; elektronik, elektrik, makine ve teçhizat ve otomotiv olduğunu ortaya koyuyor.  

Euler Hermes Türkiye CEO’su Özlem Özüner, “Korumacılık önlemlerine rağmen küresel ticaret ılımlı bir hava izleyerek bir önceki yıla kıyasla yüzde 4,8 artış gösteriyor. 2017 yılında ABD tedarikçileri arasında 34’üncü sırada yer alan Türkiye’nin ABD pazarından aldığı pay yüzde 0,4 olmakla birlikte şu an için bu korumacılık önlemlerinin Türkiye açısından kritik etkisi olduğunu söylemek doğru olmaz. Ancak olası senaryolar doğrultusunda yaşanabilecek ticari çözülmelere dikkat edilmeli. ABD-Çin arasındaki ticari ilişkilere dayalı olarak bölgesel yakınlaşmalar, yeni dinamikler ve bunlara bağlı olarak Türkiye’nin de yakından takip etmesi gereken yeni ticari ilişkileri beraberinde getirebilir.” dedi.

Rapora göre tüm korumacılık önlemleri birlikte ele alındığında Çin ve ABD’nin ithalata yönelik gümrük vergilerinde toplam 0,5 puanlık bir artış ortaya çıkıyor. Gerçekleşme ihtimali en yüksek olan bu senaryo, ABD ve Çin için yıllık toplam 30 milyar dolar ihracat kaybı demek. Bu da küresel mal ve hizmet ticaretinin yüzde 0,1’inden daha az demek oluyor. Yine aynı senaryoda, ABD’nin; büyüme, enflasyon, ticaret ve şirket iflasları verilerinde belirgin bir değişim yok ancak ticaret açığında yüzde 0,6 ve bütçe açığında yüzde 1,1 olmak üzere çifte açıkta genişleme var. 

Döviz manipülasyonlarına yönelik finansal riskler yakından izlenmeli!

Ticaret oyunları, ticaret davası ya da ticaret savaşı mı?” raporunda ABD-Çin arasındaki bu senaryoların daha hafif atlatılması halinde küresel ithalat üzerindeki toplam gümrük vergilerinde 2,5 puanlık bir artış ya da ABD’nin Çin’den tüm ithalatı için ek yüzde 15’lik gümrük vergisinin doğması tahmin ediliyor. Daha yoğun bir savaşın olduğu senaryoda ise küresel ithalat üzerindeki gümrük vergilerinde 8,5 puanlık toplam artış ya da ABD’nin Çin’den ithalatı üzerinde toplam %45 gümrük vergisi artışı doğuyor. Her iki senaryonun da, ABD, AB ve Çin için; piyasalar, küresel ticaret, şirket iflasları ve büyüme anlamında yıkıcı etkileri mevcut.

Korumacılığın finans, regülasyon, veri, döviz, çevre, sağlık, güvenlik ve fikri mülkiyet gibi alanlarda farklı şekillerde de ortaya çıkması daha ağırı sonuçları da beraberinde getirebilir. ABD ve Çin arasında tansiyonun yükselmesi durumunda sermaye kontrolleri ve döviz manipülasyonlarına yönelik finansal riskler yakından takip edilmeli.

 

İngiltere ve Çin’in iflaslarda başı çekeceği 2018’de Türkiye’deki iflas oranı yüzde 4 düşecek

  • Küresel olarak iflaslarda 2017 yılında yüzde 1’lik artış gerçekleşti. Küresel iflaslarda bu yıl içinse yüzde 1 oranında düşüş bekleniyor.
  • Türkiye’deki iflaslarda ise 2018 yılında yüzde 4’lük bir düşüş olacağı tahmin ediliyor.
  • Çin yüzde 10, İngiltere ve Fas yüzde 8, Romanya yüzde 7 ve Polonya yüzde 5 ile 2018’de iflaslarda en şiddetli artışı yaşayacak ülkeler arasında yer alıyor.
  • 2017 yılında 50 milyon Euro üzeri cirosu olan şirketlerin iflası yüzde 27 arttı. Bu durum tedarikçiler için domino etkisi yaratabilir.

08.03.2018 – Dünyanın lider alacak sigortası şirketi Euler Hermes’in dünya çapında 43 ülkeyi kapsayan Küresel İflas Endeksi açıklandı. Buna göre, Asya’nın yanı sıra Rusya ve Brezilya gibi gelişen pazarlardaki iflaslardaki iyileşme eğilimi 2017 yılında yüzde 1’lik artış ile sekteye uğradı. Ancak bu yıl küresel iflas oranlarında yüzde 1’lik düşüş bekleniyor.Bu yıl iflas oranlarında en fazla artış Çin, İngiltere, Fas, Romanya ve Polonya’da beklenirken, Türkiye’deki iflas oranlarında ise yüzde 4 düşüş olacağı tahmin ediliyor.

Euler Hermes Türkiye CEO’su Özlem Özüner konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada; “2017 yılında özellikle Rusya, Polonya ve Romanya’da KDV sorunlarına bağlı olarak şirketlerin karşılaştığı zorluklar sebebiyle iflaslarda artış yaşansa da Türkiye KGF ve piyasayı canlandırıcı teşvik mekanizmaları sayesinde korundu. Türkiye için 2018 yılında yüzde 4 oranında düşüş bekliyoruz.” dedi.

Çin, yılın en şiddetli iflas artışına tanık olacak!

2017 yılında iflasların yüzde 35 oranında ciddi artış sergilediği Çin’de 2018 yılında da (üst üste beşinci kez) yüzde 10’luk artış bekleniyor. Ülke, aynı zamanda dünya çapında iflas sayısındaki artışın en yüksek olduğu yer olacak. Öte yandan Çin’in büyüme hızındaki yavaşlama sebebiyle tüm Asya Bölgesi’ndeki iflaslarda da artış bekleniyor.

Brexit’in ilk etkileri İngiltere’de!

Brexit’le ilgili belirsizlikler nedeniyle ithalatçılar ve tüketiciler, artan girdi maliyetleri ve daha güçsüz yerel para biriminden etkileniyor. 2018 yılı için İngiltere’deki iflaslarda yüzde 8 oranında artış tahmin ediliyor. İngiltere, ekonomik toparlanma ve destekleyici para politikası koşulları sayesinde iflaslarda düşüş ya da stabilizasyon yaşanan Batı Avrupa’daki ülkelerin dışında kalıyor.

Büyüme ve ticaret yükselişe geçse de her geçen gün daha fazla sektör büyük çaplı iflaslara maruz kalıyor. Hizmet, perakende, tarımsal gıda ve inşaat sektörü başta olmak üzere büyük çaplı iflaslar 2017 yılında yüzde 21 oranında artış gösterdi.

Euler Hermes Baş Ekonomist’i Ludovic Subran Küresel İflas Endeksi’yle ilgili olarak şu değerlendirmede bulundu: “Sonuç itibariyle iflaslar 7 yıllık düşüşün ardından dünya çapında stabil hale geliyor. Bu durum, ekonomik toparlanmayla birlikte kredi risklerinin de geri döneceğini tasdikliyor. 2018’de Asya, Latin Amerika, Doğu Avrupa ve İngiltere yakından takip edilmeli. Bununla birlikte zarar görmemek adına hizmet ve perakende sektörlerindeki bozulmalarla aynı hızda artan büyük çaplı iflasları da hesaba katmak gerekiyor. Domino etkisine dikkat edilmeli.

Küresel İflas Endeksi’yle ilgili daha fazla bilgi için adresini ziyaret edebilirsiniz.

 

EULER HERMES, YİNE TÜRKİYE’NİN EN İYİ ALACAK SİGORTASI ŞİRKETİ!

23 ŞUBAT 2018, İSTANBUL – Dünyanın önde gelen bağımsız finans yayınlarından Global Banking & Finance Review, Euler Hermes’i beşinci kez “Türkiye’nin En İyi Alacak Sigortası Şirketi” seçti. 

Euler Hermes Türkiye CEO’su Özlem Özüner, “İhracatın toparlanmaya başladığı 2017 ve 2018 yılları toplamında 160 milyar dolarlık ilave hacim oluşturarak iyi seyir halinde devam etmesini öngörüyoruz ancak şirketler arasındaki ödeme davranışlarında istikrarlı bozulma da yaşanıyor. Belirsizliklerin devam ettiği bu dönemde alacak sigortası ile işletmelerin alacaklarını garanti altına alıyor; ihracatçıların hem yurtiçi, hem de yurtdışında güvenli ticaret yapmasını sağlamaya çalışıyoruz. Bunu yaparken, müşterilerimizin bizimle yolculuğundaki temas noktalarına odaklanarak onlara hatasız ve hayranlık uyandıran müşteri tecrübesi yaşatmayı ilke ediniyoruz. Karlılığı korurken müşteri memnuniyetinin yanı sıra aracı/iş ortaklarımızla da güçlü ilişkilerimizi en üst seviyede tutmak şirketimizin en büyük hedeflerinden biri. Üst üste beşinci kez aldığımız bu ödül, bu yıl da çalışmalarımızı inovasyon ve müşteri odaklı sürdürme konusunda bizi cesaretlendiriyor.” şeklinde konuştu. 

Euler Hermes Türkiye’nin başarılı bulunduğu alanlar arasında yetkin ve profesyonel çalışanlar, kişiselleştirilmiş hizmetler ile güçlü müşteri ilişkileri kurmaya bağlılık; ana pazarlar, ülkeler ve bölgelerde risk ofisleriyle küresel ağ, kapsamlı risk veri tabanı ve uluslararası risk platformu, müşterilerin ihtiyaçlarının çeşitli, kişiselleştirilebilir ürünlerle karşılanması bulunuyor. Euler Hermes Türkiye, aynı zamanda Türkiye’de kefalet sigortasını sunan ilk şirket olarak da dikkat çekiyor.

 

Euler Hermes Hakkında

Euler Hermes alacak sigortasında dünya lideri olmasının yanı sıra kefalet sigortası, garanti ve tahsilat alanlarında da sektörün lider şirketleri arasındadır. 100 yılı aşan tecrübesiyle, Euler Hermes şirketler arası müşterilerine nakit ve ticari alacakların yönetimini destekleyecek finansal hizmetler sunmaktadır. Euler Hermes, sahip olduğu bilgi ağı ile küresel GSYİH’in yüzde 92’sini temsil eden pazarlarda faaliyet gösteren küçük, orta ve çok uluslu şirketlerin kurumsal ödeme gücünde günlük değişimleri takip ve analiz etmektedir.  Merkezi Paris’te olan şirket 52 ülkede 6 bin 50 çalışanı ile faaliyet göstermektedir. Allianz Grup üyesi Euler Hermes, Paris Euronext borsasında işlem görmektedir. Grup, Standard & Poor’s ve Dagong Europe tarafından AA notuna layık görülmüştür. Euler Hermes, 2017 yılında 2,6 milyar Avro konsolide ciro açıklamıştır ve 2017 sonu verilerine göre, Grubun dünya çapında sigortaladığı ticari işlem hacmi toplam 894 milyar Avro değerindedir.