Ana Sayfa Yazarlar Kerem Alkin “Altın ...

“Altın Halka” Dünyanın En Önemli Kavşak Noktalarından Olacak, Prof. Dr. Kerem Alkin

Kerem-Alkin-05Boğaziçi, Fatih Sultan Mehmet ve Yavuz Sultan Selim köprüleri ile İstanbul Boğazı’nın iki yakasının ve Asya ile Avrupa kıtalarının ‘inci gerdanlıklar’ ile birbirine bağlanmasını sağlayan Türkiye, Osmangazi Köprüsü ve yakında ihalesine çıkılacak ‘Çanakkale Boğazı Geçiş Köprüsü’ ile Marmara Bölgesi ve Kuzey Ege’yi ‘Altın Halka’ ile dünyanın en önemli kavşak noktalarından birisi haline getiriyor.

AK Parti hükümetlerince yürütülen bu mega projeler vasıtasıyla önümüzdeki
10 yılda, Çin’den batıya uzanacak yeni ‘İpek Yolu ulaşım koridorları’, Türkiye’nin hızla tamamladığı ve hayata geçirdiği bu projelerle, Marmara Bölgesi ve Kuzey Ege’yi, dünyanın önde gelen lojistik merkezlerinden biri haline getirecek. ABD, önümüzdeki 10 yılda, Güney Çin Denizi ve Malaka Boğaz Geçişi için Asya-Pasifik’te Çin’le ağır bir rekabete girebilir. Uluslararası siyaset uzmanları, Asya-Pasifik’teki bu olası kapışmaya yönelik olarak, Çin’in sadece deniz ticaret koridorlarını değil, aynı zamanda karayolu ve demiryolu ticaret koridorlarını da güçlendirmek zorunda olduğuna işaret ediyorlar. Bu durumda, Pasifik Okyanusu’ndan Atlantik Okyanusu’na uzanacak olan kara ve demiryolu ağının en kritik önemdeki kavşak noktası olmak adına Türkiye Cumhuriyeti Hükümetlerinin tamamladıkları bu projeler, Türkiye’nin bölgesel ve küresel oyuncu olma vasıflarını birkaç kat daha artıracak.

DÜNYA DÖRDÜNCÜSÜ BİR KÖPRÜ

252 metre kule yüksekliği, 35.93 metre tabliye genişliğine sahip, toplamda 2 bin 682 metre olarak planlanan Osmangazi Köprüsü’nün orta açıklığının 1.550 metre olacağı ve dünyanın en büyük orta açıklığa sahip dördüncü köprüsü olacağı belirtiliyor. Köprü 3 gidiş ve 3 geliş olmak üzere 6 şerit olarak hizmet verecek. Ayrıca, Osmangazi Köprüsü’nde bir de hizmet şeridi olacak. Körfez geçiş köprüsü, şu anda körfezi dolaşarak 2 saat, feribot ile 1 saat olan körfez geçiş süresini ortalama 6 dakikaya indiriyor. Osmangazi Köprüsü 1.1 milyar dolarlık yatırımla tamamlandı ve halen 8-10 saat süren İstanbul ile İzmir arasındaki karayolu ulaşımını 3.5 saate indirecek ve karşılığında yılda 650 milyon dolar tasarruf sağlayacak.

Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından yap-işlet-devret modeli ile ihale edilen Gebze-Orhangazi-İzmir (İzmit Körfez Geçişi ve Bağlantı Yolları Dahil ) Otoyolu Projesi, 384 kilometre otoyol ve 49 kilometre bağlantı yolu olmak üzere 433 kilometreyi kapsıyor. Yapım çalışmalarının devam ettiği, Gebze-Gemlik kesiminde yüzde 98, Gebze-Orhangazi-Bursa kesiminde ise yüzde 90, Kemalpaşa Ayrımı-İzmir kesiminde yüzde 88 olmak üzere dev projenin tamamında yüzde 64’lük fiziksel gerçekleşme sağlandığı belirtiliyor. Altınova-Gemlik arasındaki 40 kilometrelik kesim ise 21 Nisan 2016’da tamamlanarak trafiğe açıldı. Projede toplam 7 bin 908 personel ile birlikte 1.568 adet iş makinesinin çalıştığı öğrenildi.
30 Haziran’da gerçekleş-tirilen resmi açılışı ile Osmangazi Köprüsü, Türkiye’nin ‘Altın Halka’ Projesi’nin en önemli sac ayaklarından biri olacak.

BREXİT PİYASALARI TERS KÖŞEYE YATIRDI

Brexit, ABD Merkez Bankası Fed’in temmuz ayı Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısını da etkileyecek boyutlar kazandı. Fed, Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve İngiltere Merkez Bankası (BoE), Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılması nedeniyle finansal piyasalarda oluşabilecek baskılara karşı gerekirse ek likidite sağlayabileceklerini bildirdi. İngiltere Maliye Bakanı George Osborne da, Brexit kararının ardından, G7 ülkelerinin merkez bankalarının gerekli likidite önlemlerini aldığını söyledi. Bu açıklamalar dahi, 2016 yılı sonuna kadar Fed için olası bir faiz artış kararının ciddi manada zora girdiği anlamına gelecektir.

Dünyanın en büyük varlık yönetim şirketi BlackRock CEO’su Larry Fink de, Fed’in 2016’da faiz artırımlarının son bulduğunu düşünüyor. Fink, İngiltere’nin AB’den ayrılma kararının küresel büyümede zayıflamaya neden olacağını ve bu durumun Fed’in 2016’da faiz artırmama ihtimalini daha muhtemel hale getirdiğini söylüyor. Fink, Brexit sonucunun Avrupalı liderlerin büyümeyi destekleyici politikaları takip etmelerine ve ulusları birbirine daha fazla yakınlaştırmasına neden olabileceğini belirtiyor.