Ana Sayfa Savunma ve Strateji HASEN: Almany...

HASEN: Almanya’nın Kabul Ettiği Sözde Ermeni Soykırımı Nelere Neden Olacak?

Hasen-Haldun-Yavas-01Bundestag’ın Kararı İki Toplum Arasında Gerilim Yaratabilir

Hazar Strateji Enstitüsü (HASEN) Genel Sekreteri Haldun Yavaş:

• “Özellikle 3,5 milyon Türk’ün yaşadığı Almanya’da, Alman hükümetinin aldığı bu karar her iki toplum arasında gerilim yaratabilir”

• “Almanya’nın aldığı bu karar başka ülkelerde de bu ve benzeri tasarıların kabul edilmesi yönünde yeni adımlar atılma riskini artırabilir”

• “Almanya’nın kabul ettiği tasarıda Hıristiyanlığa vurgu yapılması ve kararın neredeyse oy birliği ile kabul edilmesi dikkat çekici”

Hazar Strateji Enstitüsü (HASEN) Genel Sekreteri Haldun Yavaş, Bundestag’ın aldığı kararın Türklerle Ermenilerin barışına katkı sağlamayacağı gibi Almanlar ile Türkler arasında da ciddi sorunlara neden olabileceğini söyledi.

Yavaş, “Dünya İnsani Zirvesi’ne (World Humanitarian Summit) katılan Almanya, dünyadaki çatışmaların önlenmesi, toplumlar arasında barışın inşa edilmesi, insan haklarının korunması, din ve millet ayrımının yapılmaması ve insana yatırım yapılması gerektiğinin altını çizdi. Ancak alınan bu karar ile savunulan ilkeler örtüşmüyor.

Farklılıklar gözetilmeden barışın sağlanması üzerinde durulan Dünya İnsani Zirve’sine rağmen Almanya’nın kabul ettiği tasarıda Hıristiyanlığa vurgu yapılması ve kararın neredeyse oy birliği ile kabul edilmesi dikkat çekici” dedi.

Bu Karar Çözümsüzlüğü ve Sorunları Derinleştirecek

Zirvede özellikle üzerinde durulan çatışmaların önlenmesi prensibinin aksine karar tasarısında “Türklerle Ermenilerin barışına katkı amacını taşıyan kararı (No: 15/5689) güçlendirmek” ifadesine yer veriliyor, Türk toplumu soykırım yapmakla suçlanıyor. Çatışmaların önlenmesi prensibinin temel alındığı zirvede bulunan Almanya, bu karar ile Türk ve Ermeni halkları arasındaki çözümsüzlüğü var olan sorunları da derinleştirecek. Diğer taraftan, karar özellikle 3,5 milyon Türk’ün yaşadığı Almanya’da, her iki toplum arasında gerginliklerin doğmasına neden olabilir. Ne yazık ki uluslararası ilişkilerin araçsallaştırdığı Ermeni meselesi ne hukukçuların ne de tarihçilerin araştırmalarına bırakılıyor, parlamento kararları ile siyaseten kullanılmaya çalışılıyor.

Tasarının kabul edilmesi ile birlikte Almanya sözde soykırım savını kabul eden 29. ülke oldu.

Kararda Türkiye Cumhuriyeti ile Ermenistan Cumhuriyeti arasındaki gerilimin azaltılması ve ilişkinin normalleştirilmesinin aynı zamanda Kafkas bölgesi için de önem arz ettiği, bu noktada Almanya’nın AB komşuluk politikaları çerçevesinde Alman-Ermeni-Türk ilişkileri içerisindeki tarihi rolü dolayısıyla kendisine özel bir sorumluluk yüklediği gibi birçok detaya yer veriliyor.

Ancak Yukarı Karabağ ve çevresindeki 7 rayonun Ermenistan tarafından işgali konusunda siyasal liderlik yapması beklenen AB, Komşuluk Politikası’nın aksine adil ve ortak tutum sergileyemiyor. AB tarafından tanımlanan Komşuluk Politikası’nın bir unsuru olan Azerbaycan devletinin topraklarının yüzde yirmisi işgal edildi ve Hocalı kasabasında bir gecede büyük bir soykırım gerçekleşti. Tüm dünyanın gözleri önünde Ermenistan hem insan haklarını açıkça ihlal etti hem de Cenevre Sözleşmesi yok sayıldı. İşgal sonrasında BM Güvenlik Konseyi 822, 853, 874 ve 884 no’lu 4 karar aldı. Bu kararlarda Ermeni silahlı birlikleri tarafından işgal edilen toprakların koşulsuz terk edilmesi istendi ancak hiçbir zaman uygulanmadı. Ayrıca alınan kararlar hiçbir yaptırım gücüyle desteklenmedi.

Ermenistan Etnik Temizlik Yapıyor

Dünya İnsani Zirvesi’nin temel amacı; çatışmalar ve şiddet nedeniyle yerlerinden edilen insanlar için geleceğe yönelik çözüm politikalarının oluşturulması iken Alman Federal Meclisi’nin yakın tarihte yaşanan ve halen tanıkları hayatta olan bu konu ile ilgili ne yazık ki hiçbir kararı ya da yaptırımı uygulamaya almadı. İşgal sonucunda yerlerinden edilmiş 1 milyonun üzerindeki insan topraklarına dönmek için işgalin ortadan kaldırılmasını bekliyor. Nitekim Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de dördüncüsü gerçekleşen Dünya Azerbaycanlılar Kurultayı’nda konuşan Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Ermenistan’ın Azerbaycan’a karşı yürüttüğü işgalin neticesi olarak bugün Azerbaycan topraklarının yüzde 20’sinin işgal edildiğini, Azerbaycanlılara karşı etnik temizlik politikası güdülerek Hocalı Soykırımı yapıldığını ve bir milyondan fazla Azerbaycanlının göçmen durumuna düştüğünü belirtti.

Fransız Anayasa Mahkemesi Tasarıyı Anayasaya Aykırı Buldu

Benzeri karar alan ülkelerden biri olan Fransa’da Ermeni soykırımını reddedenlere 1 yıl hapis ve 45 bin avro ceza öngören yeni bir tasarı hazırlandı. Tasarı 2006’da Fransa Meclisi’nden geçirildi. Senatoya gelmesi 5 yıl süren yasa senato tarafından parlamentonun tarih yazamayacağı belirtilerek reddedildi. 7 buçuk ay sonra birkaç kelime değişikliği senatodan geçirilse de Fransız Anayasa Mahkemesi 22 Şubat 2012’de yasayı anayasaya aykırı bularak reddetti. Nitekim benzer bir süreç yakın dönemde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde de yaşandı. Mahkeme, “Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır” sözleri nedeniyle İsviçre’yle davalık olan Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek lehine karar verdi. Yani yargı, siyasi kararlarla tarih yazılmasını hukuka aykırı buldu. Alman parlamentosu buna rağmen karar aldı. Bu kararın da aynı ölçüde geçersiz olacağı aşikâr.

Ayrıca Yavaş, “Almanya’daki 3,5 milyonluk Türk nüfusuna ve Türk lobisine rağmen bu kararın çıkması önemli bir gelişme. Almanya’nın kültürel hinterlandı ve AB içindeki gücü göz önüne alındığında başka ülkelerde de bu ve benzeri tasarıların kabul edilmesi yönünde yeni adımlar atılma riski artabilir” diye konuştu.

Yavaş, bu konuda Azerbaycan ve Türkiye’nin işbirliğinin önemine dikkat çekerek, bu ihtimale karşı ortak ve kararlı bir biçimde mücadele edilmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca Türk diasporasının bir an önce örgütlenerek güçlendirilmesi yolunda gayret sarf edilmesinin şart olduğunu vurguladı.