Ana Sayfa Raporlar Forex Raporları Melih Kopuz: ...

Melih Kopuz: Fed Ne Yapar?

Son dönemde siyasi gelişmelerle çalkalanan küresel piyasalar, bu hafta gündemine merkez bankalarının para politikası toplantılarını aldı. Yurtiçi başta olmak üzere İngiltere, Japonya ve Avustralya bölgelerinde takip edeceğimiz toplantıların yanında asıl odak FOMC toplantısı üzerinde olacak. Sıralama olarak baktığımızda ise FED’in kararının ardından yurtiçinde faiz kararın açıklanacak olması olası aksiyonlara karşı önlemimizi almamızı sağlayacaktır.

FED’in en son 3 Mayıs’ta gerçekleştirdiği toplantısına baktığımızda beklentiler doğrultusunda herhangi bir aksiyon alınmamış, minimum faiz oranı yüzde 0.75’te tutulurken, maksimum faiz oranı ise yüzde 1.00 oranında sabit bırakılmıştı. Toplantıda merkez kanadının Haziran ayına dair açık kapı bırakmış olması akabinde bu yönde fiyatlamaların da fitilini ateşlemiş oldu. Bugün itibariyle FED vadeli kontratlara baktığımızda 14 Haziran’daki para politikası toplantısında faiz artırımına gidilme olasılığı yüzde 95.8 oranına ulaşmış durumda. Bu da bize bir anlamda fiyatlamaların büyük kısmının tamamlandığını gösteriyor. FED 2017’de 3 kademeli faiz artışını ön görmüştü. Eğer beklenildiği gibi faiz artışı gelirse bu seneki ikinci faiz artışı gerçekleşmiş olacak.

Varyasyonlar

1- FED’in bir diğer önemli konusu ise 4.5 trilyon dolara yaklaşan bilançosu ve bu bilançoda küçültmeye ne zaman start vereceği. 2007 yılının sonlarında hatırlanacağı gibi küresel piyasayı etkisi altına alan finansal krizin (subprime) ardından krizin patlak verdiği yıl itibariyle bilanço 922 milyar dolara yakın seviyedeydi. Aradaki bu ciddi fark tartışılamaz düzeyde. Öncesinde FED şu mantıkta hareket etmişti. İlk etapta piyasada direkt etki oluşturabileceği faiz silahı yüzde 0’a yakın düzeye çekilmişti. FED tahvil piyasasında talep oluşturup fiyat yükseltme yolunu seçmişti. Haliyle uzun vadeli tahvil alımları yapılması daha uygun görülmüştü. Nitekim şişen bir balon olarak görülen bilançonun küçültmesine dair FED’in Mayıs toplantısından sonra üyelerden destekleyici mesajlar geldiğini gördük. Rosengren, Kaplan ve Powell gibi üyelerde genel bakış Mayıs toplantısının ardından yapılacak ilk faiz artırımının ardından bilanço küçültmesinin başlaması üzerineydi. Ancak bazı üyeler ise bu eylemde aceleci olunmamasını, tam tersine ön görülebilir ve kademeli olmasını daha uygun görüyorlar. Büyük resme baktığımızda faizler istenilen seviyeye ulaşmadan bilançoya dair bir hamle yapılması şimdilik zor gözüküyor.

2- Diğer gündem maddelerinden birisi de ABD’nin en çok üzerinde durduğu makro konulardan “enflasyon” olgusu. 2017 için bilindiği 3 faiz artışı ön görülüyordu. Bunların bir tanesi gerçekleşti. Bir diğerinin ise yarın gerçekleşmesi bekleniyor. Ancak FED faiz artırmayı ekonomide istikrarı sağlamak adına bir kural olarak görmüyor. FED üyeleri için asıl önemli olan enflasyondaki görünümün bozulup/bozulmadığı ya da rayında gidip/gitmediği ikilemlerine çözüm bulmak. FED’in biliyoruz ki 2017 için hedef olarak belirlediği yüzde 2 oranında enflasyon oranı mevcut. Aşağıda belirtmiş olduğum grafikte Michigan Üniversite’nin son 10 yıldaki enflasyon beklentileri yer alıyor. Buradan hareketle son 10 senede enflasyon kaleminde kayda değer bir gerileme kaydedilmiş durumda. Fakat grafiğin sonuna yaklaştığımızda biraz duraksamaların nüksettiğini görüyoruz. Üyelerinde aslında bu duraksamanın bilincinde olmalarına karşılık bu etkinin geçici olduğunu aktarmakta ve yılsonu hedefine ulaşılacağı konusunda bir o kadar kararlı olduklarını söyleyebiliriz.

Kur tarafına etkileri…

Temel kısımda belirttiğim gibi FED’in çarşamba günü gerçekleşecek toplantısında faiz artırımına gidilmesine kesin gözüyle bakılıyor. Yalnız bu demek olmuyor ki faiz artırımına gidilse dahi piyasalarda etki bırakmayacak. Tabii ki pastayı bir bütün olarak ele almamız gerekiyor. Yine önümüzdeki dönemler hakkında bırakılacak sinyaller ve bilanço küçültmesine ne zaman ve ne şekilde başlanacağı özellikle dolar bazlı ürün/paritelerde etki oluşturabileceğini hatırlatalım. Yine diğer taraftan kararın ardından FED Başkanı Yellen’ın yapacağı açıklamalar ve piyasalara aktaracakları oldukça önemli olacaktır.

Teknik olarak ise Dolar/TL’ye baktığımızda; kurda özellikle geçtiğimiz hafta dolardaki toparlanmaya karşılık TL’nin güçlü kaldığını gördük. Mayıs sonu Haziran başı itibariyle ise paritenin 3.55-3.50 aralığında sıkıştığını söyleyebiliriz. Bu iki aralığın altında ya da üzerinde kalıcılığın sağlanması rüzgarın yönü belirleyecekti. Ancak şuan için 3.5200 bölgesinin hafif üzerinde seyreden parite için bu bölgenin oldukça kritik olduğunu belirtmekte fayda var. TL’deki olumlu havanın devam etmesi durumunda güçlü bir destek olarak gördüğüm bu bölgenin ilk etapta geçilmesi gerekiyor. Bu seviyenin altında 3.5000-3.4000 desteklerinin uzun vadede önü açılabilir. Yukarı fiyatlamalarda ise bu ihtimal için önümüzdeki dönemde dolar endeksini performansını yakından takip etmeye de devam edeceğiz. Endeks uzun süredir geçmekte zorlandığı 97.00 hattının üzerinde 97.30 direncine göz kırpmış durumda. 3.5500’in aşılması yukarı atakları daha güçlü, daha etki bırakır cinsten kılabilir. Bu bağlamda, 3.6260 direnci oldukça kritik olduğu gibi hareketin devamında 3.6400-3.7000-3.7400 seviyeleri gündeme gelebilir.

Melih Kopuz

Araştırma Uzmanı, IşıkFX