Ana Sayfa Raporlar Forex Raporları Gelişenler Ca...

Gelişenler Cazibesini Yitirmeye mi Başladı? Eda Karadağ

Fed’in yılın kalanı için hala bir faiz artışını masada tutması ve ABD Başkanı D. Trump’ın vergi reform taslağını açıklaması ve ilerleyen süreçte onaylanması durumunda ise ilk vaadinin hayata geçirilecek olması Dolar açısından eylül ayında pozitif algılandı. Bir süredir, Fed ve Trump kaynaklı zayıf seyreden Dolar, bu sefer aynı ikiliden destek buldu. Bu tablo ise eylül ayında gelişmekte olan ülke piyasaları üzerinde baskı kurdu. Aşağıdaki grafiklerde de görüldüğü üzere eylül ayında gelişmekte olan ülke para birimleri ABD Dolarına karşı oldukça zayıf bir performans sergiledi. Piyasalarda, küresel risk iştahının artması ve Dolara olan talebin canlanması eylül ayında gelişmekte olan ülkelere olan cazibeyi biraz törpüledi.

Her ne kadar Fed’in bilanço küçültmeye başlaması, faiz artışına devam etmesi, diğer yandan jeopolitik risklerin sürüyor olması ve Kuzey Kore ile ilgili gelişmelerinde etkisiyle küresel büyüme üzerinde baskı oluşturma riski olsa bile gelişmekte olan ülke piyasalarına yönelik fon girişlerinin sürmesini bekliyoruz. Dolayısıyla, zaman zaman GOP’lardan çıkışlar görülmesine karşın 2017 yılının sonlarına yaklaşırken GOP’ların cazibesini kaybetmesini beklemek yanlış olabilir.

Uluslararası Finans Enstitüsünün yayınladığı raporlara bakıldığında, 2017 yılından bu yana gelişmekte olan ülkeler arasında en fazla net sermaye girişi 46.2 Milyar Dolar ile Hindistan olurken, 25.1 Milyar Dolar ile ikinci sırayı Türkiye almış gözükmekte. Bu sırayı sırasıyla, 21.8 Milyar Dolar ile Endonezya, 13.8 Milyar Dolar ile de Brezilya takip etmekte. En çok sermaye çıkışının ise 24.2 Milyar Dolar ile Rusya olduğu görülmekte. Bu tablo karşısında da görülüyor ki, küresel piyasalarda önümüzdeki dönemde Dolarda güçlenme beklense bile GOP’lara olan sermaye girişlerinin de sürmesi beklenebilir.

Eylül ayında en çok negatif ayrışan para birimleri arasında ilk sırada Güney Afrika Randı, ikinci sırada ise Türk Lirası yer alıyor.

Güney Afrika’da eylül ayında özel bir gelişme yaşanmadı. Bilindiği üzere, ülkede devlet başkanı ve maliye bakanı hakkındaki yolsuzluk soruşturmaları ülkenin para birimi açısından uzun bir süre negatif fiyatlandı. Siyasi tabloda şimdilik özel bir durum yok ancak siyasi belirsizlik ülkenin kredi notları üzerinde önemli bir risk oluşturuyor. Bu yıl içerisinde, siyasi tablodan kaynaklı üç büyük kredi derecelendirme kuruluşu (Fitch/S&P/Moody’s) tarafından not indirimine maruz kalan Güney Afrika hala bu risk altında.

Eylül ayı içerisinde, Moody’s yapmış olduğu açıklamalarında, Güney Afrika’nın kurumsal çerçevesinde devam eden kademeli aşınma ve merkez bankasına fiyat ve enflasyon hedeflemesini değiştirmesi için son dönemde yapılan baskıların ülkenin kredi notu için önemli bir risk olduğunu bildirdi. Dolayısıyla, bu tablo karşısında, ülkenin para birimi üzerindeki kırılganlık eylül ayında gelişmekte olan ülke para birimleri arasında en çok negatif ayrışan para birimi olmasına neden oldu. Anlaşılan bu durum bir süre daha Güney Afrika Randındaki baskının sürmesini tetikleyecek gibi duruyor.

TL ise aslında eylül ayına oldukça iyi başlamıştı ve USD/TL kuru 2017 yılının en düşük seviyesi 3.3885 doğru geri çekilmesine karşın bu seviyeden aldığı destekle yeniden yukarı yönde tepki vermeye başladı. Kuru, bu yönde tetikleyen en önemli etken ise Doların yeniden yükselmesi oldu.

Aynı zamanda, eylül ayının sonlarına doğru Irak’ta yapılan referandum ve Türkiye’nin Irak’a yönelik sert açıklamaları ve ilerleyen süreçte ne yönde aksiyon alacaklarının belirsizliği de TL’nin negatif fiyatlanmasına neden olmuş durumda. Dolayısıyla, GOP’larda eylül ayında en çok kaybedenlerin bu iki para birimi olduğunu gözlemliyoruz.

Carry trade performanslarında da, TL ve Güney Afrika Randı’nın cazibesini eylül ayında kaybettiği görülmekte. Genel görünüme baktığımızda da, carry trade tablosunda kırmızıların daha ağırlıkta olduğu dolayısıyla eylül ayı GOP’lar açısından carry trade cazibesini yitirmeye başladığı bir ay olarak yorumlayabiliriz. Eylül ayında en fazla carry trade cazibesi olan para birimi ise %1.36 ile Malezya Ringiti olarak karşımıza çıkıyor.

Grafiklerin aylık performansı oldukça zayıf ancak, yılbaşından bu yana olan görünümlerde ise pozitif tabloların yer aldığı görülmekte. Dolayısıyla, gelişmekte olan ülke piyasalarında her ne kadar eylül ayında bozulmalar görülse bile bu durum şimdilik genel görünümü bozmaya yetmiyor. Ancak, ilerleyen günlerde güçlü Dolar algısı daha da artarsa bu durum GOP’larda fon çıkışlarına neden olabilir.

Eylül ayında, gelişmekte olan ülkelerin merkez bankalarında, Brezilya ve Rusya faiz indirimlerine devam ederken, Endonezya’da ağustos ve eylül aylarında toplamda 50 baz puan indirime giderek faiz oranını %4.75’ten %4.50’ye çekti. Ancak, Rusya ve Brezilya’dan önümüzdeki toplantılarda faiz indirimleri beklenmesine karşın Endonezya Merkez Bankası eylül ayı toplantısında 2017 yılı içerisinde yapmış oldukları 50 baz puanlık faiz indiriminin yeterli olduğunu dolayısıyla yılın kalanı için bir faiz indiriminin daha olmayacağının sinyalini vermiş oldu.

Ekim ayında gelişenlerde neler olabilir?

Fed’in olmadığı bir ekim ayı olacak. Ancak, Fed eylül ayı toplantısında yılın kalanında da faiz artırımı ihtimalinin olduğunu ve bilanço küçültmeye başlayacaklarını belirtti. Dolayısıyla, Fed toplantısı olmamasına rağmen ekim ayı içerisinde Fed üyelerinin konuşmaları ve ABD verilerinin, Fed’in özellikle aralık ayı toplantısı için faiz artırım ihtimalini şekillendirecektir. ABD Başkanı Trump’ın ise vergi reformuyla ilgili gelişmeler önemli olacaktır. Vergi ile ilgili belirsizliğin ortadan kalkması Dolar açısından pozitif fiyatlanabileceği gibi Trump’a olan güvenin de yeniden kazanılmasına destekleyici olabilir. Kısacası, ABD’yi konuşacağımız bir ay olacağı için gelişmekte olan ülke piyasaları üzerinde de baskının devam edeceği beklentiler içerisinde.

Türkiye’de ise 26 Ekim günü TCMB’nin toplantısı bulunuyor. Ağustos ve eylül aylarında, enflasyon rakamlarındaki artış ve hükümet kanadından faizlerle ilgili açıklamalar, gözleri daha çok TCMB’ye çeviriyor. Ancak, eylül ayı toplantısında, TCMB enflasyon endişesine vurgu yapmış ve buna bağlı olarak sıkı duruşunu koruyacağını belirtmişti. Global piyasalarda da, çok güçlü bir Dolar algısı oluşmadığı müddetçe TCMB’nin bu ayki toplantısında da faiz oranlarında bir değişikliğe gidilmesi beklenilmeyebilir. Dolayısıyla bu durum TL varlıklar üzerinde sınırlı bir pozitif etki yaratabilir. Ancak, TL varlıklardaki kırılganlığın yeniden gündeme gelmesi biraz siyasi gelişmelere bağlı. Irak ile ilgili durum hala belirsizliğini koruyor ve ekim ayı içerisinde Türkiye’den yeni aksiyonlar ve her iki ülke arasındaki tansiyonun artması fiyatlamalar üzerinde negatif bir baskı kurabilir. Bu nedenle, ekim ayında TCMB’nin yanında iç gelişmelerde TL varlıkların seyri açısından yakından takip edilmeli.

Ekim ayında, Güney Afrika ve Çin dışında diğer gelişmekte olan ülke merkez bankalarının toplantıları bulunuyor. Bunlar arasında Brezilya ve Rusya merkez bankalarından bir faiz indirimi beklenebilir. Bu ay belki Rusya pas geçmek isteyebilir ancak agresif merkez bankası olarak nitelendirilen Brezilya’dan ise bir faiz indirimi daha beklentiler arasında bulunuyor. Polonya ve Macaristan için bu ayda para politikalarında bir değişiklik beklenilmiyor.