Ana Sayfa Raporlar Ekonomi Raporları ve Gelişmeleri Vatandaş ve K...

Vatandaş ve Kamu Harcamaları ile Büyümeye Devam, Prof. Dr. Kerem Alkin

ekonomi-04-tasarrufEkonomi yılın ilk çeyreğinde Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre yüzde 4.8 büyüdü ve yüzde 4.4 seviyelerinde olan beklentileri aştı. Benim büyüme tahminim yüzde 5.44 ile 5.58 arasındaydı. Tarım sektöründeki katma değer artışı, reel büyüme geçen yılın altında, yüzde 2.7’de kalınca, tarım sektörünün yüzde 4.8’lik büyümeye katkısının 0.12 puanda kalması, 1. çeyrek büyümenin yüzde 5’i geçmesini engelledi. Harcamalar yönünden Türkiye’nin 2016 yılı 1. çeyrek GSYH büyümesinin kaynağı ise yine iç talep oldu. Sadece, tek başına Türk halkının nihai tüketim harcamalarının GSYH üzerindeki ağırlığı yüzde 66.6’dan, yüzde 70.7’ye çıktı ve 2015 yılının ilk çeyreğinde Türk halkının nihai tüketim harcamaları artışı, bir önceki yıla göre yüzde 4.5 düzeyindeyken, 2016 yılının ilk çeyreğinde yüzde 6.9’a yükseldi. Bu artışta, asgari ücretin 1.300 TL’ye yükselmesinin etkisi de göz ardı edilmemeli.

2016 yılının ilk çeyreğindeki yüzde 4.8’lik büyümenin neredeyse tümü, 4.78 puanlık bölümü tek başına vatandaşın tüketiminden kaynaklandı. İlk çeyrekte kamu harcamalarını da unutmayalım. Kamunun tüketim harcamaları geçen yılın ilk çeyreğine göre yüzde 10.9 arttı ve bunun yüzde 4.8’lik büyümeye katkısı tam 1.16 puan olarak belirlendi. Kamunun ve özel sektörün makine ve teçhizat yatırımları ise ilk çeyrekte geçen yıla göre azaldı. Özellikle, özel sektörün makine ve teçhizat yatırımlarının yüzde 4.7 gerilemesi, yüzde 4.8’lik büyümeye 0.61 puan negatif olarak yansıdı. Eğer net ihracatın büyümeye katkısı negatif olmasaydı; sadece iç taleple, özel sektör ve kamunun tüketim ve yatırım harcamaları ile 2016 yılı 1. çeyrek büyümesi yüzde 5.92 bile çıkabilirdi.

ÖZEL SEKTÖR YATIRIMLARI VE İHRACAT SIKINTILI

Büyümenin yüzde 6’ya yakın çıkması yerine, yüzde 4.8 çıkmasında, hızı ciddi manada kesilen yatırım harcamaları ile ithalattaki sıçramanın ve net ihracatın negatif etkisinin payı büyük. İlginçtir, Türk hane halkının nihai tüketim harcamalarındaki artışın ithalat harcamalarını artış yönünde etkilediği anlaşılıyor. Buna bağlı olarak, ithalat harcamalarındaki yüzde 7.5’lik artış, 1. çeyrek büyümeye 2.15 puan negatif yansıdı. İhracattan elde edilen gelir ise yüzde 2.4 artmayı başarsa da, 1. çeyrek büyümeye katkısı 0.61 puanda kaldı. Bu nedenle, net ihracatın büyümeye katkısı -1.54 puan oldu. Kamunun tüketim harcamaları 2009’un son çeyreğinden beri görülen en yüksek katkıyı verdi. Merkezi yönetim bütçesinden yansıyan veriler, terörle mücadele kapsamında, savunma ve güvenlik alımlarının ilk çeyrekte yüzde 11.2 arttığını gösteriyor.

SAĞLIK HARCAMALARINDAKİ ARTIŞ DİKKAT ÇEKİCİ

Asgari ücret zammının etkisi gıda, giyim ve ev aletleri grubundaki reel yüzde 2-3 seviyelerindeki artışlarda kendini gösterse de, hane halkı tüketim harcamalarındaki asıl artış ulaştırma ve haberleşme ile sağlıktan kaynaklandı. Sağlık harcamaları yüzde 26.3 artışla 15.3 milyar liraya fırladı. Sağlık harca-malarındaki artış ilaç zammından ve özel hastanelere yapılan harca-malardan kaynaklandı.

ULAŞTIRMA VE HABERLEŞME HARCAMALARI 2. SIRAYA OTURDU

Ulaştırma ve haberleşme harcamaları, 60.7 milyar TL’den 70.5 milyar TL’ye sıçrayarak, gıdadan sonra gelen ikinci harcama olan konut, su, elektrik, gaz ve diğer yakıt harcamalarını geçmiş durumda. Geçen yıl konut, su ve enerjiye 63.1 milyar TL harcayan Türk halkı, bu yılın ilk çeyreğinde 69.8 milyar TL harcamış.

Türkiye ilk çeyrekteki, yüzde 4.8 büyüme verisiyle dünyanın en hızlı büyüyen beşinci, Avrupa’nın ise en hızlı ekonomisi olmayı başardı. Türkiye ekonomisi güçlü dolar karşısında zayıflayan TL nedeniyle dolar bazında küçülmeye devam ederek, ilk çeyrekte yıllıklandırılmış veri olarak, 708.6 milyar dolarlık bir GSYH büyüklüğüne geriledi. Türk Lirası bazında ise Türkiye ekonomisi 2 trilyon liralık büyüklüğe ulaştı. Dolar kurundaki artış, kişi başı milli geliri de azalttı. Geçen yıl 10 bin doların altına düşen kişi başı milli gelir, ne yazık ki, ilk çeyrekte 8 bin 974 dolara indi. Oysa, daha 2014 yılında, Türkiye’nin toplam GSYH’sı 823 milyar dolar düzeyindeydi. TL’deki değer kaybının önüne geçilememesi, Türkiye’nin orta gelir tuzağına düşmesini daha da perçinlemiş durumda. Bu noktada, 8 Haziran’da açıklanan nisan ayı sanayi üretim verisi eğer bir ipucu teşkil edecek ise 2. ve 3. çeyrek büyüme verileri bu derece umut verici olamayabilir.

 

KAYNAK: İTO HABER