Ana Sayfa Raporlar Ekonomi Raporları ve Gelişmeleri BETAM: Asgari...

BETAM: Asgari Ücret Artışı Kayıt Dışı Çalışmaya Yöneltti

Asgari ücret artışı özellikle düşük ücretli sektörlerde çalışan erkekleri kayıt dışı çalışmaya yöneltti

Seyfettin Gürsel*, Ozan Bakış** ve Yazgı Genç***

Yönetici Özeti

Yüksek asgari ücret artışının kayıt dışılığı ne ölçüde etkilediğine dair bu üçüncü ve son notta ücretli kesime odaklanılarak muhtemel etkiler ekonometrik analizle araştırılıyor. Yüksek asgari ücret artışının ücretler üzerinde yaratacağı artış etkisinin düşük ücretli (asgari ücret ve ona yakın ücretlerde) güçlü bir şekilde ortaya çıktığı bilinen bir olgudur. Bu bakımdan yüksek asgari ücretin kayıt dışı çalışmayı artırıcı etkisinin de düşük ücretli kesimlerde gözlemlenmesi beklenir. Bu beklentiyi veri alarak düşük ücret yoğunluğuna göre tanımlanmış sektörlerde asgari ücret artışı öncesi ve sonrasında kayıt dışılık oranlarında değişimi cinsiyet ayrımını gözeterek mercek altına alıyoruz. Gerek kayıt dışılık oranı değişimi ile düşük ücret yoğunluğu arasındaki betimsel korelasyon şekilleri gerek ekonometrik analiz uygun çeyreklik veriler kullanıldığında yüksek ücret artışının düşük ücretli erkek çalışanlar kesiminde kayıt dışılığı artırıcı etki yaptığını, ancak bu etkinin 2016 yılının ilk iki çeyreği ile sınırlı olduğunu, ardından da sönümlendiğini ortaya koymaktadır.

Giriş

1 Ocak 2016 tarihinde gerçekleşen yüksek asgari ücret artışının (1000 TL’den 1300 TL’ye) kayıt dışı çalışmaya etkisini bundan önceki iki araştırma notumuzda inceledik (bkz. Betam Araştırma Notu 18/220 “Asgari ücret kayıt dışı istihdamı olumsuz etkiledi” ve Betam Araştırma Notu 18/222 “Asgari ücret artışının kayıt dışı çalışmaya etkisi özellikle düşük ücretli sektörlerde yoğunlaşıyor”). Bu notlardan elde edilen ilk bulgular bu etkinin pozitif olduğu yönündeydi.

“Asgari ücret artışı kayıt dışı istihdamı olumsuz etkiledi” başlıklı araştırma notunda yüksek asgari ücret artışının kayıt dışı istihdama etkisini işteki durum (ücretliler, işverenler, kendi hesabına çalışanlar ve ücretsiz aile işçileri) temelinde zaman içerisinde inceledik. Elde edilen bulgular, kayıt dışılık oranındaki artışın ücretli olmayan kesimde -işveren ve kendi hesabına- daha güçlü olduğunu gösteriyordu. Üstelik, asgari ücret artışının bu kesimlerde gözlemlene gelen azalan kayıt dışı istihdam eğiliminde geçici de olsa bir artışa neden olduğunu tespit ettik.

Konu ile ilgili “Asgari ücret artışının kayıt dışı çalışmaya etkisi özellikle düşük ücretli sektörlerde yoğunlaşıyor” başlıklı bir sonraki araştırma notumuzda, yukarıda bahsettiğimiz bulguları bir adım ileriye götürmek adına asgari ücret şokunu sektörler temelinde inceledik. Bahsedilen notta asgari ücret artışının kayıt dışı çalışmaya etkisini ölçmek için sektörler arası ücret dağılımını esas aldık. Bu maksatla, her sektörde düşük ücretli (asgari ücret veya daha düşük ücret kazanan) çalışanların oranlarını hesapladık. Varsayımımız, düşük ücretli çalışanların yoğun olduğu sektörlerde asgari ücret artışının kayıt dışı çalışmaya olan etkisinin, diğer sektörlere kıyasla, daha güçlü olacağı idi. Elde ettiğimiz ilk bulgular asgari ücret artışının kayıt dışı istihdama etkisinin 2016’nın ilk iki çeyreğinde özellikle düşük ücretli sektörlerde daha büyük olduğunu göstermekteydi. Son olarak, 2016 yılının son çeyreğinden itibaren kayıt dışılığı arttırıcı etkinin devam etmekle kalmayıp düşük ücretli çalışan oranından bağımsızlaştığını saptadık.

Bu araştırma notunda ilk iki notumuzu bir adım daha ileriye götürerek, Hanehalkı İşgücü Anketi (HİA) mikro verilerini kullanarak asgari ücretin düşük ücretli sektörlerde diğer sektörlere kıyasla kayıt dışılığı etkileme gücünü ekonometrik yöntemlerle sınamaktayız. Bu notta sektör kırılımına ek olarak etki analizine cinsiyet kırılımını da dahil ediyoruz. Yıllık ve çeyreklik HİA verileri ile yaptığımız analizler, ilk iki notta değindiğimiz asgari ücret artışının kayıt dışılığı arttırdığı yönündeki etkinin esasen erkek çalışanlarda ortaya çıktığını gösteriyor.

Bu bulgunun kadın ve erkek çalışanların eğitim bileşimlerinin farklı olmasından kaynaklandığı düşünülebilir (Ek Tablo). Türkiye işgücü piyasasında ücretli çalışan kadınlar görece daha eğitimli oldukları için kadınlar arasında düşük ücretli çalışan oranının, erkeklere kıyasla, çok daha düşük olduğu bilinmektedir. Az eğitimli ya da eğitimsiz kadınlar işgücüne daha az katıldıkları için, doğal olarak, kayıt dışılığın en fazla görüldüğü düşük eğitim seviyesine sahip çalışan kadın sayısı da erkeklere kıyasla daha düşük olmaktadır (Ek Tablo). Tüm bunlar birlikte düşünüldüğünde asgari ücret artışının kadınlar için kayıt dışı çalışmayı arttırmaması aslında beklenen bir sonuçtur.

Neden sadece ücretli çalışanları inceliyoruz?

Daha önceki notumuzda elde ettiğimiz bulgular kayıt dışılık oranındaki artışın etkisinin ücretli olmayan kesimde (işveren ve kendi hesabına) daha güçlü olduğunu gösteriyordu. İki nedenden ötürü tüm çalışanlar yerine sadece ücretli çalışanlara odaklanmayı tercih ediyoruz. İlki, tüm istihdamın üçte ikisinden biraz fazlasının (2016 itibarı ile yüzde 68) ücretli olduğu gerçeğidir. İkincisi ise piyasa ilişkilerine tabi olan, dolayısıyla işgücü maliyetlerini değiştiren düzenlemelerden doğrudan etkilenen kesimin ücretli çalışanlar olmasıdır. Bu bakımdan analizlerimizi ücretli kesimle sınırlamayı tercih ediyoruz.

Asgari ücret artışının kayıt dışı çalışmaya etkisi esas olarak erkeklerde görülüyor

Şekil 1: Ücretli çalışan kadınlar için düşük ücretli çalışanların oranı ile kayıt dışı istihdam oranındaki değişim ilişkisi 2014-2015 ve 2015-2016

Kaynak: Çeyreklik HİA 2014, 2015, 2016 mikro veri. Not 1: Üst paneldeki iki grafik soldan sağa birinci ve ikinci çeyrek, alt paneldeki grafikler ise yine soldan sağa üçüncü ve dördüncü çeyrekteki değişimleri göstermektedirler. Not 2: Yatay eksen her bir sektördeki dönem başı (2014-2015 dönemi için 2014 yılı, 2015-2016 dönemi için ise 2015 yılı) düşük ücretli çalışan yoğunluğunu göstermektedir. Dikey eksen ise 2014-2015 ve 2015-2016 dönemlerinde kayıt dışı istihdam oranlarındaki değişimleri ifade etmektedir.

Her sektörde “asgari ücret artışının sektörü etkileme gücü” olarak değerlendirdiğimiz düşük ücretli çalışan oranındaki değişimin kayıt dışı istihdama etkisi çeyreklik HİA verilerini kullanarak kadın-erkek ayrımında inceleniyor. Şekil 1 ve Şekil 2, 2014-2015 ve 2015-2016 dönemlerinde 18 sektör için kayıt dışı istihdam oranındaki değişimi her sektörün dönem başı düşük ücretli çalışan yoğunluğu ile ilişkilendirerek sunuyor.[1] Bu grafiklerde yatay eksen her bir sektördeki dönem başı (2014-2015 dönemi için 2014 yılı, 2015-2016 dönemi için ise 2015 yılı) düşük ücretli çalışan yoğunluğunu gösteriyor. Dikey eksen ise 2014-2015 ve 2015-2016 dönemlerinde kayıt dışı istihdam oranlarındaki değişimleri ifade ediyor.

Şekil 2: Ücretli çalışan erkekler için düşük ücretli çalışanların oranı ile kayıt dışı istihdam oranındaki değişim ilişkisi 2014-2015 ve 2015-2016

Kaynak: Çeyreklik HİA 2014, 2015, 2016 mikro veri. Not 1: Üst paneldeki iki grafik soldan sağa birinci ve ikinci çeyrek, alt paneldeki grafikler ise yine soldan sağa üçüncü ve dördüncü çeyrekteki değişimleri göstermektedirler. Not 2: Yatay eksen her bir sektördeki dönem başı (2014-2015 dönemi için 2014 yılı, 2015-2016 dönemi için ise 2015 yılı) düşük ücretli çalışan yoğunluğunu göstermektedir. Dikey eksen ise 2014-2015 ve 2015-2016 dönemlerinde kayıt dışı istihdam oranlarındaki değişimleri ifade etmektedir.

Şekil 1’de görüldüğü üzere bir sektörde düşük ücretle çalışan kadın sayısı arttıkça hem 2014-2015 hem de 2015-2016 dönemlerinde kayıt dışı çalışma oranında bir azalma olduğunu görüyoruz. Bu durumun tek istisnası, 2015-2016 dönemi ikinci çeyreğidir. Bu çeyrekte kayıt dışı istihdam değişimi ile düşük ücret yoğunluğu arasında bir ilişki olmadığı gözlemlenmektedir. Şekil 1’den hareketle Ocak 2016’da gerçekleşen asgari ücret şokunun ücretli kadınlar için kayıt dışı istihdamı arttırıcı bir etki yarattığı iddia edilemez. 

Şekil 2’de erkek ücretli çalışanlar için düşük ücretli çalışan yoğunluğu ile kayıt dışı çalışma oranı arasındaki ilişki gösteriliyor. Kadınlarla büyük bir tezat olduğu apaçık görülüyor. Dönem başı düşük ücretle çalışan oranı ile kayıt dışı çalışma oranındaki değişim arasında 2014-2015 döneminde (üçüncü çeyrek hariç) negatif bir korelasyon varken, 2015-2016 döneminde ise yine üçüncü çeyrek hariç pozitif bir korelasyon olduğu görülüyor. Asgari ücret şokunun Ocak 2016’da olduğunu hatırlarsak 2016 yılının ilk iki çeyreğinde özellikle düşük ücretli çalışanların yoğun olduğu sektörlerde yaşanan kayıt dışı çalışma oranındaki artışları anlamlandırmak daha kolay olacaktır. 2016 yılının üçüncü ve dördüncü çeyreklerinde ise bu korelasyonun kaybolduğu ve yatay bir seyir aldığı gözükmektedir.

Ekonometrik analiz

Ekonometrik analizde farkların farkı (difference in differences) yaklaşımını kullanıyoruz. Ders kitaplarına da giren tipik örnek, iki grup ve iki dönem kıyasına dayanmaktadır. Tipik yaklaşımı örneğimize uygularsak, asgari ücret artışından hemen önce düşük ücretli çalışan oranı yüksek olan sektörler müdahale (treatment) grubu, diğer sektörler kontrol grubu olarak değerlendirilebilir. Bu iki grubun kayıt dışılık oranları asgari ücret artışı öncesi ve sonrası dönemler arasında kıyaslanacaktır. Birçok nedenle iki grup arasında kayıt dışı çalışma oranında asgari ücret artışı öncesi de bir farklılık olmasını bekleriz. Yine yapısal nedenlerden ötürü ücretli kesimde kayıt dışılığın azaldığını biliyoruz. Eğer asgari ücret artışı her iki grubu da benzer şekilde etkilemişse iki grup arasındaki kayıt dışılık farkının değişmeden devam etmesi beklenir. Çünkü dışarıdan bir müdahale olmaksızın her iki grupta süregelen kayıt dışılık eğilimlerinin devam etmemesi için bir neden yoktur. Temel varsayımız doğru ise asgari ücret artışı en azından ilk başlarda müdahale grubunda (düşük ücretli çalışan oranı yüksek olan sektörler) kayıt dışılığı daha çok artırmış olmalıdır.

Tipik örnek yukarıda özetlendiği gibi olsa da farkların farkı yaklaşımını veriye uygularken bir takım küçük değişiklikler yapmak gerekir. İlk değişiklik sektörleri iki ayrı grup olarak düşünmek yerine asgari ücret artışı öncesi her sektördeki düşük ücretli çalışan oranını müdahale yoğunluğu [treatment intensity] olarak kullanmaktır. İkinci değişiklik, farkların farkı tahmincisini basit ortalamalar üzerinden değil bir regresyon modeli aracılığıyla hesaplamaktır. Bu sayede asgari ücretin kayıt dışılığa olan etkisini iki dönem arası değişim gösteren ve kayıt dışılığa doğrudan etki eden diğer faktörlerin etkisinden ayrıştırmak mümkün olmaktadır. Ekonometrik modeli aşağıdaki gibi özetleyebiliriz.

y_ist= α_s+δ_t+X_ist β+〖θR〗_st+φM_st+u_ist                (1)

y_ist s sektörü ve t yılında i kişisinin kayıt dışı çalışma durumunu,  α_s ve δ_t sırasıyla sektör ve zaman kukla değişkenlerini; X_ist kişi düzeyinde gözlemlenen değişkenleri (yaş, eğitim durumu, medeni durum); R_st sektör düzeyinde gözlemlenen değişkenleri (sektörün işgücü verimlilik düzeyini) temsil etmektedir. Bu denklemde asıl ilgilendiğimiz değişken ise M_st değişkeni, asıl ilgilendiğimiz katsayı ise farkların farkı tahmincisi olarak adlandırılan φ katsayısıdır. M_st değişkenini müdahale yoğunluğu (Z_s) ve müdahale öncesinde 0 sonrasında ise 1 değerini alan bir kukla değişkeninin (D_t) çarpımı ile elde edilen bir çarpım değişkenidir: M_st=〖Z_s∙D〗_t. Hem yıllık hem de çeyreklik verileri kullanırken müdahale yoğunluğu olan Z_s’yi bir önceki yıl aynı sektördeki düşük ücretli çalışanların oranı şeklinde hesaplıyoruz. D_t ise müdahale dönemi (yıl veya çeyrekler) ve sonrası için 1, müdahale öncesi dönemler için 0 değerini almaktadır.

Farkların farkı yaklaşımında hayati nokta “paralel trend” hipotezidir. Bu hipotezi test etmek için literatürde  plasebo testi olarak adlandırılan yaklaşımı kullanıyoruz. Buradaki esas fikir şöyle özetlenebilir: eğer asgari ücret artışı gerçekten düşük ücretli sektörleri etkiliyorsa bu etki asgari ücret artışının çok yüksek olduğu 2016 yılı ile sınırlı olmalı, 2015’te aynı sektörlerde böyle bir etki olmamalıdır. Nitekim bu testi regresyon kullanmadan bir önceki notumuzda (Betam Araştırma Notu 18/222 “Asgari ücret artışının kayıt dışı çalışmaya etkisi özellikle düşük ücretli sektörlerde yoğunlaşıyor”) grafikler aracılığı ile kullanmış ve beklenen etkinin sadece 2016 yılında gözlemlendiğini görsel olarak göstermiştik. Elinizdeki bu notta aynı işlemi regresyon analizi ile daha analitik olarak tekrarlıyoruz.

Regresyon analizi sadece ücretli kadın çalışanların yıllık ve çeyreklik verileri ile yapıldığında asgari ücret artışının kayıt dışı çalışma üzerinde anlamlı bir etkisinin olmadığı görülmektedir. Bu sonuç, yukarıda Şekil 1 ve 2’de gösterildiği gibi asgari ücret şokunun kayıt dışılık etkisinin sektörler düzeyinde düşük ücret yoğunluğuna bağlı olduğu ancak bu etkinin erkek çalışanlarla sınırlı kaldığı bulgusunu doğrulamaktadır. Bu bakımdan regresyon analizi sonuçlarını ücretli erkeklerle sınırlayarak tartışmak istiyoruz.

a) Yıllık veriler

TUİK’in yayınladığı, 2009-2016 dönemini kapsayan HİA yıllık verileri kullanılarak elde edilen regresyon sonuçları Tablo1’de gösterilmektedir. Regresyon modelinde belirtilen çarpım değişeni (M_st=〖Z_s∙D〗_t) Tablo 1’de “sh15y16” ve “sh14y15” ile temsil edilmektedir. “sh15y16” aslında iki değişkenin çarpımından ibarettir.  2015 yılı verilerinden elde edilen sektördeki düşük ücretli çalışan yoğunluğu (“sh15”) ve 2016 yılı kukla değişkeni (“y16”). Benzer şekilde “sh14y15” çarpım değişkeni de 2014 yılı verilerinden elde edilen sektördeki düşük ücretli çalışan yoğunluğu (“sh14”) ve 2015 yılı kukla değişkeni (“y15”) kullanılarak elde edilmiştir. 1 Ocak 2016’da yaşanan asgari ücret şokunun kayıt dışı istihdama etkisi sadece 2016 yılında ve özellikle düşük ücretli çalışan yoğunluğunun yüksek olduğu sektörlerde gözlemlendiyse “sh15y16” çarpım değişkeni anlamlı ve pozitif işaretli çıkmalıdır. 2015 yılında bir asgari ücret şoku söz konusu olmadığı için “sh14y15” çarpım değişkenine ait katsayıların istatistiki olarak anlamsız çıkması beklenir. “sh15y16” çarpım değişkeni müdahale etkisini ölçerken “sh14y15” plasebo testi işlevini görmektedir. Tablo 1’deki regresyon sonuçlarına bakıldığında hiçbir model için anlamlı ve pozitif bir etki görülmemektedir. Yıllık veriler kullanıldığında son yaşanan asgari ücret şokunun kayıt dışı istihdam üzerinde anlamlı bir etkisi olmadığı ileri sürülebilir.

Tablo 1: Ücretli çalışan erkekler için asgari ücret artışının kayıt dışı istihdama olan etkileri: regresyon sonuçları (2009-2016, yıllık veriler)

Kaynak: HİA 2009-2016 yıllık mikro veri, Betam hesaplamaları. Not: Tüm modellerde bağımlı değişken kayıt dışı çalışma durumunu gösteren kategorik bir değişkendir. Bu sebeple model kestirimi için lojistik regresyon tercih edilmiştir. 1. model bağımsız değişken olarak tabloda belirtilen değişkenlere ek olarak yalnızca sektör ve yıl kukla değişkenlerini içermektedir. 2. model ise 1. modele ek olarak bazı kişisel özellikler (tecrübe, eğitim, medeni durum), NUTS 2 bölge kukla değişkenleri ile sektörel işgücü verimlilik düzeyini içermektedir.

b) Çeyreklik veriler

Asgari ücret artışının kayıt dışı çalışma (ve istihdama) olan etkileri incelenirken yıllık HİA verileri kullanımının bazı sakıncaları mevcuttur. İlk sakınca ölçüm sorunları ile ilgilidir. Bazı yıllar 2016 yılında olduğu gibi tek asgari ücret seviyesi geçerli iken çoğunlukla 2014 ve 2015 yıllarında olduğu gibi iki (hatta bazen üç) farklı asgari ücret seviyesi bulunmaktadır.[2] Yıllık verilerde anket ayı eksik olduğu için iki asgari ücretin geçerli olduğu yıllarda kişilerin ücretinin asgari ücret üstünde mi yoksa altında mı kaldığı bazı durumlarda kesin olarak bilinememektedir. Mesela 2014 yılında net aylık asgari ücretler sırası ile 846 TL ve 891 TL’dir. Ocak ayında 850 TL kazanan bir çalışan asgari ücret üzerinde bir kazanca sahipken Temmuz ayında aynı ücreti kazanan bir diğeri asgari ücret altı bir kazanç elde etmektedir. Çeyreklik HİA verileri sadece 3 aylık bir döneme ait oldukları için yukarıdaki belirsizlik kendiliğinden ortadan kalkmaktadır.

Tablo 2: Ücretli çalışan erkekler için asgari ücret artışının kayıt dışı istihdama olan etkileri: regresyon sonuçları (2009-2016, çeyreklik veriler)

Kaynak: Çeyreklik HİA 2009-2016 mikro veri, Betam hesaplamaları. Not: Tüm modellerde bağımlı değişken kayıt dışı çalışma durumunu gösteren kategorik bir değişkendir. Bu sebeple model kestirimi için lojistik regresyon tercih edilmiştir.  1. model bağımsız değişken olarak tabloda belirtilen değişkenlere ek olarak yalnızca sektör ve yıl kukla değişkenlerini içermektedir. 2. model ise 1. modele ek olarak tecrübe, eğitim ve medeni durum değişkenleri ile sektörel işgücü verimlilik düzeyini içermektedir.

Tablo 2’deki sonuçlar çeyreklik HİA verileri kullanılarak elde edilmiştir. Her çeyrek ayrı ayrı bilindiğinden düşük ücret yoğunluğu sektör düzeyinde çok daha güvenilir şekilde hesaplanabilmektedir. Yukarıda özetlenen sebeplerden ötürü aynı regresyonları görece daha temiz olan çeyreklik verilerle yapmak gerekmektedir.

Tablo 2 çeyreklik veri sonuçlarını sunmaktadır. Yıllık verilerde olduğu gibi çarpım değişeni (M_st=〖Z_s∙D〗_t) “sh15y16q1”, “sh15y16q2” vb. şekilde adlandırılmıştır. Bu çarpım değişkenlerinin çeyreklik veride ne anlama geldiklerini anlamak için “sh15y16q1” çarpım değişkenini ele alalım. Yine ilk kısım 2015 yılı verilerinden elde edilen sektördeki düşük ücretli çalışan yoğunluğunu (“sh15”), ikinci kısım ise 2016 yılı 1. çeyrek kukla değişkenini (“y16q1”) temsil etmektedir. Asgari ücret artışı özellikle düşük ücret yoğunluğu yüksek sektörlerde bir kayıt dışı artışına yol açıyorsa 2016 yılı çeyreklerine ait çarpım değişkenleri (“sh15y16q1”, “sh15y16q2”, “sh15y16q3”, “sh15y16q4”) istatistiki olarak anlamlı (ve pozitif) çıkarken 2015 yılına ait çarpım değişkenleri (“sh14y15q1”, “sh14y15q2”, “sh14y15q3”, “sh14y15q4”) anlamsız olmalıdır.

Bu beklentinin kısmen doğrulandığını söyleyebiliriz. Sadece 2016 yılı 2. ve 3. çeyrekleri ile 2015 yılı 3. çeyrek çarpım değişkenleri anlamlı ve pozitif çıkmaktadır. Daha önce belirttiğimiz gibi 2016 yılı çarpımları için bu, beklenen sonuçtur. Şaşırtıcı olan 2015 3. çeyreğinde de kayıt dışılığın düşük ücret yoğunluğunun yüksek olduğu sektörlerde artış göstermesidir.

Yıllık HİA verileri ile ilgili diğer önemli bir sorun İnsan Tunalı’nın “kayıpranma” olarak adlandırdığı veri yıpranmasıdır (attrition problem). Bu sorunu anlamak için HİA verilerinin örnekleme tasarımını hatırlatmaya ihtiyaç var. HİA verileri sahadan toplanırken her hanenin 4 kez ziyaret edilmesi planlanmıştır. İlk iki ve son iki ziyaret arasında 6 aylık bir süre olması gerektiğinden, çeşitli sebeplerle (taşınma vs.), bazı haneler aynı yıl içinde iki kez HİA yıllık verilerinde yer alırken diğerleri sadece bir kez yer almaktadır (Tunalı, 2009). Konumuz açısından önemli olan zamanla kayıpranan (örneklemden çıkan) haneler ile kayıpranmayan haneler arasında önemli nitelik farkları mevcuttur. Özellikle sabit bir iş ve düzenli bir geliri olmayan veya işsiz olan kişilerin daha sık yerleşim yerlerini değiştirmeleri beklenir. Tunalı (2009) bu yönde bulgular sunmaktadır. İki kez bilgisi olan insanların görece daha kaliteli olan kayıtlı işlerde çalışma ihtimalleri yüksek olduğundan yıllık verilerle elde edilen sonuçların yanlı olabileceği endişesi doğmaktadır. Çünkü yerinde bulunamayan hanelerin yerine ankete dahil edilen hanelerin birebir aynı işgücü piyasası özelliklerine sahip olduklarını garanti etmek pek gerçekçi değildir.

Bu ikinci düzeltmeyi yapmanın bir yolu analizlerde yalnızca her yılın aynı çeyreğine ait verileri kullanmaktır. Böylece, sadece düşük ücret yoğunluğu sektör düzeyinde çok daha güvenilir şekilde hesaplanmakla kalmayıp aynı zamanda kayıpranmadan kaynaklanan veri yanlılığı sorunu da ortadan kaldırılabilecektir. Bu yaklaşımla elde edilen sonuçlar bize göre daha güvenilir olmaktadır.

 

Tablo 3: Ücretli çalışan erkekler için asgari ücret artışının kayıt dışı istihdama olan etkileri: regresyon sonuçları (2009-2016, çeyreklik veriler, kayıpranma düzeltmesi ile)

   Ç1  Ç2  Ç3  Ç4
sh14y15 -0.00380 -0.00242 0.00299 -0.00430*
  (0.00298) (0.00223) (0.00267) (0.00246)
sh15y16 0.00348 0.00631** 0.00588** -0.00180
  (0.00301) (0.00259) (0.00274) (0.00261)
Sabit Terim -1.042 -0.818 1.778* 0.531
  (0.968) (0.935) (0.937) (0.939)
Gözlem sayısı 107,343 115,952 115,926 114,763
Robust standart hatalar parantezdedir.
*** p<0.01, ** p<0.05, * p<0.1

Kaynak: Çeyreklik HİA 2009-2016 mikro veri, Betam hesaplamaları. Not: Tüm modellerde bağımlı değişken kayıt dışı çalışma durumunu gösteren kategorik bir değişkendir. Bu sebeple model kestirimi için lojistik regresyon tercih edilmiştir.  Ç1 – Ç4 sırası ile çeyrekleri göstermektedir. Regresyon modelinde açıklayıcı değişken olarak sektör ve yıl kukla değişkenlerine ek olarak tecrübe, eğitim ve medeni durum değişkenleri ile sektörel işgücü verimlilik düzeyi yer almaktadır.

 

Tablo 3 ücretli erkek çalışanlar için yalnızca ilgili çeyreklerin verileri kullanılarak kestirilen regresyon sonuçlarını içermektedir. Tabloda görüldüğü üzere “sh14y15” çarpım değişkeni hiçbir çeyrekte anlamlı çıkmamaktadır. Oysa “sh15y16” çarpım değişkeni 2. ve 3. çeyreklerde anlamlı ve pozitif çıkmaktadır. Bu sonuçları beraber değerlendirirsek, 2016 yılında, asgari ücret artışı öncesi düşük ücretli çalışan yoğunluğu yüksek olan sektörlerde kayıt dışı çalışma olasılığı düşük ücretli çalışan yoğunluğu düşük olan sektörlere göre daha fazladır. 2015 yılı için düşük ücretli çalışan oranı belirleyici değildir. Tablo 3’teki sonuçlara göre 2016 yılının birinci ve dördüncü çeyreğinde ise anlamlı bir etki gözlenmemektedir, bu sonuçlar şokun etkisinin ekonomiye yayılmasının anında olmadığı, bir miktar gecikmeyle geldiği ve zamanla sönümlendiği hipotezi ile de uyumludur.

Genel değerlendirme, sonuç ve uyarılar

Bu araştırma notunda ve konu ile ilgili önceki iki araştırma notunda elde edilen bulgular 1 Ocak 2016’da yürürlüğe giren yüksek asgari ücret artışının (1000TL’den 1300 TL’ye) özellikle düşük ücretli sektörlerde ücretli erkek çalışanlar için kayıt dışı istihdamı arttırdığı savını doğrulamaktadır. Bu etkinin sadece erkeklerde görülmesini çalışan kadınların eğitim düzeyinin çalışan erkeklere kıyasla daha yüksek olması ile ilgili olabileceğini belirtmiştik. Bunun beklenen sonucu olarak kadınların daha çok kayıtlı işlerde çalışıyor olmasıdır. Bu açıklamayı detaylı incelemek ve doğrulamak (ya da yanlışlamak) bu araştırma notunun kapsamı dışında kalmaktadır. Bununla birlikte, eğitim düzeyi ile kayıtlılık arasında güçlü bir bağın varlığı dikkate alındığında bu gözlemin şaşırtıcı olmadığı söylenebilir.

Ekonometrik analiz ile ilgili diğer bir önemli uyarı regresyon analizlerinin yalnızca ücretli kesimi kapsamasıdır. Konu ile ilgili ilk iki betimleyici araştırma notumuzda tüm çalışanlar verisini kullanmış ve asgari ücret artışının kayıt dışı çalışmaya olan etkisinin ücretli olmayan kesim için daha güçlü olduğunu tespit etmiştik. Tüm çalışanlar için bu nottaki regresyon analizini yapmak mümkün olmakla birlikte, piyasa ilişkilerine tabi olması itibarı ile, asgari ücret artışının kayıt dışı çalışmaya olan etkilerini sadece ücretli çalışanlar özelinde incelemeyi tercih ediyoruz.

Çeyreklik HİA verilerini kullanarak yaptığımız analizlerin yıllık HİA verilerine kıyasla daha güvenilir olduklarından bahsetmiştik. Ne ki çeyreklik verilerde yalnızca 18 sektör bilgisi mevcut olup NUTS 1 veya NUTS 2 düzeyinde bölge bilgisi yer almamaktadır. Daha fazla sektör (mesela iki dijit, 88 sektör) kırılımı ve bölge bilgisi ile tekrarlanacak bir analizin daha öğretici olacağına şüphe yoktur.

Konu ile ilgili yayınladığımız üç araştırma notunun (Araştırma Notu 18/220, 18/222 ve 18/231) ortak bulgusu asgari ücret artışının kayıt dışı istihdamı olumsuz etkilediği yönündedir. Toplumsal refah için şüphesiz bu arzulanır bir durum değildir. Bununla birlikte asgari ücret artışının gelir dağılımını düzeltme, yoksullukla mücadele, eğitim yatırımlarını artırma gibi toplumsal refah açısından önemli katkıları da vardır. Betam’ın söz konusu araştırma notları sadece ilk gruptaki olumsuz etkilere odaklanmaktadır. Bu tercihin yegâne nedeni, mevcut verilerin asgari ücret artışı-kayıt dışılık bağlantısını sınamaya izin vermesidir. Yapılan tercih asgari ücret artışının orta ve uzun vadede ortaya çıkartacağı olumlu etkilerin önemsiz ya da araştırılmaya değer olmadığı anlamına gelmemektedir.

Kaynaklar:

Tunalı, İ. (2009). TÜİK Hanehalkı İşgücü Anketlerinde 2000-2002 dönemi kayıpranma örüntülerinin analizi, ODTÜ Gelişme Dergisi, 36, 217-252.

Ek Tablo: İstihdamdaki ücretli kadınların ve erkeklerin eğitim düzeyleri

2014 2015 2016
Erkek Kadın Erkek Kadın Erkek Kadın
Lise altı 53.7 41.4 52.5 40.6 51.5 39.7
Genel lise 11.5 11.2 11.2 10.3 11.0 10.0
Meslek lisesi 12.6 9.9 12.9 10.1 13.1 9.9
Yükseköğrenim 22.2 37.5 23.4 39.0 24.4 40.4
Toplam 100 100 100 100 100 100

Kaynak: TÜİK, HİA 2014,2015,2016 mikro veri seti

*Prof. Dr. Seyfettin Gürsel, Betam, Direktör, [email protected]

** Ozan Bakış, Betam, Kıdemli Araştırmacı, [email protected]

*** Yazgı Genç, Betam, Araştırma Görevlisi, [email protected]

[1] Hanehalkı Bütçe Anketi çalışanları tam-zamanlı ve yarı-zamanlı olarak ayırırken esas işteki normal çalışma süresini dikkate almaktadır. Haftalık normal çalışma süresi 35 ve daha fazla olanlar tam-zamanlı çalışan olarak değerlendirilmektedir. Bu sebeple, biz de 18 sektör için düşük ücret alan çalışanların oranlarını hesaplarken pozitif ücretli, haftalık 35 saatin üzerinde çalışan (tam zamanlı), asgari ücret ve altında aylık geliri olan ücretli çalışanları dikkate aldık.

[2]2014’te Ocak ve Temmuz net aylık asgari ücretleri sırası ile 846 TL ve 891 TL’dir. 2015’te bu rakamlar sırası ile 849 ve 1000 TL olmuştur. Yıllık veride dönem bilgisi olmadığı için bu yılların asgari ücretini hesaplarken Ocak ve Temmuz asgari ücretlerinin ortalamaları esas alınmıştır (2014 için 865,5 TL ve 2015 için 975 TL). 2016 ve 2017 yılında tek asgari ücret seviyesi bulunmaktadır ve sırası ile 1301 ve 1404 TL’dir.

 

Asgari ücret artışının kayıt dışı çalışmaya etkisi özellikle düşük ücretli sektörlerde yoğunlaşıyor

Seyfettin Gürsel*, Ozan Bakış** ve Yazgı Genç***

Yönetici Özeti

08.02.2018 – Daha önce yayınladığımız “Asgari ücret kayıt dışı istihdamı olumsuz etkiledi” (bkz. Betam Araştırma Notu 18/220) başlıklı araştırma notunda asgari ücret artışının kayıt dışı istihdama olan etkisini ücretli ve ücret dışı kesim (işveren, kendi hesabına çalışan ve ücretsiz aile işçisi) için incelemiş ve bu etkinin özellikle ücret dışı kesim için pozitif olduğunu gözlemlemiştik.

Mevcut araştırma notumuzda ise en güncel verileri kullanarak kayıt dışı istihdama olan asgari ücret etkisini sektörler düzeyinde inceliyoruz. İlk bulgular 2016 yılındaki asgari ücret artışının hem 2016 hem de 2017 yılında kayıt dışı çalışmayı etkilediğini gösteriyor. Bununla beraber 2016 ile 2017 yılı arasındaki etkiler arasında bir farklılık dikkat çekiyor. 2016 yılında özellikle asgari ücret ve altı kazananların (düşük ücretli) göreli olarak yoğun olduğu sektörlerde kayıt dışılık etkisi daha belirgin olurken, 2017 yılında etkinin pek farklılaşmadığı dikkat çekiyor.

Giriş

Bir önceki araştırma notunda 2016 yılının tüm verileri ile 2017 yılının ilk üç çeyrek verilerini kullanarak 2016 yılındaki yüksek asgari ücret artışının (1000 TL’den 1300 TL’ye) kayıt dışı istihdama olan etkileri ücretli ve ücret dışı kesim ayrımı yaparak incelemiş ve bu etkinin özellikle işveren, kendi hesabına ve ücretsiz aile işçisi gibi ücret dışı kesim için pozitif olduğu yönünde bulgular gözlemlemiş; genişletilmiş araştırmanın sonuçlarının sonraki iki araştırma notumuzda ele alacağımızı belirtmiştik. (bkz. Betam Araştırma Notu 18/220 “Asgari ücret kayıt dışı istihdamı olumsuz etkiledi”)[1].

Elinizdeki araştırma notunda asgari ücret şokunun etkilerini sektörler düzeyinde inceliyoruz. Sektörler arası ücret dağılımının asgari ücret artışının kayıt dışı çalışmaya olan etkisini ölçmek için kullanılabileceği varsayımını esas alıyoruz. Bu varsayımın ilk aşamasında her sektörde asgari ücret civarı ve altı ücret (bundan sonra kısaca “düşük ücret” denilecektir) elde eden çalışanların oranının farklılık gösterdiğini tespit etmek oluşturuyor. Bu oran “asgari ücret artışının söz konusu sektörü etkileme gücü” olarak değerlendirilebilir. İkinci aşamada yukarıdaki önermenin doğruluğunu sınıyoruz. Bu önerme doğru ise düşük ücretlerin yoğun olduğu sektörlerde asgari ücret artışı daha etkili olacak ve kayıt dışı çalışma diğer sektörlere kıyasla artacaktır.

Bu konu ile ilgili geçen sene yayınladığımız notta (bkz. Betam Araştırma Notu 16/196) bu varsayımı sınamış ve ilk bulguların bu varsayımı doğrular nitelikte olduğunu belirtmiştik. Bu araştırma notu ise bu bulguyu geçen zaman içinde açıklanan Hanehalkı İşgücü Anketi (HİA) yeni verilerini (dönemsel ve yıllık) kullanarak bir adım öteye götürüyor ve asgari ücret artışının etkisinin özellikle artışı izleyen ilk iki çeyrekte düşük ücretli çalışanların yoğun olduğu sektörlerde kayıt dışı çalışma oranını daha fazla artırdığını, 2016 yılının dördüncü çeyreği ve izleyen 2017 yılında ise bu etkinin devam etmekle birlikte tüm sektörlere görece eşit şekilde dağıldığını tespit ediyoruz.

Kayıt dışılık artışı düşük ücretli sektörlerde daha belirgin

10 Ocak 2018’de yayınladığımız araştırma notumuzda, ücretli kesimde kayıt dışı çalışma oranının incelediğimiz 2005 sonrası dönemde neredeyse düzenli şekilde azaldığını ve konumuz açısından önemli olan 2015’den 2016’ya geçişte daha önceki eğilimlere kıyasla kayıt dışı çalışma oranındaki azalışın çok düşük kaldığını (yalnızca 0,2 yüzde puan) belirtmiştik. Ücret dışı kesimde ise 2016 öncesi genelde azalma eğilimi gösteren kayıt dışılık oranlarının 2015’ten 2016’ya artış göstererek genel eğilimden ayrıştığını ifade etmiştik. Yukarıdaki saptamalar hem ücretliler hem de toplam istihdam için ekonominin tamamına ait oldukları için sektörel farklılıklar tespit edilememektedir. Düşük ücretlilerin yoğun olduğu sektörler ile diğer sektörler asgari ücret artışından farklı etkilenmiş olabilir ve bu etkiler pekâlâ birbirini gölgelemiş olabilir. Varsayımımızı sınamak etmek için daha ayrıntılı bir sektörel analize ihtiyaç vardır. Aşağıda bu konuya detaylı olarak değineceğiz.

Veri ve yöntem

Asgari ücret artışının kayıt dışı istihdamı ne ölçüde etkilediğini anlamak adına izlediğimiz yöntemi şöyle özetleyebiliriz: 2014 ve 2015 verilerini kullanarak sektörel düzeyde düşük ücret alan tam zamanlı çalışanların oranını hesaplıyoruz. Asgari ücret artışının kayıt dışı istihdama etkisi varsa bu etkinin düşük ücretlilerin daha yoğun olduğu sektörlerde daha yüksek olması beklenir. O halde 2015, 2016 ve kısmen 2017 verileri ile sektörlerin kayıt dışı istihdam oranlarını karşılaştırarak kayıt dışı istihdam artışının yüksek olduğu sektörlerin aynı zamanda yüksek oranda düşük ücretli çalıştırıp çalıştırmadıklarını test edebiliriz.

Daha önceki çalışma notumuzdaki bulguların asgari ücret şoklarının sadece ücretlilerde değil ücret dışı çalışan kesimlerde de etkili olabileceğini gösterdiğini düşünüyoruz. Bu etkinin hangi mekanizmalarla gerçekleşmiş olabileceği araştırılması gereken bir konu. Bununla beraber akla gelen ilk neden artan sigorta primleri kendi hesabına çalışan ve işverenler için kayıtlı olmanın maliyetini artırmış olmasıdır. Özellikle yeni kurulan küçük aile şirketleri bir müddet kayıtsız çalışmayı tercih etmiş olabilir. Düşük ücretli sektörlerde çalışan ücretlilerin artan maliyetler sebebiyle işini kaybetmesi ve küçük aile şirketinde kayıt dışı çalışmaya başlaması diğer bir olasılıktır.

Asgari ücret artışının sektörleri etkileme derecesi olarak asgari ücret artışı öncesi asgari ücret civarı ve altı ücret elde eden çalışanların oranını kullanıyoruz. Bu bilgiyi HİA mikro verilerinden elde ediyoruz. Card (1992) yaklaşımını kullanarak, bir sektörün asgari ücret artışından nasıl etkilendiğini ölçmek için o sektörde bir sonraki yıl uygulanacak asgari ücret seviyesine eşit veya daha düşük bir ücretle çalışanların oranını kullanıyoruz. Card’ın (1992) makalesiyle kıyaslandığında tek fark yaptığımız enflasyon düzeltmesi. Somut bir örnekle açıklamak gerekirse, 2015 yılı ortalama asgari ücret seviyesi 975 TL ve 2015 yılı enflasyon seviyesi yüzde 7,67 idi. Her ücret enflasyon oranında artmış olsaydı 905,5 TL seviyesindeki ücretlerin 2015’te 975 TL olması gerekecekti. Bu sebeple 2014 verisinden her sektörde 905,5 TL ve altı ücretle çalışanların sektördeki toplam ücretliler içindeki oranını hesaplıyoruz. Bu oran ne kadar yüksekse söz konusu sektör asgari ücret artışından o kadar çok etkilenecektir.[2] 2016 yılı başında yüksek bir asgari ücret artışı olduğu için ilk akla gelen 2015 yılı için bu oranları hesaplamaktır. Eğer varsayımımız doğru ise kayıt dışı çalışmanın özellikle düşük ücretli sektörlerde artmasını bekleriz. Bununla beraber, varsayımımızın doğruluğunu sınamak için düşük ücretli sektörlerin kayıt dışılığında 2015’te de benzer bir artış olmadığını göstermek gerekir. 2014-2016 arası sektörlerin düşük ücret ve kayıt dışılık oranları Tablo 1’de verilmiştir. Yıllar arasında düşük ücretli seviyelerinde büyük farklılık görülmekle beraber özellikle sektörler arası sıralama 2014 ve 2015 yıllarında nerdeyse sabit kalmıştır (bkz. Tablo 1).

Sektörler düzeyinde analizde iki temel veri kaynağımız söz konusu: Sektörleri ücret düzeyleri itibariyle ayrıştırmak amacıyla esas olarak 2014, kontrol amaçlı da 2015 hane halkı işgücü mikro verilerini kullandık. Diğer veri kaynağımız ise sektör düzeyinde dönemsel kayıt dışı istihdam oranlarını hesaplamak için çevrim içi işgücü istatistikleridir. Bu veriye ulaşmak için TUİK web sayfasında “İşgücü İstatistikleri” bölümünde yer alan “İstatistiksel Tablolar ve Dinamik Sorgulama” başlığındaki “Dinamik Sorgulama” bölümünde “Şubat 2014 ve sonrası” adlı yeni seri bağlantısını kullanıyoruz. Bu sorgulamada sektörler düzeyinde (18 sektör) kayıt dışı istihdam verilerinde ücretli ve ücret dışı kesim ayrımı maalesef mevcut değil. Bu nedenle sektörel kayıt dışı istihdam oranlarını toplam istihdam için hesaplıyoruz.

Hanehalkı Bütçe Anketi çalışanları tam-zamanlı ve yarı-zamanlı olarak ayırırken esas işteki normal çalışma süresini dikkate almaktadır. Haftalık normal çalışma süresi 35 ve daha fazla olanlar tam-zamanlı çalışan olarak değerlendirilmektedir. Bu sebeple, biz de sektörlere göre düşük ücret alan çalışanların oranlarını hesaplarken pozitif ücretli, haftalık 35 saatin üzerinde çalışan (tam zamanlı), asgari ücret ve altında aylık geliri olan ücretli çalışanları dikkate aldık.

Aylık istihdam verilerinde mevsimsellik bulunduğu için analizlerimizi yıllık değişimler üzerinden yapıyoruz. Somut olarak 2015 ve 2016 yıllarının Şubat, Mayıs, Ağustos ve Kasım, 2017 yılının ise Şubat, Mayıs ve Ağustos ayı istihdam verilerini kullanıyoruz. Bilindiği gibi HİA aylık veriler üç ayın ortalamalarıdır. Bu bakımdan Şubat, Mayıs, Ağustos ve Kasım verileri yılın 4 çeyreğinin verilerine karşılık gelmektedir. Hipotezimiz doğruysa iki değişken arasında pozitif bir korelasyon olmasını bekleriz. Buna karşılık 2014’ten 2015’e sektörlerde bir asgari ücret şoku yaşanmadığı için 2014’ten 2015’e aynı aylar için sektörel kayıt dışı istihdam artışı ile düşük ücretlilerin sektördeki payı arasında pozitif bir korelasyon beklemeyiz.

Sektörlerde kayıt dışılık ve ücret dağılımı

Düşük ücretli çalışanların oranları ile kayıt dışı tüm çalışanların oranları 17 sektör için değerlendirildiğinde, görece yüksek kayıt dışılık gösteren sektörlerde düşük ücretli çalışanların oranlarının yüksek paya sahip olduğunu gözlemliyoruz (Ek Şekil 1). Burada, önemli bir hatırlatma yapmak gerekiyor. Tarım sektöründe gözlemlenen çok yüksek oranlı kayıt dışı çalışma nedeniyle analizlerimiz tarım sektörünü dışarda bıraktığı için 18 yerine 17 sektör bilgileri kullanılmıştır. Bununla birlikte, sektörel analiz yıllık değişimlere odaklandığı için tarım sektörünün veriye dahil edilmesi sonuçlarımızı etkilememektedir.

Tablo 1’de kayıt dışı çalışanların oranı ile düşük ücret alanların oranı 17 sektör detayında son üç yıl için verilmektedir. Sektörler arası büyük farklar göze çarpmaktadır. Kayıt dışı istihdam “Diğer Hizmet” sektöründe çok yüksektir (2016’da yüzde 52,1). Buna karşın “Madencilik ve Taş Ocakçılığı”, “Kamu Yönetimi ve Savunma”, “Eğitim”, ve “Finans ve Sigorta Faaliyetleri” sektörlerinde kayıt dışı istihdam oranı düşüktür (2016’da yüzde 5,0 ve altı). 2015’te bir önceki yıla göre kayıt dışı istihdam oranları neredeyse tüm sektörler için azalırken, 2016’da 2015’e kıyasla birçok sektör için bu oranlarda artış gözlenmiştir. Değişimin en çarpıcı olduğu tarım dışı sektör kayıt dışı istihdamın yüksek olduğu “Diğer Hizmetler” sektörüdür: 2015’de 4,7 yüzde puan azalma gösterirken 2016’da yüzde 0,3 yüzde puan artış göstermiştir (51,8’den 52,1’e). Son olarak, sektörler arasında hacmi nedeni ile önemli yer tutan imalat sektöründe ise kayıt dışı istihdam 2014-2015 döneminde 1,3 yüzde puan azalırken 2015-2016 döneminde 1,1 yüzde puan artış göstermiştir (18,9’dan 19,9’a).

Tablo 1’den elde edilen diğer bilgi farklı sektörlerin her birindeki düşük ücretli istihdamın oranları ve kayıt dışı istihdam oranı ile düşük ücretli çalışan oranı arasındaki ilişkidir. İki oran arasındaki pozitif korelasyon dikkat çekicidir (bkz. Ek Şekil 1). Genelde düşük ücretli sektörlerde kayıt dışı çalışan oranı daha yüksektir. Düşük ücretli çalışan yoğunluğunun en yüksek olduğu sektörler, 2016 yılı itibarı ile, “Diğer Hizmetler” ve “İnsan Sağlığı” sektörleridir (sırasıyla yüzde 45,0 ve 28,9). Düşük ücretli çalışan yoğunluğunun düşük olduğu sektörler ise “Finans ve Sigorta Faaliyetleri” (2016’da yüzde 1,9) ve “Kamu yönetimi ve savunma” (2016’da yüzde 2,2) sektörleridir.

Ortalama düşük ücretli oranı 2014 ve 2015 yıllarında sırası ile yüzde 29,4 ve yüzde 33,6 iken 2016’da bu oran yüzde 13,2’ye gerilemiştir. 2016 yılında düşük ücret oranında görülen büyük düşüşün sebebi 2017 yılındaki asgari ücret artış oranının (yüzde 7,9) 2017 yılı enflasyon oranından (yüzde 11,1) düşük olmasıdır. Tanımımıza göre 2016 yılında asgari ücret altı kazanan pek çok çalışan enflasyon oranı kadar ücret artışı elde ettiği takdirde 2017 yılındaki asgari ücret seviyesini geçeceğinden “düşük ücretli” sayılmamaktadır.

Tablo 1: Sektörlere göre kayıt dışı ve düşük ücretli çalışanlar (yüzde)

2014 2015 2016
Sektör Düşük Ücret Kayıt Dışı Düşük Ücret Kayıt Dışı Düşük Ücret Kayıt Dışı
Finans ve Sigorta Faaliyetleri 7,6 3,4 17,3 4,0 1,9 3,3
Eğitim 11,9 3,5 18,3 3,2 4,9 3,6
Kamu Yönetimi ve Savunma 6,5 4,1 9,6 4,0 2,2 3,9
Madencilik ve Taş Ocakçılığı 19,0 6,7 30,6 6,1 4,0 4,2
Mesleki, Bilimsel ve Teknik 20,1 11,1 30,9 9,9 6,3 9,2
Bilgi ve İletişim 13,0 13,3 27,7 13,0 5,9 12,6
İdari ve Destek Hizmet 36,7 15,3 60,4 14,6 6,4 13,1
Kültür Sanat 18,9 20,4 27,7 19,0 8,2 19,9
İmalat 34,8 20,2 55,6 18,9 11,3 19,9
Ulaştırma 25,3 24,8 43,2 24,6 10,1 23,2
Gayrimenkul 38,3 26,3 65,6 20,9 14,5 23,7
Toptan ve Perakende 37,2 26,5 58,7 25,9 14,5 27,1
İnsan Sağlığı 33,9 24,7 43,4 27,2 28,9 28,6
Konaklama 39,1 33,0 60,9 29,4 18,2 31,6
Elektrik+Su 16,3 29,9 29,5 30,5 7,2 33,9
İnşaat 28,0 36,6 49,0 35,6 18,4 35,8
Diğer Hizmet 57,7 56,4 74,4 51,8 45,0 52,1
Toplam 29,4 35,0 45,9 33,6 13,2 33,5

 

Kaynak: TUİK, HİA 2014, 2015,2016 mikro veri ve İşgücü İstatistikleri (http://www.tuik.gov.tr, Erişim tarihi 06.11.2017) Not: Düşük ücretli çalışanların oranı hesaplanırken bir sonraki yılın enflasyonla düzeltilmiş asgari ücret seviyesi sınır değer olarak kullanılmıştır (bkz. Veri ve Yöntem bölümü ve Dipnot 2).

Daha önce belirttiğimiz hipotezimizi sınamak için önce 17 sektörün her birinde düşük ücretli çalışan oranını 2014, 2015 ve 2016 yılları için hesaplıyoruz. Düşük ücretli çalışan oranını söz konusu sektörün asgari ücret artışından etkilenme derecesi olarak yorumluyoruz. Daha sonra 2014-2017 dönemini kapsayan, 17 sektör için kayıt dışı istihdam oranını hesaplıyoruz. Şekil 1, Şekil 2 ve Şekil 3 sırası ile 2014’ten 2015’e, 2015’ten 2016’ya ve 2016’dan 2017’ye kayıt dışı çalışan oranındaki değişimi sektördeki düşük ücretli çalışan oranı ile ilişkilendirerek vermektedir.

Şekil 1’de yüksek asgari ücret öncesi 2014’den 2015’e düşük ücretli çalışan oranları değişimi ile kayıt dışı istihdam oranları değişimi arasındaki ilişki gösterilmektedir. Bu iki değişken arasında negatif bir korelasyon olduğu açıkça görülmektedir. Hemen her sektörde kayıt dışı çalışanların oranı bir önceki yıla kıyasla azalmakla beraber sektördeki düşük ücretli oranı ne kadar yüksekse kayıt dışı çalışma oranındaki azalışın da o kadar yüksek olduğu gözlemlenmektedir.

Yüksek asgari ücret artışının gerçekleştiği 2016 yılının özellikle ilk iki çeyreğinde iki değişken arasındaki negatif korelasyonun yerini pozitif korelasyona bıraktığı açıkça görülmektedir (Şekil 2). Şubat ve Mayıs dönemlerinde düşük ücretli çalışanların yoğun olduğu sektörlerdeki kayıt dışı çalışma oranındaki artış görece daha yüksektir. Yılın ikinci yarısını temsil eden Ağustos ve Kasım dönemlerinde ise kayıt dışı istihdam oranlarının düşük ücretli çalışan yoğunluğu ile değişmediği gözlenmiştir. Bu anlamda yılın ikinci yarısında, düşük ücretli sektörler belirleyici parametre olmaktan çıkmıştır denebilir. Asgari ücret artışı kayıt dışı istihdama etkisi tüm sektörlere benzer şiddette yayılmıştır. Buna rağmen üçüncü ve dördüncü çeyrekler arasında önemli bir fark bulunmaktadır. Üçüncü çeyrekte (Ağustos döneminde) ortalama değişim sıfıra yakın iken son çeyrekte (Kasım ayı) pozitiftir. Dördüncü çeyrekte, 2015 ile kıyaslandığında, 2016 yılında hemen her sektörde düşük ücretli çalışan oranından bağımsız olarak kayıt dışı çalışma oranında bir artış gözlemlenmektedir.

Son olarak, Şekil 3’te 2016-2017 kayıt dışı istihdam oranındaki değişim incelenmektedir. Şekil 3’teki her çeyrek ile Şekil 2’deki dördüncü çeyrek arasındaki benzerlik dikkat çekicidir. Kayıt dışı çalışma oranı, 2017 yılında 2016’ya kıyasla ortalamada artmıştır. Bazı sektörlerde artış, diğerlerinde azalış görülmekle beraber bunun sistematik olarak düşük ücret oranı ile ilişkili olmadığı anlaşılmaktadır.

Tüm bu saptamalardan hareketle hipotezimizin büyük ölçüde doğrulandığı görülmektedir. Düşük ücretli çalışanların yoğun olduğu sektörlerde asgari ücret artışının kayıt dışı çalışma oranına etkisi ilk başta (asgari ücret şokundan hemen sonra) daha yüksek olduğu görülmekte ancak izleyen dönemlerde tüm sektörlerin kayıt dışı çalışan istihdam oranında benzer bir artış göze çarpmaktadır. Özetlemek gerekirse, 2014 yılından 2015’e ekonominin genelinde kayıt dışı çalışma oranında bir gerileme olduğu ve bu gerilemenin özellikle düşük ücretli çalışmanın yoğun olduğu sektörlerde yüksek olduğunu tespit ediyoruz. 2016’nın hemen başındaki yüksek asgari ücret artışının, kayıt dışı çalışma bağlamında, ilk aşamada görece asgari ve altında ücretli çalışanların oranının yüksek olduğu sektörleri etkilediği, daha sonra bu etkinin tüm sektörlere dağıldığına tanık oluyoruz.

Bu araştırma notunda elde ettiğimiz sonuçlar, bir önceki araştırma notumuzda (Araştırma Notu 220/18) incelenen ücretlilerin dönemsel kayıt dışı istihdam oranlarındaki eğilimler ile bariz bir paralellik göstermektedir. Ücretli çalışanlarda kayıt dışı çalışma oranı, 2015 ile 2016 kıyaslandığında ilk iki çeyrekte artış, üçüncü çeyrekte azalış son çeyrekte yine artış göstermişti. Buradan hareketle, ücretli çalışanlar toplam istihdamın yarısından fazlasını oluşturduğu için temel eğilimler bu kesimde yaşanan değişimler çerçevesinde şekillenmektedir.

Asgari ücret şokunun kayıt dışı istihdama olan etkisi bir sonraki notta kadın erkek ayrımı gözetilerek ayrıntılı olarak incelenecektir. Bahsedilen notta elde edilen bulgular, mevcut not boyunca bahsedilen toplam etkinin erkeklerden kaynaklandığını göstermektedir. Çalışan kadınlar görece daha eğitimli oldukları için kadınlarda düşük ücretli çalışan sayısının erkeklere oranla çok daha düşük olduğu bilinmektedir. Bu durum kadınlarda, kayıt dışılığın en fazla görüldüğü, düşük eğitim seviyesine sahip çalışan sayısının erkeklere kıyasla daha az olmasından kaynaklanmaktadır. Tüm bunlar birlikte düşünüldüğünde asgari ücret artışının kadınlar için kayıt dışı çalışmayı arttırmaması aslında beklenen bir sonuçtur.

Sonuçlar ve uyarılar

Bu araştırma notunda elde edilen bulgular 1 Ocak 2016’da yürürlüğe giren yüksek asgari ücret artışının özellikle düşük ücretli sektörlerde kayıt dışı istihdamı arttırdığı savını doğrular niteliktedir. Asgari ücret artışının kayıt dışı istihdama etkisi ilk iki çeyrek özellikle düşük ücretli sektörlerde daha büyük olmuş, sonrasında düşük ücret yoğunluğundan bağımsızlaşmıştır. Özellikle 2016 yılının son çeyreğinden itibaren kayıt dışılığı arttırıcı bu etkinin devam etmekle birlikte tüm sektörleri paralel şekilde etkilediği sonucuna varıyoruz. Bu ve daha önceki araştırma notumuzdan elde edilen sonuçlar toplu veriler kullanılarak elde edildiği için ihtiyatla karşılamak gerekir. Bu konu ile ilgili bir sonraki araştırma notumuzda kayıt dışılık-asgari ücret ilişkisini mikro veri seti ile hem kadın-erkek ayrımında hem de ücretli-ücret dışı kesim ayrımında detaylı olarak inceleyeceğiz. O notta da göreceğimiz gibi asgari ücret artışının kayıt dışı çalışmaya etkisi özellikle erkek çalışanlarda gözlemlendiğini peşinen belirtelim.

Kaynaklar

[1] Card, David (1992). Using regional variation in wages to measure the effects of the federal minimum wage, Industrial and Labor Relations Review 46, 22-37.

 

Ek Şekil 1: Sektörlere göre düşük ücretli çalışan oranı ile kayıt dışı istihdam oranı arasındaki ilişki (2014)

  

Kaynak: TUİK, HİA 2014 mikro veri ve İşgücü İstatistikleri (http://www.tuik.gov.tr, Erişim tarihi 06.11.2017). Not 1: Düşük ücretli çalışanların oranı hesaplanırken bir sonraki yılın enflasyonla düzeltilmiş asgari ücret seviyesi sınır değer olarak kullanılmıştır (bkz. Veri ve Yöntem bölümü ve Dipnot 2). Not 2: Tablo 1 ve Ek Tablo 1 kullanılarak oluşturulmuştur. Not 3: 2015 ve 2016 yılı verileri yine çok benzer sonuçlar vermektedir.

Şekil 2: Düşük ücretlilerin oranı ile toplam kayıt dışı istihdamdaki değişim ilişkisi 2015-2016 

 

Kaynak: HİA 2015 mikro veri ve İşgücü İstatistikleri (http://www.tuik.gov.tr, Erişim tarihi 06.11.2017.) Harflerin karşılık geldiği sektörler için bakınız Ek Tablo 2. Not 1: Düşük ücretli çalışanların oranı hesaplanırken bir sonraki yılın enflasyonla düzeltilmiş asgari ücret seviyesi sınır değer olarak kullanılmıştır (bkz. Veri ve Yöntem bölümü ve Dipnot 2). Not 2: Düşük ücretli çalışanların oranı ücretli çalışanlar için hesaplanmışken, kayıt dışı istihdam oranları tüm çalışanlar için hesaplanmıştır. Bunun sebebi, TÜİK’in 18 sektör için kayıt dışı istihdam verilerinde ücretli ve ücret dışı kesim ayrımının bulunmayışıdır.  

Şekil 3: Düşük ücretlilerin oranı ile toplam kayıt dışı istihdamdaki değişim ilişkisi 2016-2017

Kaynak: HİA 2016 mikro veri ve İşgücü İstatistikleri (http://www.tuik.gov.tr, Erişim tarihi 28.12.2017.) Harflerin karşılık geldiği sektörler için bakınız Ek Tablo 2. Not 1: Düşük ücretli çalışanların oranı hesaplanırken bir sonraki yılın enflasyonla düzeltilmiş asgari ücret seviyesi sınır değer olarak kullanılmıştır (bkz. Veri ve Yöntem bölümü ve Dipnot 2). Not 2: Düşük ücretli çalışanların oranı ücretli çalışanlar için hesaplanmışken, kayıt dışı istihdam oranları tüm çalışanlar için hesaplanmıştır. Bunun sebebi, TÜİK’in 18 sektör için kayıt dışı istihdam verilerinde ücretli ve ücret dışı kesim ayrımının bulunmayışıdır. 

Ek Şekil 1: Sektörlere göre düşük ücretli çalışan oranı ile kayıt dışı istihdam oranı arasındaki ilişki (2014)

Ek Tablo 1: Ücretli kesim için sektörlere göre kayıt dışı istihdam ve düşük ücretli çalışanlar (%)

2014 2015 2016
Sektör Düşük Ücret Kayıt Dışı Düşük Ücret Kayıt Dışı Düşük Ücret Kayıt Dışı
Madencilik ve Taş Ocakçılığı 19,0 6,7 30,6 5,3 4,0 3,9
İmalat 34,8 15,8 55,6 14,6 11,3 15,3
Elektrik+Su 16,3 6,0 29,5 5,6 7,2 7,8
İnşaat 28,0 35,6 49,0 34,1 18,4 34,3
Toptan ve Perakende 37,2 17,6 58,7 16,6 14,5 17,0
Ulaştırma 25,3 19,9 43,2 20,4 10,1 18,5
Konaklama 39,1 29,5 60,9 26,6 18,2 27,1
Bilgi ve İletişim 13,0 8,6 27,7 7,8 5,9 7,0
Finans ve Sigorta Faaliyetleri 7,6 2,2 17,3 2,6 1,9 1,9
Gayrimenkul 38,3 20,5 65,6 16,6 14,5 18,0
Mesleki, Bilimsel ve Teknik 20,1 9,4 30,9 7,6 6,3 6,5
İdari ve Destek Hizmet 36,7 7,0 60,4 6,4 6,4 4,9
Kamu Yönetimi ve Savunma 6,5 4,1 9,6 4,0 2,2 3,9
Eğitim 11,9 2,8 18,3 2,6 4,9 3,0
İnsan Sağlığı 33,9 24,9 43,4 27,2 28,9 28,4
Kültür Sanat 18,9 15,6 27,7 13,8 8,2 13,2
Diğer Hizmet 57,7 62,0 74,4 57,3 45,0 55,9
Toplam 29,4 19,6 45,9 18,3 13,2 18,2

 

Kaynak: TUİK, HİA 2014, 2015,2016 mikro veri ve İşgücü İstatistikleri (http://www.tuik.gov.tr, Erişim tarihi 06.11.2017) Not: Düşük ücretli çalışanların oranı hesaplanırken bir sonraki yılın enflasyonla düzeltilmiş asgari ücret seviyesi sınır değer olarak kullanılmıştır (bkz. Veri ve Yöntem bölümü ve Dipnot 2)

 

Ek Tablo 2: Sektörlerin karşılık geldiği harfler

Kod Sektör
A Tarım
B Madencilik ve Taş Ocakçılığı
C İmalat
DE Elektrik+Su
F İnşaat
G Toptan ve Perakende
H Ulaştırma
I Konaklama
J Bilgi ve İletişim
K Finans ve Sigorta Faaliyetleri
L Gayrimenkul
M Mesleki, Bilimsel ve Teknik
N İdari ve Destek Hizmet
O Kamu Yönetimi ve Savunma
P Eğitim
Q İnsan Sağlığı
R Kültür Sanat
STU Diğer Hizmet

Kaynak: TUİK İşgücü İstatistikleri (http://www.tuik.gov.tr, Erişim tarihi 30.11.2017)

 

*Prof. Dr. Seyfettin Gürsel, Betam, Direktör, [email protected]

** Ozan Bakış, Betam, Kıdemli Araştırmacı, [email protected]

*** Yazgı Genç, Betam, Araştırma Görevlisi, [email protected]

[1] Bkz. http://betam.bahcesehir.edu.tr/2018/01/asgari-ucret-artisi-kayitli-istihdami-olumsuz-etkiledi/

[2] 2014’te Ocak ve Temmuz net aylık asgari ücretleri sırası ile 846 TL ve 891 TL’dir. 2015’te bu rakamlar sırası ile 849 ve 1000 TL olmuştur. Yıllık veride dönem bilgisi olmadığı için bu yılların asgari ücretini hesaplarken Ocak ve Temmuz asgari ücretlerinin ortalamaları esas alınmıştır (2014 için 865,5 TL ve 2015 için 975 TL). 2016 ve 2017 yılında tek asgari ücret seviyesi bulunmaktadır ve sırası ile 1301 ve 1404 TL’dir.