Küresel Rekabet Gücü, Marka Haklarının Korunmasıyla Artar
Dünya Fikri Mülkiyet Günü nedeniyle açıklama yapan Marka Koruma Grubu (MKG) Sözcüsü Dr. Ali Ercan Özgür, Türkiye’nin Küresel Rekabet Endeksi’nde 144 ülke arasında 45’inci sırada yer aldığını belirterek, “Dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olmak için küresel rekabetimizin güçlenmesi gerekiyor. Marka haklarının en etkin biçimde korunması, Türkiye’nin küresel rekabet gücünü artırmanın yanı sıra ekonominin büyüklük ve derinlik kazanmasına da katkı sağlayacaktır” dedi.
Ticari marka haklarının korunması, sahte ve kaçak gibi yasa dışı ürünlerle mücadele ve tüketicilere iyi tercih hakkı sunabilme misyonuyla kurulan gönüllü özel sektör inisiyatifi Marka Koruma Grubu (MKG), 26 Nisan Dünya Fikri Mülkiyet Günü nedeniyle yazılı bir açıklama yaptı. MKG Sözcüsü Dr. Ali Ercan Özgür, Türkiye’de fikri ve sınaî mülkiyet ile ticari marka haklarının korunması konusunda son yıllarda önemli çalışmalar gerçekleştirildiğini, bu süreci daha da güçlendirmek gerektiğini söyledi. Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmak isteyen Türkiye’nin hedefine ulaşması için güçlü ekonomilerle daha fazla rekabet edebilir hale gelmesi gerektiğini vurgulayan Özgür, şunları kaydetti:
“Dünya Ekonomik Forumu tarafından yayımlanan ‘Küresel Rekabet Endeksi 2014-2015 Raporu’na göre Türkiye 144 ülke arasında 45. sırada yer alıyor. Bunun yanında PRA’nın (Fikri Haklar Birliği) IPRI (Uluslararası Fikri Mülkiyet Hakları Endeksi) 2014 raporuna göre Türkiye 131 ülke arasında 44. sırada. Son yıllarda ekonomisine istikrar kazandıran Türkiye’nin daha büyük hedeflere ulaşması için, rekabet gücünü de artırması gerekiyor. Küresel rekabet gücünün en önemli dayanaklarından birini ise marka haklarının korunması oluşturuyor. Fikri ve sınaî mülkiyet ile ticari marka haklarını etkin şekilde koruya n bir ülkenin, uluslararası yatırımlar açısından cazibesi artıyor. Yapılan araştırmalara göre Fikri Mülkiyet Hakları Endeksi’nde sağlanan bir puanlık artış, yaklaşık 1,9 milyar dolarlık uluslararası yatırımın ülkeye girişini sağlıyor. Sağlam temeller üzerinde bulunan fikri mülkiyet sistemleri, Türkiye’nin ekonomik büyümesindeki en büyük itici güçlerden biri olacak.”
“Sahte ve kaçak ürün ticareti, ekonomide kara delikler açıyor”
Bir ülkede yasa dışı ürün ticaretindeki artışın, yabancı yatırımın o ülkeden uzaklaşmasına yol açtığını da savunan Özgür şunları söyledi:
“BASCAP (Sahtecilik ve Korsanla Mücadele İçin İş Dünyası Hareketi) verilerine göre Türkiye’deki sahte ve kaçak ürün ticaretinin ulaştığı boyut onlarca milyar dolar ile ifade ediliyor. Türk ekonomisi her yıl kaçak akaryakıt nedeniyle milyarlarca liralık ÖTV, kaçak sigara nedeniyle yaklaşık 6 milyar lira vergi kaybına uğruyor. Hali hazırda, yasa dışı ürün ticaretiyle mücadelede çok önemli çalışmalar yapılıyor. Bu konuda verilen mücadeleyi destekliyoruz ve daha güçlü adımların atılmasını bekliyoruz. Sahte ürünler ile ilgili olarak uzun süren yargı süreçlerinin kısaltılmasının ve etkinleştirilmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz. Diğer yandan, el konulan ürünlerin muhafazası ve imhası ile ilgili gerekli düzenlemelerin yapılmasını bekliyoruz. Ayrıca, 2014 yılında ABD Ticaret Odası tarafından yayımlanan Uluslararası Fikri Mülkiyet Raporu’nda da yer aldığı üzere, paketlerin standartlaştırılması gibi, bir markanın kimliğinin yok edecek aşırı düzenlemelerden de kaçınılması gerektiğini düşünüyoruz.”
