Ana Sayfa Haberler Dizi İhracatı...

Dizi İhracatı, O Sektöre de Yaradı

04.11.2019 – Türkiye dizi ve film ihracatında son 16 yılda 156 ülkeden 500 milyon seyirciye ulaşırken, Türk dizilerine olan ilgi Ortadoğu’dan başlayıp, Avrupa’ ya kadar devam ediyor. Türk dizilerinin yurt dışında büyük ilgi görmesi, ev ve mutfak ürünleri sektörünü de olumlu yönde etkiliyor. 2019 Eylül ayında metalden mamul sofra ve mutfak eşyaları ihracatı 2018 yılı Eylül ayına kıyasla yüzde 11,21 oranında artarak 63 milyon dolar olarak gerçekleşirken, sektörde Eylül ayında en çok ihracatımız Mısır’a oldu. Sektördeki ihracat başarısı tüm dünyada ses getiren ülkemiz 3. Uluslararası Züccaciye Ev Eşyaları Aksesuar Üretici& Markalar Fuarı Home Concept’ le birlikte uluslararası ticaretin ve Türk üretiminin dünyaya açılan kapısı olacak.

Türkiye’ de züccaciye sektörü pozitif bir ivme kazanırken Ortadoğu ve Avrupa ülkeleri mutfak eşyaları ve ev dekorasyon ürünlerinde tercihini ülkemizden yana kullanıyor. Türk dizilerinin dünya üzerindeki yüksek satış rakamı, ülkemizdeki ev ve mutfak eşyalarına olan ilgiyi de arttırıyor. Böylelikle züccaciye sektöründe ihracat rakamları artış göstermeye devam ederken, sektöre yönelik olarak düzenlenen fuarlar ülke tanıtımına ve ekonomisine katkıda bulunuyor.

Ülkemizde ev dekorasyon ve mutfak ürünleri sektöründeki ihracat rakamları gün geçtikçe artarken 14- 17 Kasım tarihleri arasında ülkemizin en önemli markalarıyla sektör profesyonellerinin bir araya geleceği 3. Uluslararası Züccaciye Ev Eşyaları Aksesuar Üretici& Markalar Fuarı Home Concept İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenecek. Türkiye’nin ekonomik anlamda uluslararası pazarlara açılmasını sağlayan fuar, Türk üretiminin kalitesini ve başarısını da dünya pazarında sergileyecek.Sektördeki en yeni ürünlerin sergileneceği fuarda; Türk üreticilerin tasarladığı en şık ürünler Ortadoğu’dan, Avrupa’ya kadar dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçiler ile buluşacak.

 

Türk Dizilerine Yasak Kararına Tepki, Peki Türkiye’nin Dizi İhracatı Ne Kadar?

Türk Dizilerine Yasak Kararına İTO’dan Rest

06.03.2018 – MBC Türk Dizilerini Yasakladı

Başkan Oran:

– “Yazılmak istenen senaryoyu biliyoruz. Bu yasaklama yaklaşımı eğer bir rest veya Türkiye’ye koyulmuş bir tavır ise girişimciler olarak biz bu resti görürüz. Yasak kararı bizi olsa olsa daha fazla biler.” 

– “Bu kadar uydunun olduğu internet çağında insanların bu dizileri izlemesini kimse engelleyemez. Bir kanal kapatılabilir belki ama Türk dizilerini yayınlayacak pek çok medya kuruluşu bulunur.” 

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Öztürk Oran, Dubai merkezli medya grubu MBC’nin Türk dizilerinin gösterimini durdurma kararı için, “Eğer bir rest veya Türkiye’ye koyulmuş bir tavır ise girişimciler olarak biz bu resti görürüz. Yasak kararı bizi olsa olsa daha fazla biler” dedi.

Oran, “Bu kadar uydunun olduğu internet çağında insanların bu dizileri izlemesini kimse engelleyemez. Bir kanal kapatılabilir belki ama Türk dizilerini yayınlayacak pek çok medya kuruluşu bulunur. Zira bu coğrafyada Türk dizilerine de Türkiye’ye de sempati büyük ve asıl rahatsızlık da bundan kaynaklanıyor” diye konuştu.

‘ENGELLEMEYE KİMSENİN GÜCÜ YETMEZ’

“İnsansız uçaklara getirilen kısıtlamalar Türkiye’yi nasıl mal sahibi yaptıysa, bu yasakta ısrar ederlerse Türkiye bu ülkelerdeki izleyicilerine ulaşmak için daha zengin bir mecra ve kanal çeşitliliği oluşturarak yasağı fırsata çevirir” diyen Öztürk Oran, şöyle devam etti:

“Yasaklama kararı ile yasağı koyanlar kaybeder. Çünkü Türk dizileri sadece Arap coğrafyasında değil dünyanın her yerinde ciddi iş yapıyor, ses getiriyor, milyonları adeta ekranlara bağlıyor. Türk dizileri kendi kalitesini sürdürdüğü sürece, Türk yapımlarını engellemeye kimsenin gücü yetmez. Su akar yolunu bulur. Bizim dizileri yasaklamak, onlar için daha az seyredilen kanal olmayı kabul etmek demektir. Öte yandan Arap dünyasına hitap etme anlamında MBC dışında da önemli mecralar var. Bunları değerlendiririz. Uydudan Türk yapımları için özel bir yayın yapmak da şüphesiz bir seçenek olabilir.”

FİLM MARKETLERİNE KATILIM

Oran, İTO olarak Türk film endüstrisini dizi film ve içeriklerinin alınıp satıldığı MIPCOM, MIPTV Cannes ve ATF Singapur fuarlarına taşıdıklarını hatırlattı. Başkan Oran, “Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı işbirliği ile sektör firmalarının film marketlerine katılmasını sağlıyoruz. Yabancı yapımcılarla satın alım heyetleri ile bir araya getiriyoruz. İstanbul Ticaret Odası çatısı altında sektörün önemli bileşenleriyle oluşturduğumuz Film Sektör Koordinasyon Kurulu ile geliştirdiğimiz stratejiler çerçevesinde Türk dizilerinin daha fazla film markette ve coğrafyalarda boy göstermesi ve daha geniş kitlelere ulaşması için yoğun çalışmalar yapıyoruz” dedi.

 

Türkiye Dizi İhracatında 2. Sırada! 2023 Hedefi 1 Milyar Dolar…

Dünya Yayıncılığı IFTV’de (Uluslararası İstanbul Film ve Televizyon Forum&Fuarı) buluşuyor

23.09.2017 – Türk radyo ve televizyon sektörünün en büyük sivil toplum kuruluşu ve aynı zamanda 5 kıtadan üyeleriyle en geniş yayıncılar birliği ABU – Asya Pasifik Yayıncılar Birliği üyesi olan RATEM-Radyo Televizyon Yayıncıları Meslek Birliği ve CEO Event, T.C. Ekonomi Bakanlığı, T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Tanıtım Fonu desteğiyle ulusal yayıncılık sektörünü uluslararası alana taşımak üzere “IFTV – Uluslararası İstanbul Film ve Televizyon Forum ve Fuarı”nı düzenliyor.

Geçtiğimiz üç yıl içinde başarıyla gerçekleşen organizasyon bugüne kadar 700’ü yurtdışından 75 ülkeden olmak üzere 6.000 ziyaretçi, 200 markaya ve 150 konuşmacıya ev sahipliği yaptı. 28-30 Eylül 2017’de Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek olan IFTV – Uluslararası Film ve Televizyon Forum ve Fuarı, sektörün en önemli ve en büyük buluşma noktası olacak.

80 Ülkeye 250 Milyon Dolarlık Dizi İhracatı, 2023 Hedefi 1 Milyar Dolar!

Etkinliğin en dikkat çekici alanları arasında yer alan, ülkemizin dünya sıralamasında ikinciliğe yerleştiği dizi ihracatı konusunda RATEM Başkanı Yusuf Gürsoy; “ Türkiye kendi dizilerini, programlarını ve formatlarını yılda yaklaşık 80 ülkeye ihraç ederek 250 milyon dolar gelir elde eder duruma geldi. Son yıllarda Türkiye bu sektörde ciddi bir büyüme elde etti. Ülkemizde üretilen dizi ve program içerikleri Kanada’dan Peru’ya, Arjantin’den Çin’e kadar çok geniş bir coğrafyadan ilgi görmeye başladı. 2023 yılında dizi ihracatında hedefimiz 1 Milyar dolar” şeklinde görüş bildiren Gürsoy, IFTV ile ilgili olarak da, “İçerik ve teknik kalitesi ile dünyada rekabet edebilir noktaya ulaşan Türk televizyon yapımlarının ülkemiz ekonomisi ve turizmine katkısının artırılması, kültürel etkileşim ve iletişimin öneminin vurgulanması amaçlanmaktadır” ifadelerini kullandı.

Forum & Fuar Bir Arada…

Dünyada medya, iletişim ve yayıncılık sektörüne yön veren liderlerin İstanbul’da buluşacağı, ulusal ve uluslararası profesyonellerin, kamu temsilcilerinin ve sivil toplum kuruluşlarının bir araya geleceği etkinlikte sektörün geleceğine yön verilecek. Önemi her geçen gün artan yayıncılık pazarının yakından izlenmesine olanak tanıyan, küresel ve bölgesel gelişmelere erişim sağlayan, ilgili Bakanlıklar, kamu kurum ve kuruluşları, sektörel birlik ve dernekler tarafından da desteklenen, bölgenin en önemli organizasyonu olan IFTV, Forum ve Fuar özellikleriyle dikkat çekiyor.

Yayıncılık sektöründeki iletişim ve iş birliği kanallarını geliştirmeyi, küresel trendler ve sektörde beklenen gelişmeler konusunda yol göstermeyi amaçlayan IFTV’nin Forum bölümünde, yayıncılık ve içerik dünyasına ilişkin uluslararası anlamda öne çıkan gündemin paylaşılması, ortak geleceğe ilişkin fikirlerin ortaya konulması hedeflenmektedir. Her yıl gelişmelere paralel olarak belirlenen ana tema doğrultusunda gerçekleştirilecek olan forum programına, ulusal ve uluslararası düşünce önderleri ile birlikte birçok önemli konuşmacı katılacak.

Sektörün kalbinin atacağı fuara ise yayıncılık sektöründeki teknoloji firmaları, TV kanalları, yeni teknolojiler ve medya firmaları, film yapım tedarikçileri, film ve dizi yapım şirketleri, film ve dizi ihracat şirketleri katılacak.

Türkiye’den ve Dünyadan Önemli İsimler IFTV’de…

Tüm dünya yayıncılığının buluşacağı IFTV özel konukları ve konuşmacılarıyla da dikkat çekecek. Salma Hayek, PenelopeCruz, James Franco, Micheal Pena gibi dünyaca ünlü isimlerin oyuncu koçu olan Michelle Danner IFTV’de özel bir atölye çalışması düzenleyecek. Martin Cuff (İçerik ve Pazarlama Geliştirme Danışmanı), Matt Green (Dünya Reklamverenler Federasyonu Medya ve Dijital Direktörü), Stan Baaijens (DVB İcra Kurulu Üyesi), Ian Grace (Virgin Radio International Başkanı), Nabiha Ben SALEH (ASBU–Arap Ülkeleri Yayıncıları Birliği TV Direktörü), Renata Uhlarikaova (Kantar Media Uluslararası İş Geliştirme Direktörü), Gunnar Garfors (Uluslararası DMB Geliştirme Grup Başkanı) gibi sektörün önde gelen isimleri ve diğer sürpriz isimler IFTV’de konuşmacı olarak yer alacak.

 

Palandöken: Türk Dizileri Seksene Yakın Ülkede İzleniyor

Tesk Genel Başkanı Bendevi Palandöken:

21.09.2017 – Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, son yıllarda ülkemizde çekilen ve yurtdışından da izlenen veya dışarıya satılan film ve dizilerin birer kültür elçisi olduğunu belirtti.

Son yıllarda ülkemizde çekilen ve yurtdışından da izlenen veya dışarıya satılan film ve dizilerin birer kültür elçisi olduğunu belirten TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Türk dizilerinin Orta Doğu’dan Orta Asya’ya Kuzey Afrika’dan Doğu Avrupa’ya kadar 80’e yakın ülkede 400 milyondan fazla bir izleyiciye ulaşması ülkemiz için bir avantajdır. Yurtdışında büyük beğeni ile izlenen dizilerimizde özellikle ülkemiz sanatkarları tarafından üretilen bakır ve gümüş işlemeler, mücevherat, moda, hazır giyim ve mobilya sektöründen ünlü yerli markalarımız ile turizm bölgelerimizin tanıtımına ağırlık verilmelidir. Buna paralel olarak Ekonomi Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığımız da tanıtım yapan dizi ve filmlere destek vererek o ülkelerde ayrıca reklamasyon çalışmaları yapılmalıdır” dedi.

“YERLİ ÜRETİM DİZİLERLE İHRAÇ EDİLMELİ”

Yurt dışına ihraç edilen dizi filmlerde başta mobilya, bakır ve gümüş işleme, mücevher ve hazır giyim sektöründe üretilen yerli ürünlerin kullanılmasına çok özel önem verilerek, desteklenmesini isteyen Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Dizi film ihraç ettiğimiz ülke sayısı 80’e yaklaştı. Son 10 yılda yurtdışına ihraç edilen dizi filmlerden elde edilen gelirler 35 kat artarak yıllık ortalama 350 milyon dolara çıktı. İhracat rakamlarının yükselmesi için yerli üretimin artması ve talep görmesi gerekmektedir. Hazır giyimin 16 milyar 957 milyon, mücevheratın 3 milyar 201 milyon ve mobilya sektörümüzün 4 milyar 160 milyon dolar olan ihracat rakamlarının artırılması için başta mobilya sektörü olmak üzere giyim ve takılarımız bu dizilerde ön plana çıkarılmalıdır. Firmalarımız dizilerin satıldığı ve izlendiği ülkelerde devlet destekli tanıtım yapabilmeli. Ayrıca doğal güzelliklerimize ve gözde turizm bölgelerimizin tanıtımı turizm gelirlerimizin artmasına katkı sağlayacaktır. Kostümlerin, yerli tasarım ve üretim olmasına dikkat edilerek vurgulanması da yine en önemli sektörlerimizden tekstil alanında olumlu etkileri olacaktır. Kayısı, kuru üzüm, incir, fındık gibi ülkemize ait tarımsal ürünlerimiz de unutulmamalıdır” diye konuştu. İHA

 

Dizilerimizi 140 Ülkeye Satıyoruz, 500 Milyon İnsan İzliyor

02.12.2016 – Uluslararası İş Birliği Platformu (UİP) tarafından düzenlenen ’Küresel Gelecek: İnsan Odaklı, Akıllı Ekonomi Temalı 7’nci Boğaziçi Zirvesi’nin son gününde ’Sanatın Ekonomiye Katkıları’ başlıklı bir panel gerçekleşti.

Uluslararası İş Birliği Platformu (UİP) tarafından düzenlenen ’Küresel Gelecek: İnsan Odaklı, Akıllı Ekonomi Temalı 7’nci Boğaziçi Zirvesi’nin son gününde ’Sanatın Ekonomiye Katkıları’ başlıklı bir panel gerçekleşti. Panel katılan konuşmacılar, sanata yapılan yatırımların çeşitlendirilmesi ve ekonomiye yapılan faydalar yönünde, sanat yatırımlarının artırılmasına işaret etti.

Zirve kapsamında düzenlenen ’Sanatın Ekonomiye Katkıları’ panelinde İletişim Danışmanı Deniz Adanalı moderatörlüğünde Pera Müzesi Direktörü Özalp Birol, SPOT Projects Kurucu ve Yönetici Ortağı Tansa Mermerci Ekşioğlu, Senaryo Yazarı ve Prodüktör Birol Güven, İstanbul Caz Festivali Direktörü Pelin Opçin, AUTOBAN Kurucu Ortağı ve Mimarı Seyhan Özdemir’in katılımıyla düzenlenen panelde sanata yapılan yatırımların çeşitlendirilmesi ve artması gerektiği tartışıldı.

Konuşmacılardan Pera Müzesi Direktörü Özalp Birol, terör ve benzeri sıkıntıların insanları eve kapattığını ve müzeye giden ziyaretçi sayılarının düştüğünü söyledi. Birol, “Son zamanlarda yaşamış olduğumuz bazı üzücü olaylar, terör ve birtakım sıkıntılar insanların sokağa çıkma iştahını kestiği için müze gezme, sanat ve kültürel etkinliklere katılma en öncelikli hareketleri olmadığı için maalesef ziyaretçi sayıları sokağa çıkan insan sayısının azalmasıyla birlikte düşmeye başladı. İlgi de düşmeye başladı. Bunu yeniden toparlamak için elimizden geleni yapıyoruz. Ancak kültür kurumlarının bulundukları alana ekonomik alanda katma değer sağladıkları muhakkaktır” dedi.

“Dizilerin yıllık getirisi 300 milyon dolar”

Bir diğer konuşmacı senaryo yazarı ve prodüktör Birol Güven ise kültür endüstrisinin Türkiye’de yaklaşık on yıl önce başladığını ve kartopu gibi büyüdüğünü dile getirdi. Güven, yurtdışına satılan dizilerin Türkiye ekonomisine bir yıllık getirisinin yaklaşık 300 milyon dolar olduğunu açıkladı.

Dizi sektörünün son yıllarda endüstri olduğunu çünkü devletin destekleyip dizi ihracatını fark ettiğini ifade eden Güven, “Bütün olaylara perspektif gözünden bakmaya çalışacağım. Sanat ve ekonomi ilişkisi benim bulunduğum konumdan başka bir terim üzerinden konuşmayı tercih ederim. Kültür endüstrisi bundan yaklaşık on yıl önce birkaç tane yapımcı arkadaşımızın özel çabası ile dizi ihracatı kartopu şeklinde gerçekleşti. On yıl içerisinde çok büyük bir çığa dönüştü. Bir endüstri olma yoluna girdi çünkü son yıllarda devlette destekliyor, devlet dizi ihracatını fark etti. Fark ettikten sonra işler biraz değişti. Bugün Türkiye dünyanın en çok dizi ihraç eden ikinci ülkesidir. Amerika birici ondan sonra biz geliyoruz. Bazı coğrafyalarda biz birinciyiz. Oralarda Türkiye’nin popülaritesi daha fazla, hatta Amerikan şirketleri de artık Türkiye’de yapılanmaya başladılar, böyle bir etkimiz oluştu” diye konuştu.

“Dizilerimizi 140 ülkeye satıyoruz, 500 milyon insan izliyor”

Şuan Türkiye’den 106 ülkeye dizi satıldığını söyleyen Güven, sözlerine şöyle devam etti: “Yeni anlaşmalar yapılıyor, ben biliyorum daha teyit edilmedi ama yakın gelecekte 142 ülke konuşmaya başlayacağız. ’Dizileri 140 ülkeye satıyoruz, 500 milyon insan izliyor’ diye konuşmaya başlayınca dünyayı rakamlarla algılayan insanlar yani iş adamları, ihracatçılar, finansçılar hemen şu soruyu soruyorlar ’Kaç paralık bir sektör kardeşim’, ’Nasıl rakamlayabiliriz bizi bunu’ diyorlar. Bizim tahmini rakamlarımız bu yıl 300 milyon dolar civarında ama biz bunu çok önemsemiyoruz. Bizim daha romantik argümanlarımız var. Biz diyoruz ki sanat daha genel bir terimle kültür endüstrisinin bir ülkeye ekonomiye katkısına paha biçilemez”.

“Başımızda RTÜK var, Türk markası oluşturamıyoruz”

Asıl problemin Türkiye, bu eserlerin yan etkilerini gereği gibi değerlendiremediğini söyleyen Birol Güven, “Yani biz şuanda 500 milyon dünya insanına dizilerimizi seyrettiriyoruz ama içinde bir tane bile Türk markası yok. Çünkü Türkiye’de gizli reklam yasak olduğu için ürün kullanamıyoruz. Herhangi bir markayı kullanamıyoruz tek markamız Türkiye. Düzenlemelerde bir sorunumuz var çünkü hazırlıksız yakalandık. Kimse bilmiyordu dünyada 500 milyon insanın dizileri seyredeceğini. Düzenlemelerimiz yeterli değil. RTÜK gibi bir düzenlemeci var başımızda, marka oluşturamıyoruz. Daha da kötüsü dizilerimizi gündelik hayat içerisinde yapamıyoruz. Bizim karakterlerimiz İstiklal Caddesi’nde yürüyemiyor. Çünkü gizli reklam olur arkada bir tabela girer ya da şehrin başka hareketli mekanlarını da kullanamıyoruz. Dikkat ederseniz bütün dizler yalılarda geçiyor. Türkiye’de 600 yalı var, 300’ü kullanılabiliyor belki 20 tanesinde dizi çekiliyor ama yurtdışındaki dostlarımız 78 milyonun yalılarda yaşadığını zannediyor. Çünkü bütün diziler yalıda, bir de dikkat edin İstiklal Caddesi’nde çekim yapamadığımız için bütün dış mekanlarda artık Belgrad Ormanı’nda çekilmeye başlandı. Dolayısıyla yalıda oturan ormanda yürüyen insanlar topluluğu olduk” diyerek sözlerini tamamladı. İHA