Ana Sayfa Haberler TİM Cumhurbaş...

TİM Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Yeni İhracat Seferberliğinde Yol Haritasını Sundu

19.11.2020 – Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), ekonomide reform süreci başlatan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yeni ihracat seferberliğine ilişkin yol haritasını ve eylem planını sundu. TİM Başkanı İsmail Gülle, “Türkiye ihracat macerasına Cumhurbaşkanımız ile beraber, 35 milyar dolar ile başladı. Bugün 200 milyar dolarlık ihracat hedefine ilerliyoruz. Türkiye’yi ihracatla yükselttik, yükseltmeye de devam edeceğiz. Zorlu dönemlerde sorumluluktan kaçmadık, önümüzdeki dönemde de asla kaçmayacağız” dedi.

61 ihracatçı birliği, 27 sektörü ile 95 bin ihracatçının Türkiye’deki tek çatı kuruluşu olan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, TİM Başkanı İsmail Gülle ve TİM Yönetim Kurulu ve Sektörler Konseyi başkanlarından oluşan heyeti, Vahdettin Köşkü’nde kabul etti. Görüşmede Gülle, TİM Sektörler Konseyi olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, dış ticaret fazlası veren Türkiye vizyonu kapsamında yeni normal ve yeni reform döneminde ihracatta seferberlik başlatarak tam destek verdiklerini, ihracattaki yeni yol haritalarını, eylem planını ve TİM’in projelerini detaylı bir sunumla paylaştı.

“Hedef dış ticaret fazlası veren Türkiye”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bugüne kadar ihracata verdiği desteklerden dolayı müteşekkir olduklarını belirten TİM Başkanı İsmail Gülle, “Türkiye ihracat macerasına Cumhurbaşkanımızla beraber, 35 milyar dolar iken başladı. Bugün 200 milyar dolarlık ihracat hedefine ilerliyoruz. Yani üçüncü binyıla başladığımızdan beri Cumhurbaşkanlığımızın liderliğinde neredeyse ihracatı 6 kat büyüttük. Türkiye’yi ihracatla yükselttik, yükseltmeye de devam edeceğiz. Türkiye’de ihracatın tek çatı kuruluşu olan Türkiye İhracatçılar Meclisi ile birlikte, nice başarılara imza atacağımıza eminiz ve Cumhurbaşkanımızla beraber yepyeni bir yolculuğa çıkmakta olduğumuzun idrakindeyiz. Üretim olmadan ihracatın olamayacağının bilinciyle, özellikle dışarıya bağımlı olduğumuz ara malında yerli ve milli üretiminin sağlanması için Cumhurbaşkanımızın desteği büyük önem arz etmektedir. Bu kapsamda, yatırım finansmanında desteklerin yanı sıra enerji, istihdam alanlarında rekabetçi kalabilmemizi sağlayacak Cumhurbaşkanımızın desteklerine de ihtiyaç duyuyoruz” dedi.

“TİM olarak var gücümüzle çalışıyoruz”

İsmail Gülle, Türk ihraç mallarını, ülkemizin alamet-i farikası haline getirmek için var güçleri ile çalıştıklarına vurgu yaparak, TİM olarak ihracatta başlattıkları yeni seferberlikle ilgili beklentilerini şöyle sıraladı:

“Dış ticaret rejimi ve kambiyo rejiminin; şeffaf, anlaşılır olması, çok sık değil az ve öz değişiklik yapılması. Cumhurbaşkanımızın sık sık çizdiği gibi, sürekli yükselen değil, öngörülebilir bir kur seviyesi için piyasa dinamikleri ile eş anlı yürüyen bir ekonomi yönetimi, güveni tesis eden yeni bir yaklaşım. Eximbank ve ihracatın finansmanını sağlayan kurumlara sürekli destek ve kaynak sağlanması. Ülkemizin tedarik ve dış satım imkanını artırılabilmesi için, etkin ve rekabetçi bir lojistik ağı. Merkez Bankamız ve kamu bankalarıyla sürekli koordinasyon içinde olmak, ayda bir kere karşılıklı görüş alışverişinde bulunmak. Dijital altyapı ve otomasyon sistemleri ile ilgili olarak acil yatırımların yapılması. Bu hususlarda, Cumhurbaşkanımızın engin vizyonu yanında hükümetimizin hassasiyetinin de farkındayız. Cumhurbaşkanımızın bu kritik dönemde, ihracata ve alın teri döken ihracatçıya destekleri, önceden olduğu gibi bundan sonra da, durmaksızın devam edeceğinden şüphemiz yok.”

“Genç TİM ve Türkiye İhracat Şûrası”

Ülke kalkınmasının anahtarının ihracat olduğunun, ihracatçının omuzlarındaki yükün ne kadar büyük olduğunun farkında olduklarını dile getiren Gülle, “Zorlu dönemlerde asla sorumluluktan kaçmadık, önümüzdeki dönemde de asla kaçmayacağız. Durmaksızın “İhracatla Yükselen Türkiye” için, Cumhurbaşkanlığımız öncülüğünüzde her gün aynı heyecanla çalışmaya devam ediyoruz. “Daha Güçlü İhracat Daha Güçlü Türkiye” hedefi doğrultusunda, milli ihracatın geleceğinin şekillendirileceği ve devamında geleneksel olarak tertip edilmesini planladığımız “Türkiye İhracat Şûrası”nı düzenlemek istiyoruz. Bu kapsamda öncelikle, Meclisimiz çatısı altındaki 13 Bölgedeki İhracatçı Birliklerinin Koordinatör Başkanları ile “Türkiye İhracat Şûrası İçin Bölgesel İstişare Toplantıları” düzenlemeyi planlıyoruz” diye konuştu.

“Hedef 10 dünyada en çok ihracat yapan ilk 10 ülkeden biri olmak”

Gülle şöyle devam etti:

“Türkiye İhracat Şûrası” kapsamında, zorlu koşullar ve artan rekabete rağmen, “Daha fazla ve daha güçlü ihracat’’ için, Türkiye’nin dünyada en çok ihracat yapan ilk 10 ülkeden biri olması adına, bir yol planı hazırlanması ve bu plan çerçevesinde çalışmaların sürmesini hedeflemekteyiz. Diğer yandan, ‘Milletin İhracatçıları Milletin Evinde’ sloganı ile, 2021 Hedef, Vizyon ve Fırsatlarını değerlendirmek üzere, Cumhurbaşkanımız ile bir araya gelmek, ihracat ailesine moral ve güç vermiştir. Şura sonrasında ise, “Daha Güçlü İhracat, Daha Güçlü Türkiye” için, 2021 Yol Haritasını kamuoyu ile paylaşmak arzusundayız.”

“Gençlerin ve kadınların ihracata katılmasını önemsiyoruz”

Türkiye İhracatçılar Meclisi olarak, özellikle gençlerin ve kadınların ihracata katılımını önemsediklerini ifade eden Gülle, “Kadın konseyimizin kuruluşunun üzerinden neredeyse iki yıl geçti ve konseyimiz şimdiden birçok önemli projeye imza attı. Ülkemizin istikbâli gençlerimizin, ihracat süreçlerinde daha aktif rol olması adına, Meclisimiz tarafından tasarlanan bir diğer projemiz ise “Genç TİM”. Projemizin öncelikle iki amacı bulunuyor: İlki geleceğin ihracatçı genç neslini yetiştirmek, rekabet dünyasına hazırlamak ve ihracatçı ve ihracatçı firmaların ikinci kuşağını yetkin dış ticaretçi olarak yetiştirmek adına TİM çatısı altında bir konsey kurmak. Bir diğer amacımız ise, ülkemizde öğrenim gören yerli ve uluslararası öğrencileri hedefleyen ve bu kitleye etkin dijital mecralardan ulaşan yapay zeka destekli bir platform oluşturulması” dedi.

TİM Başkanı İsmail Gülle şunları söyledi:

“İnanıyoruz ki, Genç TİM, birinci ve ikinci nesil ihracatçılar arası deneyim paylaşımını gerçekleştirecek, katma değerli ihracat artışına katkı sağlayacak güçlü bir üniversite sanayi işbirliği oluşturacak, ülkemizin dış ticaret diplomasisine katkı sağlayacak genç neferlere staj ve istihdam imkanı sağlayacak, TİM çatısı altında küresel rekabete uyumlu gençlerin kapasite gelişimlerini güçlendirecektir. Genç TİM Konseyimiz ile genç ihracatçılarımızı odağına alan sürdürülebilir faaliyetler gerçekleştirecek; TİM tarafından düzenlenecek eğitim programları ile Yeni nesil dış ticaret neferlerine teorik ve pratik bilgi aktarımını sağlayacağız. “Türkiye’nin Geleceği İhracat, İhracatın Geleceği Gençler’’ hedefi doğrultusunda, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın himayelerinde, genç ihracatçıların katılımıyla, her yıl geleneksel olarak Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde; “Genç İhracat Zirvesi” düzenlemeyi istiyoruz. Zirve ile gençlerin ihracata yönelmesi için çalışmalar yapacak ve yenilikçi fikirlerin iş hayatına katkı sağlamasına yoğunlaşacağız.”

“Cumhurbaşkanımız ve hükümetimizle az zamanda çok işler başardık”

TİM Başkanı İsmail Gülle, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde hükümet ile az zamanda büyük işler başardıklarını belirterek, “Bugün, “Made in Türkiye” markası, dünyanın dört bir yanında beğeniyle anılıyorsa, bu konuda Cumhurbaşkanımızın katkıları çok büyük. Kendisine ihracat ailesine sonsuz destekleri adına, en derin şükranlarımı arz ediyorum” şeklinde konuştu.

 

 

TİM’den Yeni Ekonomik Reforma Yeni İhracat Seferberliği

17.11.2020 – Türkiye İhracatçılar Meclisi(TİM), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın duyurduğu ekonomi reformu sonrası ihracatta yeni bir seferberlik başlattı. TİM yeni döneme ilişkin, ihracatın en önemli unsurunu oluşturan lojistik konusunda Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ile bir araya geldi. TİM Başkanı İsmail Gülle, “İhracat ailesi olarak Cumhurbaşkanımızın ekonomide ilan ettiği reform süreci kapsamında yeni ihracat seferberliği başlattık. 2000 yılında 36 milyon ton olan ihracatımız, 2023 yılında da, miktar bazında 200 milyon tona ulaşacağını öngörüyoruz. Özellikle demiryoluyla taşıma kapasitesinin artırılması ve demiryolu altyapısının geliştirilmesi noktasında, desteğinize ihtiyacımız var” dedi.

Bakan Karaismailoğlu, “TİM olarak sizler büyük başarılara imza atıyor, adeta bir tarih yazıyorsunuz. TİM’in, ihracatçılarımızın sorunlarının çözümüne ve dış pazarlarda önlerinin açılmasına yönelik çabaları Türkiye ekonomisinin büyümesine her dönemde büyük katkı sağlamıştır. Ülkemizde, 2002 yılında 36 milyar dolar olan ihracat miktarı, 2019 yılında 180 milyar doların üzerine çıkmıştır. Ulaştırma ve haberleşme hizmetleri için son 18 yılda toplam 900 milyar Lira üzerinde yatırım yaptık” diye konuştu.

61 ihracatçı birliği, 27 sektörü ile 95 bin ihracatçının Türkiye’de tek çatı kuruluşu olan Türkiye İhracatçılar Meclisi(TİM), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın duyurduğu ekonomi reformu sonrası ihracatta yeni bir seferberlik başlattı. Yeni ihracat seferberliği kapsamında TİM Genişletilmiş Başkanlar Kurulu, TİM Başkanı İsmail Gülle’nin ev sahipliğinde T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ve Birlik başkanlarının katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantıda ihracatçıların talepleri ve çözüm önerileri dile getirildi.

“TİM her daim alanında bir kanaat önderi olmuştur”

Konuşmasında TİM’in, ihracatçıların sorunlarının çözümüne ve dış pazarlarda önlerinin açılmasına yönelik çabalarının Türkiye ekonomisinin büyümesine her dönemde büyük katkı sağladığını dile getiren Bakan Karaismailoğlu, “Dış ticaretin ülkemiz menfaatine uygun olarak gelişmesini sağlamak üzere faaliyetlerini başarı ile sürdüren Türkiye İhracatçılar Meclisi, her daim alanında bir kanaat önderi olmuştur. Değerli TİM mensupları sizler büyük başarılara imza atıyor, adeta bir tarih yazıyorsunuz TİM’in, ihracatçılarımızın sorunlarının çözümüne ve dış pazarlarda önlerinin açılmasına yönelik çabaları Türkiye ekonomisinin büyümesine her dönemde büyük katkı sağlamıştır. Nitekim hepimizin hizmet ettiği hedef, “gelişmekte olan” değil, “gelişmiş” bir ülke olmak hedefidir. Ve Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi, Türkiye’nin dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında yer almasıdır.18 yıllık iktidarlarımız boyunca Türkiye’nin her noktasını birbiriyle bağlamak, dahası coğrafyamızı dünyanın ve bölgemizin önemli ticaret yollarının geçiş noktası haline getirmek üzere çalıştık. Ulaşım modları kadar, haberleşme konusunda da çağın gereklerine uygun bir sistem kurduk” dedi.

“ihracatçılarımızın yanında olmaya devam edeceğiz”

Şu anda da salgın nedeni ile uluslararası transit geçişlerde yaşanan sıkıntılardan, sınır kapılarındaki uzun bekleyişlerden, yetki belgeleri konusunda gümrüklerde yaşanan aksaklıklardan haberdar olduklarını belirten Bakan Karaismailoğlu, “Emin olmanızı isterim ki, tüm dikkatimizi bu konuların çözümüne yoğunlaştırdık.Sizlerle şimdi yapacağımız görüşmenin, sizlerden gelecek talep ve önerileri duymak ve birlikte çözüm üretmek hususunda son derece yararlı olacağına inanıyorum. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak her daim yatırımlarımız ile siz değerli ihracatçılarımızın yanında olmaya devam edeceğiz. Hayata geçen her projemiz ile dış ticaret faaliyetlerimize ivme kazandıracak ve ihracatçılarımızın rekabet gücünü arttıracağız. Hep birlikte kazanacağımıza inanıyoruz” diye konuştu.

“18 yılda toplam 900 milyar Lira üzerinde yatırım yaptık”

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu şöyle devam etti: “Geçmişte ihmal edilen, göz ardı edilmiş, ertelenmiş ne kadar iş varsa hepsine büyük bir hızla ve sahiplenme duygusuyla başladık. Çünkü biliyorduk ki doğru altyapıyı ve ulaşım sistemini kurmazsak, hedeflediğimiz ekonomik ve sosyal gelişmeyi yakalamamız mümkün değildi. Bölgesel değil, tüm ülke sathında etkisini gösterecek bir bütünsel kalkınmaya omuz verdik. Ulaştırma ve haberleşme hizmetleri için son 18 yılda toplam 900 milyar Lira üzerinde yatırım yaptık. Bir an bile hız kesmedik. Bugün ben bu konuşmayı yaparken, ülke sathında 3000’e yakın aktif şantiyemizde mühendislerimiz, işçilerimiz büyük bir emek veriyorlar. Bugün bölünmüş yollarla Edirne’den Şanlıurfa’ya kesintisiz seyahat imkanımız var. YHT kapsamı her geçen gün genişliyor ve Anadolu’ya yayılıyor. Yeni limanlar, tersaneler ve çağın gereklerine uygun balıkçı barınakları inşa ediyoruz. 2002’den bu yana havaalanlarımızın sayısını 22’den 56’ya çıkardık. Avrupa’nın en çok noktaya uçan havayollarına sahibiz. Daha yaptığımız, yapacağımız pek çok iş var. Bizim de sorumluluğumuz, 18 yıldır süregelen bu benzersiz “Ulaşım ve Altyapı Hamlesi”ni güçlendirerek geleceğe taşımak. Yani çok, etkili ve katma değerli çalışmak.”

“Uzayda da söz sahibi olacağız”

“İşimizi, özetle, yük, insan ve data hareketliliği konusunda ulaşım ve haberleşmenin tüm modlarında maksimum etki ve verimlilik sağlamak olarak görüyoruz.” diyen Karaismailoğlu şunları söyledi: “Yol, tünel, köprü, demiryolu inşaatları kadar akıllı ulaşım uygulamalarını hayata geçirmek ve dijitalleşmenin bize sunduğu katma değerden yararlanmak için yatırım yapıyoruz. Akıllı otoyollarımızın sayısı artarken, demiryolu hizmetlerinde yönetim ve hizmet süreçlerinde dijitalleşmeyi sağlıyoruz. Diğer yandan haberleşmede uydularımızın sayısını da, yerli ve milli niteliklerini de artırmak istiyoruz. Bu anlamda 2020 yılı sonunda uzaya göndereceğimiz 5A ve devamında 5B, 6A, 6B uydularımızla, uzayda da söz sahibi olacağız. Türkiyemiz, değişen tedarik zincirleri rotaları nedeniyle kuzey-güney ve doğu-batı ekseninde bir lojistik hub olma fırsatıyla karşı karşıya. Yeni İpek Yolu’nun kalbinde, güçlenen bir coğrafyanın merkezindeyiz. Ticari koridorların köprüsüyüz.”

“Yakın gelecekte ülkemizin bir lojistik süper güç olması bizim elimizde”

1915 Çanakkale Köprüsü’nün sadece Marmara’da değil, tüm coğrafyamızda kalkınmayı ateşleyeceğine vurgu yapan Bakan Karaismailoğlu, “Yakın gelecekte ülkemizin bir lojistik süper güç olması bizim elimizde. 18 Mart 2022’de hizmete açacağımız 1915 Çanakkale Köprüsü örneğinden yola çıkarak anlatırsak, dünyaya açılan kapımız ve Türkiye ekonomisinin kalbi olan Marmara Bölgesi’nde kesintisiz, hızlı ve verimli ulaşımın döngüsü 1915 Çanakkale Köprüsü ile tamamlanıyor. Dahası Trakya’yı Ege ile bağlayarak, aslında, Ege, Akdeniz ve İç Anadolu bölgelerimizi Avrupa ile bir kez daha buluşturmuş oluyoruz. Ege Bölge’miz, zengin tarım ürünleri, güçlü sanayisi, eşsiz doğası, tarihi ve kültürel değerleriyle Avrupa’ya artık çok daha yakın. Yeni yatırımlar, yeni iş alanları, istihdam olanakları için gereken canlanmayı sağlayacak. Marmaray da bu anlamda çok iyi bir örnek. Bugün Asya ve Avrupa arasında yük ve yolcu taşıyor ve iki kıtayı ticari olarak birbirine tamamlıyor.Özetle kara, hava, deniz ve demiryollarında reform niteliği taşıyan projelerle ülkemizin her bir noktasını birbirine yaklaştırırken, Avrasya Bölgesi’nin önemli ticaret ve seyahat rotalarını da bağladık. Avrasya Tüneli, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osmangazi Köprüsü, İzmir Otobanı, Kuzey Marmara Otoyolu gibi projeler sadece Türkiye’yi değil tüm bölgenin ticaret rotalarını hızlandırmış ve konforlu hale getirmiştir.” dedi.

“İhracat miktarımız 2019 yılında 180 milyar doların üzerine çıktı”

Türkiye’nin 2002 yılında 36 milyar dolar olan ihracat miktarının 2019 yılında 180 milyar doların üzerine çıktığına dikkat çeken Bakan Karaismailoğlu, “Bu yıl tüm dünyaya yayılan ve uluslararası ticareti derinden sarsan korona virüs salgınına rağmen ilk 10 ay içerisinde 135 Milyar dolar üzerinde ihracat yapılmıştır. Bu başarılarda hiç şüphesiz 18 yıl önce ortaya koyduğumuz ulaşım ve haberleşme vizyonumuzun da payı var. Çünkü ulaştırmaya yapılan yatırımlar, üreticilerimizin, sanayicilerimizin ürünlerini, yurtiçi ve yurtdışındaki alıcılara en modern, en hızlı, en güvenli şekilde ulaştırması yönünde ciddi katkılar sağlamaktadır. Tasarruflu bir ulaşım aynı zamanda üretim girdisi maliyetlerini de kontrol altına almaktadır. Kısacası, güvenli, hızlı ve kolay ulaşım; ticaretin, üretimin ve ihracatın en önemli bileşenidir” diye konuştu.

“Türkiyemizin istikbali çok parlak”

Karaismailoğlu, “Ülkemizin merkezinde bulunduğu kuzey-güney, doğu-batı eksenli yeni ticaret rotaları bizlere oyun kurucu bir rol üstlenme fırsatı tanımaktadır. Bu yüzden ekonomi alanında koyduğumuz büyük hedeflerimize destek olacak ulaştırma ve haberleşme hamlelerimizi de en seri şekilde tamamlamak durumundayız. Böylelikle, bölgemizde bir lojistik süper güç olmamız ve Yeni İpek Yolu’nun kalbinde yer alan coğrafyamızla dünya ticaretine hükmeden bir konuma gelmemiz an meselesi olacaktır. Önümüze çıkacak bu fırsatlara eksiksiz bir şekilde hazır olmamız gerektiğini çok iyi biliyoruz. Ancak hepsinden önemli ve her şeyin üzerinde bir değer var ki o olmazsa hedeflerimize ulaşamayız. Bu değer birlik ve beraberliğimizdir. Hem duyguda hem de akılda birlik. Tek bir üst akıl gibi, ülkemizin geleceğini birlikte projelendirmek, sürekli fikir alışverişi yapmak, her daim el ele, gönül gönüle çalışmak durumundayız. Zira, kaybedecek tek bir günümüz yok. Biz, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak kıymetli ihracatçılarımızdan gelecek, her çağrıya, her ortak çalışma davetine koşa koşa geleceğimizin sözünü bugünden veriyoruz” şeklinde konuştu.

Başkan Gülle: İhracatın, 200 milyon tona ulaşacağını öngörüyoruz

Toplantının açılışında konuşan TiM Başkanı İsmail Gülle, 2000 yılından bu yana tutar bazında ihracatta rekor artışlar yaşanırken, tonaj bazında da ihracatın katlandığını söyledi. 2000 yılında 36 milyon ton olan ihracatımızın 2019’da ise 146 milyon tona ulaştığını belirten Gülle, “2023 yılında da, miktar bazında ihracatın, 200 milyon tona ulaşacağını öngörüyoruz. Gelişen ihracatımızla, doğal olarak lojistik ihtiyacı da artmakta. Rakip ülkeler bütün stratejisini bunun üzerine kuruyor. Örneğin Çin, kuşak yol projesinde devreye aldığı tren yoluyla dünyanın dört bir yanına ürünlerini 15 günde ulaştırırken, biz henüz 2 bin- 3 bin kilometre ötedeki, Avrupa ülkelerine, 1 haftadan kısa sürede ürünlerimiz ulaştıramıyoruz. Bu yüzden Avrupa Birliği’ne daha hızlı, daha ucuz taşıma yapabilmemiz büyük önem arz ediyor” diye konuştu.

Artan hacimden dolayı, Avrupa’ya açılan sınır kapılarında kimi zaman, ciddi yoğunluklar yaşandığını dile getiren Gülle, “Ülkemiz ihracatının temsilcileri sorunları yerinde gözlemlemek adına, Kapıkule ve Hamzabeyli Sınır kapılarına bir ziyaret gerçekleştirdik. Gördük ki, yoğunluğun aşılması adına, bu kapılar üzerinden karayoluyla ihracat yapan firmalarımızın demiryolu ve denizyoluyla ürünlerini ihraç edebileceği bir altyapının kurulması, yoğunluğun azalmasına büyük katkı sağlayacak. Artık denizyolu ve demiryolunun, ihracatımızda çok daha öne çıkması gerekiyor. İhracatımızda demiryolu ve denizyolunun ağırlığının artması, bilhassa Avrupa’nın Yeşil Mutabakat ve Sıfır Emisyon hedefi gibi, önümüze koyduğu ticari bariyerlere takılmadan ihracatımızı gerçekleştirmemiz noktasında, büyük kolaylık sağlayacaktır” şeklinde konuştu.

Demir yolunun payı yüzde 0,8

İsmail Gülle, lojistikte demiryolu ve havayolunun ağırlığının hızlı bir şekilde artırılması gerektiğini belirtti. Gülle, “2019 yılı toplam ihracatında, Havayolu taşımacılığı yüzde 8,2, Demiryolu taşımacılığı ise sadece yüzde 0,8 seviyesinde. Havayolu taşımacılığının ihracat taşımacılığının içindeki payında, önceki yıllara göre düşüş, demiryolunda ise sabit kalan bir grafik oluşmuş durumda.Özellikle demiryoluyla taşıma kapasitesinin artırılması ve demiryolu altyapısının geliştirilmesi noktasında, desteğinize ihtiyacımız var. Lojistiği maliyet, güvenlik ve hız bakımından kolaylaştıracak demiryolu projelerine yapılacak yatırımlar, ülkemizi güçlü yarınlara taşıyacaktır” dedi.

İhracatçı İzmir’den Ro-Ro seferlerinin başlamasını bekliyor

Denizyolu taşımacılığındaki kazanımlardan son derece memnun olduklarını ifade eden Gülle şunları söyledi: “OSB alanlarının ve Limanların demir yolu ağlarına bağlanmasına dair Bakanlığımızın açıklamış olduğunuz projeleri gönülden destekliyoruz. Türkiye’nin ihracatında denizyolu taşımacılığı, 2014’te yüzde 53,4 iken 2019 yılında yüzde 60,3’e çıktı. Bununla birlikte Denizyolu ile olan ihracatımızın, toplam taşımalarımızdaki payının artırılmasının bir yolu da Ro-Ro taşımacılığının yaygınlaştırılması. Varış limanlarından sonraki rotalar için zincirin hızlı bir şekilde akmasını sağlayan Ro-Ro, ihracatçılarımıza önemli bir esneklik ve maliyet avantajı sağlıyor. Özellikle Alsancak Limanında Ro-Ro seferlerine tekrar başlanması için gerekli işlemlerin hızla tamamlanmasını bekliyoruz” 

 

 

 

TİM ve İş Bankası Arasında Protokol İmzalandı

İHRACATÇILARA 500 MİLYON DOLARLIK DESTEK

24.06.2020 – Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Türkiye’nin Covid-19’la mücadelesine destek vermek üzere devreye aldığı eylem planı kapsamında çalışmalarına devam ediyor. TİM bu süreçte ihracatçıları avantajlı faiz oranları da dahil olmak üzere pek çok fayda içerecek şekilde finansmana erişebilmeleri için Türkiye İş Bankası ile bir protokol imzaladı. Türkiye ekonomisinin itici gücü ihracatçıların önlerini açacak protokolle; Türk Lirası ve Yabancı Para olmak üzere toplam 500 milyon dolarlık bir nakdi kredi paketi sunuluyor. Protokolle ayrıca TİM üyeleri fuar katılımlarında avantajlı koşullarda kredi kullanabilirken, Maximiles TİM İhracatçı Kart ile ticari harcamaların yanı sıra ihracatları üzerinden mil kazanma, çeşitli konaklama, rezervasyon ve yurt dışı çıkış harcı avantajları sağlanıyor. Kadın girişimcilere özel faiz oranlı krediler sunulacak olup, kredi kullanan tüm ihracatçılara sigorta, eğitim gibi hizmetlerde indirim uygulanacak. 

61 ihracatçı birliği, 27 sektörü ile 95 bin ihracatçının Türkiye’de ihracatın tek çatı kuruluşu olan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Türkiye İş Bankası ile ülke ekonomisinin en önemli itici güçlerinden ihracatçılara çok avantajlı bir destek paketi sunmak üzere iş birliği protokolü imzaladı. İmza töreni, sosyal mesafe kuralları çerçevesinde TİM Genel Merkezi’nde TİM Başkanı İsmail Gülle ve Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali’nin katılımı ile gerçekleştirildi. Protokol çerçevesinde ihracatçı firmalara, uygun koşullu kredi ve ürünlerin yer aldığı, Türk Lirası ve Yabancı Para olmak üzere toplam 500 milyon dolarlık bir nakdi kredi paketi sunuluyor. Paket kapsamında; daha fazla sayıda ihracatçıya ulaşabilmek amacıyla her firma özelinde azami 150.000 Dolar-Euro veya 1.000.000 TL tutarında kredi kullandırılıyor. TİM üyesi tüm ihracatçılara 1 yıl vadeli dolar kredilerde yıllık yüzde 2,40, Euro kredilerde yıllık yüzde 1,15 faiz oranıyla ‘İhracat Döviz Kredisi’ sunuluyor. İhracat finansmanına destek paketinde; Fuarlara Katılım Kredisi, Maximiles TİM İhracatçı Kart, kadın girişimcilere özel faiz oranlı kredilerin yanı sıra sigorta ve eğitim gibi ihracatçının ihtiyacına uygun hizmetlerde de indirimler yer alıyor. 

İsmail Gülle: “Güçlü ve zamanında sağlanan finansman sürdürülebilir ihracat için büyük önem taşıyor”

İhracatçılara yönelik kredi hacminin artırılması ve ihracatçıların finansmana erişiminin kolaylaşmasıyla, salgın sürecini firmalar en az hasarla atlatacaklarını belirten TİM Başkanı İsmail Gülle, “Tüm çalışmalarımızın amacı ihracatımızı ileriye götürmek, çünkü biliyoruz ki; ‘Türkiye İhracatla Yükselecek” dedi. İş birliğine yönelik detayları aktaran Gülle, sözlerine şöyle devam etti: “İş birliği kapsamında özellikle üç nokta çok mühim. Kredi faizlerinin düşük olması ihracatın finansmanında önemli bir nokta. Paket kapsamının 500 milyon dolar olması da bizler için çok önemli bir adım. Ayrıca, paket kapsamında, pozitif ayrımcılığın sağlanması adına kadın girişimci ihracatçıların kullanacakları kredilerde daha avantajlı koşullar da oluşturuldu. Kadın girişimci ihracatçılar,kullanacakları kredilerde aynı azami limitlerle(1 milyon liraya veya 150 bin dolar-Euro’ya kadar) Dolar cinsinden krediler için yüzde 2,25;Euro cinsinden kredileri için ise yüzde 1 gibi daha avantajlı faiz oranlarına tâbi olacaklar. Ayrıca, kadın ve genç girişimcilerimiz için, 100 bin TL’ye, 500 bin Euro-dolara kadar Eximbank kaynaklı ihracat kredisi sunulacak ve yabancı para cinsinden kredilerde 25 baz puan indirim uygulanacak. İhracatçıların yararlanacağı bir diğer avantaj ise fuar katılım kredilerinde olacak. Paket ile sanal ve fiziki fuarlarda, 100 bin dolar-Euro’ya kadar 1 yıl vadeli ihracat taahhütlü spot döviz kredisinde faiz oranları dolar cinsinden krediler için yüzde 2,25;Euro cinsinden krediler için yüzde 1 olacak. E-teminat mektubunda, ilk 1 yıl için yüzde 0,9 gibi oldukça düşük bir komisyon tahsil edilecek. Protokol kapsamında, kredi kullanan firmalara emtia taşıma sigortasında yüzde 10 indirim, muhabir garantili ihracat faktoringinde avantajlı faiz oranları ve WORLDEF prime üyeliğinde yüzde 50 indirim gibi birçok diğer avantaj da yer alıyor. Dış ticaret kompleksimizde yapılan kütüphaneye yönelik kitap bağışı da Türkiye İş Bankası’nın önemli bir jesti olarak, paketin kapsamında yer alıyor. Güçlü ve zamanında sağlanan finansman sürdürülebilir ihracat için büyük önem taşıyor. Son aylarda yaşadığımız pandemi nedeniyle Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamış olduğu Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi ve Sayın Hazine ve Maliye Bakanımızın açıkladığı Finansman Paketiyle ihracatçıların ihtiyacı karşılanmıştır. İhracat ailemiz adına destekleriyle her zaman yanımızda olan Sayın Cumhurbaşkanımıza ve Sayın Hazine ve Maliye Bakanımıza teşekkür ediyorum.” 

İsmail Gülle: “İhracatçılara yönelik kredilerdeki artış bizleri memnun ediyor”

İş Bankası ile iş birliği yapmanın gurur verici ve ihracatçılara güven sağlaması bakımından da önemli olduğuna dikkat çeken Gülle, şunları kaydetti: “ Bu ve benzeri ortak çalışmaların artarak sürmesi en büyük temennimiz. Bilhassa son iki yılda, bankacılık sektörünün ihracatçılara yönelik kredilerinde hem hacimsel hem de oransal artışlar görüyoruz, sektörün ihracata ilgi ve alakası bizleri memnun ediyor. 2018 yılı nisan ayında bankaların ihracat kredileri 116 milyar TL seviyesindeyken, geride bıraktığımız nisan ayında bu kredilerin değeri yüzde 69’luk artışla 196 milyar TL seviyesine ulaştı. Bu artışta, bankaların kullandırdığı toplam kredi hacmindeki artış etkili olduğu kadar, ihracat kredilerinin toplam kredi hacmine oranının yüzde 5,2’den yüzde 6,3’e çıkması da etkili oldu. Şoklara dayanıklı ve seri reflekslere sahip ihracatçılar, böylesi kriz dönemlerinde attıkları yerinde adımlarla yaşanan her şoktan güçlenerek çıkmayı başarıyorlar. Bankacılık sektörü de tıpkı ihracatçı firmalar gibi seri reflekslere ve her krizden güçlenerek çıkan bir yapıya sahip. Son iki yılda yaşanan kur saldırıları, ticaret savaşları ve koronavirüs pandemisi ile bu gerçek daha da gün yüzüne çıkmış durumda. İhracatta kırılan yeni rekorlar, Bankacılık sektöründe ise artan kredi hacimleri ve sağlıklı bilançolar tüm bu zorlu koşullara rağmen her iki alanda Türkiye’nin gücünü kanıtlıyor. Öyle ki, haziran ayının geride bıraktığımız ilk 23 gününde ihracatımız 9,1 milyar dolara ulaşarak geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 34,3 gibi kayda değer bir artış gerçekleştirdi.” 

Adnan Bali: “Uluslararası pazarlarda güçlü bir Türkiye yaratmak hedefiyle TİM ile güçlerimizi birleştirdik”

Uluslararası pazarlarda güçlü bir Türkiye yaratmak hedefiyle TİM ile işbirliği yaparak ihracatçılarımıza güçlü bir destek verdiklerini ifade eden Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, “Türkiye’nin Bankası olmanın getirdiği sorumlulukla, milli tavrını ve duruşunu her zaman tereddütsüzce sergileyen bir kurum olarak, bütün imkânlarımızı, iyi niyetli ve samimi bir yaklaşımla memleketimizin ve milletimizin hizmetine kararlılıkla sunmaya devam ediyoruz” dedi. İş birliğinin detaylarını aktaran Bali, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülke ekonomisinin büyümesinde kritik bir rolü bulunan ihracat, özellikle pandemi sürecinde içinden geçilen zor dönemden çıkışta da büyük önem taşıyor. Banka olarak bu alana özel bir konsantrasyon ile eğiliyoruz. Salgının istihdama, üretime, ticarete, ödeme sistemlerine etkilerini azaltmak ve ekonomik aktivitenin devamlılığını sağlamak amacıyla çok sayıda aksiyonu hayata geçiriyoruz. Devam eden ekonomiye destek paketlerimizin yanı sıra, TİM ile bugün imzaladığımız protokolle ihracatın finansmanı için her ihtiyaca uygun vade ve ödeme seçenekleri sunuyoruz. Protokol kapsamında, ihracatçılarımızı desteklemek için faiz oranlarımızı mümkün olan en düşük seviyede tuttuk. İhracat döviz kredilerinde uyguladığımız düşük faiz oranlarının, sadece ihracatçılarımız için değil ekonomideki tüm kesimler için de kritik olduğunu düşünüyoruz. Salgının gidişatına dair belirsizlikler dış talebin kırılgan bir görünüm sunmaya bir süre daha devam edebileceği riskini de beraberinde getiriyor, ancak biz yılın ikinci yarısıyla birlikte ihracat performansımızın koşullar paralelinde güçleneceğini öngörüyoruz.” 

Adnan Bali: “Türkiye’nin ihracattaki konumunu güçlendirecek desteği vermeye devam edeceğiz”

Covid-19 salgını sonrasında orta vadeli bir perspektifle bakıldığında, ülkelerin, normalleşme sürecinde yakın coğrafyalarla çalışma ve daha butik imalata odaklanabileceğine dikkat çeken Bali, Türkiye’nin bu konjonktürden faydalanabileceğini; coğrafi konumu itibarıyla küresel ticaret hacminin önemli bir bölümünü teşkil eden bir pazara kısa uçuş mesafesiyle ulaşabildiğini; genç, dinamik ve hızlı yapısı ile potansiyelinin yüksek olduğunu vurguladı. Ülkelerin belli ölçüde içlerine kapandığı bu dönemde, Türkiye’nin güvenilir bir tedarikçi olmasının yanında mevcut endüstriyel altyapısı ve iş gücü kapasitesinin yeterli olduğunu; yeni pazarlar bulma ve üretim süreçlerini yönetme konusunda hali hazırda esnek bir yapısı bulunduğunu da vurgulayan Bali, “Ülke olarak önümüzdeki dönemde birçok mal ve hizmetin tedariki için önemli bir aday olarak sahneye çıkabileceğimizi düşünüyoruz. İş Bankası olarak biz de Türkiye’nin ihracattaki konumunu güçlendirecek desteği vermeye devam edeceğiz” diye konuştu. Adnan Bali, Bankanın, kuruluşunun ilk yıllarından bu yana ihracatçıların yanında olduğunu,ihracatçıları desteklemek için 1932 yılında İskenderiye ve Hamburg Şubelerini faaliyete geçirdiğini ifade etti. Bali, “Kuruluşumuzdan sadece 8 yıl gibi kısa bir süre içerisinde böyle bir vizyonla hareket edilmiş. Günümüze geldiğimizde, 121 farklı ülkede yerleşik banka ile kurmuş olduğumuz geniş muhabirlik ağımız kapsamında; müşterilerimize zengin dış ticaret ürün ve hizmetleri sunuyor ve Türkiye ile 200’ün üzerinde farklı ülke arasında yapılan dış ticaret işlemlerine aracılık ediyoruz” dedi. 

TİM İhracatçı Kart, ihracatçıların hayatını kolaylaştıracak

Protokol kapsamında ‘Maximiles TİM İhracatçı Kart’ ve ‘Maximiles TİM İhracatçı Kart Premium’ kartları ihracatçıların kullanımına sunuluyor. TL/EUR/USD hesap özeti seçeneğini içeren kartlar ile ihracatçılar, yaptıkları alışverişlerden hem MaxiMil hem de MaxiPuan kazanacaklar. Ayrıca İş Bankası aracılığıyla gerçekleştirecekleri aylık ihracat hacmi üzerinden de ilave MaxiPuan kazanacaklar ve ihracatçılar bu puanları MaxiMil olarak da kullanabilecekler. Maximiles TİM İhracatçı Kart otel rezervasyonundan vize işlemlerine kadar ihracatçıların hayatlarını kolaylaştıracak birçok önemli ve fark yaratacak ayrıcalığı da içeriyor.

 

TİM’den 40 Talep, Devletten 40 Jet Çözüm

Türkiye’nin koronavirüsle mücadelesine destek olmak amacıyla bünyesindeki 61 ihracatçı birliğiyle beraber “Bugüne kadar ihracatımız için ürettik. Şimdi sağlığımız için üretiyoruz” sloganıyla maske ve dezenfektan üretim seferberliği başlatan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi’nde karşılık bulan 40 çözüm önerisiyle de ihracatçılara destek oldu.

TİM: Günlük 15 Milyon Maske Üretim Kapasitesini Aştık

TİM Başkanı İsmail Gülle: “Ülke olarak zor günlerden geçtiğimiz bu süreçte önceliğimiz Türkiye’mizin geleceğidir. İhracatçımızın önünü açmak için ihracatçı birliklerimiz, sektörel dernekler ve firmalardan bildirilen tüm sorun ve talepleri Ticaret Bakanımız Ruhsar Pekcan, Hazine ve Maliye Bakanımız Berat Albayrak ile ilgili bakanlıklara anlık olarak aktardık. Yapılan düzenlemelerle bunlardan 40’ı karşılık buldu. AloTİM uygulamamız ile ihracatçılarımıza 7/24 desteğimizi sürdürüyoruz. Başta sağlık çalışanlarımızın ihtiyacının giderilmesi ve mevcutta yaşanan tedarik sıkıntısının aşılması amacıyla birçok büyük hazır giyim, kimya, tekstil firmamızla başlattığımız maske ve dezenfektan üretim seferberliği kapsamında gece gündüz demeden çalışıp Sağlık Bakanlığı’na teslim ediyoruz. Günlük 1 milyon üretim hedefi ile başlattığımız seferberlikte kısa sürede günlük 15 milyon maske üretim kapasitesini aştık “ dedi.

61 ihracatçı birliği, 27 sektörü ile 90 bini aşkın ihracatçının Türkiye’de ihracatın tek çatı kuruluşu olan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), “Bugüne kadar ihracatımız için ürettik. Şimdi sağlığımız için üretiyoruz” sloganıyla başlattığı maske ve dezenfektan üretim seferberliği tüm hızıyla devam ediyor. Türkiye İhracatçılar Meclis Başkanı İsmail Gülle, “Dünyayı etkisi altına alan KOVİD 19, uluslararası ticaret ve ülke ekonomilerini derinden sarstı. İlk günden itibaren TİM olarak gerek toplum sağlığı gerekse ihracatın bu süreçten en az etkilenmesi için var gücümüzle çalışıyoruz, çalışmaya da devam edeceğiz” dedi.

“Kimsenin Telaşı Olmasın”

Bünyesindeki ihracatçı birlikleriyle sürdürdükleri maske ve dezenfektan üretim seferberliği ile ilgili son gelişmeleri aktaran TİM Başkanı İsmail Gülle, şunları kaydetti: “ İhracata desteğimizin yanı sıra başta sağlık çalışanlarımızın ihtiyacının giderilmesi ve mevcutta yaşanan tedarik sıkıntısının aşılması amacıyla derhal temaslara başladık. Ticaret Bakanlığı, Sanayi Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı ile acil eylem planı oluşturduk. Bu konuda tek yetkili olan Sağlık Bakanlığı’na bağlı USHAŞ ile üretici firmalara köprü olduk. Üretime destek vermek isteyen firmaları da seferberliğimiz kapsamında sürece dahil ettik. Birçok büyük hazır giyim, kimya, tekstil firmamızla başlattığımız seferberlik kapsamında üretilen maske ve dezenfektanı Sağlık Bakanlığı’na teslim ediyoruz. Günlük 1 milyon üretim hedefi ile başlattığımız seferberlikte kısa sürede günlük 15 milyon maske üretim kapasitesini aştık. Kısa sürede bu sayının daha da üstüne çıkacağız. Kimsenin bir telaşı olmasın. Türkiye’nin maske ihtiyacının tamamını karşıladıktan sonra, maske ihracatını gerçekleştirecek miktara çok rahat ulaşacağız. Bu kapsamda çağrımızı yineleyerek üreticilerimizi seferberliğimize destek olmaya davet ediyoruz.“

“Dünyaya Üretim Gücümüzü Gösterdik”

Yurtiçi ihtiyaçlarının karşılanması kadar salgından çok yoğun etkilenen ve maske ile dezenfektan tedariki konusunda sorun yaşayan ülkelere Türkiye’den yardımların gittiğini hatırlatan TİM Başkanı Gülle, “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla İngiltere, Amerika, İtalya, İspanya, Çin, Sırbistan, İran ve bazı Afrika ülkelerine maske, tulum ve sağlık malzemeleri yardımı gitti. Bunun yanında TİM olarak Ticaret Bakanlığımız ile Çin, İtalya ve İspanya’ya maske ve dezenfektan yardımında bulunduk. Cumhurbaşkanımızın önderliğinde yapılan yardımlar Türkiye’nin güvenilir ve sağlıklı üretim yapan ve her koşulda tedarik zincirini devam ettirebilen bir ülke olduğumuzu bir kez daha dünyaya gösterdik. Önümüzdeki süreçte bu kabiliyetimiz ihracatımızın gelişmesi için bir iyi bir referans oluşturacağı gibi Türkiye markasına da çok önemli bir değer katacak” dedi.

“Önerilerimiz karşılık buldu”

Koronavirüs salgınının dünya genelinde üretim ve lojistik kanallarını önemli derecede sekteye uğratarak, dünya ticareti ve ekonomilerinin yavaşlamasına yol açtığına dikkat çeken TİM Başkanı Gülle, “ Virüsün yayılması ile birlikte insan ve mal dolaşımında ciddi sorunlar oluştu. Ticaret Bakanlığı ile birlikte kısa zamanda mal dolaşımının kısıtlayıcı tedbirlerine karşı harekete geçtik ve mart ayı başında temassız ihracat uygulamasını devreye aldık. İran, Irak, Gürcistan sınır kapıları ile Kapıkule’de dorse değişim modeline geçerek ihraç ürünlerinin tedarikini aksatmadık” dedi. Gülle, sözlerine şöyle devam etti: “Ülke olarak zor günlerden geçtiğimiz bu süreçte önceliğimiz Türkiye’mizin geleceğidir. İlk günden itibaren TİM olarak 61 ihracatçı birliği ve 27 sektör konseyimiz ile süreci çok yakından izleyerek hep temasta olduk. Bu süreçte ihracatçı birliklerimiz, sektörel dernekler ve firmalardan bildirilen tüm sorun ve talepleri ilgili makamlara anlık olarak aktardık. Salgının ülkemiz ekonomisi üzerindeki etkilerinin asgari seviyede tutulması amacıyla Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından ilan edilen Ekonomik İstikrar Kalkanı, üretim ve ihracatımızın kesintisiz olarak devam etmesi noktasında çok önemli bir destek mekanizması oldu. Bu süreçte, genel ve sektörel mahiyette 67 öneri ilgili makamlarımız ile paylaşıldı; yapılan düzenlemelerle bunlardan 40’ı karşılık bulmuş oldu. Bu bağlamda, yürütülen “Şeffaf” ve “Akılcı” politikalar dolayısıyla başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Sanayi Bakanı Mustafa Varank, Aile Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ile ilgili Bakanlıklarımıza ve kurumlarımıza gösterdikleri yoğun gayretleri için teşekkür ediyoruz.”

İhracatçılara 7/24 Destek

TİM Başkanı Gülle, “AloTİM uygulamamız ile ihracatçılarımıza 7/24 desteğimizi sürdürüyoruz. İhracatçılar artık, Whatsapp, Facebook ve Bip uygulamaları üzerinden de dünyanın her noktasından 7/24 TİM’e ulaşabiliyor. İhracatımızın saha neferleri için önümüzdeki süreçte de talepleri doğrultusunda konuyla ilgili yoğun çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu süreçte üstümüze düşen, ihracatçımızın ve devletimizin bizden beklediği ne varsa yerine getirmeye hazırız. Türkiye’miz için elimizi taşın altına koymaya devam edeceğiz”” şeklinde konuştu.

İŞTE TİM‘İN 40 TALEBİ VE DEVLETİN 40 ÇÖZÜMÜ

  • Eximbank kredilerinin limitlerinin artırılması, geri ödeme sürelerinin uzatılması;
  • Eximbank taahhüt kapatma ve reeskont kredilerinde iyileştirme yapılması;
  • Eximbank ihracat sigortası limitlerinin güncellenmesi ve artırılması;
  • İhracatçıların oluşan ilave stoklarının desteklenmesi;
  • Gümrük kapılarında sonuçlandırılan bazı işlemlerde ek süre verilmesi;
  • Bankalar aracılığı ile kullanılan Eximbank kaynaklı ihracat hazırlık (SOİK) kredilerinin ertelenmesi;
  • Sınır kapılarında giriş çıkışlarındaki tedbirlerin, dış ticaret taşımalarını en az etkileyecek şekilde düzenlenmesi;
  • Devlet Yardımları işlemlerinin yürütülmesi için 01.04.2020 tarihi itibariyle faaliyete geçmesi planlanan Destek Yönetim Sistemi (DYS)’nin devreye alınma tarihinin 6 ay ertelenmesi;
  • DİR kapsamında ihracat taahhütleri süre uzatımı;
  • Bazı gümrük rejimlerinde gümrük idarelerince verilen sürelerin uzatılması;
  • Arabuluculuk ve Uzlaştırma Kurumlarında yaşanabilecek aksaklıklar konusunda düzenleme yapılması;
  • Devlet Yardımlarından faydalanan firmalarımızın ilgili Ülke Ticaret Müşavirliklerinden onaylı evrakları ibraz etmelerinde yaşanan sorunların giderilmesi;
  • İtiraz süresi kaçırılan Ek Tahakkuk ve Ceza kararlarının kaldırılması;
  • Sonradan ibraz edilecek menşe şahadetnamelerinde ibraz süresinin durdurulması;
  • Bazı gümrük rejimlerinde gümrük idarelerine gidilmeden elektronik ortamda yapılması;
  • SGK, KDV, Muhtasar ödemelerinin ertelenmesi; ihracatçıların oluşan ilave stoklarının maliyetinin desteklenmesi;
  • Ödemelerde temerrüt durumunda sicillerde mücbir sebep notu düşülmesi;
  • Kredi Garanti Fonu’nun (KGF) sağlayacağı limitlerin, Eximbank ve diğer bankalar tarafından ihracatçının limit ve kredi ihtiyaçları için kullanılabilmesi;
  • Faizlerin indirilmesi;
  • Üretime etki eden kredi, kredi kartı, çek, kira vb. ödeme araçları gibi kalemlere de ilave destek sağlanması.
  • KDV beyanname ve BA-BS formunu verme zorunluluğunun kaldırılması;
  • Kredi taksitlerinin ötelenmesi;
  • Turizm sektörüne destek verilmesi;
  • KOBİ’lerin ticari alacaklarını tahsil edememe riskinin azaltması;
  • Bankacılık sektörü tarafından kolaylaştırmaların sağlanması;
  • Geri Kazanım Katılım Payı beyannamelerinde düzenleme yapılması;
  • İhraç kayıtlı malların yurt dışı edilme sürelerinin uzatılması;
  • Asgari ücret desteğinin sürdürülmesi;
  • Esnek çalışma koşullarının düzenlenmesi;
  • Telafi çalışma süresinin uzatılması;
  • Yurt dışı ve yurt içi siparişleri iptal edilen üreticilerin çalışanlarının sağlıklı ortam oluşana kadar salgının yayılma hızını önlemek açısından ücretsiz izne çıkarılması ve bu izin sırasında da ödemelerin işsizlik sigortasından karşılanması;
  • Kısa çalışma ödeneğinin tüm bölgelerde hiçbir kriter ve şarta bakılmaksızın ve ilave prosedür uygulanmaksızın sektördeki tüm firmalara uygulanması;
  • Su faturalarının ertelenmesi;
  • Hazineden tahsisli mülklerdeki işletmelerden süreç boyunca kira alınmaması;
  • Tarım destek ödemelerinin yapılması;
  • Tarım ve Hayvancılık sektöründeki işletmelere uzun vadeli finansmansan imkânın sağlanması;
  • Tıbbi Ürünlerin üretimine ilave destek verilmesi;
  • KOSGEB alacaklarının ertelenmesi;
  • Orta Asya ülkelerine ihracatın devamı için demiryolu ile taşıma olanaklarının geliştirilmesi;
  • İcra ve iflas takiplerinde düzenleme yapılması

 

TİM Başkanı İsmail Gülle TCMB’nin Faiz İndirimini Değerlendirdi

24.10.2019 – TCMB’nin faiz indirim kararına ilişkin Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı İsmail Gülle bir metin yayınlayarak kararla birlikte önümüzdeki dönemde yeni yatırımların hız kazanacağını belirtti. Gülle’nin açıklamaları şu şekilde oldu:

“Ülkemizin büyüme hedeflerinin en önemli enstrümanlarından olan ihracatımız için belirleyici etkenlerden biri de düşük faiz oranlarıdır. Mevcut yatırım stoku ile 180 milyar dolarlar seviyesine ulaşmayı başaran ihracatımızın sürdürülebilirliği ve artış rekorlarını sürdürmesi, çok daha ileri seviyelerde, sıçramalara imza atabilmesi adına, yeni yatırımlara, kapasite artışlarına kuşkusuz ihtiyacımız var. Yatırım ortamının iyileştirilmesi konusunda Hükümetimizin attığı tüm adımların yatırım maliyetlerinin rekabetçi düzeye indirilmesi ile desteklenmesi ise üreticilerimizin en büyük beklentisidir. 

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu; Temmuz ayında 425 baz puan, Eylül ayında ise 325 baz puanlık indirimlerinin ardından son olarak bugün açıklamış olduğu 250 baz puanlık faiz indirim kararıyla, toplamda 1000 baz puanlık faiz indirimi gerçekleştirerek, politika faizini %14 seviyelerine çekti. Bu karar ile birlikte bankalarımızın kredi maliyetlerine, piyasaların bu indirimi hızla yansıtacaklarını düşünüyoruz. Bu hamlenin kredi faiz oranlarına da yansıması, piyasalardaki normalleşme sürecini de ivmelendirecektir.  

Bu sayede; gerek yeni yatırımlar, gerekse bir süredir yüksek faizler dolayısıyla ertelenen kapasite artışları ve makine ve teçhizat alt yapımızdaki yenileme çalışmalarının hız kazanacağını hep birlikte göreceğiz. İhracatçılarımızın, yatırımcılarımızın önündeki önemli engellerden birisi de, atılan faiz indirim adımlarıyla, deyim yerinde ise ortadan kalkmış oldu. Dolayısıyla; yatırım, istihdam, ihracat ve büyümeye yönelik etkili, pozitif bir yıl bizleri bekliyor.”

 

 

TİM Başkanı İhracatçının 4 Büyük Rakibini ve Döviz Kurlarında Beklentilerini Açıkladı

25.11.2017 – Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), İhracatçı Eğilim Araştırması 2017 3. Çeyrek Gerçekleşme ve 4. Çeyrek Beklentilerini açıkladı.

İlk defa 3. Çeyrekte firmalara en çok hangi ülkelerle rekabet ettiklerinin sorulduğunu söyleyen TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “Firmaların yüzde 16,9’u küresel pazarlardaki en büyük rakibinin Çin olduğunu söyledi. Çin’i yüzde 11,8 ile İtalya, yüzde 8,7 ile Almanya, yüzde 6,5 ile Hindistan ve yüzde 4,7 ile ABD takip ediyor” şeklinde konuştu.

4. Çeyrekte firmaların yüzde 79’unun istihdamını artırabileceğini, yüzde 21’inin de aynı sayıda çalışanla devam edeceğini belirten Büyükekşi, “Firmalarımızın verdikleri yanıtlar istihdamın yılın son çeyreğinde daha fazla artacağını, işsizliğin de tek haneli rakamlara düşeceğini gösteriyor” dedi.

İhracatçının Yıl Sonu Döviz Kuru Beklentisi

Büyükekşi, “İhracatçılarımız 2017 yıl sonunda doların 3,87; Euro’nun 4,52 olarak gerçekleşmesini bekliyor” dedi. Döviz kurlarının firmaların 3. Çeyrekte en çok karşılaştıkları sorun olduğunu belirten Büyükekşi “Firmaların neredeyse yarısı kurlardaki oynaklıktan şikayetçi” dedi.

Eximbank ve Merkez Bankası’nın Sunacağı Hizmetler İhracatçı için Büyük Fırsat

Büyükekşi, “Kurlarda yaşanan oynaklık da zaten yüzde 5-7 bandında seyreden kar marjı üzerinde ciddi bir baskı yaratıyor. Yapmaları gereken şey, kur riskinden korunmak. Hem Eximbank hem de Merkez Bankası bu ihtiyaca yönelik yeni hizmetler sunulacağının müjdesini verdiler. Bu hizmetler ihracatçılar için çok büyük fırsat” diye konuştu.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), her çeyrek düzenli olarak gerçekleştirdiği İhracatçı Eğilim Araştırması 2017 3. Çeyrek Gerçekleşme ve 4. Çeyrek Beklentilerini açıkladı.

İlk defa 3. Çeyrekte firmalara en çok hangi ülkelerle rekabet ettiklerinin sorulduğunu söyleyen TİM Başkanı Büyükekşi, “Firmaların yüzde 16,9’u küresel pazarlardaki en büyük rakibinin Çin olduğunu söyledi. Çin’i yüzde 11,8 ile İtalya, yüzde 8,7 ile Almanya, yüzde 6,5 ile Hindistan ve yüzde 4,7 ile ABD takip ediyor” şeklinde konuştu. Fiyat alanında en çok Çin, İtalya ve Almanya ile rekabet edildiğini söyleyen Büyükekşi, “Kalitede de durum yine aynı. Satış sonrası hizmetlerde ise rakipler ABD, Çin ve İtalya olarak karşımıza çıkıyor” dedi.

En büyük rakiplerden ABD, hedefte birinci

İhracatçıların küresel pazarlardaki en büyük rakipleri arasında yer alan ABD ise öncelikli hedef pazarlar arasında birinci oldu. Büyükekşi, “Birinci çeyrekte firmaların öncelikli hedef pazarları sırasıyla ABD, Almanya ve Rusya iken; ikinci çeyrekte Rusya, Katar ve Almanya olmuştu. Bu çeyrekte ise ABD’nin yeniden birinci, Rusya ve Almanya’nın da 2. ve 3. oldu. ABD’ye ihracat bu yılın ilk 10 ayında 7 milyar doları aştı. Yıl genelinde yüzde 30 artış bekliyoruz.

Yanıtlar işsizliğin tek haneye düşeceğini gösteriyor

Araştırmaya katılan firmaların 3. Çeyrekte ortalama 30 yeni istihdam yarattıklarını beyan ettiklerini kaydeden Büyükekşi, son çeyrekte ise firmaların yüzde 79’unun istihdamını artırabileceğini, yüzde 21’inin de aynı sayıda çalışanla devam edeceğini belirtti. Büyükekşi, “İşsizlik Ağustos 2017 itibariyle yüzde 10,6 oldu. Ancak bir önceki senenin aynı ayına göre çalışan sayısı 1 milyon 355 bin kişi arttı. Firmalarımızın verdikleri yanıtlar istihdamın yılın son çeyreğinde daha fazla artacağını, işsizliğin de tek haneli rakamlara düşeceğini gösteriyor.” dedi.

Firmaların yarısı kurdaki oynaklıktan şikayetçi

TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “İhracatçılarımız 2017 yıl sonunda doların 3,87; Euro’nun 4,52 olarak gerçekleşmesini bekliyor” dedi. Büyükekşi, bir önceki çeyrekte ihracatçıların yıl sonunda doların 3,67; Euro’nun ise 4,25 olmasını beklediğini hatırlattı. Döviz kurlarının firmaların 3. Çeyrekte en çok karşılaştıkları sorun olduğunu belirten Büyükekşi “Firmaların neredeyse yarısı kurlardaki oynaklıktan şikayetçi” dedi.

Büyükekşi, “Kurlarda yaşanan oynaklık da zaten yüzde 5-7 bandında seyreden kar marjı üzerinde ciddi bir baskı yaratıyor. Firmalarımıza kur dalgalanmalarından elde edecekleri gelirin geçici olacağını her zaman söylüyoruz. Yapmaları gereken şey, kur riskinden korunmak” diye konuştu.

İhracatçılar teşvikler için daha fazla başvuru yapmalı

Kur riskinden korunma konusunda firmaların yeterli bilgiye sahip olmadığının neredeyse her eğilim araştırmasında gördüklerini söyleyen Büyükekşi, şunları söyledi: “Geçtiğimiz hafta hem Eximbank hem de Merkez Bankası bu ihtiyaca yönelik yeni hizmetler sunulacağının müjdesini verdiler. Bu hizmetler ihracatçılar için çok büyük fırsat. Bu fırsatı kaçırmamalıyız. Ayrıca Hükümetimiz tarafından son dönemde verilen destekler ihracatçıların çoğu tarafından yeterince bilinmiyor. Bu konuda hem Ekonomi Bakanlığımız çeşitli illerde tek tek firmalara giderek ihracat ve yatırım teşviklerini anlatıyor, hem de biz bilgilendirme seminerleri düzenliyoruz. Burada görev artık ihracatçılara düşüyor.”

Yeni hedef 156,5 milyar dolar da aşılacak

Araştırmaya katılan firmaların yüzde 80’inin son çeyrekte ihracatlarının en az önceki çeyrekteki kadar ya da bundan daha iyi olacağını öngördüğünü aktaran Büyükekşi, şunları söyledi: “Ekim ayında tüm zamanların ekim ayı rekoru kırılmıştı. Biz 2017’yi Atılım Yılı ilan edip, hedefleri aşacağız demiştik. Şu ana kadar sergilediğimiz performansla bunu açık bir şekilde ortaya koyduk. Orta Vadeli Program’da ihracat hedefimiz güncellendi. Şimdi ise, yeni hedef olan 156,5 milyar doları da aşacağımızı öngörüyoruz.”,

Döviz kurlarından sonra en büyük problem hedef ülkelerle sorunlar

Üretiminin bir önceki çeyreğe göre arttığını söyleyen firmaların oranının yüzde 59,2’den yüzde 68,6’ya çıktığını belirten Büyükekşi, 3. Çeyrekte firmaların yüzde 79,2’sinin ihracat birim fiyatlarının arttığını veya aynı kaldığını kaydetti. Büyükekşi, döviz kurunun ardından karşılaşılan en büyük problemin hedef ülkelerle yaşanan sorunlar olduğunu bildirdi. “Firmaların yüzde 40’ı bu sorunun ihracatlarını etkilediğini belirtmiş” diyen Büyükekşi, “Geçtiğimiz çeyreklerde bu oran çok daha düşüktü. Bu sorunun ardından yüzde 37 ile hammadde ve aramalı fiyatlarındaki artış geldi. Geçtiğimiz çeyreklerde bu oran yüzde 30 seviyelerindeydi. Özellikle petrol ve emtia fiyatlarında son dönemde gözlenen artışlar bu sorunun ana sebebi olarak karşımıza çıkıyor” dedi.