Ana Sayfa Haberler Şirket Haberleri Türkiye’nin Y...

Türkiye’nin Yenilenebilir Kaynaklardan Elektrik Üretimi Toplam Elektrik Üretiminin Yarısına Ulaştı

29.11.2019 – TSKB Danışmanlık Hizmetleri, ekonomiye etkileri, global jeopolitik ilişkiler ve çevreyle doğrudan ilişkisi nedeniyle her zaman en önemli sektörler arasında yer alan enerji sektörüyle ilgili detaylı bir rapor yayınladı. “Sektörel Görünüm: Enerji” başlıklı rapor, çok boyutlu ve eksenli bir yaklaşımla sektörün özet bir resmini çekiyor.

Rapora göre, Eylül sonu itibarıyla Türkiye’nin toplam kurulu gücü 90,7 GW’a ulaştı. Artışta, yenilenebilir enerji kaynaklarıyla yerli kaynaklardan elektrik üreten santrallere verilen teşviklerin etkisinin yüksek olduğu ifade edilen raporda, toplam kurulu gücün %48,4’ünün yenilenebilir enerjiden, %61’inin de yerli kaynaklarla elektrik üreten santrallerden oluştuğu vurgulanıyor. Raporda, enerji verimliliğinin gelecek dönemde de en önemli başlıklardan biri olmaya devam edeceğine dikkat çekiliyor.

Ana sektörlerin görünümünü ortaya koyan çalışmalar gerçekleştiren TSKB Danışmanlık Hizmetleri, Türkçe ve İngilizce olarak hazırladığı son raporunda ekonominin ve modern hayatın vazgeçilmez girdilerinden olan enerjiyle ilgili çok boyutlu ve eksenli bir yaklaşımla, sektörün bugününü ve sektöre ilişkin öngörüleri paylaştı.

Burcu Bektaş, Can Hakyemez, Emre Yanık ve Dr. Kubilay Kavak tarafından hazırlanan “Sektörel Görünüm: Enerji” başlıklı raporda, düz çizgilerle değil iniş-çıkışlarla ilerleyen, dev yatırımcılarla küçük ölçekli aktörleri aynı düzlemde buluşturan ve belli yönleriyle derinleşmiş Türkiye enerji piyasasının mevcut durumuna değiniliyor ve durumun özet resmi sunuluyor. Raporda, enerji verimliliğinin enerji politikasının önde gelen gündem maddelerinden birisi olmaya devam edeceğine işaret ediliyor.  

Yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimi yükselişte

2010-2018 yılları arasında kurulu gücün elektrik talebinden daha fazla büyüdüğüne dikkat çeken TSKB Ekonomik Araştırmalar Yöneticisi Can Hakyemez, mevcut fazlalığın bir kısmının, kaçınılmaz biçimde rezerv yedeği gerektiren yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimindeki büyümeye atfedilebileceğini belirtti.  

Hakyemez Türkiye elektrik kurulu gücüyle ilgili şunları söyledi: “1980’li yılların başında 5 gigavat (GW) civarında olan Türkiye toplam kurulu gücü, 2018 yılı sonunda 88,5 GW’a ve 2019 yılı Eylül ayı sonu itibarıyla ise 90,7 GW’a ulaştı. Bu artışta, son yıllarda yenilenebilir enerji kaynaklarından ve yerli kaynaklardan elektrik üreten santrallere verilen teşviklerin etkisi yüksek. 2019 yılı Eylül ayı itibarıyla Türkiye toplam kurulu gücünün %48,4’ü yenilenebilir ve %61’i yerli kaynaklarla elektrik üreten santrallerden oluşturuyor.” 

Raporda yer alan rakamlara göre, 2018 yılı sonunda 5,4 GW civarında kurulu güce sahip olan lisanssız santraller 2019 yılı Eylül ayı sonunda 5,9 GW’a ulaştı. 2019 yılı ilk dokuz ay içerisinde 2,2 GW civarında gerçekleşen kurulu güç artışının büyük bir çoğunluğu yerli kaynaklardan elektrik üreten santrallerden meydana geliyor. 1,1 GW’lık kurulu güç artışı lisanslı yerli kömür santrallerinden sağlanmakta iken toplam artışın 0,53 GW’lık kısmını güneş enerjisi santralleri (GES) oluşturuyor. 

Devreye alınan santrallerin geriye kalanının ise 165,7 megavatlık (MW) kısmı hidroelektrik santralleri (HES), 388,1 MW’ı rüzgâr enerjisi santralleri (RES), 437,1 MW’ı da biyokütle, atık ısı ve jeotermal enerji santralleri. Bu dönemde doğal gaz santrallerinin kurulu gücünde 549,7 MW’lık bir azalma gerçekleşti. 

Enerji verimliliğinin önemi artmaya devam ediyor

“Sektörel Görünüm: Enerji” raporuna göre, enerji verimliliği, özellikle gelişmiş ülkelerde enerji politikasının önde gelen gündem maddelerinden olmaya devam ediyor. Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) verilerine göre, 2017 yılında toplam 1,8 trilyon dolarlık enerji yatırımının %13’ü (yaklaşık 235 milyar dolar) enerji verimliliği için yapılırken, bu alandaki yatırımlar 2016’ya göre %3 artış gösterdi. 

Küresel enerji yatırımları 2018’de önceki yılla benzer şekilde 1,85 trilyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Enerji verimliliğine 240 milyar dolar yatırım yapıldığının belirtildiği raporda, “Enerji verimliliği yatırımlarında ağırlıklı bir payı bulunan inşaat sektöründe 2018 yılında meydana gelen gerilemenin etkisiyle, bahsi geçen dönemde yatırımlarda göreceli bir durgunluk izlendi” ifadeleri yer alıyor. Raporda ayrıca, kaynak verimliliği ve dışa bağımlılığın azaltılması kapsamındaki önemi ile enerji verimliliğinin gelecek dönemde de önemini artırarak koruyacağına işaret ediliyor.

 

TSKB’den Rüzgâr Enerjisine Kesintisiz Destek

14.06.2019 – Tüm dünyada temiz enerji kaynakları arasında yer alan rüzgâr, Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını azaltmak için de iyi bir alternatif olarak kabul ediliyor. 15 Haziran Dünya Rüzgâr Günü’nde bu enerji kaynağının önemine dikkat çeken TSKB, finanse ettiği RES yatırımlarıyla karbondioksit emisyonu azaltımına her yıl yaklaşık 2,5 milyon ton katkı sağlıyor.

Dünyada hızla artan nüfus ve yükselen taleple beraber özellikle üretimde artan enerji kullanımı iklim değişikliğinin önemli sebeplerinden biri durumda. İklim değişikliğinin yarattığı küresel tehdidi ortadan kaldırılmak için yürütülen çalışmalar kapsamında enerji verimliliğin yanı sıra alternatif ve yenilenebilir enerji kaynaklarının önemi her geçen gün daha da artırıyor. Türkiye’nin coğrafi özellikleri sebebiyle yenilebilir enerji kaynakları açısından oldukça avantajlı olduğuna dikkat çeken TSKB, 2006 yılından bu yana yenilenebilir enerji yolculuğunda ülkenin önemli bir lokomotifi olan rüzgâr santralleri için kaynak yaratmaya devam ediyor.

15 Haziran Dünya Rüzgâr Günü nedeniyle, dünyanın temiz enerji kaynakları arasında yer alan rüzgâr enerjisinin önemine bir kez daha işaret eden banka, 2018 yılsonu itibariyle 1302 MW rüzgâr enerji santrali yatırımının finansmanında yer almış durumda. Bu rakam, Türkiye’nin rüzgâr enerji kurulu gücünün yaklaşık yüzde 19’una karşılık gelirken, TSKB finanse ettiği RES yatırımlarıyla karbondioksit emisyonu azaltımına da her yıl yaklaşık 2,5 milyon ton katkı sağlıyor.

Küresel iklim değişikliğiyle mücadele sürecinde etkin bir rol aldıklarına dikkat çeken TSKB Genel Müdür Yardımcısı Hasan Hepkaya, “Finanse etmiş olduğumuz RES yatırımlarının, çevresel ve sosyal etkilerini her yönüyle inceliyor ve değerlendiriyoruz. Olumsuz etkileri minimize etmek için gerekli aksiyonların alınması konusunda ihtiyaç duyulan çalışmalara teknik açıdan destek oluyoruz. Temiz enerjiye erişim açısından oldukça pozitif etkilere sahip olan rüzgâr santrallerinin finansmanıyla, ülkemizin düşük karbonlu ekonomiye geçişinde önemli bir rol alıyoruz” dedi.

Rüzgâr santrallerinin Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri açısından da önemine değinen Hepkaya, “TSKB olarak %73 oranında sürdürülebilir yatırımlardan oluşan kredi portföyümüzle iklim dostu bir bankacılık yürütüyoruz. Finanse ettiğimiz rüzgâr yatırımlarıyla“Erişilebilir ve Temiz Enerji”, “Sürdürülebilir Şehir ve Yaşam Alanları” ile “İklim Eylemi” başta olmak üzere toplam yedi SKH’nin gerçekleşmesine doğrudan katkı sağlamaktan dolayı büyük memnuniyet duyuyoruz” diye konuştu.

Türkiye’de RES yatırımları hızla artıyor

Türkiye’de rüzgâr enerji yatırımları hakkında da bilgi veren Hasan Hepkaya sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’de rüzgârın elektrik üretiminde kullanımı son 15 yılda büyük bir gelişim gösterdi. 2006 yılında 28 MW seviyesindeki rüzgâr enerjisi santralleri (RES) kurulu gücü, 2019 yılı Nisan ayı itibarıyla 7.085 MW seviyesinde gerçekleşti. Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destek Mekanizması (YEKDEM) sonrası özel sektör eliyle yapılan yatırımlar özellikle İzmir, Balıkesir, Manisa, Hatay ve Çanakkale bölgelerinde yaygınlaştı. Diğer taratan, 2006 yılında RES’lerin, Türkiye toplam kurulu gücü içerisindeki payı yüzde 0,1 seviyesinde iken, 2019 yılı Nisan ayı itibarıyla yaklaşık yüzde 8 seviyesine yükseldi. Bahsi geçen gelişim eğilimi aynı şekilde elektrik üretiminde de izlendi ve Nisan 2019 itibarıyla RES’lerden üretilen elektriğin toplam üretilen elektriğin içerisindeki payı yüzde 8 seviyesinde gerçekleşti.”

 

TSKB ve EBRD Özel Sektör İçin Güçlerini Birleştirdi

28.05.2019 – TSKB ve EBRD imzaladıkları yeni risk paylaşım anlaşmasıyla özel sektöre 100 milyon Euro tutarına kadar kaynak sağlayacak. İki kurumun Türkiye genelindeki firmalara yatırım ve işletme kredisi sağlayacak anlaşması, EBRD’nin bu alanda Türkiye’deki tek risk paylaşım işbirliği olma özelliğini taşıyor.

Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), yeni bir risk paylaşım anlaşmasına imza attı.

EBRD bu anlaşma doğrultusunda TSKB ile birlikte çeşitli firmalara kredi ihtiyaçlarının 50%’sine katılarak toplamda 50 milyon Euro kaynak aktarmış olacak. İki kurumun ilk olarak 2016 yılında imzaladıkları risk paylaşım anlaşmasının ikinci fazı niteliğindeki işbirliği, EBRD’nin bu alanda Türkiye’deki tek işbirliği anlaşması olma özelliğini taşıyor.

“Özel sektöre desteğimiz devam edecek”

EBRD ile gerçekleştirilen anlaşmayla ilgili değerlendirmede bulunan TSKB Genel Müdürü Suat İnce, “Türkiye’nin ekonomik dengelenme sürecinde, özel sektöre sağlanan finansman desteği büyük önem arz ediyor. Değerli iş ortağımız EBRD ile imzaladığımız risk paylaşım anlaşması ile Türkiye ekonomisine ve sanayisine verdiğimiz desteği sürdürmekten büyük memnuniyet duyuyoruz. TSKB olarak ülkemizin geleceğine umutla bakıyor, özel sektör firmalarımıza hem finansman hem de danışmanlık hizmetlerimizle değer yaratmak için hız kesmeden çalışmaya devam ediyoruz” dedi.

TSKB’nin kurulduğu günden itibaren Türkiye’nin ve Türk sanayisinin sürdürülebilir kalkınması için tüm gücüyle çalışan bir banka olduğunu altını çizen Suat İnce sözlerini şöyle sürdürdü: “Her zaman hedefimiz, iş alanlarımızı oluşturan kurumsal bankacılık, yatırım bankacılığı ve danışmanlık hizmetlerimizi geliştirerek ileriye taşımak oldu. Öncüsü olduğumuz sürdürülebilir bankacılık felsefesi bizleri koyduğumuz hedeflere taşımaya devam ediyor. Her dönemde yerli ve yabancı paydaşlarımızın tercih ettikleri iş ortağı olmak stratejilerimizin doğruluğunun güçlü bir kanıtı niteliğinde.”

EBRD Başkan Yardımcısı Jurgen Rigterink ise anlaşmayla ilgili şunları söyledi: “EBRD kredilendirme faaliyetlerinin görece azaldığı bir dönemde Türkiye’ye desteğini sürdürmektedir. EBRD olarak Türkiye ekonomisinin 2020 yılına kadar toparlanma noktasına gelmesini bekliyoruz. TSKB ile bugünkü risk paylaşım anlaşması gibi oldukça yenilikçi araçlar, şirketlerin ticari faaliyetlerini sürdürürken büyümelerini de sağlayacak”

 

TSKB, AIIB’den Özel Sektör Yatırımlarına Aktarılmak Üzere Kredi Temin Eden İlk Banka Oldu

28.09.2018 – TSKB, Asya Altyapı Yatırım Bankası (AIIB) ile 200 milyon dolarlık yeni kredi anlaşması imzaladı. Kredi yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, ulaşım, enerji iletimi, atık su yönetimi ve telekomünikasyon yatırımlarının finansmanında kullanılacak. Anlaşmayla ilgili bilgi veren TSKB Genel Müdürü Suat İnce, “AIIB dünya çapında ilk kez bir bankaya özel sektör yatırımlarına aktarılmak üzere kredi veriyor. Ülkemize bu finansman kaynağını getirmekten gurur duyuyoruz. Bu kredinin ülkemizin ekonomisine duyulan güvenin göstergesi olduğuna inanıyoruz” dedi.

Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB), Asya Altyapı Yatırım Bankası’dan (AIIB) 200 Milyon Dolar değerinde “Sürdürülebilir Enerji ve Altyapı Kredisi” temin etti. Hazine ve Maliye Bakanlığı geri ödeme garantisiyle temin edilen kredi, Türkiye genelinde özel sektörde yer alan firmaların yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, ulaşım, enerji iletimi, atık su yönetimi ve telekomünikasyon yatırımlarının finansmanında kullandırılacak.

TSKB’nin kredi portföyünün yüzde 68’inin sürdürülebilirlik temalı yatırımlardan oluştuğunu hatırlatan TSKB Genel Müdürü Suat İnce, 200 Milyon ABD Doları tutarındaki bu yeni krediyle yine bu alandaki yatırımları desteklemekten duydukları memnuniyeti dile getirdi.
İnce şöyle devam etti: “Sürdürülebilir enerji ve altyapı yatırımları, gerek iklim değişikliğiyle mücadele gerek enerjide dışa bağımlılığın azaltılması açısından ülkemiz için büyük önem taşıyor. Bu nedenle TSKB olarak biz de yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve altyapı yatırımları kredilerine öncelik veriyoruz. Bu alanda 2002’den bu yana orta ve uzun vadeli fonlarla, 245 yenilenebilir enerjive 78 enerji verimliliği projesine finansman sağladık.”

Suat İnce: “Türkiye yeni yatırımlar için güven ortamını sürdürüyor”
Asya bölgesinde sürdürülebilir altyapı projelerini desteklemek amacıyla 2016 yılında kurulan ve üye ülkelerdeki yatırımlara doğrudan finansman sağlayan AIIB’den temin edilen kredinin, dünya çapında bir ilk olduğunun altını çizen İnce, “Bu öncü adımın atılmasında büyük emeği olan Hazine ve Maliye Bakanlığına ve kalkınma yolculuğumuzda kıymetli bir işbirliği yaptığımız AIIB’ye teşekkür ediyoruz. AIIB’den sağladığımız finansman, hem TSKB’ye hem deTürkiye ekonomisine ve güven ortamına işaret etmesi bakımından ayrıca önem taşıyor. Türkiye ekonomisi güçlü yapısıyla pek çok yatırım için uygun iklimini koruyor. Biz de sağladığımız finansal desteklerle ekonomiye ve özel sektöre desteğimizi sürdürüyoruz. Ülkemize bu finansman kaynağını getirmekten gurur duyuyoruz. Önümüzdeki dönem de kapsayıcı kalkınma ve sürdürülebilirlik temalı kredilere öncelik vermeye devam edeceğiz” dedi.

AIIB Hakkında

AIIB Asya bölgesinde sosyal ve ekonomik çıktıları geliştirmeyi amaçlayan uluslararası bir finans kuruluşudur. Ocak 2016 tarihinde faaliyetlerine başlayan Pekin merkezli AIIB’nin 87 onaylanmış üyesi bulunmaktadır. AIIB, Asya ve ötesindeki sürdürülebilir altyapı projeleri ve verimli sektörlere yatırım yaparak, toplumlar, hizmetler ve pazarlar arasında daha iyi bağlantılar kurulmasını ve zamanla milyarlarca insanın hayatını etkileyecek daha iyi bir geleceğin inşa edilmesini sağlamayı hedeflemektedir.

 

TSKB’ye 300 Milyon Dolarlık Sendikasyon Kredisi

05.07.2017

Türkiye Sınai Kalkınma Bankası 12 ülkeden toplam 18 bankanın katılımıyla 300 milyon dolar tutarında sendikasyon kredisi temin etti

Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A.Ş. (TSKB), 300 milyon dolar tutarındaki sendikasyon kredisi anlaşmasını uluslararası bankaların katılımıyla 4 Temmuz Salı günü imzaladığını açıkladı. Mevcut sektör ortalamasının üzerindeki yüzde 108’lik başarılı yenileme oranıyla sağlanan kredi, TSKB’nin en yüksek tutardaki sendikasyon kredisi olma özelliğini de taşıyor. Yapılan açıklamaya göre; TSKB sendikasyon kredisi anlaşmasında koordinatör banka ve dokümantasyon temsilciliğini Commerzbank Aktiengesellschaft, Filiale Luxemburg üstlenirken, Bayerische Landesbank kredi temsilcisi olarak yer aldı. 12 ülkeden toplam 18 bankanın katılımıyla gerçekleşen sendikasyon kredisinde, TSKB’nin daha önceki sendikasyon kredilerinde yer alan güçlü iş ortaklarının yanı sıra yeni katılımcı bankalarla da işbirlikleri geliştirildi. Anlaşma, Bank ABC, BayernLB, CITI, Commerzbank Aktiengesellschaft, Filiale Luxemburg, HSBC Bank plc, ING, Société Générale, Standard Chartered Bank, Sumitomo Mitsui Banking Corporation Europe Limited, UniCredit Bank AG, BNP Paribas, J.P. Morgan Limited, Credit Suisse (Switzerland) Ltd., Raiffeisen Bank International AG, Intesa Sanpaolo S.p.A, London Branch, Banka Kombtare Tregtare Sh.a., Doha Bank, DZ BANK AG Deutsche Zentral-Genossenschaftsbank, Frankfurt am Main’ın katılımıyla sağlandı.

367 gün vadeli ve faiz oranı euribor/libor + yüzde 1.15 olarak gerçekleşen sendikasyon kredisi, euro ve dolar olmak üzere iki farklı dilimden oluşuyor.

Sendikasyon kredisi ile ilgili değerlendirmede bulunan TSKB Genel Müdürü Suat İnce şunları söyledi, “Geçtiğimiz yıl olduğu gibi 2017 yılında da sendikasyon kredimizi sektördeki mevcut yenileme oranlarının üzerindeki yüzde 108’lik bir oranla temin ettik. Uluslararası prestijli bankaların katılımı ile sağladığımız sendikasyon kredimizin tutarını bu yıl da artırarak 300 milyon dolara yükseltmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Sendikasyon kredimizin bu performansıyla, uluslararası finans dünyasında Türkiye ekonomisine ve TSKB’ye duyulan güvenin bir kere daha teyit edildiğini görüyoruz. Sendikasyon kredimizle, öncelikli olarak özel sektör firmalarının dış ticaret finansmanı ihtiyaçları konusunda çözümler sunacağız. 67’nci yılımızı geride bırakırken, uluslararası finans kuruluşlarıyla kurduğumuz uzun soluklu işbirliklerini güçlendirmeye, yenilikçi fikirlerle kaynaklarımızı çeşitlendirmeye ve ülkemizin kalkınmasına verdiğimiz desteği artırmaya devam edeceğiz”. İHA