Ana Sayfa Haberler Şirket Haberleri Toros Tarım, ...

Toros Tarım, Sektöründe Pazar Lideri ve İhracat Birincisi Oldu

21.06.2021 – Toros Tarım, kimyasal gübre ihracatında dördüncü kez “İKMİB İhracatın Yıldızları Ödülü”nü kazanarak başarılarına bir yenisini ekledi. Daha önce 2017-2019 yılları arasında aynı ödülün sahibi olan Toros Tarım, 2020 yılında ihracatını %33 artışla 455.418 tona yükseltti. Şirket, 2020 yılında ürünlerini Hindistan’dan İspanya’ya 11 farklı ülkeye ihraç etti.

Kimya sektöründeki üye firmaları başarılı ihracatlarından dolayı onurlandırmak ve teşvik etmek amacıyla İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin (İKMİB) her yıl düzenlediği “İKMİB İhracatın Yıldızları Ödül Töreni” 18 Haziran’da gerçekleştirildi. Bu yıl 6’ncısı düzenlenen törende, toplam 35 kategoride ilk 3’e giren firmalar ödüllerini aldı. T.C. Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle ve İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister’in katıldığı ödül töreni, İKMİB’in YouTube kanalından canlı yayınlandı.

Toros Tarım yine ilk sırada

Toros Tarım, 2017, 2018 ve 2019 yıllarının ardından 2020 yılında da 455.418 tonluk ihracatıyla İKMİB İhracatın Yıldızları Ödülleri’nde arka arkaya dördüncü kez kimyasal gübre ihracatı şampiyonu oldu. Üretim ve pazar payı itibarıyla Türkiye’de gübre sektörünün en büyük oyuncusu olan Toros Tarım, klasik gübrelerde Türkiye’deki toplam kurulu üretim kapasitesinin %38’ine sahip bulunuyor. Şirket, faaliyetlerini mineral gübrelerin yanı sıra suda eriyebilen özel gübreler ve organik/organomineral gübre alanlarında da sürdürüyor.

Ödül hakkında konuşan Toros Tarım Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Göral, bu başarıya dördüncü kez ulaşmanın kendileri için çok anlamlı olduğunu ve Türkiye’nin döviz ihtiyacına katkıda bulunmayı çok önemsediklerini belirtti. İhracatın önemli bir satış kanalı olmasına karşın önceliklerinin her zaman Türk çiftçisinin ihtiyaçlarını karşılamak olduğunu belirten Göral, ihracatı etkin bir şekilde kullanarak kapasite kullanımını maksimize ettiklerini söyledi. 2020 yılında pandemi nedeniyle hem küresel çapta hem de iç pazarda yaşanan belirsizlik ve dalgalanmalara rağmen yıl genelinde %93 kapasite kullanım oranına ulaştıklarını belirten Hakan Göral, “Bu başarıyı elde etmemizde hızlı karar alabilme yeteneğimiz ve etkin salgın yönetiminin yanı sıra ihracat kanallarını açık tutmamız çok önemli bir rol oynadı. 2020 yılında 1.667.871 tonu iç piyasa ve 455.418 tonu ihracat olmak üzere 2.123.290 ton satış gerçekleştirdik. Böylece, piyasa şartlarının tüm zorluklarına rağmen satışlarımızı 2019 yılının üzerine çıkardık. İhracatımızı bir önceki yıla göre %33 artırdık. Hindistan’dan İspanya’ya, 11 farklı ülkeye ihracat gerçekleştirdik. Hindistan, Kenya, Mozambik ve Ukrayna en çok satış yaptığımız ülkeler oldu. Önemli bir tarım ülkesi olan Romanya, yatırımlarımız ve gelecek planlarımız açısından bizim için oldukça önemli bir pazar. Romanya’ya yaptığımız gübre ihracatımızı da 2019 yılına göre %57 artırmayı başardık” şeklinde konuştu.

“Önemli olan yurt dışı pazarlarda kalıcı olmak!”

Toros Tarım’ın coğrafi yayılımını ve ihracatını daha da güçlendirerek kendi markasıyla öncelikle bölgesel bir oyuncu olmayı, ardından da aşamalı olarak global ayak izini büyütmek istediğini belirten Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Göral, hem Romanya hem de oradan Avrupa pazarlarına açılmak amacıyla 2019 yılında Agroport Romania S.A.’yı bünyeye kattıklarını hatırlattı. Göral, Romanya gibi hedef pazarlardan bir diğerinin de dünyanın en önemli buğday üreticilerinden biri olan Ukrayna olduğunu belirterek, bu ülkede bir satış ofisi kurduklarını söyledi. Göral, sözlerine şöyle devam etti:

“Yurt dışındaki varlığımızı güçlendirmek bizim için stratejik bir öncelik. Gübre, ithal girdilere bağlı maliyet dalgalanmaları, kuraklık, çiftçinin alım gücü, yasal düzenlemeler ve benzeri daha birçok unsurun şekillendirdiği çok dinamik bir sektör. Özellikle iç pazarda çok hızlı değişen şartlara kendimizi adapte edebilmemiz için esnek bir satış modelimizin olması lazım. İhracat bu açıdan olmazsa olmazlarımızdan biri. Ancak burada önemli olan, gittiğimiz pazarlarda kalıcı olabilmek. Bu pazarlara uyum sağlayabilmek ve değişen ihtiyaçlara cevap verebilmek. Dünyada, her sektörde olduğu gibi gübre sektöründe de büyük bir dönüşüm yaşanıyor. İnovasyon, bizim sektörümüzde de kilit kavramlardan biri. Hem tarımda değişen şartlara uygun yeni gübre çeşitlerinin geliştirilmesi, hem gübrelerin çevre üzerindeki etkisinin azaltılması, hem de üretim ve tedarik zincirinin çok daha verimli ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulabilmesi için sektörün yeni bakış açılarına ve çözümlere ihtiyacı var. Bu amaçla  2017 yılında Türkiye’de bitki besin alanına yönelik ilk Ar-Ge merkezini Mersin Üretim Tesisimiz bünyesinde kurduk. Burada tarımsal verimliliğe katkı sağlayacak, çevreye duyarlı yeni ürünlere ve üretim süreçlerine yönelik yoğun bir çalışma yürütüyoruz. İç pazar gibi dış pazarlardan aldığımız geri bildirim ve talepler de Ar-Ge Merkezimizin çalışmalarını yönlendiriyor.”

“Dünyamızın geleceği, döngüsel ekonominin yerleşmesine bağlı!”

Gübre sektörünün tüm dünyada insanlığın yeterli gıdaya erişiminde kritik bir role sahip olduğunu belirten Hakan Göral, öte yandan bitki besin maddelerinin doğru kullanımının da çevre ve sürdürülebilirlik açısından büyük önem taşıdığını belirtti. Bu konuda yıllardır çiftçilere yönelik eğitim programları ile sektörde bir farkındalık yaratmaya çalıştıklarını belirten Göral, üretim sistemleri açısından sürdürülebilirlik adına döngüsel ekonomiye geçişin öneminden de şöyle bahsetti:

“Dünyada şu anda egemen olan al-yap-at şeklindeki doğrusal ekonomi modeli, bize sürdürülebilir bir gelecek vadetmiyor. Mevcuttaki sistem ile son birkaç on yılda dünyadaki tüketim oranı sekiz kat arttı. Tüketimdeki artışa bağlı olarak 2050 yılına kadar kaynak kullanımının da küresel boyutta üç kat artması bekleniyor. Bu sürdürülebilir bir model değil. Kaynakları döngü içerisinde tutarak, kaynakların mümkün olduğunca uzun süre kullanımını, enerji tasarrufunu ve israfın azaltılmasını sağlayan döngüsel ekonomi modelini dünya çapında yaygınlaştırmak zorundayız. Toros Tarım olarak, bu yönde son iki yıldır çok önemli hamlelerimiz oldu. 2019 yılında bünyemize kattığımız Toros Gönen Yenilenebilir Enerji A.Ş. ile 2020 yılında faaliyete geçirdiğimiz Toros Meram Yenilenebilir Enerji A.Ş., bulundukları bölgeden topladıkları organik atıklardan biyogaz ve biyogazdan elektrik üretimi yaparken, aynı zamanda gazlaşma sürecini tamamlayan atıklardan katı-sıvı organik ve organomineral gübre de üretiyor. Böylece hem atıkları bertaraf ediyor, hem de toprak için son derece yararlı olan organik ve organomineral gübre temin ediyor.”

 

Tekfen Tarım’ın Yerli ve Milli Buğday Çalışmasına Ödül

14.12.2020 – Sürdürülebilirlik Akademisi’nin bu yıl yedincisini düzenlediği Sürdürülebilirlik İş Ödülleri kapsamında sosyal, ekonomik ve çevresel konularda önemli etkiler yaratan ve ortak geleceğimize sahip çıkan şirketler ödüllendirildi. Pandemi nedeniyle sanal ortamda gerçekleştirilen ödül töreninde, Tekfen Tarım’ın Çukurova Üniversitesi ile gerçekleştirdiği ‘Atalık Tohumların Kullanımı ile Yerli ve Milli Ekmeklik Buğday Çeşitlerini Geliştirme’ projesi İş Birliği-B2NGO kategorisinde ödüle layık görüldü.

Tarımsal üretimde Türkiye’nin öncü şirketlerinden Tekfen Tarım, artan dünya nüfusu, azalan tarım alanları, iklim değişiklikleri ve küresel ısınma gibi nedenlerle sürdürülebilir gıda güvenliği için yeni buğday çeşitleri geliştirmek için bitkiıslah çalışmalarına başlamış ve iş birlikleri gerçekleştirmiştir. Bu kapsamda Çukurova Üniversitesi ile gerçekleştirilen ‘Atalık Tohumların Kullanımı ile Yerli ve Milli Ekmeklik Buğday Çeşitlerini Geliştirme’ projesiyle buğday ıslahında klasik ıslah yöntemleri yanında modern biyoteknolojik yöntemler ve “Speed Breeding” (hızlandırılmış ıslah) teknolojisi kullanılarak 8 adet ekmeklik buğday çeşidi geliştirmiştir. İş birliği ile ortaya çıkan buğday çeşitlerinin sertifikalı tohumları çiftçilerin kullanımına sunulmuştur.

Tekfen Tarım’ın sağladığı finansman, altyapı ve insan gücü ile Çukurova Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hakan Özkan danışmanlığında yürütülen ‘Atalık Tohumların Kullanımı ile Yerli ve Milli Ekmeklik Buğday Çeşitlerini Geliştirme’ projesi Sürdürülebilirlik Akademisi’nin bu yıl yedincisini düzenlediği Sürdürülebilirlik İş Ödülleri kapsamında İş Birliği-B2NGO kategorisinde ödül almaya hak kazanmıştır.

 

Tekfen, Dünya İklim ve Su Liderlerinin Bulunduğu “CDP Global A Listesi”ne Girerek Türkiye’nin Gururu Oldu

09.12.2020 – İklim değişikliğinin etkilerini azaltmak ve doğal kaynakları korumak amacıyla iş dünyasının işleyişini değiştirmeyi hedefleyen ve dünyanın en büyük çevre raporlama platformu olan CDP’nin (Carbon Disclosure Project) İklim Değişikliği ve Su Güvenliği Programlarına dünya çapında 10 bine yakın şirket raporlama yaptı. Tekfen Holding, her iki programda da “A” seviyesinde derecelendirilen dünyadaki 63 şirketten biri olurken; Türkiye’den de tek şirket oldu.

Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Tekfen Grup Şirketler Başkanı Cahit Oklap, ‘’Tüm dünyada sürdürülebilirliğin bir lüks değil, ortak geleceğimiz için yaşamsal bir gereklilik olduğu artık her zamankinden daha yüksek bir sesle dile getiriliyor. Tekfen Holding olarak gerçekleştirdiğimiz sürdürülebilirlik çalışmalarımız doğrultusunda CDP’nin global seviyede hem iklim hem de su liderleri listesinde Türkiye’den yer alan tek şirket olmamız bizi gururlandırıyor.’’ dedi.

Tekfen Holding Sağlık, Emniyet, Çevre ve Kalite Koordinatörü Zafer Demirci ise ‘’Gerçekleştirdiğimiz AR-GE çalışmaları ile iklim değişikliği ve su güvenliği konularına olumlu katkılar sağlamaktayız. Tüm çabalarımızın takdirle karşılanması ve ‘CDP Global A Listesi’ içerisinde Tekfen’e de yer verilmesi, bizim için büyük bir gurur ve mutluluk kaynağı oldu.’’ dedi.

Dünya Ekonomik Forumu’nun her yıl yayınladığı Küresel Risk Raporu’nun 2020 yılı çalışmasında ilk kez, önümüzdeki on yılda beklenen küresel risklerin ilk beşi çevresel risklerden oluşuyor. On yıllık süre içerisinde gerçekleşme olasılığı en yüksek beş küresel risk; aşırı hava olayları, iklim değişikliğiyle mücadele ve uyumdaki başarısızlık, doğal afetler, biyolojik çeşitlilik kaybı ve ekosistem tahribatı ile insan kaynaklı çevresel zarar ve afetler olarak listelendi. Çevresel risklerin her geçen gün etkisini artırdığı günümüzde ise başta kamu ve özel kuruluşlar olmak üzere herkese önemli sorumluluklar düşüyor.

Türkiye’den tek şirket

Sadece bugüne değil yarınlara da sürdürülebilir bir dünya bırakmak için bu alandaki çalışmalarını sürdüren Tekfen Holding, dünyanın en güçlü yeşil Sivil Toplum Kuruluşu olarak tanınan CDP (Carbon Disclosure Project) İklim Değişikliği ve Su Programlarına, gerçekleştirdiği sürdürülebilirlik faaliyetleri kapsamında raporlama yaptı. Dünya çapında 10 bine yakın şirketin raporlama yaptığı süreçten Tekfen Holding, her iki programdan da “A” seviyesinde derecelendirilen Türkiye’deki tek şirket olurken, dünyadaki 63 şirketten de biri oldu. İlk kez on sene evvel, 2010 yılında İklim Değişikliği ile ilgili verilerini izlemeye, ölçmeye ve analiz etmeye başlayan, 2017 yılından bu yana ise CDP İklim Değişikliği Programı’na, 2018 yılından bu yana da CDP Su Güvenliği Programı’na şeffaflıkla resmi raporlama yapan Tekfen Holding, Şubat 2020’de ise Türkiye İklim ve Su Liderleri arasında yer almıştı.

Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Tekfen Grup Şirketler Başkanı Cahit Oklap, Tekfen olarak, iş hedeflerinin yanı sıra gelecek nesillere daha yaşanılabilir bir dünya bırakmak için üzerlerine düşen görevi yaptıklarını belirterek, “Tüm dünyada sürdürülebilirliğin bir lüks değil, ortak geleceğimiz için yaşamsal bir gereklilik olduğu artık her zamankinden daha yüksek bir sesle dile getiriliyor. Tekfen Holding olarak gerçekleştirdiğimiz sürdürülebilirlik çalışmalarımız doğrultusunda CDP’nin global seviyede hem iklim hem de su liderleri listesinde Türkiye’den yer alan tek şirket olmamız ise bizi gururlandırıyor. Geçtiğimiz şubat ayında Türkiye İklim ve Su Liderleri arasındaki yerimizi almıştık. Şimdi ise, on yıllık yoğun bir çalışmanın sonucunda başarımızı uluslararası düzeye taşımış olmamız, doğru yolda ilerlediğimizin somut bir kanıtı ve hedeflerimizi yükseltmemiz için müthiş bir motivasyon.’’ dedi.

Tekfen Holding kurucularının doğanın ve çevrenin korunmasına yönelik birçok girişime öncülük ettiklerini ve tüm gurubun açılan bu yolda çevreye karşı sorumlu bir şekilde hareket ettiğini ifade eden Tekfen Holding Sağlık, Emniyet, Çevre ve Kalite Koordinatörü Zafer Demirci; ise doğayı korumanın, Tekfen’in en önemi değerlerinden biri olduğunu hatırlattı. Demirci, “Bu yaklaşımla, iklim ve su krizinin etkilerini de göz önüne alarak iş stratejilerimizi belirlemekte, kontrolümüz altındaki işyerlerimizde karbon ve su ayak izimizi küçültmek için önlemler almakta, diğer taraftan da Ar-Ge çalışmaları ile iklim değişikliği ve su güvenliğine olumlu katkılar sağlamaktayız. Tüm çabalarımızın takdirle karşılanması ve ‘CDP Global A Listesi’ içerisinde Tekfen’e de yer verilmesi, bizim için büyük bir gurur ve mutluluk kaynağı oldu.” diye konuştu.

 

Tekfen Tarım TSE COVID-19 Güvenli Üretim Sertifikası’nı Alan Sektöründeki İlk Kuruluş Oldu

Tekfen Tarım TSE COVID-19 Güvenli Üretim Sertifikası’nı alan sektöründeki ilk kuruluş oldu

COVID-19 pandemisinin başladığı ilk günden itibaren Tekfen Tarım gerekli tüm tedbirleri alarak, çalışanlarının, müşterilerinin ve iş ortaklarının sağlıklarında yaşanabilecek olumsuzlukların önüne geçmiş ve bu doğrultuda tüm adımlar eksiksiz olarak yerine getirdi. Bu kapsamda TSE’nin belirlediği Enfeksiyon Önleme ve Kontrol Prosedürlerini eksiksiz yerine getiren Tekfen Tarım Adana Agripark Ar-Ge Merkezi “TSE COVID-19 Güvenli Üretim Sertifikası”nı almaya hak kazandı.

03.08.2020 – Tarımsal üretimde Türkiye’nin öncü şirketlerinden Tekfen Tarım, koronavirüs salgının ülkemizde görüldüğü ilk andan itibaren tüm tedbirleri eksiksiz olarak yerine getirerek çalışanlarının, müşterilerinin ve iş ortaklarının sağlıklarında yaşanabilecek olumsuzlukların önüne geçti. Atılan bu adımların yeterliliğinin yerinde tespitinin yapılması, değerlendirilmesi ve denetlenmesi adına, Tekfen Tarım Adana Agripark Ar-Ge Merkezi pilot tesis olarak seçilmiş ve Türk Standartları Enstitüsü’nün (TSE) “COVID-19 Güvenli Üretim Sertifikası”na başvuru yapılmıştır. Tesis, filyasyon ve sürveyans aşamaları, seralar, laboratuvar, üretim proses alanları, pandemiye yönelik eğitimler, soyunma odaları, yemekhane ve servis araçlarında izlenebilirlik programları, idari bina ofisleri, home-office uygulamaları, temizlik, sanitasyon ve sterilizasyon planları, atık yönetimi, hizmet tedarikçilerine aldırılan tedbirlerin kontrolü gibi birçok farklı konuda TSE Denetçileri tarafından sıkı bir denetimden geçirilmiştir.

TSE’nin belirlediği Enfeksiyon Önleme ve Kontrol Prosedürleri’nin eksiksiz yerine getirildiği Adana Agripark Ar-Ge Merkezi, hiçbir uygunsuzluk yaşamadan ve ek süre almadan, “TSE COVID-19 Güvenli Üretim Sertifikası”nı almaya hak kazanmıştır. TSE yetkililerinin tebliği doğrultusunda, Tekfen Tarım Türkiye çapında belgeye sahip olan 86’ncı şirket olma unvanını almıştır. Tarım sektöründe ise belgeye sahip olan ilk firma olarak kayıtlara geçmiş ve sektördeki diğer tüm firmalara yine örnek olacak bir uygulamaya imza atmıştır.

 

Tekfen Tarım’ın Adana Agripark Ar-Ge Merkezi’ne Sıfır Atık Belgesi

17.03.2020 – Türkiye’nin tarımsal üretim alanında önde gelen şirketlerinden Tekfen Tarım’ın Adana ili sınırları içerisinde bitkisel üretim alanında tescil edilmiş ilk ve tek Ar-Ge merkezi olan Agripark yerleşkesi ‘Sıfır Atık Belgesi’ni almaya hak kazandı.

Türkiye’de, tarımsal üretimin öncü şirketlerinden Tekfen Tarım; yaklaşık 8 aydır üzerinde çalıştığı, Tekfen markası ve değerlerine değer katacak bir yönetim sistemi olan ‘Sıfır Atık’ projesine temel seviyede geçmeye hak kazandı. Tekfen Tarım’ın Adana Agripark Ar-Ge Merkezi’nde başlattığı ‘Sıfır Atık’ projesinde, mevzuatta istenilen tüm koşulların sağlanmasının ardından yetkili kurumlara başvuru yapıldı. Adana İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü yetkililerinin “habersiz” yaptığı incelemeler sonrası Tekfen Tarım’ın ‘Sıfır Atık Belgesi’nin fiziki şartlarına uygun olduğu denetim bulgularınca tutanak ile kayıt edildi. Tekfen Tarım Agripark Ar-Ge Merkezi, bugün Adana’da bu belgeyi almaya hak kazanan ilk ve tek özel sektör kuruluşu konumunda bulunuyor.

Sıfır Atık çalışmaları Tekfen Tarım’da devam ediyor

Yarınlara daha yaşanabilir bir dünya ve temiz çevre bırakmak isteyen Tekfen Tarım, Nevşehir Patates Tohumu Deposu ve devamında Manisa Alaşehir’deki Alanar Meyve Tesisleri’nin de Sıfır Atık proje kapsamına alınması için çalışmalarına devam ediyor.

 

Toros Tarım’dan İkinci “Organik” Hamle

19.12.2019 – Toros Tarım’ın organik ve organomineral gübre pazarlarında da önemli bir oyuncu olma hedefiyle yüzde 70 oranında hisselerini devraldığı Gönen Enerji, aynı alanda faaliyet gösteren Altaca Meram Yeşil Enerji Üretim A.Ş.’nin hisselerini almak üzere pay alım sözleşmesi imzaladı.

Türkiye’nin en büyük gübre üreticisi ve sektör lideri Toros Tarım, çiftçiye ihtiyaç duyduğu her çeşit gübreyi sunma ilkesi doğrultusunda organik ve organomineral gübre alanlarındaki yatırımlarını genişletiyor. Toros Tarım’ın yılın ilk yarısında yüzde 70 oranında hisselerini devraldığı Gönen Yenilenebilir Enerji Üretim A.Ş., Konya’nın Meram ilçesinde yer alan ve sahip olduğu araziler üzerinde 6 MW kurulu güce sahip elektrik üretim tesisi ile yılda 75 bin ton katı organomineral gübre ve 15 bin ton sıvı organik gübre üretim kapasiteli bir tesis kurulması için gerekli lisans ve izinlere sahip olan Altaca Meram Yeşil Enerji Üretim A.Ş.’yi iki aşamalı olarak devralacak.

İki şirket arasındaki pay alım sözleşmesi; Tekfen Holding Tarımsal Sanayi Grubu Başkan Yardımcısı ve Toros Tarım Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Göral ile Altaca Holding Yönetim Kurulu Başkanı Alper Önoğlu’nun katılımıyla imzalandı. Sözleşme ile Altaca Meram Yeşil Enerji Üretim A.Ş.’nin ilk aşamada yüzde 10 oranındaki hisseleri Gönen Enerji’ye devredildi. Gerekli idari izinlerin alınması ve koşulların yerine getirilmesinin ardından kalan hisselerin de devir işlemleri tamamlanacak.

 

Toros Tarım’dan İhracatta Büyüme Hamlesi

06.08.2019 – Son iki yılın gübre ihracatı şampiyonu Toros Tarım, dünyanın en büyük gübre üreticisi Nutrien’in Romanya’daki satış ve dağıtım operasyonlarını satın almak üzere sözleşme imzaladı.

Türkiye’nin en büyük gübre üreticisi ve sektör lideri Toros Tarım, yurtdışı girişimleriyle bölgesel oyuncu olma yolunda somut adımlar atıyor. Toros Tarım, bu amaçla dünyanın en büyük gübre üreticisi Nutrien çatısı altında Romanya’da gübre satışı ve dağıtımı konusunda faaliyet gösteren Agrium-Agroport Romania S.A. şirketini bünyesine katmak üzere 29 Temmuz 2019 tarihinde hisse alım sözleşmesi imzaladı.

2017 ve 2018 yıllarında üst üste en fazla gübre ihracatı yaparak sektöründe ihracat şampiyonu olan Toros Tarım, Romanya’daki yeni yatırımı ile coğrafi yayılımını ve ihracatını daha da güçlendirmeyi hedefliyor. Tekfen Holding Tarımsal Sanayi’den Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Toros Tarım Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Göral, son yatırım hamlesi ile ilgili olarak yaptığı açıklamada, “Bu satın alma, iki yıl önce başlattığımız bölgesel güç olma stratejimizin bir parçası olarak Toros Tarım’ı, belirlediğimiz yurtdışı pazarlarda değer zinciri içinde kalıcı ve sürdürülebilir kılmak için yapıldı. Hedefimiz, önemli bir tarım ülkesi olan Romanya’yı ikinci büyük pazarımız yaparak markamızı orada da bilinir kılmak,” dedi. Eylül ayında tescil edilecek firma “Toros Agroport Romania S.A.” adıyla faaliyet gösterecek.

 

Türk Kirazı Bu Belge ile Tadını Tüm Dünyaya Kanıtladı

27.06.2019 – Tekfen Tarım bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Alanar Meyvecilik tarafından üretilen kirazlar, Brüksel merkezli International Taste Institute tarafından yapılan ve yüzlerce ülkeden, binlerce gıda ve içecek ürününün katıldığı 2019 Tat değerlendirmesi ve sertifikasyonu sonuçlarına göre yüzde 87,9’luk bir skor ile 2 altın yıldız lezzet sertifikasını kazandı.

Ödül töreni 24 Haziran’da Brüksel’de düzenlenen sertifikasyon sürecinde testler; tamamen kör tadım yöntemiyle yapılıyor. Marka ya da ürün menşei değil, verdiği lezzetin yüksek duyusal analizi ön plana çıkıyor. Türk kirazı, aldığı bu belge ile damaklarda bıraktığı tadı da tüm dünyaya ispat etmiş oldu.

Tekfen Tarım Genel Müdürü Emrah İnce, “Türk kirazı, aralarında Michelin yıldızlı şeflerin de olduğu, tüm dünyadan yaklaşık 200 kişilik jüri tarafından en lezzeti meyvelerden biri olarak sertifikalandırıldı. Hedefimiz, farklı meyvelerle de benzer başarılara ulaşmak” dedi.

Her yıl, Brüksel merkezli International Taste Institute tarafından yapılan ve tüm dünyadan binlerce üreticinin sonuçlarını merakla beklediği tat değerlendirme ve sertifikasyon sonuçları açıklandı. Bu sonuçlara göre 2019 yılında, Tekfen Tarım bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Alanar Meyve tarafından üretilen kirazlar; yüzde 87,9 gibi yüksek bir skorla 2 altın yıldız lezzet sertifikasını aldı. Sadece performansı yüzde 70’in üzerinde olan ürünlerin derecelendirildiği ve sertifikasyonunda aralarında Michelin yıldızlı şefler ve dünyaca ünlü sömeliyelerinjüri olarak yer aldığı süreç, tüm dünyadan gelen binlerce gıda ve içecek ürününün değerlendirilmesini kapsıyor.

Türk kirazının lezzeti dünya tarafından kabul gördü

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Tekfen Tarım Genel Müdürü Emrah İnce, Enstitü’nün, yıllar boyunca yaklaşık 15 bin ürünü test ettiğini hatırlattı. Sertifika almaya hak kazanan ürünlerin, tüm dünya mutfaklarında benzerlerinde kalite ve tercih edilme sebebiyle ayrıştığına vurgu yapan İnce, lezzetiyle tüm dünya tarafından kabul gören Türk kirazının, aldığı bu yeni sertifika ile orta vadede ihracata da katkı yapacağını ifade etti. İnce, “Türk kirazı, aralarında Michelin yıldızlı şeflerin de olduğu, tüm dünyadan yaklaşık 200 kişilik jüri tarafından en lezzeti meyvelerden biri olarak sertifikalandırıldı. Hedefimiz, farklı meyvelerle de benzer başarılara ulaşmak” dedi. Alanar firması ile Türkiye’nin 3 farklı bölgesinde, yaklaşık 100 hektarlık alanda kiraz ürettiklerini söyleyen İnce, “Alanar Meyve, meyve bahçelerinde, farklı bölgelerde, iklim koşullarında, enlemlerde ve rakımlarda modern yöntemlerle kiraz yetiştiriyor. Her 30 metre yükseklik farkı, kirazın vadesinde bir gün gecikme anlamına gelir. Bu sayede kiraz mevsimini 70-80 güne uzatıyoruz” diye konuştu.

 

Toros Tarım Organik Gübre Üretimine de Giriyor

14.05.2019 – Türkiye gübre pazarının lider kuruluşu Toros Tarım, organik gübre üreticisi Gönen Yenilenebilir Enerji Üretim A.Ş.’nin yüzde 70’ini satın alıyor.Türkiye’nin en büyük gübre üreticisi ve sektör lideri Toros Tarım, çiftçiye ihtiyaç duyduğu her çeşit gübreyi sunma prensibi doğrultusunda, ürün portföyüne organik gübreyi de ekledi. Toros Tarım, değişen tarım politikalarına bağlı olarak pazar potansiyelinde artış beklenen organik ve organomineral gübre pazarlarında da önemli bir oyuncu olma hedefiyle, biyogaz ve organik gübre üreticisi Gönen Yenilenebilir Enerji Üretim A.Ş.’nin yüzde 70’ini satın alıyor.

Biyogaz ve gübre entegrasyonuyla yenilenebilir enerji ve organik gübre üreten Gönen Entegre Tesisleri, 2016 yılında merkezi İngiltere’de bulunan ADBA (Anaerobic Digestion & Bioresources Association) tarafından alanında dünyanın en iyisi seçilmişti. Devam eden ek yatırımların kısa sürede tamamlanmasıyla, tesiste organomineral gübre üretimine de başlanacak. Böylece Toros Tarım, iki yıl önce girdiği organomineral pazarındaki kapasitesini büyütürken, ürün portföyüne organik gübreyi de ekleyerek çiftçilerin değişen ihtiyaçlarına cevap verecek.

Toros Tarım’ın, Gönen Yenilenebilir Enerji Üretim A.Ş.’nin yüzde 70’ini satın almasına yönelik sözleşme, 13 Mayıs günü Toros Tarım’ın Tekfen Tower’daki merkezinde Tekfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Gigin; Tekfen Holding Tarımsal Sanayi Grubu Başkan Yardımcısı ve Toros Tarım Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Göral; Altaca Holding Yönetim Kurulu Başkanı Alper Önoğlu ve Altaca Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Taner Önoğlu’nun katılımıyla imzalandı. Hisse devri, EPDK onayını takiben gerçekleşecek satın almanın imza töreninde konuşan Tekfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Gigin, Toros Tarım’ın gübre sektöründeki liderliğini ürün çeşitliliği ile de desteklediğini ve mevcut portföyünü çiftçinin değişen ihtiyaçlarına göre sürekli geliştirdiğini söyledi.

Gübrenin gıda alanında sürdürülebilir bir geleceğin en önemli unsurlarından biri olduğunu belirten Gigin, Türkiye’deki tarım topraklarının organik içerik olarak günden güne zayıfladığını, bu eksikliği gidermek için de Toros Tarım’ın iki yıl önce mevcut gübre portföyüne organomineral gübreleri de eklediğini açıkladı. Gigin, organik gübre üretimine girme kararını sadece gelişen bir pazara yapılmış bir yatırım olarak değil, aynı zamanda ülkemiz tarımının sürdürülebilirliğine bir katkı olarak da değerlendirdiklerini söyledi. Gigin, Samsun ve Mersin İşletmelerinde sahip oldukları 37,4 MW elektrik üretim kapasitesine Gönen Entegre Tesisleri’ndeki elektrik üretiminin de ilave olacağını ve ayrıca Gönen Entegre Tesisleri’ndeki üretim süreci sayesinde grubun karbon ayak izinin 70.000 bin ton/yıl azaltacağını sözlerine ekledi.

Törende konuşan Toros Tarım Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Göral, gübre sektöründe hammadde güvenliğini sağlamanın önemine dikkat çekerek, Gönen Enerji’nin bünyeye katılmasıyla Toros Tarım’ın organomineral gübre alanında önünün açıldığını belirtti. Göral, “Organomineral gübreler, büyümek istediğimiz alanlardan biri. Bu yatırım hem fabrikalarımızın ürün bazında uzmanlaşmalarına, hem de pazardaki rekabet gücümüze katkı sağlayacak. Ürün çeşitliliğimizi artırmak önümüzdeki dönemde de önceliklerimizden biri olacak,” dedi.

Gönen Yenilenebilir Enerji Üretim A.Ş. kurucu ortağı Alper Önoğlu ise, başından beri hem ürün hem de üretim modeliyle çevre dostu ve sürdürülebilir tesisler kurmayı hedeflediklerini söyledi ve Altaca Enerji bünyesinde 2009 yılından beri sürdürmekte oldukları Ar-Ge çalışmalarının sonucunda geliştirdikleri %100 yerli teknoloji kullanarak bu örnek tesisi hayata geçirdiklerini belirtti. Yüksek kalite standartları, kurumsal yapısı ve sahip olduğu değerleriyle gübre sektörünün Türkiye’deki lider kuruluşu Toros Tarım’la birleşmenin hedef ve vizyonlarıyla bire bir örtüştüğünü söyleyen Önoğlu, bu kararın her iki şirket için de gelecek adına önemli gelişmelere olanak sağlayacağını ekledi.

Gönen Enerji hakkında…

Merkezi Balıkesir, Gönen’de bulunan Gönen Yenilenebilir Enerji Üretim A.Ş., biyogazdan elektrik, sentetik petrol, hümik asit ve organik gübre üretmek amacıyla 2011 yılında Alper ve Taner Önoğlu kardeşler tarafından kuruldu. Tesislerde kullanılan hammaddelerin tamamı yakın çevredeki büyükbaş hayvan ve tavuk çiftliklerinden, tarım işletmelerinden ve gıda fabrikalarından temin ediliyor. Sıfır sıvı atık deşarjı, gelişmiş baca gazı arıtma ve ısı geri kazanım sistemiyle tamamen çevreye saygılı bir işletme olan tesis, üretilen elektrik enerjisi ve organik gübrenin sağladığı ekonomik değere ek olarak 400 ton/gün organik atık bertarafı ile yılda 70.000 ton karbondioksit eşleniği emisyon azaltarak bölgede çevre kirliliğinin giderilmesi konusunda da çok etkin bir role sahip. 3,62 MW kurulu elektrik üretim kapasitesine ve yılda 15.000 ton katı organik, 10.000 ton sıvı organik gübre üretim kapasitesine sahip tesiste, ek yatırım tamamlandığında yılda 35.000 ton organomineral gübre üretilebilecek.

 

Alanar Meyve, İhracatta Türkiye İkincisi Oldu

12.04.2019 – Bir Tekfen Tarım kuruluşu olan Alanar Meyve, ‘2018 Yaş Meyve Sebze İhracatı 2’incisi’ oldu. Alanar Meyve Genel Müdür Yardımcısı Hamdi Taner, “30’dan fazla ülkeye Türkiye’de üretilmiş yaş meyvelerimizin ihracatını yapıyoruz.” dedi.

Uludağ Yaş Meyve ve Sebze İhracatçıları Birliği’nin (UYMSİB) Bursa’da düzenlediği 2018 İhracat Şampiyonları Ödül töreninde, Tekfen Tarım kuruluşu olan Alanar Meyve, 2018 Yaş Meyve İhracatı 2’incisi oldu. 2018 yılında ihracatta başarılı performans sergileyen firmaların ödüllendirildiği gecede ödülü ekibiyle birlikte alan Alanar Meyve Genel Müdür Yardımcısı Hamdi Taner, 2018 yılında yaş meyve ihracatında önemli bir başarı kaydettiklerini belirtti. Taner “Alanar Meyve olarak geçtiğimiz yıl ihracat ciromuzu 23 milyon Amerikan Doları seviyelerinde gerçekleştirdik. Özellikle kiraz ve siyah incir ihracatımız ile bu başarıyı yakaladık. Başarımız, ülkemizin yaş meyve ihracatında geldiği konumun en önemli göstergelerinden biri” dedi.

Almanya’dan Singapur’a yaş meyve ihracatı yapılıyor

2018 yılında oldukça geniş bir coğrafyaya ihracat yaptıklarını söyleyen Hamdi Taner, “Başta Almanya, İngiltere gibi Avrupa ülkeleri ve Hong Kong, Singapur gibi Uzak Doğu ülkeleri olmak üzere farklı kıtalardan 30’dan fazla ülkeye, ülkemizde yetişen meyveleri ihraç ediyoruz. Bugün bu ülkelere Türkiye’nin topraklarında üretilmiş kiraz, incir, kayısı, nar veya kestane gibi yaş meyvelerin satışını gerçekleştiriyoruz” dedi.

 

Toros Tarım, Türkiye’nin 2018 Gübre İhracat Şampiyonu Oldu

06.04.2019 – Toros Tarım, 2018’nin kimyevi gübre ihracatı şampiyonu oldu. İKMİB’in düzenlediği gecede Toros Tarım adına ödülü alan Toros Tarım Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Göral, “2018 yılında gübre ihracatımızı bir önceki yıla oranla yüzde 30 artırarak Toros Tarım’ın tarihindeki en yüksek ihracat rakamına ulaştık. Ayrıca Ceyhan, Mersin ve Samsun fabrikalarımızda ortalama yüzde 86’lık bir kapasite kullanımıyla toplamda 1.603.702 ton gübre ürettik. Bu aynı zamanda 2017 yılına oranla hem kapasite kullanımı hem de üretim miktarı açısından artış gösterdiğimiz anlamına geliyor” dedi.

Toros Tarım, 2018 yılının en fazla kimyevi gübre ihracatı yapan kurumu olarak ödülünü aldı. Kimyanın farklı alt sektörlerindeki 10 binden fazla ihracatçı firmayı temsil eden İstanbul Kimyevi Madde ve Mamulleri İhracatçılar Birliği’nin (İKMİB) düzenlediği gecede, Toros Tarım adına “2018’in Gübre İhracatı 1’incisi” ödülünü alan Toros Tarım Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Göral, “2018 yılında gübre ihracatımızı bir önceki yıla oranla yüzde 30 artırarak Toros Tarım’ın tarihindeki en yüksek ihracat rakamına ulaştık. Aldığımız bu ödül bizim için çok anlamlı olmasının yanı sıra ülkemiz perspektifinden baktığımızda Türkiye’nin de döviz ihtiyacına katkıda bulunmak ve ülkemizi gübre sektöründe temsil etmek büyük bir gurur kaynağı.” diye konuştu.

Tanzanya’dan İspanya’ya, Arjantin’den Hindistan’a kadar ihracat yapılıyor

2018 yılında oldukça geniş bir coğrafyaya ihracat yaptıklarını vurgulayan Hakan Göral, “Afrika’da Fas, Kenya, Malavi, Mozambik, Tanzanya, Avrupa’da Arnavutluk, Bulgaristan, Hırvatistan, İspanya, İtalya, Kıbrıs, KKTC, Romanya ve Ukrayna, Güney Amerika’da Arjantin ve Doğu’da ise Hindistan, İsrail ve Lübnan’a ’a ürün satıyoruz.

Hakan Göral, 2018 yılında hammadde fiyatlarındaki radikal artışa rağmen pazardaki rekabet nedeniyle maliyet artışlarını, satış fiyatlarına çok sınırlı oranda yansıttıklarını ve maliyeti zorlar marjlarda çalıştıklarını belirterek “Bu gelişmelere rağmen ihracat kanallarımızla birlikte bir denge kurabildik ve 2018 yılını satış hedeflerimizi gerçekleştirerek tamamladık” dedi. Göral “2017 yılında ihracatımız 273.095 ton seviyesinde gerçekleşirken, 2018 yılında yeni ihracat pazarlarının da eklenmesiyle yüzde 30 gibi kayda değer bir artış ile 353.897 tona ulaştık. Yıl boyunca sürekli gelişim bakış açısıyla fabrika çalışanlarımız ve bütün paydaşlarımızla hep birlikte işimizin sürdürülebilirliğine yönelik yalın üretim uygulamalarıyla fabrikalarımızı verimli şekilde yüksek kapasite kullanım oranıyla çalıştırdık.Böylece yoğun rekabet yaşanan pazar koşullarına başarıyla uyum sağlamamıza olanak sağladı ve tedarikten, üretime ve dağıtıma tüm süreçlerde verimliliği artırma çalışmalarımız da olumlu etkilerini gösterdi” dedi.

Toros Tarım Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Göral “Bugün Türkiye’nin en büyük gübre üreticisi olarak ülkemizin toplam kurulu üretim kapasitesinin yüzde 38’ine sahibiz. 2018 yılında Ceyhan, Mersin ve Samsun fabrikalarımızda ortalama yüzde 86’lık bir kapasite kullanımıyla toplamda 1.603.702 ton gübre ürettik. Bu aynı zamanda 2017 yılına oranla hem kapasite hem de üretim miktarı açısından artış gösterdiğimiz anlamına geliyor” dedi.

“Önceliğimiz Türk çiftçisi”

Kapasite kullanım oranlarının çok yüksek olduğunu ve üretimin tamamına yakını sattıklarını vurgulayan Hakan Göral, “2019 yılında ihracat oranımızı daha da artırmak isterken tabi ki önceliğimiz her zaman Türk çiftçisi ve bayilerimiz olacaktır. Çiftçilerimize verdiğimiz değerin bir göstergesi olarak 2018 yılında Türkiye’nin her bölgesinde ziraat mühendislerimizden oluşan gezici teknik ekipler ve hazırladığımız tam donanımlı eğitim otobüsümüzle birlikte çiftçimizin köyüne hatta tarlalarına kadar karşılık beklemeden hizmet veren bir teknik ekip oluşturduk. Çiftçimizin daha verimli üretim yapabilmesi amacıyla bu teknik kadro yılın 365 günü kendileriyle değerli bilgiler paylaşacak, onlara özellikle bitki besleme konularında danışmanlık vermeyi sürdürecektir” ifadesini kullandı.

Her bölgenin ihtiyacına uygun gübre

T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı sertifikası alan ilk gübre AR-GE merkezini Mersin üretim tesisleri içerisinde açtıklarını hatırlatan Hakan Göral, uzun vadeli vizyonları için şu ifadeleri kullandı: “AR-GE merkezimizin Türk çiftçisinin ihtiyaç duyduğu gübreyi bölgenin toprak ve iklim yapısına en uygun şekilde geliştirmemize hizmet etmesini ve ayrıca ihracat için de kaldıraç etkisi yaratmasını hedefliyoruz. Bu merkezimizi öncelikli olarak Türk tarımının, daha sonradan da ihracat pazarlarının hizmetine sunmayı hedefliyoruz.”

 

Tekfen Tarım Susuzluk Kaynaklı Kıtlık Riskine Karşı Arpa Bitkisini Islah Edecek

15.03.2019 – Tekfen Tarım, Avrupa – Akdeniz bölgesinde azalan su kaynakları nedeniyle ortaya çıkabilecek kıtlık riskine karşı, AB bünyesinde desteklenen, kuraklığa dayanıklı arpa tohumu ıslahı projesinde yer alan ve tek Türk firması oldu.

Akdeniz Bölgesi Araştırma ve İnovasyon Ortaklığı (The Partnership for Research and Innovation in the Mediterranean Area – PRIMA) kapsamında gerçekleştirilecek projede Tekfen Tarım Adana Agripark Ar-Ge Merkezi Tesisleri dışında, 6 farklı ülkeden Üniversite ve araştırma enstitüleri bulunuyor.

Çevresel ve sosyal değişimler, tüm dünyanın tarımsal gıda ve su kaynaklarını hızla etkilemeye devam ederken; olası etkileri en aza indirmek için ülkeler ve özel kuruluşların çalışmaları da devam ediyor. Bu bağlamda, AB tarafından yürütülen ve pek çok sektörde bilimsel çalışmalara fon sağlayan inovasyon programı HORİZON 2020; tarım ve gıda alanında çalışmalara destek oluyor.Bu destekten fonlanan Akdeniz Bölgesi Araştırma ve İnovasyon Ortaklığı (The Partnership for Research and Innovation in the Mediterranean Area – PRIMA), tarımsal gıda sistemlerinin sürdürülebilirliği için yeni bir proje başlattı. Arpa Genetik Çeşitliliği Projesi kapsamında, kuraklık temelli olası kıtlıkla mücadele için, susuzluğa dayanıklı arpa tohumu ıslahı üzerine uluslararası bir çalışma yapılacak.

Tekfen Holding’in İlk Uluslararası Ar-Ge Projesi

Geçtiğimiz yılın son günlerinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan Ar-Ge Merkezi yetkisini alan Tekfen Tarım Adana Agripark ArGe Merkezi, uzun zamandır insanoğlunun gıda ihtiyacı için oldukça önemli olan buğday, mısır, çeltik gibi bitkilerin ıslahı için de çalışmalar yürütüyordu. PRIMA Projesi kapsamında, akademik kuruluşlar ve araştırma enstitüleri yanı sıra sadece Tekfen Tarım gibi ticari faaliyetleri de olan bir kurumun, kendi bünyesindeki ArGe merkeziyle yer alması; Agripark yetkinliklerinin, ‘araştırma kuruluşu seviyesinde’ uluslararası arenada tescili anlamına da geliyor. Proje, aynı zamanda Tekfen Tarım’ın bağlı olduğu Tekfen Holding’in ilk uluslararası ArGe projesi olmasıyla da dikkat çekiyor.

“Tekfen Tarım Uluslararası Gücünü Gösterdi”

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Tekfen Tarım Genel Müdürü Emrah İnce, sadece akademik ve araştırma kuruluşlarının yer alabildiği ve sonuçları itibariyle Avrupa kıtasının tamamını olumlu yönde etkileyebilecek bir çalışmada tercih edilmelerinin çok önemli olduğunu söyledi. “Tekfen Tarım Adana Agripark ArGe merkezimiz, global anlamda önemli bir kurum olduğunu bir kez daha gösterdi” diye konuşan İnce, tarımsal gıda sistemlerinin sürdürülebilir hale getirilmesi noktasında, uluslararası işbirliğinin önemine dikkat çekti. İnce, “Ortaklık bünyesinde, bizim dışımızda İtalya, Cezayir, Almanya, Mısır, İspanya ve Tunus’tan akademik ya da araştırma kuruluşları yer alıyor. Her ülkenin, gen kaynaklarının amaca uygun kullanılmasına çok önem veriliyor. Özellikle global ölçekte küresel iklim değişikliği göz önüne alındığı zaman; ileriye dönük olarak, farklı iklim değişikliği senaryolarına göre, farklı ıslah programlarının geliştirilmesi gerekiyor” diye konuştu.

PRIMA hakkında…

PRIMA Programı, Avrupa Birliği’nin İşleyişi Hakkındaki Antlaşma’nın 185. Maddesi kapsamında gerçekleştirilen, 2018 yılından başlayarak 10 yıl sürecek olan çok ortaklı uluslararası araştırma destek programıdır. İlgi program çerçevesinde su kaynakları ve gıda sistemleri alanlarında yürütülecek uluslararası ve çok ortaklı araştırma ve inovasyon projeleri desteklenecek ve bu kapsamda açılan uluslararası proje çağrılarına Akdeniz’in kuzeyinde ve güneyinde yer alan birçok ülkenin katılımı sağlanacaktır.

PRIMA katılımcısı 19 ülkeden Programa 10 yıl boyunca toplamda 274 Milyon Avro fon taahhüdünde bulunulmuştur. Programa ayrıca, Ufuk2020 Programı’ndan da toplamda 220 Milyon Avro fon tahsis edilmiştir. Türkiye adına programda yer alan TÜBİTAK’ın PRIMA’ya maddi taahhüdü ise, programın ilk 5 yılı için toplamda 5 Milyon Avro’dur.

 

Toros Tarım Antalyalı Çiftçiyi Araba Sahibi Yaptı

15.02.2019 – Toros Tarım’ın çiftçilere yönelik kampanyası sonuçlandı. Özel gübrelerinden alan çiftçiler arasında yapılan çekiliş sonucunda Antalya Aksulu çiftçi Salih Özen otomobil kazandı. Kampanya kapsamında, otomobil yanı sıra, motosiklet, bilgisayar, televizyon ve cep telefonu gibi pek çok ürün sahiplerini buldu.

Toros Tarım Genel Müdürü Hakan Göral, “ Yıllardır Toros Tarım markasına güvenen çiftçilerimizi mutlu etmek bizi de motive ediyor” dedi.

Onlarca yıllık deneyimiyle sektörün köklü firmalarından olan Toros Tarım, sürdürdüğü kampanyalarla çiftçiye ve üreticiye destek olmaya devam ediyor. Bu bağlamda geçtiğimiz aylarda düzenlenen ve Toros Tarım’ın özel gübrelerinden satın alan çiftçiler arasında yapılan hediye çekilişi sonuçlandı ve Antalya’nın Aksu ilçesinden çiftçi Salih Özen otomobil kazanan şanslı çiftçi oldu. Özen’e otomobilini Toros Tarım Genel Müdür’ü Hakan Göral teslim etti. Çekilişte çiftçiler, otomobil, motosiklet, televizyon, bilgisayar, cep telefonu ve hediye çeki gibi onlarca ödülün sahibi oldu.

Otomobil teslim töreninde konuşan Toros Tarım Genel Müdürü Hakan Göral, çiftçi ve üreticilerin Toros Tarım markasına olan güvenine vurgu yaptı. “Yıllardır Toros Tarım markasına güvenen çiftçilerimizi mutlu etmek bizi de motive ediyor. Bu tarz kampanyalarla üreticilerimizin yanında olduğumuz göstermek istiyoruz” dedi.

Kampanya dahilinde dağıtılan ödüller:

  • 1 kişiye Fiat Fiorino Combi
  • 1 kişiye Mondial Turkuaz Scooter
  • 2 kişiye Philips Uydu Alıcılı Smart Led TV
  • 2 kişiye HP Notebook + Windows 10 Home
  • 2 kişiye Samsung Galaxy S7 Cep Telefonu
  • 10 kişiye Tarla Uydu Takibi (tarla.io)
  • 50 kişiye 100 TL Hediye Çeki

 

Tekfen Tarım: Alanar Meyve’den Denizaşırı İşbirliği

12.02.2019 – Bir Tekfen Tarım kuruluşu olan ve son 3 yılın siyah incir ihracat şampiyonu Alanar Meyve, Berlin’de düzenlenen Fruit Logistica Fuarı’nda, Perulu meyve üreticisi La Kiarita ile siyah incirin pazarlanması için sözleşme imzalayarak; ‘365 Gün İncir Projesi’ kapsamında inciri dünyanın dört bir yanındaki müşterilerine kesintisiz ulaştırmak için önemli bir adım attı.

Dünya sofralarını Bursa siyah inciriyle tanıştıran ve 3 yıldır ihracat şampiyonu olan Tekfen Tarım kuruluşu Alanar Meyve, siyah incir arzını tüm yıla yaymak için çözümü Güney Yarımküre’de buldu. Peru’nun en prestijli meyve üreticilerinden biri olan La Kiarita firması, artık Alanar için siyah incir üretimi yapacak. İki firma arasındaki işbirliğinin imzası, Berlin’de düzenlenen ve dünyanın en geniş katılımlı meyve fuarı olan Fruit Logistica’da atıldı. Alanar Meyve, bu anlaşma ile Türkiye’de Bursa siyah inciri hasat sezonu bittikten sonra da, yılın tamamında tüm dünyaya siyah incir satışı yapabilecek.

Tekfen Tarım’ın çalışmalarını yakından takip eden ve anlaşmada bizzat hazır bulunan Tekfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Gigin, Alanar Meyve’nin alanındaki liderliğine vurgu yaparak, “Bu anlaşma ile dünya piyasaları için tedarik süremizi 120 günden 365 güne çıkartarak liderliğimizi perçinliyoruz” dedi. Avrupa, Uzak Doğu, Orta Doğu, Kuzey Amerika ve Avrupa dahil olmak üzere yılda 2 bin tondan fazla taze incir ihraç ettiklerini hatırlatan Gigin, Perulu şirket ile yapılan anlaşmayla üretimdeki mevsimsel boşluğun ortadan kalktığını ve önemli bir rekabet avantajı elde ettiklerini söyledi.

Tekfen Tarım Genel Müdürü Emrah İnce ise üretim ve satışını gerçekleştirdikleri tüm yaş meyve çeşitleri için global anlamda her türlü fırsatı değerlendirmeye açık olduklarını ifade ederek, “Bugün siyah incir için, Türkiye’den ihraç ettiğimiz miktarları %20 oranında takviye edecek bir sözleşmeye imza attık. Benzer anlaşmaları, dünyanın farklı yerlerinde farklı ürünler için de yapabiliriz” dedi.

 

Tekfen Tarım Adana-Agripark Tesisleri Ar-Ge Merkezi Oldu

12.12.2018 – Tarımın teknoloji ile buluştuğu ve tükenmek üzere olan pek çok tarımsal ürünün yaşatılması için çalışmalar sürdüren Tekfen Tarım Adana-Agripark Tesisleri, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Ar-Ge merkezi olarak yetkilendirildi.

Merkezde; yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan endemik tür Anamur muzu yanı sıra patates, erik, kiraz, buğday gibi ürünlerde hastalıklardan ari fide, fidan, tohum ıslahı, üretimi ve ihracatı yapılıyor.

Dünyada ve Türkiye’de nüfusun artışıyla birlikte beslenme ihtiyacı da geleceğin en önemli sorunları arasında gösterilirken; özellikle mevcut türlerin korunması ve verimliliğinin artırılması büyük önem taşıyor. Bu amaçlarla, Adana’da faaliyetlerini sürdüren Türkiye’nin ilk ve sayılı teknolojik tarım merkezlerinden biri olan Tekfen Tarım Adana Agripark Tesisleri, Anadolu’nun zengin biyoçeşitliliğini kaynak olarak kullanarak çiftçilere hastalıklardan ari, kaliteli tohumluk ve fidan üretiyor. Türk tarımının geleceğine yönelik faaliyetlerin yapıldığı merkez, çağdaş tarım yöntemlerle yaptığı çalışmaların karşılığını alarak Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Ar-Ge merkezi olarak yetkilendirildi. Tekfen Tarım ilk etapta belirlenen ürünlere yönelik projeler için cihaz ve teknoloji yatırımı da dahil olmak üzere 15 milyon liralık yatırım yaptı.

Endemik ürünler yeniden doğacak

Doku kültürü yöntemiyle tohum ve fidan üretimi yapılan Agripark’ta, 25’i aşkın hastalıkla mücadele eden patates tohumluğu üzerine yapılan çalışmaların yanı sıra erik, kiraz ve muz fidanı ıslah çalışmaları, üretimi ve ihracatı yapılıyor. Özellikle endemik ürünler konusunda da özel çalışmalar yürütülen merkezde,Türkiye’ye has bir lezzeti olan Anamur muzunun tekrar sağlıklı koşullarda çoğaltılması için de projeler yürütülüyor. Tekfen Tarım, Ar-Ge Merkezi’nde; Türk halkı için temel gıda maddesi olan ve un, makarna, bisküvi, bulgur, irmik gibi ihraç kalemi sanayi ürünlerinin hammaddesi buğday için de özel çalışmalar yapıyor. Anadolu’nun buğday anlamında başlı başına bir gen kaynağı olduğu gerçeğinden yola çıkılan çalışmalarda, Tekfen Tarım; Türkiye’ye has gen kaynaklarını kullanarak verimli ve kalite değerleri yüksek ekmeklik, makarnalık, bisküvilik buğday ıslahına da başladı.

 

Toros Tarım, İş Sağlığı, Çevre ve Ürün Güvenliğinde Türkiye’nin İlk Uluslararası Sertifikasını Aldı

30.10.2018 – Bitki besleme sektörünün öncü firması Toros Tarım, İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG), Çevre, Ürün Güvenliği ve Emniyet konularında Uluslararası Gübre Birliği (IFA) tarafından oluşturulmuş “Protect & Sustain” sertifikasını Türkiye’den alan ilk firma oldu.  

Tekfen Holding Tarımsal Sanayi Grubu Başkan Yardımcısı ve Toros Tarım Genel Müdürü Hakan Göral, “Toros Tarım olarak iş hedeflerimize ulaşırken; iş sağlığı ve güvenliğinden asla taviz vermedik” dedi.

Çevresel, ekonomik ve toplumsal sorumluluklarının bilinciyle, sürdürülebilir büyüme hedefleyen Toros Tarım, faaliyet alanında öncü çalışmalara devam ediyor. Özellikle son 2 yılda gösterdiği üretim ve ihracat başarısına; iş sağlığı ve güvenliği konusunda, Uluslarası Gübre Birliği (IFA) tarafından verilen “Product Stewardship” inisiyatifine uyumu belgeleyen “Protect & Sustain” sertifikasını ekleyen Toros Tarım, sektöründe de bir ilke imza atmış oldu. İlgili belge, Toros Tarım’a,Ceyhan, Mersin ve Samsun fabrikalarında; İş Sağlığı ve Güvenliği, Çevre, Ürün Güvenliği ve Emniyet alanlarında, yasal zorunluluğun da üzerinde gösterdiği başarılara karşılık verildi.

Uluslararası Gübre Birliği tarafından verilen “Protect & Sustain” sertifikası ile ilgili açıklamada bulunan Tekfen Holding Tarımsal Sanayi Grubu Başkan Yardımcısı ve Toros Tarım Genel Müdürü Hakan Göral “Toros Tarım olarak hedefimiz bölgesel bir güç olup yurt dışında bilinen bir marka olmak ve yıllardır yerleştirdiğimiz kaliteli ve güvenli Türk markası imajını global pazarda da sürdürmek” dedi. Bu hedef doğrultusunda çalışmalarına devam ettiklerini vurgulayan Göral, üretimde verimliliği artırmalarına rağmen işve işçi sağlığı konusundan da asla taviz vermediklerini ifade etti. Göral, “ Toros Tarım olarak sorumluluğumuzun farkındayız. Sektörde öncü bir markayız. İSG, Çevre, Ürün Güvenliği ve Emniyet uygulamalarını gerçekleştirirken hammadde alımından tarlaya kadar tüm değer zincirindeki süreçlerini entegre bir bakış açısıyla yöneterek verimliliği artırmayı, gıda ve ürün güvenliği sağlamayı, çevresel etkiyi en aza indirmeyi ve verimli çalışma koşullarını oluşturarak tüm paydaşları için sürdürülebilir katma değer yaratmayı misyon kabul ediyoruz” diye konuştu.

Tekfen İnşaat’tan Azerbaycan’da Stratejik İşbirliği İmzası

Tekfen İnşaat, Azerbaycan Enerji Bakanlığı ile “Yenilenebilir Enerji Projelerinin Geliştirilmesi Konusunda Stratejik İşbirliği” niyet mektubunu imzaladı.

30.05.2018 – Tekfen İnşaat Genel Müdürü Levent Kafkaslı, 25. Caspian Oil & Gas Fuarı’nda Azerbaycan Enerji Bakan Yardımcısı Samir Veliyev ile bir araya geldi. Bu buluşmada yenilenebilir enerji projelerinin geliştirilmesi konusunda stratejik işbirliği kapsamında bir niyet mektubu imzalandı.

1996 yılından beri faaliyet gösterdiği Azerbaycan’da, petrol ve gaz sanayi tesisleri, stadyum ve yüksek yapılar olmak üzere çok sayıda ileri teknolojiye sahip projeye imza atan Tekfen İnşaat, Hazar Bölgesi’nde stratejik önemini ve ekonomik gücünü her geçen gün artıran ülkede, işverenlerin tercih ettiği güvenilir bir çözüm ortağı olmaya devam ediyor.

Tekfen İnşaat, bugüne kadar BTC Ham Petrol Boru Hattı, Şahdeniz Faz 1 ve Faz 2 çerçevesinde, boru hattı, petrol ve doğalgaz terminalleri ile deniz platformları olmak üzere, petrol ve gaza dayalı enerji alanlarında çok sayıda proje gerçekleştirdi. Şimdi de Azerbaycan’ın 2025 Stratejik Yol Haritası’nda yer alan Alternatif ve Yenilenebilir Enerji Sahaları’nın Geliştirilmesi konusunda da ülkenin hizmetinde olmaya devam edecek.

Portföy çeşitliliğinin artırılmasına stratejik öncelik veren Tekfen İnşaat’ın bu yöndeki somut adımlarından biri de, yenilenebilir enerji konusunda daha aktif rol almak olacak. Azerbaycan Enerji Bakanlığı ile 29 Mayıs 2018 tarihinde atılan bu imza, bu açıdan da büyük önem taşıyor.

İmza töreninde hazır bulunan Tekfen İnşaat Genel Müdürü Levent Kafkaslı niyet mektubunu “1996 yılından bu yana kesintisiz olarak iş yaptığımız Azerbaycan’ın ekonomik gelişimine önemli katkılarda bulunuyoruz. Bu imzayla bölgedeki işbirliklerimizi, yenilenebilir enerji projelerini de dahil ederek genişletmeyi planlıyoruz. Doğal enerji kaynakları açısından zengin bir ülke olan Azerbaycan’ın, sürdürülebilir bir gelecek vizyonu ile yenilenebilir enerji alanında yatırım yapmayı hedeflemesi, bu alanda bir atılım yapma niyetinde olan Tekfen İnşaat için potansiyel yatırım olanaklarının tespiti ve fizibilite çalışmalarını birlikte gerçekleştirebilmek adına çok önemli bir fırsat.” sözleriyle değerlendirdi.

Tekfen İnşaat hakkında

Tekfen Holding’in Taahhüt Grubu’ndaki amiral gemisi olarak, Türk müteahhitlik sektörünün dünya çapındaki temsilcilerinden biri olmayı başaran Tekfen İnşaat, müşterilerine petrol, gaz ve petrokimya tesisleri, boru hatları, kara ve deniz terminalleri, tank çiftlikleri, petrol rafinerileri, deniz platformları, pompa ve kompresör istasyonları, enerji santralleri, otoyol, metro ve demiryolu projeleri, spor kompleksleri, altyapı projeleri ve yüksek binalar gibi geniş bir portföyde anahtar teslimi çözümler sunmaktadır.

Kurulduğu 1956 yılından bu yana, dünyanın 20 farklı ülkesinde ve 10 farklı saat dilimini kapsayan geniş bir coğrafyada zorluk derecesi yüksek, 350’yi aşkın projeyi başarıyla tamamlayan Tekfen İnşaat, 1996’dan beri de Azerbaycan’da Azeri-Çırak-Güneşli Kara Teminali, Sahdeniz Gaz Tesisi, halihazırda Hazar’da faaliyet halindeki 5 adet Petrol Platformu, Bakû Olimpiyat Stadyumu ve SOCAR Yönetim Binası gibi birçok önemli projeyi başarıyla hayata geçirmiştir.

 

Tekfen Holding’den Yılın İlk Satın Alması


05.01.2018

Tekfen Grubu, Türkiye’nin en büyük ve kaliteli meyve üreticilerinden Alanar Meyve ile kardeş şirketi Alara Fidan’ın yüzde 90’ını yaklaşık 50 milyon TL bedelle satın alıyor.

Tekfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Gigin, “Tekfen olarak tarımsal girdi alanında yıllardır Toros Tarım markasıyla lideriz. Holding’in tarım alanındaki faaliyetlerini genişletme stratejimiz çerçevesinde, şimdi de tarımsal üretim alanında lider bir markayı bünyemize katıyoruz” dedi.

Tekfen Holding, Alanar Meyve ve Alara Fidan’a 2018-2020 yılları arasında 160 milyon TL’lik yatırım yapacak.

Kurulduğu günden bu yana faaliyet gösterdiği her alanda lider ve öncü olan Tekfen Grubu, 2018 yılının ilk satın almasını tarım sektöründe gerçekleştiriyor. Türkiye’nin en büyük meyve üreticisi ve ihracatçısı firmalarından olan Alanar Meyve ve kardeş şirketi Alara Fidan’ın yüzde 90’ı, 49,6 milyon TL bedelle Tekfen Holding grup şirketlerinden Tekfen Tarımsal Araştırma Üretim ve Pazarlama A.Ş. tarafından satın alınmak üzere sözleşme imzalandı. Hisse devri Rekabet Kurulu onayını takiben gerçekleşecek. Her iki Şirket’in kurucusu ve Türkiye’de meyvecilik sektörünün duayenleri arasında yer alan Yavuz Taner, geri kalan yüzde 10 hissesi ile hissedar olarak kalacak ve bilgi-birikimini Tekfen çatısı altında Türk tarım sektörüne aktarmaya devam edecek.

Tekfen, tarımda büyümeye devam edecek

Tekfen, söz konusu satın alma işlemi sonrasında, her iki firmaya 2018-2020 yılları arasında yeni tesis kurulumu, bahçe ve makine alımlarıyla toplam yaklaşık 160 milyon liralık yeni yatırım yapacak. 40 yıldır Toros Tarım markasıyla gübre, tohum, fide ve fidan olmak üzere tarımsal girdi alanında sektör lideri olan Tekfen Grubu, bu satın alma ile tarımsal üretim alanında da iddiasını ve vizyonunu ortaya koymuş oldu.

Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Tekfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Gigin, her iki firmanın çalışmalarını uzun süreden beri takip ettiklerini belirterek, “Türk çiftçisinin doğru tarımsal üretim için ihtiyaç duyduğu bitki besini, tohum, fide ve fidan gibi temel girdilerini karşılayan bir kurum olarak, varlığımızı tarımsal üretim alanında da göstereceğiz. Yarının dünyasında her zamankinden daha büyük önem kazanacak olan tarımsal üretime, kurumsal disiplin ve finansman gücü ile daha fazla verimlilik kazandırmanın, salt ticari bir hedefin ötesinde, Tekfen’e yakışan önemli bir sorumluluk olduğuna inanıyorum.” dedi.

Bahçeler 3 katına çıkacak, hedef daha fazla ihracat

Murat Gigin, cirosunun yüzde 90’ı ihracat kaynaklı olan Alanar’a daha önceleri, Toros Tarım’ın Adana’daki Agripark doku kültürü laboratuvarlarında kiraz fidanları ürettiklerini hatırlatarak, tanışıklıklarının yıllara dayandığını da dile getirdi. Gigin şöyle devam etti:

“İhracatının yüzde 80’ini başta Almanya ve İngiltere olmak üzere Avrupa’ya yapan ve meyvecilik alanında parmakla gösterilen bu şirketleri bünyemize kattık. Yıllardır faaliyet gösterdiği pazarlarda, ürünlerinin kalitesi konusundaki titizliği, zamanında teslimata verdiği önem ile bilinen Alanar’ı Avrupa’da olduğu gibi Çin ve Uzak Doğu piyasasında da büyük bir oyuncu haline getireceğiz. Yıllık 500 milyon dolar kiraz ithalatı yapan Çin, sadece T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın izin verdiği firma ve tesislerden ithalat yapıyor. Bu izne sahip 9 firmadan biri olan Alanar Meyve, aynı zamanda ithalat iznine sahip firmaların sahip olduğu 13 tesisten 2’sinin de sahibi. Çin’in Xi’an kentinden başlayan demir İpek Yolu’nun ulaşım maliyetlerini düşürmesi ile bu pazarların Alanar Meyve’nin toplam ihracatının yarısını oluşturmasını amaçlıyoruz. Ayrıca, ürün tedarikinde mevsimsel kısıtları bertaraf etmek ve dolayısıyla satışları yılın tamamına yaymak için Güney Amerika, Hindistan, Özbekistan, Güney Afrika ve Peru gibi pazarlarda da üreticilerle ticari ilişkiler geliştirmek hedeflerimiz arasında.”

Satın almanın ardından, 3 bin 600 dekar büyüklüğündeki bahçelere 6 bin dekar daha eklenerek, 2028 yılında da toplam cironun 800 milyon TL mertebesine çıkması için çalışılacağını açıklayan Gigin, 2017‘de 3 bin ton olan üretim kapasitesinin ise 2028’de 15 bin tona ulaşmasını, üreticilerden tedarik edilecek 20 bin tonla toplam 35 bin ton ihracat hedeflediklerini” belirtti.

Türkiye için büyük bir işbirliği olacak

Sektörde 40 yıllık birikimiyle duayen olarak bilinen her iki şirketin kurucusu Yavuz Taner ise satış ile ilgili yaptığı açıklamada, yeni dönemde büyük bir potansiyel barındıran Türkiye meyve ihracatına vurgu yaptı. Tekfen çatısı altında sektör tecrübelerini paylaşmaya devam edeceğini hatırlatan Taner, “Son 10 yılda Türkiye’nin meyve üretiminde önemli artışların olduğuna tanık olduk, Alanar olarak sürdürdüğümüz Ar-Ge çalışmaları neticesinde, 65 çeşit kiraz arasından 30-35 gün muhafazaya dayanacak ve 10 gün raf ömrü olacak doğru ürünü bulduk. Son yıllarda, başta Hong Kong olmak üzere Uzakdoğu pazarındaki hızlı gelişmemizi Çin’e doğrudan ihracat ile sürdürmek istiyoruz. Özellikle demir İpek Yolu’nun faaliyete tam olarak girmesi ile Çin ve Uzakdoğu piyasası, Türkiye için önemli pazarlarından biri haline gelecek. Bu potansiyel, bizi yatırımları artırmak üzere motive ediyordu. Bu atılımı en doğru şekilde Tekfen Grubu çatısı altında yapacağımıza inandık. Satın alma sonrasında kazanan Türkiye tarımı olacak” diye konuştu.

Alanar Meyve ve Alara Fidan hakkında…

Alanar Meyve; meyve üretimi ve ticareti alanlarında faaliyet göstermektedir. Sattığı meyvelerin yaklaşık yüzde 30’unu kendi bahçelerinde üretirken, yüzde 70’ini üreticilerden tedarik etmektedir. Başlıca ürünleri kiraz, incir, nar ve kayısı olmakla beraber; elma, erik, Trabzon hurması, kestane, şeftali ve nektarın de ürün yelpazesinde yer almaktadır. Satın alma sonrasındaki yeni yatırımlar sonucunda, yılda 10 bin ton civarında olan meyve satış hacminin 10 yıl içinde yılda 35 bin ton seviyesinin üzerine çıkması beklenmektedir.

Alara Fidan ise, fidan yetiştiriciliği ve ticaretinin yanında, meyve üretimi ve ticareti de yapmaktadır. Alara Fidan, yurt içi ve yurt dışı satışlarının yanı sıra Alanar Meyve’nin bahçelerinde kullanılacak fidanlar da yetiştirmektedir.

2017 yılında Şirketler’in ihracatının yaklaşık yüzde 80’i başta Almanya ve İngiltere olmak üzere Avrupa kıtasına gerçekleşmiştir. Uzakdoğu ülkelerinin ihracattaki payı yüzde 10 seviyesinde olmasına rağmen, Uzakdoğu pazarına yapılan satışlarında, hava kargo ihracatı gibi lojistik çözümler sayesinde, senelere sari artacak ihracat içerisinde bu payın yüzde 50 seviyelerine çıkarılması hedeflenmektedir.

Tekfen Holding TKFEN Hisse Analiz ve Yorumları

 

Tekfen Ortaklığındaki Gate İnşaat Kazakistan’da Dev Proje Üstlendi

24.11.2017

Tekfen İnşaat ile GAMA’nın ortaklığı olan ve Kazakistan’da faaliyet gösteren GATE İnşaat; Tengizchevroil’in Kazakistan’daki dev yatırım hamlesi kapsamında 438 milyon dolarlık proje üstlendi.

Tekfen İnşaat Genel Müdürü Levent Kafkaslı, “Uzmanlığımız ve tecrübemiz ile dünyanın her yerinde tercih edilir olmamız Türk inşaat sektörü adına da gurur verici” dedi.

Tekfen Holding bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Tekfen İnşaat’ın yüzde 50 hissedarı olduğu GATE İnşaat; Tengizchevroil için Kazakistan’da 438 milyon dolarlık proje üstlendi. Sözleşme kapsamında, Kazakistan’ın Tengiz Petrol ve Gaz Sahasında “Gelecek Gelişim Projesi çerçevesinde Kuyubaşı Basınç Yönetim Projesi, İnşaat, Mekanik, Elektrik ve Enstrüman Montajı işleri” gerçekleştirilecek.

Konuyla ilgili açıklamada bulunan Tekfen İnşaat Genel Müdürü Levent Kafkaslı, yaklaşık 1500 kişinin çalışacağı projenin 55 ay içinde tamamlanacağını vurgulayıp “Uzmanlığımız ve tecrübemiz ile dünyanın her yerinde tercih edilir olmamız Türk inşaat sektörü adına da gurur verici” dedi. Kafkaslı, GATE olarak 2006 yılında üstlendikleri ilk projeden bu yana Kazakistan’da yaklaşık 1.3 milyar dolarlık projeyi tamamladıklarını hatırlatarak; Tekfen’in vizyonuyla önümüzdeki dönemde de farklı projelere aday olduğunu ifade etti.

Tengiz Sahası

Batı Kazakistan steplerinin altında, Paris şehrinin yakşaşık 4 kat büyüklüğündeki dev petrol rezervi olan Tengiz Sahası, 1 millik derinliği ile dünyanın bilinen en derin sahasıdır. Saha, Amerikan Chevron şirketinin %50 ortaklığındaki Tengizchevroil şirketi tarafından geliştirilmektedir. Sahanın bugünkü yıllık kapasitesi, birkaç ülkenin birden enerji ihtiyacını karşılayacak kadar büyük. Toplam yaklaşık 37 milyar ABD doları büyüklüğünde bir yatırım tutarına sahip olan Gelecek Gelişim Projesi – Kuyubaşı Basınçlandırma Yönetimi Projesi (Future Growth Project-Wellhead Pressure Management Project (FGP-WPMP), günlük üretim kapasitesi artışını hedeflemektedir.

 

Toros Tarım’dan 35 Milyon Liralık Çevre Yatırım

01.10.2017 – Toros Tarım, Mersin Üretim Tesisinde yaklaşık 35 milyon liralık maliyetle devreye aldığı CAN Ünitesi Prill Kulesi Baca Gazı Yıkama Sistemi ile çevresel yatırım kapsamında yine sektöründe bir “ilk”e imza attı ve AB ülkelerindeki yasal limitin altına inmeyi başardı.

Toros Tarım Genel Müdürü Hakan Göral, “Ticari hedeflerimizi gerçekleştirmenin yanı sıra topluma ve doğaya karşı sorumluluklarımızı da aynı oranda yerine getirmeyi hedefliyoruz” dedi.

Türkiye’nin önde gelen tarımsal sanayi kuruluşlarından Toros Tarım bünyesindeki üç gübre üretim tesisinden biri olan Mersin İşletmesi, tamamen gönüllülük esasıyla yeni baca gazı yıkama sistemini devreye alarak çevre dostu bir üretim tesisi olma özelliğini daha da geliştirdi. Sunmuş olduğu ürün ve hizmetlerle bugüne kadar sektörüne birçok konuda öncülük eden Toros Tarım’ın 35 milyon lira maliyetle kurduğu yeni baca sistemi; gübre sektörü için ilk olmanın yanı sıra, çevre kapsamında da Türkiye’de yapılan en büyük yatırımlar arasında yer alıyor. Tesis, baca gazı emisyon büyüklüğü ve arıtma kapsitesi ile de dünyadaki sayılı baca gazı yıkama sistemleri arasında bulunuyor.

Sürdürülebilir üretim politikaları

Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Toros Tarım Genel Müdürü Hakan Göral, yaklaşık 45 yıldır üretim yapan Mersin Üretim Tesisinin, daha 1994 yılında Nitrik Asit ünitesinde kurulan DENOX Baca Gazı Arıtma Sistemi ile de sektörüne öncülük ettiğini hatırlattı. “Çevre konusunda çok kararlıyız. Ticari hedeflerimizi gerçekleştirmenin yanı sıra topluma ve doğaya karşı sorumluluklarımızı da aynı oranda yerine getirmeyi hedefliyoruz” diyen Göral, çevre mevzuatı açısından zorunlu bir yatırım olmamasına rağmen; 35 milyon lira yatırım bedeliyle Prill Kulesi Baca Gazı Yıkama Sistemi’ni kurarak, daha önce de T.C. Şehircilik ve Çevre Bakanlığı tarafından kabul edilen değerlerin altında olmasına rağmen baca gazı emisyonlarını yaklaşık %85 oranında azalttıklarını vurguladı. Göral, sürdürülebilir yeni üretim politikaları doğrultusunda tamamlanan yatırımın devreye girmesiyle, tesisin AB’deki yasal limitlerin de altında çalışma özelliği kazandığını sözlerine ekledi.

 

Tekfen Katar’da Yeni Bir Proje Daha Üstlendi

02.08.2017

Tekfen İnşaat, Katar’da yeni bir proje daha üstlendi. 200 milyon dolar bedelle gerçekleştirilecek Doğu Endüstriyel Yolu inşaatı 27 ay içinde tamamlanacak. Tekfen İnşaat Genel Müdürü Levent Kafkaslı, “Büyük potansiyele sahip olan Katar’ın geleceğinin inşasında rol almaktan büyük mutluluk duyuyoruz” dedi.

Tekfen Holding bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Tekfen İnşaat ve Tesisat AŞ, Katar’da devam eden projelerine bir yenisini daha ekledi. Katar Bayındırlık İşleri İdaresi (ASHGHAL) tarafından açılan Doğu Endüstriyel Yolu inşaatı ihalesini, 200 milyon ABD Doları bedelle kazanan Tekfen İnşaat, projeyi 27 ay içinde tamamlayacak. İki ayrı viyadüğün de bulunduğu yaklaşık 2.5 kilometrelik yol yapımını kapsayan bu son proje ile birlikte, Tekfen İnşaat’ın Katar’da sürdüreceği proje sayısı 4’e çıktı.

“Katar global piyasada çalışılabilecek en doğru ülkelerden biri”

Konuyla ilgili açıklama yapan Tekfen İnşaat Genel Müdürü Levent Kafkaslı, Katar’ın sürdürülebilir büyüme yönünde önemli adımlar atan, canlı ve enerji dolu bir ülke olduğunu belirterek, “Tekfen olarak yaklaşık 12 yıldır Katar’da iş yapıyoruz. Katar global piyasada çalışılabilecek en doğru ülkelerden biri” diye konuştu. Üstlenilen son proje ile Tekfen İnşaat’ın Katar’da devam eden işlerinin toplam yaklaşık 2 milyar 440 milyon dolarlık iş hacmine ulaştığını vurgulayan Kafkaslı, “Ülkede inşa ettiğimiz boru hatları, endüstriyel tesis ve otoyol projeleriyle Katar’ın ekonomik ve sosyal gelişiminde rol almaktan gurur duyuyoruz” diye konuştu. Kafkaslı, “Katar Ulusal Vizyon 2030” hedefleri doğrultusunda deneyimlerini bu ülke ile paylaşmaya devam edeceklerini sözlerine ekledi.

Tekfen ve Katar

1978 yılından bu yana Ortadoğu ve Körfez ülkelerinde sayısız projeye imza atan Tekfen Taahhüt Grubu’nun müşteri portföyü içinde Katar özel bir yere sahip. Ülkeye ilk kez 2005 yılında adım atan Tekfen, bugün imzalanan proje öncesinde üstlendiği Al Khor Expressway oto­yolu ile Tekfen-Al Jaber Engineering Ortak Girişimi olarak inşa edeceği Fifth Precinct Stadium projeleri ile Katar yönetiminin kendisine duyduğu güveni pekiştirmişti. Katar yönetimi, bu başarıları nedeniyle geçtiğimiz nisan ayında, Doha’da düzenlenen Expo Turkey by Qatar’da Tekfen’e en büyük ödül olan Business of the Year ödülünü verilmişti. Yeni otoyol projesiyle birlikte Tekfen’in Katar’da bugüne kadarki toplam iş hacmi 4,9 milyar ABD dolarına ulaşmış oldu.

Tekfen Holding TKFEN Hisse Analiz ve Yorumları

 

Tekfen Mühendislik, Dünyanın En Uzun Asma Köprüsüne Müşavirlik Hizmeti Verecek

Çanakkale Köprüsü İçin İmza

Tekfen Mühendislik – Parsons Ortak Girişimi, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün 1915 Çanakkale Köprüsü ve Malkara-Çanakkale Otoyolu projesi için açtığı mühendis müşavirlik ve kontrollük ihalesini kazandı. 164,3 milyon TL tutarındaki proje, dünyanın en uzun asma köprüsü olma özelliği taşıyan köprü ve 100 km’lik bağlantı yollarının tüm yapım sürecinin kontrol ve onay sorumluluğunu kapsamaktadır.

Tekfen Mühendislik Genel Müdürü Alparslan Güre “Çok büyük ve tecrübeli iki grup bu dev projede buluştu. İnanıyorum devamı da gelecek.”

Osmangazi Köprüsü’nün yer aldığı İstanbul-İzmir Otoyolu ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün yer aldığı Kuzey Marmara Otoyolu ile birlikte Marmara Otoyol Ringi’ni tamamlayacak olan Kınalı-Tekirdağ-Çanakkale-Balıkesir Otoyolu’nun inşasında ilk adım atıldı. Projenin en önemli parçasını oluşturan 1915 Çanakkale Köprüsü ile 100 km uzunluğundaki Malkara-Çanakkale Otoyolu’nun mühendislik müşavirlik ve kontrollük ihalesini, ABD’li Parsons Grubu ile birlikte teklif veren Tekfen Mühendislik 164,3 milyon TL bedelle kazandı

Projenin en önemli parçasını oluşturan 1915 Çanakkale Köprüsü, tamamlandığı zaman dünyanın en uzun asma köprüsü olacak. Köprünün iki ayağı arasındaki 2.023 metre uzunluğundaki rekor açıklık, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü kuruluş yılını temsil edecek. Köprünün toplam uzunluğu ise 3 bin 860 m olacak. Anadolu yakasında Lapseki’nin Şekerkaya mevkii ile Avrupa yakasında Gelibolu’nun Sütlüce mevkii arasında inşa edilecek köprü, Çanakkale Boğazı’nın ilk, Marmara Bölgesi’nin ise 5’inci asma köprüsü olacak. Toplam 6 şeritli otoyol projesi kapsamında 1915 Çanakkale Köprüsü’nün yanı sıra 31 viyadük, 5 tünel, 30 köprülü kavşak ve 143 alt-üst geçit inşa edilecek.

Dünyanın gözü bu projede

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Tekfen Mühendislik Genel Müdürü Alparslan Güre, Çanakkale Köprüsü’nün her şeyden önce prestij açısından çok önemli bir proje olduğunu vurguladı. “İki ayak arasındaki açıklık bakımından, dünyanın en uzun köprüsü. Bütün dünyanın gözü şu anda burada. Bütün asma köprü müteahhitleri, projeciler, danışmanlar bu projeyi yakından takip ediyor” diye konuşan Güre; asma köprü konusunda uzman olan Parsons ile otoyol konusunda ciddi deneyim sahibi Tekfen Mühendislik’in önemli bir sinerji yaratacağını sözlerine ekledi. Güre, “İnşaat sırasında da her bir kalemin onayı bizden çıkacak. Betonun kalitesinden kullanılacak malzemeye, zamanlamadan iş programına, SEÇ’ten kaliteye, her şeyden biz sorumluyuz” dedi.

Parsons hakkında

Mühendislik, inşaat, teknik ve profesyonel hizmet alanında 70 yıllık bir deneyime sahip olan Parsons, teknoloji odaklı bir mühendislik şirketi. Dünyanın 26 ülkesinde altyapı, savunma, güvenlik ve inşaat sektörlerinde faaliyet gösteren Parsons, ulusal ve uluslararası ölçekte tasarım/tasarım-inşaat, program/inşaat yönetimi, sistem tasarımı/mühendisliği, siber/bütünleşik güvenlik ve diğer profesyonel hizmet alanlarında inovatif hizmetler sunuyor. Şirket satın almaları yoluyla bugüne kadar birçok farklı uzmanlığı bünyesinde toplayan Parsons, köprü mühendisliği alanında da ABD’nin en eski köprü şirketlerinden biri olan Steinman, Boynton, Gronquist & Birdsall’u 1988 yılında bünyesine kattı. Parsons böylece, aralarında ünlü Brooklyn Köprüsü’nün de bulunduğu yüzlerce projeden oluşan büyük bir referans listesine sahip bulunuyor.