Ana Sayfa Haberler Şirket Haberleri Trafik Sigort...

Trafik Sigortası Primlerine Haziran Ayında Zam Geliyor

17.05.2022 – Resmi Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası yönetmeliğinde yapılan değişiklik ile trafik sigortası haziran ayı primleri Mayıs ayı primlerine göre yüzde 25 artacak.

“Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Tarife Uygulama Esasları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”

MADDE 1- 14/7/2007 tarihli ve 26582 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Tarife Uygulama Esasları Hakkında Yönetmeliğin 4 üncü maddesinin sekizinci fıkrasında yer alan “%10’a” ibaresi “%20’ye” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 2- Aynı Yönetmeliğin geçici 11 inci maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesinde yer alan “veya” ibaresinden sonra gelmek üzere “iki katına kadar” ibaresi eklenmiş ve aynı maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

 “(11) 1/6/2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere uygulanacak azami primler, 2022 yılı Mayıs ayında uygulanan azami primlere %25 eklenerek uygulanır.”

MADDE 3- Aynı Yönetmeliğin ekinde yer alan Tablo 10’dan sonra gelmek üzere ekteki tablolar eklenmiş, Tablo 11 ve Tablo 12 ekteki şekilde değiştirilmiş, Tablo 14’ten sonra gelen “Tablo 9 ve 11 için Dipnotlar:” ibaresi “Tablo 9, 10/A ve 11 için Dipnotlar:” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 4- Bu Yönetmelik 1/6/2022 tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 5- Bu Yönetmelik hükümlerini Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanı yürütür.

Oyak Yatırım haberi halka açık sigorta şirketleri açısından değerlendirdi: Trafik sigortası primi, hasar maliyetleri dikkate alınarak yüzde 50 oranında azaltılabilecek veya yüzde 50 oranında artırılabilecek. Takibimizdeki AKGRT, ANSGR ve TURSG için OLUMLU olarak değerlendirmekteyiz.

 

Sigorta Sektör Değerlendirmesi: Pandemi BES’i Büyüttü

30.07.2020 – KPMG Türkiye, 2020’nin ilk altı ayında sektörlerin performansını inceledi. Sigorta sektör değerlendirmesi, pandeminin sigorta harcamalarını nasıl değiştirdiğini ortaya koyuyor. Küresel salgın, geleceğe ilişkin beklentilerin önceliklendirildiği bu süreçte bireysel emeklilik için iyi bir altyapı oluşturdu. BES tarafı yılın ilk yarısında yüzde 16’lık büyümeyle 138,3 milyar dolarlık hacme ulaştı

KPMG Türkiye’nin yayımladığı ilk yarı yıl sigorta sektör değerlendirmesine göre pandemi nedeniyle kişisel gelirlerin azalması, harcama alışkanlıklarının değişmesi, geleceğe ilişkin beklentilerin yeniden şekillenmesi gibi unsurlar tüketicilerin sigorta harcamalarını kısıtlamalarına neden oldu. Küresel ölçekte sektörün yüzde 4 daralması bekleniyor. Türkiye’de ise ilk yarı rakamları umut veriyor.

KPMG Türkiye Sigorta Sektör Lideri Ali Tuğrul Uzun, ilk altı ay rakamlarını değerlendirirken “Sigorta şirketlerinin toplam prim üretimleri haziran sonunda yıllık bazda yüzde 21 artarak 40,2 milyar TL olarak gerçekleşti. Bu oran reel anlamda yaklaşık yüzde 7.5’luk büyümeyi gösteriyor. Hayat dışı prim üretiminde de yıllık bazda nominal yüzde 15’lik artış izleniyor. Hayat branşındaki nominal büyüme ise yüzde 60 seviyesinde gerçekleşti. Nisan, mayıs ve haziran aylarında önceki yıla kıyasla küçülme izlense de yıllık toplamlarda pozitif görünüm mevcut. Öte yandan, yıllık büyüme ivmesi mayıs ve haziran aylarında yavaşlamış durumda” dedi.

Salgının etkisi, hayat dışı sektörlerde otomobil sigortalarında da gözleniyor. Etkinin en çok hissedildiği branş olan kasko, yılın ilk altı ayında nominal olarak yüzde 5 büyürken reel anlamda daralma yaşadı. buna benzer olarak trafik branşı da nominal olarak yüzde 8 büyümesine rağmen reel anlamda daraldı.

Uzun, bu tabloya rağmen tüketicilerin hem harcama alışkanlıklarının hem de geleceğe ilişkin beklentilerinin değiştiği bu dönemin bireysel emeklilik için olumlu bir altyapı oluşturduğuna dikkat çekti. Uzun, “Bireysel emeklilik tarafında, yılın ilk yarısında yüzde 16’lık fon büyümesi yaşandı. Böylelikle toplam hacim 138,3 milyar TL olurken bu payın 19,6 milyar TL’lik kısmı devlet katkısından geldi” diye konuştu.

Sektör göstergelerinin, bireysel müşteriler haricinde kurumsal taraftaki hasarı da ortaya çıkardığını belirten Ali Tuğrul Uzun, şunları söyledi:

“Oluşan hasarların hacmindeki artış beklenmedik zararlara yol açma potansiyeli taşıyor ve bu potansiyelin büyüklüğü henüz tam olarak ölçülebilmiş değil. Seyahat sigortaları, iptallerden kaynaklanan hasarlar, iş durması ve benzer bazı risklerin realize olması sektörün finansal görünümü üzerinde önemli bir risk oluşturuyor. Benzer durum reasürans tarafında da izleniyor. Bu noktada, sigorta şirketlerinin attıkları adımlar müşteri sadakati ve sektörel itibar konularında büyük bir fırsatı da beraberinde getiriyor. Acil işveren sigortası gibi yeni ürünler ile prim ödemelerinde indirim ya da erteleme kampanyaları, poliçe kapsamlarının genişletilmesi gibi doğrudan tüketiciye odaklanan adımlar bu anlamda oldukça kıymetli. Öte yandan, yerel pazarda güçlü gelen konut satışları sektör için öne çıkan pozitif bir sinyal olarak değerlendirilebilir.”

Sektör oyuncularının operasyonel verimliliği artırmak için yaptıkları yatırımların dijitalleşme sürecini hızlandırdığını vurgulayan Uzun, “Bu durum, sektörün sürdürülebilir karlılık hedefleri için çok güçlü bir temel oluşturuyor. Mesela artan siber saldırılara karşı geliştirilebilecek siber risk paketleri sektörün genişleyebileceği bakir bir alan olarak değerlendirilebilir. Bu adımlarla ürünlerini birer kişiselleştirilmiş deneyim aracına dönüştürmeyi hedefleyen şirketler için görünüm oldukça pozitif” dedi.

Korona Virüs Sigorta Sektörünü Nasıl Etkileyecek?

20 Nisan 2020

20.04.2020 – Koronavirüs birçok sektörü etkiledi. Yeme içme ve turizm sektörleri daha çok göz önünde olsa da bu alanlarla bağlantılı olan pek çok iş kolu da olumsuz etkilendi. Bunlardan biri de sigorta sektörü. Sağlık sigortalarında salgın hastalıklar kapsam dışında olsa da kamu sağlık finansmanına destek amacıyla şirketler tarafından jest olarak kapsama alındı. Bunun da tazminat ödemelerinde şirket bilançolarını olumsuz etkilemesi bekleniyor. Benzer şekilde turizm sektörü ve onlara paralel olarak seyahat sigortaları da etkilendi. Demir Sağlık Genel Müdürü Yardımcısı Bülent Eren, bu dönemde sağlık sigortasının öneminin anlaşıldığını ve gelecekte özel ve tamamlayıcı sağlık poliçelerinin satışlarında bir talep artışı yaşanacağını düşünüyor.

Koronavirüs nedeniyle birçok sektör zor durumda kaldı. En belirgin olanlar yeme içme ve seyahat alanında faaliyet gösteren şirketler olsa da bu iş kollarına bağlı pek çok işletme ve sektör de etkileniyor. Bunlardan biri de sigorta sektörü. Sigorta sektörü, sağlık sigortalarında salgın hastalıkları kapsam dışı tutmuş olmasına rağmen ülkemizin kamu sağlık finansmanına destek olmak ve sigortalılarının kendilerini güvende hissetmelerini sağlamak amacıyla salgın hastalık nedeniyle oluşan sağlık harcamaları jest olarak bu döneme özel ödeme kapsamına alındı. Salgın hastalık giderleri için bir aktüeryal prim alınmamış olduğu için yapılan tazminat ödemelerinin şirket bilançolarını olumsuz etkileyeceğini belirten Demir Sağlık Genel Müdür Yardımcısı Bülent Eren, elementer şirketlerin bu dönemde trafiğin azalmasına bağlı olarak elde ettikleri kasko ve trafik branşı karlılıkları bu harcamalardan oluşan bilanço olumsuzluklarını dengelemek amacıyla kullanıldığını ifade ediyor.

Seyahat sağlık sigortaları da etkilendi

Sadece özel sağlık sigortaları değil seyahat sağlık sigortaları da olumsuz etkilendi. İçinde bulunduğumuz salgın hastalık riski nedeniyle gerek yurt dışı ve gerek yurtiçi seyahatler ertelendi, iptal edildi. Yabancı sağlık poliçeleri de yurt dışından gelen yabancı uyruklu kişilerin neredeyse olmaması sebebiyle en çok etkilenen ürünlerden oldu. Seyahat ve yabancı sağlık poliçeleri etkilenirken tüm branşlarda da aracıların sosyal temastan haklı olarak kaçınmaları nedeniyle yeni satışların oldukça azaldığını belirten Eren, yenilemede yaşanan fiziki zorluklar nedenli prim üretiminin de etkilendiğini, ancak teknolojik altyapısı güçlü olan sektörün bu alanda başarılı olduğunu söylüyor. Bir başka etki de prim tahsilatlarında yaşanan gecikmeler olarak öne çıkıyor.

Poliçe iptalleri söz konusu

Şu dönemde sağlık branşında yeni satışın neredeyse durmuş olmasının yanında, özellikle kasko gibi bazı branşlarda yenilemelerin de düştüğü, poliçe iptallerinin yaşandığını ifade eden Eren, “Tüm sigorta branşları önemli ve gereklidir. Sağlık sigortasının da önemi, yaşadığımız bu salgın hastalık nedeniyle daha belirgin olarak anlaşıldı. Bu nedenle gelecek dönemde özel ve tamamlayıcı sağlık poliçelerinin satışlarında bir talep artışı yaşanacağını düşünüyoruz” diyor.

Beş Farklı Sigorta Şirketi, Koronavirus Tedavisini Kapsamına Aldı

02 Nisan 2020 – Ülkemizde ve tüm dünyada görülen Koronavirüs salgınının, “Sigortam virüs tedavisini karşılıyor mu?” sorusunu gündeme getirmesinin ardından, Türkiye’de de faaliyet gösteren beş sigorta şirketi harekete geçti. Bu kapsamda Allianz, Acıbadem, Mapfre, Sompo ve Doğa Sigorta; virüs şüphesi taşıyan ya da virüs tedavisi ihtiyacı duyan müşterilerinin teşhis ve tedavi giderlerini sigortaları kapsamında karşılayacak. 

DünyaSağlık Örgütü tarafından Pandemi ilan edilen ve ülkemizde de görülen Koronavirüs vakalarıyla birlikte, sağlık sigortalarıyla ilgili birçok soru gündeme geliyor.

Bugüne dek dünyada olduğu gibi ülkemizde de, küresel salgın (Pandemi) tedavisi hem özel hem de tamamlayıcı sağlık sigortalarında tedavi noktasında kapsam dışı kalıyordu. Hastalık ilk aşamada diğer grip ve üst solunum yolu enfeksiyonları ile benzer semptomlar göstermesi nedeniyle, tanı netleşene kadar özel hastanelere yapılan başvurular ve tedaviler, özel sağlık sigortasında kişinin sahip olduğu teminatlar doğrultusunda karşılanıyordu. Koronavirüs için yapılan spesifik test sonuçlarının pozitif çıkması durumunda ise tedaviler, Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan tedavi hastanelerinde SGK tarafından karşılanmaya devam ediyordu.

Şimdi, Allianz, Acıbadem, Mapfre, Sompo ve Doğa Sigorta şirketleri inisiyatif alarak, tedavi kapsamını genişletme kararı aldı.  

Bu doğrultuda, her beş şirketten özel ve tamamlayıcı sağlık sigortalarına sahip bireysel ve kurumsal sağlık sigortalıların; Sağlık Bakanlığı tarafından pandemi hastanesi olarak belirlenen tüm özel hastanelerde, COVID-19 tedavisiyle sınırlı olmak üzere, ortaya çıkacak fark ücretleri ve tedavi giderleri, istisnai olarak salgın süresince mevcut poliçe teminat, network ve limitleri dahilinde jest uygulaması olarak karşılanacak.

Ayrıca Nisan ayı itibariyle poliçe sürelerini başlatmayı düşünen tüm yeni sağlık sigortası sahiplerinin de COVID-19 tedavi giderleri [Poliçe başlangıcından önce başlayan rahatsızlıklar hariç] istisnai olarak karşılanacak.

Sigortaladım.com olarak konuyu yakından takip ediyor, doğru bilginin kaynağı olma misyonumuzla edindiğimiz her bilgiyi www.sigortaladım.com web sitemiz üzerinden paylaşıyoruz.

Sigortaladim.com yalnızca bir sigorta karşılaştırma sitesi değil, aynı zamanda sektörle ilgili en doğru bilgiye ulaşabileceğiniz bir bilgi kaynağıdır.

 

KPMG Türkiye, Sigorta Sektörüne Bakış 2020 Raporu

21.01.2020 – KPMG Türkiye, ‘Sektörel Bakış 2020 – Sigorta Raporu’nu yayımladı. Sigorta sektöründe 2019’un değerlendirildiği rapora göre; yılın 10 ayında yüzde 24’lük büyümeyle 54 milyar TL’yi aşan prim üreten ve 2018’i yakalayan sektör, 2020’de de büyümeye devam edecek. Tamamlayıcı sağlık sigortası, katılım sigortacılığı gibi alanlardaki fırsatlar ve dijitalleşme sektöre verimlilik getirecek

KPMG Türkiye’nin hazırladığı ‘Sektörel Bakış 2020’ serisinin sigorta sektörünü ele alan raporu yayımlandı. Sigorta sektöründe 2019’un değerlendirildiği, 2020’ye ilişkin beklentilerin sıralandığı rapora göre; Ergo Sigorta dahil olmak üzere 62 şirketin faaliyet gösterdiği sektör 2019’un ilk 10 ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 24’lük büyümeyle yaklaşık 54 milyar TL’lik prim üretti ve 2018 yılını şimdiden yakaladı. Öncü veriler, nüfus ve ekonomideki büyüme dinamikleriyle yüksek potansiyele sahip sektörün 2020’de ortalamanın üzerinde büyüme yakalayacağını gösteriyor.

Raporu değerlendiren KPMG Türkiye Finansal Hizmetler Sektör Lideri Kerem Vardar, “Sektörün güçlü yanları olarak devletin; bireysel emeklilik sistemi, tarım ve doğal afet sigortaları gibi stratejik alanlardaki desteği öne çıkıyor. Çalışan genç nüfus oranının yüksekliği de avantaj. Dijitalleşmenin sağlayacağı verimlilik artışları fırsat olarak değerlendirebiliriz. Ancak otomotiv ve inşaat olmak üzere ana sektörlerdeki talep daralması ve jeopolitik riskler sektörü tehdit ediyor. Öte yandan 2019 yılının son çeyreği ile yeniden canlanmaya başlayan ekonomik aktivitenin, prim hacim ve gelirlerini destekleyeceği işaretleri var. Tamamlayıcı sağlık sigortası ürünlerin yaygınlaşmanın yanı sıra alacak sigortası ve kefalet sigortası gibi ürünlerde de hareketlenme başlayacak. Siber sigortalar her geçen gün önemini artırıyor. Kredilerdeki genişlemeye paralel olarak hayat sigortası gelişimini sürdürecek. Bakım sigortası ürünleri tarafında gelişmeler bekleniyor” dedi.

KPMG Türkiye, Sektörel Bakış 2020 – Sigorta Raporu’nda dikkat çeken başlıklar şöyle:

2019’un ilk 10 ayında toplam primde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 24,3’lük büyüme gösteren sektör, yaklaşık 54,5 milyar liralık bir üretime ulaştı.

Hayat dışında üretim yaklaşık 46 milyar olurken, aynı dönemde hayat tarafındaki üretim ise 9 milyara yaklaştı.

2019’un ilk dokuz ayında ödenen toplam hasar tutarı 23,1 milyar lira oldu. Yıllık bazda yüzde 18’lik artışa denk gelen bu rakam içinde trafik ve kasko branşlarının aldığı pay ise yüzde 56, hayat branşının yüzde 10.

Yabancı yatırımcı iştahlı

2018’de 47 milyon dolar tutarında doğrudan yabancı yatırım çeken sektör, 2019’un ilk dokuz ayında bu tutarı 219 milyon dolar seviyesine çıkardı. Böylece son 16 yılda sektöre yapılan doğrudan yabancı yatırım girişi 8,1 milyar dolar oldu.

2019 yılında sektörde öne çıkan birleşme ve satın alma işlemleri ise; Unico Sigorta’nın SBK Holding’e, Ergo Sigorta’nın HDI Sigorta’ya ve Beha Sigorta’nın bireysel yatırımcılara satışı oldu..

2015’ten bugüne sektörde ortalama istihdam artışı yüzde 1 ile sınırlanırken, 2018 yılında sektöre yeni giren çalışan sayısı 214 kişi arttı. 2018 sonu itibarıyla sektördeki toplam çalışan sayısı ise 20 bin sınırını aştı. Sektörün ekosisteminde 200 binden fazla kişiye istihdam sağlandığı hesaplanıyor.

Bireysel emeklilik sistemindeki fon miktarı, 2019 Kasım sonu itibarıyla devlet katkısı dahil 113,2 milyar lira. Toplam katılımcı sayısı ise 6,8 milyon kişiye ulaştı. Sistemdeki toplam sözleşme sayısı da 8,15 milyon. Katılımcı başına fon büyüklüğü 2018 yılında 12 bin 888 lira iken 2019’da 16 bin 558 liraya çıktı.

Aktif büyüklük 200 milyarı aştı

2019’un ilk dokuz ayında sektörün aktif büyüklüğü, önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 21,6 artarak 215,6 milyar liraya ulaştı. Bu dönemde elementer (hayat dışı) şirketler yüzde 21,6; hayat ve emeklilik şirketleri yüzde 24,9 büyüdü.

Aktif yapısı içerisinde, şirketlerin esas faaliyetlerinden alacakları yüzde 59’luk paya sahipken finansal varlıkların payı yüzde 13,3’e yükseldi. Bu rakamlar, şirketlerin finansal varlıklarında yüzde 41’lik bir artışı gösteriyor. Artış oranı esas faaliyetlerden alacaklar kaleminde yüzde 25 seviyesinde.

Borçların artışı sürüyor

Sektörde 2018 sonunda 98,9 milyar lira seviyesine çıkan esas faaliyetlerden borçlar, Eylül 2019 itibarıyla 121,8 milyar liraya yükseldi. Buna karşın 2013 yılında yüzde 17,7 olan öz sermayenin pasif toplama oranı, 2019 Eylül itibarıyla azalmaya devam ederek yüzde 11,8 seviyesine geriledi.

Sigorta şirketlerinin sadece sigortacılık faaliyetlerini ifade eden teknik kârlılık 2019 Eylül itibarıyla geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 27 artışla 5,6 milyar lira oldu. Hayat dışı şirketler teknik kârlarını yüzde 23, hayat ve emeklilik şirketleri yüzde 36, reasürans şirketleri ise yüzde 47 artırdı.

Yeni düzenlemeler fırsat

Eylül 2019’da Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından 600 milyon TL sermaye ile kurulan Türk Reasürans Anonim Şirketi’nin (Türk Re) yerli reasürans kapasitesini artırması bekleniyor. Şirket, 1,2 milyar TL tutarındaki reasürans işlemini yurt içinde tutmayı amaçlıyor.

Sektörde önemli bir yapısal reform hamlesi olarak görülen Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (SEDDK) da hem sigorta farkındalığı hem de finansal yapıların güçlendirilmesi gibi konularda önemli adımlar atılmasını sağlaması bekleniyor.

Kamu bankalarına ait sigorta şirketleri, Türkiye Varlık Fonu (TVF) çatısı altında toplanacak. 2020’nin ilk çeyreğinde tamamlanması planlanan projeyle ölçek ekonomisi oluşturulmasına, bankacılık dışı finansal sektör büyüklüğünün dünya ortalamasına katkı sağlanması hedefleniyor.

Katılım sigortacılığı büyüyecek

2020’nin fırsatlarından biri de katılım sigortası alanında olacak. Dünyada bu alandaki toplam prim üretimi 20 milyar doları aşıyor. Suudi Arabistan, İran ve Malezya toplam üretimin yüzde 85’ini gerçekleştiriyor.

Analistler 2023 yılına kadar bu pazarın 43 milyar dolara ulaşacağını belirtiyor. Son yıllarda Avrupa ülkeleri, İngiltere, Kanada, ABD ve Avusturalya gibi gelişmiş ülkelerde de etik bankacılık hızlı gelişim içinde. Bunun uzantısı olarak da katılım sigortasının tercih edilmeye başlanması söz konusu.

Türkiye’de katılım sigortası nispeten yeni bir alan olsa da hızla gelişiyor. Katılım sigortacılığında 2018 yılı genelinde 2,2 milyar olarak kaydedilen toplam prim üretimi, Ekim 2019 sonu itibarıyla 2,8 milyar liraya yükseldi.

 

 

2020’de Sigorta Sektörü Yeni Alanlarda Büyüyecek

14.01.2020 – Türkiye’deki sigorta sektörünü değerlendiren IBS Sigorta ve Reasürans Brokerliği Genel Müdürü Murat Çiftçi, “2020’de siber risk sigortaları, alacak sigortaları, sorumluluk sigortaları gibi güçlenen yeni alanlarla birlikte büyüme bekliyoruz” dedi.

Türkiye sigorta sektörünün 2019 yılında prim üretimini yüzde 21 büyümeyle 65-66 milyar TL’ye ulaştırması bekleniyor. Enflasyon oranının yüzde 12-15 bandında kalındığını düşünürsek, sigorta sektöründe yüzde 5’lik reel büyüme söz konusu. 2020 yılı için de yine benzer büyüme rakamları öngörülüyor. Sektörün gelecek dönem beklentilerini değerlendiren IBS Sigorta ve Reasürans Brokerliği Genel Müdürü Murat Çiftçi, “Şu anda Türkiye’de 147 adet broker bulunuyor. Sektörde prim üretiminde yüzde 13 pay alan broker şirketleri olarak SDDK ve Türk Reasürans’ın pozitif etkisinin yanında siber risk sigortaları, alacak sigortaları, sorumluluk sigortaları gibi güçlenen yeni alanlarla birlikte sektörün üzerinde büyüme bekliyoruz” dedi.

“İnşaat faaliyetlerinin artışı, sektöre katkı sağlayacak”

IBS olarak sigorta pazarını özellik havacılık ve savunma sanayiinde açık ara domine etiklerini belirten Murat Çiftçi, şunları söyledi: “Türkiye piyasasında önemli bir yer edinmeyi başarmış 23 yılı deviren bir şirket olarak kurumsal firmalarla özellikle reasürans knowhow’ının müşteriye avantaj sağlayabileceği altyapı projelerinde, savunma, havacılık gibi alanlarda çeşitli hizmetler sunuyoruz. Türkiye’nin en büyük sigorta ve reasürans brokerliği IBS olarak 2019 yılını yüzde 30-35 bandından bir büyümeyle tamamlamayı planlıyoruz. Cumhuriyet tarihinin en büyük projesi olan Çanakkale Köprüsü’nün sigorta ve reasürans işlemlerini gerçekleştirdik. İstanbul Havalimanı’nın sigorta programını gerçekleştiriyoruz. 2020’de de bu gibi majör projeler oldukça yerel oyuncu olarak mutlaka bu projelerde yer alacağız. İnşaat sektöründe yılın son aylarında hissetmeye başladığımız hareketlilikle beraber, 2020’de bu alanlarda çeşitli sigortacılık faaliyetlerini gerçekleştireceğimizi düşünüyoruz. 2019’da yeni ürünler hayatımıza girdi. Örneğin, geçen yılın en fazla gündemi siber sigortalar oluşturdu. En küçük KOBİ’sinden en büyük şirketine kadar siber sigorta yönetim kurulunun ajandasına girmeyi başarmış durumda. Bu gibi yeni ürünlerin etkisini sigortacılık cephesinde 2020’de daha fazla hissedeceğiz. Yönetici sorumluluk sigortaları, tamamlayıcı sağlık sigortaları da gündemimizde. Bunlarla beraber, 2020’de sigorta hacminin artacağını görüyoruz.”

 

Sigortacılık Sektörel Bakış 2019, KPMG

02.05.2019 – KPMG’nin hazırladığı Sigortacılık Sektörel Bakış 2019 raporuna göre 2018’i 39,5 milyar TL’lik toplam prim üretimiyle kapatan sigortacılık sektörü, 2019’a sıkıntılı başladı. Kur ve enflasyon riski, otomotiv sektöründeki daralma, doğal afet tehdidi ve jeopolitik risklere rağmen 2019’u hasarsız atlatmak için dikkatler üç yeni düzenlemede.

KPMG Türkiye’nin hazırladığı Sektörel Bakış serisinin sigortacılık raporu, 2018’in ikinci yarısında zorlu bir süreçten geçen sigortacılık sektörünün, 2019’u da hareketli geçireceğini gösteriyor.

KPMG Türkiye Finansal Hizmetler Sektör Lideri Sinem Cantürk, “2018’deki zorlu finansal koşullar, kısa vadede sektörün karlılığı açısında destekleyiciydi. Likit varlıklarının payının yüksek olması, sektörün yıl içinde yatırım fırsatlarını başarılı bir şekilde değerlendirmesini sağladı. Ancak 2018’in ikinci yarısında ortaya çıkan tablo, sektörün görünümü açısından zorlu bir süreci işaret ediyor” dedi.

Rapora göre 2019’da gerçekleşmesi beklenen üç düzenleme, sektörün 2019’u daha olumlu bir havada geçirmesini sağlayabilir:

  • Türkiye Milli Reasürans Havuzu’nun kurulması 2019 Yılı Cumhurbaşkanlığı Programı’na girdi. 2019 Aralık ayına kadar Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Türkiye Sigorta Birliği ortaklaşa Türkiye Milli Reasürans Havuzu’na ilişkin modeli belirleyecek, ardından havuz faaliyete geçecek.
  • Bireysel emeklilik sistemine otomatik katılımın yeniden yapılandırılması da 2019 Yılı Cumhurbaşkanlığı Programı kapsamına alındı. BES’te genel süreçlerin iyileştirilmesine yönelik operasyonel düzenlemeler devreye alınacak.
  • Bu yıl sağlık sigortacılığı alanında da önemli düzenlemeler bekleniyor. Tıbbi ve ekonomik değerlendirme çalışmalarını dikkate alan geri ödeme sistemi devreye girerken, geri ödeme kapsamında olmayan sağlık hizmetlerinin sağlanması için tamamlayıcı sağlık sigortacılığı teşvik edilecek.

DÜNYADAKİ DURUM

  • 2017 sonu verilerine göre dünyada genel sigortacılık sektörü 2,2 trilyon doları hayat dışı branşlardan olmak üzere toplamda 4,9 trilyon dolar tutarında direkt prim üretimi gerçekleştirdi.
  • 2018 yılında dünya ekonomisi, ticaret savaşları kaynaklı belirsizliklere rağmen potansiyelinin üzerinde büyümeye devam ederken, sigortacılık sektöründeki prim üretiminde büyüme oranı, bir önceki yıla göre reel olarak yüzde 2 civarında gerçekleşti.
  • 2017 sonu itibariyle dünyada birincil prim üretiminin yüzde 31’i Kuzey Amerika’da olurken, ikinci sırada yüzde 29 ile Batı Avrupa, üçüncü sırada ise yüzde 17 ile gelişmiş Asya ekonomileri yer aldı.

Çin farkı kapatıyor

  • 2004 yılında prim üretiminde ilk 5 içerisinde yer almayan Çin, 2018 itibariyle en çok sigorta primi üreten ikinci ekonomi konumunda. 2030 yılına kadar konumunu koruması beklenen Çin’in, ABD ile arasındaki farkı daha da kapatacağı öngörülüyor.

Küresel ısınma kapsama alanında

  • 2018 sonlarında belirginleşen küresel yavaşlama, sigortacılık sektörünün görünümünü olumsuz etkiliyor. Bu arada gelişmekte olan ekonomilerde penetrasyonun artması ve sektörün kapsamının küresel ısınma, siber güvenlik ve veri güvenliği gibi alanlara genişlemesi, sektördeki hareketliliği destekliyor. Bu nedenle kısa vadedeki zorluklara karşın sigortacılığın dünya genelinde görünümünün uzun vade pozitif olduğu değerlendiriliyor.

TÜRKİYE’DE DURUM

  • 2017 sonu verilerine göre Türkiye’de kişi başına düşen sigorta prim üretimi 150 dolar seviyelerinde.
  • 2018’de toplam prim üretimi yıllık bazda yüzde 18,1’lik artışla 39,5 milyar dolar olarak gerçekleşti.
  • 2018 sonu itibariyle Türkiye’de, 39’u hayat dışı şirketlerden olmak üzere 62 sigortacılık şirketi bulunuyor.
  • Sektörün aktif büyüklüğü 2018 sonu itibariyle bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 17,1’lik artışla 178 milyar TL seviyesine ulaştı.
  • Sektörde 2018’de 38 milyon dolarlık doğrudan yabancı yatırım gerçekleşti. Böylece son 15 yılda sektöre yapılan doğrudan yabancı yatırımın toplamı 7,9 milyar doları buldu.
  • 2018 sonu itibariyle yabancıların hisse senedi yatırımları 245 milyon dolara ulaştı.
  • 2017’de 14 bin 52 kişi olan sektördeki toplam istihdam, 2018 sonunda 14 bin 62’ye çıktı.
  • 2017’de yazılan 46,6 milyar TL tutarındaki primlerin 39,7 milyar TL’si hayat dışı branşlardan elde edildi. Bunun üçte biri ise kara araçları sorumluluk sigortası branşından sağlandı.
  • 2018’de yazılan 54,7 milyar TL tutarındaki primlerden hayat dışı branşlarda yazılan brüt prim tutarı yüzde 20,2 arttı, otomotiv satışlarındaki daralma nedeniyle özellikle kasko branşından prim üretimi artışı yüzde 13,1 ile daha sınırlı kaldı.
  • Sektör son 5 yılda sadece 2015’te teknik zarar açıkladı. Net kar ise bahsi geçen dönemde artış eğilimini korudu. 2018 Ocak-Eylül döneminde sektörün teknik karı, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 58,5 artışla 4,4 milyar TL’ye çıktı. Toplam kar ise yüzde 72,7 artarak 4,7 milyar TL seviyesine ulaştı.

BES’te gerileme sürüyor

  • Bireysel emeklilik sektöründe aktif sözleşme sayısı 2017 sonunda 8,2 milyon kişiye ulaştı. Ancak 2018’de gruba bağlı bireysel emeklilik sözleşmelerindeki azalışla katılımcı ve sözleşme sayısı gerilemeye başladı. 2018’in ikinci yarısında katılımcı sayısı 108 bin kişi azalırken, sözleşme sayısı 109 bin adet düştü. 2019’un ilk bir buçuk ayında katılımcı sayısı 47 bin, sözleşme sayısı ise 53 bin geriledi.
  • 2013-2017 arasında 26,3 milyar TL’den 77,8 milyar TL’ye ulaşan sistemin fon tutarı, 2018’de sadece yüzde 12,9 artışla 87,9 milyar TL’ye ulaştı.
  • Katılımcı sayısındaki artış hızı 2018’de duraklamış olsa da katılımcı ve sözleşme başına fon büyüklükleri artmaya devam etti. Katılımcı başına fon büyüklüğü 2017’ye göre yüzde 13,7 artışla 12 bin 781 TL seviyesine çıkarken, sözleşme başına fon büyüklüğü de yüzde 13,1 artışla 10 bin 775 TL seviyesine ulaştı.

Cantürk, sektörün prim gelirlerinin yarısına yakınını oluşturan motorlu taşıt satışlarındaki daralmanın, önümüzdeki dönemde de gelirleri sınırlayacak en önemli unsur olarak görüldüğünü belirtti. Cantürk ayrıca, döviz kurlarındaki ve enflasyondaki oynaklık nedeniyle sektörün maliyetlerinde öngörülmeyen artışlar yaşanabileceği yorumunda bulundu.

 

KPMG: Sigorta Teknolojileri İçin Üretim Zamanı!

28.02.2018 – 2017’de yükselen sigorta teknolojileri (Insurtech) 2018’de üretime geçecek! KPMG Türkiye Finansal Hizmetler Sektör Lideri ve Şirket Ortağı Sinem Cantürk, “Geleneksel yöntemleri teknolojiyle birleştiren sigorta devleri Insurtech firmaları olma yolunda ilk adımları attı. Bugüne kadar projeler geliştiren Insurtech girişimleri, 2018 yılında üretime başlayacak” dedi.

KPMG, Insurtech alanında yaptığı araştırmalarla sektörün geleceğini değerlendirdi. KPMG’nin küresel araştırmaları hakkında bilgi veren KPMG Türkiye Finansal Hizmetler Sektör Lideri ve Şirket Ortağı Sinem Cantürk, “Sigorta sektörüne çözümler sunmak amacıyla kurulan Insurtech adı verilen teknoloji şirketleri, sektörde bir dönüşüme yol açtı. Geleneksel yöntemlerle çalışan sigortacılık devleri artık Insurtech girişimleriyle yaptıkları ortaklıklarla teknolojik dönüşüm yönünde adımlar atıyorlar. Son dönemde bu alanda hızlanan sektör oyuncuları 2017’de yükselişe geçti” dedi.

“Sektörde pilot projeler üretime göre ölçeklenerek 2018’de Insurtech’e ciddi bir ivme kazandıracak” diyen Cantürk, “2018 yılında teknolojilerin yarattığı avantajlara odaklanılacağını düşünüyoruz. Müşteri bağlılığı yaratan, riskleri minimize eden ve otomasyon yoluyla kaliteyi artıran teknolojilere sektörün ilgisi büyük. Ayrıca teknolojilerin sağladığı tasarruf fırsatlarının değerlendirilmesi adına da şirketleri yoğun bir çalışma dönemi bekliyor. Bu çerçevede baktığımızda 2018’in Insurtech çözümlerinin projelendirme aşamasından, üretim aşamasına geçiş yapacağı bir yıl olmasını öngörüyoruz” ifadesini kullandı.

Insurtech’de gelişimin temelinin yatırımlar olduğunu dile getiren Cantürk, “Daha fazla sayıda firmanın ekosisteme geliştirici, yatırımcı gibi farklı rollerde katılmasını ve girişimlere yönelik kurumsal yatırımların 2018’de de artmaya devam etmesini bekliyoruz. Sigorta şirketlerinin desteği, Insurtech firmaları için aynı zamanda engin bir deneyim anlamına da geliyor. Bu nedenle kurumsal yatırımlar, sektörün gelişimi adına büyük önem taşıyor” dedi.

Cantürk şöyle devam etti:

“Bağlantılı sigorta kavramı, sigorta şirketini müşterinin günlük hayatının bir parçası haline getirmeyi amaçlıyor. Bu kavram tüketici odaklı sağlık monitörlerinden ve nesnelerin interneti özellikli araçlardan telematiğe kadar bir dizi teknolojiyi esas alıyor. Bu noktada Insurtech kavramı da değer kazanıyor…”

Dünyanın Insurtech merkezleri

Sinem Cantürk, KPMG’nin Küresel Insurtech Öngörüleri 2018 araştırmasından öne çıkan başlıkları şöyle yorumladı:

  • Blockchain hareketliliğini sürdürüyor. 2017 yılı boyunca blockchain konsorsiyumları yükselişe geçti. Sayıları giderek artan birçok firma blockchain alanında gelişim göstermeye devam ettikçe, konsorsiyumlar 2018’de de büyüyecek.
  • Çok daha fazla sayıda ülke Insurtech merkezleri geliştirme adına çalışmalarını hızlandıracak. Singapur, Belçika, Bermuda ve Hindistan gibi farklı ülkeler, 2018’de gelişimleriyle öne çıkacak.
  • Insurtech açısından ‘hangi’ teknolojinin popüler olacağı soruluyor. Tüm yeni teknolojiler (Telematik, Robotik, Sanal/Artırılmış Gerçeklik, Makine Öğrenimi ve Yapay Zeka, Nesnelerin İnterneti, Drone teknolojileri) ancak birlikte varolduklarında ve güçleri bir araya geldiğinde sigorta sektörü için Insurtech’i potansiyel gücüne ulaştırabilirler. Bu nedenle sigorta alanında kullanılabilecek tüm teknolojiler, sektörün dikkatini çekiyor.

Sigorta şirketleri yarışıyor

Cantürk, 2018’de Insurtech’in yoğun ilgi göreceği sektörleri şöyle açıkladı:

  • Sürücüsüz araçlar: Son aylarda ciddi yatırım yapılan sürücüsüz araçlar için düzenleyici kurumlar ve hükümetler son derece iştahlı. Geleneksel büyük sigorta şirketleri de, sürücüz araçlar ekosisteminin çözüm ortağı haline gelmek için büyük bir yarış içinde.
  • Siber sigorta: Son zamanlarda gündeme gelen siber güvenlik sigortaları 2018’de de konuşuluyor olacak. Piyasadaki mevcut siber sigorta ürünlerinin henüz yetersiz, yüksek fiyatlı ve şirketlerin gerçek ihtiyaçlarını karşılayacak kapsama sahip olmaması nedeniyle Insurtech piyasası gelişim için fırsat yakalayacak.
  • Havacılık ve drone: Niş bir alan olarak görülse de gelecekte ciddi bir büyüme yakalanacağı düşünülüyor. Örneğin hasar bölgelerinin ya da doğal felaketlerden etkilenmiş alanların uzaktan incelenmesi amacıyla kullanılan drone ve insansız hava araçları, sigorta şirketlerinin radarına girmeye başladı bile.