Ana Sayfa Haberler Şirket Haberleri MAİB: Makine ...

MAİB: Makine İhracatı İlk 5 Ayda 10,1 Milyar Dolar

21.06.2022 – Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) tarafından paylaşılan makine imalat sanayi konsolide verilerine göre, yılın ilk 5 ayı sonunda Türkiye’nin serbest bölgeler dâhil toplam makine ihracatı 10,1 milyar dolar oldu. Avrupa Yeşil Mutabakatı ile gündeme gelen tüm mekanizma ve düzenlemelerin AB’nin kendi rekabetçiliğini korumak için aldığı önlemler olarak önlerine gelmeye başladığını belirten Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Yeşil Dönüşüm başlığı altında AB Komisyon ve Gruplarında birçok yeni düzenleme hazırlanıyor. AB Makine Yönetmeliği’nin de revize edilerek yakın tarihte yürürlüğe girmesi bekleniyor. Bölgede görevli temsilcilerimiz yeni bir yönetmelik ve direktifler tsunamisi ile karşı karşıya kalacağımız konusunda bizi uyarıyor” dedi.

Türkiye’nin makine ihracatı yılın ilk 5 ayı sonunda, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 8,3 artarak 10,1 milyar dolar oldu. Türkiye’nin Mayıs ayında AB genelinde en fazla ihracat yaptığı ülkeler sırasıyla Almanya, İtalya ve Fransa oldu.  İthal edilen enerji ürünleri maliyetindeki hızlı artış sebebiyle dış ticaret açığı vermeye başlayan AB’nin Türkiye’den makine ithalatı, pandeminin ilk döneminden bu yana ilk defa Mayıs ayında düştü.

AB ile ticari ilişkilerinde uzun vadeli bir iş birliği stratejisi geliştirmeye odaklandıklarını ve bölgedeki her adımı dikkatle mercek altına aldıklarını belirten Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu şunları söyledi:

“Karbon salınımını nötrlemek hedefli AB Yeşil Mutabakat metninin ülkemizde en fazla Sınırda Karbon Düzenlenmesi ve Emisyon Ticaret Sistemi mekanizmaları ile tartışılmasının sebebi, bunların ihracatımızı direkt ilgilendiren konular olmaları. Yeşil Dönüşüm başlığı altında AB Komisyon ve Gruplarında birçok yeni düzenleme hazırlanıyor. Her yerde sınıflandırılmış makinelerin emniyet yönetmeliği olan AB Makine Direktifi’nin de revize edilerek yakın tarihte yürürlüğe girmesi bekleniyor. Bölgedeki görevli danışmanlarımız ile Avrupa makine ve teknoloji federasyonlarında ülkemizi temsil eden meslektaşlarımız yeni bir yönetmelik ve direktifler tsunamisi ile karşı karşıya kalacağımız konusunda bizi uyarıyor”

“Sürdürülebilirlikte asıl mesele yatırımların finansmanıdır” 

Ülke sanayilerinin karbon salınımının azaltılmasına yönelik stratejik dönüşüm planlarının tümünde başrolün makinelerin ve sistemlerin değişimine verildiğine dikkat çeken Karavelioğlu, “Demir çelikten çimento, kimya ve gübre sanayiine kadar karbon emisyonun azaltılmasında öncelikli tüm sektörlerde çözüm kapısı makine sanayiidir. Makineler ve üretim teknikleri yenilenmeden veya iyileştirilmeden, yani yatırım yapılmadan ne karbon ayakizi küçülür ne enerji verimliliği yükselir, ne de enerjide kaynak çeşitliliği sağlanıp, yenilenebilir enerjinin ağırlığı artabilir. Evvel emirde tartışmamız gereken mesele yatırımların finansmanıdır” dedi.

“Makine Sektörü Sürdürülebilirlik Hedef ve Eylem Planımız hazır”

Makine sektörünün endüstrinin dijital dönüşümünde belirleyici rolüyle Türkiye için bilgi üretmeye devam ettiğini ifaden Karavelioğlu şunları söyledi:

“Tüm imalat sanayinin dönüşümünü merkeze alan ve kamuoyunda da merakla beklenen Makine Sektörü Sürdürülebilirlik Hedef ve Eylem Planımız hazır ve yakında açıklayacağız. Sürdürülebilir kalkınma hedeflerine yönelik başlıklara uyum için gerekenleri tüm detaylarıyla paylaşacağız. Bu esnada AB’deki iş ortaklarımızla stratejik konularda bir araya gelmeye ve ortak platformlarda bilgi paylaşımına devam ediyoruz. Son olarak Alman partnerimiz Teknoloji Akademisi ile üyelerimizi bir araya getirdik. Kapsamı dijitalleşme ile genişleyecek ve uygulamaları katılaşacak olan AB Makine Direktifine uyumluluk açısından, tasarım ve imalat süreçlerimizde yapmamız gerekecek iyileştirmeleri tüm işletmelerimize aktaracağız.”

“Makine sektörü cari açık değil, fazla vermek için var”

Türkiye ekonomisinde yılın ilk çeyreğinde büyümeyi ihracat, sanayi üretimi ve hane halkı tüketim harcamalarının sürüklediğini, makine ve teçhizat yatırımlarının da büyümeyi destekleyen bir unsur olduğunu belirten Karavelioğlu şunları söyledi:

“Makine ve teçhizat yatırımlarında 2019 yılı dördüncü çeyreğinden başlayan büyüme 10 çeyrektir devam ediyor. Makine ve teçhizat üretimindeki artış da 7 çeyreğe ulaşmış bulunuyor. Son 2 yılda hem imalat yatırımlarımız hem de makine üretimimiz yüzde 50’den fazla arttı. Makine imalatında katma değerin yüksek, ithalat bağımlılığının düşük olması sayesinde sektördeki üretici fiyatları endeksi artışımız yüzde 71 ile, yüzde 132’yi bulan genel imalat sanayii ortalama endeksinin hayli gerisinde seyrediyor.”

Yerli makine imalatçılarının, katma değer yanında ölçek büyütmek suretiyle de bir maliyet avantajı sağlayabildikleri için makine fiyatlarındaki artışı da sınırlı tutabildiğini ifade eden Karavelioğlu sözlerini şu şekilde tamamladı: 

“Rekabet gücümüzün avantajlarından yararlanmayı ve bundan böyle iç pazardan daha fazla pay alabilmeyi hedefliyoruz. Ne var ki, makine ihracatımızın 24 milyar dolara yükseldiği son 12 ayda makine ithalatı 35 milyar doları, bu alandaki dış ticaret açığı ise 11,2 milyar doları buldu. Küresel gelişmeler enerjiyi büyük bir cari açık kalemi haline getirmişken, makine dış ticaret açığını artıracak değil, kapatacak bir unsur olarak değerlendirilmeli. Türkiye vakit kaybetmeden ve bütün gücüyle yerli imalata ve yerlileşmeye destek vermeli.”

 

MAİB: Makine İhracatı İlk Çeyrekte 6,1 Milyar Dolar

14.04.2022 – Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) tarafından yapılan açıklamaya göre, yılın ilk çeyreği sonunda Türkiye’nin serbest bölgeler dâhil toplam makine ihracatı 6,1 milyar dolar oldu. Geçtiğimiz yıl ilk çeyreğine göre yüzde 12,2 artış sağladıklarını belirten Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Avrupa havzasında peyderpey yürürlüğe girecek mevzuat içinden sadece Dijital Ürün Pasaport uygulaması bile, başta Uzak Doğu menşeili olmak üzere bütün ithal makineler için önemli bir engel teşkil edecek. Geçiş dönemine dair belirsizlikler, AB sanayii ile entegre hale gelen Türkiye için elverişli zeminler hazırlıyor. Doğacak firsatları kalıcı biçimde değerlendirebilmek için yeşil ve dijital dönüşümde hızlı adımlar atmalıyız. Mayıs ayında kamuoyuna sunacağımız Sektörel Eylem Planımız, genel imalat sanayimizi ne büyük ödevlerin beklediğini de açık biçimde gösterecek” dedi.

Aylık ihracatının 2,3 milyar dolara yaklaştığı Mart ayında tüm zamanların rekorunu kıran makine sektörünün ilk çeyrek sonunda toplam ihracatı 6,1 milyara ulaştı. Toplam ihracatının yüzde 5’ten fazlasını gerçekleştirdiği Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşa rağmen bu sonucu elde eden sektör, ilk çeyrekte Almanya ve ABD’ye 1 milyar doların üzerinde makine ihraç etti. İtalya’ya ihracatı yüzde 20’den fazla artış gösteren makineciler Mısır, Hindistan, İsrail ve Azerbaycan gibi alternatif pazarlarda da hızlı büyüme sağladı.

“Tüm dünyada makine imalat sektörü savaşın etkilerini yaşıyor” 

Rusya-Ukrayna savaşı başta olmak üzere, uluslararası ilişkilerdeki dönemsel tüm gelişmelerin uzun vadeli sonuçlarını gözeterek bir dış ticaret stratejisi geliştirmenin önemine dikkat çeken Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu şunları söyledi:

“Türkiye, barış görüşmelerinde etkin rol oynayarak bölge için emniyet supabı olduğunu bir kez daha gösterdi. Çok yönlü müzakere yeteneğimizi ve sektörel diplomasiyi her alanda kullanmamız gereken yeni bir döneme giriyoruz. Dördüncü çeyrekteki duraklama nedeniyle AB makine sektörü geçen yılı tahminlerin gerisinde neticelerle kapatmıştı. Bizim makine üretimimiz 2021’de yüzde 32 artarken Almanya’da üretim artışı yüzde 6,4’de kalmıştı. Alman imalatçıların yüzde 85’i şimdi de Rusya-Ukrayna Krizini işleri için en büyük tehdit olarak görüyor. Tüm dünyada makine imalat sektörü savaşın etkilerini yaşıyor.”

Savaş nedeniyle Mart ayında Türkiye’nin de bu ülkelerle ticaretinin etkilendiğini, Rusya’ya makine ihracatının yüzde 32,5, Ukrayna’ya ise yüzde 87,6 daraldığını belirten Karavelioğlu, “Finansal ve lojistik tedbirler geliştirebilir ve giderek sıkılaştırılan yaptırımlardan bağımsız kalabilirsek bu kaybı hızlıca telafi edeceğimizi düşünüyoruz. Son iki yılda yaptığımız yatırımlarla yüzde 42 büyümüş bir üretim kapasitemiz var ve bunu en verimli biçimde değerlendirmek istiyoruz” dedi. 

 “Yeşil Dönüşüm, Avrupa ile entegre çalışan sektörleri motive eder”

AB Komisyonlarının, üretimi ve ticareti doğrudan ilgilendiren alanlarda her gün yeni tebliğ ve kararlar yayımladığına ve makine sektörü adına bunları ayrıntılı şekilde analiz ettiklerine dikkat çeken Karavelioğlu şunları belirtti:

Yaptığımız analizlerle, sadece Birliğimizin üyeleri için değil, tüm sanayimiz için bilgi üretmeye çalışıyoruz. İhracatçı sektörlerin geleceğini ilgilendiren önemli gelişmeler var. Örneğin, AB Komisyonu şu sıra Döngüsel Ekonomi Paketi içinde Dijital Ürün Pasaportu yönetmeliğini nasıl uygulayacağını tartışıyor. Ürünleri ortaya çıkaran değer zincirini uçtan uca tanımlayan bu pasaportlar sayesinde kullanılan malzemelerin, tedarikçilerin, karbon ayak izlerinin ve yenilenebilir aksamın şeffaf şekilde takibi yapılacak. Makineler servis, bakım ve yedek parça hizmetleri sayesinde uzun yıllar hizmet veren yatırım malları olduğundan, sektörümüz bu uygulamadan diğerlerinden daha çok etkilenecektir.”

Yeşil dönüşümün Avrupa’nın ithalatında bir yavaşlama yaratacak olmasının Türkiye için fırsatlar doğuracağına değinen Karavelioğlu, “Avrupa havzasında peyderpey yürürlüğe girecek mevzuat içinden sadece Dijital Ürün Pasaport uygulaması bile, başta Uzak Doğu menşeili olmak üzere bütün ithal makineler için önemli bir engel teşkil edecek. Geçiş dönemine dair belirsizlikler, AB sanayii ile entegre hale gelen Türkiye için elverişli zeminler hazırlıyor. Doğacak firsatları kalıcı biçimde değerlendirebilmek için yeşil ve dijital dönüşümde hızlı adımlar atmalıyız. Mayıs ayında kamuoyuna sunacağımız   Sektörel Eylem Planımız, genel imalat sanayimizi ne büyük ödevlerin beklediğini de açık biçimde gösterecek” dedi.

“Uluslararası ticaretin kuralları ve aktörleri ile masaya yatırıldığı bir dönemdeyiz”  

Tedarik güvenliği nedeniyle üretim ve ihracatta bölgeselleşme eğilimlerinin hızlı arttığına, AB ve makine üretiminde güçlü diğer merkezlerin ürünlerini engelsiz satabilmek üzere Serbest Ticaret Anlaşmalarının (STA) çoğalması için yoğun gayret gösterdiğine işaret eden Karavelioğlu şunları söyledi: 

“Jeopolitik gelişmeler ve üretimin yeniden paylaşımına yönelik endüstriyel dönüşüm hamleleriyle hem yüz milyonlarca insanı birbirine bağlayan ticaret yollarında hem de ülkeleri birbirine bağlayan mal ve hizmet akışında önemli değişimler yaşanıyor. Sürdürülebilir kalkınma ve döngüsel ekonomi başlıkları altında sınai ve toplumsal yaşama peyderpey girecek tedbirlerin ürünler ve üretim yöntemleri üzerindeki baskıları da bu değişime ekleniyor. Uluslararası ticaretin kuralları ve aktörleriyle masaya yatırıldığı bir dönemdeyiz. Küresel ticaret ağlarına katılımın yeni dönemde STA’lar üzerinden gelişeceğini akılda tutmalıyız. Özellikle AB ile ilişkiler bizim için çok önemli. AB sektörel örgütleri, ASEAN ve MERCOSUR Ekonomik Bölgeleri başta olmak üzere, makine ihracatında karşılaştıkları engelleri ortadan kaldıracak olan STA’lar için baskılarını artırıyor. Biz de, AB ile eş zamanlı olarak, STA’larımızı artırmak ve geliştirmek zorundayız.”

 

MAİB: Makine Makine Sektörü Yıla 1,7 Milyar Dolar İhracatla Başladı

15.02.2022 – Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) tarafından yapılan açıklamaya göre, Ocak ayında Türkiye’nin serbest bölgeler dâhil toplam makine ihracatı 1,7 milyar dolar oldu. Geçen yılın Ocak ayına göre yüzde 10,4 artış sağladıklarını belirten Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Makine ithalatı son çeyrekte hız kesmesine rağmen, geçen yıl yüzde 21,2’lik artışla 34,4 milyar dolara yükselerek Türkiye’nin toplam ithalatı içinde yüzde 13 paya ulaştı. Makine ithalatımızın yüzde 77’sini yapan genel imalat sanayimizin makine ihtiyacının yarısında yerli alternatifleri tercih etmesinin dahi ekonomiye katkısı, 2021 sabit fiyatlarıyla 10 yılda 760 milyar TL olur” dedi. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından bizzat açıklandığı üzere 2021 yılını 20 milyar doların üzerinde ihracatla tamamlayan üç sektörden biri olan makine imalat sanayii, Ocak ayına yüzde 10,4 artış ile başladı. Aylık ihracatı 1,7 milyar dolar olarak gerçekleşen sektörün en fazla ihracat gerçekleştirdiği ülkeler Almanya, ABD, İtalya, Fransa ve Birleşik Krallık oldu. Bu 5 ülkeye yapılan aylık makine ihracatı 600 milyon doları bulurken, Rusya’ya makine ihracatındaki artış yüzde 41,4 seviyesine ulaştı. Yüzde 342 artışın yaşandığı Hindistan ile yüzde 28,5 artış gerçekleşen Mısır en büyük on ihraç pazarı listesine 6. ve 9. sıradan girdiler.

Üçüncü çeyrek verilerine göre dünyada yıllık makine ihracatı 20 milyar doları aşan ülkeler arasında, oransal olarak en fazla artış sağlayan ülkenin yüzde 32 ile Türkiye olduğuna dikkat çeken Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Orta-yüksek teknolojili mallar sınıfında tanımlanan makinelerin üretim ve ihracatında pandemi öncesinde başlayan yüksek performans rakiplerimizin üzerinde bir ivmeyle sürüyor. DTÖ’nün son verilerine göre Türkiye’nin yüzde 32 ile en yüksek ihracat artışı yakaladığı ilk 9 ayda, Tayvan ve İtalya’nın artışları yüzde 28 ve yüzde 27 olarak gerçekleşti. Makine ihracatımızın geçen yılın sonunda 23 milyar dolara ulaşmasında, ürünlerimizin teknoloji seviyesinde ve fiyatlarında sağladığımız artış ile pazarlarımızdaki çeşitlenmenin önemli bir rolü var. İhracat artışımız AB dışındaki Avrupa’da yüzde 30, merkezi ve Güney Asya’da yüzde 55, NAFTA’da yüzde 34, MERCOSUR’da yüzde 53 oldu” dedi.

“2 yılda yüzde 43 üretim artışı dünyada yok”

Karavelioğlu, küresel canlılığın ilkbahar aylarından sonra kalıcı olarak devam etmesini beklediklerini ifade ederek, “2021 yılında küresel tedarik zincirlerindeki değişim, yeni kapasite yatırımlarını önemli ölçüde artırarak makine ve teçhizat yatırımlarını 5 trilyon doların üzerine taşıdı. Gerek sürdürülebilirlik ve dijitalleşme gerekse yeşil enerji alanlarında pek çok yatırım yapılıyor. Sadece bu yatırımların değil, tüketimin de giderek pahalanacağını arz kaynaklı enflasyonun emtia, lojistik ve enerji maliyetlerindeki etkilerinden görüyoruz. Güçlü yatırım dönemi ihracat konusundaki iyimserliğimizi artırsa da gelişmelerin üretim maliyetlerine önemli bir etkisi olacak” dedi.

Türkiye’nin makine alanındaki başarısını sürdürebilmesini, işletme ölçeklerinin büyümesiyle elde edilen verimlilik ve karlılık artışına bağlayan Karavelioğlu şunları söyledi:

“Makine teçhizat yatırımlarımız son 2 yılda, hem yeni ve yüksek teknolojili ürünler hem de tevsi modernizasyon projeleri için yüzde 50’den fazla arttı. Küresel pazardaki payımızın yüzde 1’e varmış olmasında üstüste yakaladığımız yüzde 9 ve yüzde 31 üretim artışının büyük rolü oldu. 2 yılda yüzde 43 üretim artışı dünyada yok. Dünya makine üretiminin ancak yüzde 7 kadar artabildiği son 2 yılın sonunda AB, pandemi öncesi seviyesine henüz geri dönebildi. Parasal sıkılaşma adımlarının küresel likiditeyi olumsuz etkileyeceği yakın dönemde etkin tedbirler geliştirebilirsek, dünya makine liginde hızlı yükseleceğimiz çok açık.”

“Bankacılık sektörüne büyük sorumluluk düşüyor”

İmalatçıların dışsal etkileri yönetmek zorunda olduğu yeni dönemde, yurtiçindeki gelişmelerin yaşamsal önemde olacağını belirten Karavelioğlu şunları söyledi:

Ülkemizin en katma değerli sanayi dallarından biri olmasına rağmen makine sanayii, yüksek üretim maliyetleri sonucu yıllık yüzde 58 üretici enflasyonu ile karşılaştı. 2021 yılındaki yüzde 31,2 üretim artışımız da dikkate alındığında işletme sermayesi ihtiyacımız pandemi öncesinin 3 katına yaklaştı. Sektörün finansmana erişiminde sadece stratejik konumunun değil, KOBİ yapısının da dikkate alınması ve özel önlemler geliştirilmesi gerekiyor. Türkiye’nin ihracatının yüzde 76’sının mal veya vesaik mukabili yapılıyor olması zorlu dönemlerde dikkatle yönetilmesi gereken bir risk. Eximbank kaynaklarının yüzde 94’ünün büyük işletmelerce kullanılıyor olması da bu riskin büyük ölçüde KOBİ’lerin üzerinde kaldığının ifadesi. KGF ve İGF gibi, bu dengesizliği bir ölçüde gidermeyi hedefleyen mekanizmaları çok önemsiyoruz. Reel eksi faizin enflasyona oranla uygun finansman imkanı sunduğu bu ortamda, işletmelere kredi sağlama konusunda bankacılık sektörüne büyük sorumluluk düşüyor. Bu çerçevede açıklanan yeni KGF destek paketlerine bankaların bir an önce işlerlik kazandırmalarını bekliyoruz.

“İthal edilen makinelerin yarısının yurt içinden karşılanmasının ekonomiye katkısı 10 yılda 760 milyar TL olur”

Ekonomik dengelerin fevkalade hassas olduğu bir dönemde, ithal ikameci politikaların farklı biçimde de olsa bütün dünyada yeniden gözde olduğuna dikkat çeken Karavelioğlu, “Liberal ticarete yönelik cılız söylemlere rağmen, yerli üretim ve tarife dışı engellemelerin standartlar ve sertifikalar üzerinden güçlendirildiğini gözlemliyoruz. Sürdürülebilirlik başlığı altında bu politikalardaki yenilenme açık hale gelecek” dedi.

İthalat baskısı altında gelişemeyen sektörlere yatırım çekme çabası ile ara malı veya tedarik zincirlerinde dışa bağımlı sektörlerin yerli katma değerlerinin yükseltilmesi gayretlerinin bütün dünyada hızlandığını belirten Karavelioğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

“Makine ithalatı son çeyrekte hız kesmesine rağmen, geçen yıl yüzde 21,2’lik artışla 34,4 milyar dolara yükselerek Türkiye’nin toplam ithalatı içinde yüzde 13 paya ulaştı. Yüksek ithalatın genel ekonomi üzerindeki etkileri üzerine hazırlattığımız rapor, yatırım teşvik sisteminin evvel emirde yenilenmesi gereğini işaret ediyor. Makine ithalatımızın yüzde 77’sini yapan genel imalat sanayimizin makine ihtiyacının yarısında yerli alternatifleri tercih etmesinin dahi ekonomiye katkısı, 2021 sabit fiyatlarıyla 10 yılda 760 milyar TL olur. Avrupa’nın en büyük makine imalatçılarından biri olan ülkemizde sanki hiçbir uygun seçenek yokmuş gibi, sanayicimizi ithalata yönlendiren önyargılarla ve özendirici uygulamalarla yüzleşmeliyiz. Asya menşeli makinelerin ithalatımız içindeki payının yüzde 38,9’a ulaşması, bu sorunla yüzleşmeyi acil hale getirmiştir.” 

 

MAİB: Makine İhracatı 11 Ayda 21 Milyar Dolar

14.12.2021 – Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) tarafından yapılan açıklamaya göre, Kasım ayı sonunda Türkiye’nin serbest bölgeler dâhil toplam makine ihracatı 21 milyar dolar oldu. Geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 25 ihracat artışı gerçekleştirdiklerini belirten Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Döviz kurundaki artış yatırımlardan daha fazla, makine ithalatını etkileyecektir. Yeşil ve dijital odaklı ikiz dönüşümde geri kalmamak ve ihracatta yakaladığımız ivmeyi sürdürebilmek hedefiyle, makine teçhizat yatırımlarının yeni yılda da devam edeceğini, yerli imalatçılarımızın burada bir boşluk oluşmasına müsaade etmeyeceklerini düşünüyoruz. Sanayicimize 2022 yılı ihtiyaçları için, yerli makine imalatçılarıyla işbirliği fırsatını zaman kaybetmeden değerlendirmelerini öneriyoruz” dedi.  

Yılın ilk 11 ayı itibarıyla ihracatını bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 25, 2019’un aynı dönemine göre ise yüzde 17 artıran makine sektörünün serbest bölgeler dâhil toplam ihracatı 21 milyar dolar oldu. Bu dönemde 2,6 milyar doların üzerinde makine ihracatı yapılan Almanya’nın, serbest bölgeler hariç toplam makine ihracatı içindeki payı yüzde 14 olarak gerçekleşti. Türkiye’nin makine ihracatının 11 ayda 1 milyar dolar eşiğini geçtiği ülkeler arasında ABD ve Birleşik Krallık da yer aldı.

“Avrupa’ya yüzde 28 ihracat artışı”

Aralık ayı sonunda, İtalya ve Fransa’ya gerçekleştirilen makine ihracatının da 1 milyar dolar eşiğini geçeceğini ve sene sonunda 23 milyar dolar ihracat hedefinin yakalanacağını belirten Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Avrupa’ya makine ihracatımızda, yılı yüzde 28’e yakın bir artışla tamamlayacağız. Böylelikle, ihracatımızın yüzde 60’ını yapar hale geldiğimiz Avrupa’da Uzak Doğulu rakiplerimizden pazar payı kapmayı sürdürmüş olacağız” dedi.

Makine ihracatının yüzde 55’ini üyeler arasındaki iç ticaretten elde eden AB’de büyük makine imalatçısı kabul edilen ülkelerin ihracatının 2019 seviyelerine dönmekte zorlandığına dikkat çeken Karavelioğlu şunları söyledi:

“Almanya ve  İtalya’nın ihracatı iki yılda yüzde 2 bandında arttı, Fransa’nın ise yüzde 6 geriledi. Oysa biz pandemi etkisinden bağımsız olarak, 2019 yılına göre 2,8 milyar dolar fazla ihracat yapıyoruz ve ülkemize önemli katkı sağlıyoruz. Yerli makine imalatının her coğrafyada desteklendiği, tarife dışı engellerin çeşitlendiği ve yaygınlaştığı bu dönemde ihracatı sürekli kılmanın yolu fiyat rekabetinden değil, teknoloji ve güven rekabetinden geçiyor. Birim ihracat fiyatlarımızdaki artışın büyük kısmı lojistik ve emtia maliyetlerinden değil, makine imalatçılarımızın hızla artan itibarından kaynaklanıyor.

“Rusya, Özbekistan ve Kazakistan’a özel stratejiler geliştirmeliyiz”

İhracatlarını üretimle değil re-exportla artıran Hollanda, Avusturya gibi ülkelerin pazarlarındaki aktivitelerini güçlendirmeyi planladıklarını, bu yıl yüzde 35’in üzerinde ihracat artışı sağlanan Rusya’ya yönelik faaliyetlerine de tekrar hız verdiklerini belirten Karavelioğlu şunları söyledi:

“Rusya’nın gerek inşaat, tarım ve gıda gibi sektörlere yönelik genel makinelere gerekse karbon-nötr içerikli makinelere olan talebi artarak devam edecek. Burada önemli fırsatlar olduğuna inanıyoruz ve ihracatçı firmalarımıza, bu coğrafyaya özel stratejiler geliştirmelerini tavsiye ediyoruz. Rusya ve Türkiye arasında kurulacak bir makine köprüsü güçlü ve istikrarlı ilişkiler geliştirmenin önemli bir aracı olur. Rusya gibi, hemen her makine dalı için büyük potansiyel sunan Özbekistan ve Kazakistan’da da sektörümüzün gücünü sergileyen çalışmalarımız artarak sürecek.”

“Üretim gücümüz hem ihracatı hem yatırımları sürdürülebilir kıldı”

Makine ve teçhizat yatırımlarında üst üste 7 çeyrektir devam eden büyümeyi değerlendiren Karavelioğlu şunları söyledi:

“Türkiye’ye yönelik ilgi ve ilave tedarik talebi, birçok sektörde yeni kapasite yatırımlarını beraberinde getirdi. Sürdürülebilirlikle uyum ve dijital dönüşüm konusundaki adımlar da yatırımlara olumlu yansıdı. Son 7 çeyrekte 230 milyar doların üzerinde makine teçhizat yatırımı gerçekleşti. İhracattaki artışa ve yurt içindeki yatırımların hızına bağlı olarak, makine ve teçhizat üretimimiz artıyor. Geçen yılki yüzde 9’luk artışın üzerine, bu yılı da yüzde 30 dolayında bir üretim artışı ile kapatacağımız görünüyor.”

Yüksek döviz kurunun sebep olacağı maliyet artışından bağımsız olarak, iki yılda üst üste yüzde 21 ve yüzde 30 büyümeye bağlı kapasite bolluğu nedeniyle yatırımlarda bir yavaşlama olması beklendiğine dikkat çeken Karavelioğlu şunları ifade etti:

“Pandemi döneminde geliştirdiğimiz verimlilik ve teknoloji yatırımlarımız, iç pazardaki muhtemel daralmayı ihracatla aşmamızı sağlayacak güvenilir bağlantılar kurmamızı sağladı. İhracat fiyatlarımız hızlı artarken, yurt içinde ise yıllık fiyat artışı endeksi gözetildi. Döviz kurundaki artış yatırımlardan daha fazla, makine ithalatını etkileyecektir. Yeşil ve dijital odaklı İkiz Dönüşüm’de geri kalmamak ve ihracatta yakaladığımız ivmeyi sürdürebilmek hedefiyle, makine teçhizat yatırımlarının yeni yılda da devam edeceğini, yerli imalatçılarımızın burada bir boşluk oluşmasına müsaade etmeyeceklerini düşünüyoruz. Sanayicimize 2022 yılı ihtiyaçları için, yerli makine imalatçılarıyla işbirliği fırsatını zaman kaybetmeden değerlendirmelerini öneriyoruz. Bir başka deyişle makine ithalatının hız keseceği fakat ihracatının güçlü artmaya devam edeceği bir 2022 bekliyoruz.”

“Batıya mühendis kaybını durdurmalıyız”

Üretimde meydana gelmekte olan bölgesel ayrışmaların yılın son iki çeyreğinde belirginleştiğine ve bunun da gelecek yılın dış ticaret verilerinde görülür yansımaları olacağına dikkat çeken Karavelioğlu sözlerini şöyle tamamladı:

“Çin’in makine üretim artışındaki aşağı yönlü trend; fosil yakıtlara yönelik sınırlamalar, teknoloji şirketlerine yönelik tedbirler veya orta sınıfa yönelik destekler gibi çeşitli iç sorunlara bağlanıyor. Makine üretimini yüzde 11 artıran ABD ile yüzde 14 artıran AB ise 2019 üretim rakamlarına henüz yeni yeni ulaşıyor. Buna rağmen kapasite doluluklarının yüzde 85’i aşmış olması da işletmelerin pandemide önemli hasar aldıklarını gösteriyor. Gelecek yıl için Avrupa mühendislik endüstrilerinin ciro artış tahmini yüzde 3,9 olarak belirlenirken, makina imalatında yüzde 4,9 hesaplandı. Yüksek enflasyon dikkate alındığında bu veriler bir yavaşlamayı işaret ediyor; nitelikli insan kaynağı sorunları ve yeni varyantların tehdidine bağlanıyor. Yeni yatırımlardan sonra yüzde 25’e yakın kullanılabilir müsait kapasiteye sahip hale gelmiş Türkiye için bu süreç önemli bir fırsattır. Başta mühendislerimiz olmak üzere, yetişmiş insan gücümüzü transfer etmeyi yöntem ve alışkanlık haline getirmiş AB’ye daha fazla yetkinlik aktarmamak konusunda çok dikkatli olmalıyız. Yeşil ve dijital dönüşümün makine ihtiyacı, lüzum duyulacak fonları temin edecek idari ve ticari mekanizmalar netleştikçe büyüyecek, başta Ar-Ge ve yazılım olmak üzere nitelikli istihdama gereksinim de hızla artacaktır.”

MAİB: Sektör Pandeminin Etkilerini Geride Bıraktı, İhracatı 7,5 Milyar Dolara Ulaştı

Sektör pandeminin etkilerini geride bıraktı :

Makine ihracatı ilk 4 ay sonunda 7,5 milyar dolar

17.05.2021 – Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) tarafından yapılan açıklamaya göre, Nisan sonu itibarıyla Türkiye’nin serbest bölgeler dâhil toplam makine ihracatı 7,5 milyar dolar oldu. İlk çeyrekte baz etkisi olmadan yakalanan yüzde 15’lik artıştan sonra, Nisan ayında geçen yıla göre yüzde 100 ihracat artışı olduğuna dikkat çeken Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Tüketimdeki farklılaşma nedeniyle, küresel imalat sanayi yatırımlarını hızla yeniliyor ve sektörümüz artan talebe yanıt verebilmek için çok yoğun çalışıyor. Makine ihracatımızı ilk 4 ay sonunda yüzde 30 artırdık; 2019 rakamları üzerine 1,3 milyar dolar ekledik. Pandemi süreci bize yeni dostlar kazandırdı” dedi.

Avrupalı birçok ülkenin Türkiye’den ithalatında birinci sırada yer alan ve küresel makine ticaretindeki payını her geçen yıl artıran makine sektörü, ilk dört ay sonunda 7,5 milyar dolar ihracata imza attı. Almanya, ABD, İngiltere, Fransa ve İtalya en fazla Türk makinesi alan ülkeler olurken, AB genelindeki artış yüzde 38’e ulaştı. Sektörün ihracat performansını en net şekilde ortaya koymak üzere 2019 verileriyle karşılaştırma yapmayı sürdüreceklerini belirten Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu şunları söyledi:

“Tüketimdeki farklılaşma nedeniyle, küresel imalat sanayi yatırımlarını hızla yeniliyor ve sektörümüz artan talebe yanıt verebilmek için çok yoğun çalışıyor. Yakaladığımız olağanüstü performansın pandeminin baz etkisine dayandığı zannedilmesin. Biz başarımızı, rakiplerimizin tersine ihracat artışı ile kapatmış olduğumuz 2019 yılındaki verilerimizle kıyaslayarak da ortaya koyuyoruz.”

Son üç yılın verilerini karşılaştırmalı örneklerle açıklayan Karavelioğlu şunları ifade etti:

“Yılın ilk dört ayında 3,5 milyar dolarlık ihracat yaptığımız ilk 10 pazarımıza, geçen yıl 2,5 milyar dolar, 2019 yılında ise 2,9 milyar dolarlık ihracatımız olmuş. Bu ülkelere ihracatımız son bir yılda yüzde 43, son iki yılda yüzde 22 artmış. Ülke bazında daha çarpıcı örneklerimiz var. Son iki yılın artışı İspanya’da yüzde 30; Rusya, İran ve Mısır’da yüzde 50’yi aşıyor. Ukrayna ve Özbekistan’da ise artış yüzde 100 civarında. Pandemi süreci bize yeni dostlar kazandırdı ve geçen yıla göre toplam ihracatımızda yüzde 30 artış yaşandı. Fakat biz 2020’nin güdük verilerine bakarak kendimizi avutmuyoruz, 2019 yılına göre yüzde 17 artış sağladığımız için memnuniyet duyuyoruz”

“Rakiplerimiz bize bakıp yine gıpta edecek”

İkili ilişkilerdeki bazı sorunlar nedeniyle ihracatta sıkıntı yaşayan türbin ve turbojetler ile karantina döneminde lüks tüketim olarak görülen deri işleme makinaları dışında pandeminin etkilerini gideremeyen alt sektör kalmadığının altını çizen Karavelioğlu “İlk dört ayda yurt dışına 1,2 milyon tonun üzerinde makine sevk ettik ve ürünlerimizin fiyatları uluslararası piyasada yükselmeye devam ediyor. En yüksek performans gösterdiğimiz 10 alt sektörde iki yıllık ihracat artışımız yüzde 20 oldu. Yüzde 37 artan elektrik motoru ve jeneratörleri, yüzde 35 artan tekstil ve konfeksiyon makineleri takip ediyor. Fakat önemli olan topyekûn bir performansla 2019 rakamlarımıza 1,3 milyar dolar ilave etmemiz ve bu badireden başarıyla çıkmakta oluşumuzdur. Önceki kriz dönemlerinde olduğu gibi bu süreci de bütün rakiplerimizin gıpta edeceği bir performansla tamamlayacağız” dedi.

“AB, ABD ve Çin üçgeninde olup bitenler, bizi yakından ilgilendiriyor”

Pandemi gündemi ile ABD seçim sonuçlarının küresel ölçekte yaşanan güç mücadelesini yumuşatmaya yetmediğine dikkat eden Karavelioğlu, “Çin’in hegemonik hedefleri doğrultusunda hızla yaygınlaştırdığı ikili anlaşmalarla küresel üretim, ticaret ve stratejik yatırımlardan daha fazla pay alma gayreti devam ediyor. İleri teknolojiye ulaşmak üzere, örtülü devlet destekleri ile yaptıkları firma satın almaları da Batı toplumları tarafından kaygıyla izleniyor” dedi.

AB’nin büyük satınalma gücü ve ileri sanayi teknolojilerindeki üstünlüğü nedeniyle ABD ve Çin için vazgeçilmez bir kutup olduğunu belirten Karavelioğlu AB ile Türkiye ilişkilerin de önemini giderek arttığının altını çizerek şunları söyledi:

“AB, ABD ve Çin üçgeninde olup bitenler bizi yakından ilgilendiriyor. Almanya’nın dönem başkanlığında bir yumuşama adımı olarak liderler arası mutabakatla imzalanan AB-Çin Serbest Yatırım Anlaşması, artan kamuoyu baskısı nedeniyle AB parlamentosundan onay alamadı. Türkiye’nin Avrupa ve Avrupa’ya mal satmak isteyenler için stratejik bir önemi var ve sektörümüz yükselen performansı ile bütün krizleri lehine çevirme yeteneğine sahip olduğunu bir defa daha gösterdi. Pandemi sebebiyle Fransa, İtalya, İspanya gibi Güney Avrupa devletlerindeki sıkıntılar devam ediyor. Türk makine sektörü ise bölgede artan faaliyetleriyle, sınai ve teknolojik işbirliklerinden aldığı payı sürekli artırıyor.”

“Bize makine satmak isteyen, gelsin burada imalat yapsın!”

Geçen yıl 11 milyar dolara ulaşan dış ticaret açığının yılın ilk çeyreği sonunda yüzde 29 artarak 2,8 milyar dolara kadar yükselmesini kaygı verici bulduklarını belirten Karavelioğlu, makine ithalatındaki artışı şu şekilde değerlendirdi:

“Makine ithal etmenin yıllarca sürecek bağımlılıklar oluşturduğunu her fırsatta söylüyoruz. Bu alışkanlığın Türkiye’nin cari açığına çok menfi etkileri olduğunu da istatistiklerle gözler önüne seriyoruz. Üretiminin yüzde 60’ını ihraç etmekte olan bir sektör olarak, rekabet gücümüzü artırmak üzere ölçek büyütmek zorundayız fakat iç talepten sadece yüzde 33 pay alabiliyoruz. Sektörümüzün karşılaştığı en büyük tehlike Batıdan gelen kredili mallar değil, Doğudan gelen dampingli ve düşük teknolojili mallardır.”

Damping soruşturmalarında süreçlerin yılları aşmasının ve anti-damping vergilerinin işlevsizliğinin ileri ülkeleri ilave gümrük vergileri koymaya mecbur bıraktığını belirten Karavelioğlu, “Bizim kendi koyduğumuz vergileri teşvik kapsamına alıp uygulanamaz hale getirmemiz başlı başına bir haksız rekabet konusu. Oysa 11. Kalkınma Planımız, sektöre yönelik tehditlere karşı tedbirler geliştirmeyi emrediyor. Bu tedbirler arasında Yatırım Teşvik mevzuatının günün ihtiyaçlarına göre elden geçirilmesi de var. Dünyanın en büyük makine pazarlarından biriyiz ve petrol alır gibi makine ithal etmeyi sürdüremeyiz. Türkiye’ye makine satmak isteyenler gelsin burada imalat yapsınlar istiyoruz ama ithalata bu kadar açık bir sektörün yatırım çekmesi mümkün olamıyor” dedi.

Makinecilerin 2021 ihracat hedefi 20 milyar dolar

17.02.2021 – Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) yılın ilk ayında yapılan toplam makine ihracatının 1,4 milyar dolar olduğunu açıkladı. Ocak’ta geçtiğimiz yılın aynı ayına göre yüzde 3,8 artış yaşandığını belirten Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Satın alma gücü yüksek ülkelerden başlayarak, pandemi sürecinde ertelenen tüketim ihtiyaçlarının hızla giderilmesi için bahar aylarında talebin güçleneceği kanısı hâkim hale geldi. Bu durumun yatırım veya tüketim malı üreten tüm sektörlere doğrudan etkisi olacaktır. Bu yıl 20 milyar dolar makine ihracatı yapmayı hedefliyoruz” dedi.

Dünya genelinde makine fiyatlarında yaşanan artış Türkiye’nin makine ihracatına da olumlu yansıdı. Ocak ayında yurt dışına ihraç ettiği makinelerin miktarı geçtiğimiz yıla göre yüzde 0,4 artan Türkiye’nin makine ihracat gelirleri yüzde 3,8 arttı. 1,4 milyar dolar makine ihraç ettiği Ocak ayında ana pazarlarının büyük bölümünde pozitife geçmeyi başaran Türk makine sektörü, sadece ABD ve Rusya’da kısmi daralmalar yaşadı.

Kış aylarında alınan tedbirlerin ve aşı faaliyetlerinin çok yakında küresel bir canlanmayı beraberinde getirmesini beklediklerini ifade eden Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu şunları söyledi.

Satın alma gücü yüksek ülkelerden başlayarak, pandemi sürecinde ertelenen tüketim ihtiyaçlarının hızla giderilmesi için bahar aylarında talebin güçleneceği kanısı hâkim hale geldi. Bu durumun yatırım veya tüketim malı üreten tüm sektörlere doğrudan etkisi olacaktır. Geçtiğimiz yıl Ocak ayında yüzde 7 artış sağlamıştık, bu yıl Ocak ayını yüzde 3,8 artışla kapadık. Kısacası biz bu artışı baz etkisi olmaksızın sağladık.” 

Mart ayından itibaren karşılaştırmalı tüm verilerde iyileşmeler başlayacağını vurgulayan Karavelioğlugeçen yıl ikinci çeyrekteki kayıplara rağmen, yılı serbest bölgelerden yapılanlarla birlikte 18,5 milyar dolar ihracatla kapattıklarını belirterek şunları ifade etti:

“Karantinanın tekrar gündeme gelmeyeceği, tedarik ve müşteri tarafında da geçen yıla benzer kapanmaların olmayacağı inancıyla bu yıl 20 milyar dolar makine ihracatı yapmayı hedefliyoruz. Sektörün dijital dönüşümde hamleler yaparak değerlendirdiği bu sıkıntılı dönemin sonunda, nihayet dikkatimizi AB’nin yeni yeşil-dijital sanayi dönüşümüne uygun iş modelleri ve tekniklerinin geliştirilmesine verebileceğiz.

Odak sektör olmanın ayrıcalığını hissettik”

En yüksek katma değerli faaliyet alanlarından biri olarak Ticaret Bakanlığı tarafından İhracat Ana Planı’nda odak sektör belirlenen makine sektörüne sağlanan ilave destek oranlarına 5 puan daha eklenmesinin ihracatçılara moral verdiğini ifade eden Karavelioğlu şunları söyledi:

“Bakanlığımız bu desteği ihracatçı firmalarımızın yurt dışı fuarlar, iştirak ettikleri sektörel ticaret heyetleri, ticaret yapmak amacıyla açtıkları çeşitli birimlerin kira ödemesi ile tanıtım ve marka tescil giderleri için veriyor. Küresel rekabetin hızla arttığı bu süreçte ihracatçıya verilen her destek, Türkiye ekonomisi için yeni fırsat kapıları açıyor. Ticaret Bakanlığı verilerinde makine sektörü verilerinin fasıl bazında yayınlanması ve Ocak ayında ihracatımızın serbest bölgeler dâhil yüzde 7,6 artışla 1,5 milyar dolar olarak açıklanması ihracat performansımızın kamu tarafından da yakından izlendiğine işaret ediyor. Bakanlığımızın açıkladığı veriler hem sektörümüzün gerçek gücünü ortaya koymuş hem de bizlere odak sektör olmanın ayrıcalığını hissettirmiştir.”

“Robotik Almanya ile teknik işbirliğimizin odak alanlarından biri”

İlave desteklerin katkısı ve Türkiye Tanıtım Grubu’nun hızlanan projeleri kapsamında dijital ve hibrit etkinlikler de dâhil her fırsatta sektörün tüm tanıtım olanaklarını kullanmayı amaçladıklarını belirten Karavelioğlu şunları ifade etti:

Özellikle başlıca müşterilerimiz arasında ilk sırada gelen Almanya için yoğun bir faaliyet programı belirledik. Tanınmış sektörel yayınlarla iş birliğimiz artarak sürecek. BME ve VDMA gibi işlerimizi doğrudan ilgilendiren sektörel örgütlerle temaslarımızı sıklaştıracağız. Türkiye’nin Makinecileri markasıyla Almanya’da ilk defa sanal olarak gerçekleşen prestijli  10. Robot ve Otomasyon Kongresi’nin destekçisi olduk.” 

Üretimde robotik çözümler konusunda Türkiye’nin hızlı hareket etmesi gerektiğine işaret eden Karavelioğlu, “Robotik çözümler sadece iş verimliliği açısından değil, belli teknolojik uygulamaları sadece robotlar vasıtasıyla yapmak mümkün olduğu için de çok önemli bir konuma gelmiştir. Amacımız, bu konuda yurt dışında oluşan önemli teknik referans ve bilgiyi ülkemize kazandırmaktır“ dedi.

“AB – Çin Yatırım Anlaşması yakın takibimizde olacak”

Almanya başta olmak üzere önemli AB ülkeleri tarafından Çin ile yapılan tüm müzakerelerde dile getirilen hususların yeni imzalanan yatırım anlaşmasında yer aldığını belirten Karavelioğlu, bu anlaşmanın AB için iki açıdan büyük önemi olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Anlaşmanın birinci özelliği, Çin’in bugüne kadar kabul etmediği hususlarla ilgili olması… Karşılıklı yatırım ilkesi, Çin’de faaliyet gösteren yabancı işletmelerin önemli ihalelerin, teşvik ve finans mekanizmalarının dışında bırakılması  gibi konularda ilk defa mevcut durumun değişmesi yönünde tavır sergileniyor. İkinci olarak bu anlaşma ile bazı AB üyesi ülkelerin Çin ile özel temasları sınırlanıyor ve girişimler AB şemsiyesi altında ele alınıyor. Bu anlaşma ve RCEP birbirinin etkilerini artıracak bir kompozisyon içeriyor, makine imalatçılarının dolaylı da olsa sürecin içinde olması gerekiyor. Türkiye’nin Çin bahsindeki önceliği ise dış ticareti dengelemek olmalıdır. Çin’in sattığı mallardan çok, Türkiye’de yapacağı yatırımlarla sanayimize katkı vermesi tercih edilmesi gereken ve sürdürülebilir olan durumdur“ dedi. 

 “İç talebin oluşturduğu katma değer, ihracatın yarısı etmiyor”

Küresel rekabetin merkezinde yüksek katma değerli ürünlerin olduğuna işaret eden Karavelioğlu, Katma Değer ve İthal Girdileri raporu sonuçlarını şu şekilde değerlendirdi:

“Sektörümüzün ithalat girdi yoğunluğuna baktığımızda doğrudan girdilerin yüzde 21, dolaylı ithalat etkisinin ise yüzde 12,8 olduğunu hesapladık. Türk makine sektörünü G8 ülkeleri ve Çin ile kıyasladığımızda doğrudan ithalat yoğunluğumuzun Kanada’dan daha iyi, Fransa ile aynı seviyede olduğunu görüyoruz. Diğer ülkeleri yakalamak için yerli ara malı ve komponent konusunda gidecek çok yolumuz olduğunun bilincindeyiz. Yine aynı rapora göre, makine ihracatı ile yarattığımız katma değerin yüzde 75,8’ini Türkiye’de oluşturuyoruz. Yerli makine kullanımının öncelenmesi için çabalarımızı artırmak zorundayız çünkü yurt içindeki makine talebinin oluşturduğu katma değerin sadece yüzde 31’i ülkemizde kalıyor. Ne yazık ki yurt içi talepten doğan katma değerin yüzde 33’ü Avrupa’ya, yüzde 20’si de Doğu Asya’ya gidiyor. İç talebin oluşturduğu katma değer, ihracatın oluşturduğu katma değerin yarısı kadar etmiyor. Türkiye büyük destekler verdiği makine yatırımlarından hak ettiği katma değeri alamıyor.”

 

MAİB: Ağaç İşleme Makineleri Sektöründen Pandemiye Rağmen İhracat Rekoru

25.01.2021 – Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) verilerine Türkiye, ağaç işleme makineleri sektöründe 2020 yılında 110 milyon 112 bin 234 dolar ihracatla rekor kırdı. 2019’da 98 milyon 16 bin 644 dolar ihracat gerçekleştiren sektör, yüzde 12 ile 2018’den beri en yüksek ihracat rakamını yakalandı.

AİMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Erol, “İhracat artışının en büyük sebeplerinden biri, firmaların kendilerince yaptıkları pazarlama. Fuarların olmaması, seyahatlerin kısıtlanması gibi sebeplerden firmalar öz değerlendirmelerini yaparak, doğru bir strateji uyguladı” dedi.

Tüm dünya gibi Türkiye’yi de etkisi altına alan koronavirüs küresel salgınının ortaya çıktığı 2020 yılında, ağaç işleme makineleri sektörü ihracat rekoru kırdı. Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) verilerine göre 2020 yılının 12 ayında ağaç işleme makineleri sektörü, 110 milyon 112 bin 234 dolar ihracat gerçekleştirdi. 2019’da bu rakam 98 milyon 16 bin 644 dolar, 2018’de ise 102 milyon 510 bin 492 düzeyindeydi. Buna göre sektör ihracatı, yüzde 12 ile 2018’den beri en yüksek büyüme oranını yakalandı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 11 aylık verilerine göre ise sektörün ihracatı Kasım’da 20-21 milyon dolar seviyesinde. Bu durum, ihracattaki artışta Kasım ayının önemli bir payı olduğunu gösteriyor. Kasım ayında en çok ihracat yapılan 5 ülke, sırasıyla 9 milyon 550 bin 800 dolar ile Rusya, 868 bin 188 dolar ile Irak, 559 bin 217 dolar ile Bulgaristan, 546 bin 612 dolar ile Birleşik Krallık ve 529 bin 175 dolar ile Cezayir. 2019’da Rusya, 3 milyon 954 bin 892 dolarla, en çok ihracat yapılan üçüncü ülke konumundaydı.

Buradaki verilerden de görüleceği üzere, ihracattaki artışın en önemli nedeni, Kasım ayında Rusya’ya yapılan ihracat miktarının diğer aylara göre çok daha yüksek olması.

‘Rusya’ya ihracat 1 yılda yüzde 365 arttı’

Pandemi döneminde ağaç işleme makineleri sektörünün ihracat rekoru kırmasını değerlendiren AİMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Sabri Erol, “TÜİK’in 12 aylık dış ticaret verileri henüz yayımlanmadığı için 11 aylık rakamlara göre cevaplamak durumundayım. Öncelikle, 2020 yılı 11 ayın sonunda Rusya’ya yapılan toplam ihracat 13,4 milyon dolar. 2019 yılına göre 2020 yılında Rusya’ya olan ihracatımızın yüzde 365 arttığını görüyoruz. Sadece Kasım ayında yapılan 9,5 milyon dolar değerindeki ihracatın, 11 aylık toplam yapılan ihracata göre oranı ise yüzde 70 olarak gerçekleşti. Uluslararası kaynaklarda henüz 2020 verileri açıklanmadığı için 2019 yılı sonunda Rusya’nın ağaç işleme makineleri toplam ithalatının 300 milyon dolar olduğunu söyleyebilirim. Türkiye ise, yine 2019 sonu ihracat rakamlarına göre buradan sadece yüzde 1 civarında bir pay aldı. 2020 yılında, 11 ayın sonunda en çok ihracat yapılan ürünleri sırasıyla 10 milyon dolar ile alet değiştirmeden çeşitli makine işlemleri yapan makineler, 1,5 milyon dolar ile testere makineleri ve 890 bin dolar ile diğer makineler oluşturmaktadır” diye konuştu. Öte yandan, Ticaret Bakanlığı’nın mobilya sektör raporları incelendiğinde Rusya’nın mobilya konusunda ne ihracatçı, nede ithalatçı bir ülke olmadığını görüyoruz. 145 milyonluk nüfusa sahip olan bir ülke zannediyorum ki sadece kendi iç tüketimlerine yönelik bir üretim mevcut. Ayrıca, Rusya en büyük tomruk üreticisi ülkelerinden biri. Dolayısıyla bitmiş üründen ziyade hammadde için en kıymetli ürün olan tomruğun ihracatı, ahşap sektöründe Rusya için büyük rol oynuyor” dedi.

‘Pandemide mobilya yatırımları çoğaldı’

Pandemi döneminde Sadece Rusya’da değil, birçok ülkede mobilya yatırımlarının çoğaldığını söyleyen Erol, “Çünkü insanlar pandemi boyunca vaktinin çoğunu evlerinde geçirdiler ve mobilyalarını daha çok kullanmaya başladılar. Tabii bu da rahat ve ergonomik olmayan mobilyaları değiştirmelerine sebep oldu.

‘Sektör firmaları doğru strateji uyguladı’

2020 yılında, pandemiye rağmen tüm sağlık tedbirleri alınarak Ekim ayında Woodtech Fuarı’nın gerçekleştirdiklerini hatırlatan Mustafa Erol, bu durumun Ekim ve Kasım aylarındaki ihracattaki artışta etkisi olabileceğini, ancak sektör firmalarının 2020’de yurtiçi/yurtdışı Woodtech dışında hiçbir fuara katılmadığına dikkat çekti. İhracat artışının en büyük sebeplerinden birinin firmaların kendilerince yaptıkları pazarlama olduğunu belirten Erol fuarların olmaması, seyahatlerin kısıtlanması gibi sebeplerden firmaların öz değerlendirmelerini yaparak, doğru bir strateji uyguladıklarını ifade etti.

İhracat rekoru dijitalleşme için motivasyon

AİMSAD olarak 2020’de dijital faaliyetler dışında tanıtım gerçekleştiremediklerini kaydeden Erol, 2020 yılında, geçmiş dönemde yapılan tanıtımların faydasını gördüklerini aktardı. 2020’nin Mayıs ayında faaliyete geçirdikleri www.turkishwoodworkingmachinery.com portalından da bahseden Erol, portalın her geçen gün ziyaretçi sayısının arttığını ve bilinir hale geldiğini bildirdi. Dernek olarak 2021 üye kataloğunu da bu portalla beraber hibrit bir şekilde hazırlamayı planladıklarını anlatan Erol, böylelikle fuarlarda katalog taşımak istemeyen ziyaretçileri, sadece karekodlar ve kısa linklerle portala yönlendireceklerini ifade etti.

Pandemi ve 2020’de yaşanan bu ihracat rekorunun sektörde öncelikle dijitalleşmeye yönelik bir motivasyon oluşturacağını söyleyen Mustafa Erol, ayrıca pazarlama ve reklam çalışmalarının arttırılması ve markalaşma ile kurumsallaşma süreçlerinin tamamlanmasına yönelik motivasyon oluştuğunu belirtti.

‘Bazı üyelerimiz sadece ihracata çalışıyor’

Her sektörde olduğu gibi AİM sektöründe de sürekli gelişimlerin mevcut olduğunu kaydeden Erol, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün bazı üyelerimizin sadece ihracata çalıştığını, bazılarının sadece proje bazlı ürünler yaptığını ve neredeyse 6-7 aylık siparişleri olduğunu, bazılarının ise yabancı firmalarla ortaklığa giderek yurtdışında marka haline geldiğini ya da gelebilecek potansiyelde olduğunu görebiliyoruz. Ülkemiz, sadece AİM sektöründe değil, birçok endüstride teknolojiyi uygulayan değil üreten konumuna geldi. Dolayısıyla, oluşan bu akıma AİM sektörünün de ayak uydurduğunu söylemek mümkün.”

Mustafa Erol’un öngörüsü gerçekleşti

AİMSAD Başkanı Mustafa Erol, AİMSAD Dergisi’nde geçen yıl yaptığı değerlendirmede sektörün 2020’yi pandemiye rağmen 2019 rakamlarıyla kapatacağını, kış aylarının da gelmesiyle mobilya sektörünün hareketlenerek bu durumun ağaç işleme makinelerine artısı olacağını, 2021’de ise üretim ve ihracatta yüzde 10-15 artış beklediğini söylemişti.

Erol, pandeminin esasında mobilya sektörüne yaradığına dikkat çekmiş, “Çünkü insanlar evlerinde pek çok şeyi evlerinde yaptılar. Bu durum evde çok vakit geçirebilmek için bir arz yarattı. Rahat olmayan mobilyalar, rahatı ile değiştirildi. Bu durumun 2021 yılında tüm dünyada daha fazla artacağını ve mobilya sektörünün daha olumlu etkileneceğini düşünüyorum. Bu sebeple, sadece ağaç işleme makinelerinde üretim anlamında bir artı olacak” demişti.

2020’de 95-100 milyon dolarlık bir ihracat beklentileri olduğunu söyleyen Mustafa Erol, “Şu anda ihracatın ithalatı karşılama oranı yükseldi. Daha da yükselip yüzde 250’leri bulacağına inanıyorum. Kış şartlarında insanlar evde kalacak ve mobilya değiştirecek. 2020’yi bu şekilde bitirmemizin en önemli sebeplerinden biri de makine fuarını gerçekleştiren tek ülkenin Türkiye olması. Onun çok faydası oldu. İhracatın durumunun sebebi de bu” açıklamasında bulunmuştu.

 

MAİB: Dünya Makine İhracatı Daralıyor, Türkiye’nin Payı Artıyor

16.12.2020 –Dünya makine ihracatı daralıyor, Türkiye’nin payı artıyor, Makine ihracatı 11 ayda 15,3 milyar dolar 

Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) yılın ilk 11 ayında, makine ihracatının 15,3 milyar dolar olduğunu açıkladı. 2. çeyrekteki kayıplarını hızla kapatmayı sürdüren sektör, Kasım’da 1,6 milyar dolar ihracata imza attı. Karantinada yaşanan kayıpları telafi etmeye devam ettiklerini belirten Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu yılı 17 milyar dolar seviyesinde kapatacaklarına dikkat çekerek “Dünya makine ihracatının yüzde 12 kadar daralacağının tahmin edildiği 2020 sonunda, biz kaybımızı yüzde 5’te tutmayı başaracağız” dedi.  

Kasım ayında ihracatını geçtiğimiz yılın aynı ayına göre 66 milyon dolar daha artırarak 1,6 milyar dolara taşıyan makine sektörü Almanya, ABD ve İngiltere gibi ana pazarlarında geçen yılın ihracat rakamlarına çok yaklaştı. Karantinada kapanan birçok ülkede ihracat düşüşünü tek haneye indiren sektör, yükselişi devam eden Rusya pazarında ise ihracatını yüzde 21,6 artırdı.  Türkiye’de sanayi üretiminde güçlü bir toparlanma olduğuna ve genel imalat sanayisinin eski seviyelerine doğru yükselmeye başladığına dikkat çeken Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu şunları söyledi:

Makine teçhizat yatırımlarının Almanya ve İngiltere’de yüzde 16, ABD’de ise yüzde 11 düştüğü bu yılı biz, makine teçhizat yatırımlarında yüzde 9 artışla kapatacağız. Yurt içindeki toparlanma ihracat verilerimize de olumlu şekilde yansıyor. Dünya makine ihracatının 2020 sonunda 300 milyar dolara yakın kayıpla yüzde 12 kadar daralacağı tahmin ediliyor. Biz kaybımızı yüzde 5’e doğru çekerek, 1 milyar doların altında tutmayı başaracağız.”

“Ana pazarlarımızda ihracat payımız artıyor”

Makine ihracatında Türkiye’nin yılsonu tahmininin 17 milyar dolar olduğunu ancak Noel tatilinin erkene çekilmesinin bir kısım sevkiyatı sene başına sarkıtabileceğini belirten Karavelioğlu, “Üretimimiz ve kapasite kullanım oranlarımız artmaya başladı. Karşılaştırmalı göstergelerimiz birçok ülkeden daha iyi. Ana pazarlarımızdan Almanya’nın dünyadan makine ithalatı yüzde 13 düşerken Türkiye’den makine ithalatı yüzde 6 azaldı. Dünyadan makine ithalatı yüzde 19 düşen İngiltere’nin bizden ithalatı sadece yüzde 3,1 azaldı. İhracatımız düşerken dahi pazar payımızı artırabildiğimizi gösteren birçok benzer örnek, rakiplerimizden önce pozitife geçeceğimizin ve yeni siparişlerle 2021’i daha verimli geçireceğimizin işareti” dedi.

“Sektörün özgüveni yükseldi”

Karavelioğlu, koronavirüsün makine imalatçısı firmalara etkisini tespit etmek üzere Kasım ayında yeni bir araştırma yaptıklarını ve firmaların yanıtlarını analiz ettiklerinde çarpıcı sonuçlara ulaştıklarını belirterek şunları söyledi:

“Salgının ilk zamanlarına göre sektörün kendine güveninin arttığını gözlemliyoruz. Sektör, likiditesini koruyabilmek kaydıyla bu krizi de lehine çevireceğine dair bir farkındalığa kavuşmuş görünüyor. Birinci dalgada firmaların yarısı ciro kaybı yaşamıştı, 10 ay sonunda bunun yüzde 27’ye kadar gerilediğini görüyoruz. Firmaların yüzde 70’ten fazlası ihracat gelirinde ve bilanço kârında kayıp yaşamadan seneyi tamamlayacağını söylüyor. Siparişlerde ve tevsi modernizasyon yatırımlarımızda artış görüyoruz. Kapasite kullanım oranlarımız alışılmış seviyelerine doğru yükselmeye başladı fakat hâlâ yeni siparişler için yüzde 30’a yakın atıl potansiyelimiz mevcut.”

 “Zamanında teslimat, güven ve kalite dışarıda aranmaz”

Türkiye’de makine teçhizat yatırımlarında 7 çeyrek sonra artış başlamasına karşın, küresel hacimde 1 trilyon dolarlık kayıp olduğunu ve salgın öncesi seviyesine 2022 ortasında gelmesinin beklendiğinin altını çizen Karavelioğlu şunları söyledi:

“Önümüzde yerli imalatçılarımızı korumamız gereken çok zorlu iki sene var. Bu yıl Türkiye’de makine üretimi yüzde 5 artarken, makine kurulumu ise yüzde 8 dolayında arttı. Artış olumlu fakat iki oran arasındaki fark ciddi ithalat artışının da bir göstergesi. Dünya makine ithalatı yüzde 12 kadar azalmışken ithalatı artan birkaç ülkeden biriyiz. Yerli imalatçıyı ezici boyutlara ulaşan ithalat artışı 10 ayda yüzde 10,5’i, son 3 ayda yüzde 32’yi buldu. Bu artışta Uzak Doğu ülkelerinin dampingli ve finansman destekli mallarının etkisi büyük. Türkiye ilk 10 ayda Asya’dan gelen makinelere 2,2 milyar dolar fazla para ödemiş, toplam makine ithalatımız 22 milyar doları geçmiş. Oysa dünya makine ticaretinde artık fiyata bakılmıyor. Gelişmiş ülkeler zamanında teslimata, güvene ve kaliteye bakıyor. Bir sanayici bu üç koşulu önce kendi ülkesinde aramalı.”

“Doğu’yla tek yönlü ticaret olmamalı”

Karavelioğlu, geçtiğimiz ay 15 Asyalı ülkenin imzasıyla yürürlüğe giren Asya Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklığı’nın (RCEP) 2,7 milyon insanı ve 26 trilyon dolarlık bir ekonomik büyüklüğü kapsadığına işaret ederek şunları söyledi:

Küresel değer zincirinin Batı’ya doğru kısalacağı konuşulurken, Asya ülkeleri büyük bir işbirliğine gitti. Bölgenin ihracatı içinde yüzde 40 seviyesinde olan iç ticaretini, yüzde 60’a taşıyacak bir adım attı. RCEP bölgesi küresel sermaye ve finans sektörünün artık daha fazla ilgisini çekecek ve daha fazla yatırım alacak. Bu rekabette yer alabilmek için Türkiye bölgede daha aktif olmalı ve Asya-Pasifik ülkeleri ile mütekabiliyet eksenli ticaret ve yatırım anlaşmaları yapmalı. Makine imalat sektörüne verilen desteklerde de rakip ülkelerden geri kalmamalı.”

Türkiye’nin yılsonuna kadar makine ithalatının 8 milyar dolara ulaşacağı RCEP bölgesine yılda 750 milyon dolarlık makine ihracatı yapabildiğine dikkat çeken Karavelioğlu, “İhracatının yüzde 65’ini Avrupa ve Kuzey Amerika’ya yapan bir sektör, neden Doğu’dan daha fazla pay alamasın? Kendi markalarımızı öne çıkarmamızı gerektiren bir kalite düzeyine ulaşmışken, gayri adil rekabet dışında çekineceğimiz şey olmaz. Bu sağlanana kadar makinelerimize engel koyan ülkelere karşı savunmamızı indiremeyeceğimiz gibi, neredeyse kabullenilmiş bu tek yönlü trafiğe toplumca karşı koymalıyız” dedi.

“Batı’daki ortaklarımızla proje geliştirmeye devam”

Asya pazarında rekabetçi olmak isteyen makine sektörünün teknik ve ticari ortağının Avrupa Birliği üyelerinin olmaya devam edeceğini bildiren Karavelioğlu sözlerini şöyle tamamladı:

Doğu’yla rekabete hazırlanırken Batı’daki ortaklarımızla özellikle dijitalleşme, otomasyon ve Endüstri 4.0 uygulamaları konularında yeni projeler geliştirmeye devam ediyoruz.  Kalite anlayışımız ve iş yapma kültürümüz örtüşen Almanya ile de çok daha yakın bir ilişki yürütüyoruz. Almanya’da bir üyesi olduğumuz Teknoloji Akademisi ile önceki hafta gerçekleştirdiğimiz son etkinliğimizde, iki ülke sektörleri ve firmaları arasında mevcut işbirliğini nasıl artırabileceğimizi değerlendirdik. Çin’de iki şube birden kurmuş bulunan Akademi’nin Türkiye şubesini, yerli imalatımızı önceleyecek şekilde hayata geçirmenin yollarını arayacağız. Türkiye’nin Makinecileri markasıyla yürüttüğümüz sektörel çalışmalarımızı 2021’de de aynı kararlılıkla sürdüreceğiz.”

 

MAİB: Makineciler 1,7 Milyar Dolar İhracatla Ekim’de Aylık Rekor Kırdı

16.11.2020 – Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) yılın ilk 10 ayında, makine ihracatının 13,7 milyar dolar olduğunu açıkladı. 2019 Ekim ayına göre yüzde 6,5 artış sağlayarak 1,7 milyar dolar ihracat yapan sektör, tarihin en yüksek Ekim ihracatını gerçekleştirdi. Pandemi dönemindeki kayıplarını son çeyrekte kapatmaya devam eden makineciler, ikinci çeyrek sonunda yüzde 13,5’e kadar yükselen ihracat daralmasını yüzde 7,1 seviyesine kadar indirdi. Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Almanya’da 10 binden fazla firmaya doğrudan ulaştık, onlara işbirliği ve dayanışmaya her zaman hazır olduğumuzu anlattık. Avrupa ülkeleri birbirimize kenetlenmek zorunda olduğumuzu çok iyi biliyor. Türkiye’nin Makinecileri yurt dışında her zaman büyük ilgi görüyor” dedi.

Ekim’de 1,7 milyar dolar ihracat gerçekleştiren makine sektörü, yılın ilk 10 ayı sonunda toplam ihracatını 13,7 milyar dolara taşıdı. Yaz döneminde gelen siparişlerin etkisiyle sektör, en büyük ihracat pazarları Almanya, ABD, İngiltere ve İtalya’da yaşanan ihracat düşüşünü yüzde 10’nun altına çekmeyi başardı. Hedef pazarlarında topyekûn bir kapanma olmazsa, sene sonunda geçen yılın rakamlarına çok yaklaşacaklarına inandığını belirten Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “AB ülkelerinde pandemide 2. dalga etkisiyle kısmi bir kapanma yaşanıyor. Vaka sayılarına bağlı olarak kısıtlamalar artabilir fakat Noel tatiline kadar fabrikaların faaliyetlerini sürdürecekleri anlaşılıyor. Sonrası için kaygılar sıklıkla ifade edilse de bu pazarlarda imalat süreçleri devam ettiği müddetçe bize yeni siparişler gelecektir” dedi.

Avrupalı imalatçıların tedarik güvenliği ve çeşitlendirmesine yönelik arayışlarının somut neticeler doğurmaya başladığına dikkat çeken Karavelioğlu şunları söyledi:

Üçüncü çeyrekte hızlanan talebi kalıcı kılmak üzere çok yoğun çalışıyoruz. Ekim ayında sadece Almanya’da 10 binden fazla firmaya doğrudan ulaştık, onlara işbirliği ve dayanışmaya her zaman hazır olduğumuzu anlattık. Ekim’de aylık ihracat artışımız Avrupa’daki en büyük iki ticaret ortağımızdan Almanya’da yüzde 12’ye, Birleşik Krallık’ta yüzde 19’a ulaştı. Doğu ülkelerindeki üreticilerin serbest rekabete gölge düşüren girişimlerine karşı birbirimize kenetlenmek zorunda olduğumuzu Avrupa ülkeleri çok iyi biliyor. Özellikle AB’nin karbon nötr kıta hassasiyetini ve döngüsel ekonomi mevzuatı hazırlıklarını yakından takip edişimiz, sektörel camiada saygı uyandırıyor. Güvenilir, yetkin bir iş ortağı ve tedarikçi olarak, Türkiye’nin Makinecileri markamızla yurt dışında her zaman büyük ilgi görüyoruz.”

“İhracat fiyatlarımızın 1 sent bile düşmesine izin vermedik”

Çin’in ülkesindeki işletmelere devasa destekler sağlayarak önemli bir kapasite fazlası oluşturduğu ve dengesiz biçimde sunduğu örtülü destekler ve finansman gücüyle rakiplerini saf dışı bırakmalarına yardımcı olduğu bir dönemde Türkiye’nin Makinecileri marka gücünü korumak için çalıştıklarını belirten dikkat çeken Karavelioğlu, Türkiye’yi makine alanında markalaştıran bir kalite anlayışımız var. Biz marka gücümüzü korumak için çok çalıştık, esnek ve çevik üretim altyapımız sayesinde siparişleri çok hızlı teslim ettik. Pandemi koşullarının ortalama ihracat fiyatlarımızı 1 sent bile düşürmesine izin vermedik. Ülkemizde makine ithalatına olan düşkünlüğün bu koşullar altında dahi sürebildiği ve bunun tekno-ekonomik kapasitelerimizde önemli zaafa yol açtığı göz önüne alındığında, pazarlarımızı koruyabilmemiz bizce büyük başarıydı” dedi.

“Cari açığı kapatmak sadece ihracatı artırmakla mümkün değil”

Bir önceki aya ait ithalat rekorunun, Ekim’de yaşanan ihracat rekorunun getirdiği memnuniyete gölge düşürdüğünün altını çizen Karavelioğlu, “Eylül ayında makine ithalatımız geçen senenin aynı ayına göre yüzde 47,8 artarak 2,8 milyar doları buldu. Takım tezgahları ve tekstil makinelerine yoğun talep ile oluşan bu olağanüstü artış, 9 aylık ithalat rakamımızı da 19,1 milyar dolara taşıdı. Ülkemizdeki imalat yatırımlarının hızlanması elbette sevindirici bir gelişme fakat Doğu Asya’dan ithalatımızın yüzde 40 artarak 6,4 milyar dolara ulaşması çok ciddi bir ikaz. İlk 9 ayda Tayvan’dan ithalatımız yüzde 83 arttı. İthalatımızın yüzde 50,9 arttığı Çin’e ise her ay 500 milyon dolardan fazla makine bedeli öder olduk. Cari açığı kapatmanın sadece ihracatı artırmakla mümkün olmayacağını görmeliyiz.”

“Doğuya mal almaya değil, mal satmaya gitmenin yolunu bulmalıyız”

Tüm dünyanın Uzak Doğu’nun dampingli mallarına karşı hızlı tedbirler alarak kendisini haksız rekabete karşı koruduğunu hatırlatan Karavelioğlu şunları söyledi:

“Bu tedbirler iç kamuoyunu bilinçlendirecek kampanyalar, kamu alımlarında yerli malı önceliği, teknik ve tarife dışı engeller, ilave vergiler, piyasa denetimi gözetimi ve gümrük denetimlerinin sıkılaştırılması gibi birçok uygulamayı içeriyor. Bu kadar yaygın tedbirin arka planında damping soruşturma süreçlerindeki zaaflar ve çifte fatura uygulamaları var. Bir başka deyişle kuralsız, agresif ve aşırı rekabetin körüklediği hukuksuzluğa kendi lisanında cevap veriliyor. Gelişmiş ülkeler Vietnam ve Japonya ile serbest ticaret ve yatırım anlaşmaları, Asya-Pasifik ülkeleri ile ticaret ve yatırım anlaşmaları yapmaya başladılar. Biz de bu bölgedeki ülkelerle makinelerimize uygulanan vergileri makul oranlara çekecek ya da oralarda boy göstermemizi kolaylaştıracak yeni nesil anlaşmalar yapmalıyız. Markalarımızın küreselleşmesi için verdiğimiz desteklere dış yatırımları eklemeliyiz. Doğuya mal almaya değil, mal satmaya gitmenin yolunu bulma zamanı.”

“Türkiye’de en çok ihracatçısı bulunan mal makinedir”

Makine imalatı yüksek ihtisas isteyen bir iş olmasına rağmen, İhracatçı Birlikleri kayıtlarına göre Türkiye’de en çok ihracatçısı bulunan malın makine olduğuna dikkat çeken Karavelioğlu şunları söyledi:

İhracat odaklı büyüme stratejisi başarıya ulaşacaksa, bunun önkoşulu makinede rekabetçi olabilmektir. Türkiye’deki aktif ihracatçı firma sayısının pandemi nedeniyle 76 bine düştüğü Eylül ayı sonunda, 25 bine yakın firmanın makine ihraç ettiğini gördük. 25 bin makine ihracatçısının yarıdan fazlasını 50 bin doların altında ihracat yapan küçük ve mikro işletmeler oluşturdu. Birçoğu ihracatla yeni tanışan bu firmaların sayısında dikkate değer artışlar oluyor. Herkes sektörün önünün açık olduğunun farkında ve pastadan daha fazla pay almak için birbiriyle yarışıyor.”

“Rekabet gücü, imalatta olduğu gibi ihracatta da ölçekle sağlanır”

Makine sektörünün toplam ihracatının yüzde 90’ını büyük işletmelerin gerçekleştirdiğine ve rekabet gücünü imalatta da ihracatta da ölçekle sağlandığına dikkat çeken Karavelioğlu sözlerini şöyle tamamladı:

Çok fazla makine ihracatçımız var fakat asıl değeri sayısal olarak firmaların yüzde 10’una denk gelen, imalatı büyük 2 bin 400 firma yaratıyor. Bu ölçek ekonomisinin getirdiği rekabet gücünün ve ihtisas alanlarında niteliğin nicelikten önce geldiğinin de bir göstergesidir. Diğer yandan, orta ölçekli firmalarımız teknolojilerini ve ihracat fiyatlarını sürekli artırıyor. Bu da niş alanlarda teknoloji geliştiren inovatif firmaların önemini ortaya koyuyor. Doğu-Batı rekabetinde dijital teknolojilere öncelik verilecek ve motor güç olarak makine sanayii kullanılacak. Pandemi ile çok hızlanan bu sürece seyirci kalmamalı, dönüşüm çabalarımızı çeşitlendirmeli ve yaygınlaştırmalıyız. Bu amaçla yeni projeler üzerinde çalışıyoruz ve son olarak, AB fon desteği ile hayata geçmesi için taahhüte girdiğimiz ODTÜ Dijita

Makineciler 1,7 Milyar Dolar İhracatla Ekim’de Aylık Rekor Kırdı

l İnovasyon Merkezi projesini çok değerli buluyoruz.”

MAİB: Ağustos’ta Aylık Makine İhracatı Geçen Yılı Yakaladı, 8 Ayda 10 Milyar Doları Aştı

15.09.2020 – Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) yılın ilk 8 ayında, makine ihracatının 10,4 milyar dolar olduğunu açıkladı. Sektörün ihracatı, ilk 8 ay sonunda geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 10,6 azaldı. Yılın ilk yarısında dünya makine ticaretinin yüzde 19 daraldığı göz önüne alınırsa Türk makine sanayiinin süreci en iyi idare eden oyunculardan biri olduğunun daha net görülebileceğini belirten Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Yıl sonuna kadar dünya makine ticaretindeki kayıp 500 milyar doları bulacak. Evet, pasta önemli ölçüde küçüldü ama Türk makine sektörü sert rekabete rağmen kaybını en az seviyede tutacak” dedi.

Makine sektörü pandemi nedeniyle yaşanan küresel durgunluğa rağmen, geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da Ağustos ayında 1,3 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi. Yılın ilk 8 ayında ihracatı yüzde 10,6 daralarak 10,4 milyar dolar olarak gerçekleşen sektörün toplam kaybı, son 12 aylık dönemde yüzde 5,9 seviyesinde kaldı. Türkiye’nin Makinecileri’nin ihracatta ana pazarları Almanya, ABD, İngiltere, İtalya ve Fransa pandemiden en fazla etkilenen ülkeler oldu, bu beş ülkenin ihracatı ilk 6 ayda yüzde 19 düşerken, ithalatı yüzde 16 azaldı Türkiye’nin makine ihracatının yüzde 40’ını yaptığı bu 5 ülkedeki ihracat kaybı ise 14 civarında oldu.

Bugüne kadar dünya makine ticareti arttığında herkesten fazla ihracat artışı gerçekleştirdiklerine, daralma dönemlerinde ise herkesten az düşüş yaşadıklarına dikkat çeken Makine İhracatçıları Birliği (MAİB)Başkanı Kutlu Karavelioğlu şunları söyledi:

Rakamlar uluslararası rekabet gücümüzün kanıtı. Koşullar her ne olursa olsun, Türkiye’nin Makinecileri dünyadaki rakiplerinden daha iyi performans ortaya koyuyor. Fakat biz bu verileri tek başına yeterli bulmuyoruz, ülkemizin, makine imalatçılarımızın mevcut üretim kapasitesini azami ölçüde değerlendirerek sınırlı döviz kaynaklarını verimli kullanması gerektiğine inanıyoruz. Ağustos ayında bu ihtiyaç iyice görünür hale geldi. Ellerindeki sipariş durumunu sorduğumuz imalatçılarımızın büyük bölümü, önümüzdeki 3 ila 9 ay arasındaki sürecin sektör için çok zorlu geçeceğini belirtti. Bugün itibariyle telafi edilemez bir hasarımız yok ancak artık makine sektörüne kayıtsız şartsız sahip çıkma zamanı.”

“Yerlilik oranımızın yüksekliği, bizi bir konfor alanına hapsetmiyor”

Yılsonuna kadar dünya makine ticaretindeki daralmanın 500 milyar doları bulacağını ancak bundan böyle teknolojisi yüksek ürün gruplarının önünün daha da açılacağına dikkat çeken Karavelioğlu, Türkiye’nin bu konudaki avantajına vurgu yaparak şunları söyledi:

Evet, pasta önemli ölçüde küçüldü ama Türk makine sektörü sert rekabete rağmen kaybını en az seviyede tutacak. Çünkü Türkiye’de çok güçlü bir üretim altyapısı var. 36 OECD üyesi içinde, makine ihracatında en yüksek yerli katma değer oranına sahip 6. ülkeyiz. Japonya’nın yüzde 90 ile birinci olduğu sıralamada biz yüzde 76,7 ile Almanya’nın hemen ardından geliyoruz. Bu durum dünyada çökmekte olan tedarik zincirlerinden rakiplerimiz kadar etkilenmeyişimizin de sebebi. Bu başarı bizi bir konfor alanına hapsetmiyor, çünkü yerlileşememiş ihtiyaçlarımız için rakiplerimize kaynak aktarmayı sürdürüyoruz. Yerlilik oranımızı zirveye taşımamızın koşulu, nitelikli çelik ve endüstriyel elektronikte yerli arzın oluşmasıdır.”

“Toplam kapasitelerin üçte biri hâlâ boşta”

İmal ettikleri makineleri dünyanın 200 ülkesine ihraç ettiklerine dikkat çeken Karavelioğlu, “Mühendislik kalitemizi günbegün artırarak teknolojik rekabetimizi hep yukarıya taşıyoruz. Ülkemizin makine sektörünün sağladığı rekabet gücünü arkasına alması gerekiyor fakat toplam kapasitemizin üçte biri hala boşta bekliyor” dedi.

Kapasiteler boş kaldığı müddetçe makine imalatçılarının yeni ya da tevsi modernizasyon yatırımı yapmayacağına ve siparişler eski seviyesine yükselene kadar yatırımlarını erteleyeceğine vurgu yapan Karavelioğlu şunları söyledi:

Firmaların Temmuz sonu durumunu ve sene sonuna dair beklentilerini sorguladığımız son ankette, imalatının normal düzeyde sürdüğünü söyleyen firmaların oranı yüzde 50’nin altında kaldı. Ellerindeki siparişleri üç aya kadar tamamlayacaklarını söyleyen firmaların oranı ise yüzde 78,8. Oysa sektörün doluluk ortalaması normal zamanda 6-12 ay arasında değişir. Yani siparişler tamamen durursa her 5 firmadan 4’ü üç aya kadar boşa çıkacak. Bu durum, sanayi, enerji, madencilik, inşaat, altyapı ve sair hizmet sektörlerinden kullanıcıların yatırımlarının hala askıda olduğunu gösteriyor.

“Bindiğimiz dalı kesmeyelim”

Karavelioğlu dünya makine ithalatının yüzde 19 azaldığı ilk 7 ayda Türkiye’nin makine ithalatının yüzde 1,5 artarak 14,4 milyar dolara ulaştığını ve makine dış ticaret açığının da 5 milyar dolara yaklaştığını belirterek şunları ifade etti:

“2020 yılının ilk altı ayında toplamları 82 milyar TL’yi bulan 4 binden fazla Yatırım Teşvik Belgesi verildi. Bu yatırımlar kapsamında 5,5 milyar dolarlık yabancı makine ve teçhizatın koruyucu tedbirlerden muaf olarak ithaline de onay verilmiş oldu. Yerli ve gümrük işlemleri önceden yapılmış ithal makineler için tahsis edilen değer ise 34 milyar TL’nin altında kaldı. Yatırım teşvik sistemi ile sağlanan avantajlar, kur riskine rağmen yatırımcıyı ithal makineye yönlendiriyor. Büyük proje ve özellikle de sınai yatırımlarda yerliliği özendiren, destekleyen mekanizmaların hayata geçemeyişi büyük zaaf oluşturuyor” dedi.

Arsa, bina sair ihtiyaçları dikkate almayıp sadece makine ve teçhizat için ayrılan bütçelere bakıldığında; hizmetlerde yüzde 73’e, madencilikte yüzde 68’e, tarımda yüzde 94’e, enerjide yüzde 54’e ulaşan yerli makine tercihinin, imalat sanayiinde yüzde 36’da kaldığına dikkat çeken Karavelioğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bu durum, Türkiye’nin yatırımlarının yarıdan fazlasını yapan imalat sanayimizin yabancı teknolojiye bağımlılığını uzun yıllar sürdüreceği anlamı da taşıyor. Rakiplerin teknoloji geliştirmesini destekleyerek bir bakıma bindiğimiz dalı kesiyoruz. İthal makineye talebi azaltacak bir teşvik mekanizması kurgulanıp yerli imalatımız desteklenirse, cari açığımız derhal ve olumlu yönde etkilenecektir. Öte yandan, belli ülkelerin mallarına karşı koyulan ilave gümrük vergileri sınırlı alanlar ve oranlar bakımından henüz etkin görünmese de irade beyanı olmaları bakımından önemlidir. Bu uygulamalar yaygınlaştırmalı ve oranlarda mütekabiliyet sağlanmalıdır.”

 

MAİB : Makine ihracatı ilk 7 ayda 9,1 milyar dolara ulaştı

11.08.2020 – Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) yılın ilk 7 ayındaki makine ihracatının 9,1 milyar dolar olduğunu açıkladı. Makine sektörünün ihracatı, önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 11,9 azaldı. Ana pazarları olan Avrupa Birliği, İngiltere ve ABD’de ciddi daralma yaşayan makine sektörü, hedef pazarlarından sadece Rusya’da artış kaydetti. Dünya makine ticaretinin pandemi nedeniyle yüzde 20 civarında düştüğünü vurgulayan Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Türkiye’nin Makinecileri olarak biz, kaybımızı yüzde 12’nin altında tuttuk. Ana pazarımız olan ülkelerde imalatçı sektörler henüz tam kapasiteyle açılmamasına rağmen son dönemde yeni sipariş almaya başladık. Eğer ikinci dalga yaşanmazsa, birçok alt sektörde geçen yılın rakamlarına yaklaşabiliriz. Makine imalatçıları kapasitelerini yüzde 80’inin üzerine çıkarmadan normalleşemez. Ülkemiz, makine ithalatını kayıtsız şartsız dizginlemek ve rakip ülkelerin değil, kendi imalatçısının teknoloji geliştirmesine kaynak aktarmak zorunda. Türkiye, makine imalat sanayisini güçlü tuttuğu ölçüde büyük hedeflere ulaşacak.”

Pandemide ilk dalganın yaşandığı ikinci çeyrekte yüzde 27’lik ihracat kaybı yaşayan makine sektörü, Temmuz ayında 2019 yılının aynı ayındaki 1,5 milyar dolarlık ihracat performansını yakalayarak olumlu sinyaller verdi. Bu yıl da Temmuz ayında 1,5 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren sektörün ilk 7 aylık ihracatı, bir önceki yıla göre yüzde 11,9 düşüşle 9,1 milyar dolar oldu. Türkiye’nin Makinecileri, en çok ihracat yaptıkları beş ülke olan Almanya, ABD, İngiltere, İtalya ve Fransa’da 7 ayda toplam 600 milyon dolar kayıp yaşarken Rusya’ya ihracatı yüzde 19 artırdı.

Dünyada makine teçhizat yatırımlarının en erken iki yıl içinde eski haline dönmesini beklediklerini vurgulayan Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Başkanı Kutlu Karavelioğlu şunları söyledi:

“Uluslararası ticaretin bir anda kesildiği bir dönemde dünya makine ticareti yüzde 20 düşerken, biz kaybımızı yüzde 12’nin altında tutarak rakiplerimizden pozitif yönde ayrıştık. Bundan sonraki süreç için de ikinci dalga riskini göz önünde bulundurarak çalışıyoruz. Alt sektörlerimizle yaptığımız görüşmelerde, firmaların yeni bir kriz yönetimi için şimdiden hazırlık yaptıklarını, eğer kötümser senaryo hayata geçer ise bundan en az hasarla çıkmak için çalıştıklarını görüyoruz.”

“İkinci dalga yaşanmazsa geçen yılın rakamlarına yaklaşabiliriz”

Ana pazarları olan ülkelerde imalatçı sektörler henüz tam kapasiteyle açılmamasına rağmen son dönemde yeni sipariş almaya başladıklarını da sözlerine ekleyen Karavelioğlu, “Bu canlanma, güçlü firmaların iyimserliğini artırdı. Eğer ikinci dalga yaşanmazsa, birçok alt sektörde geçen yılın rakamlarına yaklaşabiliriz.”

Türkiye Makine Federasyonu’na bağlı alt sektör dernekleriyle irtibat halinde, pandemi deneyiminin farklı ürün gruplarına olan ihtiyaçları nasıl etkileyeceğini analiz ettiklerini belirten Karavelioğlu şunları ifade etti:

“Karantina süreci tüm toplumlarda yaşam tarzının sorgulandığı, gerçek imkân ve ihtiyaçların net biçimde ortaya çıktığı bir dönem oldu. Bunun tüketim ve yatırım ortamı üzerinde derin izleri olacaktır. Tüketim alışkanlıklarındaki değişimin hangi sanayi dallarını nasıl etkileyeceği, hangilerinde yatırım ihtiyacı artarken hangilerinde atıl kapasiteyi artıracağı henüz bilinmiyor. Fakat biz ağırlıklı KOBİ yapımızdan kaynaklanan esnek, çevik ve dayanıklı bünyemizle, bu değişime çok çabuk ayak uydurabiliriz; yeter ki likidite sıkıntısına düşmeyelim.”

“Makine ithalatı kayıtsız şartsız dizginlenmeli, teknoloji geliştirmeye kaynak oluşturulabilmeli”

Dünyanın en geniş üretim yelpazesini oluşturan makine imalatında Türkiye’nin yüksek bir çeşitliliğe sahip olduğunu ve doğru yatırımlarla hemen her teknoloji seviyesinden makineler üretebildiklerini söyleyen Karavelioğlu şöyle konuştu:

“Ülkemiz, bu atılımı gerçekleştirmek için makine ithalatını kayıtsız şartsız dizginlemek ve rakip ülkelerin değil, kendi imalatçısının teknoloji geliştirmesine kaynak aktarmak zorunda. Dijitalleşmenin yeni döneme entegrasyonda önemini daha da artıracağını akılda tutarak hep birlikte çalışmalıyız, imalat sanayimizdeki tüm süreçleri olabildiğince dijitalleştirmeliyiz. Sektör özelinde hamle yapılması gereken alan ise tasarım ve doğrulama süreçleridir. Butik imalatın hızını artırmak ve optimum tasarımla karbon ayak izini azaltmak bakımından bu alanların geliştirilmesi son derece önemli.”

“Bizim makinelerimiz rakiplerin makinelerinden daha yerlidir”

Korumacı politikaların günümüzün mecburiyeti olduğuna ve ilave gümrük vergilerinin küresel üretim ve ticarette normalleşme sağlanana kadar yürürlükte kalması gerektiğine değinen Karavelioğlu şunları söyledi:

“Üretim yatırımlarının hızla gerilediği kriz ortamında, bilhassa doğu menşeli makinelerin dampingle ve büyük finansman kampanyaları ile gümrük duvarlarını kolaylıkla aştığını görüyoruz. Avrupa Birliği ülkeleri buna karşı kapsamlı tedbirler geliştirirken ülkemizde bu politikalara muhalefet ediliyor. Makine imalat sanayimizin esasen montaj sektörü olduğuna dair spekülasyonlarla ilave vergilerin kaldırılması talep ediliyor. TUİK’in katma değer oranı verileri sektörün genel imalat sanayi içinde zirvede olduğunu ortaya koyuyor. Avrupa’nın altıncı büyük makine imalatçısı olan Türkiye’nin makineleri, bugün çökmekte olan küresel tedarik zincirlerini çok önceden kurmuş bulunan rakip ülkelerin makinelerinden daha yerlidir.”

“Kapasite kullanımı yüzde 80’i aşarsa normalleşiriz”

Makine sektörünün bakım, onarım, kamu sağlığı için açık kalma mecburiyeti nedeniyle karantina sürecinde üretimi durdurmadığına dikkat çeken Karavelioğlu, “Makine imalatçılarıyla yaptığımız son ankette; yurtdışı seyahat engeli, yükümlülüklerin ertelenmesi ile alacakların tahsilatı, yani likidite, ve kapasite kullanım düşüklüğü en önemli güncel sorunlar olarak öne çıkıyor. Salgınla ilgili hangi senaryo yaşanırsa yaşansın, acilen bu sorunların çözülmesi gerekiyor” dedi.

Normalleşme adımlarıyla birlikte imalat sanayi genelinde kapasite kullanım oranı artışını değerlendiren Karavelioğlu, makine imalatçılarının kapasitelerini yüzde 80’inin üzerine çıkarmadan normalleşemeyeceğini belirterek sözlerini şöyle tamamladı:

“Yeniden verimli üretim ve yatırım yapabileceğimiz, kâr elde edebileceğimiz, teknoloji geliştirip, Ar-Ge’ye kaynak sağlayabileceğimiz bir dönemi iple çekiyoruz. Küresel sınır aşan üretim zincirilerinde değerin en büyük kısımları olan bilgi, markalaşma ve teknolojinin yoğunlaştığı son halkada yer almak istiyoruz. Bunları başarmak için şu an boşta olan kapasitelerimizi harekete geçirmek dahi yeterli. Çünkü yeni dönemde artık ucuz değil, güvenilir tedarik ve yakın coğrafya önem taşıyor. Daha kısa zincirlerin hâkim olduğu, daha küçük partilerle ticari işlemlerin yapıldığı bir anlayış öne çıkıyor. Bölgesel anlaşmaların yerini ikili anlaşmaların alacağı bu dönemde, bütün Serbest Ticaret Anlaşmalarının çekirdeğini makine oluşturacak. Türkiye, makine imalat sanayisini güçlü tuttuğu ölçüde büyük hedeflere ulaşacak.”

 

MAİB, Karavelioğlu: “Makine Sektörü Avrupa Birliği’nin Açılışına Şartlandı”

07.05.2020 – Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) yılın ilk 4 ayında toplam makine ihracatını 5,3 milyar dolar olarak açıkladı. İhracatı geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 10’un üzerinde azalan sektör Nisan ayında 957 milyon dolar ihracatta kaldı.

MAİB’in Makine Federasyonu ve TOBB Makine Sektör Meclisi işbirliği ile yaptığı anket ise makine ihracatçısı firmaların salgın nedeniyle ciddi iş kaybına uğradığını ortaya koyuyor.

Her 10 imalatçıdan 5’inin Mart ve Nisan aylarında dış sipariş alamadığını vurgulayan Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Her 10 firmadan 9’u da elinde gelecek üç aydan sonrası için iş olmadığını söylüyor. Kamu ve altyapı hizmetlerinin aksaksız sürebilmesi için açık kalması gereken makine sektörü, yüksek maliyetlere katlanarak verimsiz çalışmaya devam edecek. İyi başladığımız bir yılda frene basmak zorunda kaldık ama doğru hamlelerle yeniden hız kazanabiliriz” dedi.

Türk makine sektörünün ihracatı yılın ilk 4 ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 10’un üzerinde azaldı. Sektörün makine ihracatı ilk 4 ayda 5,3 milyar dolarda kaldı. Nisan ayındaki ihracat ise önceki yılın aynı ayına göre yüzde 38 düşerek 957 milyon dolar oldu. Makine sektöründe en büyük kayıplar ana pazarlarda yaşandı. Nisan ayındaki ihracat kaybı en fazla makine ihraç edilen 5 büyük pazarda yüzde 52,5 ortalamasında gerçekleşti. Bu ülkelerden en az düşüş yüzde 43 ile Almanya’da yaşanırken Fransa’ya makine ihracatındaki düşüş Nisan ayında yüzde 71’e ulaştı.

“Hastalık Batı’ya doğru kaydıkça hasarımız arttı”

Sektörün geçtiğimiz yıl ulaştığı cironun yüzde 59’unun ihracattan geldiğini ancak Nisan ayında bu gelirin yarısını kaybettiklerini vurgulayan Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu şunları söyledi:

“Yıla iyi başlamamıza rağmen, Uzak Doğu’dan gelen ara mal stoklarımız tükendikçe sorunlarımız arttı. Hastalığın merkezi Batı’ya doğru kaydıkça pazar kayıplarımız da yükseldi. Geçtiğimiz yıl Nisan ayında Almanya, ABD, Birleşik Krallık, İtalya ve Fransa’ya 564 milyon dolar değerinde makine göndermiştik. Bu yıl aynı ülkelere Nisan ayı ihracatımız 283 milyon dolara kadar geriledi.”

“Tam da korunacak zaman ve haldeyiz”

İlk 4 ayda yaşanan yüzde 10’un üzerinde düşüşün Mayıs sonunda yüzde 15’i aşabileceğini belirten Karavelioğlu şöyle konuştu:

“Küresel ekonomik krize en sıkıntılı yakalanan sektör makine sanayiidir. Makine imalatçıları dünyanın her yerinde baskı altında; toplam cirolarının yüzde 5’ine dahi varmayan yedek parça ve bakım-onarım hizmetleriyle ayakta kalamazlar. Rekabetin çok çetinleşeceği tabiidir. Yerli imalatçıları ithalattan korumak üzere gümrük duvarları yükseliyor. Yaklaşık 400 firmayla yaptığımız anket Nisan ayında normal üretimi süren fabrikaların oranının sadece yüzde 21 olduğunu gösteriyor. Makine imalatçısı her 10 firmadan 4’ü Nisan ayında yurtiçinden hiç sipariş alamadığını, 5’i ise yurtdışından hiç sipariş alamadığını söylüyor. Her 10 firmadan 9’u elindeki işleri bir ila üç ay içinde tamamlayacağını belirtiyor; sonrası için işleri yok. İyi başladığımız bir yılda frene basmak zorunda kaldık ama doğru hamlelerle yeniden hız kazanabiliriz. Gerekli olan, Türkiye’de kamu strateji dokümanlarının merkezine makinenin koyulduğunu ve yeniden sanayileşmede temel rolün makine sektörüne verildiğini akılda tutmaktır. Buna rağmen, desteklerin sektörlere göre değil, firmaların ihtiyaçlarına göre dağıtılmasının daha efektif ve adilane olacağına inanıyoruz.”

“AB ülkeleri için özel kampanyalar hayata geçireceğiz”

Almanya, Çin, ABD, Japonya ve Güney Kore gibi güçlü ekonomilerin 2030 stratejilerinin merkezinde makinenin yer aldığına fakat bu ülkelerin eylem planlarını eksiksiz olarak uygulamaya devam ettiklerine dikkat çeken Karavelioğlu şunları söyledi:

“Makine imalatının küresel liderleri salgın sonrası yeniden üretime başlamak konusunda sabırsızlanıyorlar. Özellikle Çin ve Almanya, yeni küresel pozisyonlanmalarda erken rol alarak egemenlik kapmak istiyorlar. İtalya, İspanya ve Fransa gibi AB’nin önemli üreticileri bu salgından oldukça yara almış olarak çıkacak. Biz diğer rakiplerimizle yarışta öne geçmek için bilhassa bu ülke pazarlarını nakış gibi işlemeliyiz, Avrupa pazarının lokomotifi Almanya ile endüstriyel işbirliklerimizi daha da güçlendirmeliyiz. Türkiye’nin Makinecileri markasıyla, biz bu süreçte Almanya başta olmak üzere tüm AB ülkeleri için özel kampanyalar hayata geçireceğiz.”

“Dünyanın durduğu ayda ithalatımız artmış”

Dünya ekonomisinin durduğu ve Türkiye’deki makine imalatçılarının üretimlerini kıstıkları bu dönemde, Mart ayı verilerine göre ithalatın yüzde 14 artmasının ise şaşırtıcı bir veri olduğunu ifade eden Karavelioğlu, “Makine ihracatının ithalatı karşılama oranı yüzde 85’den yüzde 73’e kadar gerilemiş. Oysa geçen yıl makine dış ticaret açığını 5 milyar dolara kadar indirmiştik. Şu an firmalarımız yüksek maliyetlerle ve verimsiz bir çalışmayla ayakta kalmaya çalışıyor. Personelimizi ne pahasına olursa olsun korumaya çalışıyoruz çünkü yetişmeleri on yılı aşan Ar-Ge ve tasarımcılarımız başta olmak üzere hepsi işlerinde uzmanlar” dedi.

 

MAİB, Karavelioğlu: “Çin ile İlk Kapışma Alanımız Avrupa Pazarı Olacak”

06.04.2020 – Koronavirüs salgınının küresel ticaret üzerindeki olumsuz etkisi nedeniyle, yılın ilk çeyreğinde makine ihracatı 4,3 milyar dolarda kalırken, ihracat artış oranı geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre gerileyerek yüzde 0,4 oldu. Sektörde faaliyet gösteren firmaların yüzde 80’inin Mart ayında sipariş kaybı yaşadığını, yüzde 50’sinin ise hiç sipariş alamadığını vurgulayan Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “İhracat rakamlarımıza hızla yansıyacak bu kaybı yılın ikinci yarısında telafi edebilmemiz için, kamu planlarında odak ve pilot sektör olarak seçilen makine sanayiinin mutlaka mücbir sebep kapsamına alınması gerekiyor. Çin ve Almanya, iki küresel güç olarak 2030 stratejilerine bağlı kaldılar ve normalleşme sürecinde asıl rekabet alanı olacak makine sektörlerine destek verdiler. Pandeminin kontrol altına alınmasıyla birlikte hızla sertleşecek küresel rekabette güçlü kalabilmemiz,firmalarımızın likidite ve kadrolarını korumalarıyla ancak mümkün olabilir. Çin ile ilk kapışma alanımız Avrupa pazarı olacak” dedi.

Dünya ticaretindeki duraksamadan ciddi şekilde etkilenen makine sektörünün ilk üç aydaki toplam ihracatı 4,3 milyar dolar olurken, bir önceki yılın ilk çeyreğine göre ihracat artışı yüzde 0,4 seviyesinde kaldı. En büyük pazarı AB’ye ihracatı daralan makine sektörü, buradaki kayıplarını ABD’de yüzde 6,2 Rusya’da da yüzde 31,7 olarak gerçekleşen ihracat artışıyla telafi etti. İhracatı yüzde 32,1 artan elektrikli motor ve jeneratörlerin en yüksek artış gösteren ürün grubu olduğu bu dönemde traktör, tarım ve ormancılık makineleri yüzde 15,6 türbin, turbojet ve hidrolik sistemler de yüzde 13,7 artış sağladı.

Virüsün etkileri ve alınan tedbirlerin yeterliliğine dair yaptıkları sektörel anketin makine imalatçısı firmaların yüzde 80’inin Mart ayında sipariş kaybı yaşadığını, yüzde 50’sinin ise hiç sipariş alamadığını belirlediğine dikkat çeken Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu şunları söyledi:

“Biz sipariş kaybı yaşarken, orta teknolojili makine imalatının en büyük merkezi Çin’in toparlandığını ve yeniden üretime başladığını görüyoruz. Çin şu an Avrupa’da yaşanan duraksamayı kendi lehine çevirmeyi amaçlıyor. Yaşadığımız ekonomik kaybı yılın ikinci yarısında telafi edilebilmemiz için, küresel entegrasyonumuzu güçlendirecek yeni bir planlama yapmamız gerekiyor.”

“Uzak Asya ülkeleri Almanya ve Türkiye ile sert rekabet içinde olacak”

Salgın sebebiyle makine üretimini asgariye indiren Avrupa’nın sınırlı üretime geçmesinin Nisan sonunda gerçekleşmesinin beklendiğini belirten Karavelioğlu, “Bu süreçte başta İtalyan, İspanyol ve Fransız makine imalatçıları olmak üzere, pek çok Avrupalı KOBİ pazar kaybı yaşayacaktır. Daha erken üretime başlayan Uzak Asya ülkeleri de burada oluşacak boşluğu doldurmak için Almanya ve Türkiye ile sert rekabet içinde olacaktır. Dünyanın yeni normal arayışlarının odağında yine makine sektörü var. Türkiye’de üretim süreçlerinin planlaması, Avrupa yeniden üretime başladığında makine imalat sanayiimizin buradaki talebe hızlı yanıt verebileceği şekilde yapılmalı ve alınacak önlemlerin zamanlaması dikkatle planlanmalı” dedi.

“Çin ve Almanya 2030 stratejilerine bağlı kalıyor”

Geçtiğimiz yıl Türkiye’de kamu tarafından açıklanan strateji planlarında odak ve pilot sektör olarak seçilen makine sanayiinin, bu dönemde mutlaka mücbir sebep kapsamına alınması gerektiğine de dikkat çeken Karavelioğlu şunları ifade etti:

“Makine imalatçıları, üretim ekosisteminde sanayi, tarım ve hizmet alanlarındaki bütün sektörlerin tedarikçisidir ve biz bu ekonomik bütünsellik içinde hiçbir sektörün herhangi bir desteğin kapsamı dışında kalmaması gerektiğine inanıyoruz. Küresel makine ticaretinde rekabetin koşulları tamamen değişirken, kamu stratejilerinin merkezinde odak sektör olan makine sanayiinin ihtiyaçlarına da çok dikkatli ve özenli şekilde yaklaşılması gerektiğini savunuyoruz.”

Çin ve Almanya’nın iki küresel güç olarak 2030 stratejilerine bağlı kaldıklarını ve normalleşme sürecinde asıl rekabet alanı olan makine sektörlerine destek verdilerini belirten Karavelioğlu, “Uluslararası rekabet kızışıyor. Çin ile ilk kapışma alanımız Avrupa pazarı olacak. Bu süreçte kapasitelerini düşürmek zorunda kalan firmalarımızın esnek ve kısmi çalışma imkânlarından yararlanarak kadrolarını koruyacak olmaları önemlidir. Firmalarımızın elinde tamamlamaları gereken uluslararası taahhütler var. Mücbir sebep kapsamına alınmak, teslimatlarda yaşanmakta olan gecikmeler nedeniyle ileride doğacak hukuki süreçler için de gerekmektedir ”

“Tedarik zincirlerini gözden geçiren Almanya ile yakın temastayız”

Pandemi sonrası normalleşme sürecinde küresel makine ticaretinde Almanya’nın çok önemli bir rol oynayacağını belirten Karavelioğlu şöyle konuştu:

“Makine sektörünün teknolojik lideri Almanya tam kapasiteli üretime yeniden başladığı zaman, belli ürün gruplarındaki pazarını Çin’e kaptırmamak için re-export stratejisini güçlendirecek ve kendi üretmediği makine ürünlerinin ithalatına öncelik verecektir. Biz bu zincirde yer almanın önemine uzun zamandır dikkat çekiyoruz. Almanya’da tamamına yakını açık tutulan büyük işletmeler, tedarik zincirlerini gözden geçirmeye çoktan başladılar. Hangi ülkede, hangi tedarikçi, ne kadar sürede ihtiyacı karşılayabilir araştırması içindeler. Burada Türkiye adına önemli fırsatlar var. Almanya’daki temaslarımızı sürüyor, fuarların tamamına yakınının iptal edildiği bu yıl hedef mecralarda tanıtım çalışmalarına ve özellikle dijital etkinliklere büyük önem veriyoruz.”

 

 

Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu:  “İthalatın ihracattan hızlı artmasına izin veremeyiz”

10.03.2020 – Makine sektörü Şubat ayında 1,5 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi. Yılın ilk 2 ayında toplam ihracatı 2,9 milyar dolar olan sektör, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 5,2 artış sağlamayı başardı. 2019 yılında ihracat düşüşü yaşanan Almanya pazarında yeniden artış sağladıklarını belirten Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Covid-19 salgını küresel üretimdeki eksen kaymasını hızlandırıyor. Bugüne kadar kurduğumuz güçlü ilişkiler, daha önce olduğu gibi küresel kriz zamanlarında makine ihracatımıza yine olumlu etki ediyor. Bütün dikkatimizi ihracata verdiğimiz bu dönemde, makine ithalatındaki hızlı artışı endişeyle karşılıyoruz” dedi.

Türkiye’de makine teçhizat yatırımlarının bu yıl ikinci çeyrekten itibaren artmaya başlayacağını beklediklerinin altını çizen Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, dünya genelindeki resesyon riskine rağmen Türkiye’de güven endekslerinde yükselişe dikkat çekerek şunları söyledi:

“Bu durum sürerse genel imalat sanayiinde kapasite kullanım oranlarının artacağını ve yeni yatırımlarla ilgili gelişmelerin gündeme geleceğini bekleyebiliriz. Yatırım dönemleri makine ithalatını körükleyen ve her zamankinden daha dikkatli olunması gereken zamanlardır. Ocak ayında ihracatın yüzde 8,8, ithalatın ise yüzde 16,1 arttığını ortaya koyan TÜİK verilerini kaygıyla izliyoruz. Geçen yıl makine dış ticaret açığını 5 milyar dolara kadar indirmeyi başarmıştık, bu avantajı olabildiğince koruyacak yeni tedbirler geliştirmeliyiz. Yerli makine kullanımını teşvik eden, mecbur kılan mevzuatın uygulanmasında katı tutum almalıyız” dedi.

İmalat batıya doğru kayarken Türkiye nasıl etkilenecek?

Covid-19 salgınının küresel imalat zinciri üzerindeki etkisini değerlendiren Karavelioğlu, bugüne kadar Çin’de yoğunlaşmış bulunan endüstriyel üretimin dünyanın ana merkezleri arasında daha dengeli paylaşılacağı bir dönemin hazırlıklarının salgından önce başladığına dikkat çekerek, “Ticaret savaşları başlamadan önce küresel makine imalatının yüzde 51’i Asya’da yapılıyordu. Uzak Doğu’da imal ettirdikleri makineleri dünyaya pazarlayan sayısız küresel marka, yatırımlarını buraya kaydırırken bile bile bir risk alıyordu. Covid-19 salgını, imalat zincirlerinin rotasını değiştirme planlarını hızlandıracak bir unsur haline geldi” dedi.

Uzak Doğu’da üretilen mamullere, yarı mamul, komponent ve hammaddelere erişimin virüs nedeniyle ancak yüzde 50 kapasiteyle sağlanabildiğini belirten Karavelioğlu, “Üretim merkezlerinde coğrafya değişikliği sağlayacak orta vadeli geçiş süreci Türkiye’deki imalatçıları da etkileyecek. Seri üretim yapan büyük işletmelerimiz alternatif zincirler kurana kadar zorlanacaktır. Yan sanayimiz ile özel maksatlı ve ileri teknolojili makineler üreten imalatçılarımız ise kapasitelerini ve dünya ticaretinden aldıkları payı artıracaktır” dedi.

Makine sanayiimizin küresel marka değeri öne çıkarılmalı

Küresel makine imalatının gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında yeniden pay edileceği yeni dönemde Türkiye’nin, makine sektörünün uluslararası itibarını iyi değerlendirmesi gerektiğine dikkat çeken Karavelioğlu şunları söyledi:

Virüsün tüm dünyayı etkisi altına aldığı 2 ayda Almanya, ABD, İtalya ve Fransa gibi ülkeler bizden daha fazla makine satın aldı. Rusya’ya satılan makine miktarındaki artış yüzde 45’e yaklaştı. Bu artışın giderek yükselmesi muhtemeldir. Yaşanan sürecin yurt içindeki yabancı yatırımlara etkisini dikkatle izlemeliyiz. Sektörü cesaretlendirmek ve ölçekleri büyütmek üzere yatırım ve faaliyet ortamını mutlaka iyileştirmeliyiz. İnsan kaynağı geniş, kayıt dışı oranları ihmal edilebilir seviyede olan, piyasası denetim ve gözetim altında tutulan ülkeler büyük avantaja sahip olacaklar. Bu ülkeler; sermaye, fikri mülkiyet hakları, evrensel norm ve değerler güvence altında olursa küresel yatırımların yeniden paylaşım sürecinde öne çıkacaklar.”

Makine sanayiinin yılın ilk 2 ayında en fazla ihracat gerçekleştirdiği ülkeler Almanya, ABD, İtalya, İngiltere ve Fransa oldu. Makinecilerin Rusya’ya ihracatı, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre değer bazında yüzde 36 arttı. Makine sektörünün çok ihraç ettiği ürünler soğutma makineleri ile içten yanmalı motorlar olurken, inşaat ve madencilik makineleri, tarım makineleri ve türbin turbojetlerde ihracat artışı yüzde 10’nun üzerine çıktı.

 

MAIB: “Avrupalı Makine İmalatçısının Gözü Türkiye’de Olacak”

19.02.2020 – Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve teknoloji geliştirme bölgelerini etki altına alan Covid-19 salgınının küresel üretim ve ticarette neden olduğu aksaklıklardan en hızlı etkilenecek sektörün makine imalat sanayii olduğunu açıkladı. Tedarik zincirlerinin zaaflarıyla yüzleşmekte olan global markaların Çin’deki üretim yatırımlarının geleceğini tartışmaya virüsten çok önce başladıklarını belirten Karavelioğlu; “Son iki yıldır keskinleşen korumacı politikaların meydana getirdiği belirsizlikler, salgın hastalıklar karşısındaki çaresizlikle daha da pekişecektir. Üretimin Batı’ya doğru çekilip makine geliştiren ülkeler arasında daha dengeli bir şekilde paylaştırılacağı bir geçiş dönemine hazır olmalıyız.” dedi.

Makine Sektörü Covid-19 Krizini Yönetmeye Odaklandı

“Makine alt gruplarında dış ticaretin değer bazında yüzde 5 daralma riski var”

Çin’in küreselleşmiş makine imalatçılarının ana üretim üssü olduğunu vurgulayan Karavelioğlu şunları ifade etti:

“Çin dünya makine üretiminin üçte birini, toplam makine ihracatının ise beşte birini tek başına yapıyor. Yıllık 430 milyar dolara ulaşan makine ihracatının yüzde 50’sini AB ve ABD’ye paylaştırıyor, yüzde 25’ini ise Japonya, Kore, Singapur üzerinden dünyaya dağıtıyor. Bu kadar güçlü ve vazgeçilmez hale gelmiş olan Çin’in yatırım çekme ve büyüme konularındaki agresif stratejileri, makine sektörünün diğer merkez bölgelerini tedbir almaya zorluyordu.Covid-19 salgını bu süreci hızlandırdı.”

Çin makine imalat sanayiinde yaşanacak bir sıkıntının bütün dünyayı etkileyeceğini belirten Karavelioğlu, “Komponent ve ara-malı akışı daralmaya başladı. Fason imalatta ortaya çıkacak sorunlar, makinelerin menşe kazandığı ülkenin marka değerine de bağlı olarak dış ticaret rakamlarını 2-3 kat düşürebilir. Tahmin yapmak kolay değil fakat kriz kontrol altına alınamaz ve tam karantina uygulanan eyaletler artarsa makine alt dallarında farklılaşan, bazı grupların ihracatında değer bazında yüzde 5’e, miktar bazında yüzde 10’a kadar daralmalarla karşılaşabileceğimizi öngörerek pozisyon almaya çalışıyoruz. Yaşanan riski yönetmek için, atıl kapasitelerimizin yetmeyebileceği alanlarda ölçek büyütmek gerekeceğine inanıyoruz” dedi.

“Küresel sektöre entegrasyonumuz AB ve ABD üzerinden”

Salgından dolayı komponent, yarı mamul ve hammadde ihtiyacını Çin’den karşılayamayan makine imalatçılarının ciddi sıkıntılar yaşayacağının altını çizen Karavelioğlu şunları söyledi:

“Bir an önce virüsün tedavisinin bulunmasını ve daha fazla can kaybı yaşanmamasını temenni ediyoruz fakat işlerin de bütün dünyada devam etmesi gerekiyor. Makine sektöründeki herhangi bir sorun bütün sanayi dallarının sorunudur. Türkiye’nin makinecilerinin küresel sisteme entegrasyonunun Almanya ve ABD üzerinden olduğunu görüyoruz. Bu ana iki pazarımızdan başlayarak, tüm imkânlarımızla makine kullanıcılarının ihtiyaçlarına cevap vermek istiyoruz. Bu süreçte ciddi sorunlarla karşılaşacak olan Avrupalı makine imalatçılarının gözlerini Türkiye’ye dikmesinin beklenen bir gelişme olduğunu düşünüyoruz.”

“Coğrafya değiştirecek yatırımların yeni adresi olmalıyız”

Salgın krizinin küresel markaların doğrudan yatırım planlamalarında takvimi öne çekebileceğini belirten Karavelioğlu, “Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı firmalar, global ihtiyaçlarını ilk etapta ölçek artışıyla karşılamaya çalışacaklardır. Makine üretim yatırımlarının bir seneden kısa sürelerde yapılamayacağını ve tevsi projelerinin ağırlık kazanacağını düşünerek teşvik ve destek mekanizmaları geliştirmeliyiz. Orta vadede de yeni adres arayacak yatırımları Türkiye’ye çekmek konusunda aktif, istekli ve ısrarcı olmalıyız” dedi.

Yabancı sermaye çekmenin ilk şartının makine imalatçısına güven veren bir yatırım ortamı sağlamak olduğunu vurgulayan Karavelioğlu sözlerini şöyle tamamladı:

“Yatırım ortamının cazip hale getirilmesi için kayıt dışıyla mücadele ile piyasa denetimi ve gözetiminde tavizsiz bir tutum sergilemeliyiz. Ölçek zaafımızı ortadan kaldırmak ve Ar-Ge faaliyetlerimizi sürdürülebilir kılmak için de bu elzemdir. Üretim üslerinin coğrafya değiştireceği virüs tedarik zincirlerini vurmadan önce de belliydi, geçiş dönemini iyi değerlendirebilirsek yeniden sanayileşme çabamız için çok önemli kazanımlar elde ederiz.”

 

MAIB: Türkiye 2019 Yılını 17,9 Milyar Dolar Makine İhracatıyla Tamamladı

13.01.2020 – Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Türkiye’nin 2019 yılı toplam makine ihracatını 17,9 milyar dolar olarak açıkladı. Makine sanayiinin en fazla ihracat gerçekleştiren üç sektörden biri olduğu yılda ihracatın ithalatı karşılama oranını yüzde 76,3 ile rekor seviyeye taşıdıklarını belirten MAİB Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Teknolojik rekabet gücünü kaybetmek istemeyen ülkeler, yurt dışından artık daha az makine alıyor. Biz buna rağmen 300 bin ton daha fazla makine ihraç ettik ve 2019 yılında ihracat gelirimizi 720 milyon dolardan fazla artırmayı başardık” dedi.

İhracatını geçtiğimiz yılsonuna göre yüzde 4,2 artıran makine sektörü yılı 17,9 milyar dolar ihracatla kapattı, Serbest Bölgelerden yapılan ihracatla birlikte bu rakam 19 milyar dolara yaklaştı. Bu değer “genel ticaret verilerine” göre 180,5 milyar dolar olarak açıklanan Türkiye’nin toplam ihracatı içinde yüzde 10,5 paya karşılık geliyor. Yerli sanayi vurgusuyla Türkiye’nin makine ithalatının yüzde 17,6 gerilediği bu yıl, makine ihracatının ithalatı karşılama oranı yüzde 76,3’e yükseldi.

Bir önceki yıl 10 milyar dolar olarak gerçekleşen makine dış ticaret açığının yarı yarıya kapanmasından memnun olduklarını belirten Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Makine dış ticareti tüm dünyada daralıyor; sadece Türkiye değil, herkes kendi ülkesinin makinelerine yöneliyor. 2019 yılında küresel ölçekte 450 milyar dolarlık mal daha koruma altına alındı, bu malların büyük kısmını makineler oluşturdu. Geride bıraktığımız yıl lider ülkeler başta olmak üzere dünya toplam makine ihracatı düşerken, biz makine ihracatımızı yüzde 4’den fazla artırmayı başardık. Bizi bu süreçte başarılı kılan asıl unsur, Türk makinelerine dair pozitif algı ve kalite-fiyat ekseninde optimum pozisyon almamız oldu” dedi.

“Borçsuz ve istikrarlıyız, 2020’yi daha rahat geçireceğiz”

2019 yılında en fazla ihraç edilen makineler soğutma makineleri ve klimalar, içten yanmalı motorlar ve aksamları, yıkama ve kurutma makineleri, inşaat ve madencilik makineleri ile pompa ve kompresörler oldu. Bu dönemde oransal olarak en fazla ihracat artışı sağlayan ürünler ise elektrik motorları ve jeneratörler, yük kaldırma, taşıma, istifleme makineleri ile traktörler, tarım ve ormancılıkta kullanılan makinelerdi.

2019 yılında siyasi belirsizlikler, jeopolitik riskler ve teknoloji savaşları nedeniyle öngörüldüğü ölçüde büyümeyen hedef pazar ekonomilerindeki durgunluktan en fazla makine ve teçhizat yatırımlarının etkilendiğini belirten Karavelioğlu, Türk makine sektörünün borçsuz ve istikrarlı yapısıyla durumu lehine çevirmeyi başardığına dikkat çekerek şunları söyledi:

2019 yılı dünyanın geri kalanından pozitif ayrışan ihracat performansımız dışında, yurtiçinde de önemli kazanımlar sağladığımız bir yıl oldu. Hemen bütün strateji planlarında odak sektör olarak yer aldık, Bakanlıklarımızın sorumluluğuna bir bakıma ortak olduk. Yatırım ortamını iyileştirmeye yönelik atılan adımların da katkısıyla, yurtiçindeki sabit sermaye yatırımlarının yılın ikinci yarısında, sekiz çeyrek sonra yeniden artmasını bekliyoruz. Geride bıraktığımız zorlu süreci makinelerimizin verimliliğini artırarak, ürünlerimizi çeşitlendirip teknoloji seviyelerini yükselterek değerlendirdik. Türkiye’nin giderek daha rekabetçi hale gelen bir makine sektörüne sahip olduğunu, 2020’de yine herkese göstereceğiz”.

“Dünyanın geleceğinden makine kullanıcıları sorumludur”

Verimlilik kavramının makinelerin performansında önemli bir kriter haline geldiğini ve daha az maliyetle daha çok iş yapmanın temel bir ölçüt olduğuna dikkat çeken Karavelioğlu, çok yakın gelecekte dünya ticaretine egemen olacak gelişmeleri şöyle değerlendirdi:

Makine kullanıcıları yatırım kararlarında enerji sarfiyatı, fire, atık ve sürdürülebilirlik gibi kalite kavramı içinde değerlendirilen birçok parametreyi dikkate almalıdır. Sınai üretim veya hizmetler için kullanılan makinelerin enerji ihtiyaçlarının, yer küremize geri döndürülemez zararlar verilerek karşılandığı unutulmamalıdır.”

İklim değişikliğinin insanlığın en büyük sorunu olduğunu ve endüstriyel stratejilerde yer verilmediği takdirde bir ülkenin dış ticaretten aldığı payı en çok etkileyecek unsur haline geleceğini belirten Karavelioğlu, “Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı AB, karbon vergilerini hayata geçiriyor. AB ülkeleri planlı bir süreç içinde, kötü gidişe kayıtsız kalan ülkelerin mallarını ithal etmeyecekler. Korumacı bir dış ticaret politikası gibi algılansa da bu yaklaşımı insanlığın temel değerlerine fevkalade uygun buluyoruz ve Türkiye’nin Makinecileri olarak, bu olguyu zamanında önlemler alarak yönetmek üzere kamuoyunda bir farkındalık yaratmayı amaçlıyoruz” dedi.

 

 

Makine İhracatı 3. Çeyrekte 13 Milyar Doları Geçti

10.10.2019 – Yılın ilk 9 ayında ihracatını yüzde 5,2 artırmayı başaran makine sanayii, toplam ihracatını 13,2 milyar dolara taşıdı. Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı’nda odak sektör olarak belirlenen makine sanayiinin rekabetçi yapısıyla Türkiye’deki tüm sektörlerin teknolojik kapasitesini artırdığına dikkat çeken Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Katma değeri yüksek ürünlerin yerli imkân ve kabiliyetlerle üretimini hedefleyen bu programın makine sektörü ile başlaması, Türkiye’nin teknoloji odaklı büyüme stratejisini kararlılıkla uygulayacağının göstergesi olmuştur” dedi.

“Türkiye her gün 10 bin ton makine ihraç ediyor”

Her gün 10 bin ton makine ihraç eden Türk makine sanayiinin 23 alt sektörünün tamamında ürün kalitesini artırdığını ve Ar-Ge yatırımlarıyla devam eden bu gelişmenin Türkiye’nin Makinecileri’ni tüm sektörler için rol model haline getirdiğini belirten Kutlu Karavelioğlu şunları söyledi:

“Yeniden sanayileşmenin ana unsuru makine sanayiinin, gelişen bir ekonominin stratejik sektörü olduğu devletimiz tarafından kesin kabul görmüştür. Son dönemde Bakanlıklarımız tarafından kararlılıkla hayata geçirilen yenilikçi uygulamalarda pilot sektör olarak makinenin seçilmesi, sektörümüzün gelişim kapasitesine duyulan güvenin de bir göstergesidir. Bu güvene layık olmak ve makine sanayiinin yüksek katma değer potansiyelinden tüm sektörlerin istifade edebilmesini arzu ediyoruz”

“Küresel krizi fırsata çevirmek için çalışıyoruz”

Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı Almanya’daki ekonomik durgunluğun makine ihracatçılarını doğrudan etkilediğini belirten Karavelioğlu, “2019 yılında azalan küresel talepten en fazla etkilenen oyuncuların başında Almanya sanayii geliyor. Almanya ekonomisinin 2019 büyüme beklentisinin %0,8’den, 2013’ten bu yana en kötü performans olan %0,5’e çekilmesi buradaki daralmanın devam edeceğini gösteriyor. En büyük pazarımız olan Almanya’daki bu sorunları önceden görerek başta ABD ve Rusya olmak üzere kritik pazarlara yönelik çalışmalar yaptık. Girişimlerimizin olumlu netice vermesi, ihracat performansımızı koruyabilmemizi sağladı. Dünya Ticaret Örgütü küresel ticaret hacmindeki büyüme hedefini bu yıl için yüzde 1,2’ye indirirken, Türk makine sanayii küresel ticaret hacminin 4,5 katı büyüme performansı gösterdi. Küresel krizi bir kez daha fırsata çevirmek için tüm gücümüzle çalışıyoruz” dedi.

Makine sektörünün yılın ilk 9 ayında en fazla ihracat gerçekleştirdiği ülkeler Almanya, ABD ve İngiltere oldu. ABD’ye yaptığı makine ihracatı yüzde 13,3 artışla 1 milyar dolara ulaşan sektörün, en fazla ihracat artışı gösterdiği diğer ülkeler ise Irak, Rusya ve Fransa olarak kaydedildi.

8 Aylık Makine İhracatı 11,6 Milyar Dolara Yükseldi

10.09.2019 – Yılın ilk 8 ayında ihracatı 11,6 milyar dolara ulaşan makine sektörü, ihraç ettiği ürün miktarını geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 13,8 artırarak 2 milyon tonun üzerine taşıdı. OECD bölgesinde yaşanan ekonomik daralmanın sabit sermaye yatırımlarını olumsuz etkilediği bir süreçte makine satışlarındaki artışın yüksek olduğuna dikkat çeken Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Küresel mal ticaretindeki sorunların fiyatlar üzerindeki baskısını dengeleyecek bir ihracat stratejisi yürütmek ve makine imalatçılarını iç piyasada da destekleyecek bir pozisyon almak zorundayız” dedi.

Makine sektörünün ilk 8 ayda en fazla ihracat gerçekleştirdiği ülke, yılın ikinci çeyreğinde ekonomisi yüzde 0,1 oranında daralan Almanya oldu. Almanya’ya 1,5 milyar dolar düzeyinde ihracat gerçekleştiren makine sektörü, ABD’ye ihracatını geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 11,5 oranında artırarak 876 milyon dolara taşıdı. Euro Bölgesi’ndeki büyümenin durma noktasına geldiği bu süreçte ABD ve Rusya ile makine ticaretini artıracak çalışmalara özel önem verdiklerini belirten Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu şunları söyledi:

“Makinelerimizin KG başına ortalama birim fiyatlarının 14,3 dolara kadar ulaştığı ABD’nin Türkiye’den en fazla satın aldığı ürün makinedir. Küresel makine ithalatı içindeki payı yüzde 16,5’e ulaşan ABD’nin makine ithalatının yüzde 30’dan fazlasını Çin’den gerçekleştirdiği düşünüldüğünde, ABD’nin Çin ürünlerine yönelik ek vergi uygulamasının makine ihracatçılarına yeni fırsatlar sunduğu çok açıktır. ‘Türkiye’nin Makinecileri’ markasıyla ABD’ye özel bir tanıtım çalışması yürüteceğiz, bu ülkeye yıllık 1,3 milyar dolar düzeyindeki makine ihracatımızı 2 milyar doların üzerine taşımak için yoğun çaba göstereceğiz. Bu süreçte Almanya’daki temaslarımızı da artıracak, oradaki yavaşlamayı da telafi etmeye çalışacağız”

“Rusya yeniden en büyük dört pazarımızdan biri olacak”

Rusya’ya makine ihracatının 308 milyon dolar olarak gerçekleştiği 8 aylık dönemde, bu ülkeye gönderilen makine miktarının yüzde 21 oranında arttığına dikkat çeken Karavelioğlu, yılın son dört ayında bu artışı hızlandırmayı hedeflediklerini belirterek şunları söyledi:

“Temmuz ayında Ticaret Bakanlığı ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızla birlikte Ekaterinburg’ta kurduğumuz temasların Rusya’da önemli bir yansıması oldu. Ülkemiz son 2 aylık süreçte, bayram tatillerindeki kesintiye rağmen Rusya’ya 84 milyon dolar karşılığı makine ihraç etti. Rusya’nın yeniden en büyük dört pazarımız arasında olması için çalışıyoruz. İleri teknolojiye yatırım yapan ülkelerin tamamını yakın takibimizde tutacak, küresel mal ticaretindeki sorunların fiyatlar üzerindeki baskısını dengeleyecek çok yönlü bir ihracat stratejisi yürüteceğiz. Tüm ekonomilerin büyümekte zorlandığı bu dönemde, makine imalatçılarını iç piyasada da destekleyecek bir pozisyon alınması gerektiğini düşünüyoruz.”

 

 

Makine İhracatı 7 Ayda 10 Milyar Doları Geçti

07.08.2019 – Temmuz ayında 1,5 milyar dolar ihracat kaydeden makine sanayii, yılın ilk 7 ayında toplam ihracatını 10,3 milyar dolara çıkardı. Finans piyasalarında işaretleri artan parasal genişleme politikalarının, ilk 6 ayda yüzde 2,6 daralan dünya ticaretini olumlu etkilemesini umduklarını ifade eden Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Sabit sermaye yatırımlarında yaşanan küresel yavaşlamaya rağmen, yurtdışına giderek daha fazla makine satıyor olmamız sektörümüzün başarısının konjonktürel olmadığının göstergesidir. Korumacı tedbirler, siyasi yaptırımlar ve Brexit belirsizliği nedeniyle dünya makine ticareti azalırken, bizim ihracatımız ve dolayısı ile pazar payımız artıyor. Parasal genişleme, risk iştahını artıracak bir gelişmedir ve kısa süre içinde makinelerimizin fiyatlarına olumlu yansımaları olacaktır” dedi.

“İhracat gelirimizi daha hızlı artıracağız”

Teknoloji savaşlarının ticareti kısıtlayıcı tedbirlere dönüşmesinin küresel yatırım ortamında bir bozulma oluşturduğunu ifade eden Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, son dönemde olumlu gelişmeler yaşandığına dikkat çekerek şunları söyledi:

Makine imalatçılarımız iç ve dış pazarlardaki gerilemeyi, tekno-ekonomik kapasitelerinde bir zaafa uğramamak için fiyat düşürerek aşmaya gayret ediyorlar. Finansmana erişimin yüksek maliyetleri nedeniyle daha düşük fiyatlarla ama daha fazla makine satmayı tercih ediyorlar. Geçtiğimiz yıl 1,5 milyon ton olan makine ihracatımız 2019’un aynı döneminde 1,75 milyon tonu aştı. Bu süreçteki stratejimiz, aylık ortalama 1,5 milyar dolar düzeyindeki ihracat gelirimizi korumaktı. Gelişmiş ülkeler arasındaki çekişmelerin nereye evrileceği hâlâ belirsizliğini korumakla beraber, finansman maliyetlerini düşürecek adımların atılmasıyla umut verici gelişmeler yaşıyoruz. Küresel yatırım ortamında yaşanacak iyileşmenin de etkisiyle ihracat gelirlerimizi daha hızlı artıracağımıza inanıyoruz.”

12 aylık toplam ihracat 17,7 milyar dolar

Yılın ilk 7 ayında 10,3 milyar dolar ihracat gerçekleştiren makine sektörünün başlıca ihracat pazarları içinde en yüksek değer artışı ABD, Fransa, İspanya ve Rusya’da gerçekleşti. Sektörün son 12 aylık dönemdeki toplam ihracatı da, bir önceki döneme göre yüzde 6,3 artışla 17,7 milyar dolara yükseldi. Makine sanayiinde başlıca ürün grupları içerisinde ihracatını en fazla artıran sektörler ise inşaat ve madencilik makineleri, traktör, tarım ve ormancılık makineleri ile tekstil ve konfeksiyon makineleri oldu.

 

Türkiye’nin Makinecileri Rusya’ya Çıkarma Yapıyor

05.07.2019 – Türkiye’nin makine ihracatı yılın ilk yarısında yüzde 4,9 artarak 8,8 milyar dolara yükseldi. İhraç edilen makine miktarı ise geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 15,7 artarak 1,6 milyon tona ulaştı.

Uluslararası ticaretin kapsamını genişletecek gelişmelerle yılın ikinci yarısından daha umutlu olduklarını belirten Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “En büyük ihracat pazarımız Almanya’daki sanayi üretimi düşüşünden olumsuz etkileniyoruz. Farklı pazarlara yönelmeye çalıştığımız bu süreçte, G-20 Zirvesi’nde uluslararası ticaret savaşlarını bitirmeye yönelik atılan adımları ise olumlu değerlendiriyoruz. İleri teknolojiye yaptığımız yatırımlarla tüm dünyaya makine satacak güce ulaştığımızı dünya ticaretine darbe vurmuş bütün olumsuzluklara rağmen sağladığımız önemli artışlarla gösteriyoruz. İhracatımızda sağladığımız değer artışını, miktar artışında yakaladığımız yüzde 15 seviyesinin üzerine çekmek için çalışıyoruz” dedi.

“2019’un en büyük etkinliğini Rusya’da yapıyoruz”

Haziran ayında hem yurt içinde hem de yurt dışında, imalatçılara ümit veren gelişmelerin yaşandığına dikkat çeken Karavelioğlu makine sektörünün ihracat pazarlarında kurduğu ticari ilişkiler hakkında şu bilgileri verdi:

“Yılın ilk yarısında ABD’ye makine ihracatımız yüzde 13,9 arttı. Artış oranımız Fransa ve İspanya’da yüzde 20’leri aştı. Bunlar tesadüfen yakalanmış başarılar değildir, Türk makine sektörünün kaliteye ve markalaşmaya yaptığı yatırımların bir sonucudur. Geçtiğimiz günlerde, ITMA Fuarı dolayısıyla Barcelona’da bir araya geldiğimiz İspanyol sanayicilerden yılın ikinci yarısında daha fazla sipariş vereceklerinin sözünü aldık. Bu hafta da partner ülke olarak katıldığımız İnnoprom fuarında Rus sanayicilerle bir araya geleceğiz; Ticaret Bakanlığımız ve Sanayi Bakanlığımızla birlikte Rusya’da önemli temaslarda bulunacağız.”

Karavelioğlu, yılın ilk 6 ayında Rusya’ya yapılan toplam makine ihracatının 224 milyon dolar olduğunu belirterek“Rus pazarında yılın ilk yarısında yüzde 11,8 düzeyinde gerçekleşen makine ihracatı artışını, bu ülkede yapacağımız yoğun temas ve tanıtım faaliyetleriyle yıl sonuna kadar yüzde 20 seviyesine çıkarabileceğimize inanıyoruz. Türkiye’nin Makinecileri markasıyla bu konuda yapacağımız çalışmalar hakkında, Türk kamuoyunu gelecek hafta daha yakından bilgilendireceğiz.” dedi.

 

Tekstil ve Konfeksiyon Makineleri İhracatında Hedef 1 Milyar Dolar

27.06.2019 – Dünyanın en büyük uluslararası tekstil makineleri fuarı ITMA, Türkiye’nin Makinecileri’ni Barcelona’da ağırladı. Tekstil ve hazır giyim makineleri ihracatı geçtiğimiz yıl 722 milyon dolara ulaşan Türk makine sektörü, 165 firmayla katıldığı ITMA fuarında yeni ürünlerini sergiledi. 45 ülkeden 1700 katılımcının yer aldığı fuarda Makine İhracatçıları Birliği, “Turkish Machinery” markasıyla tanıtım çalışmaları yaptı.

Türkiye’nin Ortadoğu’dan Avrupa ve Uzak Asya’ya kadar dünyanın farklı bölgelerinden tekstil ve konfeksiyon makinesi ihraç ettiğini belirten Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Tekstil ve konfeksiyon makineleri alanında geliştirdiğimiz ileri teknolojili ürünlerimiz ve faaliyet alanında markalaşma stratejisi yürüten firmalarımız öncülüğünde tüm dünyaya ihracat yapmanın gururunu yaşıyoruz. 2018 yılında 722 milyon dolara ulaşan tekstil ve konfeksiyon makineleri ihracatımızı 1 milyar dolara çıkaracak gücümüz var. Makinelerimizin yüksek üretim performansı ve farklı tasarımlara hizmet verebilecek esnek yapısı bizleri bu seviyeye kısa vadede taşıyacaktır” dedi.

“Tekstil ve konfeksiyon üreticilerimiz bize güvensinler”

Türk firmaların ITMA fuarında sergiledikleri yeni ürünlere yoğun ilgi ve talep olduğuna dikkat çeken Karavelioğlu şunları söyledi:

“Bu yılın ilk 5 ayında tekstil ve konfeksiyon makineleri ihracatımız miktar bazında yüzde 26 arttı. Daha önce 4 makine gönderdiğimiz yere, artık 5 makine gönderiyoruz. Bu sayı daha da artacak, makinelerimizin gerçek değerine ulaşmasıyla birlikte değer bazında sağladığımız yüzde 15 artış da yükselecektir. Pazarlık gücümüzü koruyabilmek için iç piyasadaki talebin korunmasına ihtiyacımız var.Oysa Türkiye her yıl tekstil ve konfeksiyon makineleri alanında 1 milyar dolar dış ticaret açığı veriyor. Türk makinelerinin kalitesini tüm dünya anladı, tekstil ve konfeksiyon üreticilerimizin de bize güvenmesi gerekiyor.”

 

Makine İhracatı İlk 4 Ayda 5,8 Milyar Dolara Yükseldi

Türkiye’nin Makinecileri yeniden stratejik sektör olmayı talep ediyor

10.05.2019 – Türk makine sektörü ihracat gelirini 2019 yılının ilk dört ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 6,5 artırarak toplam ihracatını 5,8 milyar dolara yükseltti. Makine sektörünün ihracat performansının her yıl artarak devam ettiğini belirten Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Makine ihracatındaki miktar artışını değer bazında da yakalamak zorundayız, bunu sağlayacak teknolojik bilgi ve deneyime fazlasıyla sahibiz. Bu gücü küresel rekabete taşıyabilmek için Yeni Ekonomi Programı kapsamında makine sektörü bütün dünyada olduğu gibi stratejik sektörler arasında konumlandırılmalı, gerek sanayi gerekse ticaret politikalarıyla desteklenmelidir. Yerli makine Türkiye ekonomisinin ilacıdır” diye konuştu.

Türkiye’nin Makinecileri yılın ilk 4 ayında başta ABD, İngiltere, İtalya ve Fransa olmak üzere sanayisi gelişmiş ülkelerde önemli ölçüde ihracat artışı sağlayarak, dünya geneline ihraç ettiği makine miktarını yüzde 18,1 artırdı. Türk makine sektörünün en büyük ihracat pazarı Almanya sanayiindeki durgunluk ise bu ülkeye yapılan makine ihracatının yüzde 8,8 gerilemesine neden oldu. Türk makine sektörü bu performansıyla ihracat gelirini, yılın ilk 4 ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 6,5 artırdı. Sektörün toplam ihracatı 5,8 milyar dolara yükseldi.

Makine sektöründe ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 78,8’e ulaştığını vurgulayan Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu şunları ifade etti:

“Yerli makine Türkiye ekonomisinin ilacıdır. Bu ilacın etkisini artırmak için ivedilikle atılması gereken adım, makine sektörünü yeniden stratejik sektörler arasında konumlamaktır. Bu kapsamda yerli sanayiciyi yerli makine kullanmaya teşvik etmek ve başta makine olmak üzere tüm yüksek teknolojili mal ve ürünlerin ihracatını destekleyici politikalar uygulamak öncelik olmalıdır. Dış ticaret açığını kapamak hepimizin milli sorumluluğudur.”

“Yerli sanayici yerli makine kullansın”

İmalat sanayiinde devam eden sorunların yabancı müşterilerin pazarlık gücünü artırdığına ve firmaların mali durumunun ürünlerin fiyatlarına etki ettiğine de dikkat çeken Karavelioğlu, “Yurtiçindeki pazarın daralması, firmalar arası rekabeti yurtdışına da taşıdı ve bu durum yılın ilk bölümünde makinelerimizin değerinin altında satılmasına neden oldu. İhracattaki birim fiyatların geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 10 düşüş gösterdiğini görüyoruz. Bu sorunun Yeni Ekonomi Programı kapsamında alınacak yapısal ekonomik önlemlerle düzelmesini ve fiyatların hak ettiğimiz noktada dengelenmesini bekliyoruz. Diğer yandan yerli sanayicimizi de yine, yeniden yerli makine kullanmaya çağırıyoruz” dedi.

Karavelioğlu ekonomik iyileşme ve büyümenin, ancak yerli sanayicinin ithal makineye bağımlı olmaması ve üretimde yerli makine kullanmasıyla mümkün olabileceğini sözlerine ekleyerek, “Türkiye’nin enerjiden sonra en fazla ithal ettiği ikinci ürün olan makinelerin ithalatı, her yıl 10 milyar dolar düzeyinde açık vermemize neden oluyor. İçten yanmalı motor, büro makineleri, pompa ve kompresörler ile türbin ve turbojet ithalatının yılın ilk dört ayında yarattığı 1,4 milyar dolarlık dış ticaret açığı yılın kalan kısmında daha da artarsa, bu durumun ekonomimiz üzerindeki yükü büyük olacak” dedi.

 

Ocak Ayında Makine İhracatı 1,3 Milyar Doları Geçti

12.02.2019 – Türkiye’nin makine ihracatı Ocak ayında 1,3 milyar doları geçti. Sektörün 2018 yılı Ocak ayına göre yüzde 12 daha yüksek performans gösterdiğine dikkat çeken Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “2018 yılında ihracatını en fazla artıran sanayi gruplarından biri olan makine sektörü, bu yıl için belirlediğimiz 20 milyar dolar ihracat hedefine uygun olarak, iyi bir başlangıç yaptı” dedi.

Geçtiğimiz yıl 17,1 milyar dolar ihracatla, ithalatı karşılama oranını yüzde 64 seviyesine yükselten makine sektörü Ocak ayında 1,3 milyar dolardan fazla ihracat gerçekleştirdi. Sektörün gelişmiş ülkelerdeki marka gücünü yükselten çalışmalar yaparken, ihracatçıların yeni pazarlara erişimini artırmayı da hedeflediklerini belirten Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu şunları söyledi:

Türk makine sanayi ileri teknolojiye uygun üretim altyapısıyla gelişmiş ülke pazarlarında talep gören canlı bir sektördür. Ocak ayında da faaliyetlerimiz hız kesmeden devam etmiş,Almanya, ABD, İngiltere, İtalya ve Fransa en fazla ihracat gerçekleştirdiğimiz pazarlar olmuştur. Bununla beraber ihracat artış hızımızın Cezayir, Polonya ve Fas gibi ülkelerde yüzde 20’leri geçtiğini görüyoruz. Sanayiinin tüm alt dallarında müşterilerimizin makine ihtiyacına yanıt verirken, Türk makine sektörünün pazar çeşitliliğini artırmayı amaçlıyoruz.”

“Uluslararası tanıtım çalışmalarında hız kesmeyeceğiz”

Makine İhracatçıları Birliği uluslararası tanıtım çalışmaları kapsamında 5-8 Şubat tarihleri arasında Almanya’nın Leipzig şehrinde tamamlanan INTEC fuarına katıldı. Fuarla eşzamanlı olarak, 19 Türk firmasının iştirakiyle düzenlenen Ticaret Heyeti kapsamında Türk ve Alman firmaları ikili görüşmeler yaparken, Türkiye’nin Makinecileri de Almanya’daki kuruluşlarla temaslarını artırdı.

VEMAS, Fraunhofer Enstitüsü, IHK Chemnitz, tesis ve firma ziyaretleri ile Türk-Saksonya İşbirliği Forumu, etkinlik katılımları, ikili iş görüşmeleri, firma ve fuar ziyaretinin olduğu yoğun programlı bir heyet organizasyonu gerçekleştirdiklerini belirten Karavelioğlu şunları söyledi:

Ürünlerimizin kalitesini anlatmak, müşterilerimizin talep ve ihtiyaçlarına ilk ağızdan yanıt vermek marka çalışmalarımızın önemli bir boyutunu oluşturuyor. Katıldığımız organizasyonlarda geniş bir satın almacı grubuna sektörümüzün gücünü anlatıyoruz. INTEC Leipzig’te Türkiye ile beraber 31 ülke daha vardı, tanıtım faaliyetlerimiz sektörümüzün yeni pazarlara açılması noktasında önemli bir fırsat oldu.”

Fuar kapsamında düzenlenen Ticaret Heyeti’nin verimli geçmesinden ve Almanya’da işbirliği yaptıkları kuruluşların Türk Heyetine olan destek ve ilgisinden büyük mutluluk duyduklarını ifade eden Karavelioğlu sözlerini şöyle tamamladı:

“Uluslararası rekabette daha güçlü olmak için, üretimdeki gücümüzü pazarlama alanında da göstermek mecburiyeti hissediyoruz. Haziran ayında Dusseldorf’da bir heyet daha gerçekleştireceğiz. Almanya’daki muhataplarımızla yıl içinde Türkiye’de de bir araya gelmeyi sürdüreceğiz. Uluslararası tanıtım çalışmalarında hız kesmeden Meksika, Hindistan, Rusya ve Çin’de de heyet organizasyonu yapacağız. Çalışmalarımızın sektörümüzün performansına yaptığı katkıdan memnunuz.”

 

Türkiye’nin toplam makine ihracatı Eylül ayı sonunda 12,4 milyar dolara ulaştı

Makine ihracatında 18 Milyar Dolara Çeyrek Kaldı!

10.10.2018 – Üçüncü çeyrek sonunda Türkiye’nin toplam ihracatı yüzde 7 artarak 123 milyar dolara ulaşırken, makine ihracatı yüzde 17 artarak 12,4 milyar dolar oldu. Enflasyonla Topyekün Mücadele Programı’nın bir parçası olarak;yatırım, üretim ve girdi maliyetlerinin azaltılması yönündeki adımların tamamlayıcı unsurunun yerli makine kullanımı olduğuna dikkat çeken Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu; “Üçüncü çeyrek sonunda 18 milyar dolarlık yılsonu hedefini destekleyen bir başarıya imza atan sektörümüzde ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 58,6’ya yükseldi. Bu ivmeyi yurtiçine de taşımak istiyoruz” dedi.

Yılın üçüncü çeyreği sonu itibarıyla toplam makine ihracatı 12,4 milyara yükseldi, en büyük üç pazar Almanya, ABD ve İngiltere. Almanya’nın Türkiye’den ithal ettiği makinelerin değeri 1,8 milyar doları aştı. ABD ve İngiltere’ye yapılan ihracatın yüzde 22’nin üzerinde büyüdüğü bu dönemde en fazla artış yaşanan ülkelerden biri Rusya oldu. Yılın ilk 9 ayında Rusya’ya gerçekleşen makine ihracatı yüzde 43 artarak 300 milyon doları aştı. Rusya’ya en fazla ihraç edilen mal grubu takım tezgahı olurken, bunu sırasıyla inşaat ve madencilikte kullanılan makineler ile pompa ve kompresörler takip etti.

Enflasyonla Topyekün Mücadele Programı’nda temel vurgulardan birinin yurt içinde katma değerli üretimin desteklenmesi ve ithalata bağımlılığın azaltılması olduğuna vurgu yapan Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu şunları söyledi:

“Günlük yaşamda ihtiyaç duyduğumuz bütün teknolojilerin geliştirildiği alan olan makine imalat sektöründe üretim ve hizmetlerde kullanılan makinelerin, yatırımcı ve makine imalatçısı ile birlikte geliştirilmesinin, teknolojinin yerlileşmesi ve millileşmesi için tek yol olduğunu düşünüyoruz. Devletin büyük işletmelerle KOBİ’ler arasındaki teknoloji odaklı işbirliği projelerini desteklemesinin gerekçesi, sanayimizin yabancı teknolojiye bağımlılığını azaltmaktır.”

İnşaat makinesi ihracatında dikkat çekici artış

En fazla ihraç edilen makine mal grupları; motorlar ve aksamları (1,7 milyar dolar), klimalar ve soğutma makineleri (1,7 milyar dolar), yıkama ve kurutma makineleri (1,1 milyar dolar) oldu. En fazla ihraç edilen on mal grubu arasında yer alan inşaat ve madencilik makinelerinde yüzde 28, takım tezgahlarında yüzde 24, pompa ve kompresörlerde ise yüzde 23 seviyesinde artış görüldü.

 

Türk makineleri ABD’de kilogram başı 14,3 dolara yükseldi

06.09.2018 – Ağustos ayında 1,2 milyar dolar makine ihracatı gerçekleşti, yılın 8 ayında sektörün toplam ihracatı 11 milyar dolara ulaştı. İlk 8 ayda geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 16,6 ihracat artışı yaşandığını belirten Makine İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu makine ihracatında kilogram başına fiyatlarda yüzde 8 artış sağladıklarını kaydederek, “Kur farkını bahane ederek Türk malını değerinin altında ithal edebileceğini düşünenler yanılıyorlar” dedi.

Yılın ilk 8 ayında makine ihracatını 11 milyar dolara yükselten makine sektörünün, aynı dönemde Türkiye’nin toplam ihracatı içindeki payı yüzde 10 olarak gerçekleşti. Makine sektörünün Ocak-Ağustos döneminde en fazla ihracat gerçekleştirdiği ülkeler Almanya, ABD ve İngiltere oldu. Gelişmiş ülkelerin tamamında pazar payını artırmayı başaran Türk makine sektörü ABD’de yüzde 21,9 Rusya’da ise yüzde 43,2 ihracat artışı sağladı.

“Makinelerimiz gerçek değerini buluyor”

Sektörün geçtiğimiz yılın ilk 8 ayında 5,7 dolar seviyesinde olan ihracatta kilogram başına fiyatları 6,2 dolara kadar yükseltmeyi başardığını belirten Makine İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu şunları söyledi:

“Makine İhracatçıları Birliği olarak, üyelerimizin dış ticaret süreçlerinde sorun yaşamaması ve sektörümüzün uluslararası rekabette geri kalmaması için ihracatçı firmalarla sürekli temas halindeyiz. İthalatçı ülkelerin kur farkını fırsata çevirmesine ve Türk makinelerin marka gücüne zarar vermesine izin vermeyiz. İleri teknoloji ve inovasyona yaptığımız yatırımlarla makinelerimiz gerçek değerini buluyor. Bunun en iyi örneklerinden biri kilogram başına ihracat fiyatlarımızın ABD’de 14,3 dolara kadar yükselmesidir. Özellikle Türbin, Turbojetler ve Hidrolik Silindir satışında önemli bir artış sağladığımız ABD’ye ihracatımız ilk 8 ayda 787 milyon dolara ulaştı. Türkiye’nin toplam ihracatı içinde makine sektörünün payı Almanya’da yüzde 15,6’ya, ABD’de ise yüzde 14,9 seviyesine yükseldi.”

 

ABD’ye makine ihracatı 700 milyon dolar yükseldi

Makine sektörü ABD pazarında hedef büyüttü

Makine İhracatçıları Birliği’nden yapılan açıklamaya göre yılın ilk 7 ayında makine sektörünün toplam ihracatı 9,8 milyar dolar olarak gerçekleşti. Makinecilerin yılın ilk 7 ayında ABD’ye yaptığı toplam ihracat ise 700 milyon dolar oldu. MAİB Başkanı Kutlu Karavelioğlu, her ay 100 milyon dolar makine ihracatı gerçekleştirdiğimiz ABD pazarında hedef büyüttüklerini söyledi.

08.08.2018 – Temmuz ayında ihracatını geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 21,2 artıran makine sektörü toplam ihracatını 9,8 milyar dolara taşıdı. Gelişmiş ülkelerin tamamında pazar payını artırmayı başaran sektörün en fazla ihracat gerçekleştirdiği ülkeler Almanya, ABD ve İngiltere oldu. Korumacı politikalarla ithalatı kontrol altına almaya çalışan ABD’de büyük ilgi gören Türk makineleri, ABD’ye yaptığı ihracatı yüzde 28,7 artırmayı başardı. Makine sektörünün her ay 100 milyon dolar ihracat gerçekleştirdiği ABD pazarında pazar payını artırmaya devam edeceğini ifade eden MAİB Başkanı Kutlu Karavelioğlu şunları söyledi:

ABD’de kapsamı genişleyen korumacı politikalar bu ülkede iş yapmak isteyen tüm sektörleri doğrudan etkiliyor ancak sanayi üretiminin yıllık yüzde 6 artış gerçekleştirdiği ülke makine gibi stratejik sektörlere de ticari anlamda yeni fırsatlar sağlıyor. Türk makinelerinin artan kalitesiyle ABD pazarında önemli bir alıcısı var. Bu dönemde ABD’ye yaptığımız Türbin, Turbojet, Turbopropeller ve Hidrolik Silindir ihracatı 1,5 katına, Motorlar, Aksam ve Parçaları ihracatı 2 katına çıktı.”

“ABD’nin Türkiye’den ithal ettiği malı, sanayicimiz yurtdışında aramasın”

Ticaret Bakanlığı tarafından açıklanan Geçici Dış Ticaret Verilerine de değinen Karavelioğlu şunları söyledi:

“Temmuz ayında Türkiye ekonomisinde ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 70’e yükselmesi çok olumlu bir veri oldu. Dış ticaret açığında önemli bir düşüş sağlayan bu tabloyu geliştirmemiz gerekiyor. TÜİK verilerine göre Temmuz ayında en çok ihracatı yapılan ürün grubu, otomotiv ve aksamlarından sonra makine ve aksamları. Fakat makine ve aksamları, petrol ve ürünlerinden sonra en çok ithal ettiğimiz ikinci ürün grubu aynı zamanda. Sattığımız kaliteli ürünlerin muadillerini ithal etmek doğru bir yaklaşım değil. ABD’nin Türkiye’den ithal ettiği malı, sanayicimiz yurtdışında aramasın. Türkiye’nin yerli makine kullanması, daha fazla üretip daha fazla ihraç ederek büyümesi gerekiyor.”

 

Makine ihracatında birim fiyatlarda artış yüzde 10

Mayıs ayında, aylık bazda tarihin en yüksek ihracat rakamına ulaşan Türkiye ekonomisinde, makine sektörü yılın ilk 5 ayında toplam ihracatını 7 milyar dolara çıkardı. Makine ihracatının geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 24 büyüdüğüne dikkat çeken Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Dünya genelinde yeni proje ve yatırımların yeniden başlaması ile makineye olan talep artıyor, özellikle Avrupa ülkelerinden birçok yeni sipariş alıyoruz” dedi.  

Yılın ilk 5 ayında toplam ihracatı 69 milyar $’a ulaşan Türkiye ekonomisinde, ihracatını en fazla artıran sektörlerden biri Türk makine sanayii oldu. Bu dönemde yüzde 24 artışla ihracatını 7 milyar dolara yükselten sektör, Türkiye’nin toplam ihracatı içindeki payını 10,3’e çıkardı.

Almanya, ABD, İngiltere ve İtalya gibi makine sektörünün önde gelen pazarlarında yüzde 20 ile yüzde 30 arasında değişen büyüme oranlarına ulaştıklarını belirten Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu şunları söyledi: 

Dünya genelinde yatırımlardaki durağanlığın artık geride kaldığını, özellikle imalat sanayiinde faaliyet gösteren sektörlerin canlanmaya başladığını görüyoruz. Makine ve teçhizat yatırımlarına tekrar ağırlık verildiği bu dönemde, Türk makinelerine yoğun bir ilgi var. Almanya’ya ihracatımız şimdiden 1 milyar doları geçti. Rusya gibi stratejik pazarlara yaptığımız ihracattaki artış yüzde 58’e ulaştı.” 

Sektörün hedefi yüksek teknolojili ürünlerin payını artırmak

Sektörün yoğun talep artışı yaşadığı bu dönemde en önemli verilerden birinin birim fiyatlardaki yükseliş olduğuna dikkat çeken Karavelioğlu şunları söyledi: 

Makine ihracatında miktar bazında artış yüzde 10 seviyesinde gerçekleşirken değer bazında artış yüzde 24’e ulaştı. Döviz kurundaki dalgalanmaların etkilerini gördüğümüz bu dönemde, kilogram başına birim fiyatımızın 5,9 dolardan 6,4’e yükselmesi, yani yaklaşık yüzde 10 artması çok olumlu bir göstergedir. Türkiye’nin, toplam ihracatı içinde yüksek teknolojili ürünlerin payını artıma hedef ve vizyonuna katkıda bulunmayı sürdüreceğiz.” 

Makine sektörünün tek bir ülkeye bağlı kalmadan tüm ihracat pazarlarında artış sağlarken, tüm alt sektörlerde de yoğun bir yükseliş içinde olduğunu belirten Karavelioğlu şunları ifade etti: 

Sektör geneline baktığımızda; tüm ürün gruplarında bir hareketlilik söz konusu olduğunu, motor ve aksamları ihracatının 1 milyar dolar seviyesini aştığını, klima ve soğutma makineleri ihracatının ise 1 milyar dolar eşiğine ulaştığını görüyoruz. Tüm alt sektörlerimizle işbirliği içinde, yılsonunda 18 milyar dolar makine ihracatı hedefine ulaşacağımıza inanıyoruz.”

 

Makine İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu:

“Rekabeti fiyatla değil, kalite ve markalaşmayla sürdüreceğiz”

Türk makine sektörünün tanıtım faaliyetleri kapsamında uluslararası alanda çalışmalarını sürdüren Türkiye’nin Makinecileri, stratejik pazarları arasında ilk sıralarda gelen Almanya ve Rusya’daki fuarlarda Türkiye’yi temsil etmeye devam etti. 14-18 Mayıs tarihleri arasında Moskova’da düzenlenen Metalloobrabotka fuarına katılan Türkiye’nin Makinecileri aynı tarihlerde Münih’te düzenlenen IFAT fuarında da etkin bir tanıtım kampanyası gerçekleştirdi.

Hedef pazar çalışmalarıyla yeni işbirlikleri geliştirmek üzere yurtdışı tanıtım faaliyetlerine tüm hızıyla devam eden Makine İhracatçıları Birliği, Moskova’da düzenlenen Metalloobrabotka(Metal İşleme Teknolojileri Fuarı) ve Münih’te düzenlenen IFAT’ta (Çevre ve Su Teknolojileri Fuarı) dünya genelinden 200 bine yakın ziyaretçiyle buluştu.

Türk makine sektörünün 2018 yılı ihracat hedeflerine ulaşmasında Almanya ve Rusya’daki iş bağlantılarının önemine dikkat çeken Makine İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu şunları söyledi;

Kaliteli ürüne talebi attırabilmenin yolu fiyat rekabetiyle yarışmaktan değil, markalaşma çalışmalarını başarıyla yürütebilmekten geçiyor. Markalaşma çalışmalarının merkezinde ise pazarlama ve tanıtım faaliyetleri var. Almanya ve Rusya bu alanda en önem verdiğimiz hedef pazarlar arasında. Metalloobrabotka ve IFAT gibi, katıldığımız her fuar Türk makine sektörünün bilinirliğine katkı sağlıyor.”

Çevre teknolojileri alanında son teknolojiler Münih’te sergilendi

Atık su/arıtma, katı atık/geri dönüşüm ve araç üstü ekipmanlar/cadde temizliği olmak üzere üç alt kategoride düzenlenen IFAT, Almanya’nın Münih kentinde tamamlandı. Çevre ve su teknolojilerindeki en son çözümlerin ele alındığı IFAT fuarında Türkiye’yi Makine İhracatçıları Birliği’nin yanı sıra POMSAD gibi sektörün önde gelen derneği ile birlikte 100’e yakın firma temsil etti. 2 yılda bir Münih’te gerçekleşen IFAT’ta Türkiye İtalya, Hollanda ve Avusturya’dan sonra Almanya dışı ülkeler arasında fuara en fazla firma ile katılan 4. ülke oldu. Münih’te fuar alanını ilanlarıyla donatan Makine İhracatçıları Birliği ziyaretçilerden büyük ilgi gördü.

Türkiye’nin Makinecileri Moskova’da sesini duyurdu

Moskova’da düzenlenen Metalloobrabotka fuarı bu yıl da makine ve üretim mühendisi, takım lideri, üst düzey yönetici pozisyonlarındaki birçok profesyoneli bir araya getirdi. Fuar kapsamında Rus iş adamlarıyla buluşan Türk makine sektörü; kesme, şekillendirme, döküm ve kaynak yapabilen metal makinaları, kesici uçlar, kaplama ve ısıl işlem ekipmanları, test cihazları ve ekipmanları alanında son teknolojilerini Metalloobrabotka fuarında sergiledi. Türkiye’nin Makinecileri’nin yanı sıra Makina İmalatçıları Birliği’nin de yer aldığı fuarı 30 binin üzerinde kişi ziyaret etti.

 

Hannover ve Paris’te Türk Makineleri Haftası

Dünyanın en büyük sanayi fuarı Hannover Messe’ye bu yıl 102 Türk firması katılacak. 23-27 Nisan tarihleri arasında düzenlenecek fuarda 9. kez yer alacak olan Makine İhracatçıları Birliği, 23-28 Nisan tarihleri arasında Paris’te düzenlenen İş ve İnşaat Makineleri Teknolojileri Fuarı Intermat’ta da Türkiye’yi temsil edecek. Intermat 2018 bu yıl Türkiye’nin Makinecileri’nin yanı sıra 52 Türk firmasını daha ağırlayacak.

Türkiye’nin Makinecileri bu yıl “Entegre Endüstri – Bağlan ve İşbirliği Yap” sloganıyla kapılarını açan Hannover Messe’de dünya genelinden 250 bine yakın ziyaretçiyle buluşacak. Endüstriyel otomasyon, hidrolik-pnömatik ve akışkan gücü sistemleri başta olmak sanayi alanında son teknolojilerin sergileneceği fuara 9. kez katılan Makine İhracatçıları Birliği, Türk makinecilere uluslararası alanda önemli ticari işbirliği fırsatları sağlayacak.

Bu yıl partner ülkenin Meksika olacağı Hannover Messe’nin teknolojik anlamda önemli bir buluşma noktası olduğunu belirten Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu şunları söyledi:

Endüstrinin tüm bileşenlerinin sergilendiği Hannover Messe’de sayısı 100’ü aşan Türk makinecisiyle birlikte önemli iş bağlantıları kuracağız. Bu yıl partner ülke olan Meksika, hem otomotiv endüstrisinin çok gelişmiş olması hem de Türk makineciler için en büyük ihracat pazarlarından biri olan ABD’ye yakınlığıyla çok önem verdiğimiz bir ülke. Hannover Messe’de yapacağımız temaslarla Latin Amerika pazarındaki varlığımızı güçlendirmek istiyoruz.”

Türkiye’nin Makinecileri, fuarın ikinci gününde Robotation Academy binasında bir kokteyl düzenleyerek tüm paydaşlarıyla bir araya gelecek.

Türkiye’nin Makinecileri Intermat 2018’de

Türkiye’nin Makinecileri aynı tarihlerde, dünya genelinde 167 ülkeden bin 500’e yakın katılımcının bir araya geleceği, iş ve inşaat makineleri alanında düzenlenen en büyük ticari fuarlardan Intermat 2018’e de katılacak.

Türk makine sanayiinin sektörün tüm alt gruplarında söz sahibi olduğunu ve uluslararası fuarlardaki çalışmalarının bu gücü yansıttığını belirten Karavelioğlu şunları söyledi:

Üç yılda bir düzenlenen Intermat Fuarı’na bu yıl Makine İhracatçıları Birliği olarak ikinci kez katılıyoruz. Türkiye inşaat sektöründeki dinamizmi ve özellikle büyük altyapı projelerindeki deneyimiyle iş ve inşaat makineleri teknolojisi alanında güçlü firmalara sahiptir. Firmalarımızın katılımıyla yükleniciler, imalatçılar, ekipman ve çözüm tedarikçileri gibi tüm katılımcılar Intermat’ta önemli işbirliği fırsatları bulacaklar.”

Türkiye’nin Makinecileri ziyaretçilerine Türk firmalarının bilgilerinin yer aldığı tanıtıcı materyaller ile Makine Sanayi Sektör Platformu üyesi sektörel dernek bilgilerinin yer aldığı kataloglar sunacak. Intermat 2018’deki katılımcı firmalar hakkında bilgi almak isteyen ziyaretçiler, Türkiye İş Makinaları Distrübütörleri ve İmalatçıları Birliği (İMDER) yetkilerinin de yer alacağı stanttan bilgi alabilecekler.

2017 yılında toplam makine ihracatı 15 milyar dolar olan Türkiye, aynı yılİş ve İnşaat makineleri sektöründe yaklaşık 1 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi. Türkiye’nin en önemli ticari partnerlerinden biri olan Fransa ile makine sektöründeki toplam dış ticaret hacmimiz ise 2 milyar dolar.

 

Türkiye’nin Makinecileri, Sakarya Üniversitesi’nde öğrencilerle buluştu

Makine sektörü “Kadın Mühendislerle, Var Gücümüzle” dedi

19.02.2018 – Makine İhracatçıları Birliği’nin kadınların iş yaşamına eşit katılımını teşvik etmek ve onların yaratıcı gücünü Türkiye sanayiine kazandırmak üzere hayata geçirdiği “Kadın Mühendislerle, Var Gücümüzle” projesi kapsamında, Makine İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, Kale Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay ile Vispera Bilgi Teknolojileri CEO’su Profesör Dr. Aytül Erçil Sakarya Üniversitesi mühendislik fakültesi öğrencileriyle bir araya geldi. Etkinliğin ardından Sakarya’da bulunan Türk Traktör fabrikasına üniversite öğrencilerinin katılımıyla bir gezi organize edildi.

Sakarya Üniversitesi’nde gerçekleştirilen “Kadın Mühendislerle, Var Gücümüzle” etkinliği kapsamında konuşan Makine İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, kadınların iş yaşamına katılımını artırmanın yolunun bir kültür değişimi gerektiğini belirterek şunları söyledi:

“Türkiye, kadınların iş yaşamına katılım oranı en düşük OECD ülkesi. Bu veriler, Türk kadının bilgi ve beceri eksikliğinden kaynaklanmıyor. Ülkemizde bu oranların düşüklüğü, hem eğitim sistemimizde bir farkındalık eksikliğinden hem de birçok sektörün kapısının kadınlara yeterince açık olmamasından kaynaklanıyor. Erkeklerin yoğun olduğu bir sektör olarak kadınların iş hayatındaki varlığını,özellikle de mühendislik eğitimi alan kadınların sanayi üretimine katılımını çok önemsiyoruz. Genç kadınlarımız üretime yönelsinler, kariyer fırsatlarını değerlendirerek yeni başarı hikâyeleri yaratsınlar istiyoruz.”

“Kadınlar, güneş gibi sonsuz bir enerji kaynağı”

Kadınların sanayide yer alması ve mühendislik alanında çalışması yönünde onları cesaretlendirmek üzere “Kadın Mühendislerle, Var Gücümüzle” projesine destek verdiklerini belirten Kale Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay şunları söyledi:

“Bilgi temelli ekonomide teknolojik üretimin önemi artarken, bu alanları kadınlar için daha cazip hale getirmeliyiz. İstihdamda kadın eşitliğini artırmak üzere çalışmalar yaparken, kadınları STEM (Fen Bilimleri, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik eğitimi) alanına yönlendirmeli, bu alanda tüm gençlerimize ileri teknolojili ülke ihtiyaçlarına uygun, iyi eğitim sağlamalıyız. Türkiye’de bugün kadın girişimci sayısı yüzde 7 seviyesinde, bu sayıyı en az yüzde 25’e çıkarmamız gerekiyor. Kadınların enerjisi, güneş enerjisi gibi sonsuz ve kesintisizdir. Türkiye’nin başarı hikâyesi kadınları merkezi koyan bu anlayışın yerleşik hale gelmesi ile yazılacaktır.”

Türkiye’de yetenekli bir mühendislik havuzu olduğunu ve kadınların katılımıyla bu kaynağın daha da zenginleşeceğini belirten Vispera Bilgi Teknolojileri CEO’su Profesör Dr. Aytül Erçil şunları söyledi:

“Bugüne kadar pek çok yeniliğin içinde yer aldık, uluslararası alanda birçok projeye imza attık. En büyük hayalim Türkiye’nin ilk ‘unicorn’unu çıkarmak ve çalışmanın önemine inanan bir kadın olarak bu projeyi yapan ekibin içinde yer almak. İş yaşamının her anı zorluklarla doludur, kadınların bu zorluklar karşısında yılmamaları, hayallerini gerçekleştirmek için çalışmaya devam etmesi gerekiyor.”

 

Bin 127 makineciden milyon dolarlık ihracat

31.03.2017 – İhracatçı firma temsilcilerine, ihracat tutarlarına göre yeşil pasaport verilmesini öngören Bakanlar Kurulu kararının ardından Makine İhracatçıları Birliği, işlemlere başladı. Son 3 yıl itibarıyla yıllık ortalama ihracatı bir milyon doların üzerinde olan ihracatçı firmaların temsilcilerini kapsayan uygulamadan 1,127 makine ihracatçısı yararlanacak. Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Adnan Dalgakıran, “Hususi pasaporttan yararlanmaya hak kazanan binin üzerindeki makine ihracatçımız, sektörümüzün gücünü gösteriyor” dedi.

İhracatçı firma temsilcilerine, ihracat tutarlarına göre değişen sayıda hususi damgalı pasaport verilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu kararının Resmi Gazete’de yayımlanmasının ardından Makine İhracatçıları Birliği, geçtiğimiz yıl Türkiye’nin toplam ihracatının yüzde 9,5’unu karşılayan makine sektöründe, 1,127 firmanın yeşil pasaport almaya hak kazandığını açıkladı.

2016 yılında toplam ihracatı 13,4 milyar dolar olarak gerçekleşen sektörde binin üzerinde firmanın, bir milyon dolar üzerinde ihracat gerçekleştirdiğine dikkat çeken Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Adnan Dalgakıran şunları söyledi; “Birliğimize üye olan 9 bin firma bulunuyor. Bu firmalar dünya genelinde 200’e yakın ülkeye Türk makinesi satıyor. Sektörümüz uluslararası rekabette gücünü artırmaya çalışırken, bu düzenlemenin de yurtdışına giriş çıkış işlemlerinde önemli bir kolaylık sağlayarak rekabet gücümüze katkıda bulunacağına inanıyoruz. Yeşil pasaport düzenlemesi Almanya, İtalya ve Fransa gibi makine ihracatımızda önde gelen ülkelerle ticaretimizde bize hız kazandıracak.”

Pasaport sayısı ihracat tutarına göre belirlenecek

Resmi Gazete’de yayınlanan ihracatçılara hususi damgalı pasaport verilmesine ilişkin karardan pek çok ihracatçı yararlanacak. Karara göre düzenlemeden son 3 takvim yılı itibarıyla yıllık ortalama ihracatı 1 milyon doların üzerinde olan mal ihracatçısı firma temsilcileri yararlanacak. Firmalar ihracat tutarlarına göre değişen sayıda hususi damgalı pasaport almaya hak kazanacak. Buna göre; yıllık ortalama ihracatı 1-10 milyon dolar arasında olan firmalar bir, 10 – 25 milyon dolar arasında olan firmalar iki, 25 – 50 milyon dolar arasında olan firmalar üç, 50 – 100 milyon dolar arasında olan firmalar dört, 100 milyon dolar üzerinde ihracat yapan firmalar ise beş yeşil pasaport alabilecek.

 

Türk makineleri iki kıtada birden görücüye çıktı

14.03.2017 Türkiye’nin ileri teknolojili ülkelere ihracatında başı çeken makineciler ABD ve Almanya’daki tanıtım faaliyetlerini sürdürüyor. Geçtiğimiz yıl bu iki ülkeye 3 milyar dolardan fazla ihracat gerçekleştiren makineciler, Las Vegas ve Leipzig’de katıldığı fuarlarda Türkiye’yi temsil etmeye devam etti. Türkiye’nin 2016 yılında ABD ve Almanya’ya yaptığı toplam ihracatın 20 milyar doları aştığına dikkat çeken Makine İhracatçıları Birliği Başkanı (MAİB) Adnan Dalgakıran, sektörün uluslararası pazardaki saygınlığını artıracak çalışmalarını sürdüreceklerini söyledi.

Geçtiğimiz yılı 13,4 milyar dolar ihracat gerçekleştirerek tamamlayan makine sektörü, dış ticareti ayağa kaldıracak adımlar atmayı sürdürüyor. İhracattaki kota ve engelleri minimize etmek için gelişmiş pazarlarla sürekli temas halinde olan Türkiye’nin Makinecileri, fuarlarla gelişen yeni iş birlikleri sayesinde süre ve maliyet avantajı sağlayacak ilişkiler kuruyor. Son olarak ABD ve Almanya’da tanıtım çalışmaları düzenleyen makineciler, CON EXPO / IFPE ve INTEC fuarlarında Türk sanayiini temsil etti.

Dünya Ticaret Örgütü’ne üye ülkelerin üçte ikisinin onaylaması ile birlikte 2013 yılında Bali’de imzalanan Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşması’nın geçtiğimiz ay yürürlüğe girdiğine dikkat çeken MAİB Başkanı Adnan Dalgakıran şunları söyledi:

“Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşması ile küresel düzeyde ticaret masraflarının yüzde 14 dolayında azalması ve küresel ticarete yılda 1 trilyon dolarlık bir katkı sağlanması öngörülüyor. Dünya mal ticaretinin doğrudan etkileneceği bu süreçte atılacak adımların Türkiye gibi hızlı gelişmekte olan ülkelere önemli katkısı olacaktır. ABD ve Avrupa ülkelerinde yaptığımız çalışmalarla bu sürece katkı sağlamayı amaçlıyoruz.”

ABD’li firmaların gözü Türk makinelerinde

Endüstriyel yatırımlar ve lojistik imkânları ile ihracatçıların gözdesi olan ABD bu yıl da makinecilerin gözdesiydi. Makine ve ekipman sektörünün dünyadaki üçüncü büyük tedarikçisi olan ABD’de düzenlenen CON EXPO ve IFPE fuarları dünya genelinden binlerce katılımcıyı Las Vegas’ta ağırladı.

Bu yıl 25 farklı ülkeden 2 bin 500’ün üzerinde firmanın katıldığı CON EXPO ile aynı alanda eş zamanlı gerçekleşen IFPE fuarını toplamda yaklaşık 125 bin kişi ziyaret etti. Türkiye’den ise bu iki fuara toplamda 21 firma iştirak etti. Temel yapı endüstrileri, asfalt, kum, beton, kazı, kaldırma, maden sektörlerinden firmaların da katılım gösterdiği fuarda Türkiye’nin Makinecileri etkin bir tanıtım faaliyeti gerçekleştirdi. Fuardaki faaliyetler çerçevesinde gerçekleşen 2017 Dünya Akışkan Gücü zirvesinde MAİB Yönetim Kurulu Üyesi Sevda Kayhan Yılmaz da Türk makine sektörü ve akışkan güçleri ile ilgili bir sunum yaptı.

ABD pazarında satılan makinelerin yüzde 40’ını ithal makinelerin oluşturduğuna dikkat çeken Dalgakıran şunları söyledi “Avrupa’nın en büyük 6. makine imalatçısı olarak ABD pazarındaki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. ABD genelindeki potansiyel alt sektör ve eyaletlerin belirlenmesi konusundaki çalışmalarımız devam ediyor. Yurt içinde düzenlediğimiz pazar bilgilendirme toplantıları da ihracatçılarımızın bilgilendirilmesi konusunda önemli fırsatlar sunuyor.

Makineciler Avrupa’ya gücümüzü gösterdi

Leipzig’te gerçekleşen ve Avrupa’daki metal işleme endüstrisi için önde gelen fuarlardan olan INTEC Fuarı’na da katılan Türkiye’nin Makinecileri; metal işleme makineleri, takım tezgâhları ve tezgâhlar için otomasyon sistemleri konulu fuarda katılımcılara Türk makine sektörü hakkında bilgi verdi. Makineciler, Türkiye’nin Avrupa’ya toplam ihracatını artırmak için hazırladıkları tanıtım materyalleri ve dokümanları katılımcılara dağıttı.

Türk makinelerinin gücünü Avrupa’ya göstermek üzere katıldıkları fuarda önemli işbirlikleri geliştirdiklerini ifade eden Dalgakıran şunları söyledi: “Makinenin anavatanı Almanya’ya her yıl ortalama 2 milyar doların üzerinde ihracat yapıyoruz. Başta Almanya olmak üzere Avrupalı alıcılara makinelerimizin gücünü göstermeye çalışıyoruz. Bu yıl Leipzig’te katıldığımız INTEC fuarı, gerek katılımcı profili gerekse sahip olduğu ekonomik değer bağlamında oldukça hareketli geçti. Türkiye’nin uluslararası piyasalardaki temsiline destek vermeye devam edeceğiz.”