Ana Sayfa Haberler Şirket Haberleri İGSAŞ, Toprak...

İGSAŞ, Toprak Analizi İle Çiftçinin Verimini Yüzde 40 Artırdı

13.05.2019 – Tarım sektörünün önemli oyuncularından İGSAŞ, dört yıldır sürdürdüğü “Tarladan Sofraya” projesi ile çiftçilerin enerji, su, işçilik maliyetlerini yüzde 30 düşürüp, ürün verimliliğini yüzde 40 artırdı. Türkiye’de tarımın daha verimli yapılabilmesi için mutlaka toprak ve su analizi yapılması gerektiğini söyleyen İGSAŞ Genel Müdürü Turan Tok, “Gıda fiyatlarındaki artışın nedenleri arasında bilinçli tarım uygulamalarının sahaya yayılamamış olması önemli bir yer tutuyor. Verimliliği sağlamanın yolu ise toprak su ve gübrenin doğru kullanımı. Doğru gübre kullanımı ile bir dönümlük tarlada yüzde 30-yüzde 40 gibi daha fazla ürün elde edebilecek çözümlere odaklanmamız gerekiyor” dedi… 

Türkiye tarım sektörüne kurulduğu 1971 yılından bu yana destek veren İGSAŞ, Türkiye’de tarımın hak ettiği yeri alması, geçmişte olduğu gibi ‘kendi kendine yeten’ hatta dünya ihracatında lider ülke olabilmesi için doğru tarım yöntemlerini uygulanması için çalışmalarını sürdürüyor. “Tarladan Sofraya” ve “Toprağıma Minnettarım” adlı sosyal sorumluluk çalışmalarıyla tarım sektörüne destek verdiklerini söyleyen İGSAŞ Genel Müdürü Turan Tok, tarım politikalarıyla enflasyon arasında ciddi bir ilişki olduğunu belirterek “Son yıllarda Türkiye’nin yaşadığı yüksek enflasyonun nedenleri arasında gıda fiyatlarındaki artış önemli bir yer tutuyor. TÜİK tarafından açıklanan Nisan 2019 rakamlarına göre, enflasyon aylık bazda yüzde 1.69 arttı. Yıllık enflasyon ise 19.50 olarak açıklandı. Gıda fiyatları nisan ayında da ana belirleyici olmayı sürdürdü ve yıllık artış oranı 31.86 oldu. Bu gidişat gıda fiyatlarının ülke ekonomisindeki belirleyici etkisini bir kez daha gösterdi” dedi.  

Gıda fiyatlarındaki bu artışın birçok nedeni olduğunu belirten Turan Tok, “Ancak en önemlisi bilinçli tarım uygulamalarının sahaya yayılamamış olması. Artık tarımı en verimli şekilde yapmamız gerekiyor, bunun için de toprak, su ve gübre kullanımı çok önemli. Türkiye’de ekilebilir alanların önemli bir bölümü birinci kalite değil. Bu nedenle verimi artırmak için doğru sulama yapılmalı ve doğru gübre kullanılmalı. Bu sayede bir dönümlük bir tarlada yüzde 30-yüzde 40 gibi daha fazla ürün elde etmek mümkün” şeklinde konuştu.  

“Tarımsal üretim sonucu topraktan eksilen bitki besin maddelerini tekrar toprağa kazandırmak ve toprağın verim gücünü artırmak ancak gübre kullanımı ile mümkün” diyen Tok, sözlerini şöyle sürdürdü: Hızla artan ülkemiz nüfusu ve gıda maddeleri gereksinimindeki yükseliş ve kişi başına düşen ekilebilir alanların azalması, birim alandan daha fazla bitkisel üretimi gerektirdiğinden gübrelerin bugün olduğu gibi gelecekte de sürdürülebilir tarımın en önemli girdilerinden biri olması kaçınılmaz. Buna karşın Türkiye’de son yıllarda gübre kullanımı azalıyor. Türkiye’de son 5-6 yılda tarımda kullanılan gübre tüketim miktarlarına baktığımızda, 2015 yılında 5,5 milyon ton 2016 yılında tarımda kullanılan gübrenin KDV’sinin sıfırlanması nedeni ile 6,7 milyon ton, 2017 yılında 6.3 milyon ton gübre kullanıldı. 2018 yılında ise yaklaşık 5,3-5,5 milyon ton arasında gübre tüketildiğini tahmin ediyoruz.  

“BU İŞ BİZİM İÇİN MEMLEKET MESELESİ”

Yıldızlar Yatırım Holding çatısı altında faaliyet gösteren İGSAŞ, bu konuya “memleket meselesi” yaklaşımıyla odaklanmış durumda. Dört yıldır İGSAŞ tarafından bir sosyal sorumluluk projesi olarak yürütülen “Tarladan Sofraya” ve “Toprağıma Minnettarım” projeleriyle, çiftçilere toprak analizinin önemi ve doğru gübreleme eğitimleri veriliyor.  

Kaliteli, verimli ve sürdürülebilir tarımın ilk adımının toprak analizi olduğunu belirten Tok, “Yaptığımız tespitlerde çoğu çiftçimizin toprak analizi yaptırmadığını gördük. Oysa en az 16 parametrede bu analiz yapılmalı. Bu nedenle projemizin temelini toprak analizi üzerine kurduk. 13 ayrı bölgede, 50 bin hektar arazide, 50 önder çiftçi ile 7 stratejik üründe, 5 bin adet toprak analizi yaptık. Toprağın yapısına göre hazırlanan gübreleme programlarımız sonucunda çiftçilerimiz yüzde 30 daha az su, yüzde 30 daha az işçilik, yüzde 30 daha az enerji, yüzde 30 daha az gübre kullanarak yüzde 40 daha fazla verim elde ediyor” dedi.  

HATALAR NEDENİYLE KONYA VE IĞDIR OVALARI ÇORAKLAŞTI

Bir başka önemli sorun da Türkiye’de büyük tarımsal altyapı projelerinin devreye girmesiyle sulu tarıma açılan büyük arazilerin, bilgi ve bilinç yetersizliğinden kaynaklanan aşırı sulamayla tuzlanarak verimsiz hale gelişi… Buna örnek olarak Konya ve Iğdır ovalarını gösteren Turan Tok, “Bugün yanlış sulama ve bilinçsiz gübreleme nedeniyle Konya ve Iğdır ovaları çoraklaştı. Bu sorunun çözümü için ilgili özel sektör kuruluşları, üniversiteler ve yayın kuruluşları ile beraber yaygın bir çiftçi eğitimi hedeflenerek, arazide uygulamalı ve kontrollü eğitim verilmeli. Tarım danışmanlığı sistemi teşvik edilmeli, TRT-Tarım kanalı yeniden kurularak üniversite-bakanlık-üretici iş birliği geliştirilmeli. Gençleri tarım ekonomisine çekmek ve geçinemedikleri için şehirlere göçünü önlemek amacıyla, maddi destek, hibe ve teşvik sağlanmalı” şeklinde konuştu.  

PARSEL BÜYÜKLÜKLERİ DE ARTIRILMALI

Tok’un dikkat çektiği bir diğer konu ise Türkiye’deki arazilerin ve işletmelerin küçük ölçekli ve çok parçalı olması. Bu alanda kamunun son yıllarda bazı önlemler aldığını anımsatan Tok, “Ancak bugüne kadar yaklaşık 4 milyon hektar alanda arazi toplulaştırması tamamlanabildi. Hem dünyadaki hem de ülkemizdeki örnekler arazi toplulaştırmasının tarımsal yapının iyileştirilmesindeki ve verimliliği artırıcı tedbirlerin alınmasındaki önemli rolünü gösteriyor” dedi.  

Türkiye tarımında 32,5 milyon parsel ve 3,2 milyon işletme bulunuyor; ortalama işletme büyüklüğü ise 61 dekar, işletmelerdeki ortalama parsel sayısı yaklaşık 10 düzeyinde. Bu da parsel büyüklüğünün ortalama 6 dekar düzeyinde olduğunu gösteriyor. Türkiye’den çok daha küçük yüzölçümüne sahip ancak tarımsal verimin daha yüksek olduğu İngiltere’de parsel büyüklüğü 538, Fransa’da 521, Almanya’da 457 ve İspanya’da 240 dekar düzeyinde. Bu rakam gerçek bir tarım devi olan ABD’de ise bin 818 dekarı geçiyor.  

Tarımsal arazilerin çok parçalı ve dağınık yapısı üretim maliyetlerini artırdığına, modern ve makineli tekniklerin uygulanmasını ve ulaşım ağının inşasını zorlaştırdığına vurgu yapan Tok, bu yapının çiftçinin kazancını düşürdüğü gibi tüketici fiyatlarını olumsuz etkileyerek enflasyon üzerinde olumsuz etki yaptığını söyledi.