Ana Sayfa Haberler Sağlık ve Yaşam MEMEDER Uyarı...

MEMEDER Uyarıyor: ‘‘Türkiye’de Meme Kanseri Çok Genç Yaşlarda da Görülüyor”

MEMEDER Uyarıyor: ‘‘Türkiye’de meme kanseri çok genç yaşlarda da görülüyor. En genç hastamız 17 yaşında!’’ 

03.10.2019 – Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında MEMEDER tarafından hayata geçirilen Pembe Festival’in 3.’sü 5-6 Ekim 2019 tarihlerinde İstanbul Florence Nightingale Hastanesi’nde gerçekleştirilecek. Festival öncesi, MEMEDER’e 5 yıldır birbirinden özel aktivitelerle aralıksız destek veren Çırağan Palace Kempinski İstanbul’da basın mensuplarıyla bir araya gelen MEMEDER Kurucusu ve Onursal Başkanı Prof. Dr. Vahit Özmen, meme kanserinin hızla arttığı ve genç yaşta görülme oranının yüksek olduğu konusunda uyarılar yaptı ve ekledi: ‘‘Ülkemizde meme kanseri çok genç yaşlarda bile görülüyor. Meme kanserli 5 hastadan 1’i 40 yaşın altında. En genç hastamız 17 yaşında.’’  

Meme kanseri, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kadınlarda görülen her dört kanserden birini oluşturuyor ve her 8 kadından 1’ine meme kanseri tanısı konuyor. Gelişmiş ülkelerde alınan önlemlerle meme kanseri sıklığının azaldığı görülürken Türkiye’de meme kanseri son 25 yılda 3 katına yakın bir oranda arttı. Her yıl yaklaşık 25 bin kadına meme kanseri tanısı konan ülkemize dair bir diğer gerçek de batılı ülkelere kıyasla meme kanseri görülme yaşının düşük olması.

MEMEDER Kurucusu ve Onursal Başkanı Prof. Dr. Vahit Özmen, ülkemizde meme kanseri görülme yaşının düşmesine şu sözlerle açıklık getirdi. ‘‘Amerika’da meme kanseri tanısı alan hastaların yüzde 25’i 50 yaş altında, 40 yaşın altında tanı konanların oranı ise yüzde 5’ten az. Türkiye’de ise oranlar hayli yüksek. Meme kanseri tanısı alanların yüzde 50’si 50 yaş altında, yüzde 20’si 40 yaş altında. Bu çok ciddi bir oran. En genç hastamız 17 yaşında!’’  

‘‘Tüm kadınlarımızı düzenli meme kontrolüne davet ediyoruz’’

Prof. Dr. Vahit Özmen ayrıcagenç yaşta görülen meme kanserinin, ileri yaşa oranla daha hızlı seyredip, daha sık tekrarladığını da belirtti ve ekledi: ‘‘Bu durumda erken tanı, özellikle genç yaşta daha da önemli bir hale geliyor. MEMEDER olarak sadece 40 yaş üstü değil, tüm kadınlarımızı düzenli meme kontrolüne davet ediyoruz. Çünkü erken tanı meme kanserinde hayat kurtarıyor.’’

MEMEDER’in tamamladığı 10 yıllık mamografik tarama projesine göre, evden davet edilerek yapılan mamografik taramanın hastaların yüzde 80’inde çok erken tanı sağladığını, yaşam süresini uzattığını vurgulayan Dr. Özmen, bu taramanın ülke ekonomisine de büyük katkı sağlayacağını söyledi.  

Meme kanserinin en büyük nedeni; hareketsizlik, teknoloji bağımlılığı ve obezite!

MEMEDER Kurucusu ve Onursal Başkanı Prof. Dr. Vahit Özmen, düzenli yapılan egzersiz ve obeziteden kaçınarak meme kanserinin önlenebileceğini belirtirken, meme kanserinin erken yaşta görülmesinin nedenlerini şöyle sıraladı:

– Türkiye’de nüfus yapısın genç olması,

– Gençlerin üreme fonksiyonlarında değişiklikler (erken yaşta adet görmek, geç doğum, kısa süren emzirme, geç menopoz, hormone kullanımı vs.)

– Hareketsiz yaşam tarzındaki artış,

– Daha az egzersiz yapma, otomobil, TV ve bilgisayar bağımlılığı,

– Beslenme alışkanlıklarındaki değişiklikler,

– Fast food, işlenmiş ürün ya da paketli ürün tüketiminde artış,

– Obezite ya da kilolu olma sıklığında artış,

– Kadınlarda tütün ve alkol kullanım sıklığında görece artış ve kullanımın

erken yaşlara kayması,

– Olumsuz çevresel faktörlere maruz kalma sıklığı ve süresinde artış (iş yeri, yaşama, çalışma ortamı, ekonomik nedenlerle artan stres),

– Hava kirliliği ve bu ortamda yaşama/çalışma

– Su, toprak kirliliği ve hormonlu ortamda yetişen ve genetiği değiştirilmiş besinleri tüketme  

“Kanseri erken tanımak elimizde”

Çırağan Palace Kempinski İstanbul’un verdiği destek için teşekkürlerini ifade eden MEMEDER Yönetim Kurulu Başkanı Ülkü Büyükgönenç ise, “Kanserden kaçınmak için yapılması gerekenler belli ama hala rakamlar her 8 kadından 1’inde meme kanseri görüldüğünü gösteriyor. Belki kanser olmayı engelleyemeyebiliriz ama kanseri erken tanımak elimizde! Çünkü, erken tanı ile tamamen iyileşmek mümkün’’ dedi. 

Çırağan Palace Kempinski İstanbul’dan MEMEDER’e 5 Yıldır Aralıksız Destek

Çırağan Palace Kempinski İstanbul “Meme Kanseri Farkındalık Ayı” olarak bilinen Ekim ayında çok sayıda etkinlik düzenleyerek MEMEDER’e desteğini bu yıl da sürdürecek. Çırağan Palace Kempinski İstanbul Genel Müdürü ve Kempinski Residences Türkiye Bölge Direktörü Ralph Radtke, “Birbirinden özel aktivite ve etkinlikler düzenleyerek farkındalığın ve erken teşhisin önemine dikkat çekiyoruz. Dünya çapında takip edilen bir kurum olduğunuzda bu gibi farkındalık aktivitelerinin etkileri de oldukça geniş çapta oluyor. Yerli ve yabancıtüm konuklarımızdan da bu aktivitelerimiz için çok güzel geri bildirimler alıyoruz. MEMEDER ile yıllardır birlikte ilerleyerek bu farkındalığın bir parçası olmaktan çok mutluyuz.” dedi.

Çırağan Sarayı’nın Ekim Ayı Boyunca Aktiviteleri

Meme kanseri farkındalığını arttırmak için Çırağan Palace Kempinski İstanbul çalışanları, Ekim ayı boyunca yakalarına pembe kurdele takacak ve otelin birçok noktasına pembe çiçekler yerleştirilecek. Otelde konaklayan misafirlerin faturalarına konakladıkları her bir gün için isteğe bağlı olarak 10 TL eklenecek ve elde edilen gelir MEMEDER’e bağışlanacak. Otelin restoranlarından Gazebo Lounge’ın girişinde dikkat çekici bir boyutta ve pembe renkte çikolatadan pespembe bir Çırağan Sarayı misafirleri karşılarken; mekanda pembe renkte Çırağan Sarayı ve tarihi kapı modelinde çikolatalar satışa sunulacak. Gazebo’ya gelen çay ve kahve içen konuklara ise pembe baklavalar ve pembe Çırağan Sarayı modelinde çikolatalar ikram edilecek. Yanı sıra farkındalığa lezzet katan bir diğer çalışma da Tuliss Pastası. Çırağan Palace Kempinski İstanbul’un süpermodel Tülin Şahin ile ortak projesi olan ve her sezon yenilenen hafif ve leziz Tuliss pastası Ekim ayına özel meme kanserine dikkat çekmek üzere pembe kurdele ile misafirlere ikram edilecek. Çikolata ve meyvelerle bezeli, sadece 145 kalori olan glütensiz Tuliss pastasının da tüm geliri MEMEDER’e bağışlanacak. Ayrıca Ekim ayı boyunca pembe renkte bu farkındalığa özel olarak hazırlanan kokteyllerin de geliri yine MEMEDER’e bağışlanacak. MEMEDER Kurucusu ve Onursal Başkanı Prof. Dr. Vahit Özmen tarafından otel çalışanlarına ve kontaklarına “Erken Teşhis ve Farkındalık” ile ilgili eğitim verilirken; 5-6 Ekim tarihlerinde Florence Nightingale Hastanesi’nde gerçekleşecek “Pembe Festival” etkinliklerine Çırağan Palace Kempinski İstanbul Kurumsal İletişim ve Halkla İlişkiler Direktörü Neslihan Şen de katılarak özel bir panelde konuklarla bu aya özel yaptıkları aktiviteleri ve farkındalık çalışmalarını kurum adına anlatacak. Sosyal medyada ana hashtag olarak #CiraganSarayiPembeOluyor kullanılarak da bu farkındalığın daha da geniş kitlelere ulaşabilmesi hedefleniyor.

MEMEDER HAKKINDA…

11 yıldır bilimsel kayıt tutarak bulgularını bilim dünyasıyla paylaşan bir meme kanseri tarama programını hayata geçiren MEMEDER, 2007 yılında, ülkemizdeki meme kanseri sıklığının hızla artması, kadınlarımızda farkındalığın ve mamografi çektirme oranının düşük olması, tanının ancak ileri evrede konulması gibi problemlerin çözümü için kuruldu.

 

Meme Kanserinin Belirtileri, Nedenleri ile Tedavi ve Önlemler

1-31 Ekim tüm dünyada ve ülkemizde meme kanseri bilinçlendirme ayı olarak kabul edilir. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kadınlarda en sık görülen kanser türü meme kanseridir. Meme kanserinden korunmanın en iyi yolu ise erken teşhistir. Meme kanseri tedavisinde erken teşhisin önemini vurgulayan Liv Hospital Ankara Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Bahadır Ege meme kanseriyle ilgili merak edilenleri anlatıyor.

Meme kanserinin büyük bir çoğunluğu (Yüzde 80-90)’ı aileden ve genetik geçişten bağımsız olarak gelişir. Meme kanseri risk faktörleri şöyledir;

– Hiç doğum yapmamış olmak ya da ilk doğum yaşının 30’dan sonra olması.

– Ailede meme kanseri olan anne, teyze gibi yakınların olması.

– Erken yaşta adet görmek, geç yaşta menopoza girmek.

– BRCA1 ve BRCA2 gibi meme kanseri geni taşıyıcılığı olması.

– Ailesinde meme kanseri ilişkili kanserler; over kanseri, endometrium kanseri ve kolon kanseri olması.

Kendi kendine meme muayenesi erken teşhiste önemli

Meme kanserinin önlenmesi veya erken teşhis edilmesi bazı basit tedbirler ve uygulamalar başarıyla yapılabilir. Bu önlemler şunlardır:

– Yıllık klinik meme muayenesi, 40 yaşından itibaren yıllık mamografi ve ultrasonografi taramaları meme kanserinin erken teşhisinde çok önemlidir.

– Uygun ve sağlıklı bir diyet

– Fazla kilolardan kurtulmak

– Düzenli egzersiz yapmak

– Sigara tüketiminin azaltmak

– Bebeklerinizi mümkün olan en uzun süre emzirilmesi

– Stresten uzak durmak

– Menopoz sonrası hormon kullanmadan önce veya doğum kontrol hapı kullanmadan önce meme kanseri riski açısından meme muayenesinin yapılması, meme kanserinin erken teşhisini sağlar ve olası meme kanseri riskini azaltır.

Meme kanseri tedavisinde yöntemler gelişti

Erken evrede yakalanana meme kanserinde sadece memenin tümörlü kısmının çıkartılması cerrahi tedavi için yeterli olur. Onkoplastik cerrahide memenin kanserli kısmı çıkarıldıktan sonra estetik cerrahi tekniklerle meme dokusu dikleştirilerek eskisinden daha iyi görünüme kavuşur. Sentinel lenf nodu biyopsisi yanı nöbetçi lenf bezi biyopsisi ile lenf bezi bulunup çıkartılarak lenf bezi tutulumu anlaşılabilir. Böylece gereksiz koltuk altı lenf bezi çıkartılması engellenerek ameliyat sonrası hastaları çok rahatsız eden kol ödeminin gelişmesi engellenmiş olur. Onkoplastik cerrahi için uygun olmayan hastalarda meme dokusu ve koltuk altı lenf bezleri alınmaktadır. Kemoterapi ve radyoterapi ameliyat sonrası patolojik incelemeye göre planlanır.

Memede ele gelen sertliği önemseyin

Sinsi ilerleyen meme kanserinin başlıca belirtileri şunlardır:

– Memede ele gelen sertlik

– Meme başında kanlı akıntı,

– Meme cildinde kızarıklık, şişme ve şekil bozukluğu,

– Koltuk altı lenf bezlerinde büyüme gibi bulgular olabilir.

Yaşam Tarzı Meme Kanserini Nasıl Etkiliyor?

Meme Kanserinden Korunmak İçin Kozmetikle Seviyeli İlişki

Meme kanseri görülme yaşı gittikçe küçülüyor. Bu yüzden uzmanlar klinik meme muayenelerinin başlangıç yaşının 30 olmasını öneriyor. Bazı araştırmaların, kozmetik ürünlerde bulunan kimyasalların kanser gelişimini tetikleyebileceğine dikkat çektiğini söyleyen, Liv Hospital Meme Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Levhi Akın “Meme kanserinde erken tanı ancak düzenli kontrol ile mümkün. Ayrıca dünyada ve ülkemizde milyonlarca kadının kullandığı bazı kozmetik ürünlerin içinde yer alan kimyasallar, vücutta östrojen ve diğer hormonları engelleyerek ya da onları taklit ederek hormonal dengeyi bozabilir. Bu yüzden kozmetik ürünlerle mesafeli bir ilişki kurmak çok önemli” diyor. Prof. Dr. Akın meme kanseri tedavisinde dikkat edilmesi gerekenleri anlattı.

Kozmetik meme kanseri ilişkisi var mı?

Araştırmalar bazı kimyasalların insanlarda kanser gelişimine katkıda bulunabileceğini düşündürüyor. Bu kimyasalların birçoğu vücuttaki östrojen ve diğer hormonları engelleyerek ya da onları taklit ederek vücudun hormonal dengesini bozabilir. Kozmetik ve kişisel bakım ürünleri çeşitli bileşimlerden oluşmalarına rağmen, meme kanseri ile bağlantıları araştırılan kimyasallar; birçok kozmetik üründe koruyucu olarak sıklıkla kullanılan parabenler (makyaj, nemlendiriciler, saç bakım ürünleri ve tıraş kremleri/jelleri) ve oje, saç spreyindeki renkleri tutmak ve kırılganlığı azaltmak için sıklıkla kullanılan, ayrıca birçok kişisel bakım ve temizlik ürünü kokularının içinde bulunan ftalatlar’dır.

Meme kanserinde kontrol yaşı ne olmalı?

Klinik meme muayenelerinin başlangıç yaşının 30 yaş olması öneriliyor. Yüksek risk altında olanlarda muayene başlangıç yaşı 20’dir. Mamografi için tarama yaşının 40 olması, 40 yaşından başlayarak, her yıl mamografi çektirilmesi gerekir. Meme veya yumurtalık kanseri açısından güçlü bir aile öyküsü veya geçmişte göğse uygulanan bir ışın tedavisi gibi yüksek risk faktörleri varsa, yıllık mamografiler 30 yaş civarında başlayabilir. Mamografi taramalarında takip gerektirecek bulgu saptanmayan kişilere her yıl yerine iki yılda bir mamografi çekilmesini önerenler de var.

Meme kanserinde risk faktörleri

Yaşam tarzının etkileyebileceği faktörler meme kanseri açısından kontrol edilebilen risk faktörleri olarak sınıflandırılmaktadır. Bunlar;

  • Kilo fazlalığı
  • Uygunsuz diyet
  • Egzersiz yapmamak
  • Fazla alkol tüketimi
  • Tütün kullanımı
  • Menopoz sonrası hormon kullanımı
  • Doğum kontrol hapı kullanımı
  • Gece ışığa maruz kalma
  • D-vitamini eksikliği
  • Stres ve anksiyete, olarak örneklenebilir.

Dolayısıyla; kendi kendine düzenli meme muayenesi, yıllık klinik meme muayenesi, yıllık mamografi ve gerekirse ultrasonografi taramaları, fazla kilolardan kurtulmak, uygun ve sağlıklı bir diyet, düzenli egzersizler, fazla alkol tüketmemek, kesinlikle tütün kullanmamak, stresten uzak sakin bir yaşam kurmak, menopoz sonrası hormon kullanmamak ve doğum kontrol hapı kullanmak dışında korunma yöntemlerini tercih etmek meme kanserini önleyebilmek için en iyi seçenekler olacaktır.

Aşırı Kilo Meme Kanseri Nedeni

Gelişmiş ülkelerde son 20-30 yıl dikkate alındığında obezite ciddi bir artış gösteriyor. Meme kanserine yakalanma riski de obeziteye paralel olarak artıyor. Menopoz sonrası dönemde ana östrojen kaynağının kalça ve memelerde biriken yağlı dokular olduğunu söyleyen Liv Hospital Ulus Meme Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ertuğrul Gazioğlu “Özellikle menopoz dönemi sonrasında alınan kilolar ve vücutta oluşan fazla yağ miktarı meme kanseri açısından risk teşkil ediyor” diyor. Prof. Dr. Ertuğrul Gazioğlu meme kanseri ve obezite arasındaki ilişkiyi anlattı.

Yağ ne kadar fazlaysa risk o kadar yüksek

Menopoz sonrası dönemde obez kadınlarda östrojen seviyesi, normal kilodaki kadınlara göre 1.5-2 kat daha fazladır. Menopoza giren kadınlarda yumurtalıklar işlevlerini yitirir ve östrojen salgısını durdurur. Bu dönemden sonra kadınlarda yağ dokusunda aromatizasyon yöntemi ile vücut, östrojene benzer bir hormon üretmeye başlar ve bu hormonun fazlalığı meme kanseri gelişiminde etkiye sahiptir. Bir kadında yağ dokusu ne kadar fazlaysa kandaki leptin düzeyi de o kadar yüksek seyreder. Bu leptin hormonu aromatizasyon yoluyla yağ dokusundan östrojen yapımını tetikler. Menopoz sonrası dönemde bir kadının vücudunda ne kadar fazla yağ dokusu varsa östrojene benzer ürettiği hormon da fazla olacağından meme kanserine yakalanma riskini artıracaktır. Yağ hücrelerinde ayrıca adipokin isimli bir madde salgılanır ve bu da tümör gelişimini hızlandırıcı bir etkiye sahiptir.

Aşırı kilo tanıyı da geciktirebilir

Obez kadınlarda meme kanserine yakalanma riski normal kilolu kadınlara göre 1.8 kat daha yüksektir. Yine obezite, memede büyüme ve yağlanmaya neden olacağından meme içinde oluşan kitlelerin fark edilmesi de gecikebilir ve bu nedenle geç tanı riski oluşur. Genel kural olarak bir kadın ne kadar aşırı kiloluysa o kadar daha büyük tümör gelişme riski vardır.

Lifli beslenin, meyve sebze tüketin

Diyetlerinde yağ ve şeker tüketimini azaltan, meyve sebze tüketimini artıran ve bolca lifli gıdalarla beslenen kadınlarda meme kanseri riski azalmaktadır. Meme kanserine yakalanıp da tedavi olan kadınlarda bu türlü beslenme hastalıksız yaşam süresini de uzatmaktadır