Ana Sayfa Haberler Sağlık ve Yaşam Güçlü Bir Bağ...

Güçlü Bir Bağışıklık Sistemi İçin 8 Altın Kural

Tüm dünyada hızla yayılan koronavirüsün(COVİD-19) bağışıklık sistemi güçlü olmayan bireyler için tehlike olduğu biliniyor. Salgına karşı alınması gereken önlemler arasında bağışıklığı güçlendirmenin ise en önemli unsurlardan biri olduğu belirtiliyor.

İstanbul Rumeli Üniversitesinin Uygulama Hastanesi olan REYAP Çorlu Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Gizem Öztopanlar, koronavirüsü salgınından korunmak ve bağışıklık sisteminizi güçlendirmeniz için 8 altın kuralı paylaştı.

1-Yükte hafif pahada ağır besinler seçin.

 Küçük miktarlarda yüksek kalori barındıran gıdalar gün içinde fark etmeden ihtiyacınızdan fazla kalori almanıza sebep olabilir. Yiyeceğiniz besinleri seçerken besinlerin vitamin, mineral, protein veya liften zengin olmasına dikkat edin. 1 paket çikolata yemek yerine liften zengin 1 elma ve proteinden zengin 1 bardak sütü tercih etmeniz sağlıklı besin seçimini oluşturacaktır.

2- Her renkten sebzeye sofranızda yer verin.

Mevsim sebzelerinden günde 4-5 porsiyon olacak şekilde tüketmeye özen gösterin. Mümkün olduğunca çeşitli ve renkli sebzeler seçin. Sarı, turuncu ve kırmızı sebzeler temel vitaminleri, karoten ve doğal antioksidanları daha çok içerir. Çiğ yenilen sebzeler bütün vitamin ve mineral içeriğini korur. Lif açısından da daha zengindir.

3- Ne kadar su içtiğinizi takip edin.

Vücuttaki su oranının yeterli düzeyde tutulması yaşamsal önem taşır. Su, hücrelere oksijen ve besin öğelerinin taşınmasını, atık ürünlerin böbreklerden atılmasını sağlamakla birlikte sindirim sistemi, cilt sağlığı, bağışıklık sistemi üzerinde de önemli rolleri vardır. Her gün kilogram başına 30 ml su tükettiğinizden emin olun.

4- Pişirme yönteminizi dikkatli seçin.

Doğru besin seçimi kadar pişirme yöntemi de sağlığınızı etkiliyor. Yemeklerinizi hazırlarken kızartma/kavurma yerine ızgara/haşlama/fırın/yağsız tava/buharda pişirme yöntemlerinden uygun olanı tercih edin.

5- Baharatların gücünden faydalanın.

Doğru yerde ve doğru miktarda kullanıldığında baharatlar tat duyunuza hitap ederken sağlığınıza da katkıda bulunacaktır. Kırmızı biber kapsaisin gücü sayesinde ağrıları azaltır, kilo kontrolünü kolaylaştırır, tansiyonu, kolesterolü dengeler. Zerdeçal bellek korumadan kanseri önlemeye, bağışıklığı güçlendirmeden karaciğer yağlanmasını azaltmaya kadar pek çok etki barındırır. Kan şekerini dengeleyen tarçın aynı zamanda antimikrobiyaldir.

6- Yeterli lif aldığınızdan emin olun.

Sağlıklı beslenmenin anahtar noktası yeterli miktarda meyve, sebze ve tahıl bulundurmasıdır. Lif sadece bitkilerde bulunur ve sindirilemediği için kalorisizdir. Sindirim sisteminin düzenli çalışması için dışkıya hacim kazandırır. Yüksek lifli diyetler sindirimi hızlandırır. Bağırsakta bulunan kanserojen maddeler, liflerle birlikte güvenli bir şekilde atılır. Lif alımı metabolizmayı ve sindirimi düzenler. Kan şekerinin normal seviyesinin korumasında ve besin öğelerinin emilmesinde etkilidir. Kolesterol seviyesini azaltır.

7- Probiyotik içeren gıdalar önemli

Probiyotikler bağışıklığımıza destek olan, şekerimizi, kolesterolümüzü, kilomuzu ayarlamada bile önemli işlevler üstlenen, vitamin üreten, hazmı kolaylaştırıp güçlendiren ve daha pek çok alanda sağlığımıza neredeyse karşılıksız ama son derece önemli hizmeti aralıksız veren sadık ve faydalı bağırsak bakterilerimizdir.

Bu bakterileri dışardan daha fazla kazanmak, bağırsaklarımızda onlara daha fazla alan açmak, sayılarını mümkün olduğu kadar çoğaltmak çok önemli bir koruyucu sağlık unsuru. Bu nedenle probiyotik zengini yoğurt, kefir, peyniri düzenli tüketmek çok önemli.

8- Sağlıklı tabak modeline bir göz atın.

Tabağınızın yarısını sebze ve meyveler ile,1/4 ‘ünü sağlıklı protein (tavuk/balık/hindi eti/yumurta/kurubaklagiller),1/4 ünü kompleks karbonhidratlar (tam buğday unu, bulgur,karabuğday gibi) ile doldurun. Yanına 1 bardak yoğurt, ayran ya da kefir ekleyin.

 

​Bağışıklık Sistemini Güçlendirmek İsterken Çökertmeyin

Kış aylarının iyice kendini hissettirmesiyle birlikte vatandaşlar soluğu aktarlarda alıyor. Artan hastalıklarda birçoğumuz doktora gitmeyi tercih ederken aktarların yolunu tutan insanların sayısı azımsanacak gibi değil. Bitki çaylarının poşetli olanlarının alınması gerektiğini belirten Beslenme ve Fitoterapi Uzmanı Başak İnsel,” Bu ürünlerin analizleri yapılıyor. Aktarlardan bitki çayı kesinlikle alınmamalı. Bu çayların içlerinden solucan, salyangoz gibi benzeri canlılar çıkabiliyor. Mesela rezene diye nane çayı satıyorlar çünkü fark edilmiyor. Satılan papatyalarda tıbbi papatya değil bu sebeple işe yaramıyorlar” dedi.

Havaların soğumasıyla birlikte grip, nezle gibi birçok hastalık için ilaçları kullanmayalar çözümü bitkilerde arıyor. Bağışıklık sistemini güçlendirmek isteyenlerin başvurduğu noktalardan biri olan aktarlarda ise satılan bitki çayları analizleri yapılmadığı için şifa değil adeta zehir saçıyor. Çünkü bu karışımların ölçüsü büyük önem taşıyor.

Çörek Otunun Yağı Eve Gidene Kadar Uçuyor

Son zamanlarda internette yayılmış ‘Bitkilerin faydaları” başlıklı yalan yanlış yazılar insanların kafasında karışıklıklar yaratırken gerçek bilginin gün yüzüne çıkmasına da engel oluyor.Yanlış bilinen birçok doğru olduğunu ifade eden Beslenme ve Fitoterapi Uzmanı “Örneğin çörek otu yağı uçucu olduğundan öğütüldükten sonra uçup gidiyor yani biz eve gelene kadar yağ gittiği için yararı da kalmıyor. Mide koruyucuları çok zararlı bunun yerine tıbbi naneyi su içine atarak tüketebiliriz akşamdan atıp sabaha kadar bekleteceğiz. Bu nanenin türü Mentha piperita yani tıbbi nane olmalı. Alırken içeriğine bakılmalı. Keten tohumu taze taze öğütülerek suyun içine koyulup 30 dakika bekledikten sonra tüketildiğinde kabızlığa çözüm olur. Halk arasında bilinen yoğurdun içine keten tohumu atmak yanlış bir uygulama” ifadelerini kullandı.

Bağışıklık Sistemi Nedir?

Bağışıklık sistemi proteinler, çeşitli dokular ve organlardan oluşan bir savunma sistemidir ve bizi mikroplardan korumaya çalışır. Bu sistemin yeterli olamadığı durumlarda hasta oluruz. Kanda dolaşan akyuvarlar (lökositler) mikropları saptayıp, etkisiz hale getirmek için bir dizi operasyon başlatırlar. Akyuvarları yapan organlarımız timus, dalak ve kemik iliğidir. Vücutta lenf bezi adıyla bulunan minik bezlerde de akyuvarlar bulunur. Akyuvarların iki türü vardır; bir grup mikropları etkisiz hale getirir, diğerleri ise vücuda giren mikropları hafızaya yazıp, ona karşı askerler (antikor) geliştirirler ve bir sonraki saldırıda mikrobu öldürürler. Mikroplar vücuda girdiğinde vücut hemen ona karşı asker (antikor) üretmeye girişir. Bir daha aynı mikrop girmeye çalıştığında askerler hastalığı engeller. Örneğin suçiçeği geçirdikten sonra, bir daha geçirmezsiniz, çünkü artık vücut önlemini almıştır. Aşılar da bu mantıkla çocuğunuzu korur. Aşıyla, vücudu hasta etmeyecek ama bağışıklık sistemini uyaracak kadar mikrop veririz, vücutta hemen antikorlar oluşur ve gerçek hastalıkla karşılaştığında hastalığı engeller.

 

Bağışıklığınızı Güçlendirecek 10 Besin

Bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek için dengeli beslenmek ve antioksidan besin öğelerini her gün düzenli almak gerekir. Her renk, her çeşit besini tüketmenin önemini vurgulayan Liv Hospital Diyet ve Beslenme Uzmanı Serap Güzel bağışıklık sistemini güçlendirecek 10 besin hakkında bilgi verdi.

C vitamini: En iyi antioksidan vitaminlerden C vitamininin sağladığı faydalar saymakla bitmez. Yeter ki her gün beslenmenize dahil edin ve gün içinde C vitamini içeren besinler almayı unutmayın. Eğer C vitaminini besinlerden alırsanız bu besinlerde bulunan fitokimyasal maddeleri de alırsınız. Böylece vücuttaki savaşçı hücreleriniz güçlenir. Her gün mutlaka roka, maydanoz, kuşburnu ve kiviyi öğünlerde ve ara öğünlerinizde tüketin.

Beta-karoten: Sarı-turuncu bitkilerde bulunan beta karoten bizim için en kuvvetli antioksidanlardandır. Hem salatanıza bu renklerdeki sebzelerden ekleyin hem gün içinde meyve olarak tüketmeye çalışın. Havuç, ananas, hurma ve balkabağı en fazla beta-karoten içeren sebze ve meyvelerdir.

Sarımsak: İçinde kükürtlü bileşikler yanında A, B1 ve C vitamini de içeren neredeyse mucizevi bir besindir. Çünkü bağışıklığınızı kuvvetlendirecek ve hücrelerinizi koruyacak antibiyotik, antiviral, antibakteriyel ve antifungal etki gösterir. Sarımsağın bu etkilerinden yararlanabilmek için bütün olarak değil çiğnenip ezilmesi gerekir. Her gün 1 diş sarımsak yeterlidir.

Kefir: Bağırsak sağlığımız demek bütün sağlığımız demektir. Bağırsaklarda ne kadar probiyotik bakteri varsa o kadar güçlü metabolizmamız olur. Probiyotik bakteriler yine antioksidanlar gibi her türlü hücre zararına karşı savaşan küçük canlılardır. Bu bakterileri arttırmak için probiyotik besinler tüketmeliyiz. Kefir ve probiyotik yoğurt bu bakterilerden zengin besinlerdir. Bunun yanında muz, pırasa, enginar, sarımsak ve soğan da bu bakterilerin artmasını sağlar.

Kırmızı meyveler: Antioksidan miktarı yüksek besinlerdir. Kızılcık, pembe greyfurt, pancar, nar likopen ve antosiyanin içerir ve bazı kanser ve kalp hastalıklarına karşı da koruyucudur.

Zencefil: Keskin tadı ve aroması ile birçok yerde kullanabileceğiniz bir sebzedir. Solunum yollarını açıcı, sindirimi düzenleyici, toksin atıcı, gaz söktürücü ve antiseptik özellikleri vardır. Çorbalarda, taze olarak sebze yemeklerinde ve salatalarda kullanabilirsiniz.

Omega-3: En değerli yağ olan omega-3 yağ asitleri bağışıklığınız, beyin ve sinir sisteminiz, psikolojiniz, kalp-damar sağlığınız için hayatınızda olmazsa olmaz bir besin öğesidir. Haftada mutlaka 2 gün balık yemeye çalışın. Balık omega-3 dışında vücudunuzun üretmediği elzem aminoasitleri de içerir ki bunlar hücrelerinizin yenilenmesi ve yaşlanmaya karşın gereklidir.

Beta-glukan: Bir karbonhidrat türüdür ve sağlığımız için önemli faydaları vardır. Beslenmenize yulafı ekleyerek de beta-glukan almış olursunuz. Yulaf kolesterol ve kan basıncını düşürür, glisemik indeksi düşük olduğu için kan şekeri için de uygun bir karbonhidrattır. Yulafı kahvaltıda, ara öğünlerde veya kurabiyelerinizde kullanabilirsiniz.

Oolong çayı: Çay bizim için doğru bir şekilde demlendiğinde ve uygun miktarda tüketildiğinde antioksidan etki gösterir ve içindeki fenolik bileşenlerin kronik hastalıklara karşı koruyucu etkisi vardır. Oolong çayının antioksidan etkisi çok daha fazladır, çünkü siyah çay ve yeşil çayın birleşimi gibi düşünebilirsiniz. Bağışıklığınız için sevdiğiniz bitki çaylarına oolong çayını eklemeyi unutmayın. Oolong çayı kafein içerir ama rooibus çayı kafein içermez. Rooibus çayının da antioksidan oranı yüksektir ve çocuklarınız için güvenle kullanabilirsiniz.

Çinko ve selenyum: Bağışıklığınız için önemli minerallerdir. Selenyum deniz ürünleri, et, soğan ve sarımsakta bulunur. Çinko ise kabak çekirdeği başta olmak üzere yağlı tohumlar, hindi eti, kuzu eti, kuşkonmaz ve mantarda bulunur. Bu minerallerin antioksidan etkisi yüksektir ve vücudun toksinlere karşı savaşan hücrelerini güçlendirirler.

 

6 Adımda Bağışıklığınızı Güçlendirin!

Yaşam tarzınızın, sizi mikroplardan, virüslerden ve kronik hastalıklardan koruyan bağışıklık sisteminizi ne kadar etkileyebileceğini biliyor muydunuz? Kötü sağlık alışkanlıklarınızı iyi olanlarla değiştirmek, bağışıklık sisteminizi güçlendirmenize yardımcı olabilir. Hastane Derindere İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ergün Kasapoğlu’ndan hayatınızda yapacağınız küçük değişikliklerle bağışıklık sisteminizi güçlendirmenin yollarını öğrendik…

Kaliteli ve yeterli uyuyun. Yeterli uyumadığınızda soğuk algınlığı gibi sağlık problemleriyle karşılaşma ihtimaliniz yüksektir. Çalışmalar grip aşısını yaptırmış ve düzenli uyuyan kişilerin hastalığa karşı daha güçlü bir koruma geliştirdiğini ortaya koymaktadır. Yeterli uyku almamak, stres hormonunun daha yüksek seviyelere çıkmasına yol açabilir. Ayrıca vücudunuzda daha fazla iltihaba da neden olabilir.

Egzersiz yapmayı alışkanlık haline getirin. Günlük 30 dakikalık yürüyüş gibi düzenli ve yorucu olmayan bir egzersiz yapmaya çalışın. Yorucu olmayan egzersizler bağışıklık sisteminizin enfeksiyonlarla savaşmasına yardımcı olabilir. Egzersiz, aynı zamanda vücudunuzun iyi hissettiği kimyasal maddeleri artırabilir ve daha iyi uyumanızda size yardımcı olur.

Beslenme şeklinizi gözden geçirin. Çok fazla şekerli şeyler yemek veya içmek, bağışıklık sisteminize zarar verir. C ve E vitaminleri, beta-karoten ve çinko gibi besin maddelerinden zengin daha fazla meyve ve sebze tüketerek bağışıklığınızı güçlendirebilirsiniz. Çilek, narenciye, kivi, elma, kırmızı üzüm, lahana, soğan, ıspanak, tatlı patates ve havuç da dahil olmak üzere çok çeşitli parlak renkte meyve ve sebzeler arasından seçim yapın. Soğuk algınlığı veya grip söz konusu olduğunda tavuk suyu çorba iyi bir alternatif olabilir.

Stres yönetilebilir bir duygudur; Unutmayın! Hayatın bir parçası olarak herkesin biraz stres vardır; ancak uzun süreli stres, sizi soğuk algınlığı başta olmak üzere pek çok hastalığa karşı daha savunmasız hale getirir. Kronik stres, vücudunuzun bağışıklık sistemini baskı altına alan stres hormonlarının akışına maruz bırakır. Stresinizden kurtulmanız mümkün olmayabilir, ancak onu idare etme konusunda meditasyon öğrenmek, daha sosyal olmak; gerektiğinde danışmanlık almak gibi alternatiflerden yararlanabilirsiniz.Stresin azalmasıyla birlikte stres hormon düzeyleriniz düşer; daha iyi uyumaya başlarsınız ve bağışıklık fonksiyonunuz gelişir. Bazı araştırmalar, düzenli meditasyon yapanların daha sağlıklı bir bağışıklık sistemine sahip olduğunu göstermektedir.

Sosyalleşin. Güçlü ilişkiler ve iyi bir sosyal ağa sahip olmak sizin için iyidir. Araştırmalar gösteriyor ki, birkaç yakın arkadaşı veya büyük bir arkadaş grubu olan insanlar daha güçlü bir bağışıklığa sahiptir.

Espri anlayışınızı kaybetmeyin. Gülmek herkes için iyidir. Vücuttaki stres hormonlarının seviyesini azaltır ve enfeksiyona karşı savaşan beyaz kan hücresini artırır.

 

Bağışıklık Sistemi Nedir? Bağışıklık Sistemi Nasıl Güçlendirilir?

Bağışıklık Sistemini Güçlendirmek İçin 10 Öneri

Bağışıklık sistemi, insan vücuduna zarar veren her türlü organizma, patojen, yabancı ve zararlı maddelere karşı vücudu koruyan karmaşık bir sistemdir. Bağışıklık sistemi insanoğlunu “mikrop” diye tanımlanan, enfeksiyona yol açabilen virus, bakteri, mantar ve parazit gibi mikrororganizmaların zarar verici etkilerine karşı korur.

Bağışıklık sistemi olmasaydı, vücudumuz virüsler, bakteriler ve parazitlerin saldırılarına açık olur ve kolayca hastalanır, ufak bir grip, enfeksiyon bizi ölüme dek götürebilirdi. Hayatta kalmamızın en temel nedenlerinden biri olan bağışıklık sistemi nedir? Bağışıklık sistemi nasıl güçlendirilir? Bağışıklık sistemini güçlendiren besinler nelerdir? İşte bağışıklık sistemi dosyamız:

Değişen havayla birlikte yaşanan yoğun stres, uykusuzluk ve dengesiz beslenme bağışıklık sistemini direkt olarak zayıflatır. Peki bağışıklık sisteminiz sonbahara hazır mı? Hayatımızı sağlıklı geçirmek için bağışıklık sistemini desteklemek şart! Liv Hospital İç hastalıkları uzmanı Dr. Alev Özsarı bağışıklık sistemini kuvvetlendirecek 10 öneriyi anlattı… 

1) Doğru beslenin:

Tam tahıllı ürünler, karbonhidrat, protein ve yağı dengeli tüketin. Sigara, alkol, şekerden uzak durun. Antioksidan alın. Antioksidanlar hücreye zarar veren maddeleri, serbest radikalleri yakalar ve yok eder. Soğan, sarımsak, ıspanak, dereotu, maydanoz, turunçgiller, domates, brokoli antioksidan açısından zengindir. Taze ve mevsiminde sebze meyve yiyin.

2) Yeterli ve kaliteli uyuyun:

Kaliteli uyku sağlığımız için en az su içmek kadar önemlidir. İyi bir uykunun başlıca ölçüsünün kişinin sabah dinç uyanması ve kendisini gün içinde zinde hissetmesidir. Kalitesiz bir uyku verimi düşürür, konsantrasyonu bozar, bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olur.

3) Haftada en az 3 gün açık havada yürüyün:

Yoğun trafik ve egzoz dumanından kurtulun ve yeşil alanlara yürüyüş yapın. Özellikle açık ve temiz havada zaman geçirilmesi sağlam bir vücut ve güçlü bir bağışıklık sistemi için oldukça yardımcıdır.

4) Hareketsiz kalmayın:

Bilgisayar başında ve hareketsiz çok zaman geçirmeyin. Geçiriyorsanız da 40 dakikada bir ayağa kalkın, gerininm, yürüyün, az da olsa hareket edin. Hiç olmasa oturduğunuz yerde bacağınızı sallayın…

5) Gereksiz ilaç kullanımından kaçının.

Gereksiz ilaç kullanımı vücudu zayıf düşürür, özellikle gereksiz antibiyotik kullanımından kaçının.

6) Düzenli egzersiz yapın:

Hastalıktan korunmada ve engellemede egzersizin çok büyük bir önemi var. Düzenli egzersiz bağışıklık sistemini kuvvetlendiriyor, virüslerle ve bakterilerle savaşmayı sağlıyor.

7) Kendinizi aşırı derecede yormayın:

Dinlenmek için kendinize zaman tanıyın.

8) Stresten uzak durun ya da stresi yönetmeye çalışın:

Stresliyken vücut stresi yok edebilmek için maddeler üretir ve dengesini şaşırır ve immün sistemde çöküş meydana gelir. Bu nedenle stres dönemlerinde hepimiz daha sık hasta oluruz. Mesela uçuk çıkar.

9) Sevdiklerinizle bol vakit geçirin,

Güçlü sosyal bağlar kurun,

10) Pozitif düşünün,

olumlu olmak insanı bedenen ve duygusal olarak rahatlatır.

 

Çocuğunuzun Bağışıklığını Güçlendirmenin Yolları

Bağışıklık sisteminin çocukluk döneminde kuvvetlendirilmesi yetişkinlik döneminde sağlıklı bir yaşam sürdürülebilmesi açısından büyük önem taşır. Liv Hospital Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Emre Çenesiz bağışıklık sistemini güçlendirmenin yollarını anlattı.

Anne sütü en önemli besin kaynağı

Bağışıklık sisteminde en önemli besin kaynağı tabii ki anne sütüdür. Anne sütü içeriğindeki koruyucu faktörleri bebeğe direkt olarak geçmekte ve bireyin ömür boyu onu koruyacak olan bağışıklığının temellerini atar.

Bağışıklık sistemini daha kuvvetli tutmak elinizde

Daha çok meyve ve sebze: Sofrada C vitamini, karoten ve antioksidanların daha fazla olduğu renkli sebzeleri bulundurun. Yeşil yapraklı sebzeler, brokoli, biberler, havuç, bal kabağı portakal, kayısı, tropik meyveler gibi…

Daha az şeker ve tatlandırıcı: Yapılan bilimsel çalışmalar şeker katkılı yiyeceklerin akyuvar çalışmasını olumsuz etkilediğini gösteriyor. Özellikle hastalık dönemlerinde tatlandırıcılar, şekerin her türü, dışarıdan alınan paketli tatlı yiyeceklerden uzak durmak gerekir. Bunların yerine bal, pekmez ya da doğal meyve şekerinden faydalanmak daha doğrudur. Bu konuda Çocuklarda Şeker Tüketimini Önlemenin Püf Noktaları adlı yazımıza da bakabilirsiniz.

Yağ asitlerinden en faydalısı Omega 3 yağları: Özellikle soğuk sularda dolaşan yağlı balıklarda olan bu madde çok değerli bir bağışıklık desteğidir. Omega yağ asitleri, bakterileri yiyen hücrelerin aktivitesini arttırırlar. Haftada 3 gün yağlı balık yemek veya bulunamıyorsa, yine de lokal taze balık ve haftada bir kaç kez balık yağı içeren bir kapsül yeterlidir.Keten tohumu yağı da, balık yağı kadar kuvvetli olmasa da, iyi bir Omega 3 kaynağıdır.

Yeterli uyku: Çalışmalar, çocuklarda da erişkinlerde olduğu gibi uykusuzluğun mikrop öldüren hücrelerin gücünü azalttığı gösteriyor. Özellikle gün boyu yuvada değişik aktivitelerle heyecanlı saatler geçiren küçük çocukların uyumadıklarını düşünürsek,erken yatmalarının çok gerekli ve önemli olduğunu anlarız. Bu yaştaki çocukların 12-13 saat, okul öncesi çocukların 10 saat uykuya gereksinimleri var.

Normal kilo: Şişmanlık antikor yapımını yavaşlatarak bağışıklık sistemine olumsuz etki etmektedir. Çocuğunuzu aktif tutarak hem kilosunu, hem de bağışıklık sistemini kontrol altında tutmaya çalışın.

Kişisel temizliğe önem verin: Bağışıklığı doğrudan arttırmasa da, bağışıklık sisteminin yorulmasını engelleyebilir. Sabunla el yıkamaya önem verin. Okuldan gelince, yemekten önce ve sonra, burun sildikten sonra, tuvaleti kullandıktan sonra mutlaka eller sabunla yıkanmalı. Diş fırçaları beraber duruyorsa, hasta olanın fırçasını hemen atıp yenisini almakta fayda var.

Yanında sigara içmeyin: Çocuklar sigaranın zararlı etkilerine daha da açıklar çünkü dakikada daha fazla soluyorlar. Bronşit, kulak enfeksiyonu, astım riskini arttırmak istemiyorsanız, çocuğunuzun pasif içici olmasına izin vermeyin.