Ana Sayfa Haberler Prof. Dr. Yus...

Prof. Dr. Yusuf Demir: Türkiye’nin Kaynakları 275 Milyonu Besleyecek Yeterlilkte

Prof. Dr. Yusuf Demir, “Türkiye bir tarım ülkesidir ve kalkınması tarım ve tarıma dayalı sanayi ile mümkün olacaktır. Ülkemiz tarımında gerekli reformlar yapılabilirse mevcut kaynaklarımız değil 75 milyonu, 275 milyonu besleyecek yeterlilik ve niteliğe sahiptir” dedi.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Demir, Türkiye’nin tarımda 2023 Vizyonu hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

Tarımsal üretim ve gıda güvenliğinin son yıllarda dünyanın en önemli sorunlarından biri olarak karşımıza çıktığını hatırlatan Prof. Dr. Yusuf Demir, “Özellikle son dönemlerde gelişmekte olan ülkelerde yaşanan gıda kıtlığı tarımsal üretimin ne kadar önemli olduğunu bize bir kez daha ortaya koymuştur. Dünyanın en son yaşadığımı küresel mali kriz bu sorunu daha da şiddetlendirmiştir. Bu nedenle tarımsal üretim sorunlarını çözmek için ulusal ve uluslararası stratejilerin geliştirilmesi ve bu alanda verimli ve etkin bir işbirliği yapmak çok önemlidir” diye konuştu.

Türkiye’nin içinde bulunduğu bölgeye bakıldığında Türkiye’nin güneyinde yer alan ülkelerin tarım arazileri ve su kaynakları açısından avantajlı bir konumda olmadıklarını söyleyen Prof. Dr. Yusuf Demir, “Bu da Türkiye gibi tarımsal açıdan zengin olan ve ekolojik olarak son derece elverişli olan bir ülkeye muazzam fırsatlar sunmaktadır. Dünyada son yıllarda yükselişe geçen tarım yatırımlarına baktığımızda bu ülkelerin gıda ihtiyaçlarını karşılamak için ciddi yatırım projelerini gerçekleştirdiklerini rahatlıkla görebiliriz. Özellikle Körfez ülkeleri aktif bir şekilde dünyanın farklı bölgelerinden önemli tarım projelerine yatırımlar yapmaktadırlar. Dolayısıyla Türkiye’nin bu yatırımları çekmesi hem Türkiye için hem bölge için hem de dünya için önemli bir kazanım olacaktır. Türkiye olarak bölgemizin refahına ve geleceğine büyük önem vermeli, aynı zamanda sorumluluk bilincine sahip bir ülke olarak da dünyadaki fakirlik ve açlık gibi sorunların çözümüne katkı sağlamayı ahlaki bir görev kabul etmeliyiz” şeklinde konuştu.

Türkiye bir tarım ülkesi olduğunun altını çizen Demir, “Türkiye’nin kalkınması tarım ve tarıma dayalı sanayi ile mümkün olacaktır. Özellikle 1980’lerden sonra uygulanan politikalar ülkemiz tarımını 30 yıldır sürekli geriye götürmüş ve kendi kendine yeten ülke konumundan, pek çok tarım ürününü ithal eden ülke haline dönüşmüştür. Ülkemiz tarımında gerekli reformlar yapılabilirse mevcut kaynaklarımız değil 75 milyonu, 275 milyonu besleyecek yeterlilik ve niteliğe sahiptir. Bu amaçla ülkemizde genel ve ürün bazında değerlendirmeler ve çözüm önerilerinin ilgili birim ve otoritelerce ele alınarak uygulanması, ülkemizi kısa vadede tarım ürünü ihraç eden ülke haline dönüştürecektir” ifadelerini kullandı

Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşmasında rol oynayacak unsurları dile getiren Demir, “Toprak koruma ve arazi kullanım(miras hukuku) yasası sosyal ve hukuki boyutları dikkate alınarak bir an önce uygulanmalıdır. Kırsal alan tanımı yeniden yapılmalı, köylü ile çiftçi tanımı ve ayırımı gerçekleştirilmelidir. Çiftçi ve çiftçilik profesyonel bir meslek haline dönüştürülmeli, bu amaçla bölgesel işletme büyüklükleri, işletme kapasite ve nitelikleri belirlenerek profesyonel çiftlikler kurulmalıdır. Profesyonel tarım işletmelerinin planlanması ve özellikle iyi tarım, organik tarım işletmelerinin yaygınlaştırılması ve desteklenmesi önem taşımaktadır. Bu amaçla hem bölgesel ürünler bazında hem de tıbbi ve aromatik bitki üretimi bazında önemli projeler geliştirilmeli ve desteklenmelidir.

Tarımsal üretimin en temel girdilerinden olan ilaç ve gübre kullanımı kontrol altına alınarak çevreci bir anlayışla sürdürülebilir tarım ve doğanın gereği ilke olarak benimsenmelidir. Ülke tarımının lokomotif destekleyicisi ziraat ve veteriner fakültelerinin eğitimleri çağın gereklerine uygun olarak revize edilmeli, yetiştirilen teknik elemanların profesyonel işletmelerde staj görmesi ve mezun olduktan sonra bu işletmelerde istihdamı ve tarımın geleceğe taşınması projeleri bir an önce uygulamaya konulmalıdır. Kısaca Türk tarımı klasik söylemlerden kurtarılarak kendi kendine yeten ülke konumundan, hitap ettiği bölgesel coğrafyada etkili olan, yönlendiren ve bölgesini besleyen ülke haline dönüştürülmelidir” açıklamasında bulundu. İHA