Ana Sayfa Haberler Kariyer ve İstihdam Piyasası Haberleri Şirketlerin %...

Şirketlerin %77’si Salgından Sonra da Hibrit Çalışmaya Devam Etmeyi Planlıyor

Şirketlerin yüzde 85’i esnek ofis alanlarını tercih ediyor!

18.06.2021 – Salgın sürecinde esnek çalışma modeli iş yaşamına hızla dahil olurken, çalışma alanı tarafında ev ve alışık olduğumuz ofis kavramı arasında kalıcı bir hibrit yaklaşım yerleşti. Kolektif House’un yaptığı anket çalışmasına göre şirketlerin %77’si salgından sonra da hibrit çalışmaya devam etmeyi planlarken, firma sahiplerinin %85’i yeni çalışma sistemine uygun esnek ofis alanlarını tercih edeceklerini bildiriyor. 

Küresel sağlık krizi dijitalleşmeyi hızlandırıp, tüketici alışkanlıklarını değiştirirken, iş hayatını da dönüştürdü.  Bu dönüşümün sonucunda hızlanan bir trend olan hibrit çalışma modeli önümüzdeki yıllarda da kalıcı olmaya devam edecek. Kolektif House tarafından yapılan ve katılımcıların %60’tan fazlasının orta ve üst düzey yöneticilerden oluştuğu ankete katılanların %77’si salgın sonrasında da hibrit çalışmaya devam edeceklerini bildiriyor. Firma sahipleri tarafında anket katılımcılarının %85’i esnek ofis alanlarını ya şu anda kullandığını ya da önümüzdeki zaman planlamaları içerisinde değerlendirdiğini belirtirken, %60’a yakını çalışan memnuniyeti için ofis alanı tasarımı ve çalışma alanı stratejilerinin öncelikleri olduğunu aktarıyor.

OFİSE DÖNÜŞ STRATEJİSİNE İHTİYAÇ DUYANLARIN ORANI %75

Ankete katılanların %56’sı geleneksel sisteme göre daha esnek bir çalışma biçimi benimsediğini ifade ediyor. Ofise dönüş stratejilerinden emin olmayan ve alınan önlemlerin yeterli olmadığını düşünen kısmın %75’ten fazla olması ise şirketlerin çalışma alanı stratejileri konusunda gelişime açık olduğunu gösteriyor.

UYDU OFİSLER VE “KULLANDIĞIN KADAR ÖDE” SİSTEMİ YAYGINLAŞIYOR

Anket sonuçlarına ilişkin değerlendirmede bulunan Kolektif House Kurucu Ortağı ve CEO’su Ahmet Onur, “Son yıllarda teknolojinin hız kazanması, mobilitenin artması, iş-yaşam dengesine ve pozitif iş kültürüne sahip olmayı bekleyen Z jenerasyonunun çalışma hayatına   dahil olmasıyla global kurumsal şirketlerin esnek çalışma alanlarına yönelimi başlamıştı.  Salgın ise çalışma sistemini tamamen değiştirdi.  Kâr odaklı yaklaşım yerini insanı daha çok merkeze alan değer odaklı yaklaşıma bıraktı. Böylece geleceğin çalışma modeli olarak görülen hibrit yapıya geçiş hızlandı. Bugün gelinen noktada rotasyonlu çalışma modelini kalıcı olarak benimseyen şirketler merkez ofislerini küçültürken, çalışanların evlerine yakın yerlerde uydu ofisleri ve “kullandığın kadar öde” sistemlerini çalışma alanı stratejilerine dahil ediyor” dedi.

ESNEK OFİSLER ŞİRKET ve ÇALIŞANLARI ÖZGÜR KILIYOR

Küçük ya da büyük fark etmeksizin tüm şirketlerin artık ticari bir alan satın almak ya da uzun vadeli sözleşmelerle kiralamak yerine demirbaştan teknolojik alt yapıya herhangi bir ön yatırım gerektirmeyen, resepsiyondan ikramlara birçok hizmeti bir arada sunan esnek ofis çözümlerini tercih eettiğini vurgulayan Ahmet Onur, şu açıklamalarda bulundu: “Bu yeni yapılanma şirketlerin büyüme/küçülme kararları doğrultusunda ofis alanını hızlı bir şekilde dönüştürmesinde kuruma nihai çevikliği sunarken, ciddi bir maliyet avantajı sağlamanın yanında hem şirketleri hem de çalışanları daha özgür daha mutlu ve daha verimli kılıyor. Çalışanların istedikleri yerde çalışmasına olanak tanıyan esnek çalışma alanları sayesinde şirketler çalışan memnuniyeti, motivasyonu ve bağlılığını artırmak için büyük bir avantaj yakalarken, yeni yetenekleri de bünyelerine rahatlıkla çekebiliyor. Burada ortaya koyulan en önemli faydalardan biri ise şirketlerin yeni iş birliklerinin kapısını aralayan bir ekosistemin içine dahil olması ve hedeflenen müşterilere yerinde erişim sağlaması.”

“HER İHTİYACA UYGUN ÇALIŞMA ALANI ÇÖZÜMLERİ SUNUYORUZ”

Kolektif House’un da geliştirdiği her ihtiyaca uygun ofis çözümleriyle çalışma hayatındaki dönüşümde öncü rol üstlendiğinin altını çizen Ahmet Onur, sözlerine şöyle devam etti: “Kolektif House olarak şirketlere ve çalışanlara en optimum faydayı sağlayacak ofis çözümünü planlamak üzere şirketlerin ofis çözümlerini belirlemeye stratejik perspektifle yaklaşıyoruz. Kurumsal, bireysel, inovatif çözümlerimiz ve bu çözümlerimiz üzerinden sunduğumuz kombinasyonlar sayesinde şirketleri ofis alanı belirlemede esnekliğe ve çevikliğe kavuşturuyoruz. Kolektif Enterprise ile 50 kişilik orta ölçekli şirketlerden 1.000 kişilik kurumsal şirketlere kadar kurumların spesifik ihtiyaçlarına cevap veren verimli çalışma alanı çözümleri sunuyoruz. Kurumların ihtiyaçları doğrultusunda gerekli büyüklükteki çalışma alanını bulup, kurumun tercihleri kapsamında tasarlayıp, tüm operasyonel süreçlerini bizler üstleniyoruz. Böylece şirketler için ön yatırım maliyetleri ortadan kalkarken, tek paydaş olarak Kolektif House ile tüm süreçlerin konsolide edilip tek elden tek faturayla yönetilebilmesi verimliliği artırıyor. Buna ek olarak kurumlar esnek sözleşme şartları ile büyüme/küçülme durumlarında alan optimizasyonu yapılabilme imkânına kavuşurken, merkez ofislerde azalan metrekarelere karşılık, paylaşımlı alanların da ofis alanına dahil edilmesiyle daha verimli ve geniş çalışma alanına sahip oluyor. Etkileşime ve yaratıcılığa olanak sağlayan mimari tasarımımız sayesinde ise çalışan memnuniyeti artıyor.”

2022’de İş Gücünün Yüzde 42’si Mobil Olacak

09.09.2020Geleneksel iş yapış modelleri teknoloji ile birlikte verimlilik ekseninde gelişiyor. Yapılan araştırmalar, 2022 yılına kadar dünyadaki iş gücünün yüzde 42,5’inin mobil çalışanlardan oluşacağına işaret ederken, şirketlerin bu modelle çalışan başına yılda ortalama 11 bin dolar tasarruf edebileceğini gösteriyor.

Şirketler her bir mobil çalışanı için yılda ortalama 11 bin dolar tasarruf ediyor

Esnek veya uzaktan çalışma, verimliliğin ve çevikliğin artırılıp sabit genel giderlerin azaltılması gibi avantajlarla iş hayatında uzun süredir konuşuluyor. Strategy Analytics’in çalışması 2022 yılına kadar dünyadaki tüm iş gücünün yüzde 42,5’inin mobil çalışanlardan oluşacağını gösteriyor. Tecla’nın araştırma sonuçları ise uzaktan çalışmanın şirketlere çalışan başına yılda ortalama 11 bin dolara varan tasarruflar sağlayacağı yönünde. Aynı araştırmaya göre, çalışanlar da evden çalışarak yılda ortalama 7 bin dolarlık tasarruf sağlayabilecek.

Kişisel bilgilerini içeren belgeler güvende

Mobil cihazların artması ve online hizmetlerin çoğalmasıyla mobil çalışmanın yaygınlaştığına dikkat çeken E-GÜVEN Genel Müdürü Can Orhun, “Yapılan araştırmalar, geleneksel iş yapış modellerinin değiştiğini ve bu değişimin kalıcı olacağını gösteriyor. Şirketlerin olduğu kadar, çalışanların da yeni iş süreçlerine uyum sağlamalarına yardımcı olmayı hedefliyoruz. Mobil uygulamaların artan kullanım alanlarını göz önünde bulundurarak geliştirdiğimiz Zumizum KVK uygulaması, Apple Store ve Google Play Store’dan indirilebiliyor. Zumizum KVK, saha operasyonlarında, müşterilerin kişisel bilgilerini içeren belgelerin, gizlilik şartları gözetilerek hedef sisteme aktarılması gereken bütün süreçlerde kullanılabiliyor. Ayrıca görsel veri ile bildirim sağlanması gereken süreçlerde, gizli müşteri çalışmalarında, satış ziyaretlerinin yanı sıra görsel belgeleme gerçekleştiren kurumların saha çalışmalarında uygulamadan faydalanılabiliyor.” bilgisini verdi.

Belgelere zaman ve konum bilgisi eklenebiliyor

Mobil çalışan ekiplerinin işlerini kolaylaştıran Zumizum KVK uygulaması, saha ekiplerinin mobil cihazları ile fotoğrafını çektikleri müşteri belgelerine zaman damgası ve konum bilgisi ekleyerek Web servisler aracılığıyla istenen hedef sisteme aktarılmasını sağlıyor. Gönderilen belgelerin teslim edilme durumunu takip etme imkânı sayesinde süreç kontrolü sağlanıyor. Uygulama, kurum tarafından uygulamaya üye tanımlayabilme ve üyeye özel kullanıcı adı ve şifre tanımlama özelliklerine de sahip.

Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na uygun uygulama

Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) kapsamında geliştirilen Zumizum KVK ile kişisel veriler, saha ekiplerinin mobil cihazlarında kayıtlı kalmadan otomatik olarak siliniyor. Bu sayede gizli bilgilerin güvenliği korunuyor. Mobil uygulama, saha operasyonlarının yönetilmesinde, müşterilerin kişisel bilgilerini içeren belgelerin gizlilik şartları gözetilerek hedef sisteme aktarılmasında, görsel veri ile bildirim sağlanması gereken süreçlerde, gizli müşteri çalışmalarında ve görsel belgeleme gerçekleştiren kurumların saha çalışmalarında kullanılıyor.

E-GÜVEN hakkında:

E-GÜVEN, 2003 yılında kurulan Türkiye’nin ilk elektronik sertifika ve mobil imza hizmet sağlayıcısıdır. Bireylere ve kurumlara bilgi güvenliği ve elektronik imza konusunda dünya pazarında öncü çözümler sunmaktadır. Kurumlara özel projeler geliştirmenin yanı sıra gelişen teknolojiye uygun kullanıcı dostu ürün ve hizmetler sağlamaktadır. Ekolojik ayak izini azaltıp WWF-Türkiye kriterlerine uyum sağlayan E-GÜVEN, “Yeşil Ofis” diploması almaya hak kazanmıştır.

 

Türkiye’nin % 73’ü Evden Çalışmak İstiyor

21.03.2018 – İnsan kaynakları seçme, yerleştirme ve danışmanlık şirketi Randstad’ın yılın 4 çeyreğinde paylaştığı “Workmonitor/İnsan Kaynakları İstihdam Araştırması Raporu” yayınlandı.

Randstad Workmonitor / İnsan Kaynakları İstihdam Araştırması, 18-65 yaş aralığında, haftada en az 24 saat çalışan kişilerle gerçekleştiriliyor. 2018 yılının ilk çeyreğine ilişkin sonuçları içeren rapor yayınlandı. Global olarak, katılımcıların yüzde 64’ü evden ya da başka herhangi bir yerden çalışmayı tercih edeceğini belirtiyor, ancak buna imkanlarının olmadığına dikkat çekiyorlar. Oran Türkiye’de globalden çok daha yüksek. Türkiye’nin yüzde 73’ü evden çalışmak istiyor. Türkler, ‘Home office’ olarak tabir edilen çalışma şekline sıcak bakıyorlar. Ancak Türkiye’nin yüzde 83’ü halen geleneksel çalışma şeklini sürdürüyor; çalışan, iş saatleri içinde ofiste bulunuyor.

Dünya genelinde standart çalışma saatleri dışına çıkan ve birden fazla lokasyonda çalışmaya imkan tanıyan ‘agile’ çalışmaya doğru bir kayma sözkonusu. Küresel olarak yüzde 44’lük bir kesim çalışma stillerinin bu yönde değişmeye başladığını belirtiyor. En yüksek oran yüzde 69 ile Hindistan; en düşük oran ise yüzde 28 ile Çek Cumhuriyeti’nde. Türkiye ise global ile aynı seviyede: araştırmaya katılanların yüzde 44’ü iş yapış şekillerinin çevik bir hal almaya başladığını söylüyor. Tamamen ‘agile’ şekilde çalıştığını belirtenlerin oranı ise globalde yüzde 41, Türkiye’de yüzde 35.

‘Agile çalışma’ iş-yaşam dengesini kurmaya olanak tanıyor

Araştırmaya katılanların yüzde 82’si agile çalışmayı iş-yaşam dengesini iyi bir şekilde kurmaya olanak tanıdığı için tercih edeceğini belirtiyor. Türkiye’de de aynı fikirde olanların oranı ise yüzde 74. Verimliliği, yaratıcılığı arttırdığı ve iş tatminini desteklediği için tercih edenlerin oranı globalde yüzde 81, Türkiye’de yüzde 76 olarak gözlemleniyor. Agile çalışmanın özel hayatında baskı oluşturduğuna inananların oranı ise yüzde 44. Çalışan kesim buna neden olarak her an her yerde iş ile bağlantılı kaldıkları, her daim ulaşılabilir oldukları için kendilerine zaman ayıramayacaklarını gösteriyor. Erkeklerin yüzde 47’si, kadınların yüzde 40’ı bu düşünceyi destekliyor.

İşverenlerinin, kendilerine işlerini evden veya başka bir yerden tam anlamıyla gerçekleştirmelerine olanak tanıyan teknolojik ekipmanlar sağladıklarını belirtenlerin oranı globalde yüzde 56, Türkiye’de yüzde 48.

Çalışanın özerkliği

Randstad Workmonitor’un 2018 yılının ilk çeyreğine ilişkin ortaya koyduğu sonuçlardan biri de çalışan kesimin özerkliği ile ilgili. Kendi çalışmalarını düzenleme, işlerini sıraya koyma ve önceliklerini belirleme özgürlüğüne sahip olduklarını belirtenlerin oranı yüzde 66 olarak gözlemleniyor. Türkiye’de oran global ile aynı seviyede. Ülkemizde de yüzde 66’lık kesim çalışırken ‘özerk’ olduğunu belirtiyor.

İş değiştirme beklentisi yok, Türkiye’de hareketlilik en düşük seviyede

Randstad’ın yılın 4 çeyreğinde paylaştığı her Workmonitor Raporu’nda incelenen ‘Mobility Endeksi’ geçen yılın son iki çeyreğiyle karşılaştırıldığında sabit kaldı. Çalışan kesim önümüzdeki 6 ay içinde iş değiştirmeyi düşünmediğini belirtiyor. Hareketlilik en çok Norveç, Singapur ve Almanya’da arttı. En büyük düşüş Türkiye, Kanada ve İtalya’da gözlemlendi.

 

Uzaktan Çalışma Kültürü Geliştikçe Beyin Göçü Azalacak

10 Ekim 2017 – Teknolojinin geldiği noktada artık çalışanları işe giriş ve çıkış saatleriyle ölçmek her geçen gün anlamsızlaşıyor. Daha anlamlı veriye daha hızlı ulaşmanın binlerce farklı yolu var. Bu yolları geliştirip farklı kademeler için sınayan şirketler artık çalışanlarının uzaktan ne kadar verimli çalışabildiklerini, ne kadar çıktı ürettiklerini ölçebiliyorlar. Veriye dayanmayan performans notları artık tarih oluyor.

Uzaktan çalışma sistem ve yöntemlerinin gelişmesi Türkiye için ciddi bir fırsat anlamına geliyor. Özellikle yazılım geliştirme, destek, finans/muhasebe ve pazarlama alanlarında öne çıkan bu teknolojiler Türkiye’nin kabiliyetli insanlarının beyin göçü ile yurtdışına çıkmadan kendi ülkelerinde çalışabilmelerine olanak sağlıyor. Bu da hem kalifiye insan gücünün hem de yaratılan katma değerin ülke içerisinde kalmasına yardım ediyor.

Dünya üzerinde uygulanan yeni metodlar o kadar iyi çalışıyor ki Amerika’nın yanı sıra Türkiye’den de bazı şirketler bu metodları kullanarak daha az insanla daha çok sonuç üretme hedefine erişebiliyor ve hedeflerini geliştirmek için de her geçen gün yeni sistemler, modeller geliştirmeye çalışıyorlar. Özellikle yeni jenerasyonların iş hayatına girmeye başlamasıyla geleneksel çalışma sisteminin esneyeceğine hatta çökeceğini düşünen öncüler şimdiden bu konu hakkında ciddi adımlar atmaya başladılar.

Kendini dünya üzerinde uzaktan çalışma kültürünü ve teknolojilerini geliştirmeye adayan Crossover markası zamandan ve mekandan bağımsız olarak dünya üzerindeki dahi yetenekleri bularak, kendi ülkelerinden ayırmadan, belirli bir zaman mesaisi harcayarak farklı ülkelerdeki firmalara çalışmalarına ve kendi ülkelerinde kazanabilecekleri gelirden çok daha fazlasını kazanmasına imkan sağlıyor.

Konu hakkında görüşlerini belirten Crossover Türkiye Genel Müdürü Sinan Ata, “Ülkemizde 70’den fazla profesyonel tam zamanlı olarak Amerikan şirketlerinde çalışıyor ve uzaktan çıktı üretiyorlar. Ben de o çalışanlardan biriyim. Tüm mülakat süreçlerini uzaktan gerçekleştirerek kadrosu içerisine girdiğim Croosover’a kimi zaman bir kafeden kimi zaman köyümden kimi zamanda çocuğumla oynarken hizmet veriyorum ve uzun yıllar tam zamanlı olarak çeşitli firmalarda çalışmış biri olarak inanıyorum ki bu şekilde çok daha verimliyim, çok daha mutluyum. Çalışanlarımızla, adaylarımızla ya da bizden bu hizmeti almak isteyen yerli firmalar ile konuşurken de hep kendimden örnek vererek konuyu anlatıyorum.” dedi.

Kanal Finans’taki diğer kariyer ve istihdam piyasası haberleri