Ana Sayfa Haberler E-İhracatta 7...

E-İhracatta 7 Kritik Hata

E-ihracat her ölçekten firma için gündemini korumaya devam ediyor. Büyük şirketler global anlaşmalar yaparak e-ihracata kolayca başlayabiliyor ancak KOBİ’lerin önemli bir bölümü için konu hala bilinmezliklerle dolu. Bu nedenle sık tekrarlanan hatalar var. Ticimax E-ticaret Sistemleri Kurucusu Cenk Çiğdemli, e-ihracatın önüne taş koyan, en sık karşılaşılan 7 hatayı şöyle sıraladı;

Yanlış dilde reklam vermek:

E-ihracatta en önemli basamaklardan biri, hedef ülkeye yönelik sosyal medya ve Google reklamları. İngilizce uluslararası bir dil olabilir ama potansiyel müşteri kitlenizin hepsinin İngilizce bildiğini varsaymak doğru bir yaklaşım değil. Belki Avrupa ülkelerinde hedef kitleniz İngilizce okuma konusunda sorun yaşamayabilir fakat Rusya, Balkanlar, Ortadoğu ve Türki coğrafyada herkesin İngilizce bildiğini düşünmemelisiniz. Mutlaka hedef ülkeye göre sitenizin çevirisini de yaptırarak, yerel dillere uygun reklam içerikleri hazırlatmalısınız. Web sitesinde dil seçeneklerinin kullanıcı tarafından değiştirilebilmesini tercihe bırakmalısınız.

Yanlış para birimi ile ödeme seçeneği:

Yaygın hatalardan biri de yerel para birimlerine göre entegre edilmemiş fiyatlandırmalardır. Web sitenizde tüm dünya için olmasa da, en azından potansiyel 1 milyar müşterinin bulunduğu Rusya, Türki Cumhuriyetler, Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Avrupa ülkeleri için kendi para birimleriyle ödeme yapma seçeneği sunuyor olmalısınız. Müşterilerinize ürün fiyatlarını kendi ülkelerinin para biriminde gösterebilirseniz, sepet terk oranlarının hızla düştüğünü de görebilirsiniz.

Ödeme sistemlerini ayarlamadan dünyaya açılmak:

Çinlilerin e-ihracattaki başarılarının en önemli sebeplerinden birinin gittikleri ülkenin şapkasını takmaları olduğu bilinir. Şapkanın altındaki en önemli unsurlardan biri de ödeme sistemleri. Türkiye’de Paypal olmadığı için, yola çıkmadan önce ilk yapmanız gereken “Ödemeleri nasıl alırım?” sorusuna ülkelere göre cevaplar aramaktır. Bazı KOBİ’ler her ülkeden her kredi kartıyla ödeme alınabileceğini düşünüyor fakat durum böyle değil. Ödeme esnasındaki zorluklar da sepet terk oranlarının yükselmesine sebep oluyor. Mesela Ortadoğu’ya satış yapmak istiyorsanız, kapıda ödeme seçeneğiniz de olmalı. Almanya’yı hedefliyorsanız, burada kredi kartından ziyade Paypal, Giropay, Clickandbuy, Sofort Überweisung gibi e-ödeme sistemlerinin yaygın olduğunu bilmelisiniz. Ticimax altyapısında yurtdışı ödeme seçenekleri için kullanabileceğiniz 13 farklı alternatif ödeme sistemi bulunuyor. Eğer Amazon, Ebay, Walmart, Jet.com, Rakuten, Etsy, Souq, Cdiscount, Zalando, Ozan.ru gibi global ve yerel pazar yerlerinde satış yapacaksanız da sadece birine ya da birkaçına odaklanmanızı öneririm. Çünkü her birinin dinamikleri, müşteri kitlesi, kategorileri çok farklı.

Gümrük vergisini yanlış hesaplamak:

Fiyatlandırma yaparken ülkelerin ekonomik durumlarını göz önünde bulundurmalısınız. Aksi halde bazı ülkeler için fiyatlarınız aşırı ucuz, bazı ülkeler için ise aşırı pahalı kaçabilir. Fiyatlandırmalara ülkelere göre gümrük vergi oranlarını da iyi hesaplayarak yansıtmalısınız ki yaptığınız satışın astarı yüzünden pahalıya denk gelmesin. Ayrıca fiyat belirlerken maliyeti arttıran diğer satış komisyonları, lojistik ücretler, akreditif masrafları ve sigorta gibi unsurları da düşünmekte fayda var.

Yanlış kargo firması seçimi:

Yanlış kargo seçimi de sık yapılan hatalardan biri. Hedef bölgenizi iyi bilmeyen bir kargo firması, teslim süresini uzatacak ve müşterilerinizi bıktıracaktır. Ayrıca lojistikte iyi bir matematik yapmazsanız, ürün fiyatından fazla kargo parası ödemek ya da ödetmek zorunda kalabilirsiniz. Ürününüzü pazar yerlerinde satmak istiyorsanız, bazı pazar yerlerinin kargo hizmetleri oluyor, onlardan faydalanabilirsiniz. Ülkelere göre alışveriş alışkanlıklarına uyum sağlamak zorunda olduğunuzu da unutmamalısınız. Mesela Ortadoğu ve Rusya’da en yaygın ödeme biçimi, kapıda ödeme. Bu ödemeyi alabilecek yerel kargo firmalarıyla anlaşma yapılması önemli.

Yanlış ülkeye yanlış kampanya:

Nabza göre şerbet vermek hayatta olduğu gibi e-ihracatta da mühimdir. Her ülkenin kendine göre adetleri, kültürleri, alışkanlıkları vardır. Bir ülkede işe yarayan pazarlama yöntemi diğerinde ters tepebilir. Hedef pazarlarınızla ilgili ayrıntılı bir pazar araştırması yapmanın yanı sıra, ne tür reklamların tercih edildiğini, ne tür kampanyaların iş yaptığını da araştırmalısınız. Yoksa müşteri kazanmak bir yana, pazarı daha başlangıçta kaybedebilirsiniz.

Her ürünü her ülkeye satmaya çalışmak:

E-ihracata başlamadan önce hazırlık aşaması büyük önem taşıyor. Bu aşamada alanında uzman danışmanlarıyla iyi bir fizibilite çalışması yapmanız gerekiyor. Her ürünü her ülkeye satamazsınız. Mesela Rusya’ya deri ceket satabilirsiniz ama Ortadoğu’da bu ürün çok rağbet görmeyebilir. Sultan kayığı tarzında fantezi kahve fincanlarını Ortadoğu’ya satabilirsiniz ama belki Avrupalı müşteriye satamazsınız. Yola koyulmadan önce hangi ürünleri hangi ülkelere satabileceğinizi iyi bilmelisiniz.

 

 

E-İhracat Nedir?

İnternet üzerinden yapılan ticarete e-ticaret, yine internet üzerinden yapılan yurtdışı satışlara yani ihracata ise e-ihracat deniyor.

E – İhracatın 7 Altın Kuralı

Şirketler ve birey girişimciler için giderek daha fazla tercih edilen e-ihracat sunduğu önemli fırsatlar kadar kritik püf noktalarını da bünyesinde barındırıyor. 230’dan fazla ülkeye yönelik e-ihracat çözümleri sunan B2CDirect’in CEO’su Yusuf İbili, e-ihracatta 7 altın kural bulunduğunu ama lojistik konusunun en kilit noktada durduğunu belirtiyor.

Gelişen ve yaygınlaşan internet altyapısı hizmetlerinin büyümesiyle ve tüketicilerin sınır ötesi e-ticarete giderek daha fazla yönelmesi neticesinde, e-ihracat günümüzde müşteri potansiyelini artırmak isteyen firmalar için yadsınamaz bir alternatif haline geldi. Diğer yandan e-ihracat her ölçekteki firma için pazar çeşitliliği de sağlıyor. Üstelik bireysel girişimcilerin için de daha geniş bir müşteri kitlesine ulaşmak anlamında faydaları bulunuyor.

E-ihracat yapmak isteyenlerin başarılı olabilmeleri için dikkat etmeleri gereken bazı hususlar bulunduğunu söyleyen Türkiye’nin e-ihracat uzmanı B2CDirect’in CEO’su Yusuf İbili, “E-ihracat yalnızca bir ürün kargolama süreci değil, bunun çok daha ötesi… E-ihracatın nasıl yapılması gerektiğini gerçek anlamda bilmeyen şirketler ve bireyler hem pazar, hem zaman, hem de müşteri kaybediyorlar,” diyerek bu konuda 7 altın kural olduğuna dikkat çekiyor. Yusuf İbili e-ihracatın altın kurallarını şöyle sıralıyor:

1- E-ihracata verimli başlamak için detaylı fizibilite şart.

E-ihracata başlamadan önce hazırlık aşaması büyük önem taşıyor. Bu aşamada kendinizi, firmanızı, ekibinizi ve ürünlerini yeniden keşfetmeli, eksikleri tamamlayarak hazırlanmalı ve e-ihracat hazır hale gelmelisiniz. E-ihracat olasılığı olan ürünleri tespit etmeli, gerekli yönelik fizibilite çalışmasını yapmalısınız.

2- İç pazardaki başarıya göre hareket edin, dışarıda yönünüzü doğru tespit edin.

Yurtiçinde neyi nasıl, kime sattığınızı, ne kadar zamanda sattığınızı ve satış sonrasında yaşadığınız süreçleri çok iyi analiz edin ve değerlendirin. İç pazardaki başarınız ile dış pazarlara uygun hizmet ve ürünlere karar verilmelidir. Kısa ve uzun vadede hedefler saptanmalı, rekabet gücü ve büyüme potansiyeli değerlendirilmelidir. İhracat departmanının yapılandırılması, görev ve sorumlulukların amaca yönelik planlanmasıyla, mevcut elemanların ihracat bilgileri ve yabancı dil bilgileri geliştirilebilir.

3- Satış yapacağınız her ülkenin pazarını iyi tanıyın, böylece kalıcı olun.

Satış yapacağınız pazarı belirlemelisiniz. E-ihracat yapacağınız ülkenin pazar araştırmasını yaparken yerel piyasa gibi algılamamalı ve yurtiçinde geçerli olan yöntemlerden farklı satış süreçleri olacağı unutulmamalıdır. Buradaki amacınız farklı ülkelerdeki piyasaların potansiyelini, büyüklüğünü belirlemek, değerlendirmeler yapmak, karşılaştırmalarda bulunmak ve ihracatını yapacağınız ürünün en çok hangi pazarda arzu edildiğini, yabancı piyasalarda ihtiyaç olup olmadığını belirlemek olacaktır. B2CDirect’in 230’dan fazla ülkeye e-ihracat çözümü sunduğunu ifade eden Yusuf İbili, dünyanın farklı coğrafyalarından elde ettikleri tecrübenin ışığında şu noktalara dikkat çekiyor: “Gideceğiniz pazarın toplam alım gücünü mutlaka dikkate almanız gerekir. Ülkenin finansal ve ekonomik koşullarını dikkatle incelenmeli, bilhassa yüksek enflasyon oranına sahip ülkeleri iyi analiz etmelisiniz. Unutulmamalı ki, yabancı paranın kullanımında kısıtlamalar yaşanabilmektedir. Bunlara devlet istikrarı, din gibi sosyokültürel güçler, teknoloji düzeyleri gibi faktörler de eklenebilir.”

4- Teslimat sürelerinde gerçekçi olun ki, müşteri kaybetmeyin.

Belirlediğiniz hedef noktaların, işleri yürüttüğünüz merkeze olan uzaklıkları ve zaman farkı da göz ardı edilmemelidir. Mesafeler taşıma masraflarını da beraberinde getireceğinden, teslimat sürelerinin de olumsuz etkilenmesine neden olabilir. Uzak ülkelerdeki zaman farklılığı, iş saatlerinin uyumsuz olması sebebiyle karar verme ve işleri neticelendirme süreçlerini geciktirebilmektedir. Bu nedenle ürünlerinizin gerek hedef noktanıza, gerekse tüketicinize ulaşacağı süreleri iyi tespit edin. Yanıltıcı bilgiler vermekten kaçının, çünkü teslim sürelerindeki gecikme, müşterilerinizi yeniden alışveriş yapma konusunda çekincede bırakır.

5- Müşterinizle aynı dili konuşun, daha çok müşteri kazanın.

E-ihracat yapmak istediğiniz pazar için araştırmalarınızı tamamladınız ve sıra geldi internet sitenizi oluşturmaya. Sitenizin sayfaları, arayüzleri ve menüleri kullanıcı için kolaylık sağlayacak şekilde tasarlanmalıdır. Peki, insanlarla iletişimi nasıl kuracaksınız, ödemeleri ve gönderimleri nasıl sağlayacaksınız? Günümüzde İngilizce uluslararası bir dil olarak kabul görse de, net olarak belirtmek gerekir ki her coğrafyada bu durum geçerli değil. Ayrıca sizin potansiyel müşteriniz olan kişi sizinle kendi dilinde alışveriş yapmak ve iletişim kurmak isteyebilir. Ancak bu noktada hedef pazarın gereksinimlerine göre internet sitesi kurulmasının yanı sıra kullanılacak katalog ve ürün açıklamalarının da anlaşılır olması gibi birçok farklı unsur da bulunuyor. Ürünler açıklayıcı ifadelerle, iade sorunu yaşatmayacak şekilde, nitelikleri anlaşılır şekilde belirtilmelidir. B2CDirect CEO’su Yusuf İbili yerelleşme konusunun mutlaka özenle ela alınması gerektiğini vurguluyor: “Tüm bu çalışmaları ‘e-ihracatta yerelleşmek’ olarak adlandırabiliriz. İnternet siteniz, kullanıcıları lokasyon bazlı tanıyabilmeli ve yerel konumlarına göre özelleştirilmiş olmalıdır. Sitenin dili ziyaretçinin ülkesine göre gösterilmeli ya da dil seçeneklerinin kullanıcı tarafından değiştirilebilmesi tercihe bırakılmalıdır.”

6- Fiyat deyip geçmeyin; ayrıntılı düşünerek ve yerelleşerek başarıya koşun.

Yerelleşme, ürün fiyatlamasında da devreye giren önemli bir unsurdur. İnsanlara fiyatlarınızı kendi ülkelerinin para biriminde gösterebilirseniz onların hayatını kolaylaştırır, sitenizi benimsemelerini kolaylaştırırsınız. Bu nedenle sitenizde satışa sunduğunuz ürünlerin fiyatlarını, siteye gelen ziyaretçinin bulunduğu ülkenin yerel para biriminde göstermeniz önemlidir. Bir diğer alternatifse, sitenizde farklı para birimlerinin olduğu seçenekler sunmanız ve otomatik kur hesaplamalarının yapılmasıdır. Dünyanın farklı bölgelerinde, her ülkenin kendine özgü farklı ödeme yöntemleri ve alışkanlıkları bulunuyor. Bazı ülkelerde kredi kartıyla ödeme daha çok tercih edilirken, bazı ülkelerde banka transferi ve kapıda ödeme yöntemi öne çıkıyor. Ödemede yaşanacak sorunları en aza indirgemek için e-ihracat yapacağınız ülkelerin tercihlerini öğrenmelisiniz. Burada ki en kritik nokta, ürünlerinizin fiyatının farklı ülke pazarlarının niteliğine ve para değerine uygun olarak verilmesidir. Daha detaylı anlatacak olursak diyelim ki Euro ya da Dolar olarak fiyatlandırılan ürünün, Türk Lirası hesabına göre pahalıya geleceği, tam tersi durumda ise kâr edileceği gibi durumlardan söz edebiliriz. Ayrıca fiyat belirlerken maliyeti artırıcı, satış komisyonları, lojistik ücretler, akreditif masrafları, sigorta gibi unsurları da düşünmekte fayda var.

7- Lojistik her şeydir. Bunu unutmayın…

Mutlaka deneyimli bir lojistik iş ortağınız olmalı. Ürünleriniz ne kadar kaliteli, siteniz ne kadar iyi ve fiyatlarınız ne kadar uygun olursa olsun, eğer lojistik süreçleriniz müşterinizi tatmin etmiyorsa ne satış yapabilirsiniz, ne de müşterilerinizin yeniden alışveriş yapmasını sağlayabilirsiniz. Gönderiler için gümrük işlemlerinin hızlı ve masrafsız sonuçlanması, teslimat için verdiğiniz iş günü sayısına yönelik güvenceyi zedelememelidir. E-ihracatın diğer bir kolay tarafı, geleneksel ihracatta firma tarafından beyanname oluşturulması işlemleri e-ihracatta elektronik hale getirilmiş ve teferruatlardan arındırılmıştır. B2CDirect CEO’su Yusuf İbili, farklı ülkelerin doğal olarak farklı kanunları bulunduğunu ve lojistik aşamasında buna göre adım atılması gerektiğinin altını çiziyor: “Gönderilen kargonun, varış noktasında teslimat yapılacak olan ülkenin kanunlarına tabi olmasından ötürü, o ülkenin işlemleri hakkında bilgi sahibi olmak gerekir. Teslimatlar için gönderi hesaplamaları, gönderi türü çeşitliliği, GTİP kodu arama özelliği, müşterinizin isteğine göre ekstra katma değerli hizmetleri mutlaka sunmalısınız. Ürünün müşteriye zamanında, hesaplı ve hasar görmeden ulaştırılması e-ihracatın en önemli ayaklarından biridir. Satış sonrasında ise alıcılara müşteri hizmetleri, sorunsuz iade gibi konularda destek vermeye devam edilmelidir.”

B2CDirect hakkında:

Türkiye’nin e-ihracat uzmanı B2CDirect, uluslararası lojistik profesyonelleri tarafından A’dan Z’ye tüm ihtiyaçlarıyla e-ihracat çözümleri sunmak için kurulmuştur. 2016 yılında, İstanbul merkezli olarak operasyonlarına başlamıştır ve kısa süre içerisinde Türkiye’de onlarca online tedarikçi ve teknoloji sağlayıcıları için tek ve lider e-ihracat çözüm ortağı olmuştur. Müşterilerinin ihtiyaçlarını yakından tanıyan B2CDirect, 230’dan fazla ülkeye yönelik tüm e-ihracat süreçleri için anahtar teslim çözümler sunmaktadır. B2CDirect tecrübeli ekibiyle e-ihracat konusunda direkt ve tek kanaldan tüm ihtiyaçlara yönelik sürdürülebilir çözümler üretir.

 

 

Hangi Ülkeye Ne Satmalı? E-İhracat Dünya Atlası

Online ihracat tüm dünyada her geçen gün büyüyor. Peki hangi ülkeye ne satmalı? Mobilden yurtdışı ürün siparişi vermek birçok ülke vatandaşı için gündelik bir alışkanlık haline gelmiş durumda. Ticimax E-ticaret Sistemleri Kurucusu Cenk Çiğdemli, Türk KOBİ’lerin hangi ülkelere hangi segmentte online ihracat yapabileceğinin şifrelerini verdi.

EN HAREKETLİ ÜLKELER İNGİLTERE VE ALMANYA

4 binden fazla e-ticaret ve e-ihracat firmasına altyapı hizmeti sunan Ticimax E-ticaret Sistemleri Kurucusu Cenk Çiğdemli’nin aktardıklarına göre, İngiltere e-ticaretle ilk tanışan ülkelerden biri olduğu için e-ihracat hedefi olarak seçilebilecek bir ülke. Nüfusun büyük kısmı akıllı telefon kullandığı için mobil ticaret için çok müsait. Mobil cihazlar üzerinden alışveriş yapanlar istatistiki olarak en çok kozmetik, aksesuar, giyim ve elektronik eşya satın alıyor. Almanya’ya bakacak olursak, en dikkat çeken özelliği, yurtdışından online alışveriş yapmaya çok açık olması. Nüfusun yarısından fazlası diğer Avrupa ülkeleri ve Kuzey Amerika başta olmak üzere yurtdışından online alışveriş yapıyor. Almanlar en çok kitap ve moda kategorilerini tercih ediyor, Amazon kullanmayı seviyorlar.

FRANSA VE İTALYA DİJİTAL VİTRİNE BAKIYOR

Fransa ise yurtdışından alışverişe pek sıcak bakmıyor maalesef. Yurtdışından online alışveriş yapanların oranı yüzde 15’te. Ancak yine de moda ve teknolojide iddialı iseniz Fransız pazarına da sıcak bakabilirsiniz. Bu pazara girebilmek için sosyal medya hesaplarınızın, web sitenizin aktif ve kaliteli olması çok önemli çünkü Fransızlar dijital vitrine çok önem veriyor. Yaklaşık yüzde 15’lik e-ticaret katılım oranıyla diğer Avrupa ülkelerine göre biraz ıssız orman gibi görünen İtalya’ya gelince, meydanı boş bulup pazarın el değmemiş fırsatlarını değerlendirmek isteyenler için son derece uygun. İtalyanlar için de sosyal medya aktivitesi ve web sitesi kalitesinin önemli olduğunu unutmamakta fayda var. İtalyanlar online alışverişte daha çok moda ve elektronik eşyalara para ayırıyor, e-alışveriş yapan sayısı az olsa da bir seferde birden fazla ürün satın aldıkları için farkı kapatıyorlar denebilir. İtalyanların kendi dillerinde olan içeriklere sıcak baktığını da belirtmek gerek. İtalya pazarına girecekseniz web sitenizin dili de İtalyanca olmalı. Genellikle güvenmekte zorluk çeken İtalyan müşteriler için kargo takip sürecini e-posta ile haberdar etmeniz gerekebilir.

ORTADOĞU ÖZEL KATEGORİ ÜRÜNLERİ SEVİYOR

Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün ve Kuveyt’in başı çektiği Ortadoğu e-alışveriş pazarı da Türkler için çok büyük fırsatlar sunuyor. Giyim ve gıda en çok tercih edilen kategoriler olmakla birlikte düğün alışverişi gibi özel kategorilerde hizmetler sunan e-ticaret siteleri de Körfez ülkelerinde yoğun olarak tercih ediliyor. Mesela tesettür giyim satan firmalar Ortadoğu’ya büyük önem veriyor ve stratejilerini bu yönde geliştiriyor. Hepsiburada’nın yüzde 25’i Dubaili Abraaj Group’a satıldı. Modanisa’nın yüzde 10’u Suudi Telekom grubuna satıldı. Ortadoğu e-ticarette çok hareketli bir pazar. Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da 8 milyondan fazla ürün satışı gerçekleştiren Dubai merkezli e-ticaret firması Souq’un ABD merkezli Amazon tarafından satın alınması da bu bölgenin potansiyeline bir işaret.

ABD KALİTE VE FİYAT KIYASLAMASINI İYİ BİLİYOR

ABD dünyada e-ticarete katılım oranı en yüksek olan ülke hiç kuşkusuz. En çok Amazon, Apple ve Wallmart üzerinden online alışveriş yapıyorlar. Ülkedeki lojistik altyapısının oldukça köklü oluşu e-ihracatçılar için büyük bir avantaj. Amerikalılar son derece bilinçli tüketiciler, kalite, fiyat kıyaslaması yapmayı iyi biliyorlar. Amerikan pazarına girmek istiyorsanız güven verici müşteri ilişkileri, hızlı teslimat ve kalite gibi standartları yüksek tutmanız gerek.

ÇİN BİZDEN LÜKS ÜRÜN BEKLİYOR

Dünyanın bir diğer öteki ucu olan Çin ise özellikle lüks segmentte üreticiler için avantajlı bir pazar. Bir buçuk milyar nüfuslu Çin’de kaliteli ürünlere para harcamak isteyen 350 milyon orta direk insan yaşıyor. Bunlar iyi para kazanıp harcamayı seven kesim. Bu kesim ucuz tişört almak isteyen kesim değil, aksine pahalı, kaliteli, lüks markalara para harcamak istiyorlar. Türk KOBİ’ler bu milyonlara tekstil ve deri gibi kalitede iddialı olduğumuz kategorilerde e-ihracat yapabilir. 2020 yılına kadar ortalama 200 milyon Çinlinin yurt dışından toplamda 245 milyar dolardan fazla değerde online alışveriş yapması bekleniyor. Şimdilik nüfusun sadece 650 milyonu e-ticaret ile karşılaşmış, bir o kadarı daha gelecekte e-ticaret kullanmaya başlayacak. Kaliteli, iyi tasarlanmış her şeye açıklar. Çin ile nasıl rekabet ederiz diye bir yanlış algı var. Rekabet etmeyeceğiz, zaten onlar bizden ucuz mal istemiyor. Kaliteli mal istiyorlar. Hindistan da çok büyük bir pazar. Orasıyla da özellikle yazılım sektörüyle alakalı işbirlikleri geliştirilebilir, dijital oyun satılabilir, inşaat malzemeleri ihraç edilebilir.

 

 

E-İhracat Yapanlar Dikkat! 20 Milyon Euro Ceza Alabilirsiniz!

22.02.2018 – AB vatandaşlarının gizlilik haklarını korumak amacıyla son 20 yılda yapılan en büyük reformlardan biri olarak adlandırılan Genel Veri Koruma Yönetmeliği (GDPR-General Data Protection Regulation) 25 Mayıs 2018’de yürürlüğe giriyor. Ticimax E-ticaret Sistemleri Kurucusu Cenk Çiğdemli, “Türkiye’den AB ülkelerine e-ihracat yapan e-ticaret siteleri GDPR ihlalleri sebebiyle 20 milyon Euro’ya kadar cezalarla karşılaşabilir. Şimdiden altyapı hazırlıklarına başlamak şart” dedi.

NELER GDPR KAPSAMINA GİRİYOR?

Bundan sonra AB vatandaşının onayı olmadıkça kurumların ve şirketlerin veri toplama izni olmayacağını aktaran Çiğdemli şunları aktardı:

“İnternet siteleri ve diğer hizmetlerin veri toplaması sadece açık ve net onay süreci ile mümkün olacak. Şirketler sadece sundukları hizmetlerle gerçekten ilgisi bulunan verileri alabilecek. Unutulma hakkı olarak ifade edilen, kişisel verilerin internetten silinmesi, yasal düzenlemeyle ilk kez sabitlenmiş olacak. Verileri işleyenler talep edilmesi durumunda hangi verileri depoladıklarını ve bunlarla ne yaptıklarını açıklamak durumunda kalacak. Şirket verilerinin hack’lenmesi halinde şirket müşterilere açıklama yapmak zorunda olacak ve cezai yaptırımlarla karşılaşacak. İsim, fotoğraf, e-posta, banka detayları, sosyal medya hesapları, tıbbi bilgiler, sosyal güvenlik bilgileri, pasaport bilgileri, bilgisayarın IP adresi gibi kişiyi doğrudan ya da dolaylı yollarla tanımlamaya yardımcı olacak veriler, GDPR kapsamına giriyor.”

ESKİ SİSTEMLER UYUM İÇİN SIKINTI YARATIYOR

Eski sistemlerin, verilerinin konumunu saptamak isteyen CIO’lar için zorluk oluşturacağına da değinen Çiğdemli, “Eski sistemler GDPR ile uyumluluk için gerekli değişiklikleri yapmayı da zorlaştıracak. Sitesini kurumsal bir altyapı firmasına teslim etmemiş olan firmalar kötü sürprizlerle karşılaşabilir. Bir altyapı firmasının düzenli olarak sızma testleri yaptırıyor ve şirketlerin verilerini şifreleyerek güvenli sunucularda saklıyor olması gerek. Sitenizi kurumsal bir firmaya değil de herhangi bir kişiye veya kurumsal olmayan bir yere yaptırırsanız, bir veri ihlali durumunda GDPR kapsamında 20 milyon Euro’ya kadar ciddi cezalarla karşılaşılabilir. Bu anlamda e-ticaret yapan firmaların hangi altyapı firmasıyla çalıştığına çok dikkat etmesi gerekir” dedi.