Ana Sayfa Haberler Faydalı Bilgiler Göbeklitepe’n...

Göbeklitepe’nin Keşfedilmesinde Rol Oynayan Bekçi Mahmut Yıldız Hikayesini Anlattı

17.09.2019 – Tarlasını sürerken tarihi kalıntılar bulan Mahmut Yıldız, bilinen en eski ibadet merkezi Göbeklitepe’nin gün yüzüne çıkmasına vesile oldu. Hikâyeyi ve yeni gelişmeleri tarlanın eski sahibi, şimdiki bekçisi Mahmut Yıldız, Redbull.com’a anlattı. 24-25 Eylül 2019 tarihleri arasında Göbeklitepe’de gerçekleşecek olan Red Bull Amaphiko’nun yoğunlaştırılmış eğitim programı Red Bull Amaphiko Connect, erken aşama sosyal girişim projelerinin 12 kurucusu ile birlikte Mahmut Yıldız’ı da ağırlayacak.

Dünyanın günümüze ulaşan en eski tapınağı olarak bilinen Şanlıurfa’daki Göbeklitepe, geçen yıl UNESCO Dünya Mirası Kalıcı Listesi’ndeki yerini aldı. 1990’lı yıllarda keşfedildiği tarihten beri dünya tarihini yeniden şekillendirmesi beklenen ve her geçen gün yeni bir bilgiyle bilinmeyenleri gün ışığına çıkaran Göbeklitepe, bu sebeple insanlığın sıfır noktası olarak anılıyor.

Toplumsal fayda yaratmak için çalışan sosyal girişimcilerin yol haritalarını çizmelerine yardımcı olan global platform Red Bull Amaphiko’nun yoğunlaştırılmış eğitim programı Red Bull Amaphiko Connect, bu yıl Göbeklitepe’de olacak. 24-25 Eylül arasında tarihin bu anlamlı bölgesinde gerçekleşecek olan Red Bull Amaphiko Connect’te daha iyi bir dünya inşa etmek için emek veren 12 sosyal girişimci ağırlanacak. Göbeklitepe’nin; keşfedilmesinde rol oynayan ve şimdi Göbeklitepe’nin korunması için bekçilik görevini üstlenen Mahmut Yıldız; bu büyük keşfin hikayesini Redbull.com’a anlattı.

Amcası ile tarlasını sürerken tarihi kalıntılar bulan Mahmut Yıldız, keşfin başlangıcını şu sözlerle anlattı: “Biz tarlayı sürerken buranın altında harabe ya da köy olduğunu tahmin ediyorduk çıkan taşlardan. Şanlıurfa halkı da gelip burada dilek diliyordu. Hastaların gelip burada şifa bulduğunu söylenirdi. Çocuğu olmayanlar gelip kurban keserdi. Davar sahipleri de burada kurban kesip yemek dağıtıyordu, hayvanları herhangi bir hastalığa yakalanmasın diye. Biz amcamla tarlayı sürüyorduk. Birkaç sene sürünce tarlada taşlar yüzeye çıkmaya başladı. Taşları kenara koyuyorduk çalışmak için. Traktör girmezdi zaten buraya, öküzlerle sürüyorduk. Taşları kenara atarken iki tane resimli taşı fark ettik. Biri yarım insan boyunda bir kertenkele. Sonra bunlar Şanlıurfa’da müzeye verildi. 7-8 sene orada kaldı. Sonra Alman arkeologlar onu görünce 1993’te gelip kazı başlattı.”

‘Dünyanın her yerinden insanlar bize teşekkür ediyor’

Şimdi Göbeklitepe arazisine bekçilik yapan Mahmut Yıldız’ın bir başka ismi daha var, o da ‘Tarihin Bekçisi’. Yıldız buna ilişkin, “Her cefanın sonunda sefa vardır. Biz de bu tarlada çalışırken çok cefa çekerdik. O cefadan kurtulduk ama tarla da elimizden gitti. Devlet burayı kamulaştırdı, Almanya’dan gelip kazı yaptılar. Şimdi de dünya kültür mirasına girdi. Tabii gurur duyuyorum. Dünyanın her tarafından gelen insanlar teşekkür ediyor bize. Güzel bir şey bu. O cefanın karşılığını yaşıyoruz” dedi.

‘Kazı çalışmalarının artırılması lazım’

Göbeklitepe’nin dünyaya daha fazla tanıtılması için gündemde olan projelerden de bahseden Yıldız, “Buranın eksikleri var. Kazıyı hızlandırmak lazım. Senede 40-45 gün çalışma yapılıyordu önceden. Şimdi üç aya çıktı bu süre. Bu inşallah 6 aya kadar çıkar. Ne kadar kazılsa o kadar iyi şeyler de çıkar” diye konuştu.

Red Bull Amaphiko Connect etkinliğinde daha iyi bir dünya inşa etmek için emek veren 12 sosyal girişimci ile bir araya gelecek olan Mahmut Yıldız, katılımcılara da bir öneride bulundu: “Her şeyin ciddiyetini anlamak, doğrusunu öğrenmek lazım. İşin gerçeği neyse, kimin emeği geçmişse unutmamak lazım. Yabancı olsun, tarla sahibi olsun. Her şey çalışmakla oluyor. Oturduğum yerde kazanç sağlayayım diye bir şey olmaz. Bir iş ne kadar zorsa o kadar güzel şeylere sebebiyet verir.”

Toplumsal sorunlara çözüm üretmek isteyen sosyal girişimcileri bir araya getirerek, projelerine destek olmayı ve onları her anlamda geliştirmeyi amaçlayan bir platform olan Red Bull Amaphiko’nun eğitim programı Red Bull Amaphiko Connect, bu yıl Göbeklitepe’de gerçekleşecek. 24-25 Eylül 2019 tarihlerinde düzenlenecek olan programda sosyal girişimciler hem projelerini geliştirmek için bir arada olacak hem de tarihin en önemli dönüm noktalarından birine şahitlik eden Göbeklitepe’de çok özel seanslara da yer verecek olan özenle hazırlanmış bir eğitimin tadını çıkaracak.

 

Spekülatif Göbeklitepe Tezleri ve Medeniyet Aslında Nasıl Doğdu?

Şehrin Gözde Kültür/Sanat Buluşması Conrad Talks’un Mayıs teması “Spekülatif Göbekli Tepe Tezleri”

20.05.2019 – Conrad İstanbul Bosphorus’un klasikleşen kültür ve sanat buluşmaları “Conrad Söyleşileri” bu ay, özellikle son yıllarda tüm dünyanın ilgi odağı haline gelen Göbekli Tepe’nin gizemli tarihini masaya yatırıyor. 30 Mayıs Perşembe günü saat 19:00’da Ayşegül Sönmez’in moderatörlüğünde gerçekleşecek Conrad Talks “Spekülatif Göbekli Tepe Tezleri”, çağdaş sanatçı Handan Börüteçene, arkeolog/yazar Nezih Başgelen, astrolog Yasemin Boran ve yazar Yonca Elderer‘i ağırlayacak.

İstanbul’un tam kalbinde yer alan Conrad İstanbul Bosphorus, kültür ve sanat dünyasından isimleri konuk ettiği Conrad Söyleşileri’ne mayıs ayında da devam ediyor. Her ay başka bir konunun işlendiği konuşma serileri bu kez tüm sanatseverleri, çağdaş sanatçı Handan Börüteçene, arkeolog/yazar Nezih Başgelen, astrolog Yasemin Boran ve yazar Yonca Elderer ‘in katılımıyla gerçekleşecek “Spekülatif Göbekli Tepe Tezleri” etkinliğine davet ediyor.

30 Mayıs Perşembe günü saat 19:00’da Conrad İstanbul Bosphorus’un Lobby Lounge alanında gerçekleşecek olan Conrad Talks, sadece Türkiye’de değil tüm dünyada önemli bir tarihi değere sahip arkeolojik sit alanı Göbekli Tepe’yi konu edecek; tarihin gizemli kapılarını aralayacak.

Yaklaşık 12.000 yaşında olan Göbekli Tepe’nin dünya tarihinde kabul edilen bazı teorileri değiştirme kapasitesine sahip olduğu görüşünden yola çıkan “Spekülatif Göbekli Tepe Tezleri” bir romancı, bir astrolog, bir arkeolog ve bir çağdaş sanatçı, medeniyetin doğduğu yere ait spekülasyonları değerlendirecek.

1978 yılında ülkemizdeki ilk yaygın süreli yayın olan “Arkeoloji ve Sanat” dergisini çıkaran Nezih Başgelen, 1982 yılında kurduğu Arkeoloji ve Sanat Yayınları ile 800’e yakın başvuru eserinin yayımını gerçekleştirdi. Yurtiçinde ve yurtdışında arkeoloji ile ilgili toplantı ve etkinliklerde ülkemizi başarıyla temsil eden Başgelen, özellikle Trakya ve Doğu Anadolu’da yaptığı araştırmalarla pek çok arkeolojik yerleşim ve anıtı bilim dünyasına tanıttı.

Astrolog Yasemin Boran, 1980 yılında astrolojinin üstüne kurulu olduğu sistemi anlamak için başlayan çalışmalarını 1984 yılında ilk olarak “Haftanın Sesi” adlı haftalık magazin gazetesinde yayınlamaya başladı. İnsanın bilinmeyen yönlerini konu aldığı yazı dizileri ile kendi müdavimlerini yaratan Boran, Türkiye’nin şu anda tek astroloji derneği olan Altınışık Astroloji Derneği’ni kurdu.

“Savaş bir faciadır, müptezel, pornografik, iğrenç, insanlığın insanlığından çıkıp gittiği bir faciadır. Her tür şiddet de, terör de böyledir. İktidarların sivilleri yerle yeksan ettiği anlardır.” diyen Handan Börüteçene, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nden mezun olduktan sonra eğitimine Paris’teki Ecole Nationale Superieure Des Beaux-Arts’da devam etti.

Türkiye’de Göbekli Tepe üzerine yazılmış ilk romanı kaleme alan yazar Yolca Eldener, şu an bir teknoloji şirketinde genel müdürlük görevini yürütüyor. Eldener, hatırlayamadığı kadar uzun bir süredir – zaman sıkıntısı olmadığı her durumda – gördüğü tüm kahverengi ören yeri tabelalarından sapıyor ve harabe geziyor. Arkeoloji ve sosyal bilimlere olan tutkusunu yazdığı romanlara olduğu kadar pazarlama alanındaki profesyonel çalışmalarına da yansıtıyor.

 

Göbeklitepe’nin Maketine Cannes’da Büyük İlgi

13.03.2019 – Hazırladığı mimari maketlerle dünya çapında ses getiren çalışmalara imza atan RJ Models, yapımı 1.600 saat süren Göbeklitepe’nin maketini Cannes’da gerçekleşen MIPIM Fuarı’nda ilk kez sergiledi. Fuarı ziyaret eden Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Fatma Varank da RJ Models standında sergilenen Göbeklitepe’nin Maketi’ni inceleyerek maket ile ilgili bilgi aldı.

Dünyanın lider mimari maket tasarım şirketi RJ Models, hazırlıkları uzun süredir devam eden Göbeklitepe maketini 12-15 Mart tarihleri arasında Fransa’nın Cannes şehrinde düzenlenen dünyanın en büyük gayrimenkul fuarı MIPIM’de görücüye çıkardı. Fuarda büyük ilgi gören Göbeklitepe Maketi’ni Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Fatma Varank da ziyaret etti. Beğenilerini dile getiren Bakan Kurum, maketi inceleyerek bilgiler aldı.

1000 parçalık maket 1600 saatte tamamlandı

RJ Models’ın Hong Kong’daki fabrikasında üretilen ve yaklaşık 1.000 parçadan oluşan Göbeklitepe’nin maketi için 20 kişilik bir ekip tam 1.600 saat çalıştı. 2.5×1.5 metre ölçülerindeki maketin hazırlanışında, Göbeklitepe ziyaretçi merkezi için özel hazırlanan materyaller ve Şanlıurfa Müzesi’nde bulunan çizimleri baz alındı. Makette Göbeklitepe’nin inşa süreci varsayılan teorilere göre aktarılmaya çalışıldı. RJ Models, “tarihin sıfır noktası”nın maketini, Göbeklitepe’nin 20 yıl boyunca kazı, koruma ve araştırma çalışmalarının yanı sıra ulusal ve uluslararası iletişimine destek verecek ana sponsoru olan Doğuş Grubu’nun da desteğiyle hazırladı.

Göbeklitepe maketine ilişkin konuşan RJ Models Bölgesel Ortaklarından Uğur Maslamani, şunları söyledi: “Aylar süren çalışmalar sonucu hazırladığımız Göbeklitepe’nin maketi MIPIM’de ziyaretçilerin büyük ilgisini çekti. Standımızı ziyaret edenler sadece maketle değil Göbeklitepe’yle ilgili de bilgi almak istedi. Çalışmalarımızın böyle sonuç vermesinden büyük mutluluk duyuyoruz.”

2019 yılının Göbeklitepe yılı ilan edilmesi nedeniyle bu maketin Türkiye’nin ve bölgenin tanıtımına önemli bir katkı sağlayacağını hatırlatan RJ Models Bölgesel Ortaklarından Hakan Özkan ise şöyle konuştu: “UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Göbeklitepe için uzun yıllar konuşulacak çok değerli bir çalışmaya imza attık. İlk kez MIPIM’de sergilediğimiz Göbeklitepe maketi ile yüz binler, belki de milyonları “tarihin sıfır noktası” Göbeklitepe ile tanıştıracağız.”

RJ Models, 2015 yılında yine MIPIM’de sergilediği İstanbul Ticaret Odası için hazırladığı 96 metrekarelik ‘’Yaşayan İstanbul Maketi’’ ile büyük ses getirmişti. Video haritalama teknolojisinin kullanıldığı görüntü ve ses efektleriyle ziyaretçilere adeta şehrin 24 saatini yaşatan maket, 2015 Stevie Uluslararası İş Ödülleri’nde “Altın Stevie”ye layık görülmüştü.

 

Göbeklitepe MIPIM’de Dünyaya Tanıtılacak

29.01.2019 – Hazırladığı mimari maketlerle dünya çapında ses getiren çalışmalara imza atan RJ Models, 12-15 Mart tarihleri arasında Cannes’da gerçekleşecek MIPIM Fuarı’nda UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Göbeklitepe’nin maketiyle yer alacak. Göbeklitepe ve şölen alanının inşasının varsayılan teorilere göre yansıtılacağı maket “tarihin sıfır noktası”nın tanıtımında da önemli bir rol oynayacak.

Dünyanın lider mimari maket tasarım şirketi RJ Models, bu yıl 12-15 Mart tarihleri arasında Fransa’nın Cannes şehrinde düzenlenecek dünyanın en büyük gayrimenkul fuarı MIPIM’e “tarihin sıfır noktası” Göbeklitepe’nin maketi ile damgasını vurmaya hazırlanıyor.

Bu çalışma için Göbeklitepe’nin 20 yıl boyunca kazı, koruma ve araştırma çalışmalarının yanı sıra ulusal ve uluslararası iletişimine destek verecek ana sponsoru olan Doğuş Grubu’nun da desteğini alan RJ Models, 2019 yılının Göbeklitepe yılı ilan edilmesi sebebiyle Türkiye’nin ve bölgenin tanıtımına katkı sağlamayı hedefliyor. Maket üretimi sırasında Doğuş Grubu’nun bölgeye kazandırdığı dünya standartlarındaki ziyaretçi merkezi için özel hazırlanan materyalleri ve Şanlıurfa Müzesi’nde bulunan çizimleri baz alacak olan RJ Models, yalnızca Göbeklitepe’yi değil, şölen alanının inşasını varsayılan teorilere göre makete yansıtarak bir hikaye yaratmayı hedefliyor.

Göbeklitepe Nerede?

Şanlıurfa’da bulunan ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Göbeklitepe’nin maketinin hazırlanması için çalışmalarını sürdüren RJ Models, 2015 yılında yine MIPIM’de sergilediği 96 metrekarelik Yaşayan İstanbul Maketi ile büyük ses getirmişti. Video haritalama teknolojisinin kullanıldığı görüntü ve ses efektleriyle ziyaretçilere adeta şehrin 24 saatini yaşatan maket, İstanbul’un tanıtımında önemli bir katkı sağlamıştı. İstanbul Ticaret Odası için hazırlanan Yaşayan İstanbul maketi, 2015 Stevie Uluslararası İş Ödülleri’nde “Altın Stevie”ye layık görülmüştü.

Konut projelerinden rekreasyon ve spor tesislerine, otellerden havalimanlarına, tema parklardan camilere birçok alandaki iddialı mimari maket çalışmalarıyla adından söz ettiren RJ Models, ABD, Hindistan, Fransa, İngiltere, Singapur, Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye gibi 90’dan fazla ülkede hizmet veriyor. Her yıl 765 çalışanıyla 700’den fazla maket üreten RJ Models’ın tüm maketleri, şirketin alanında dünyanın en büyük üretim tesisi olan 15 bin metrekarelik fabrikasında üretiliyor. 2010 yılından beri Türkiye pazarında faaliyet gösteren şirket, 2012 yılından bu yana RJ Models Türkiye olarak tüm Avrupa ve Türki Cumhuriyetler’e de mimari maket hizmeti sunuyor.

 

 

Göbeklitepe UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde

02.07.2018

“Doğuş’tan İyi Bir Gelecek” vizyonu ile toplumun geleceğine katkı sağlayan Doğuş Grubu’nun 20 yıl süreyle ana sponsorluğunu üstlendiği Göbeklitepe, UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’ne girdi.

Doğuş Grubu’nun Göbeklitepe sponsorluğu, Temmuz 2016’da İstanbul’da gerçekleştirilen 40. UNESCO World Heritage Committee’de özel kurumların kültürel mirasları etkin olarak uzun dönemli desteklemesi bakımından örnek vaka olarak gösterilmişti.

Doğuş Grubu’nun, “Doğuş’tan İyi Bir Gelecek” vizyonu ile desteklediği Göbeklitepe, UNESCO’nun kalıcı Dünya Mirası listesine dahil edildi. Göbeklitepe’yi global bir ikon haline getirmek vizyonuyla, Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı ile 20 yıllık bir iş birliğine imza atan Doğuş Grubu, bu benzersiz merkezin iletişim, kazı, araştırma ve koruma çalışmalarını destekliyor.

Türkiye’den UNESCO Dünya Mirası listesine giren 18’inci kültür varlığı olan Göbeklitepe, benzersiz tarihi ve kültürel mirasıyla arkeoloji dünyasının en büyük keşfi olarak kabul ediliyor. 2011 yılında UNESCO’nun Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınan Göbeklitepe kazıları, 2035 yılına kadar Doğuş Grubu ana sponsorluğunda yürütülüyor.

Doğuş Grubu, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile gerçekleştirilen işbirliği kapsamında Göbeklitepe’nin dünya lansmanını 2015 yılında Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu’nda yapmıştı. Lansman sonrası Göbeklitepe’deki çalışmalarını hızlandıran Doğuş Grubu, kazıları 20 yıl boyunca desteklemenin yanı sıra, ziyaretçilere bütünsel bir deneyim yaşatacak, dünya standartlarında bir ziyaretçi merkezini de tamamlayarak bu yıl içinde hizmete açtı. Bakanlık ile yapılan işbirliği çerçevesinde 20 yıl için 20 milyon dolarlık bir destek sağlayacak olan Doğuş Grubu, bu miktarın 15 milyon dolarını ziyaretçi merkezi ve ek binaların yapımı çerçevesinde kullandı. İki bölümden oluşan ziyaretçi merkezi, teknolojinin de yardımı ile Göbeklitepe’nin tarih içindeki yerini anlamak için gelenlere olağanüstü bir deneyim sunuyor.

Doğuş Grubu’nun yaptığı tüm çalışmalar bakanlığın oluşturduğu koruma Kurulu’nun izni ve yönlendirmesi ile gerçekleşti. Destek sayesinde projede kazıların sürdürülmesinin yanı sıra ulaşım, altyapı ve lojistik hizmetlerin tamamlanması sağlandı.

Doğuş Grubu’nun Göbeklitepe ana sponsorluğu, Temmuz 2016’da İstanbul’da gerçekleştirilen 40. Unesco World Heritage Committee’de özel kurumların kültürel mirasları etkin olarak uzun dönemli desteklemesi bakımından örnek vaka olarak gösterilmişti.

Göbeklitepe Hakkında Bilgi

Tarihin “sıfır” noktası

Büyük bir organizasyon ve hayal gücünün eseri olan Göbeklitepe, bu büyüklükteki en eski anıt ve ilklerin ötesinde, birçok anlamda tarihin sıfır noktasını oluşturuyor. Göbeklitepe ören yerinde gerçekleştirilen kazılar bugüne kadar hep beklenmedik keşiflere sahne oldu. İnsanın avcı toplayıcı olarak yaşamını sürdürdüğü bir dönemde, ileri düzeyde mimarlık gerektiren tapınaklar inşa etmesi tüm dünyada şaşkınlık yarattı. Tarih öncesi insanın inanç dünyasını yansıtan, animist figürlerle zenginleştirilmiş tapınaklar Göbeklitepe’yi arkeoloji tarihinin en önemli keşiflerinden biri olmasını sağlıyor. Kuşkusuz bu etkileyiciliğinin yanı sıra, kazılarda tarih öncesi yaşama dair elde edilen her türlü veri ve bilimsel sonuç insanlık tarihi açısından da büyük önem taşıyor.

En büyük arkeolojik keşif

İlk kez 1983’te fark edilen Göbeklitepe, 1995 yılından bu yana Şanlıurfa Müzesi ve Alman Arkeoloji Enstitüsü tarafından ortaklaşa yürütülen kazılarla gün yüzüne çıktı. İnsanlığın doğduğu yer olarak gösterilen Göbeklitepe, 2011 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne de alınmıştı. Yerleşim ve tarım kavramlarından çok uzak olan avcı ve toplayıcı insan toplulukları zamanında, şehir hayatına henüz geçmeden inşa edilen ilk tapınak olan Göbeklitepe, son yılların “en büyük arkeolojik keşfi” olarak gösteriliyor. Yaklaşık 12 bin yıl öncesinde nasıl tasarlandığı hala cevap bulamayan tapınak, Mısır Piramitleri’nden ve İngiltere’deki Stonehenge’den yaklaşık 7 bin 500 yıl önce inşa edilmiş olmasıyla da tüm dikkatleri üzerine çekiyor.