Tunç Şatıroğlu son zamanlarda çokca tartışılan hiperenflasyon konusu hakkındaki görüşlerini paylaştı:
Hiperenflasyon terimi son zamanlarda çokça dile getiiriliyor. Dünyada ve Türkiye’de hiperenflasyon mu var, çok yüksek enflasyon hiper enflasyonu mu? Öncelikle bakalım:
Hiperenflasyon, aylık enflasyonun yüzde 50’den fazla olması demektir. ABD’de hiperenflasyon yoktur. ABD’de yıllık enflasyon dahi yüzde 50 değildir. Amerika’da enflasyonun geldiği, Fed’i ve yönetimi endişe ettiren yüzde 7,5luk enflasyon bizim ancak hedefleyebildiğimiz bir seviyedir. Türkiye dünyada enflasyonun en yüksek olduğu 9. ülkedir ama Türkiye’de de hiperenflasyon yoktur, yüksek enflasyon vardır.
Türkiye’de enflasyonu yükselten esas sebep dolar kurundaki yükseliştir. Kurdaki yükseliş başta enerji maliyetleri (üretim girdileri olan doğalgaz, kok kömürü, elektrik, petrol türevleri ve akaryakıt fiyatları) olmak üzere tüm fiyatları yukarı çekmiştir. Bu durum da son 3 aylık bir durum değildir. Türkiye’de akaryakıttaki, sanayide kullanılan enerji birim fiyatlarındaki yükselişler çok geriden gelmekte tüketiciye sonradan yansıtılmaktadır. Dolar kuru 7 liradan 17 liraya geldiğinde petrol fiyatı da aynı oranda artmaktadır; dünyada petrol fiyatının yükselmesi buna sonradan eklenmektedir. Doların sonradan ani bir şekilde 17-18lerden geri gelmesi de bir takım zamları geri çekmemektedir. Fiyatlama davranışları bir kere bozulmuş, endişe ve güvensizlik ortamı esas belirleyici olmuştur.
Enerji kaynaklı enflasyonu düşürmek isteyen
1. Düşük faizle aşırı çıkarttığı doları normal faizle tekrar düşürecek
2. Yetmiyorsa enerji üzerindeki vergileri düşürecek, gerekirse sıfırlayacak
3. Yine yetmiyorsa bütçede önceliği enerji maliyetlerini sübvanse etmeye verecek
Ben doları düşürmek için faiz arttırmayacağım
Ben enerji üzerindeki vergileri azaltmayacağım
Ben bütçede önceliği enerji maliyetinin sübvansiyonuna vermeyeceğim
Ama zamların sorumlusu ben değilim dünyadaki petrol fiyatlarındaki artış.
Eylül ayından beri dolar kurunun yüzde 60 artmasına irrasyonel faiz indirimleri sebep olmamış…
Dolar kuru veya ham petrol fiyatlarındaki azalışların pompaya yansımaması için ÖTV düzenlemesini hükümet yapmamış…
Zamlar sadece petrolün fiyatının artışından kaynaklanmış… Öyle mi…
Enflasyonla Mücadele ve Ekonomik Önlemler Paketine dair Değerlendirmeler
Baştan beri istenen kredi büyümesiyle geçici bir refah yaratılması planın devreye alınmak istendiğin görüyoruz. KGF kredi bu kapsamda devreye sokuluyor.
Faiz arttırmadan enflasyonun düşeceğine hem de enerji fiyatları artarken bunun yapılabileceğine inanmıyorum. Açıklanan paketlerin bu hedefe ulaşmak için yeterli olmayacağını, hatta kredi büyümesinin yukarıdaki sebepten enflasyonu daha da arttıracağını düşünüyorum.
İrrasyonel para politikasını sürdürmek için alınan tedbirlerden elbette memnun olmam beklenmemeli. Ne zamanki yeniden Naci Ağbal zamanında olduğu gibi rasyonel kararlar verilir o zaman geçmişte olduğu gibi elbette yine desteklerim.
Gıdada KDV indiriminin fiyatlar çok sınırlı oranda yansıyacağını, elektrik ve benzin zamlarından kaynaklanan maliyeti artışları nedeniyle yapılacak zamlara mahsup edileceğini düşünüyorum. KDV’yi değil benzinin ve elektriğin fiyatını indirmek çözüm olurdu.
TL tasarrufların cazibesinin artması ancak yapılacak TL tasarrufun enflasyon karşısında reel bir getiri sağlamasıyla mümkün olacağını düşünüyorum. Enflasyonun altında bir getiri olduğu sürece TL mevduat, bono gibi sabit getirili tasarruflar cazip olmayacaktır. Yasakların etkili olamayacağını ve piyasanın bir şekilde bu krediyle dolara ve gram altın almanın yolunu bulacağını düşünüyorum. Piyasaler hükümetlerden akıllıdır.
Altın planı net değil ancak yastık altı altının bozulması için bozan tarafa çok cazip bir teklif yapılması ve bozmayı isteyen tarafın da fedakarlık etmesi gerekiyor. Böyle bir şeyi planda görmedim. Zaten altınını bozmayı düşünenler faydalanır diye düşünüyorum.