Ana Sayfa Haberler Bakan Nebati&...

Bakan Nebati’nin Londra Yatırımcı Toplantısından Notlar

Maliye Bakanı Nureddin Nebati, İngiltere’nin başkenti Londra’da dün ve önceki gün bankacı ve yatırımcıların üst düzey yöneticileriyle bir araya geldi. Bakan Nebati, toplantılarda “Türkiye Modeli” ekonomi politikasını katılımcılara anlattı.

Tunç Şatıroğlu, Londra Toplantısı Yorumu

Bakan Nebati, Londra’da yatırımcılar ile yaptığı toplantıda DolarTL paritesinin sabit kalacağını söylemiş. Hatırlatmak gerekirse daha önce kura dair yorumlarda ekonomi yönetimince “dolar kuru dalgalanacak” deniyordu. Yine fikir değişmiş.

Sayın Bakan’ın ekonominin gidişatına yönelik sunumunda öngörüsü kur sabit kalacak, böylelikle enflasyon artmayacak zamanla da düşecek üzerine. Bu kapsamda faiz artışı masada yok, sermaye kontrolü kesinlikle olmayacak deniyor. Londra’daki katılımcıların faiz artmadan kurun nasıl sabit kalacağı, sabitleme hedefinde Merkez Bankası’nın rezervlerinin ne olacağı sorularına cevap verilmemiş.

Londra’daki toplantıya katılan, ekonomist Timothy Ash Bakan Nebati’nin toplantıya iyi hazırlandığını ancak enflasyonun sabit kalıp daha sonra da düşeceği öngörüsüne kendisinin inanmadığını belirtmiş. Ben de Sayın Bakan’ın “faiz artmadan” kurun sabit kalarak, enflasyonun düşeceği planına inanmıyorum.

Hazine ve Maliye Bakanlığı: Londra yatırımcı toplantısında “durağan lira” değerlendirmesi… Enver Erkan yazdı…

Hazine ve Maliye Bakanı Sn. Nureddin Nebati’nin Londra’da gerçekleştirdiği bir dizi yatırımcı toplantısında, liranın geçen yıl dolar karşısında %44’lük bir düşüş yaşamasının ardından kurun mevcut seviyesinde kalmasını beklediği aktarıldı. Toplantı içerisinden iletilen bilgilere göre öne çıkan notlar;

  • Nebati, Twitter’dan yaptığı paylaşımda, yabancı fon yöneticilerine ve uluslararası banka yöneticilerine “Türkiye Ekonomi Modeli”ni anlatmaya çalıştığını söyledi.
  • Nebati, hükümet öncülüğündeki tedbirlerin para birimine olan güveni yeniden tesis ettiğini söyledi.
  • Nebati, Türkiye’nin yastık altı altını bankacılık sistemine getirmek için yeni adımları yakında açıklayacağını söyledi.
  • Nebati, Kredi Garanti Fonu’ndan işletmelere verilen kredilerin gerektiğinde artırılabileceğini de söyledi.
  • Nebati, yabancıların belirtilmeyen “kültürel farklılıklar” nedeniyle yüksek Türk enflasyonunun nedenini anlamakta zorlanabileceğini söyledi. Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada Sn. Bakan’ın böyle bir söyleminin olmadığı ve katılımcının yanlış anlamasından kaynaklı olduğu belirtildi.

Türk varlıklarına olan yabancı yatırımcı ilgisini yeniden artırmaya yönelik olan görüşmelerde, yeni ekonomi perspektifi üzerinden bir güven verilmek istendiğini anlıyoruz. Bilindiği gibi Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın yüksek faiz oranlarının enflasyonu frenlemekten yerine ateşlediğine dair ekonomi doktrini çerçevesinde ortaya konan yeni model, düşük faiz oranları uygulayarak ve cari fazla vererek ekonomik büyümeyi ve istihdamı artırmayı hedefliyor. Politika perspektifinin değişimi sonrasında, ki aslında Merkez Bankası’nda ve Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndaki görev değişimlerini de düşünecek olursak, Türkiye’nin yükselen enflasyona karşı direkt bir faiz artırımı hareketiyle cevap vermesinin düşünülmediğini anlıyoruz. TCMB, Eylül ayından sonra faizi toplamda 500 baz puan düşürdü, bu süreçte TL hızla değer kaybetti ve enflasyon hızlandı. Enflasyon Ocak’ta %48,7 ile son yirmi yılın en yüksek seviyesine çıktı. Dolar kurunda ise, Sn. Erdoğan’ın Aralık’ın sonlarına doğru kur korumalı yeni finansal ürünü açıklamasının ardından daha düşük oynaklık seviyelerini izliyoruz.

Türkiye, pandemi sonrasındaki ekonomik toparlanma evresinde yüksek bir büyüme patikası tutturmayı amaçlıyor. Bu amaçla uygulanan ortodoksi harici politikalar, ekonomideki belirsizliği artırdığı gibi, özellikle döviz tarafında manuel bir kontrol mekanizması yaratması ihtimali de aslında yükselen trendi olan döviz kurlarında belirsizlik oluşturmaktadır. Kur korumalı mevduatta TL cinsi getirilerin enflasyonun çok altında kalması ve vade sürelerinin uzun olması gibi nedenlerden dolayı dönüşümün beklenen seviyede olup olmayacağını izleyeceğiz. Özellikle Mart ve Nisan ayları, 3 aylık vadeyi tercih eden mudilerin paralarının çevrim dönemine denk geleceği için talebin devam edip etmeyeceği açısından önemlidir.

Yabancı ilgisi noktasında, Londra’da oluşan swap faizleri iyi bir gösterge olabilir. TL’nin yurtiçindeki referans oranlarının şu anda piyasadan TL borçlanma isteği içinde olursanız iyi bir gösterge olmadığı görülmektedir. Faiz oranlarındaki ayrışımlar da yabancının TL enstrümanlara ilgisini azaltıyor. TL’ye olan hareket eğiliminin netleşmesi noktasında, iyi bir yabancı ilgisinin geri gelmesi gerektiği anlaşılıyor. Bu da iki şekilde sağlanacak; kolay ve alışıldık yön olan gerekli enflasyona karşı politika sıkılaştırması ile fiyat istikrarını önceliklendirmek, pozitif TL reel getirisi sunmak.. Veya daha uzun bir yol olacak olan yeni ekonomi modelinin güven olgusu.. Bunu da aslında ekonominin net ihracat noktasına katma değerli dönüşümünü sağlayacak yapısal dönüşümle desteklemek gerekecektir.