Ana Sayfa Eğitim Temel Analiz ...

Temel Analiz Eğitimi 4 – Finansal Rasyo Analizi

 

Rasyo Analizi Nedir?

Rasyo Analizi Nasıl Yapılır?

Borsada işlem gören hisselerde rasyo analizi yapmak

Bir işletmenin faaliyetlerini yürütmedeki başarısını ve ilerlemesini, finansal rasyoları kullanarak inceleriz. Bu rasyoları bilanço ve gelir tablosundaki bazı kalemleri kullanarak hesaplıyoruz. Hesaplamış olduğumuz bir rasyo tek başına fazla bir şey ifade etmez. Bu nedenle bir finansal rasyonun zaman içinde nasıl değiştiğini ve benzer şirketlerin rasyolarına göre durumunu incelemeliyiz. Bunu yaparken birkaç noktaya dikkat etmemiz lazım. 1. Zaman içinde şirketin yapısında önemli bir değişiklik gerçekleşmiş olabilir.

Örneğin şirket başka bir şirket ile birleşmiş, farklı bir iş koluna girmiş olabililr. O nedenle baktığımız rasyonun değişimi fazla bir anlam ifade etmeyecektir. 2. Şirketin içinde bulunduğu sektör aslında birbirinden çok farklı faaliyetleri olan şirketlerden oluşabilir. Örneğin çimento sektöründeki şirketler faaliyetleri nedeniyle birbirlerine çok benzerlik gösterirler ancak kimya sektöründe ise tarım ilacı geliştiren bir şirketle bir boya üreticisnin ve plastik boru işindeki bir şirketin birlikte bulunabildiğini görüyoruz. Eğer İMKB’de her iş kolundan yeteri kadar şirket bulunsaydı işimiz kolaylaşırdı. Ancak şirket sayısının az oluşu birbirlerine pek de benzemeyen birkaç şirketin bir sektör altında toplanmasını zorunlu kılmaktadır.

Rasyo hesaplanması için bilanço ve gelir tablosu yeterli olup, Excel gibi bir programla bunları dönemlere göre hesaplayabilir ve grafiklerini çizdirebilirsiniz. Yalnız bu çok zahmetli bir iş olup küçük bir bilgiye ulaşmak için çok zaman harcamanızı gerektirir. Biz temel analiz konularını anlatırken bu oranları otomatik olarak hesaplayan MarketLab programını kullanıyoruz.

Analistler şirketleri incelerken farklı rasyolar hesaplayıp, bunları da farklı şekillerde yorumlayabilirler. Ancak biz burada 5 grupta toplanmış olan rasyoları inceleyeceğiz. İlk olarak da likidite oranlarına bakıyoruz. Cari oran şirketin bir yıl içinde paraya çevirebilir değerlerini yani dönen varlıklarını kullanarak, bir yıl içinde ödemesi gereken borçlarının yani kısa vadeli yükümlülüklerinin ne kadarını karşılayabildiğini gösterir. Bu oran ne kadar büyükse şirketin kısa vadeli borçlarını ödeme gücü de o derece büyüktür. Likidite oranı ise stoklar hariç dönen varlıkların kısa vadeli yükümlülüklere olan oranını verir. Bazı analistler ise şirketin yalnızca hazır değerlerinin kısa vadeli yükümlülüklerini ne oranda karşıladığına bakarlar. Buna asit testi de denir.

Örneğin Arçelik şirketine baktığımızda şirketin son dönemde cari oranında ciddi bir artış görüyoruz. Likidite oranında ise bu iyileşme daha belirgin görünmektedir. Şirketin bilançosunu inceleyecek olursak Arçelik’in geçen dönemki finansal borçlarının bir kısmını ödemiş olduğunu ve nakit durumunu güçlendirdiğini görebiliriz. Nitekim bu durum son dönemde asit testinde hemen kedini göstermiştir.

Tofaş’ın cari oranı sektöre pararlel şekilde hareket ediyor. Ancak son dönemde şirketin kısa vadeli ticari borçlarını azaltıp, nakit pozisyonunu kuvvetlendirmiş olması asit testi oranında hemen kendisini belli etmiş. Migros’a baktığımızda ilk gözümüze çarpan sektörün cari oranın baktığımız diğer iki sektöre göre daha düşük olması. Örneğin beyaz eşya sektöründe cari oran 1,60 iken burada cari oran 1. Hatta öncede daha da düşükmüş. Sektörün kısa vadeli borçlarını karşılama gücü nispeten düşük. İlk bakışta bir olumsuzluk gibi görünen bu durum aslında hiç de bir zaafiyete işaret etmiyor. Bunu görebilmek için Migros’un faaliyet oranlarına bakmalıyız. Biz de bir sonraki bölümde faaliyet oranları ile devam edeceğiz.

Faaliyet oranlarını finansal rasyoları kullanarak inceleriz. Bu rasyoları bilanço ve gelir tablosundaki bazı kalemleri kullanarak hesaplıyoruz. Hesaplamış olduğumuz bir rasyo tek başına fazla bir şey ifade etmez. Bu nedenle bir finansal rasyonun zaman içinde nasıl değiştiğini ve benzer şirketlerin rasyolarına göre durumunu incelemeliyiz. Bunu yaparken birkaç noktaya dikkat etmemiz lazım.

1. Zaman içinde şirketin yapısında önemli bir değişiklik gerçekleşmiş olabilir. Örneğin şirket başka bir şirket ile birleşmiş, farklı bir iş koluna girmiş olabililr. O nedenle baktığımız rasyonun değişimi fazla bir anlam ifade etmeyecektir.

2. Şirketin içinde bulunduğu sektör aslında birbirinden çok farklı faaliyetleri olan şirketlerden oluşabilir. Örneğin çimento sektöründeki şirketler faaliyetleri nedeniyle birbirlerine çok benzerlik gösterirler ancak kimya sektöründe ise tarım ilacı geliştiren bir şirketle bir boya üreticisnin ve plastik boru işindeki bir şirketin birlikte bulunabildiğini görüyoruz.

Eğer borsada her iş kolundan yeteri kadar şirket bulunsaydı işimiz kolaylaşırdı. Ancak şirket sayısının az oluşu birbirlerine pek de benzemeyen birkaç şirketin bir sektör altında toplanmasını zorunlu kılmaktadır.

Rasyo hesaplanması için bilanço ve gelir tablosu yeterli olup, Excel gibi bir programla bunları dönemlere göre hesaplayabilir ve grafiklerini çizdirebilirsiniz. Yalnız bu çok zahmetli bir iş olup küçük bir bilgiye ulaşmak için çok zaman harcamanızı gerektirir. Biz temel analiz konularını anlatırken bu oranları otomatik olarak hesaplayan MarketLab programını kullanıyoruz.

Analistler şirketleri incelerken farklı rasyolar hesaplayıp, bunları da farklı şekillerde yorumlayabilirler. Ancak biz burada 5 grupta toplanmış olan rasyoları inceleyeceğiz. İlk olarak da likidite oranlarına bakıyoruz. Cari oran şirketin bir yıl içinde paraya çevirebilir değerlerini yani dönen varlıklarını kullanarak, bir yıl içinde ödemesi gereken borçlarının yani kısa vadeli yükümlülüklerinin ne kadarını karşılayabildiğini gösterir. Bu oran ne kadar büyükse şirketin kısa vadeli borçlarını ödeme gücü de o derece büyüktür. Likidite oranı ise stoklar hariç dönen varlıkların kısa vadeli yükümlülüklere olan oranını verir. Bazı analistler ise şirketin yalnızca hazır değerlerinin kısa vadeli yükümlülüklerini ne oranda karşıladığına bakarlar. Buna asit testi de denir.

Örneğin Arçelik şirketine baktığımızda şirketin son dönemde cari oranında ciddi bir artış görüyoruz. Likidite oranında ise bu iyileşme daha belirgin görünmektedir. Şirketin bilançosunu inceleyecek olursak Arçelik’in geçen dönemki finansal borçlarının bir kısmını ödemiş olduğunu ve nakit durumunu güçlendirdiğini görebiliriz. Nitekim bu durum son dönemde asit testinde hemen kedini göstermiştir. Tofaş’ın cari oranı sektöre pararlel şekilde hareket ediyor. Ancak son dönemde şirketin kısa vadeli ticari borçlarını azaltıp, nakit pozisyonunu kuvvetlendirmiş olması asit testi oranında hemen kendisini belli etmiş. Migros’a baktığımızda ilk gözümüze çarpan sektörün cari oranın baktığımız diğer iki sektöre göre daha düşük olması. Örneğin beyaz eşya sektöründe cari oran 1,60 iken burada cari oran 1. Hatta öncede daha da düşükmüş. Sektörün kısa vadeli borçlarını karşılama gücü nispeten düşük. İlk bakışta bir olumsuzluk gibi görünen bu durum aslında hiç de bir zaafiyete işaret etmiyor. Bunu görebilmek için Migros’un faaliyet oranlarına bakmalıyız. Biz de bir sonraki bölümde faaliyet oranları ile devam edeceğiz.