Ana Sayfa Eğitim Bilanço Yönetimi Türkiye&#8217...

Türkiye’de Bir Çok Şirket Nakit Akışını Doğru Yönetemiyor…

Nakit Akışı Nedir? Nakit Yönetimi Nasıl Yapılır?

Kamu Özel Ortaklığı (PPP) ve Proje Finansmanı Uzmanı olan Dinamo Danışmanlık Kurucu Ortağı Fatih Kuran, Türkiye’deki pek çok şirketin nakit akışını nasıl yöneteceğini bilmediğinin altını çizerek bu özel uzmanlık konusu ile ilgili tecrübelerinden yola çıkarak nakit akış yönetimi ile ilgili önemli bilgiler verdi.

Türkiye’deki pek çok şirket nakit akışlarını nasıl yöneteceğini maalesef tam olarak bilmiyor. Bu konuda çalışma yapmak finans ve muhasebenin sentezlenmesi gereken özel bir uzmanlık konusu olduğu için çoğu orta ölçekli şirket böyle bir kapasiteye sahip de değil. Türkiye’deki bankaların önemli bir kısmı ile yaptığım çalışmalarda ortak kanaat, şirket iflaslarının veya zora girmesinin en önde gelen nedenlerinin başında nakit akışında yaşanan sıkıntıların geldiğidir. Örneğin; gelir tablosundaki kârın sadece rakamsal bir değer olduğunun farkında olmayan kimi yöneticiler, kâğıt üzerinde para kazanıyor olsalar bile gerçekte şirketleri nakit akışı sıkıntısı yaşayabiliyor. Bu durumun yönetilemediği zamanlarda şirketler, iflasa doğru sürükleniyor.

Her ne kadar şirket için kar önemli olsa da asıl performans nakit akışında belli olur. Nakit akışı fiili durumu yansıtır. Reel olarak şirketin cebine giren ve çıkan nakit hareketleri üzerinden hesaplama yapıldığı için gerçek durumu yansıtır.

Nakit Akışı Nasıl Doğru Yönetilir?

Nakit akışını yönetmek için öncelikle ileriye dönük tahminler yapmak gerekir. Faaliyet sürecinde yapılacak tahminler içinde her zaman en zoru satış üzerine yapılacak olanlardır. Özellikle oturmamış ve rekabetin yoğun, değişken dinamikleri olan pazarlarda satışların performansına dair tahmin yapmak zordur. Özellikle şirketler, yeni bir ürün sunma veya yeni bir proje içindeyse tahmin yapmak daha da zorlaşır. Başarılı geçmiş dönemlere ilişkin satış verileri, ileriye yönelik tahmin yapmayı kolaylaştıracaktır. Satış veya gelirlerde olduğu gibi giderlerle ilgili de tahminler yapmak gerekir. Satıştakinin tam tersi olarak rekabetin yoğun olduğu çok sayıda alternatif tedarikçinin bulunduğu ortamlarda tahmin yapmak nispeten daha kolaydır. Tedarik edilen mal dövize endeksli ise kur artışlarındaki potansiyel riskler de nakit akışında dikkate alınmalıdır. Aynı zamanda olası maliyet artışlarının satış fiyatlarına hangi nispette ve ne kadar zaman içinde yansıtılabileceği de analiz edilmelidir.

Faaliyet aşamasından sonra ise şirketlerin yatırımları ile ilgili tahminler yapması gerekir. Olası maliyet artışları ve gecikmeler bu aşamanın en kritik noktalarıdır. Pek çok yeni yatırımda gecikmeler ve maliyet artışları yaşanmaktadır. Bu bakımdan özellikle yüklenici şirketler ile yapılacak anlaşmaların sabit maliyetli anahtar teslim olmasında fayda vardır.

Son aşamada ise şirketleri finansal edimleri ile ilgili yapması gereken anapara ve faiz ödemelerinin nakit akışına yansıması dikkate alınmalıdır. Nakit fazlası olan şirketler için mevduat ve hazine bonosu faiz gelirleri gibi ekstra finansal gelirler söz konusu olabilir.

Faaliyet, yatırım ve finansal yükümlülüklerin hepsini dikkate alarak oluşturulan tahmini şirket nakit akışı, şirketlerin önünü görmesine imkân sağlayacaktır. Nakit akış tahmini yaparken en önemli unsur, dinamik bir finansal model oluşturmak sureti ile satışların, giderlerin, faizin ve kurun farklı şekilde gerçekleşme olasılığını dikkate alan senaryolar oluşturabilmektir. Nakit akışı üzerinden stres testi yapıp olası en kötü durumlarda bile şirketin özellikle borç geri ödeme kabiliyeti ölçülmelidir.

Bütün bu analizlerden sonra şirketin ileriye yönelik nakit fazlası veya açığı olduğu tespit edilecektir. Nakit fazlası var ise atıl paranın nasıl en iyi şekilde değerlendirilebileceği düşünülmelidir. Kısa vadede farklı finansal enstrümanlarda değerlendirilebileceği gibi daha uzun vadede farklı yatırımlar içinde kullanılabilir. Şirketler özellikle de kriz dönemlerinde nakdin şirketin can suyu olduğunu ve güvence amaçlı bir miktarının mutlaka elde tutulması gerektiğini unutmamalıdır. Tam tersi nakit açığı olan şirketler ise nakit akış analiz çalışmasını makul bir süre önce yapmışlar ise yumurta kapıya dayanmadan kaynak ihtiyaçlarını çok daha makul koşullarla planlama ve kullanıma hazır hale getirme imkânına sahip olurlar.