Ana Sayfa Tunç Şatıroğlu Yazılar Sayılarla Tür...

Sayılarla Türkiye ve Dünya

1Sayılarla Türkiye ve Dünya

Elimize bir dünya haritası alsak hepimiz bu haritada Türkiye’nin yerini kolayca bulabiliriz. Ekonomik büyüklüğe göre Türkiye nerededir diye soracak olursak, Türkiye’nin 18. sırada (satın alma gücü paritesine göre 17) olduğunu da bilenimiz daha az olacaktır. Borçluluk istatistiklerine girdiğimizde ise bu konularda bilgili olanlarımızın daha da az olması şaşırtıcı olmayacaktır. İşte sayılarla Türkiye ve dünya adını verdiğimiz bu grafikler kataloğunu hazırlamaktaki amacımız Türkiye’nin dünyadaki yerini bizim gördüğümüz şekilde grafiklerle sizlere göstermektir.

Bizim gördüğümüz şekilde diyoruz çünkü her şeyden önce istatistiklerin sadece bir doğruyu göstermediğini bilmenizi istiyoruz. Aynı verileri kullanarak birden fazla doğru bulmanız mümkündür. Bulunan sonuçlar farklı şeyler anlatabilir ancak hepsi de geçerlidir. Biz sayılarla Türkiye’nin dünyadaki yerini gösterirken Türkiye’nin verilerini mümkün olduğunca gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkeler ve dünya ortalamalarıyla karşılaştırmalı olarak vermeye çalıştık. Bu bizim tercihimizdir, bir başkası daha farklı şekilde bir karşılaştırma yapmayı uygun bulabilir.

Bir konuda taraf olanlar elbette kendi görüşleri doğrultusundaki verileri ve sonuçları kullanacaktır. Öyleyse istatistiklerin nihai bir sonuç olmadığını ve bu konudaki tartışmaların başlangıcı olduğunu görebilmemiz lazım. Aklımıza yatmayan bir sonuçla karşılaştığımızda cahilce davranıp sonuçları reddetmek veya bir araştırma yapmadan bunları yanlış olarak nitelendirmek yerine konu hakkında daha fazla araştırma yapmalıyız. Ancak olgun davranıp, konu hakkında daha bilgili olduğumuz zaman sonuçlar hakkında sağlıklı bir yorum yapabiliriz.

Bu konuda araştırma yapmak isterseniz öncelikle bizim de sıklıkla başvurduğumuz Dünya Bankası http://data.worldbank.org/turkish veritabanı olmak üzere OECD https://data.oecd.org/ ve Eurostat http://ec.europa.eu/eurostat kaynaklarına başvurabilirsiniz. Ayrıca bu kaynaklardan derleme güncel veriler için Trading Economics http://tr.tradingeconomics.com/ sitesine de bakabilirsiniz. Biz Türkiye verilerini dünyadaki diğer ülkelerle karşılaştırmalı olarak vermek istediğimiz için kullandığımız veriler güncel olmayabilir. Güncel Türkiye verilerini araştırmak için öncelikle TÜİK http://www.tuik.gov.tr/ ve TCMB http://tcmb.gov.tr/ tarafından sunulan verilere bakabilirsiniz.

Sözü daha fazla uzatmadan “Sayılarla Türkiye ve dünya” grafik kataloğumuza başlıyoruz. Herkes için faydalı olması dileğimizle. Vaziyet ve manzara-i umumiye…

 

Tunç Şatıroğlu, Kanal Finans

#SayılarlaTürkiyeVeDünya

2Kamu Borcu / GSYH Oranı %

Kamu borcunun gayrisafi yurtiçi hasılaya oranı bir ülkenin kamu borcunu daha fazla borçlanmaya gerek duymadan ödeyebilme gücünü gösterir. Türkiye bu bakımda Euro Bölgesi ülkelerine göre daha avantajlı olmakla beraber Rusya ve Suudi Arabistan gibi uzun yıllar boyunca yüksek petrol geliri elde etmiş ülkelere göre daha borçludur. Yunanistan’ın borcu sürdürülebilir gibi görünmemekle beraber daha borçlu konumdaki Japonya ise borcunun yapısı ve kendine özgü kültürü nedeniyle borcunu döndürmekte bir sıkıntı yaşamamaktadır. Yunanistan’dan sonra İtalya’nın borç döndürme konusunda riskli bir durumda olduğu görülmektedir.

3Hanehalkı Borcu / GSYH Oranı %

Hanehalkı borcu bir hanedeki her yetişkinin finansal kurumlara olan tüketici kredisi, taşıt kredisi, konut kredisi vb borçlarından oluşur. Hanehalkı borcunun GSYH’ya oranının yüksek olması ekonomik krizleri tetikleyen başlıca unsurlardan biri olarak kabul edilir. Grafikte Türkiye ve Hindistan’ın bu bakımdan fazla riskli durumda olmadıkları ancak ABD’de durumun hala endişe verici boyutlarda olduğu görünmektedir. İsviçre ve Avustralya ise listenin en başında bulunmaktadır.

4Kurumlar Vergisi Oranı %

Türkiye’de kurumlar vergisi oranı Rusya’da olduğu gibi yüzde yirmidir. Gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde otuz civarında olmakla beraber ABD’de yüzde 39’a kadar çıkabilmektedir. Kurumlar vergisinin olmadığı az nüfuslu ülkeler bulunmakla beraber Katar gibi kişi başı milli gelirin en yüksek olduğu bir ülkede dahi yüzde onluk bir kurumlar vergisi bulunmaktadır.

5Gelir Vergisi Oranı %

Gelir vergisi Japonya’da yaklaşık yüzde elli iken İsveç’te bu oran yüzde 57’ye kadar çıkabilmektedir. Türkiye’de ise sabit bir gelir vergisi oranı yerine yüzde 15’ten başlayıp yüzde 35’e kadar artan kademeli bir vergilendirme bulunmaktadır. Ancak kademelerin oldukça düşük olması yüzde 35’lik dilime kolayca ulaşılmasını beraberinde getirmektedir. Bu nedenle biz çalışmamızda yüzde 35’lik oranı esas aldık. Bu bakımda Türkiye’deki gelir vergisi oranı yüzde 39,6 oranında vergi alan ABD’nin hemen altında kalmaktadır. Ancak ABD’de gelir vergisi hesabında Türkiye’de bulunmayan birçok istisna bulunmaktadır. Kişi başı milli gelirin en yüksek olduğu Katar’da ise gelir vergisi bulunmamaktadır.

6Satış Vergisi, KDV Oranı %

Satılan mal ve hizmetlerin değeri üzerinden hesaplanan satış vergisi veya bizdeki adıyla katma değer vergisi Avrupa Birliği’nde ortalama yüzde 21 civarındadır. Türkiye’de istisnalar olmakla beraber KDV oranı yüzde 18’dir. Bu bakımda Brezilya, Rusya ve Çin ile benzerlik göstermektedir. ABD’de federal bir satış vergisi bulunmamakla beraber eyalet ve yerel satış vergileri vardır. Örneğin New Hampshire’da herhangi bir satış vergisi bulunmamakla beraber Alabama’da yerel ve eyalet satış vergisiyle birlikte toplam satış vergisi yüzde 13,5’i bulmaktadır. Yine de bu oran Avrupa Birliği ortalamasının çok altındadır. Macaristan ise yüzde 27’lik satış vergisi oranıyla AB içinde tepededir.

7İşsizlik Oranı %

Türkiye’de işsizlik hem gelişmekte olan hem de gelişmiş ülkelere göre yüksek seyretmektedir. İşsizlik sorunu Türkiye’de Yunanistan ve İspanya’daki kadar büyük boyutta olmamakla beraber büyüme sıkıntısı yaşayan ve krizle boğuşan üyeleri bulunan Avrupa Birliği ortalamasının da üzerindedir. Geçtiğimiz yıllarda işgücüne katılım oranının da artmasıyla daha düşük işsizlik oranlarına gelebilmek için ekonominin çok daha fazla iş yaratabiliyor olması gerekmektedir.

8Genç İşsizliği Oranı %

Genç nüfustaki işsizlik Türkiye’de Euro Bölgesi’nin altında olmakla beraber yine de yüksek seyretmektedir. Güney Afrika ve Yunanistan’da genç nüfusun neredeyse yarısı işsizken Japonya’da durgunluğa rağmen bu oran yüzde 6’dan düşüktür.

9İşgücüne Katılım Oranı %

İşgücüne katılım Türkiye’de oldukça düşüktür. İşgücüne katılımın ayrıntılarına girdiğimizde kadınların işgücüne katılımının düşük olması toplam işgücüne katılım oranını aşağı çekmektedir. Kadınların işgücüne katılımı giderek artmakla beraber Türkiye’nin bu alanda gitmesi gereken daha çok yolu vardır.

10Altın Rezervleri (Ton)

Dünyada merkez bankaları arasında en büyük altın rezervi ABD’de bulunmaktadır. Bu bakımda Türkiye’nin altın rezervi düşük görünmekle beraber Dünya Altın Konseyi’nin Türkiye raporuna göre Türkiye’de bireylerin elinde yastık altı olarak tabir edilen 3.500 ton altın bulunmaktadır. Eğer yastık altı altınlar bir merkez bankasında olsaydı bu merkez bankası ABD’den sonra en çok altın rezervine sahip olan merkez bankası olurdu. Bu konuya dikkat çekebilmek için biz de yastık altı altınları grafiğimize ekledik. Kanal Finans altın dosyası içinde bu konuda daha ayrıntılı bilgiler bulabilirsiniz.

11Ev Sahipliği Oranı %

Türkiye’de ev sahipliği oranı Euro Bölgesi ile aynı olup ABD ve Japonya’nın biraz üzerindedir. Romanya ve Çin ev sahipliği oranın en yüksek olduğu ülkeler olarak öne çıkarken hanehalkı borcunun GSYH’ya oranının en yüksek olduğu İsviçre’de ev sahipliği yüzde 45’tir.

12Rekabetçilik Sıralaması

Rekabetçilik endeksinden en rekabetçi konumda olan ülkelerin İsviçre, Singapur ve ABD olduğunu görüyoruz. Türkiye bu listede 51. sırada olup Rusya ve Hindistan’ın arasında kalmaktadır. İşsizlik sorununu yenmek için Türkiye’nin daha hızlı büyümesi ve daha hızlı da büyüyebilmesi için de daha rekabetçi olabilmesi gerekmektedir. Bu durumda Türkiye hiç değilse Rusya’nın üzerine çıkabilmelidir. Ekonomik sıkıntılar içindeki Arjantin ve Venezuela ise listenin alt sıralarında yer almaktadır.

13Yolsuzluk Sıralaması (En Azdan En Fazlaya)

Yolsuzluk endeksinde en yukarıda en düşük yolsuzluk oranı bulunan ülkeler yer almaktadır. Buna göre Danimarka yolsuzluğun en düşük olduğu ülkedir. Kanada ve ABD’de yolsuzluğun nispeten düşük olduğu görülmektedir. Türkiye bu alanda Brezilya, Hindistan ve Çin’in bir miktar üzerinde olmakla beraber 66 sırada olup iyi bir yerde değildir. Rusya ve Venezuela alt sıralarda yani yolsuzluğun çok olduğu ülkeler arasında bulunmaktadır.

14İş Yapma Kolaylığı Sıralaması

Dünyada iş yapmanın en kolay olduğu ülke Singapur olup Türkiye bu listede 55. sıradadır. Daha çok dış sermaye çekmek durumunda olan Türkiye iş yapma kolaylığında en azından Rusya’nın üzerinde olmalı ve daha yukarılara tırmanmak için iş yapmanın önündeki yasal ve bürokratik engelleri kaldırmak için daha fazla çalışmalıdır.

15Bir Yılda Basılan Kitap Sayısı

Bu grafiğimizde bir yılda basılan farklı isimde kitapların sayısı görülmektedir. Veri kaynağında kimi ülkeler için sadece yeni isimli kitaplar bulunurken kimi ülkeler için daha önceden baskısı yapılmış ancak yeniden basılan kitaplar da hesaplara dahil edilmiştir. Türkiye bu grafikte 43.100 ISBN (uluslar arası standart kitap numarası) almış olup bunların yüzde 45’ini edebiyat eserleri oluşturmaktadır.

16Tahıl Verimi kg/ha

Türkiye’de tahıl verimi hektar başına 2,831 kg olup dünya ortalamasının oldukça altındadır. Duruma olumlu açıdan bakacak olursak Türkiye’nin sadece dünya ortalamasını yakalaması bile verimini yüzde 37 artırması anlamına geleceğinden özellikle tahılda dışa bağımlığın azaltılması ve uzun vadede ihracatçı konuma gelmesi de mümkün olabilecektir.

17Gıda Üretimi Endeksi (2004-2006=100)

Yenebilen tarım ürünlerinin üretimini ölçen gıda üretimi endeksine göre Türkiye geçtiğimiz yıllarda önemli işler başarmış ve üretim miktarını yaklaşık yüzde 30 arttırabilmiştir. Aynı sürede zaten verimliliği çok yüksek düzeyde olan Japonya bir miktar gerilerken Euro Bölgesi kayda değer bir artış gösterememiştir. Bilinçli ve verimli tarımla Türkiye’nin daha fazla gıda üretebilmesi mümkün olacaktır.

18Hayvansal Üretim Endeksi (2004-2006=100)

Hayvansal üretim endeksinde üretim için her türlü et, süt, yumurta, bal, peynir gibi hayvanlardan elde edilen ürünler yer almaktadır. Endeks 2004-2006 üretimini 100 kabul ederken dünyada hayvansal üretim ortalama yüzde 17 artmıştır. Türkiye ise bu sürede üretimini yüzde 63 arttırabilmiştir. Üretimdeki artış cesaret verici olmakla birlikte halen kırmızı et ithal eden ülke konumunda olduğumuz için bu alanda daha çok ilerlemeye ihtiyaç vardır.

19Kırsal Nüfusun Oranı %


Kırsal nüfusu özellikle tarım ve hayvancılık için önemlidir. Şehirleşme ve kırsaldan kentlere göçle kırsal nüfus azalmaktadır. Gelişmiş ekonomilerde kırsal nüfus oldukça azken Euro Bölgesi’nde bu oran yüzde 24’tür. Türkiye yüzde 27’lik kırsal nüfusuyla Euro Bölgesi’nden oran olarak bir miktar fazla kırsal nüfusa sahiptir.

20Kentsel Nüfusun Oranı %

Türkiye’de kentsel nüfusun oranı gelişmiş ekonomilere göre bir miktar azdır. Hem nüfus artışı hem de ekonomik gelişmeyle Türkiye’de kentsel nüfusun artışı başta konut olmak üzere birçok sorun ve aynı zamanda potansiyeli de beraberinde getirecektir.

21Kentsel Nüfusun Artış Hızı %

Kentsel nüfus hem kentlerde yaşayan nüfusun artması hem de kırsaldan gelen göçle artmaktadır. Örneğin Türkiye’de nüfus artışı yıllık yüzde 1,2 olduğu halde kentsel nüfusun artışı yüzde 1,9’dur. Euro Bölgesi’nde ise nüfus artışı bazı yıllarda eksi olsa bile kentsel nüfusun az da olsa artabildiği görülmektedir. Bu durum aslında kırsal nüfusun daha hızlı yaşlandığı ve azaldığına işaret etmektedir.

22Nüfusu Bir Milyondan Daha Fazla Olan Yerlerde Yaşayanların Oranı %

Bu grafikte gösterilen ülkelere göre toplam nüfusun içinde nüfusu bir milyon kişiden daha fazla olan yerleşim birimlerinde yaşayanların oranıdır. Yerleşim birimleri diyoruz zira burada kastedilen şehirler değildir. Bazen şehir sınırlarının dışına taşmakta ve şehirden daha büyük, kesintisiz devam eden metropoliten alanlar oluşturmaktadır. Türkiye ve Brezilya’da şehirler oldukça yoğunken kentsel nüfusunun oranı Türkiye’den fazla olan Euro Bölgesi’nde insanlar daha az yoğunlukta yerleşim birimlerinden yaşamaktadır.

23En Büyük Şehirdeki Nüfusun Kentsel Nüfusa Oranı %

Türkiye’de kentsel nüfusun yüzde 25’inden fazlası İstanbul’da yaşamaktadır. Yüzde 25 oldukça yüksek bir sayı olmakla beraber Yunanistan (36), Arjantin (38), Portekiz (44) ve İsrail (47) gibi daha yüksek oranlı ülkeler de vardır. Ancak nüfusun yüksek olduğu ülkelerde nüfus bir şehirde yoğunlaştığında Tokyo, Sao Paulo ve İstanbul gibi nüfusu 10 milyonun üzerinde olan megakentler ortaya çıkmaktadır. Günümüzde dünyada kentsel nüfusun yüzde onundan daha azı megakentlerde yaşamaktadır.

24Kişi Başına CO2 Salınımı (ton)

Türkiye’de kişi başında CO2 salınımı 4,4 ton olup bu oran dünya ortalamasının altındadır. ABD ise kişi başına 17 tonluk CO2 salınımıyla küresel ısınmaya en çok neden olan ülkelerin başında gelmektedir. Bu sadece daha gelişmiş bir ekonomiye sahip olmakla açıklanabilecek bir büyüklük değildir zira Euro Bölgesi’nde kişi başı CO2 salınımı ABD’nin yarısından az olup 7,1 tondur.

25Kişi Başına CO2 Salınımı (kg/$ Kişi Başına GSYH sagp*)

Bu grafikte bir dolarlık milli gelirin kaç kiloluk karbondioksit salınımına neden olduğunu görüyoruz. Milli gelirin artmasıyla birlikte tüketim de artmakta ve bu da neticede daha fazla karbon dioksit salınımına neden olmaktadır. O nedenle milli gelirin yüksek olduğu ülkelerde karbon dioksit salınımının da yüksek olması sıkça görülmektedir. Dünya Bankası’nın 2011 satın alma gücü partisine göre ayarlanmış kişi başına gayrisafi milli hasıla rakamlarını kullanarak hesapladığı CO2 salınımı verilerini incelediğimizde özellikle Çin’in küresel ısınma konusunda pek az duyarlı olduğunu görüyoruz. ABD ise Japonya ve Euro Bölgesi’ne göre daha kötü bir yerdedir. Türkiye bu konuda henüz AB standartlarına gelememiş olsa da ABD ve Japonya’da daha iyi bir yerdedir.

26Kişi Başına Elektrik Tüketimi (kWh)

Bir yılda kişi başına 2.789 Kwh elektrik tüketimiyle Türkiye, dünya ortalamasının altındadır. ABD ise Euro Bölgesi’nin neredeyse kişi başına iki katı elektrik tüketmektedir.

27Elektrik Dağıtımında Kayıp Oranı %

Türkiye’de elektrik dağıtımındaki kayıp oranı ciddi bir sorundur. Türkiye’nin rakamları dünya ortalamasının neredeyse iki katıdır. Türkiye kısa vadede Rusya’daki yüzde 10’luk kayıp oranlarına inmeli, orta ve uzun vadede ise dünya ortalaması olan yüzde 8’i hedeflemelidir. Kayıpları tüketiciye ödeten mevcut yasal düzenlemeler elektrik dağıtım şirketlerini kayıp oranlarını düşürmek için daha fazla gayret göstermeye teşvik etmekten uzaktır.

28Elektrik Üretimi İçinde Kömür Oranı %

Dünyada üretilen elektriğin yüzde 41’i kömürden elde edilmektedir. Türkiye’de ise elektriğin yüzde 27’si kömürden elde edilirken bu oran ABD ve Japonya gibi gelişmiş ekonomilerden düşük ancak Euro Bölgesi’nden fazladır. Türkiye elindeki linyit rezervleri bulunmakla beraber bunları elektrik üretiminde değerlendirmek kalorilerinin düşük olması nedeniyle kolay değildir.

29Elektrik Üretimi İçinde Nükleer Enerji Oranı %

Dünyada üretilen elektriğin yaklaşık yüzde 11 iken Türkiye’de henüz araştırma amaçlı nükleer reaktörler dışında elektrik üretilmemektedir. Türkiye’deki tek nükleer reaktör İstanbul’da İTÜ Maslak Kampüsü’nde bulunan TRIGA Mark II araştırma reaktörüdür.

30Elektrik Üretimi İçinde Doğalgaz Oranı %

Türkiye’de üretilen elektriğin yüzde 43,8’i doğalgazdan elde edilmekte olup bu oran yüzde 21,7’lik dünya ortalamasından çok daha fazladır. Doğalgaz ihracatçısı olan Rusya ise elektriğinin yarısını doğalgazdan elde etmektedir. Türkiye elektrik üretimi içinde doğalgazını payını düşürecek enerji politikaları geliştirmelidir.

31Elektrik Üretimi İçinde Hidroelektrik Oranı %

Yenilenebilir enerji kaynakları arasında en çok kullanılan olan hidroelektrik enerjiden Türkiye’de bolca yararlanmaktadır. Doğalgaz ihracatçısı konumundaki Rusya’da bile elektriğin yüzde 17’si hidroelektrik enerjiden elde edilmektedir.

32Kullanılabilir Enerji İçinde İthalatın Payı %

Türkiye enerjide büyük ölçüde dışa bağımlıdır. Tükettiğimiz enerjinin yaklaşık yüzde 73’ünü ithal ediyoruz. Ekonomimiz büyüdüğünde daha fazla enerjiye ihtiyacımız olacak ve daha çok ithalat yapmak durumunda kalacağız. Bu nedenle kullandığımız enerjinin için ithalatın oranını düşürmek ve bunu yaparken çevre tahribatını asgariye indirebilen sürdürülebilir enerji politikaları üretmek zorundayız.

33Bir Kg Enerji Karşılığı Elde Edilen Kişi Başı GSYH $ (sgp)

Türkiye 1kg’lık enerji tüketerek milli gelirini 12,5 dolar artırmayı başarırken dünya ortalaması 7,9 dolardır. Bu bakımda Çin ve Rusya’nın enerjiyi verimsiz kullandıklarını, Euro Bölgesi ve Türkiye’nin ise daha etkin kullandığını söyleyebiliriz. Bir başka deyişle aynı miktarda milli gelir elde edebilmek için Türkiye ve Euro Bölgesi, Çin ve Rusya’ya göre çok daha az enerji tüketmektedir. ABD’nin de enerjiyi verimli kullanmadığını ve dünya ortalamasının altında kaldığını görüyoruz.