Irak Savaşı’nın maliyeti
ABD bölgede sadece devriye gezmekle yetinen bir güç değildir. Gerekli gördüğü zaman nükleer silahların veya genel olarak kitle imha silahlarının yayılmasını engelleme, terörizmle mücadele ve “demokrasinin yaygınlaşması” gibi hedefleri doğrultusunda askeri güç kullanmaktan kaçınmaz. Irak’ın işgali ABD’nin son yıllarda gerçekleştirdiği en maliyetli savaş olmuştur. Nobel ödüllü, Columbia Üniversitesi’nden Joseph E. Stiglitz ve Harvard Üniversitesi’nden Linda J. Bilmes 2008’de yayınladıkları “3 Trilyon Dolarlık Savaş” adlı kitapta Irak Savaşı’nın ABD’ye olan maliyetini 3 Trilyon Dolar olarak hesaplamışlardır. Peki ya savaşın insani maliyeti nedir?
Irak’ta 2003 – 2014 yılları arasında toplam 4491 ABD asker öldü. ABD ve koalisyon askeri personelinin ayrıntılı kayıtları bulunurken Iraklılar için güvenilir kayıtlar bulunmuyor. O nedenle Irak’ın kayıpları hakkında çeşitli kurumlar tarafından tahminler yapılmıştır. Irak’ın kayıplarını tahmin ederken sadece askeri harekât neticesindeki ölümlerin değil, ülkedeki alt yapının harap olması nedeniyle sağlık hizmetlerinin aksaması ya da tamamen yok olması nedeniyle yaşanan kayıplar ve devletin ortadan kalkması nedeniyle meydana gelen anarşinin sebep olduğu ölümlerin de tahmin edilmesi gerekiyor. Bu konuda yapılan çalışmaların bir kısmı sadece “violent death” yani şiddet sonucu ölümleri hesaba katıyor. Diğer nedenleri de hesaba katan çalışmalara baktığımızda Lancet araştırması Mart 2003 ve Haziran 2006 arasında 654,965 kişinin öldüğünü tahmin ediyor. PLOS tıbbi araştırması ise Mart 2003 ve Haziran 2011 arasında yaklaşık 500 bin kişinin öldüğünü tahmin ediyor. Opinion Research Business araştırması ise kayıpların 1 milyon kişi olduğunu söylüyor.
Tabi bütün bu çalışmalar DAEŞ’in bölgede hâkimiyet kurmasından önce yapılmış çalışmalar. Her şeyden önce DAEŞ bölgede ABD’nin Irak Savaşı sonunda devleti yok etmesi ve yerine ülkede asayişi tesis etmiş bir yönetim kuramaması neticesinde ortaya çıkmıştır. DAEŞ ayrıca ABD Ordusu’nun bıraktığı silahları ve askeri malzemeleri ele geçirerek daha da güçlenmiştir. Bu nedenlerle DAEŞ tarafından gerçekleştirilen doğrudan ve yıkım nedeniyle gerçekleşen ölümlerin de başlıca nedeni ABD’nin Irak’ı işgalidir.
Afganistan Savaşı
Afganistan Savaşı 2001 yılından beri sürmekte olup ABD’nin tarihindeki en uzun savaştır. 2013’te Harvard Üniversitesi’nden Linda J. Bilmes’in çalışmasına göre Afganistan ve Irak savaşlarının ABD’ye maliyeti 4 Trilyon Dolardır. Stiglitz ile beraber yaptıkları çalışmada Irak Savaşı’nın maliyetini 3 Trilyon Dolar olarak açıkladıklarını hatırlayacak olursak Afganistan Savaşı’nın maliyeti 1 Trilyon Dolardır. Linda Bilmes çalışmasının sonucunda şu soruyu soruyor: 4 Trilyon Dolar ile ne satın aldık?
Boston Üniversitesi’nden Neta C. Crawford’un Ağustos 2016 çalışmasına göre 2001’den günümüze kadar Afganistan Savaşı’nda Afganistan ve Pakistan’da toplam 173 bin kişi ölmüş, 183 bin kişi de ağır yaralanmıştır.
Irak Savaşı öncesi ekonomik yaptırımlar dönemi
Irak’ın işgalinden önce 1990’da Saddam Hüseyin’in Kuveyt’i işgalinin ertesinde başlayan ve 2003’te Irak’ın ABD tarafından işgaline kadar süren ekonomik yaptırımlar nedeniyle de Irak halkı büyük bir trajedi yaşamıştır. Yetersiz beslenme, tıbbi malzeme yetersizliği ve temiz suya ulaşımın azalması neticesinde özellikle 5 yaşın altındaki çocuklar arasında ölümlere neden olmuştur. 1995 The Lancet araştırmasına göre 567 bin çocuk ekonomik yaptırımlar nedeniyle hayatını kaybetmiştir.
Etik olarak buna değer miydi?
12 Mayıs 1996’da “60 Minutes” adlı televizyon programında dönemin ABD’nin BM temsilcisi Madeline Albright’a “500 bin çocuğun öldüğünü duyduk, bu Hiroşima’da ölen çocuklardan daha fazla. Buna değer miydi?” diye sorulduğunda Albright “Bu çok zor bir seçim ancak biz bu bedele değer diye düşünüyoruz” demiştir.
Sonradan gelen tepkiler üzerine Albright kendisine hileli bir soru sorulduğunu ve bu cevabı verdiği için üzgün olduğunu açıklamıştır. David Swanson 31 Ekim 2012’de kendisine aynı soruyu tekrar sormuş ve Albright rahatlıkla çok büyük bir hata yaptığını kabul ettiğini söylemiştir. Bunun üzerine Swanson “Bugün İran’a yapılan yaptırımlar da aynı hata mıdır” diye kendisine sorduğunda Albright duraksamadan “kesinlikle hayır” cevabını vermiştir. Yani aslında herhangi bir pişmanlık duymadığı açıktır. Kaç İranlı çocuğu kurtarabiliriz diye Swanson sorduğunda Albright oradan uzaklaşmış ve etraftakiler Sawanson’un üzerine yürümüş ve kendisine “Neden buradan defolup gitmiyorsun?” denmiştir.
Albright’a Başkan Obama tarafından 2012’de ABD’de bir sivile verilen en yüksek onur olanlık Başkanlık Özgürlük Madalyası (Presidential Medal of Freedom) verilmiştir.
8 Şubat 2016’da Albright, Hillary Clinton’a seçim kampanyasına destek olmak için sahneye çıkmış ve kadınlardan Clinton’a yardım etmelerini istemiştir. Devamında da “Birbirine yardım etmeyen kadınlar için cehennemde özel bir yer vardır demiştir.”
“Acaba ölen 500 bin çocuğun annesine yardım etmeyen, o annelerin çocuklarının ölümünden vicdan azabı duymayan kadınlar için orada daha özel bir yer var mıdır?” diye sormak lazım.
“Üretilen her silah, denize indirilen her savaş gemisi, atılan her roket nihayetinde açlık çektiği halde doyurulmayan ve üşüdüğü halde giydirilmeyenlerden yapılmış bir hırsızlıktır.
Silahlanan bu dünya sadece parasını harcamıyor.
İşçilerinin alın terini, bilim insanlarının dehasını ve çocuklarının hayallerini harcıyor.“
Dwight D. Eisenhower, ABD Başkanı
Parasal maliyet olarak buna değer miydi?
ABD’nin çok zengin doğal kaynaklara sahip olduğunu ve dünyanın en büyük ekonomisi olduğunu biliyoruz. Yani savaşlar için ne kadar para harcadığının fazla bir önemi yok, neticede bu harcamalar ülkesine fazla bir zarar vermez diyebilir miyiz? Bunun için isterseniz ABD hakkında birkaç gerçeğe bakalım:
- ABD’de ödenen her 5 dolarlık verginin 1 doları savunma harcamalarına gitmektedir. Kaynak: The Atlantic
- Ülkenin yüzde 15’ini oluşturan 48 milyon Amerikalı fakirdir. Kaynak: Feedingamerica.org
- Her 6 Amerikalıdan biri açtır. 15 Milyonu çocuk, 48 milyon Amerikalı açlık çekmektedir. Kaynak: Feedingamerica.org
- 32 Milyon Amerikalı okuma bilmemektedir. Kaynak: ABD Eğitim Bakanlığı
- 2012 yılında ABD’de üniversite mezunu 115 bin hademe, 83 bin barmen ve 323 bin garson vardır. Kaynak: Bloomberg
- Eğer cebinizde 10 Dolar varsa ABD’nin yüzde 25’inden daha zenginsiniz. Kaynak: Forbes
- 20 Milyon ABD’li karavanda yaşamaktadır. Kaynak: BBC
- Günde 2 dolardan az gelirle yaşayan aşırı fakir aile sayısı 15 yılda iki katına çıkmış ve 1,5 milyon olmuştur. Kaynak: Michigan ve Harvard Üniversiteleri
- ABD’de her gece 565 bin kişi sokakta yatmaktadır. Bunların arasında 48 bin kişi eski askerdir. Kaynak: Endhomelessness.org
- Buna karşılık ABD’de 17 milyon boş ev vardır. Kaynak: St. Louis Fed
- ABD’nin hapishanelerinde 2 milyondan fazla kişi vardır. Kaynak: BBC
- Hapishanelerde bu kadar çok işi vardır ancak ABD’de her 1000 tecavüzün 994’ü yapanın yanına kâr kalmaktadır. Kaynak: RAINN
- Her 25 gençten biri intihara teşebbüs etmektedir. Kaynak: Harvard Ünviersitesi
- 2012 yılında ABD Ordusu’nda intihar edenlerin sayısı çatışmada ölenlerden fazladır. Kaynak: The Guardian
Öyleyse şimdi sorumuzu tekrar soralım mı? ABD Ortadoğu’da ne arıyor? Hatta neden Irak’a saldırdı? “Petrol yüzünden” veya “İsrail’in güvenliğini sağlamak için” gibi cevaplar bütün bu yapılanları açıklamaktan uzak hatta absürt açıklamalar.
Ortada öyle ele geçirilecek bir ganimet, bütün bunlara değecek petrol rezervleri veya savunma için stratejik önemi olan bir hedef bulunmuyor.
Öyleyse bu insanlar aptal olmadıklarına göre neden bu işlere kalkışıyorlar? Ortadoğu’nun insanlarını Albright örneğinde gördüğümüz gibi zerre kadar düşünmüyorlar anladık ama kendi insanlarını da mı hiç düşünmüyorlar?
Bir sonraki yazımda ABD’nin Ortadoğu’daki işgal planlarını ele alacağım.
Bu yazı “ABD’nin Ortadoğu Hedefleri”ni inceleyen araştırma – yazı dizisinin 2. kısmıdır.
1. yazı: Darbe Girişiminin Ardından ABD’nin Ortadoğu Hedeflerine Bakış
Tunç Şatıroğlu’nun bu yazısı da ilginizi çekebilir.
Kapitalizmin Açmazı: Kredi Derecelendirme Kuruluşları, Tunç Şatıroğlu